21 Şubat 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

21 Şubat 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Amcanın Köşesi Yavrularım, ölge oyununu seviyor mus. £ müz? Size vakit vakit bu oyu- Onun em eğleneelilerini öğretiyorum. , portakal zamanı gölge 0- dan bir çoğunda bü meyve. kabuğu lâzmı olur. Bunun için — kendinize duvarda deneyiniz. Gölge- in duvara İyi vurması bçin tan eşik: | duvarın arasında durmayı unutma Gölge oyununu iyi yapabilmek için şey daha vardır. Kesme ve resmi “anlatan yazılşra çok dikkat etmeli. Tasan elinizin en ufak bir yanlışlığı bütün gölgeyi bozar. Neye yapum- riyor, Eğer dikkat etmez de ufacık bir hata yaparsanız tabii ki, istedi. “inizi bulamazsınız. Zaten bu oyu - nun bütün faydası, sizi dikkate alış. “trmaktır. Bir yandan gülüp, eğlenir. kon, duvardm küçük elinizin bir at oldu. Kedi başı, bir aşçıbaşı, bir tavşan olde- verdi Çizmeli kedi, paraları koşa ğunu seyrederken bir yandan da dik — katli olmayı öğrenirsiniz. Bunun için Gölge oyunu, hem tatlı, hem de pek Saydalı bir oyundur. Gelecek hafta si- 74 ba oyun için bazı şeyler daha söy- Hveceğim ve sizden bir şey istiyece. İm Kahkaha MCA Olur Şey Değil. İskoçyaldar, kendi hasislikleriyle kendileri de alay ederler. Bu huyla- ma sit tatlı hikâyeleri vardır. İşte bir tanesi: Vaktile bir İskoçyalı seyahate çir| kar, Otuz sene dünyayı gezer, dola- | şir. Sonra anavatana dönmek İster, ve yolu çıkar çıkmaz iki kardeşine istasyonda kendisini karşılamaları i- çin telgraf çeker. Yolcu Isokçyalı, trenden indiği za- man kimlerle karşılaşsa beğenirsi- “niz? Vahşiler gibi sakalları, bıyıklar çına karışmış İki insanla. Bunların kendi kardeşleri olduğunu güçlükle| tanır ve hemen sorar: — Bu ne hal? Bu sakal, biyik ne?) İki kardeş hiç tereddüt etmeden gü © cevabı verirler; © — Unuttun mu? Giderken usturı “yı da beraber götürmemiş miydin? Ilk ve Son © — ihtiyar bir zat, ilk tayyare yolev- Tuğunun sonunda topraj © basmaz bilotun elini sıkar: — Birlikte yaptığımız. için #ize teşekürler ederi — Fakat biz iki yolculuk yapma dik ki. — Bu yolculuk benim için bir de- gil, Mekdir. Hem ik, bem de son. yolculuk Masal TAN Çocuk Mâvesi Çizmeli Kedi B Hammer dtiyr ür çişi vardı. Ölürken üç oğlundan| €n büyüğüne tarlastm, ortancıya sa-| paniyle öküzlerini, küçüğe evin ke. disini miras bıraktı. Zavallı küçük oğlan “Ağabeylerim birleşir tarlayı eker, biçer, gecinirler. Ya ben ne yapayım. Bir kedile insan ne kazanır &ti yenmez, kesip derisinden çarık yapsam üç gün dayanmaz." diye ta- salanıp duruyordu. — Masal bu ya — bunu kedi farketti. hi kadar üzülme efendim, dedi, ben seni beslerim. Yalnız hana bir çift çizme yaptır, bir de torba ver. Küçük oğlan buna pek inanmadı amma, kedisini kırmadı, istedikleri- ni verdi. Çizmeli kedi, ertesi gün şa. fak sökerken evden çıktı. Dere tepe aştı. Bir tavşan inline vardı. Torba- sının ağzını açıp bir yana bıraktı Kendi de yanına yatı. Çok geçme di, bir yavru tavşan torbanın üzeri- ne sıçradı. Kedi torbanın ağsmdaki ipi çekince yavruyu yakalayıverdi. Ve doğru kralın sarayına koştu. Tay. şanı ona hediye etti. Kral memnun e bir avuç para bahşiş koşa sahibine getirdi. Bununla ikisi de bir güzel karmlarını doyurdular, Biraz da para arttırdılar. İkinci gün kedi yine gün doğarken yola çıktı. Gide gide bir harman ye- Fine geldi. Torbasını bir buğday yi ğınmın üzerine koyup bekledi, Buğ- day yemiye gelen kuşlardan biri ya hılıp torbaya basınca kedi hemen i pi çekti. Kuşu yakaladı. Yine krala götürdü. Bir avuç bahşiş kazandı Böylece haftalarca efendisini bes- edi. Küçük oğlanm keyfine diyecek yoktu. Ağabeyleri alın teriyle ekmek İlerini kuzanmıya çabalarken o, yan elip yatıyor, boyuna para arttır yordu. Bir gün çizmeli kedi, sahibine: “Efendim, dedi, şu karşı köyden | nacaktı. Küçlük oğlan buna hem şa. | erdiler. bugün kralla kızı araba İle geçecek- ler. Gel beraber oraya gidelim, Sen, soyunup dereye gir. İşin üst tarafı. ni bana bırak. Bu sefer seni hakkak hem zengin, bem de büyük bir prens yapacağım.” Çok geçmeden kediyle efendisi kö- ye vardılar. 'Tam küçük oğlari dere- de yıkanırken kralın arabası da o radan geçiyordu. Çizmeli kedi bir. denbire aşağı yukarı koşup: “Efendim boğuyor. İmdat, im. dat” diye bağırmıya başlamasın mı? Kral kediyi tanıdı. Adamlarını 0- na yardıma koşturdu. Küçük oğlanı | dereden çikardılar. Kedi bu sefer de Krala: “Benim efendim Prens (...) dir, Huzurunuza çıkmak istiyor. amma, hırsızlır. onu dereye atıp elbiselerini almışlar, kendi pis elbiselerini bırak- mıslar" dedi, Küçük oğlan buna bir yandan se iniyor, bir yandan da: “Ben ne akılsızım. Ne dedim de bir kedinin sözüne uyup başımdan büyük işlere girdim. Şimdi krala benim pis kulübemi nasıl gösterebi- rensin bu kulübede İşi * diye düşünüp üzülü- Çizmeli kedi de ortadan kaybol muştu. İhtimal işin sarpa sardığını anlayınca sıvişıvermişti. Fakat ha Yır, çocuklar... O, kaçmamıştı. Önden koşuyor ve rastladığı her büyük çift- liğe, köşke, otele dalıp orudakilere: “Şimdi buradan kral geçecek, Bu- rasının kimin olduğunu sorarsa “Çiz. meli kedinin efendisinindir” demez- seniz, hepiniz olduğunuz yerde taş İkesileceksiniz.,, diye herkesi korkutu- yordu. Onlar da korkudan “peki, diyorlardı. Hakikaten de kral, bu büyük köşk- lerin, bahçelerin kimlerin olduğunu sordukça hepsinin ! Çizmeli kedinin efendisinin” olduğunu söylüyorlar - dı. Kral neredeyse küçük oğlanın kendinden daha zengin olduğuna na şıyor, hem de deli gibi seviniyordu. amma “en sonunda o viran kulübe ye gidecek olduktan sonra, bunlar mu-neye yarar?” diye düşünüyordu. Halbuki akıllı kedi, buna da çara arıyordu. Gide gide yol üstündeki bütüm köşklerden hattâ kralm sara- yından daha büyük ve güzel bir ko urası bir devin idi o taraflardan kuş uçurmazıdı ama tesadüf bu... Küçük kedileri pek verdi, Onun için çizmeli kediyi hu. izuruna kabul etti. İsteğini sordu. O da: lu dev, işittim Ki sen istediğin yaman her hangi bir hayvan kı na girermişsin, bunu pek merak edi- yorum.” dedi. Ve sesini işittirmek i- gin olanca kuvvetiyle bağırdı. Dev: “Tabii kilçük kedi!" dedi ve silkinip koca bir aslan oldu. Zaval- lı kedicik korkudan nereye kaçacağı ni bilemedi, Öyle ya dev kedileri se- viyordu amma, aslan kedi medi din- İler mi hiç? Bereket dev tekrar eski döndü. Kedi, bu sefer de: | “Olu dev; buna şaşmam. Dev ko- İcn bir aslan olabilir. Fakat dedim ki haline labilir mişsin.” dedi. Dev bu sözlere bir güldü. Sanki yeryerinden oynadı. Sonra Gilkinip utacık bir fare oldu. Çizmeli kedi, bemen onun üzerine atladı. Parça İladı ve yedi. O son lokmayı yutar. İken kralın arabası da oraya varmış. ti. Akıllı kedi, koşup arabacıya gön- terdi. Kralla, kızı ve küçük oğlan aşkın şaşkın arabadan indiler. “ Çizmeli ke- di, devin kendisi için hazırlattığı öğ. le yemeğinden onlara güzel bir 2i- yafet çekti, Kral bu sarayı görünce düşündü. “Kızını bundan daha zen- daha güzel kime verebilirdi. Hex men orada nişan yapıldı. Birkaç gün sonra da mükemmel bir düğün... | Yüyip içtiler, Hepsi muratlarına Küçük oğlan ölünciye ka Onu hiç üzme dar kedisine baktı. & | - Berri — Kaç türlü yılan var? ok, pek çok... Hem de çeşit çe- | it. Zararlı zararsız. Evet, yı lanların hepsi zararlı değildir. İnsanı zehirlemez. Bizim memleketimizde tastlananların hemen hemen hepsi bu türlüdür. Büyük bir fonalık ya- pamazlar. Bunlar böcekleri, kurba- gaları, yavru kuşları ve. bulurlarsa Ağaçlara öyle mükemmel tırma nırlar ki... Uzaktan seyri bile insanı şaşırtır. Sanki ayakları varmış gibi çabucak yukarılara kadar çıkarlar Vakıa bazı yılanlar da ayaklardan vardır amma; hepsinde değil. Bu söylediğim zararsız çayır yılanla, nun da mahmuzları yoktur. Fakat 08 ağaca mükemmel tırmanır, Koşki yılanların hepsi böyle olsay- dı, İçlerinde ne müthis ve ne korkunç, tün olarak yutabileceğine inanamaz. İ yumurta yrler. Insana dokunmazlar, | ları var. Bunların her yıl öldürdüği İnsan sayısı büyük şehirlerde bie yıl- da ölen insan sayısı kadardır. Meselâ “ “Çayır yılanı" ağaçlara mükemmel tırmanır. Boyu ekseriya uzun boylu altı insanın uzunluğun. ayak basar| kalma mahmuz gibi ufacık çıkıntılar | dadır. Adı Boadır. Bu yılan, çok defa, yılanların en büyüğü olduğu zanne- dilmiştir. Fakat bundan daha büyük bir cins yılan vardır ki boyu “10” metreyi bulur. Bir de “Yumurta yiyen yılan” var- dır. Vücudu pek incedir, İnsan bunu görünce dünyada bir yumurtayı bü: “Amma, bulunca öyle bir yutar kı, görseniz şaşarsmız. Resimde bu yı- lanın yumurta yutuşuna bakınız. No tuhaf, değil mi? Yılanların en tehlikesi / Kobradır. Bu yılan hayvan, insan kime hücum ederse ve ısırırsa muhakkak ölür. Kobranın üst çenesinde yalnız iki di. şi vardır. Ağzını kapadığı zaman bu dişler yan yatar, Fakat ağız açılır a- çılmaz iki diş hemen dikteşir, / İşte İ Kobra birini ısırdığı zaman yaraya zehri bu dişlerle akıtır mutlaka öldürür. TANın Çocuk İlâvesi Hem Eğlence Hem Bilmece İki küçük, siyah dört köşenin bi-) dinden öbürüne giden yolu bulunuz. Bu yolu resmin üzerinde renkli ka- iemle çizip, bize yollayınız. No:2 er yanı “13” metre olan murab- #a şeklinde bir halıyı şu şekilde “4” yarçaya ayırımı metre murabbar bü- düğünde bir parça, Bu parça sarılınca geriye kalan “3” parça yan konulunca meydana tam bir abba ç Yan ile anlatmak yetmez, Şekli| Soldan sağa: 1 — Renk, 2 #iz harf, 3 — Bir emir ve basma, &- Beli. 6 — Bir İşaret, birinci, $ — Ad, Yukarıdan aşağıya: 1 — Dünyanın #onu, 2 — Yakinin aksi, 3 —Hava ce- reyanı, dat. 6 — Oyuk. 7 — Vücutta balu. Bur, edat, 8 — Bir memleket, bağla. mak. (19) numaralı melek. 7 alien beji İ | İ — Bir daireyi, uzunlukları biri.) birine müsavi üç münbani çizgi ile) 4 müsavi kısma şöyle ayırmak lâzım dir; 2 — Ikinci bilmecenin halli şudur. BAL 484424380 kz Bk 4 8 1000 © -İre inildikçe arta arta'ni 4 — Yırtığı kapatır. 5 — | başka ayağım yok. i FAYDALI i BiLGiLER | DÜNYANIN İÇİNDE KAÇ DERECE SICAKLIK VAR? 1 #ığı 6000 kilometreye dünyamızın acaba derinlerin- de nasıl bir srcaklık var, çocuklar Bunu, bizim yakından öğrenmemiz kabil deği, İnsanların şimdiye ka dar kazdığı en derin kuyu nihayet *3* kilometre derinliktedir. Daha derinlere inilemiyor. derinliklerde olup bitenleri ancak â- limlerin kurduğu mazariyelerden öğ. reniyoruz, ne de gören var. Çürikü derine in- dikçe sıcaklık ve tazyik artar, Daya- nılamıyacak bir hal alır. keak her “33” metrede “1” derece çoğalmaktadır. Bu hesaba göre dün- anın tam ortasında hararet “180” bin dereceyi bulur. Değil bu kadar sıcaklıkta, hattâ bundan daha çok azmda bile bütün madenler erir. Pa: kat burada işin içine bir de tazyik meselesi karışıyor. Tazyik derine. yet mer. kezde bir metre murabbur üzerinde “100” milyon kiloyu bulur. Bu kâ- dar giddetli bir tazyik, sıcağın erit tiği her şeyi yeniden sertleştirir. Hem de çelik kadar. Bir şey daha var, çocuklar, Far- zediniz ki dünyanın merkezine kadar bir kuyu açılmış. Ve sizi bir iple bu) kuyuya sarkıtıyorlar. Ne olur, bilir| misiniz ? İndikçe ağırlığınız artar, ar: bar. Bir zaman gölir, son derecej ur. Sonra yeniden hafiflemiye baş- larsınız. o Ve tam dünyanın imerke - ginde ağırlığınız sifira iner. Çünkü orada her taraftan gelen “çekme kuv veti” müsavidir. Artık lizeriniz€ hiç bir tazyik geli kalmaz. Tabii bunların hepsi ye, Daha bu şeylerde çok, çok cal Viz. Meydana çıkarılacak kimbilir da- ha Beler, neler var. Başka Ayağı Yok! Bayan — Bu ayaklarla salona gir- miye utanmadın mu ? | Hizmetçi — Ne yapayım, efendim, | | Aman, Dikkat Et. l Bay — Şu radyo ne hoş şeydir. Biraz evvel Tombuktuda idim. Şim- di de şimal kutbunda. Bayan — Aman, dikkat et. Ya gü. meş çarpar, yahat ta soğuk alırsın. . | YON — Çaprast kelimelerin halli şöy Bu inilemiyeri | 'Tabil oralara ne giden, | | z i Bulmaca Müsabakamız aplarını da y mış, Fakat resme dikkatli bakarsanız pek te doğru çizilmiş olma dığın görürsünüz. Ressam dalgınlığa kapılıp kim bilir kaç yaalış Sap ws. Bu hatalardan en çok bulup bize yazanlardan elli kişiye güzel he diyeler vereceğiz. i Yumurtadan e epezmie) , Karikatür Kapağ ! ından yapımı. Saçları Üç »i -|. ep 5 cim sapından. Eşarpı küçük bir men dilden, Bu oyunda en büyük hüner elini- 7€ resimdeki şekli verebilmektedir. Parmaklarınızı iki. şer ikişer birleşti-! rip ortasını. biraz açarak aşçmın ko- pacaksımız. İçin ci parmağınızı ko. ca bir burun gibi kıvıracaksmiz. Alt ta kalan iki par. mağinız sakın u- mutup fena tutma. yınız. Aşçı çenesiz. kalır. Gölge boz İşte size kolayca yapabileceğiniz kolay bir karikatür mevzuu Bir yumurta alınız. Yerken tepesin Zulu, Başındaki takye ile eşarpı yapmak |de açtığınız ufacık deliği “kapamak için ya yukarıdaki gibi siyah kâğıt. çok kolay. Baş parmağınız. kibrit)“ kutusunun içine sokup kutuyu diki. | '” #96 Yapıp yapıştırınız, yahut ta pe tutanımız.. Sicimleri arka taraf . | 900'daki gibi bu kırığı alt tarafa ge- tan elinizle kutunun arasa gıkıştı. | ri? KAğıttan bir yakalıkla kupayı- rırsmız. Mandarina kabuğunu da ku | 75 Göz, Kulak, gözlük, burun, ağız İbi şeylerin mast çisiliceğini İ yorsumuz. daha: tunun üstüne ters olârak koyarsınız. göcü- İşte kocaman bir aşçı bönesi Ya boynundaki eşarp. O, bu pek | bir kâğıda çiz kolay, Mendil tıpkı ufak bir, eşarp | Kesip Yumurtanın lüzumlu y ar gibi bileğinize bağlayıveriniz | apırtrırsnız. Yakalığın nazal alacağı da ice Bunları resimdeki gibi illerde Çok Âlimmiş! bu hale sokup arkadaşlar — Ban tahsile taraftarım. Onur nıza, annelerinize gösteriniz, b hiç bir şeyi bilmek mümkün değildir. | ne kadar hoşlanacakl Meselâ; riyaziyeyi ele alalım. Onun - sayesindedir ki biz iki kere ikinin | sekizin.. Ölü. öld, öhü Ne ört, alta ie alanın on ili, dört kere gelim coğrufyaya....

Bu sayıdan diğer sayfalar: