9 Şubat 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—- 9-2.937 TTW ETEE TT ——— — H TA Gü“delLGı:ıze'le BAŞMUHARRIRI hmet Emin YALMAN — | T_;AdN'ln hedefi: Haberde, f i __.te..her_şeycle temiz, dü- 4 » Samimi olmak, kariin Bazetesi : Szetesi olmıya çalışmaktır. '4 —— O|SUNUN MESELELERII lfnanya mMüstemleke Stiyor Bayri Ya dünyayı memnınilar — ve BHam unlar diye ikiye ayırıyor. Ban ».. " Sonra Müstemlekeleri payla- Poryalist devletleri memnun- Sİstanı katıyor, İtalya da Ha - 'Unlay İstilâ ettikten sonra mem- Ü Am Brubuna girmiş bulunuyor, Üketi ol büyük bir sanayi mem - btlum “8ü ve hariçte müstemlekesi Cadığı için — kendisini gayri dan sayıyor ve bu husus. edilmedikçe memnun olma- olmadığını ilân ediyor, Almanyanm müstem- çıkıyor, ! ıçin gi e Ü * Müstemleke P vor tatmin İşte Pa 'hvı.. ' îî'"nyı diyor ki * Ha Ben ham maddeye muhtacrm, ke Madde membaları diğer memle- Ben / farafından yağma - edlimiştir. Muhtaç olduğum ham - maddeyi b | 2 'Hr > l Bra Alm&nya günden güne artall ey BFi dî ühta © boşaltacak boş sahalara li Bi ' Halbuki dünyanın yeni e- & d"'lllıtıç olan bütün sahaları 3 x“k!tlerh. istilâsı altındadır, ize Mada, hit sanaytin İstihsal ettiği ile erm Sarfedecek bir pazara muh w b r t.uuı.rbuki bu pazarlar diğer dev- Indan tutulmuş bulunuyor, - V glı ida rın üçü de varit değildir. &e Tam cü All’na.n_vaıım muhtaç olduğu ge Öm de müstemlekelerden ziyade N #i san, Kanadadan. - ve diğer B1 Ve saire gibi. d Ti MNya harptemrevvel sâhip' ©l - ce | ekelere ancak 25 bin Ü- Üt yap, “eştirmişti. Halbuki o va- lt B Aj iz Pariste, bu miktardan faz- ik Ah:::l" vardı , an Ür, Sanayiinin istihsalâtına, fa- af Ür mü A7 müstemleke halkı büyük aB İlm t”” olamaz — Bu itibarla da ne YA için zengin bir pazar sayı - bil | Bj sis Pu Ya Olmakla beraber Alınanya aâe Hez, "kG meselesinde tatmin edil- | Ya sulhu için bit tehlike ol- K Fak k :r Va t İngiltere ve Fransa Ahnan- en Pt ma“"'nleke vermeğe yanaşmı - ü Bdi Müstemlekelerde çıkan ham is Üağa | Peselesinde bir anlaşma yap- ya: ç oluyorlar, Bu anlaşma Al- ge İr Y fatmin etmiye Kkâfi değil - DA bka İçin dünya yeni bir mesele — klr,, k"!lya bulunuyor , e th""“l:rnlım ki 1914 harbi b'r em- St harbi idi. İbsiz Eyalist bir devlet müstemle - "'Do Yyamaz, İngiltere, Fransa ylaç Va dünyayı kendi aralarında Bna; “UŞ bir halde Almanyanm kar- j ,lh.:llrdıu(ça nasyonalist Alman- PÜ hi duramaz. Bu sebeple dünya büpn EMperyalist harbe sürükle - yııı"l Londra sefiri Fon * Meç Pün İngiltereye müstemle- n eç elesi hakkında verdiği söyle- , » bu Mmeseleyi ortaya atmış- tmin Te ve Fransa Almayayı | wx.' yoluna girmezlerse Al- tma, “© Yapabilir? İşte burası bi - , | Mılıye memuru qdo HEH luya nakledildi Be y defterdarlığına bağlı ma- llı;:beıe“nden 6T7 memurun Ana- lapg, Akilleri takarrür etmiş Ve ! Mım:n bir kısmına tebliğat ya - “İlk kısmı teşkil eden 67 me i lçh%ka ikinci bir kısmın na - n kıefliıe de hazırlık yapılmaktadır. Tdaj Bnıer arasında Beyazıttan Stüh;, AYkal, Penerden Süreyya, Yikta SEYfİ, Feriköyden İhsan, i ân Sitkr bulunmaktadır. ı YAKIN TARİHTEN BİR YAPRAK: Trablus harbin- den Balkan harbine doğru smanlı devrinin Hari- ciye Nazırlarından B. Asım Turgut ta birkaç gün evvel ebediyete kavuştu. Ga- zetelerin kaydettikleri gibi merhum iyi ahlâklı ve mert tabiatli bir insandı. 1911 Teş- rinievvelinden 1912 Temmu- zuna kadar Hariciye Nazırlı- ğında bulunduğu müddetçe, Ecnebi Matbuat Bürosu Mü- dürü sıfatile kendisile hemen hergün temas etmiş bulundu- ğum için bu şahsi meziyetle- rini iş başında takdir etmiş- tim. Asım Turgut Hariciye Nezareti. ne tarihimizin içli dışlı öyle bir buh ranlı sırasında gelmişti ki uhde - sine düşen vazifeleri nasıl başar. dığı hakkında doğru bir. hüküm vermek, o karışık devrenin girift mes'uliyetlerini ayırarak onun his sesine düşenleri tayin etmek çok güçtür, ve belki daha sırası gelme- miştir. Zaten, bir gün gelip te böyle yakından ve inceden inceye tetkik edilmiş bir tarihimizin yazı. lacağma dair şimdiye kadar hiçbir ciddi, ümit verici alâmet te zuhur etmedi. Boyuna yazılan tarihi ro- manların veyahut roman kılıklı ta rihlerin müstakbel müverrihlerimi- ze faydalarından ziyade zararları dokunsa gerektir. en bugün merhum hakkmımda veran Wg?&% )ıînn?ğnggel'lrgî yeti düzeltmek vesilesile yakın tari himizin baz ısayfalarını hatırlat- mak istiyorum. Tevatüren şayi, yani âdeta doğ- ruluğu sabit bir rivayete göre A- sım Turgut Balkan harbinin arife. si denilebilecek bir sırada, Harici- ye Nazırı sıfatile, Meb'usan Mec- lisi kürsüsünde — “Balkanlardan imanım kadar eminim,, demiştir, yani_ğ taraftan bir tehlike gelemi- yeceğini söylemiştir. , Uzun senelerdenberi zihinlerde kökleşen bu rivayet o şekilde doğ. Fu değildir, Meselenin hakikati şöyledir: Trablusgarp harbinin uzayıp git mesi üzerine 1912 başlangıcından beri Balkanlarda aleyhimizde ha- zırlıklar yapıldığına, ittifaklar ak. tedildiğine dair türlü türlü haber- ler dolaşıyordu. Zaten harbin böy. le tehlikeli bir mecra aldığını, ya- yılma tehlikesi gösterdiğini takdir eden hükümet te nihayet İtalya ile sulh yapmıya teşebüs etmiş bulu. nuyordu. Şürayı Devlet Reisi Sait Halim Paşa İtalya murahhaslarıyla gizlice müzakereye girişmek üzere T Temmuzda İsviçreye hareket et- mişti. M eb'usan Meclisinin 2 — 15 Temmüz 1912 —. 1328 cel. sesinde Sadaret ve Hariciye büt- çelerinin müzakeresi münasebetile Sadrazam ile Hariciye Nazırı ka. binenin harici siyasetine dair iza- hat vermişlerdi. : TAN Eski Sadrazam Balkan harbi arifesinde Hariziye Nazırı bulunan ve geçen hafta içinde vefat eden Asım Turgut YAZAN: Rauf A. Hotinli Sait Paşa Tarablusgarp harbi hakkında hariçten gayriresmi ih . tarlar yapıldığını, hilâfet hukuku baki kalmak, tazminat verilmek' ve kapitülâsyonların feshine dair mü zakereye — girişilmek — esaslarına müstenit bir sulh telkin edildiğini anlattıktan sonra hilâfet hukuku- nun İtalya tarafından tasdike muh taç olmadığını, Bosna — Hersek hakkında yapıldığı gibi mülk satı. lamıyacağını ve kabinenin istediği sulhün saltanat hakkının tama- men ve fülen kabulüne müstenit olması lâzım geleceğini söylemiş. ti Bu, “mülk satılamıyacağı,, sö- züyle Sait Paşa bir taşla iki kuş vurmak istemişti: Evvelâ 1908 de Bosna — Herse- ğin Avusturyaya ilhakını kabul ve tasdik etmek vesilesile o vaktin Sadrazamı ve kendisinin kirk — yıl- lrk rakibi Kâmil Paşaya tariz et- mişti. Sorira da, Sadrazamı bulunduğu tttihat ve Terakki merkezi umumi sinin hoşüna g?decek bir iş yap- mıştı; zira Kâmil Paşa, beş ay ev- vel (Şubat 1912) Mısırdan padişa- ha gönderdiği bir arizada “İttihat ve Terakki inhilâl etmezse Memali- ki Osmaniyenin inhilâline sebep ©- lacaktır., demişti. Fazla olarak bir Nasrettin Hoca sebetle hatırlatırız. Müsabaka Mühletini Uzatıyoruz Nasrettin Hoca müsabakamızın halli için koyduğu - muz mühlet 20 şubatta bitecekti. Lâkin taşra ha mizden aldığımız mektuplarda mevsim dolayısile bazı yerlerde posta nakliyatı ağırlaştığından bu "'İ' y erler - deki karilerin müsabakanın son numar AŞT SÖÜ Yaşa teyi intişarından ancak on gün sonra al“bd'“.ğ' M b'.m' ları halledip 20 şubata kadar idarehanemize £ öndermiye zaman kalmıyacağı anlaşıldığından uzaktaki ’*_f'"l'!""'" zin bu müsabakaya iştiraklerini temin için mühleti 28 şubat akşamına kadar temdide karar verdik. F ; Hal mektuplarına 30 müsabaka kuponunun ilâvesi müsabakanın ilk şartı olduğunu bir kere daha bu müna- karileri - kâç ay evvel İstanbula dönmüş Kelanuypyardı. Aaki rakibini kuşku- ğ landırıyordu! ariciye Nazırı Asım Be- yin beyanatının başlıca parçaları da şunlardan ibaretir: — Nezarte geldiğim vakit esba. bımnı eskice bir mazide aramak lâ- zım gelen harp zuhur etmişti. On beş günde biteceği — zannolunan harp on aydır devam ediyor. Sulh olamayışı kabul edemiyeceğimiz şartlar dermeyan edilmesinden- dir. Harici münasebetlerimiz —İste- rim ki bu sözler memleketin en üc ra köşelerinden işitilsin— On ay evvelkine nisbetle kat kat iyidir. Ve temin ederim ki daha fazla memnuniyeti mucip olacak Suret- te inkişafa müstaittir. Elverir ki Osmanlılar düşman karşısında bu_ lunduklarmı unutmasınlar, şahsi ihtıraslara kapılmasınlar. Haricen siyasi vazıları bu kadar müsait iken düşmanın yıkamadığı şu Mu - azzam, şu mukades Osmanlılıği kendi ellerile parçalamasınlar. Yenicamide 1—13 numarada G. Emirhan imzasile yazılıyor: “— Hindistanda ölen Türk Er- menilerden Emir Hanyanın vasiyet. namesi açılmış ve okunmuştur. Bu vasiyetnameye göre, Emir Hanyan 16 milyon Türk lirası tutan Sserve - tini kardeş çocuklarna — bırakmış- tır. Ben de onlardan birisiyim. U- zun senelerdenberi ispati veraset için çok uğraştım, kayıtlar buluna- madığı için müşkülât çektim. Madras mahkemesinde hakiki va- rislerle hiç alâkası olmıyan 40 kişi vardır. Bunlar gayrimeşru şekilde varislik iddiasındadırlar. Bu itibar- la, vasiyetname burada neşredilme- li ve bu muazzam servetin hak sa- hiplerine tevziine çalışılmalıdır. Bu- nun için biz varisler, Hava Kuru- mu Menafii namına şimdiden vekâ- let vermiye hazırız. Vasiyetname ilân suretile neşredilemez mi?,, Cevabımız şudur:; Şubatında Mısırdan Beşinci Mehme- de gönderdiği bir arizede şöyle demişti: "İttihat ve Terakki inhilâl etmezse Memaliki Osmaniyenin inhi- lâline sebep olacaktır.., ..eo OKUYUCU MEKTUPLARI 76 Milyonun Varisleri Kâmil Paşa 1912 Efendiler! Bu devletin atisin- den imanım kadar eminim. Biraz da büyük devletler ve kom- şu hükümetler ile münasebetleri- mizden bahsedeyim. Bu hususta kelimenin tazammun ettiği bütün mânasile nikbinim. Şu harp esnasında Balkan hü - kümetlerile olan münasebetlerimiz pek samimi devam ediyor...... İşte efendiler, harici siyasetimiz hak- kında beyanatım, görüyorsunuz ya, pek nikbinanedir...,, Dikkat edilmiş olacağı üzere B. Asım, tercümeihali münasebetile “TAN, m söylediği gibi fazla nik- binlik göstermiştir; fakat imanile Balkanlıları değil devletin atisini tekeffül etmiştir. Zaten gerek Sadrazamın gerek Hariciye Nazırımın bu sözle— ri Saitt Paşa kabinesinin —tâbir caiz ise— son nefesini teşkil et- miştir. Bir aydanberi Rumelide ü- çüncü ordu zabitleri arasında be- lirmiye başlıyan kıyam hareketi karşısında iki gün sonra (Temmuz 4 — 17) kabine istifaya mecbur kalmıştır. Halbuki mecliste 2 Temmuz celsesi, kabineye ittifaka yakım (yalnız dört muhalif!) bir itimat reyile neticelenmişti! o zamanı idrak etmiyen genç okuyucularımıza bu garip neticeyi izah için haber verelim ki Sait Paşa kabinesi o senenin baş- langıcında Meb'usan Meeclisini fes. hederek intihabat yapmış ve yeni meclisi 19 nisanda küşat etmiş bu- lunuyordu,. - Bundan evvelki meclisin 12—25 Şubat 1911 celsesinde bütçe mü- zakeresi münasebetile Maliye Na. zırı B. Cavit, gelecek bütçenin ye- ni bir meclise arzedileceğini ima e- derek: — İkinci defa intihap olunup ta buraya geldiğiniz zaman... Dediği vakit Lütfi Fikri: — Muhalifleri istisna ediniz, di- ye İttihat ve Terakkinin kendileri- ni intihap ettirmiyeceğini anlat. mak istemiş ve Maliye Nazırı da: — Müuhalifler meclisin tuzu ve bi beridir, cevabını vermişti, amma filhakika 1912 intihabatından Çı- kan meclisin tuzu ve biberi hayli eksikti. Bununla beraber, hakikati ta- mam söylemek için, zehirinin de mümkün olabildiği kadar azalmış olduğunu ilâve etmek lâzımdır. Zi- ra eski mecliste muhalefetin iha- netten ayırdedilmesi çok güç bir hale gelmisti. Meşrutiyet devrinin 1910 — 1912 devresi siyasi tarihi- mizin faydalı ibret dersi almacak sayfalarını teşkil eder. Bu işle bizzat Hava Kurumu İs- tanbul şubesi meşgul olmaktadır. Emirhanyanın varisleri, geçen sene Hava Kurumuna müracaat etmişler ve Hindistandaki dava için veraset ilâmlarının tanzimini Mari adında bir kadın avukata bırakmışlardır. Matmazel Marinin vekâletini üzerine aldığı varisler arasında olup olmadı- ğınızı bilmiyoruz. Ancak, Mari ile Kurum ar da bir mukavel, ye imzalanmış ve avukat Kayseride, burada ve diğer bazı yerlerde aylar- ca meşgul olarak varislerin ispatı verasetleri yolunda çalışmıştır. A - vukatın bugün Hindistanda olduğu- nu zannediyoruz. Madras'ta hakiki varis olmadıkları halde ispatı vera - sete çalışanların buna muvaffak ola- mıyacakları muhakkaktır. Vasiyetna menin ilân suretile neşri hakkında şimdiden bir şey söylenemez. Bu hu- susta size en doğru haberi hakiki Bizde San'at Münekkidin işi nasıl san'at ara- maksa san'at ta öylece tenkidin has- retini çeker, Münekkidin doğmadığı memlekette san'atın varlığından şüp. he edecek kadar bedbin olmağa şunun için hak kazanırız ki münek - kidin işi mevcut olan san'atı tenkittir. Böyle bir mütearifeyi tekrarladıktan sonra “bizde san'at tenkidi yoktur,, hükmünü vermek san'at dünyamızm üstüne kalm ve | n bir kırmızı çizgi çekmek icap ediyor demektir. Kendi varlığımızı inkâr etmekle müsavi olan bu küstah — hüküm ile Türk san'atını giyotine göndermek kimin haddine düşmüş? , Bizde bilhassa resim san'atınım tenkitsiz kalmasına sebep, henüz res- min mahiyeti hakkında en küçük bir bilgimizin olmayışı, fikir âleminde münakaşa ve cidalin henüz teessüs e- demeyişidir . , Bizde şimdiye kadar resimde şiir ve edebiyat arayan bazı edebiyatçı - larrmızla, eli kalem tutan ressamla - rımızım kendi davaları için yazdıkları yazılardan başka resme ait neşriyat yapılmış değildir , Zaten cemiyetten uzak yasıyan ressam, bir de bu ters görüslü münek. kidin baltasını görünce ürküyor, “dâ. civerdi denizin eflâtuni bulutlarını,, methetmiye hazırlamış — edeb'yatçı münekkitten sinmiş bir halde resim. lerini korka korka teshir ediyör, Ve belki de çalışmak enerjisini bile kaybediyor. San'atta arryacağı şeyi İyi bilen ciddi ve hakiki tenkitten si « nirlenip “beğenmiyorsan sen de bu kadar yap,, diyenler olurlarsa onlara o zaman da münekkidin : “Ben yumurtadan da anlarım am- ma yumurtl. bil demek hakkı olacaktır FİLE Vapurların Yaz Tarifeleri Hazırlanıyor Akay ve Şirketi Hay©tye yaz hazır: hıkiarına şimdiden - baş'amışlardır. Her iki idare bütün vapuzlarını sıra ile havuzlatarak tamir ettirmiekledir- ler, Ayni zamanda bu yaz için iki ıdare ü rifelerini biribirine uygun o- larak bazırlıyacaklardır. Bu suretle Boğazdar Adalara veya Adalardan Boğaza gitmek istiyea kiraseler köp- rüye çıklıkları zaman derhal diğer vapuru bazır bulacaklardız. Bundan başka yaz gecelerine mahsus vapur selerler'rin çoğaltılmasına da ehem- vüyet verilecektir. varislerin avukatı verebilir.,, e İhmal Edilen Kontrol Fatihte, Çarşambada, Universite Hukuk Fakültesi talebelerinden Hay. rettin, gönderdiği mektupta şunları yazıyor: “— Ben fakir bir Universiteliyim. Geçen gün, Beyoğlu tarafına geçtim. Kıta haritalarının küçük mikyasta olanlarından ve ucuzlarından - birer tane tedarik etmek istiyordum. Ara- mam uzun sürmedi. Hakikaten, hem renkli, hem de beş kuruşa satılan haritalardan buldum, Alacaktım. Fa- kat, küçük bir tetkikim satışı âkim bıraktı. Anlatayım: —— Bu haritalar, öyle sakdt ve yanlış haritalardı ki, mikyassız çizilen tul dairesinin büsbütün çirkinleştirdiği bu kâğıtlara renk bulaşığından başka bir şey denemezdi. Sırf ticaret, ka- zanç maksadile çabuk hazırlanmış o. lan bu haritaların her halde müşte- rileri de çoktur. Fakat bu nevi pa- çavralar, mektep talebelerinin elleri- ne verilemez. Muallimlerimiz, şüphe yok ki, talebelerin bu sakat harita. lardan yanlış fikirler almasına mey- dan vermezler amma, ne de olsa, bu işin sıkı bir kontrol altına alınması lâzımdır. Ucuzluğundan ve beş kuruşa veril- mesinden başka hiç bir hususiyeti ol- mıyan bu renk boyamaları toplattı. rılmalı, sattırılmamalı, hele bu şekil- de piyasaya yanlış, nisbetsiz Türkiye haritaları çıkaranlar hakkında kamı- ni takibat yaptırılmalıdır. Yoksa ü kontrolsuz kalan kültür işinde dalıa bir çok vatan yavrusu aldanacak, dün yayı, kıtaları ve hattâ yurdunu yanlış tanımış olacaktır.,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: