Bulama yüzünden kavga eden sevgi 65 Yaşındaki kadın beraber yaşadığı genci odasına kilitledi Dün Silivrikapıda geçen bir kıskançlık hâdisesi, meşhut suçlar müddeiumumiliğine kadar gelmi Silivrikapıda Mustafa kızı Münevver adlı 65 yaşında bir kadın oturmaktadır. Münevver, sekiz aydanberi 30 yaşında Mehmet oğlu Ahmet isminde bir gençle beraber yaşıyormuş. Dün Münevver beş kuruşluk bulama almış, bir soğanın başına da bir yumruk vurmuş. Evin sedirme kurulmuş, yemiye başlamış. Ahmet bu — Münevver şu bulamayı berber (—— yiyelim, canım çekti, demiş. — Hayır, kat'iyyen olmaz. — Benim de beş kuruşluk helvam var. Onu da ortaya korum, onu da be. raber yeriz. — Bir lokma bile vermem, Ben hel- va filân istemem. — Ya!. Demek ki, benim senin ya. nda beş kuruşluk bile itibarım yok ha... Bundan sonra Ahmet te bir soğan)» kesmiş, olanın bir köşesinde helvasi- le beraber yemeğe başlamıştır. Fa - kat, bulamadan kendisini mahrum e- den Münevvere kızdığı İçin onu terk etmek üzere hazırlanmıya da koyul. muştur. Münevver, bunu sezmiş ve dı- | şarıya çıkarak Ahmedin oturduğu 0. danım üstüne bir kilit vurmuş, aya4- kabılarmı sakladıktan sonra sokağa çıkan Münevver, oğlu Mustafayı ara. ruya başlamış.. Odada kilitlenen Ah-| met adamakıllı bir dayak yiyeceğini tahmin ettiği için odazın penceresin. den atlayıp kaçmış, kaçarken Xondi eşyasile beraber Münevverin kızına ait eski bir mantoyu da almıştır. Çün kü Münevver Ahmedin paltosunu sat- tığı için ona: vin İçinde kızımın mantosunu giyersin, 3 Ahmet, evden uzaklaşırken dar bir #okağın içinde Münevverle oğluna Taatlamıştır. Tenha sokaktaki oObu rastlayış Ahmedi korkutmuş: — Ben gidiyorum. Paltomu aldım. © Bana verdiğiniz mantoyu da veni gi, deceğim evde giymek Üzere aldım, E- ğer razr değilseniz vereyim, demiş. Ve başımı kurtarmak için de vermiş. tir. Bundan sonra Münevver polise mü. racaat etmiştir. Jddıasında: — Ahmet, evini soydu. Kisımm Mmantosile, oğlumun içinde sekis lira! $ bulunan paltosunu çaldı, demisti”, Bunun üzerine Ahvet yakalınmı; da yanına gelmiş: i iki arkadaş mahküm oldular Dün meş“ suçlar .ç'n nöbe' tutan asliye döriuncü ceza mahke;a 41 gelmiştir Tatia gudur: İcükte otur. y.rmıi tn yaşında An. met oğlu Sabahaddir'e Osman oğlu Gafur, dün sabah srsho3 olmustur ve sokakta narı atmıya başlamışlar Mo- lis Recai bunları yakalamak istemiş. Fakat Gafur polisin ıstarını di #iş ayni zamanda da sesin: vik erek ve yumruğunu sıkarak polise hücum etmiş ve göğsünü yumrukla. rip, Buna rsğmen pos vazifesini ya- parak iki arkadaşı karakola girmiş. Mahkeme, her iki arkadaşım ser. İhoşluklarız! ve fazla elarak Gnfurun polise hakiretini sabit gördü Gafu- tu 35 gin hapse ve Sabahadd Na para #zasına matı att fur derhal tevkit edilrsiştir. Bayram Günlerinde | Cürmü Meşhut | e Hâdiseleri Dört bay'am Sünür.de İstanbu hut suçlar müdletumumiliğine dise intikal etmiştir, Runların « sarhorlıkla, sarhoşl htan doğma « lardır. Yalnız Virisi kazaen ölün vw. | kasıdır. Le ae ll a yi ve müddeşmumiğe çerilmişt'r, “ür. İmü meşlut müddelumumisi Hikmet Sonel, Ahrvedin suçum sabit girmi A4 için tekibata 'ürüm görmeris ve İkendizini sebrbest bırskmıştır meş 2s5hâ Ankara, feragat ve e fedakârlığın en üstün örnekleri. hi gösteren bir mucizeler ve harikalar şehri. liler Başkası ile konuşmasını istememiş! Kyani birinci ceza hâkimi düm Hüseyin İs- nde birisini 4 gül hapse ve #lira para cezasına mahküm otti Hüsayinin Bakırköyünün O: naniyş köyünde oturan da- vacısı Mes'ude isminde bir ka dındı. Müseyinle beraber ayni &vde otururlarmış, Hüseyin karısı Ayşenin Mes'udenin © dasına gitmesine ve onunla kı nuşmasına müsaade etmez miş. Evvelki gün kocası &v- de yokken Ayşe yavaşça Me- Karagüni- | ne) sudenin katına çıkmış. Hüse- Yin eve gelince karısını yine orada görmüş. Ayşeyi haşi xon Mesudayi de t tir, Hâkim Reşit suçluyu sorgu ya çekti, Hüseyin suçunu ol- duğu gibi itiraf etti: — Evet hakaret ettim. Çün kü karıma lâf anlatamadım. onunla konuşmasını İstemi - yordum, dedi. Hâkim, sabi - «ası bulunmıyan Hüseyinin cezasını tecil etti. Şark Demiryolları Şirketi Aleyhine Dava! Şark demiryol arı uzun senelerde. bri hizmetinde calıştırdı iradır Fakat 4 bu ir. Halba ıtılen para Duz sarmın yekfina elli hin şirket müieünün kendisine ruktarda ikrami! Kı memurlara d lerce lecektir. Emektar larb karşısında uzun et “leri hiğeet hakkır. 5 Şark demi memura taksim ec mem vaziy seni ara, mak İç olları şitketini mişlerdiz murlar ba huklarının müdafaasını es- k: Adliye Vekili Mahmut Esat Boz. » Mem; lava etmeğe karar ği Sky iyeceği İkramiye y-.ünu 300 bin lirayı bulmaktadır. BUGÜN iPEK ii ko Lıs — 26.7. Y54 Senenin en büyük TÜRKÇE SÖZLÜ FILMİ apor rma arebesi PA ber MELEK BÜLBÜLLERİ a ÖTERKEN sinemalarında Mümessili: Altın sesli ve altın saçlı yıldız MARTHA EGGERTH “ > 4 ME Sinemanın en büyük artistler; “Mm FREDERİC MARCH WARNER BAXTER İ ve LLONEL BARYMORE Pek yakında SÜMER Sinemasında ZAFER YOLU «mama büyük filminde görüneceklerdir. suuumuuuu(? Belediyenin Yardım ÖLÜM HABERLERİ Edeceği Müesseseler Be nin 937 bütçesi muavenet ina 2 bin bira Turing klüibe, 250) lira Mili Iktısat ve Tasarruf cemiye. tine, 500 lira Bakırköy Doğum evine, 8 bin lira festival komitesine, 3696 tar ve mem eytam ve e lira Çocuk e. geme. kurumu Eminönü $»besin3 yardım olmak üzere 16196 lira tahsi. sat konulmuştur. ihdemlerinin si Bir Lâf Atma Meselesi | Okuyucularımızdan Süleyman, Ne- | dim ve İhsan imzalarile aldığımız. mektupta, bir lâf atma yüzünden çı- arın kan hâdise hakkında yazılan bir yazı Üzerinde izahat verilmektedir. Oku ularımız diyorlar ki; “— Üç aydanberi Beyazıt vezneci- ler, Kllhani sokakta oturmaktayız. Karşımızda bir doktor oturmaktadır. Bayramm ikinci günü, öğle Üzeri Dr. un seksenlik babası karşımızdaki mieellidin dükkânı kapımda evimi- zi göstererek ve birimizi kasdederek ağıza slmmıyacak tahkir ve tehdit- kâr sözler sarfettiğinden karakol va- sıtasile bu meselenin hellini cürmü meşhut mahkemesine bildirdik. Mu- hakeme olduk. Ancak doktorun ba- bası Kâmil Zeki, middelumumilikte vaziyetini kurtarmak için bu dürtist hareketimize karşılık olarak, kızina lâf atmak hâdisesi gibi bir iddia or- taya sürerek mukabil davada bulum: | mak istedivse de ayni saatte yapılan duruşma esnasında asir olmıyan bü iddia bir netice vermedi. İsnat | edi- lemiyen bu iddin hakkındaki yazılan- ların tashihini rica ederiz.,, lira Haliç Tdman klübüne bin lica kan | yuz İrtihal «ide Hulüsinin eşi Zey - Nedim Oyvar, Nevgece Erel, Res sam İhap Hulüsi, Nihad Hulüsi, Ya- ulüsinin babaları ve Mahmut Doktor Şinasi Hak- kı Erel'in kayinpederleri BAY AHMET HULUSİ dün gece Şişlideki evinde vefat et -| iştir, Cenazesi bugünkü Cuma gü- nü #aal 12 de Şişli Halâskâr “asi ai) desi 274 numerolu Cafer Bey apartı | manından kaldırılarak Teşvikiye ca- misinde namazı kılmdıktan sonra We kabristanma defnolunacaktır. i : vumartesi günü saat 15 te evimizin dil, tarih, kitapsaray, spor kollarının; 28 şubat pazar günü sast lütear, gösteril, sosyal, yardım kollarınm kongresi vardıri*Uyelere davetiyeler gönderil. mekle beraber adreslerini değiştiren | arkadaşlarımızın d: o gün hazır bu- lunmaları rica olunur. Kongreden son ra gösterit kolunun hazırladığı piyes | seyredilecektir. 'Töros Gençler Kongresi Toros Gençler Birliğinden: Cemiyetin senelik kongresi 281137 saat 14 te Eminönü Halkevinde ya- Birliğ | Bakırköy Cürmü Meşhut Müddeiumumisi Bakırköy meşhut suclar müddeiu- mumiliğin! yapan müddelumumi mu. avinlerinden Hakkı Şükrü, Bakırköy meşhut suçlar mahkemesinin lâğvı ül. zerine merkeze alınmış ve asl! vazife- | sine devam etmiye baslamıstır. | pılscaktır. Bütün Torosluların gel « mesini dileriz. Bir Çicuk Yaralandı Nuruosmaniyede oturan 6 yaşın - da Ömer İsmindeki çocuğa şoför Dur sunun idaresindeki 1059 numaralı 0- tomobil çarparak yaralamıştır. Ço - cuk tedavi altma alınmış, şoför de yakalanmıştır. Si halk dersaneleri,|” BR MESELESİ . v.. *)5 4 RD33 Koz pik. (5) oynar ve leve yapa” * Bu meselenin halli 28 şubat p#* zar sayımızda çıkacaktır, 21 şubat pazar sayımızda gı” kan mselenin halli: * 32 V vaş » #3 *; Y 1 * 101532 #R.V.9 *.. “zi * ADS a A, Kozsuz 0,...niyor. (S) oynar ve dokuz leve yapar. Kağıtların vaziyetine göre doku3 leve hazır; fakat empasları yapmak için yere iki defa geçebilmek lâzım. Bu elin bütln inceliği o noktada. BU millâhaza İle (S) şöyle oynar: 1, — (S) kör (10) lusunu oynar ve (N) dan kör (V) sini kor. o (E) kör (D) iile alır. 2. — (BE) trefl oynamak” mecburi. retindedir. (S) (A) ile alır. 3. — (8) kör (R) smı oynar ve yer den (A)-ile alereç amı 4. Yerden Kuyu “pak “OYNAYIP (E) min CV) sine ömpas yapar; 5. — (S) pik OR) smi'alır. 6. — (S) kör (3) lüsü ile (N) daki (8) liye el verir. 7. — Yerdeki sağlam küçük piki İalır. 8, — Yerdeki sağlam küçük körü alır, 9 ve 10, — Yerden karo oynayıp İ (CE) nin (R) sını çatala düşürür. # D IHSANSAMİ Bakteriyoloji Lâboratuarı Umumi kan tahlilâti frengi noktai nazarmdan (Wasserman ve Kahn teamülleri) kan kürey- vatı sayılması. Tifo ve ısıtma hastalıkları teşhisi, idrar, bal - m, cerahat, kazurat ve $u tal tı, Ültra mikroskopi, husus! aşılar istihzarı. Kanda üre, şe - ker, Klorür, Kollesterin miktar- larmın tayini, Divanyolu No. 113 Talimlerimiz çok ilerledi. Mükemmel silâh kullanıyoruz. . Dört arkadaş bizi muhabere kıt'asma ayırdılar, mi Binbaşınm ailesini görmek için Cuma günü Tekli. ğe gittim. Aradan geçen üç gün zarfmda Mustafa Efendi ile bir iki defa görüşmüştüm. Fakat Muazzez Hanma meseleyi açıp açmadığını soramadım. Dilim varmadı. Bağ köşküne gittiğim zaman Mustafa E. fendiyi meşhur armut ağaçları altnda buldum. Haf. tanm yorgunluğunu pek sevdiği bahçesinde nargile içmekle geçiren Mustafa Efendi beni görünce pek sevindi ve hemen içeriye seslendi: — Çabuk bize birer kahve! Sonra bana dönerek sordu: Şekerli olsun değil mi? Başımla tasdik ettim. Feriha Hanımı görmek istiyordum. Meydanda yoktu, Onu sormıya vesile olsun diye: — Mustafa Efendi, dedim, Muazzez Hanmne halde? Mustafa Efendi nargilesinden uzun bir nefes çek. ti, esefli osefli başmı salladı: — Sorma evlât, o bir yürekler acımı iş oldu. Onu bu sabah yolcu ettik, bereket Istanbula giden bir aile vardı. Kattık yanlarma! — Vak'ayı nasl söylediniz? , Binbaşının kızmdan Allah razı olsun. Öyle akıllı gey ki. Ne yaptı, ne yaptı, sindire, sindire, alıştıra a lıştıra öyle bir söyledi ki zavallı afyonlaşmış gibi oldu. O kadar ki giderken göz yaşları geldiğinden dnha azdı.. Gençtir, unutur, zaman neyi umutturmaz GM... — Feriha Hanrm nasi? e — Civa gibi masallah. Babasmı da gördükten IHAKİKİ Eseri havrlıyan: sonra grtık bizim evi yadırgamaz Oldu. Bugün bi- zim bacı ile onları (Kayaş) a yolladım. Yemekler yapıldı. Iki araba oldular. Ankaramızm eğlence yeri yok sanmasınlar, Biraz hava almış olurlar, Artık Mustafa Efendinin söyledikleri kulakları - ma girmiyordu . Buraya onu görmek için gelmiştim. Demek ak, gibi bir ağırlık çöktü . O şen, lâtifeci Mustafa Efendinin her lâkırdısı şimdi diken gibi batıyordu, ik defa kendimi bu yalçın dağlar arasmda yapyalnız gördüm. Mustafa Efendinin yemeğe kalmam İçin gösterdi. ği israr beni büsbütün sinirlendirdi. Tozlu değ yol. Jarmı cehenneme çeviren bu öğle güneşi altmda şehrin yoluna düştüm . li Bugün Meclisteki arkadaşlar arasnda bayram var. Bizim tevellüt'üler silâh altma almıyor. Binbaşmm dediği çıktı . Dört arkadaş sevkiyat şubesine gittiğimiz vakit giyeceğimiz elbiseleri hazır bulduk. Bizi İstasyon arkasındaki yeni zabit namzetleri talimgâhma sev. kettiler, “üz elliden fazla mevcudumuz var. Bir taraftan da artıyorur. İlk yazılanlar biz olduğumuz için daha o dik günden kıdemli olduk İNKILÂP ROMANIJ m Sİ ei Mahmud Atill& AYKUT Binbaşı Fikri Bey talimgâha geleceğinden bahset- migti. Ondan aldığım son mektupta &ctasiyle be. raber İleri hata geçtiğini yazıyordu. Şu halde gele. miyecek. Fakat şimdiki kumandanımız da pek centilmen bir kaymakam. Talimleri teftiş ederken bize teşvik olsun diye kendi aramıza karışıp hare - ketlere iştirak ediyor. Hele (Yere, Yat!) kuman. dasına karşı elbiselerini kirletmemek için yerin te. miz tarafını ariyan bir arkadaşı mahcup etmek için o ütülü elbisesiyle kömür tozu karısık çamurlu toprağa bir yatışı vardı ki hepimiz gaştık. Kuman - dan bu manevrayı yaptıktan sonra pek nazik bir sesle : — Efendiler ,dedi, düşman ateşi karşısmda ka! . dığmız zaman siper almak için yerin temiz tarafını mr arıyacaksımız? Haklıydı.. Ve bu bize öyle bir ders oldu ki günlerce yaptığı muz ekzersizlerden daha çok istifade ettik .“.. Bu akşam Mustafa Efendinin mağızasma uğra. dm . Kendisi yoktu. Bir mektup yazdım, bıraktım. Cu- ma günü kendisini ve binbaşımın ailesini görmek İçin yanma geleceğimi haber verdim. Artık bu sefer yeni bir (Kayaş) tenezzühü olmaz Şimdi muhabere stajı yapıyoruz. Asker ocağı, zaten hâdiselerin terbiye ettiği ben. liğimizi bir törpü gibi işledi. Sertleştirdi. Şimdi zağ- hı bir yalm kılıç gibi çarptığımız yeri ikiye bölecek kadar küvvetiiyiz. .. Onu gördüm! Beni bağ kapısında karşılad.. Haftalarca ondan uzak kalışımm tesiri mi anla yamadım. Bana biraz süzülmüş, zayıflamış gibi geldi . Fakat renginin değişikliğine rağmen gözlerindeki canlılık daha kuvvetliydi. Bu kızın gözlerindeki ifade kudreti o kadar müessir ki bakışlariyle bütün hiz. lerini anlatmak imkânmı buluyor Bana iki elini birden uzattı. Sicak parmaklarını avuçlarımda hissettim. . Ikimiz de bir zaman konuşmadan durduk. O ka. dar heyecanlı idik ki ellerimizin temasi söyliyeceği- miz kelimelerin mânasından daha çok şeyler anla - tıyordu. Eğer içeriden Mustafa Efendi seslenerek bizi ça» Errmamış olsaydı, bu salkımsöğütler altmdaki bu fbadete benzer gi sahnesi uzayıp gidecekti. Yan. yana eve doğru giderken içimden geçenleri dudak- larım zaptedemedi: — Feriha Hanım, sizi o kadar özlemişim ki! Bu. raya misafir oluşumuz, pek alıştığım sizden beni uzaklaştırdı . Cevap vermeden avucumdaki parmaklarım hü- reketi ile hislerini izah etti, (Arkası var)