Mahkermelerde Seksenlik suçlu bir memura “rüşvet yedin!,. demiş Meşhut suçlara bakan Asliye Dördüncü Ceza mahkemesi dün bir hakaret davasını neticelendirdi. Davacı Beyazıt nüfus memuru Hüsnü şikâyetini şöyle anlattı: — Bir gün suçlu Artin daireye gel- di. Nüfus kâğıtlarını yapmadınız, geç kaldınız, diye bana çattı, Halbu- k ki kanuni her kolaylık kendisine g ocu terilmişti. İşi bir dakika bile gi sağ tirilmemişti. Ona işi anlattım, çatmı d ri em ap) GÜŞUYEl nı söylerken de eğer bir şikâyetin varsa merciime git anlat, senden pa-| < ra mı aldım, dedim. O | IK a ın “Evet para aldın. dedi Ben bu hakareti ve iftirayı bir zabıt varaka-| sile tesbit ettim. Ağır ceza mahkemesinde dün bir çocuk düşürme ve ölümö sebep olma Hâdisenin suçlusu Artin elinde bir|davasıma devam edildi. Suçlu yerin. çengelli deynekle mahkemeye giri »İde Şişlide oturan Ebe Risima ile Has yordu. şir elinden deyneği aldı | köyde oturan Hafız Kemal, Feride ve onu yavaşça suçlu yerine geçirdi. | ve Fatma vardı. İddia şu idi: 80 yaşında olduğunu söylüyordu.) Hafız Kemalin, refikası Nefise, Reis, niçin hakaret ettin, deyince o| çocuk düşürmek için Ebe Efsimanm Söylemeye başladı. tavsiyesile rahme kibrit çöpü sok - — Ben memura hakaret etmedim. | müş ve 7 aylık çocuğunu düşürmüş, Çok masraf ettim. Benim işim niçin|sonra da bu çocuğu Kemal, komşu- olmıyor, dedim. O daha bazı İşleri|jarı Feride ve Fatmanm yardımile olduğunu söyleyince müteessir Ol - | bahçeye gömmüştür. dum, Orada bana nüzül isabet edip| ölecektim, dedi. İdin hastanesinde ölmüştür. Sonra şahitler dinlendi, mahkeme) Dün, Kudsiye isminde bir Şahitle Artini suçlu buldu. Kendisine bir aY | hâdizenin tahkikine ilk defa el ko - hapis ve 30 Jira para cezası verdi. yan polis Feridun dinlendi. Ebenin Sonra bu cezs yaşımdan ve memurun | nüfus kâğıdile 1319 senesinde aldığı tahrikinden dolayı 5 gün hapse ve) ebelik ruhsatnamesi tetkik edildi, 6 lira para cezasına kadar indi ve te«İ Başka şahitlerin çağrılması için cil edildi. muhakeme talik eğildi. Şakadan Çirkin Çıkan iM-1 Bir dava bir iş Kemahiyeli kasap Cemil evvelki ak gam Sirkecide ekmekci Karaağaçlı 18- mailin dükkânma gitmiş, Cemilin ko- lunda yara varmış, İsmail gakâ oleun ! diye arkadaşının yarasına hafifce do- kunmuş, Cemil: Vay yaramı" acıttm, demiş ve ağız dolusu küfürler savurmuş, İsma- il de: — Yahu şaka yaptım. Ne #iüfür e- de bir delikanli 6 yaşında Mihriban isminde bir çocuğa belsoğukluğu #- şıladığı için dün o müddelumumiliğe verilmiştir. Müddelumumilik çocu - ğu tabibi adillere muayene ve hasta» lığı tesbit ettirmiştir. Sahte Polis Celâl isminde bir delikanlı kendi. sine polis süsü verdiği için müddei- Nefise de kaldırıldığı Haseki ka -| Bakırköylinde oturan Emin ismin-| ——2> 20-2-957 Bayramın birinci PAZRTESİ GUNU MATİNELERDEN BAŞLAYARAK Sinemaların- ue iPEK öne ELHAMRAZ5 Sinemacılık tarihinin bir mucizesi ve katiyetle iddia ediyoruz ki, 1936 - 37 FİLM DÜNYASININ EN MUAZZAM, en güzel ve EN MÜTHİŞ ŞAHESERLERİN ŞAHESERİ Rus-Japon MUHAREBESİ Baş rollerde: ADOLF VOLHER UCK - DANİELLE DARİEUX 50.000 figüran. Bir Rus zabiti ile bir JAPON kizinin nefisi: aşk macersi s1, tarihte meşhur PORTARTUR MUHASARASI, 50.000 askerin iştirak ettiği muazzam kara harpleri, AMİRAL TOGO'nun RUS DONANMASI BATAN ZIRHLILAR — HER IKİ TARAFIN GÖSTERDİĞİ KAHRAMANLIKLAR. CANLANAN BİR TARİH — EŞİ GÖRÜLMEMİŞ BİR ŞAHESER Farelerin kemirdiği bir ceset Nasıl Öldüğü Tahkik Ediliyor Karagümrükte Beyceğiz mahalle - sinde Bakkal çıkmazında oturan 65 yaşlarındaki Fatma, kaç gündenberi evinden çıkmıyormuş. Komşularının nazarı dikkatini celbetmiş, kızıma ha- ber vermişler. Dün kızı da eve gel - kapiyi çalmış, açılmadığını gö- rünce bekçi ile beraber polise müra- cast etmiş, kapı kırılmış, içeriye gi- rilince ihtiyar kadıncağızın mutfak. ta yüzüstü ölü olarak yattığı görül- müştür. Müddelumumilik tahkikata el koy- muş ve tsbibiadli Enver Karan da cepedi muayene etmiştir. Cesedin te-| İ fessühe başladığı, kulaklarmı, burnu. İnu fareler yediği görülmüştür. Tah- mine göre, İ kadm gece müt. fağa inerken tuğla sökülmüş ve ka- fası üstüne düşerek ölm . Bu - nuola beraber müddelumumilik teh kikatı derinleştirmektedir. Beraet Etmiş Adapazarında bir kaçakçılık İşi den dolayı yakalanarak yehrimizdeki | ihtısas mahkemesine getirilen mevkufen muhakeme eğilen doktor Hüseyin Hüsnünün muhakemesi İn-| taç edilmiş #e beraetine karar veriles| g İRKÇE SÖZLÜ ve NI imha etmesi FEAR Bugün ve yarın akşam son olarak MELE sinemasında | Hu Şarl tirden Boyer , Mazurka Şanghay O PolaNegri BAYRAM MÜNASEBETİLE SÜMER? sinemasında Bügün matinelerden itibaren TÜRKÇE SÖZLÜ ve ŞARKILI .BAGDAD BULBULU | Büyük ve eğlenceli Şark filmi başlıyor. Baş rollerde: MÜNİRE MEHDİYE ve AHMED ALLAM Şayanı hayret dansları. Dilber dansözler.. Nefis şarkılar. Bağ- datta cereyan eden büyük bir aşk romanı. Bugün matinelerden itibaren $ GG MER Siremasında ve İzmirdeTAYYARE ” ve Sinemasında rek serbest bırakılmıştır. BAYRAM GÜNLERİNDE daima bütün #enenin en güzel filmini göstermeği itiyat edinen ... Sinemasi Sinemi Vazifesini İhmal Eden M E ve S A K A R Y A rl Bir Nüfus Memuru Fatih nüfus dairesi memuru Yu-|Ş suf vazifesini ihmal ettiği iddiasile vilâyet idare heyetince verilen Tüzu- mu muhakeme kararı, dün müddeiu- mumiliğe verilmiştir. - İkinci . sorgu hâkimi tahkikata başlamıştır. Yakım-| da muhakemesi yapılacaktır. l // BAYRAMIN BİRİNCİ PAZARTESİ günü MATİNELERDEN baş- ( lıyarak, büyük musiki üstadı FRANZ LEHAR'in nefis musikisi, MACAR ve ALMAN şarkılarile süslenmiş, görülmemiş derecede EĞLENCELİ, ZEVKLİ ve MUHTEŞEM bir mevzulu Bülbüller | Üterken “İ Filmini takdim edecektir. Baş Rollerde: oOAltm sesli ve altın - saçlı, halkımızın sevgilisi THA EĞGERTH Süvareler için yerler evvelden temin edilebilir LEK İp 40 SORGU HAKIMI | | Ankara, 19 (TAN) — Adliye Ve- L kâleti, sorgu hâkimlikleri için han veren 40 kişinin tayin kararna hazırlamış ve tesdike sunmuş tur, .. imti- ŞEHİR TİYATROSU Operet Kısmi Bu akşam 20,30 de İŞEHİR TİYATROSU DRAM KISMI Bu akşam 2030da diyorsun, derken iş büyümlş ve ara- ya girenler iki arkadaşı ayırmışlar. Biraz sonra Cemil tekrar İsmailin dükkânma gitmiş ve terasiyi kaldır dığı gibi kafasına indirmiş. İsmal de kuna yumrukla cevap vermia. Dün davaya Sultanahmet sulh Ü| güncü ceza mahkemesinde başlandı. Hâkim İhsan suçlularm sorgularıcı yaptıktan sonra nüfus kâğıtlarını tet kik etti, Ikisi de 18 yaşinrını ikmal Türk kadmları BİR FACİA Esirgeme Derneği Balosu 20 Mart Cumartesi akşamı Tokat- umumiliğe' verilmiştir. Tahkikata İ- kinci sorgu hâkimi el koymuştur. Amman varını verdi — Sirin /'nizin de yinni rilşte vâ”| kilde boğuldu. İznik, 19 (TAN Muhabirinden) —| Bura hükümet Doktoru Sacit Bakan motörden göle düşerek feci bir şe- piyango, vesâir eğlenceler, Avni Givda BAHAR TEMİZLİĞİ liyan salonlarında verilecektir. Kot. | Yazan: F. Lonadale yon, mükâfatı dans müsabakaları, | Türkçeye çeviren ÇAMI © Aşk MEKTESİ ll I İİİ © Yazan: Yusuf Ziys Kl Vi Beste: M Sabahattiz SUN gündüz 14 te İ Çocuk « iyatrosu DOĞANLA SELMA ını nn İl i i —. sd olmadığınız Anlaşılmıştır. Şahsi — gikâyete bağlt #uçlârda velinizin ve İ yahut vasinizin dava açması lâzmm.| dis, Ceza kanununun 260 ve 344 ün-| İcü maddeleri mucibince dava etmiye hokkmiz yoztur. Davaaızı tatil edi- stüdyosu. Bugün etmedikleri anlaşılıyordu, Hâkim ka-| yorum. Haydi gidin! Dükkân dolup, boşalıyor. Tezgâhtarlar m re mal yetiştiremiyorlar. Mustafa Efendinin ne ka- dar da çok dostu var, Gelen merhaba diyor, giden merhaba diyor.. Yavaşça ayağa kalktım: — Sizi inisled slıkoymıyalım, Mustafa Efendi, dedim, dükkân: öğrendim ya, yarın yle görüşü- rüz. Elleri, başı birden hareket etti: — Yoook, seele etme bakalım, Biz adamı kolay kolay bırakmayız. Hele kâtip gelsin de, onu burada bırakalım. Seninle otele kadar gider, binbaşınm aile- sine bir hoş geldin, deriz. Zaten bizim hatun, oğlan gitti gideli başını çattı, iki gündür, yalnızlıktan dert- lenip durur, Sizi tam zamanmda Allah gönderdi. Nedense bizim tekne kazıntısı pek kıymetli. Bizim- kiler inşallah, postalları eskitmeden dönecekler. Mustafa Efendinin israrına rağmen gitmek İste- dim: — Bugünlük müsaade edin, dedim, zaten yanımız- dn acıklı bir zabit ailesi daha var, Kocasını aramıya gelmiş, Onun çaresine de bakmak lâzım, Mustafa Efendi, büsbütün kızdı; — Tamam, hele otur bakalım, bu işleri sen bece- remezsin. Ankaranın yabancısısın! Aceleye, telâşa lüzum yok. Eksik olmasınlar, bizde eş, dost tümen ten. Yarma kalmaz. onun da enresine bakarız. 7 duha lkırdısnı bitirmemişti ki, kâtip dükkö- na geldi. Sarı benizli, sakat bir genç. Mustafa Efendi, ona bazı talimat verdikten sonra kalktı: — Haydi evlât, düş bakalım önüme, Binbaşmn ailesini çok bekletmiyelim! Tashan, eski zaman kervanaarayları gibi hmea- hmç.. Öntindeki kllçlik meydan at, araba, yaylı, kağ- nı ile dolu. i Dİ ez (HAKİKİ Eseri hazırlıyan: Kadmlar, beni merakla bekliyorlardı. Mustafa B- fendi ile geldiğimi görünce sevindiler. Mustafa Efendi, vaktile binbaşınm yanında hizmet neferliği etmiş. Fariha Hanımm küçüklüğünü bili- yor. Şimdi karşısında koskocaman bir kiz görünce öyle sevindi ki, zaten neşeli iken büsbütün şaklaban oldu. Hâlâ gözlerindeki kederi dağılmıyan Muazzez Hanıma da takıldı: — Bak hele şuna; yazık değil mi güzel gözlerine, neden tatir yüreğin! üzersin, kızım. Zaten sen acele edip buralara kadar gelmişsin. Ne Zâhmet., Bizim- kiler inşallah yakmda Istanbula girecekler, Genç kadın, Mustafa Efendinin bu tok ve babaca sözlerinden o kadar teselli buldu ki, menekşe göz- leri, güneş görmüş bir gül gibi harelendi: — Fena mı efendim, dedi, ben de onlarla beraber olurum. — Bak hele, şu gençlik neler yaptırır. Tlk göz ağ- rıst, ilk sevda böyledir işte, insan oğluna dağı, taşı dümdüz eder. Ben de vaktile hacı nineyi aldığım zaman, beni yalnız koyuvermedi. Hacca kadar bera- ber geldi. Ne eziyetler çekti, ne ©zi .. Gik bile demedi. Amma şimdi. Kırk gün yüzümü görmese, kırk yıl hatırlamaz. Feriha Hanım dayanamadı: — Aman Mustafa Efendi, çok söyleme, karışmam, hacı nineye yetiştiririm ha. İNKILAP ROMANIJ Egg AN Tİ 00) . ş mda Ta TÜRK iNKILAB' Nİ İFTİHARLA GÖRÜYOR HAMLELERİ Bugünlin ve yarmın Türk nesli için yapılan, genç, ihtiyar her Türkün görmesi İâzimgelen Türkçe sözlü büyük Mili Film. Prodüksiyon Türk film TURK sinemasında Matineler saat 11 de başlar pe Mahmud Aftillâ AYKUT Mustafa Efendi, sahiden telâşlandı: — Sakm ha, çocuklar, şak etmeyin. Ben avrat kısmından korkarım doğrusu... Ve hemen lâkırdıyı kapatarak ciddileşti; — Çok konuştuk. Haydi bekslım. Hazırlanm da e. ve gidelim . z Mustafa Efendi o kadar kat'i söylüyor, itiraz ka. bul etmiyeceğini hali ve tavrı ile okadar kuvvetli anlatıyordu ki hiç birimiz cevap bile vermeden ha. zırlanmıya başladık. 7 Henüz açılmamış çantaların bağlarını sıkarken Mustafa Efendi izahat veriyordu: — Şimdi sizi eve bırakır, biz Seyri Beyle döneriz. Bakalım küçük hanımın hacetini görelim. Bu işlerle uğraşan dostlarımdan bir Sezai Bey vardır. Ona ha. ber salarız. Zaten göreceğim geldi. Bütün zabit Künyelerini su gibi ezber bilir. Kapıda bir kaç yaylı var. Haydi bakalım kervan kalkıyor, Hepimiz Ankaranm yabancısıyız. Buranm zengin bir yerlisi olan Mustafa Efendi şimdi âdeta bütün buraya gelenlere karsı cömert bir ev sahibi gururu ile hareket ediyor. Eski binbasrsı nm ailesine ikramı herşeyden üstün bir borç bildi . ğini anlatmak istiyor. Onun da bağ köşkü Iki katlı. Garip bir pembe renkli, basık bir ev. Fakat ev halkı kendisi kadar cana yakm insanlar. Dediği gibi başı çatkılı hacı ninesi pek kederli ) Feriha Hanımın binbaşınm kızı olduğunu anlaymca i i pa A R K A B) 7. yüzü, gözü hemen değişiverdi. Evde hizmetçiye, ya. N. a naşmıya benzer bir takım yemenili, hattâ şalvarlı PN ai İğ # A a İ V amm i) k kadınlar var. Mustafa Efendi o neş'eli yüzü, fakat emredici sözlerile evde bir seferberlik ilân e Haci nine kocasından daha yaşlı görünüyor. Buna rağmen misafirleri görünce ateş gibi işlemiye baş. ladı.. , Mustafa Efendi bir başkumandan gibi kat'i emir- lerini verdikten sonra bana işaret etti: — Haydi delikanlı. Biz varalım işimize. Hatun ki. şiler de nefeslensinler biraz.. Bekliyen * yaylıya ikimiz döndük. Mustafa Efendi yolda Ankaradan, gelip giden » lerden bir çok şeyler anlattı, Onun kendi cephesin- den vaziyeti bir görüşü var ki hiç aykırı değil. Dükkâna gelirken yan kaldırımda bir dostunu gös ren Mustafa Efendi hemen arabayı durdurttu ve at- ladı: — Aman ne iyi tesadüf Sezai Beyl yakaladım Ve berii çekti indirdi Yaşlı bir kaymakam.. Güler yüzlü... Mustafa E. fendi beni tanıttıktan sonra ona lâtife etti; — Doğrusu gücendim kaymakam bey.. Bizim oğ. len da elbise giydi, gitti. Bir kere uğrayıp Allah kavuştursun demedin., Onu bırak bir acı kahvemizi bile içmez oldun.. Kaymakam özürler diliyor, çoğaldığını söylüyordu: : — Hakkm var Mustafa Efendi, fakat bilsen gece- leri bile çalışıyoruz. Muamelâlı zatiye Adeta nüfus dairesi oldu. Günde iki üç yüz zabitin emrini çıka « rıyor, siciline bakıyoruz.. Istanbuldan öyle bir akm var kil (Arkası var) bugünlerde işlerin