| > 12.2 ey; İn de Dn ER RAN BAR Hi BİK A, kkk A LR L AZN ENİ ALE SE İİ a Ba Lİ KUMANDANLARIN > TAE HATIRALARIL E— Ml General Galip #neral Galip; Hicaza alt ha- p tralarını bitirdikten sonra, kri kurulan milli hükümete mer tihak ettiğini bana şöyle an- yla Vahdettin, bütün destekleri miş olan Osmanlı imparatorluk e 8on günlerini yaşadığı- tihi, arkında değildi. Aklı sıra, İs- adı yeniden kurmak için, bir m teşkilât yapmıya çalışıyor - yin Karacahil ve o nlsbet- aris Ferit Paşayı sadrazamlı - Betirmişti. Enişte ile kayın yarbay 8 Vererek, bir takım karar - bil Aliyor, ve bilhasa vatan âşıki dikleri kimseler aleyhine elle - gelen fenalığı yapıyorlardı. “Tehcir, işlerinde alâkası var e Yetişmiş devlet adamları - daş planlara yaranmak için 88 « Yıldız sarayında, milletin hak - ii Büspedilerek, saray ka- sarının süsüne harcanan bir ta he, “oyanın, asıl sahibi olan millet Rzinesine devredilmesini yağma #eklinde tefsir ettiler. Ağdülhamidi hal'eden ordu er - > ve zabitaniyle mülkiye ricali- e emiz alınlarını, kirletmek İste- diler, ç PEI arkadaşlarım gibi, ben de dolunca pusuya düşürülenler ilgi idim. (26 — 27 Temmuz anlaşılan, Abdülhamidin hali amını bizden alacaklardı. Bel- de, kızıl sultanm Mithat Paşa em ile arkadaşları hakkında Yar Gineyetleri taklide özeni. ia ki © günlerde, bazı genç zabitler, Se m Damat Feridin vücudu- ni Oriadan kaldırmak için arala — > Küçük bir birlik kurmuşlar- 1, Palkan harbinde, emir zabitliği- efakatimde bulunan birinci mü- im (simdi sibay) İsmali Hakkı müracaati üzerine, bu birliğe a mühim bir yardımda bu- istum. Ancak, bu (gençler Tin # göremediler ve galiba içle - le, bazıları yakayı da ele verdi- Pek muhtemeldir ki, benim bu Ya , Damat Feridin kulağı- Ne olsun. VakiA, tevkifim - irkaç gün evvel, erkânıharp di gü İnbaşmsı Seyfeddin Bey, bana gel- Bala (4. M.) grubundan aldığı Ri, Yün, ata göre, yakında tevkif €- mer baber aldığını bildir - Her nasılsa, basiretim bağlan * olacaktı ki, gizlenmiye, yahut Yay piya muvaffak olarsıyarak akalandım Ununla beraber, tevkif, ha- May, l tart, hattâ idam tehditleri da, Viyatımız Üzerinde zerre Ka * » tesir etmiyordu. öte yanda, Anadolu kur. ede, vaa, müjdeli safhalar ar- bir devreye girmişti. Mar Vahdettin ile avenesi, 'Yak hastalar (gibi, ne yana ten ye» milletin büyük kurtarı - &p Ustafa Kemali görüyorisr - 'u heybetli hayalet tarafından tie “dim takip edilmek, onlari aç surette ürkütmekte idi, AF- hal, izinle uğraşacak halleri ve Yeni idlamlara cesaretleri K8l- Uk, 70 Tahtı saltanat, hayat teh Ye düşüyordu. dk Böçmeden Ferit hükümeti va yo: Yerine geçen Tevfik Pa- Yaş inesi adaletin icaplarına U - Yüdg, bizi serbest bırakmıştı. Bir Müye sonra, o tarihte Büyük bül Meclisi | hükümetinin fesi lara? Atatiirkten bir davet tay doluya geçtim. katlayan, büyük « güçlüklere Bu ,, Sak, Italyan bandıralı Pra- ti Puruna kendimi atabilmiş - kağ, , sPur, Boğazdan çıkmcay? diy, “OK helecanlı saatler geçir O Enler, Ttatyada bolgevizm h3- hi *sİYordu. İçinde bir gece £* Anlatıyor Konyada Kumandan- lığı ve valiliği General Galibin hatırafında tokdirle andığı Gene- ral Közum Dirik Salâhattin Güngör Şeneral , Köz Dirikten bir hatıra: Milli Savaşta Miraley çirdiğim © vapurun tayfalarına mahsus kamaralarında bile (Le - nin) in büstleri vardı. Hattâ hiç unutmam, bu büstler- den birinin altında şu cümle yar zürydı: “Kİ Javura manca ki non Jayu- ra ho ne manea!,, "Kin çalışırsa, ona yemek var, kim çalışmazsa ona yemek yok!.,, Enternasyonal zihniyet taşıyan İtalyan tayfalarından vapurda bü- yük kolaylıklar gördüm, ge mübarek Anadolu toprağma ayak bastığım daki kan duygularını size burada an- latamam. Mübarek topraklara hep yüzümü gözümü sürerek sevinç gözyaşları akrtmıştım. İneboluda beni kaza kaymakamı ile irtibat zabiti vapurda karşıla. dılar. (Birincikânun 336), Ankarada Atatlirk tarafından kabul edildim. Bana, yüksek neza- ketleri icab, askeri ve mülki va - gifelerden hangisini kabul etmek istediğimi sordular, Ben de, kayıtsız, şartsız emirle. rinl yerine getirmiye hazır oldu . umu, ve hazırladıkları büyük bi. nanm neresine destek olabilece . ğimi ümit ediyorlarsa, o yolda bir vazife vermelerini arzettim. İki gün sonra, münhal olan Konya valiliğine tayin edildiğim, Vekiller Heyeti karariyle Dahiliye Vekâletinden tebliğ olundu. Konya iki ay kadar evvel, mü - him bir isyana sahne olmuştu. Se- ri şekilde yapılan tedipler, asayişi nisbeten temin etmişse de, isyanm faal âmilerinden olan Delibaş Mehmetle birkaç arkadaşı İstanbu. ! Ja savuşmuş, çoğu da fırsat bekle. | 3 ek re, şuraya buraya gizlen- miş bulunuyorlardı. Konyaya gidip işe başladıktan biraz sonra, büyük erkânıharbiye- nin gösterdiği lüzum üzerine kol ordu kumandan. lığı salâhiyeti ile ihdas edildi. Bu vazifeyi bana ver diler, Konya, ay. ni zamanda ordu. nun menzil müfet tişliği merkezi idi, Menzil müfesti, ği mirdlay Ki. zım Beyle (şimdi Trakya umum milfettişi general Kâzım Dirik) el. ele verdik, Ben at k efrat topl. yor, takriben iki yüz ellişer mev. cutlu süvari alayları teşkil edi yor, bunların ihtiyaçlarını ve mal zemesini tedarik ediyordum. Kâzım Bey de, tesis ettiği kü. çücük fabrikalarda kılıç, mızrak gibi şeyler yaptırıyor. böylece iki taraflı askerin malzeme ve teçhi, zatını bir dereceye kadar tamam » lamiya çalışıyordük. teşkil garp iribirini müteakip Göüiğimiz ** alaylari, cephesi kumand İnönü) nün emrine göndererek, miralay Fahreddin Beyin (Orgeneral Fab- reddin Altay) süvari kolordusunu takviyeye gayret ediyorduk. Bun- dan başka, Konyanm bol erzak membaları da ordunun İstifadesi - ne arzedilmekteydi. Bu çalışmalar, pek zevkli i Ancak, lane usüliyle malzeme te- darik edilmekte olmasından dola yı, hükümet merkezinde memnu- niyetsizlik baş göstermişti. Anla- şilan, bazı şikâyetler de vuku bul maktaydı, Dahiliye Vekâleti, bu yüzden be ni mütemadiyen sıkıştırıyordu. A- tatlirk, yine tam zamanında imda- da yetişerek bir emirle “tekâlifi harbiye, usulünü tesis etti. Konyada bulunduğum zamana sit mühim (o vak'alardan biri de Konya isyanını idare eden Delibaş Mehmedin yetmiş kadar (silâhlı ile, düşman Polatlı hizalarma ka- dar ilerlediği sırada, yeniden isyan çıkararak orduyu arkadan vurmak kastiyle vilâyet hududundan içeri girmesiydi. Çetenin Cihanbeyliden içeri gir- diğini ilk önce Kadınhan kayma- kamı haber almış, keyfiyeti tel- grafla bana bildirmişti. Derhal jandarma, polis ve as - kerden mürekkep takip mifrezele- ri çıkarıldı. Bir taraftan da bunlara yandım etmemeleri için köylülere beyan- nameler dağıtıldı. Çete, halktan yüz bulamıyarak ilerliyordu. Ka- Yaman kezasına yaklaştığı sırada, takip kollarımızm tehdidi altına girdi. Tam bu hengimede, Karaman kaymakamı Sait Beyin (sonradan Trabzon valisi oldu, şimdi İstan - buldadır.) dirayetiyle Delibaş Meh- met, arkadaşı Murat tarafımdan öldürülerek kafası Konyaya geti » rildi. Ve o günkü vaziyet icabı, halka teşhir etüridü. Vilâyet halkı, bu isyanda haince arın rol oynadığını, takdir ettiği için Delibaş çetesi hiçbir ta raftan yardım görmiyerek, dağıl - dı, efradı, şuraya buraya sığınmı- ya ga dricen ele geçerek İstiklâl mahkemelerinde cezaları. makas zan Nevyork, (Tan İmuhabiri o yazı - yor) — Nevyork rıhtımına adım a « tınca ilk iş, ta» vandan aşağı asılan levhslar- İda isminizinilk harfini aramak o- İluyor. Eşyanızı o harfin altnda bü- lacaksınız. Sonra gidip gümrük me- | murunu arıyacaksınız. ağrıma bir lo- tirip eşyalarmızi hafif bir çıkartacaksınız, radyolu İbir taksiye binip yerinize gideceksi- niz, N evyorka gelen bir tandığım, ilk gece fazla ışıkları görünce donanma var, zânnetmiş. Fakat er- ma hep devam etmi, Biz, Nevyorka gündüz çıktığımız için bendeki tesir, başka türlü ol du.. Köyden şehre inen Leblebici Horhor gibi, şaşırdım, Hep onu ha- tırlayıp gülüyorum,. Taksi ile gi- derken o kadar değil de, asil ertesi günü Nevyorku gezmiye tığım vakit... YERİN ALTINDA partımann önüne husu:” oto- büs geldi... Beş dakika sonra bizi bir köşenin başında indirdi. Mer- diyenlerden indik. Yokuş aşağı de- gil. Yerin altma.. Subway. Gişede yalnız para bor- İ duruluyor. Turnikenin başımda kim. se yok: Parayı delikten atıp, geçiyor- İ sunuz. Herkes koşuyor. İçeri girdik Ayakta kaldık. Kimsenin dizinden aşağısını görmek mümkün (değil | Çünkü, herkes gazete okuyor. Baş döndürücü bir “at ve gürünü İle gidiyoruz. İ Kalabalık yerlerde seyrüseferi dare etmek için polis yok. Her köşe- |başmda direkler var — direklerde r- şıklar yanıyor — bu ışık, bazan kır- mızt oluyor, bazan yeşil. Karşmız- da kırmızı ışığı gördünüz mü. bekleyiniz. Geçemezsiniz. vardır, ÖRÜMCEK AğI Y erin altı, Üstü ve hava, her taraf örümcek ağı gibi örül- müş.. Altta yeraltı treni, üstte iki katlı otobüsler, elektriği yerden alan tramvaylar, Onun üslünde de bina- | ların ikinci katleriyle ayni | hizada | hava treni... Sonra otomobil... İnsan- dan çok otomobil var, bu memleket- te... Tehlike Tramvaya, otobüse mi bindiniz, vatmanm yanındaki kutuya paranızı atıyorsunuz, geçip, oturuyorsunuz. Ne kondüktör gürültüsü var, nede kontrolör telâşi... ADRES ARIYORUZ ideceğimiz yerleri bulmak - çin sokaklarda dolaşıyoruz. Şehir pek te temiz değil. Caddeler labalıktan mr, bilmem, Romadaki kadar geniş görünmüyor. sokağa bakınız; Tıpkı bizim Bunka- lar caddesinden Karsköye inen dar sokak gibi... Bir adres arıyoruz. İnsanm ya - nında nokta gibi kaldığı bir binanm önüne geldik: State Empire, Nevyor mm nı buldular, Konyalılarm bu nazik günlerde milli dsva aleyhine, hareket eden serserilere uymamak hususunda gösterdikleri yüksek vatanperverli- $i takdir ile yadederek sözüme ni. hayet veriyorum, tesi gece, daha ertesi gece bu donan-| Hele şu! Işıklar beldesi N evyorkun gece mantorasını gösteren pırıl pırıl bir fotoğraf Nevyorkta MAKiNE İLAN, İLAN... £ lân, ilân, ilân... Sağınız, solu- İ nuz hep ilünla dolü.. Minas sa İstanbulda da son zamanlarda pek çoğalan ışık, elekirik İlânları göze çarpıyor. Her halde, bunlar Nev york. belediyesini epey masraftan caklarını açârek sokağın ortasında kurtarıyor. Çünkü bunlar, şehri ay- Konuşuyor Jkun, Amerikanın, nihayet dünyanm en yüksek binasi. | Yüz on İki katı o. lan bu binadan va Purda iken bahse. İdiyorlardı. Aradı - İğım adresi kapıcı. ya sordum “.— EN beşinci kat, yirmi numa. al asansör,” dedi, Birdenbire . başım döndü. Asansör; bizim veni apartmanla - rm odaları kadar büyük. Yazan: Belkis Halin AĞAÇSIZ MEZARLIK sansörün sür'atinden insanin |en çoğu Kulaklarınm yolu tıkanıyor gibi oluyor. “Zınk” diye birdenbire durunca da, sanki, beyninizin içindi bir tavan yıkıldığını zanneğiyorsu « nuz. Ben, ilk beşinci katta pencerenin yanma pek yaklaşmıyor. hele dişari hiç bakamıyordum. Nihayet cesare- timi topladım. Gördüğüm manzara, | hiç te hoşuma gitmedi. Bütün york toza bulanmış gibi. Nisbeten alçak binaların arasında ( Bivrilen yüksek binalar tıpkı mezar (taşları gibi... Eli beşinci kattan (o görülen manzara, tıbkı ağaçsız, çıplak (o bİr mezarlık manzarasıdır. Sie muna bir şey yok. e bu kadar sür'at, telâş ve makine; kafama bi- raz fazla geldi. LOKANTADA Lokantaya giriyorsunuz. Bütün et- raf güvercinlik gibi göz göz ayrılmış. Her birinin camdan bir kapağı var.. Bakıp, İçindeki yemeği görüyorsu- nuz. Üstünde de fiyatı yazlı.. E- ğer beğendinizse, yan taraftaki de- Ükten parasmı atarsınız, kapak &- çılır, gözün içinden yemeğinizi alır İ tekrar kapatırsınız. Kahve mi, süt İ mü, çay mu, ne içmek istiyorsunuz? Musluğun yanma giden deliğine pa- rasını atın, fincanınızı yahut barda- Zınızı doldurun. Temiz keten elbiseli, beyaz kola- kı önlü le, belki de darülfünun talebesi olan genç kiz garsonların yaptığı yegâne iş, yemeğinizi yiyip gidince, arkanızdan sofrayı topla » maktan ibarettir. Kalabalık bir caddenin köşesinde, acaip kiyafetli, yaris kırmızı, ya- rısı siyahlı, kısa elbiseli genç, güzel bir kızla karşılaştınız. Bunlar, ba duran, iki tarafa ilân dağrlan rek- lâm kızlarıdır. Nevyorku, sevmedim, Estetik na-! Amerikanın işık ve bina iktişamından bir örnek jodinlatan salaleiâmhalarından. dar ladır. Bu İlânların en büyüğü, çifte lik ilânıdır. 2 nsan, Nevyorkta yeni şeyden I diği, tanıdığı şeyle fazla; rin daha fazlası daha gösterişli mişini görüyor. ve slir'at... Her Gürü Bütün bunlar Nev zü. Henüz içyüzünü göremedim. Son cinayetin Suçluları neler yapmışlar İ Dört gün evvel bir hırsızlık yapar. ken bir zavallıyı öldüren ve beş kişi. İyi de yaralayan Nâzım ve arkadaşı alim hakkındaki tahkikat ile müd- delumumi Hikmet Onat bizzat alâka. dar olmaktadır. Bu işin tahkikine muavinlerinden Hakkı Şikrüyü memur etmiştir. Hakkı Şükrü, evvelki gün Polis midüriyeline gitmiş, suçluları tev » kifaneden getirterek başka yerlerde yaptıkları bazı hırsızlık vakaları hak, kında tahkikata başlamıştır. Suçlu » lar şu üç yerden mühim miktarda mü cevherat aşırdıkların: itiraf etmişler. dir: 1 — Fenerde Kâtip Muslihiddin mahallesinde Köroğlu sokağında 19 numarada keresteci Muradm evinden bir altm beşi birlik, iki adet iki bu- çukluk altın, eski resimli bir altın, el. mas taşlı kıravat iğnesi, elmas taşı istavroz, bir resimli Bizans altını, bir Venedik #ltını, bir Türk altını, 50 M. ralık kâğıt para; 2 — Lângada Mimar Kemaleddin mahallesinde, Mesihpaşa sokak 82 nu. marada oturan Emniyet sandığı mü- cevherat şubesinden Zekinin evinden 12 taşlı kadm yüzüğü, bir kolye, bir altın saat, köstek, elmas erkek yüril- ğü bir çift küpe, altm madalvon, ka, dın göğüs iğnesi, gümüş oilezik; 3 — Ayasofya, Cuferive soknğnda 6 nurnarada Kenan refikası Pakize- nin evinden bir pantantif, bir elması iğne, bir yaprak şeklinde yüzük, kür pe ,11 lira kâğıt para, MR e i Ja in li