“Eroini satmak için değil kendim içmek için yapıyordum!., Eroin kaçakçılarından GEN . i'di birisi tevkif edildi Fatihte kurdukları bir imalâthanede”eroin yaparken cürmü meşhut halinde yakalanan şebekenin suçluları dün Dokuzuncu İhtisas mahkemesi Müddelumumiliğine verilmişlerdir. Suçlular üçü erkek dördü kadın olmak üzere yedi kişiden mürekkeptir, İsimleri şoför Rıza, Yorgi, Yusuf, Emine, Ayşe, Seher ve Ham- dunedir. Bunlardan şoför Rızanm tevkifine ve diğer suçlular hakkındaki tahkikatın da gayrimevkuf olarak devamına karar | verilmiştir. | Palto Hırsızlığıdavası Üniversite, Osmanlı Bankası, A - kademi ve Iş Hanile daha birçok mü elerden 18 palto çalmaktan 8 Şoför Rıza, sorguya çekildiği zaman Suçunu itiraf etmiş ve şunları söylemiştir: ”— Ben eroini Sâtmak için yapmıyordum. Kendim eskiden- beri bunun müptelâsıyım. sön zamanlarda hariçte eroin bul- mak imkânını elde edemedi, liçin kendime lâzım olan eroini yapmak için bu imalâthaneyi kurmak mecburiyetinde kaldım.,, Diğer taraftan Rızann metresi Emine de şunları anlatmıştır! arma dün, ikinci sulh cezada başlanmıştır. Mahmut Şevket, bu paltoları ken disinin çalmadığını, şimdi İzmirde il adındaki bir arkada- İ tanzim edilen rapor okunmuştur. Ra- Bir vatman muhakeme ediliyor Geçenlerde, Ekrem ve Hikmet ad-| larmda iki genel Pangaltı caddesin- | den geçerken idare ettiği tramvayla çiğniyen ve Hikmetin ölümüne, Ek - remin yaralanmasma sebep olduğu iddiasile mahkemeye sevkedilen vat- man Kâmilin duruşmasına dün ağır ceza mahkemes aşlanmıştır. Duruşmada, kazaya ait Belediyece porda kaza esnasında ortalığın he - nüx kararmamış olduğu ve valma « nın kazaya mâni olabileceği hakkin. da bazı esaslara dayanan bu rapora şirket vekili itiraz etmiş, raporun Belediye makine mühendisi tarafın- dan değil, elektrik mühendisi | elile tanzim edilmesi icap ettiğini söyle - miştir. Müddeiumumi, raporun şayanı ka | bul görüleceği mütaleasında bulun - duktan sonra, mahkeme bu İnme hakkında bir karar vermek üzere du! ruşmayı başka bir güne talik etmiş! tir, Memlekette Kış günleri İnegöl, Ü'AN) — Kış bütün şid- 30.1.0837 BUGÜN M E E E K Sinemasında, beyaz perdenin güzel erkeği tarafından nefis bir surette yaratılan, ROBERT TAYLOR ve JEANETTE GAYNOR fransızca sözlü TAŞRAKIZI ——nuuuuu Ayrıca Paramount dünya haberleri BUGUN İPE K 'te2 büyük film birden: 1- YIKILAN BELD SAN FRANSİSKO Baş rollerde JEANETTE MAKDONALD.KLARK GABLE 2-TEHDIT MEKUPLARI Fransızca sözlü mı BUGÜN saman, | gn ŞIK Sinemada Bu senenin yeni filimlerinden Kadınları Severim Jean Kiepura'nın mm En güzel filmi. gaya YILDIZ Sinemasında büyük, heyecanlı ve meraklı film Dikkat: San Fransisko filmi saat 2,10 - 5,35 Tehdit mektupları: ve Saat 1. 4,20 ve8de 910 da şubat çarşamba akşamından itibaren #mmMERRM X SAKA RYA Sinemasında FEVKALADE BİR PROGRAM İ -KERMES EGLENCELERİ Kızılay tarafından çevrilen ve Kermeste yapılan Bebekler setgisi Alle kızları tarafından klâsik danslar, Taksim artistlerinin numa- ralarile bütün eğlenceleri gösteren film, 2- ALÇAKLIK em Oyniyanlar: MİRİAM HOPKİNS-MERLE OBERON - JOEL Me CREA| Bir kız mektebinde entrika! Kötü bir dilin yaptığı tesirler! Fiyatlara zam yoktur. Yerlerinizi evelden aldırınız. Telefon: 41341 POLA NEGR nin “— Benim böyle şeyden , haberim | detiyle deyam ediyor. Hafif bir yağ. . en güzel temsili yoktur. Bizim eve Rıza ile konuş -|mur, yere düşerken donup buz halini mal eN bilmediğini söylemiştir. Ilyas ise, paltoları Şevketten ala - rak sattığını ifade etmiş, hâkim, pal to sahiplerile suçlularm arkadaşları olsn Ismati ve Nejadın çağırılmasma karar vermiştir. Büyücülü ik suçlusu bayıldı ücülükten suçlu olarak dün mahkemeye sevkedilen Ayşe isminde Büyü ki bir kadın, adliyeye getirildiği bir sırada üzerine gelen bir fenalık s0 - nunda düşerek bayılmıştır, Kadın bir müddet ayıltılamamış, tekrar tevkif. haneye gönderilmiştir. | TOZA | ! Bir sene hapse mıya bazı adamlar gelir, giderlerdi. Fakat, benim bünldrın ne yapmak! için geldiklerinden haberim © yoktu.| Ben o gün Çarşambadaki eski evi - mize gidip bir iki bavul eşyayı ta -| şıttım. Eve döndüğüm zaman zabıta memurlarmın Rızayı yakaladıklarını gördüm. Başka bir gey bildiğim| yok.” Diğerleri cürümlerini inkâr et- mişlerdir. Yapılan tahkikatta suçlu - lardan Yorginin imalâthaneye lâzım gelen ilâçları hariçten tedarik et mekle meşgul olduğu meydana çıkâ- rılmıştır. Suçlular, ihtımas o mahke » mesi müstantikliğine verilmişlerdir. Bunlardan ikisi dün sorguya çekil - miştir. Yakmda (muhakemelerine başlanacaktır. Otuz Beş Gün Hapiste | Yatacak Evvelki gün, Yenikapıda bir cerh vak'ası olmuş, vak'anın faili Yusuf, dün muhakeme edilmiştir. Yusuf, du alarak yağmış ve toprak buz taba. kasiyle kaplanmıştır. Sokalarda ka» yıp düşenlere sık sık tesadüf olun - maktadır, Arapkirde Kış, Gaz ve Şekersizlik Arapkir, (TAN) — Kış ve soğuk bütün şiddetiyle devam ediyor. Bu.| cad 75 santim, kasabamızın dışın. | da bir metreden fazla kar vardır. A- rapkirin her tarafla irtibatı kesil -| miş gibidir. Mahrukat her vakittekine nazârân pahalılaşmıştır. Ayrıca şeker ve gaz! buhranı vardır. Kilosuna 50 kuruş verildiği halde şeker müşkülâtla bu. lunmaktadır. Düzcede Kardan Yollar Kapandı Düzce (TAN) — Yakın senelerde görülmemiş bir şiddetle Üç gündenbe ri kar yağmaktadır. Karın irtifar bu. rada 85, civarda 120 santimi bulmuş- tur. Yollar kapanmış, nakliyat dur. muştur, Hükümet her tarafa amele. MOSKOVA ŞANGHAY Büyük muvaffakıyetlerle devam ediyor. sesli tenor En 4 ” Arzuyu umumi üzerine “ “BETHOWEN,, in güzel eseri Calihi dikkat bir güzelliğe, ilâhi bir musiki ile muhteşem ve can- li bir mevzuz malik olan 9 ncu Senfon filmi birkaç gün daha fi Ü RK siremasnüz gösterilmesine devam olunacak - tr. 250 kişilik Berlin Opera or. kestrası iştirak etmektedir. Bu film; bir orkestra şefinin romanını ve bir valdenin canlı mücadelesini ve nezih ve beşeri hissiyat ve ihtiraslarının ekrana 'iW Li! Cazip ve tatlı ŞEHİR TİYATROSU DRAM KISMI Bu akşam 20,30 da YABAN 'ÖRDEĞİ Yazan: Henrik İbsen Türkçeye çeviren: Şaziye Berin ŞEHİR TIYATROSU O; Operet Kısmı Bu akşam 20,30 dı. ) Beste: M Sabaittn) SAKARYA s'nemasında JOSEPHE SCHMIDT'ın fazla muvaffak olduğu son eseri Bir Yıldız Doğuyor (Ein Stern Faelt vom Himn....) filmini gidip görünüz. İlâveten: Paramount Jurnal ve güzel, renkli küçük bir film, MEVLOT Geçenlerde vefat seden Ticaret ve Zahire Borsası Komiseri Kemal Al - pm ruhuna ithaf edilmek tzere ya- rinki pazar günü öğle namazından sonra Bakırköyünde Kartaltepe ca - milnde mevlüthan Beşiktaşlı Rıza ta- rafından mevlüdü şerif kıraat ettiri- leceği ailesi tarafından bildirilmak- | tedir. pan İn) İm AŞK MEKTEBİ Yazan: Yusuf Ziya mahküm oldu ruşma esnasında, Hacı Ahmet isminde birisi Salih namında bir hamala eroin satarken cürmü meşhut halinde yakalanmıştır, Dün İhtisas mahkemesinde yapılan muhakemelerinde Hacı Ahmet bir #cne hapse ve 200 lira para denaina | koyduğunu, para cezasma mahküm olmuşlardır. — Rica ederim, Sizi dinlemek bana zevk verir. * — Teşekkür ederim Seyfi Bey. Bakın babamın bana küçlk erkânharbim demesinin sebepleri ne. dir. Ben daha altı yaşımda iken annemi kaybetmi- şim. Onu hayal meyal hatırlıyorum, Beni “yavrum,, diye göğsüne basan bir hayal vardı. Bu hâdise baba. mi altüst etmiş, O sırada Anadolunun uzak bir köşe- sinde imişiz. Çocukluk hatıralarım arasında &ik ağaçlı geniş bahçeler, gece gündüz şırıldıyarak akan köpüklü dereler vardır. Genç yaşında eşini kaybeden babam gurbet elinde altı yaşında yâlnız kalan çoru. ğuna ana olmuş, fakat ağır vazifesi arasında bana istediği gibi bakamıyacağını anlayınca İstanbula ge- tirmiş, baba anneme bırakmış. Beni birazda baba Babam ikinci gelişinde mektep çağına gelmiştim. Beni yatılı olarak mektebe verdi, hayatımın asıl ha. reketli devri buradan başlar, Babam vazifesi sebebiyle hep Anadolu içlerinde dolaşıyor. Yılda bir kere Istanbula gelip bir iki ay kalıyordu. Babam, bu izinlerini, benim de mektep tatilime tesadüf ettirdiği için baba kız biribirimizi ancak senenin iki ayında görebiliyorduk. O zamanlar bi » zim için âdeta bayram olurdu. Biribirinin hasretini çeken baba kız, biri yaşlandıkça tecrübeli oluyor, biri büyüdükçe akıllanıyor ve gittikçe biribirlerine yaklaşıyorlar. İşte baba kız biz, böyle arkadaş gibi biribirimizi anlıyarak yaşadık. Harp başladığı zaman ben lseye geçmiştim. Ba. bamla, buluşmalarımız artik tesadüfe kalmıştı. Çünkü bir yıl Kafkasya cephesinde, bir yıl Sina çöl- Jerinde bulunduğu için yılın muayyen aylarında izin alıp gelemiyordu. Harbin ilk iki yılmda biribirimi. wi hin eörmedik. O, İki yıl içinde biribirimize yaz- bir arkadaşının kendi karısına kadını ayırtarak almak istediğini ve bu yüzden bir kavga çıktığını söylemiştir. Kavga esnasın- da Yusufun Ahmedi bıçakla yarala- dığı sabit görülmüş, bir ay karar verilmiştir. Suçlunun sabrkası v3 Salih te iki ay hapse ve bir lira olduğu için altıda bir zam yapılmış, | cezası, 35 güne çıkarılmıştır. Ahmet ismindeki göz let çıkartarak yolları açtırmıya baş. lamıştır. İlçabayın delâletile merkezden ge- tirtilen tüfekler köylülere verilerek sürek avları tertip olunmuştur. Şim- diye kadar getirilen kuyruklara na- zaran 2 binden fazla domuz öldürül. düğü anlaşılmakta ve bu muzır hay» vanların itlâfma devam olunmakta. dır, İ apsine e İNKI Eseri hazırlıyan: dığımız mektupları toplasak birkaç cilt eser olur... Mektebe de o kadar alışmıştım ki, hattâ hafta tatil lerinde bile çıkmak istemiyordum. Çok neşeli, şen arkadaşlarım vardı. Fakat ben, onlarla bir türlü kaynaşamadım. Tabiatim onlara Uymuyordu. Ben daha ziyade okumak ve düşün- mekten zevkalıyordum. Saatlerce bir yerde dalıp kaldığım oluyordu. O zamanlar Harp (Mecmuası) çıkardı. Hep as- kerliğe ait bahisler, hattâ askerliğe &it şiirler... Bun- ları okurdum, ve bunlardan lezzet alırdım. Bunda her halde doğuşumun, mühitimin de tesi. ri olacak. Gurbette doğdum, asker kucağında bü- yüdüm. Hep asker maceraları dinledim. Kanım, kâ- fam, her şeyim askerce... Bunun için İseyi bitirdi- ğim zaman, harbin son yılları, arkadaşlarım defter « leri, kitapları arasmda masum maceraların vesika- larmı saklamıya çalısırken, ben, Harp mecmuasınm yaşıyan ölüler sayfasındaki şehitlerin kolleksiyonu- nu yapardım. Bunları mecmundan kesip bir deftere yapıştırın. ken düşündüğüm hep bu memleket uğruna can ve. renlerin köyde bıraktıkları yuvaları, yavruları, eşle- riydi, Bunlar arasında, günün birinde sevgili babamı görmek ihtimali de bir ateş parçası gibi kalbimi dal- inikâsını tasvir etmektedir. Bu - ri te İ 308 - 333 Doğumlulara Ya ymm Kiza gün saat 13 te tenzllâtlı matine HALK YENİ NEŞRİYAT Hatay Haritası — Bu müstakil 'Türk yurdunun renkli, mufasssi ve 250 bin mikyasında güzel bir haritası Kanaat Kütüphanesi tarafından çi. karılmıştır. l ŞIRIN LAP ROMANIJ Mahmud. Atillâ AYKUT ma yakardı. Ben, hep böyle asker hayatı, asker terbiyesi, as- ker havası içinde yetişip, büyüdüğüm için hislerim de değişti. Hayalim hep asker manzarası, asker rengi, asker hareketi ile doldu.” Arkadaşlarımın ben. den pek uzak kalan düşüncelerine bir türlü iştirak edemedim. Hele onların pek meşgul oldukları #ihema san'at- kârları ve onlara benziyen tipler bana o kadar gü. Jünç ve hattâ iğrenç geliyordu ki tasavvur edemez- siniz. Benim hayalimde yaşıyan gölgeler hep silâh kahramanları oldu. Bence bir askerin siper hatı. raları, harp maceraları en heyecanlı aşk mektupla- rından ölçülemiyecek kadar zevklidir. Genç kiz, ne tatlı anlatıyordu Dedim ki: — Hayalinizde yaşiyan bu kahramanlar arasmda sizi ciddi şekilde alâkadar edene henüz tesadüf et - mediniz mi? Başmm sert bir hareketiyle cevap verdi: — Hayır, Ve gecenin koyu lâcivert gölgelerine gözlerini dal- dırarak ilâve etti: — Şimdilik buna lüzum da görmlyorum.. Hem bu. nu nasıl düştnebilirim. Ömrümün olgunlaşmıya baş- İran yıllarını, dört yıl süren harbin «lemleri, kor- Çocuk Tiyatrosu ÖPERETİ | Pazartesi KADIKÖY SÜREYYA'da | yoklamaları başlamıştır. HALİME Salı GEDİKPAŞA AZAK'ta Çarşamba SARAY Sinemasında ESKİ HAMAM . ESKİ TAS Doğanla Salma| atin Askerik Şubesinden; 1 — 333 doğumlu mükelleflerin ik Bu yoklamalarla beraber 308 ilâ 328 doğumlu ihtiyat eratm da yokla- malarınm yapılması kanunun hük- münden olmakla yoklamalarını yap- Lurmak Üzere şubeye müracaatları, TEYZE kuları içinde geçirdim. Bugün toprağım, yurdum düşmanın tehdidi altında, bütün millet bozgundan kurtulup şahlanmıya hazırlanıyor. Dünyada isti- nat noktam olan babam da, kendini bekliyen vazife- nin başma gidiyor. Yarınm meçhul hâdiselerine doğru yürüyoruz. Bu vaziyette tasavvur ettiğiniz şekilde bir hayale nasıl kapılabilirim. Buna imkân mı var! Şimdi bahar havası değil, barut kokusu is, tiyoruz. Bunu &iz ihsscimiyör musunuz? Feriha Hanımın tatlı tatl: anlâtışı o kadar hoşü- ma gitmişti ki! Arkamızdan binbaşının sesi gelme- seydi, O, her zamanki neşesiyle. — Bak, bak, bakın hele şunlara! Şâir mi oldunuz yahu.. Yoksa gökteki yıldızları mı sayıyorsunuz! Ağabeyim ve binbaşı bizi bir zaman dinlemişler de, haberimiz yok. Ben: — Feriha hanim, barp hatmalarını da... Diye cevâp verirken, binbaşı katıla katıla gülü- yordu; — Malüm, malüm.. O kadar dalmışsınız ki, gel diğimizi bile duymadınız. Benim erkâniharbim can- kt bir harp tarihi oldu. Babasının bütün maceralarını ezberledi artık. Sinadan, Çanakkaleden tâ Kafkas cephesine kâdar bütün gezdiğim cephelerin hesabr ondadır. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse, erkâi- niharbim olmasa, ben binbaşı olamazdım. Feriha, babasının lâtifelerine alışmıştı: — Tabit değil mi ya, dedi, hattâ asıl büyük sava» şa çikârken erkânıharpsiz adımımızı atmadınız. Bu cevap, hepimizi güldürdü. anlat hi (Arkası var)