20 Ocak 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

20 Ocak 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© Ne. 5 Yazan: Ercümend Ekrem -Talu Devletlü Hânım.. Hayretten Hayrete, Maceradan Maceraya koşuyorum Aman benim devletlü hânım! Hayretten hayrete, maceradan maceraya, sihirden sihire koşuyo- rum! Dünya, kâinat, hep garibe- ler, ucubelerle doluymuş! Bizim Karatumanda, siz kudretli efendi» miz de dahil bulunduğunuz halde, cehil içinde, gaflsti kâmile içinde yaşıyormuşuz meğer!.. Başıma gelenlerin hâlâ sersem- liği arasında, hayret ve veleh İçe- risinde bir türlü kendime geleme- dim. Yılımı, ayımı, günümü, âdet- lerimi, sağımı ve solumu şaşırmış bir vaziyetteyim. “Rüya mı görü- yorum.. Yoksa bu mu hakikat? Asla farkında değilim. Kafamın için için zonkladığını, şuurumun tahammül için lâstik gibi, kafata- sımın içinde gerildiğini hissediyo- rum, Deli mi olacağım? Yoksa ol- dum mu? Gördüklerim birer ha- yalet mi? Hiçbirini tayin edemi. yörum. Bana öyle geliyor ki haş- haş denilen zehiri yutanlar bile be nim kadar hayal ile hakikat ara- sında mütehayyir değillerdir. | Bakın, olanı © biteni eksiksiz, artıksız hikâye edeyim de, hük- münü, bizim yurdun ihtiyar o ve gün görmüş adamlarile bilmüşa- g were siz verin. ! Mançukoo'nun payitahtı olan Paiping'ten, elimdeki düzme pasa» portla çıktım. Yanımda, tezellülü- mün mahsulü bir miktar da para vardı. Yolda ahbap olduğum bir Çinli, benim Avrupaya gitmek is- tediğimi öğrenince, orasının çok uzak olduğunu, yaya gitmekle yo- © Olun tükenmiyeceğini, onun için şi- mendifere binmek lâzımgeldiğini söyledi. | — Şimendifer de nedir? Diye sordum. Uzun uzadıya ver- diği izahatı kafam kavramadı. Nihayet, yanımdaki paranın mik- tarını da öğrendikten sonra, beni alıp, en yakın bir kasabanın içine götürdü ve orada, bir binanın içi- ne soktu. Bu bina, şimendifer de- nilen deccal kervanının bekleme yeri imiş, © On beş nefeslik (9) bir müddet bekledikten sonra, karşıdan, tozu dumana katarak, bize doğru koşa koşa gelen, kapkara bir canavar göründü. Amma ne canavar? Dağ © kadar bir cüssesi ;korkunç bir manzarası, Lhassada gördüğüm “Tanrı Budadan artık heybet ve a- “zameti vardı. Bize yaklaşırken öyle acı bir çığlık kopardı ki, düş tüm, bayıldım, * Gözlerimi açtığım | zaman, canavar oradan kaybol » muş, bizim arkadaş ta cebimdeki paralarla beraber sırrakadem bas mıştı. Bu bâna iyi bir ders oldu. O kasabada on gün daha sürüne- rek, çaldırdığım kadar gene para topladım. Bu müddet zarfında da, gördüğüm canavarın öyle korku» Iacak bir şey olmadığını, ve bilâ- kis, bunun medeniyetin en büyük nimetlerinden biri bulunduğunu öğrendim. | Ve bir sabah güneş tanrının hıf zına sığınarak, ben de bu şimen- difere bindim. İ Amman, yüce hânım! Şayet, bu günkü yolculuğumdan, nasip olur da, güzel yurduma sağ ve salim dönersem, muhakkak ki, ne yapıp yapıp, bu şimendiferden bir tane getireceğim. Bir yerden öteki ye- © re seyahat etmek için bundan ça- buk, bundan rahat vasıta olamaz. Bir kere, önünde atı, öküzü olma- dan kendi kendine yürüyor. Bu © — sebeple, çeken hayvanın yemini, suyunu düşünmiye lüzum yek. Yerde, önceden çizilmiş, yanyana yatırılmış çifte demir çubuklar - © dan vücude getirilmiş bir yol var. © Şimendifer bu yolu İyice bellemiş olduğu için, asla şaşırmadan git - —— mektedir. Şimendiferin #rkasıda bağlı o- © lan arabalara vagon diyorlar. Bun- ların içinde sıra sıra peykeler var. Bu peykelerin üzerinde oturup et- rafınızı seyrederekten gidiyorsu - 4 koştuğundan geçtiğiniz yerleri iyi- ce görüp bellemiye imkân yoktur. Ben, durak de, nereye gi- dama: “Denize cevabını vermiştim. O da bana, uçuca yeten parama kârşi- lık, üzeri kitap gibi yazılı bir mu- kavva parçası vermişti. Yolda bu mukavva parçasını benden belki elli defa istediler; delikdeşik edip gene bana verdiler, Şimendiferin içinde iki gün, iki de gece geçirdikten sonra, adını nasılsa bellediğim, fakat ne oldu- ğunu tahmin bile etmediğim deni- zin kenarına vardım. Hânım! - Yurdumuzun etrafını gevreliyen, Uçsuz bucaksız Gobi gölü mâlümu devletindir. Bunu, kum yeri: u ile doldur ve muba- rek gözlerinin önüne hele bir ge- tir. İşte, deniz denilen budur! Ka- ranın bittiği noktada, tâ, ebediye - te kadar uzanan masmavi, engin bir su birikintisi, Üzerinde irili u- faklı evler yüzüyor. Kiminin kar- nında, gökyüzüne uzanan direl Kiminin ortasından kapkara du » manlar fışkırıyor.. Buralarda, bun- lara “gemi” ve “vapur” diyorlar. Karada, toprak üzerinde şimendi. | ferin gördüğü işi, denizde de bun- İ lar görürmüş. Sakın yalan söylediğime, voya- hut ki, aklımı oynattığıma hükmet meyiniz. o Vallah, billah, hilâ mübalâğa varsa, Karstumana sağ, selâmet dönmiyeyim. Denizin kenarında avare avare bir müddet dolaştım. Gene öteki- ne berikine avuç açarak, karnımı doyuracak kadar para topladım. Lâkin bu yerde adama dilenmek için bile rahat vermiyorlar. Yanı- ma gelen eli sopalı bir adam beni kolumdan (yakaladığı — gibi, ora- cıkta, karaya yanaşmış bir gemi- nin yanına götürdü. Birtakım a- damlarla, çuvallarla geminin içe- risina yük taşıyorlardı. Bir çuval da benim sırtıma verdiler... Bana da, akşama kadar taşıttılar. Ak- şam olunca, tanımadığım birisi a- vucuma epeyce bir para sıkıştır. dı; ve bana, bu beldede, dilenme- nin yasak olduğunu, ancak böyle çalışırsam pâra kazanacağımı söy- ledi. Şimdi, on beş gündür hamallık ediyorum. Zira Avrupaya gitmek için o bahsettiğim gemilerden bi- rine binmek, bunun için bir hayli para ödemek lâzımmış. Onun için efendimize, ne zamandır mektup yazmıya vaktim olmadı. Kusuru- ma bakmayın. Bütün bu çektiğim meşakkatler, yarın öbür gün, sağ kalırsam, siz hânımın huzurunuza yüz aklığı ila çıkmaklık içindir. Avrupalıların oturdukları ülke gerçekten çok uzakmış. Adeta gitmekten ürküyorum. Ürküyo - İ rum amma atalarımızın dedikleri İ gibi: “Ağza giren lokmayı tükür- mek erkeğin şanından değildir!” Demirden de olsa yutacağım. Tabanlarınızın tozlarıria iştiya- İ kımı arzederim, hânim! | “Akboğa” (9) Karatumanda sant mefhumu bizdeki gibi değildir. Dakikalar, birer nefes müddeti olarak sayılır. Bu iti, barla on beş nefeslik milddet takri. ben bir çeyrek sat demektir. ———— -——— — Hollanda İle Hususi Takas Muameleleri / * Hollanda da hususi . takas mua - melelerinde ithalâtın ihracattan ev- vel yapılmasa müsaade edilmiştir. Bunun için ithal edilscek mal be - delinin tamamının veya ayni kıy - mette bir banka teminat mektubu T. C. Merkez Bankasina yatırılması | Sebze halinde hararetli satışlar Sebze ve meyva hâlinde son gün - lerde hararetli alışverişler başlamış. te Hâl tamamiyle doludur. Fiyat tayininde (tüccar komisyoncu) adını alan eski kabzıma'lar pazarlık su « retiyle ve serbestçe mal satmakta - dırlar , Hil idaresi muntazam bir sistem ile satışları yalnız mürakabe ederek yolsuzluğa meydan vermemektedir. Bununla beraber malmı hâl idaresi . ne gönderen müstahsilin malları ida. re tarafından usulü dağresinde satı - larak parası müstahsil hesabmâ ge. girilmektedir . Satışların, gelen mallarm hergün statistiği de yapılmaktadır. Müstah. sil bu vaziyette memnundur. Her ko- misyoncu hâl idaresine bin liralık bir teminat vermeğe wleeburdur. Bu su. retle müstahsilin matlübu zamanında ödenmezse, hâl idaresi teminat akçe- sinden mistahsilin alaacağını derhal tesviye etmektedir . Buna mukabil komisyoncunun a- zalan teminat akçesi yine bin liraya çıkarılmaktadır. Satılan malların İki bordurosu yapılarak biri hâlin dos . yesine konulmakta ve bu suretle her gün muamelât kolaylıkla kontrol ©- dilmektedir . Yalnız hâl küçüktür. Eğer fazla ilâfım | mal gelecek olursa üstüste yığılacak yoktur. Eğer sözlerimde bir tek | çk ve küfeler Mağ. yo Walmıyacaktır. Bir de hâl fiyat - lat perakende fiyatla rarasında bü - yük farklar görülmektedir. 'HAl idaresi de bu derdi anlamış» tr, Fakat bunun çaresini düşünmek ve tatbikat #âhasmâ geçmek dOğru * da ndoğruyna belediyenin meşgul 0 Yacağı bir iştir. Hâl binasında nazarı dikkati eeTbedecek kadar alemtı. ve) azıntılar fazlalaşmıştır. Bu yeni bi - nayı daha fazla beklemeden ve gitgi- de artan rutubette kurtarmak lâzım. BORSA 19 İKİNCİKANUN SALI Paralar Alış Satış Sterlin 0iB— 822.— 1 Dolar 122— 120.— 20 Fransa ir. o lik Mi 20 Liret 124— 125— 20 Belçika ir. s1— 81— 20 Drahmi 1— 22 su kevaşe İ. Sod 300— 20 Lev 20,— 3— 1 Florin 03,— 65 20 Çekoslovak kro. 75, 80.— 1 Sibng 10.— ğe 1 Mark Pie 28.— 1 Zel EE 12 Pengo n— 23 20 Ley 1 İd Dinar 48.— 32. > kurona Sym > Mi tn 1038 139 Banknot 241.— 15.— Çekler Londra 620.50 871 — Nevyork 0.1913 0.7507 Paris 16.0425 o 1603 Milano 1.0330 15.0210 Brüksel 4.695 460 Atina 48.155 85,085 Cenevre 3.4468 3.4440 Sofya 04.465 644125 Amsterdam 1.4450 14440 Prag 2n25 (o 22005 Viyana 424 42157 Madrid 7.5825 7.5104 Berlin 1.0670 1965 Varşova 429 4.188) Budapeşta 43916 43580 Bükreş, 08.1388 108.05 Belgrad 34.525 o 3430 Yokohama 7462 2.1545 Moskova 2508 2510 Stokholm 4120 3.1232 Tahvilât Anadolu I ve 11 kupon kesik 36.80 Esham Merkez Bankası "— İstikrazlar Türk Borcu Ergani A.B.C. | TAN D catçılar sert ve sertle mahlüt yadan da beş kuruş on üç par: Tahta Fiyatları Yükseliyor Orman Kanununun tatbik sahası na girmesi dolayısile ambalâj san - dıkları için kullanılan tahta fiyatlar rı yükseldiği gibi bazı meyva mn takalarmda sandık tahtası da bulu. aamamaktadır, Almanyadan şehri - mize bir ticarethaneye sipariş veri - len on bin sandık Antalya portakalı İiçin ambalâj sandığı temin edilip e- dilemiyeceği Antalyadan telgrafla sorulmuştur. Geçen ay yapılan muameleler Geçen ay içinde kambiyo işlerinde yapılan muameleler 1936 senesinin en mühim borsa alış verişlerinden sayılabilir. Muhtelif tahviller üze - rinde vukua gelen satışlarda 1934 se nesi Erzurum - Sıvas üçüncü tahvi-| U seksen bir bin altmış adetle başta! gelmektedir. İkincisi de 9880, yiizde beş faizli Ergani 6560, Türk Borcu- nun ikinci serisi 6190, yüzde Iki Ha- sne 5140, Anadolu Demiryolları! 1590 ve Mümessil üzerine 1940 mua- mele olmuştur. Bütün tahvillerin ye- kün kıymeti dahi 578284 lira on ku- ruştur. * «Kambiyo borsası keydine dahil dövizlerin Türk lirası tutarmın, 8On birincikânun ayındaki vaziyeti hulâ- asten şöyledir: (Fransız (frangi 250.255, dolar 190,898, İsviçre fran- İgı 7811, sterlin 2.248,044, drahmi 55. florin 60 liradır. Diğer hükümetlerin ne çek, ne de nakit olarak dövizi kaydedilmemiştir. Tütün satışı 50 milyon Lira getirecek Ihracat maddelerimiz arasında başta tütüm gelmektedir. Bu #ene muhtelif mıntakaların tütün satışla. rından memleketimize 40—50 milyon lira kadar gireceği tahmin olunmak- tadır. Tütün ziraat ve ticareti hal kında tatbikine başlanan normal i8 tihsal programı tütün yetiştiricileri. ne çok faydalı olacaktır. Takas Muameleleri Hararetli Gidiyor Takas muameleleri üzerine devam eden işlerde canlılık görülmektedir. Izmir o memlâhalarından © Japonya kendi vapurlariyle Hindistan ve J& - pouya için tuz yüklemektedirler. Bu- na mukabil memleketimize çay Jtbal olunmaktadır. Brezliya kahvesi İ- çin de Ereğli havzasının kömürleri gönderilmektedir. Kömürlerimizin, Brezilya şimendiferlerinde mefanu - niyetle kullanıldığı haber almış - tr. Trabzonun Bir Aylık İhracatı “Trabzon, (TAN) — Kânunuevvel içinde buradan ecnebi (limanlara 657.680 kız. iç fındık, 6030 KE; kırık iç fındık, 85.200 kg. iç fmdik, 3000 kg. foşa fmdık, 20.450 ke. tom, bul fındık, 4.400 kg, kabuklu ceviz, 7.988 kg, İç ceviz, 52.530 KE. ince! fasulye, 828.320 adet birinci, 335.520 adet ikinci boyda yumurta ihraç edil. miştir, İtalyan Gümrük Tarifele- rinde Değişiklikler 8/12/0935 tarih ve Ondan evvelki bir kararname ile Italyan Sİmrük ta rifesinde değişiklikler Yapılmış ve İtathika hazlanımsdizz İhra- buğday almaktadırlar. Zira» at Bankası Adapazarından beş kuruş üç paraya ve Trak- aya mısır almaktadır. Polatlı buğdayları Polatlı buğday mıntaka- sında yetiştirilen sert ekstra buğdaylarımızın ihracata el verişli olması hasebile fiyat- ları İstanbuldan daha yük- sektir. © Sikleti 64 librelik olan beyaz mal- Jar 85 librelik Manitoba buğdayın bir Bumarası ayarındadır. Köylüler, mallarını saklamışlardır. “Tüccarın linde stok mal kalmamıştır. Bu mm. takada bu sene 3500 vagon buğday mevcuttu, bunun ancak 1800 vagonu satılmıştır. Çavdar yetişmiyen bu mıntakada 700 — 800 köyden ibaret il buğday hinterlandı memleke- ami en ük ve en buğda; ambarıdır. e Z a Çiftçi memnun Bu sene buğday mahsulümüzün faz lalığına rağmen fiyatlardaki yüksek- lik çiftçilerin yüzünü güldürmüştür. Anadoludan her gün köylüye yarıya. cak eşya almak üzere manifatura tüc. carları şehrimize gelmektedir, . Zahire mntakalarındaki köylüler, 1988 basılâtından Ziraat Bankasma olan borç taksitlerini tamamen öde. mişlerdir. RL “Küçük - Hâberler Bulgaristan İle Çekoslovakya a - rasında ticari inkişafı temin ve zirnat mâddelerinin iki hükümet arasında ithal şartlarını tesbit etmek üzere Sofyada müzakerelere başlanmıştır. © Çekoslovakya bu sene hariçten me. . akip fiyatların yükselmemesi için aldığı tedbirleri Silriyeye de teşmile karar vereceği ve bir fiyat kontrol ve edeceği bildirilmektedir. Gelecek şubat ayı içinde bir Fran. sız tcaret heyeti Misirdan Fransaya ; | gidecektir, Bu heyet Misir ve Fransa arasında ihracat maddeleri üzerin - de Eörlişmeler yapacaktır. . Afgan hükümeti yetmiş baş sene müddetle 270 bin mil murabbat ara. #iden petrol taharri ve çıkarılması İçin bir Amerikan kumpanyasma İm. tiyaz vermiştir , . i , Fransada ağır yağlarla işliyen mo- törler için büyük bir müsabaka açıl - muştır. O Bu müsabakada çalışacak motörlerin on bin kilometrelik bir mesifeda tam sür'atle çalışabilmesi Şart konulmuştur , | . ! Romanysda 37460 hektar petrol! #razi sahası tesbit edilmiştir. 1936; #cnesinde buralarda müesses kuyu «| lardan çıkan ham petrolden bir mil yon ton petrol ve sair maddeler istih sal olunmuştur . Mevcut bütün müesseseler tama - men islâh edilecek ve tasfiyehaneleri genişletilecektir *. N 4 Macaristandan İsviçreye ithal edi, len buğday miktarı seksen bin tonu bulmuştur . & . Japonya Sahalin adasmda beş se- ne müddetle petrol çıkartmak için yirmi milyon yen tahsisat ayırmış tır. Buradan senede yarım milyon ton'petrol çıkarılacağı tahmin olun - maktadır . am a eN 20.1.9917 — EKONOMİ |: Ziraat Bankası mısır Borsada almıyadevam ediyor i Dün Zahire Borsasına 14 Vagon Buğday Geldi : ün Zahire Borsasına ancak on dört vagon buğday gelmiştir. Piyasa biraz gevşek gitmiştir. ünkü Muameleler Borsada dünkü muameleler gevşek geçmiştir. Anadolu 5 Mümessil 40, Hisseler 22.30 lir& rinden devam etmiştir. Türk B 22.90 liradan 22.65 liraya kadar © müş, 22.75 lirada kapanmıştır. P sabah Paris borsasında Türk 313 frankla açılmıştır. Aslan © mento hisseleri kıymetini muhâ' etmiştir. Merkez Bankası üzerinde hiç bir muamele olü Tiftik ve yapağı Ankara ve Polatlıda tilccarm de tiftik kalmamış gibidir. hepsi Istanbula gelmiştir. Yalns# pağı mevcüt olup yerinde kilosü kuruştur. . Bu mıntakanın koyu racatı da ancak mayısta başlar. * yunlar halen yayla besisi yapma” dır ki, mıntakanın arpa n ği mühim bir kısmı koyunlara ye mektedir. Polatlıya yağmakta kar bir metreyi bulmuştur. Ziraat Bankasının Yapacağı Yardımlar Ziraat Bankasmı yeni ve ikÖf ca göre bir sistem İle vazi, İmesi ve teşkilâtmm çiftçiye di dalı olabilecek bir tarzda kur ligin hazırlanan kanun Maliye imenine gönderilmiştir. Banksn0 itasat Vekiletine mi, yoksa B lete mi merbut olacağı henüz laşmamıştır. e ai HASAN Acı Badem Kremi Acı badem kremi cilde Cildâ hayat, düzgünlük ve ta vet verir, Cildin kirlerini, 2€' lerini, fena yağlarını Buruşukluklarını, lekelerini, lerini, ergenliklerini, sivilceler” izale eder. Çirkin çehreyi gü”. leştirir ve ihtiyarlığı gen$ rir Fakat acı badem kremini kes yapamaz ve bu kremi laka acı badem yağiyle vap lâzımdır. Bu hem müşkül külfetli, hem pahalı bir İŞ Zundan biraz acı badem mutlaka Hasan markasi yiniz ve arayınız. Hasan ©€* e

Bu sayıdan diğer sayfalar: