KER PA Amerikalılar danışıklı profesyonel güreşlerini bilerek seyrederler Yunanlı Cim Londos bu sefer de Türk pehlivanlarıyla tutuşacakmış İlk güreşini geçen pazar seyretti. ğimiz Cim Londosun ikinci müsaba- kayı Dinarlı Mehmetle yapmaya ka- rar verdiğini haber aldık. Geçen hafta Yunanlı Cim Londos karşisina çıkan Rus pehlivanına ân- vat çeşit Amerikan oyunları tatbik ederek serbest güreşin hemen hemen bütün hünerlerini ahaliye gösterme- ye muvaffak olmuştu. Yunanlınn Rusla tutuştuğu sava- gin neticesi iyiki, Cim Londosun İe-| hins neticelendi, Dinarlı - Londos güreşine başlamadan evvel, profes. yonel güreşlerdeki müsabaka taliin- den ve Amerikada profesyonel güreş ler hakkındaki bahsetmek faydalı olacaktır. Profasyonel tutuşmalarda müsa- 'bakaların talihi organizatörleri dai- ma titreten bir kâbus gibidir. İzah » delim o kâbusu: Meşhur şampiyonlar çok para a- lirlar. O meşhur gampiyonlarla gü- reşecek derecelere gelmiş olanlar da epey para isterler. Güreş ise, bilhas- &a ciddi yapıldığı zamanlar ağırca ve temaşa heyecanı pek fazla olmıyan bir spordur. Çünkü ciddi çarpışma- larda karşılıkları tehlikeli oyunları tatbik etmek pehlivanların pek işle- rine gelmez. Bir saniyelik dikkatsiz- liğin mukabil bir oyunla mağiübiye- te kadar — sürüklendiğini o minder kurdu olmuş insanlar hepimizden iyi bilirler. Dünya üstünde şöhretleri bi- ribirlerine yakın ve aralarındaki müsabakalardan halkin büyük mers- ka düşeceği pehlivanların adedi çok değildir. Şöhretli pehlivanlar da reklâmla- rını temin için senelerce çalışmışlar- dır. Şimdi düşünelim; senelerce emek verilerek temin olunmuş iki büyük şöhret bir defalık ücret için müsa - baka taliine güvenebilirler mi? Bilhassa, o insanlar, maişetlerini yalnız güreşle . temin ediyorlarsa. Bu sebeplerden Amerikada yapılan | güreşlerin ciddi olanları pehlivanla- rım mukabil oyunlarla yenilme kor- küları yüzünden pek yavanlaşmağa başladığı görülmüştü. Evvelâ güreş- ler tertip ederek yaşıyanlar ciddi sa- vaşların bu yavanlığını başka çâre. lerle gidermeğe çalıştılar. Müsabaka Bizamlarını tadil etmek suretiyle de- vâmlı oyunları ve temaşa cazibesini temine uğraştılar. Bu şeklin de mah- zuru bir sene içinde meydana çikti. Amerikada mevcut bütün serbest gü reş şampiyonlarının (o biribirlerine karşı olan dereceleri ahulice bilindi. Dereceleri bilinmiş insanların ikinci, | minderlerinde geçirmek niyetiyle va- tan: olan Yunanistana avdet etmiş- üçüncü güreşlerine kimse gitmez ol- Cr. No. 13 Onun herbalde başka bir niyeti, düşündüğü de olmalı? Ne düşünürse | yarak e iğ Sadrettin Rahmeti- | düşünsün, kulise ayağı alışmamalı Benimle ahbaplığı ilerletmek istediği muhakkak... Kaçırılır fırsat değil... telâkkilerden biraz! tir. Yunanistanda seksen bin kisiyi topliyabilen maçı yaptıktan sonra bu raya gelen Cim Londos ilk müsaba- kasında yağmura tutulduğundan um "olduğu kadar kalabalık karşısında gü- Cim Londos du, Amerikalı ofganizatörler ki müşkülü birden halletmek mecburi- yetinde kaldılar. 1 — Müsabakaların temaşa cazi - besini muhafaza etmek, Z — Ayni zamanda birkaç senelik reklâmla meydana ilmi, göhretleri , üç bep güreşte födi etmemek. Bu müşküller tablatiyle danışıklı güreşleri zaruri kıldı. Büyük göhret- Hi şampiyonlar manzarası heyecanlı ve oyunları müteaddit savaşları teh- likesizce başarabilmek üzere karşıla- rına çıkanı ikinci derecedeki pehli- vanlarla anlaşmaya mecbur kaldılar. O tarihtenberi Amerikanvari serbest güreşler her hafta seyredilen hoş te- maşa numaraları şeklinde devam e- decekti. Ve o tarihtenberi meselâ, seksen kiloluk bir pehlivanm 120 ki- Joluk heybetli rakibini bir hamam bohçası gibi kafasınm üstüne kaldı- rarak fırıl fırıl döndürdlkten sonra| pat! diye yere vurmasına imkân hâ- sıl oldu. Cim Londos Amerikada böyle isti haleler geçiren güreşin dünya şampi- yonluğu ile beraber en artistik peh- Jivanı olarak tanınmış bir insandır. Kendisi #eneleres Amerikalılar tara- fından keyifle seyredilmiştir. Şimdi Amerikada başkaları onun yerini al- dığı için âhır ömrünü Avrupa güreş Yarısı Mahmut YESARI Omuzuma bir el dokunmuştu, sıçra Yi gi — Ne : var, yahu? Birdenbire kor- kuttun? Genç, güzel, üstelik paralıya da ben-| Sadrettin Rahmeti, gözlerini kısmış, ziyor. Kimin nesi?.. Tanıştığımız ye-| sinsi bir bakışla süzerek bıyık altın. ri hatırlıyorum ama, adını, Ssanirniİdan gülüyordu: toparlıyamıyorum... Celil Mahir, siyah saçlı, ateş dudak — Azizim, pek dalgınsım... Celil Mahir, Sadrettin Rahmetinin U, genç kadınm haysline dalmış, ti- | sessizce gelişinden, tehlikeyi anlamış yatroyu, İnce hesapları unutmuş gi- | ti; ona sezdirmeden göz ucuyla etra- biydi: — Küçük bir kâğıt yazarım, tiyat fına bakındı, içinden: — Fena kısıldık.. Sıvışmanm bir rodan çıkınca buluşuruz. Bu geceden, | çaresi?.. artık hayır yok... Fakat yarım, öbür|” gün için sözl 'k?.. Bana da para Diyordu. Sadrettin Rahmeti, kaşlarını çat- Vâzım.. Bana, muhakkak para lâ - (mıştı; dişleri arasından ağır ağır, ta zn... Biraz unutur gibi olduğu “gecenin ne tane söylüyordu: — Azizim; bu gece, pay çekebiliriz. muhasebesi” ni, gekrar düşünmeğe | Hesabı evvelâ, aramızda kararlaştıra başladı: km, — Kendime e? Celil Mahirin telâşı, karşısındaki - reşemedi, Şimdi meşhur Cim Londosun Di- narlı ile yapacağı ikinci güreşe ge ilelim: Doğrusunu söylemek lâzımgelirse, Cim Londosun Dinarlı ile yapacağı bu ikinci intikam güreşinin müsaba- ka taliine kendisini nasr razı ettiğine hayret ediyoruz. Çünkü burada A- merikanvari serbest güreş hakemli- Kini yapacak kadar bilen Yusuf peh- lvan Dinarimm babasıdır. Tayyare oyunlariyie ve çeşit çeşit hünerlerile ilk müsabakasında ahali tarafından çok teveceühlere mazhar olan Cim Londos, bü güreşte bir muhataraya düşmemesi için evnaı çeşit oyunların tatbikından vazgeçerek, hele tayya- re oyununa hiç yanaşmıyarak toma. şa cazibesinden feda etmek vaziyeti. ne düşebilir, Hem Londos âhm öm- rünü Avrupada geçireceğine göre, yakında devamlı Paris güreşlerinin mevsimine girmek üzere olduğumu- zu da hesaplar. Cim Londosun Paris- te tutuşabileceği şöhrette iki üç peh- livan vardır. O pehlivanlarla Dinar. Ik: Mehmet güreşmiştir. Londos Di- narlıyı son günlerde yenmiş bir peh- ivan vaziyetinde ve sabık cihan şam- piyonu unvaniyle Parise giderse rek- lâmı için gazetepilere kolaylık ver - miş olur: Birçok gürüğ meraklıları Landos - Dinarlı maçma bakıyorlar şunları söylüyorlar: — Canım Mülâyim Dinarlıyı son zamanda iki kere yenmiştir. Serhest güreşte Kara Aliden ve Tekirdağlı. dan daha tecrübelidir. Mademki, Londos Türk pehlivanları ile güreş- meye karar vermiştir. Neden Mülü- yimi tutmasın da Dinarlı ile Atinada zaten ayırt edilmiş bir güreşi tek - rarlasın? bir oyuna düşmek ve Paris müsaba. mi tutar mı? Hiç olmazsa Dinarir ile güreştik ten sonra tutar. lim: Memleketimizde serbest güreşi be- ceren iki kişi var. Biri Mülâyim, ö- bürü Dinarlı. Tekirdağlı ile Kara A- li alaturkanın mayasiyle serbest yap atlatmanm güçlüğünden, kolaylığın - nı, plânmı iyice tasarlamadığı icin, bir çıkmaza düşmekten korkuyordu: hesap meselesi kolay... — Azizim, neresi kolay?.. bi olmuştu: — Celil Bey, nerede? Beni çağırt- , Celil Mahir, Sadreddin Rahmetinin omuzuna hafifçe dokundu: —— Bir dakika Sadreddin Beyciğim Aziz, beni arıyor. Sardettin Rahmeti, onun klunu tut tu: — Azizim, şimdi Azizi bırak ta, be ni dinle... Celil Mahir, uğraşıyordu: — Seni dinleyeceğim, Sadreddin Beyciğim... Bir dakika müsaade et diyorum. Azize birşey söyliyeceğim. Ve Sadrettin Rahmetinin kulağına eğilerek fısıldadı: Bü gece ayrı bir dalaverem var. silkinip kurtulmağa TAN " Olimpiyatlarda Milletlerarası tasnifte Türkiye 19 uncudur Milletlerarası tasnif Berlin, 12 (A.A.) — Almanların jimnastikte kazanmış oldukları mu - vaffaktyetler sayesinde o Almanya, dün yapılmış olan on bir müsabaka- dün sonra milletlerarasmda yapılan tasnifte en başa geçmiştir. Birinci: Almanya, 18 altın, 18 gü- müş, 24 bronz madalya. İkinci: Amerika, 17 altın, 13 gü - müg, 6 bronz madalya. Ücüncü: Isveç, 7 bronz madalya. 6 altın, 5 gümüş, Dördüncü: Finlandiya, 6 altm, 6 gitmüş, 6 bronz madalya. Beşinci: Macaristan, 6 altm, 1 gü- müş. 2 bronz madalyr. Altıncı: Fransa, 5 altın, 5 gümiş 4 brönz madalya, Yedinci: Italya, 5 altın, 4 gümüş, S-bronz madalya, Sekizinci: Japonya, 4 altın, 3 gü- müş, 4 bronz madalya. Dokuzuncu: İngiltere, 3 altın, 6 gümüş, 2 bronz madalya, Onuncu: Avusturya, 3 altın, 4 gü- müş, 2 bronz madalya, On birinci: Çekoslovakya, 3 altın. $ gümüş, 0 bronz madalya. On ikinci: gümüş, 6 bronz madalya, Felemenk, 3 altm, 2 On üçüncü: Estonya, 2 altın, 1 gü- müş, 3 bronz madalya. On dördüncü: Mısır, 2 altın, 1 gü- müş, 2 bronz madalya. On beşinci: İsviçre, 1 altın, 8 gü- müş; 3 bronz madalya. On altıncı: Kanada, 1 altın, 2 gü- müş, 5 bronz madalya. On (yedinci: Arjantin, H altın gümüş, 0 bronz madalya. On sekizinci: gümüş, O bronz madalya. On dokuzuncu: Türkiye, 1 altm, gümüş, 1 bronz madalya. Norveç, 1 altın, 1 Yirminci: Yeni Zelanda, 1 altm O gümüş, 0 bronz madalya. Yirmi -biripel: Kümüş, 7 bronz madalya, Lehistan, O altın, 2 —————— mıya, çalışıyorlar. Dinarlı ile Mülâ - yim arasında vakık mukayese yürü- tülecek iki güreş olmuştur. Fakat Cim Londos gibi temaşası keyifli ve pahalt bir pehlivanı bir müça hasret- mek pek kabil olabilir mi? Yukardanberi anlattığım uzun s6 beplerle bugün Amerikada hemen her hafta yapılan serbest güreşlerin (şampiyona maçları haricindekiler) Biraz insafla düşünelim, yukarda- ki anlattığınız temaşa cazibesi, ters kaları gibi şöhretli bir şampiyon için hayat noktalari gözönünde dururken Londos doğrudan doğruya Mülüyi- Biraz daha derin hesaplara gire- ekserisinde danışıklı döğüş yapıldı ğını ahali de biliyor. Fakat bir Ame rikalmın bir Fransiz gazctetisine de- -İdiği gibi; danışıklılar ciddilerden da- ha hareketli ve oyunları muhtelif ol- duğundan bir tiyatroya veya bir canbazhaneye gider gibi gidiyorlar - mış... Bizde serbestçi pek azdır. Dört «İ kereye yetişmiyecek kadar &zdır. Cim Lohdos gibi bir fırsat önümüze çıkmışken, Mülâyimi filân şart koş- madan İezzetli tayyare oyunlarını seyretmek üzere gelecek pazara da Taksime gidebiliriz diyelim de geçe. Eşref Şefik nin hesap sormasından, yahut onu |altından gülüyordu: dişleri arasından ağır ağır, tane tane çıkan sözlerinde dan değildi; kafasmda, kendi hesabr- | bir ültimatom keskinliği vardı: — Hesaptan ayrı dalavere mi?, Celil Mahir, nükteyi anlamamazlık — Vallahi Sadreddin Beyeiğim;|tan geldi: — Bu başka hesap... Sadrettin Rahmeti, onu bırakmı- İ Celil Mahir, Azizin sesini duyar gi İyordu: — Azizim, başka hesapları bırak. şimdi kendi hesabımıza bakalım, Aziz, Celil Mahiri bulmuştu; — Buyursun... Celil Mahir, cebinden bir kart çı -|dan girecekti; sağdan, yanlış girili, bi satte? Yirmi ikinci:Letonya, 0 altm, 1 gü müş, İ bronz madalya. Yirmi üçüncü: Yugoslavya, O el - tm,1 gümüş, O bronz madalya. Avustralya, Belçika, Danimarka ve Filipin birer bronz madalya almış- lardır, Olimpiyatlarda dünkü neticeler Berlin, 12 (A.A) — 400 metre gerbest yüzme (Xrkekler): Birinci: Medica, Amerika, 4 daki- ka 44 5/10 yeni olimpiyat rekoru. İkinci: Uto, Japon, 4 dakika 45 6/10 Üçüncü: Makino, Japon, 4 dakika 481/10, Dördüncü: Negami, Japon, 4 daki- ka 58 6/10. Su topu müsabakası: Macar takımı 8 - 0 Hollanda takı- mmı mağlüp etmiştir. Alman takı- mı İsveç takımını 4 - 1 yenmiştir. Fransa Avusturyayı 4 - 2 mağlüp etmiştir. Belçika takımı 6 - 1 İngil- tere takımını mağlüp etmiştir. Kayık arı Olimpik 8 metre sınıfı; Birinci: İtalya, altın madalya. İkinci: Norveç, gümüş madalya, Üçüncü: Almanya, bronz madalya. Hendbol: Avusturya, Macaristanı 11 - 7 yen miştir, Almanya, 16-6 İsviçreyi mağlüp etmiştir. Hokey: Hindistan, 10 - O Fransayımağlüp etmiştir. Almanya 3 - 0 Hollandayı yenmiştir. İsviçre, 5 - 1 Danimarkaya gelip. Afganistan, 4 - 1 Belçikaya galip. Bugün dömi final yapılacaktır. Hindistan - Fransa, Almanya - Fe- lemenk. Olimpiyat futbol maçı: Yarın 13 Ağustos Norveç takımı ile Lehistan takımı bronz madalya ve Üçüncülük için karşılaşacaklar - dır, ' ğ 15 Ağustosta Avusturya ile-İtatyı takimları, olimpiyat “şampiyonluğu gölenpiyak kayık yarışları: Altı metre sınıfının galipleri mü- sabakasmı yapacaklardır. Birinci: İngiltere, altın madalya. İkinci: Norveç, gümüş madalya. Üçüncü: İsveç, bronz madalya. Kürek tasfiye müsabakaları din yapılmıştır. Boks, tasfiye maçları: Horoz siklet: Oritiz - Meksika “sayı ( hesabile Rarnes « İngiltere - ye galip. Orta siklet: Rodriguez - Arjantin - sayı hesa- bile Arbuthnott - Yeni Zelanda - ys galip. . Horoz siklet: Petrone - Uruguay ya galip. Cornelius « Belçika » sayi hesabi le Vergara » Şili - ya galip. Tüy siklet: Arletta - Uruguvay - sayı hesabi- | şekkür imkânını göremediğimizden le Miyama - Japonya - ya galip. Yarı ağır siklet: Risiglione - Arjantin - sayı hesa- Süflöç Fethi, kulis arasından sah- neye baktı; hâtırasını yoklar gibi dü günerek durdu; elindeki yaprak uç- ları kıvrık kıvrık, üzerlerinde su yolu oynanmış gibi renk renk çizgilerle kirletilmiş defteri karıştırıyordu: — Sıran geliyor... Celil Mahir, sordu: — Nereden gireceğim? — Sağdan... Süflör Fethi, tekrar sahneye bak - mıştı: — Hayır... Hayır... Hulki Necil sol kardı, acele yazdı: “Hanımefendi, | Şimdi, senin soldan girmen lâzım... bu gece, terasil biter bitmez, locanız-| Celil Mahir, ensesinde bir soluk du da tasdi edeceğim,,, yarak döndü; Tayyarı gördü. İmzasını atarken, kendi kendine: Tayyar, büyük, kemerli bir burun — Artık ne demek istediğimi an-| yapmak için sürdüğü Pat'ın altında lar. Diyordu. Azize kartı verdi: kaşınmağa başlayan burnunu hafif bafif iğneliyor, böylelikle kaşmtıyı — Bunu, oh birinci locayı açtığın | gidermeğe uğraşıyordu: hanıma verirsin. — Olur... Cevabmı alacak mıyım?. — Ne söylerse, gelir, bana haber| yordu: verirsin. — Sadreddin Beyi gördün mü? Celil Mahir de yavaş yavaş İçerli- — Gördüm... Nerdeyse, sahnede de Aziz, kartı alıp uzaklaşmıştı; Ce -İpeşimden geleceksiniz. repliklerinizi Nil Mahir, suflör Fethiye koştu: Fakat Sadrettin Rahmeti, bıyık 7 Hena Şi? unutup besap soracaksınız! Süflör Fethi, kısık sesle bağırdı: 3-8-8 Radyo Bugünkü P ugi rogram 19: Plâik. 21.30 Borsa, 20: Mizahi dilek 20,30; Mithat Asım tarafrıdan solo piyana, 20,45: Olimpiyat haberleri, 21: Kuran. 21.55 Ferit ül Atras heyeti. 2230: Konuşmalar. 22,50: Ferit ül Atraş heyeti, Istanbul 18: Dans musikisi (olâk). 19: Tepeba” sı bahçösinden nakil, 20: Sıhhi konferans Dr” Profesör Fahreddin Kerim. 20300 Stüdyo orkestraları 2130: Son ler. Saat 22 den sonra Anadolu gazetelere umhiap havadis servisi verile « cektir. (Köpecri Bocr vezi ). di Piyano - şarkı, 21,55: Haberler, olimpiyat neticeleri, 22.20: Radyo orkestrası Har berler. 23,40: Çizen musikisi, 24,30: boven musikisi Çplile). Varşova Bees uşmal i neşriyat, 28: Oniz absrleri, MER Dans piikları, Prag 20,10: Paul Abrahamm “ Viktorla yeğ Ihr Husar,, opereti, 21,35: Musiki çiirli biF süt. 22,45: Olimpiyad neticeler, 28,51 Posta - telgral bandosu. Bilir bando, 21, berler, 23, Belgrat 20,30: Mili neşriyat, 20,50: Pik, Zi Senfonik orkestra (Kral sarayının dand su). Berlin olimpiyadı neticeleri, 23,19 Haberler, 23,30: Halk şarkıları, Moskova, Şopenin eserlerinden konser, 20,45: Rus halk şarkıları, 21,15: Dinlerizileri İstedikleri parçalar, 22; Yabancı skeri bando - Haberler, askeri Küçük orkestra, 22,30: Ha” Almanca fransızca haberlere Adipe - Uruguvay - ya gelip. Ağır siklet; : Feans - Uruguvay - sayı hesab Pilat « Lehistan « & gelip, Lowel - Arjantin - Hermansen Danimarka - ya sayı hesabile galip» Tüy siklet: Catteral « Cenubi (o Afrika - Wi #çbek - Avustürya » ya sayı hesap galip. Ağır siklet? Michelot - Fransa - Perulu boks” ispatı vücut etmediğinden hilkm gelip sayılmıştır. umpiyat şampiyonu. | İkinci; Rawls, Amerika. 1 Üçüncü: Poynton HUl, Ameriks Dördüncü: Doumerlang, Beşinci: Jordan, Almanya, Altımcı: Osawa, Japonya. Güneş klübünün erener bayrağımızı ve birincilik direklerine e layısile her taraftan almakta oldu muz kiymetli tebriklere ayrı ayr!” hususta muhterem gazetenizi 13" sutunu saygılarımızla dileriz. — Yavaz.. Yavaş yahu. Tiystö”, nun akustiği filân yok, temeli zaten... Öhhö desen duyuluyor. Tayyar, birden elini ağzına gö” dü: — Allah kahretsin... Rezalet Celil Mahir, şaşırmıştı: — Ne var?. Tayyar, kahkaha ile gülmemek!” çin, kendini güç tutuyordu: çesit — Daha ne olsun birader? nin bize söylediklerini, aval, sandı, tekrarladı; Cevat ta, aliği kap. ld Celil Mahir, eliyle nğzin! rak gülüyordu; suflör Fethi, dan dürttü: — Haydi, sıra sende... ğ Celil Mahir girecekti; Fetih sarstı: — Gülerek girmiyeceksin, asık olacak... Celit Mahir, acele sordu: — Girerken birşey söylüyo” yum?, — Hayır.. Hayır.. Sana — Ne cevap vereceğim 7. cl (arkası © g#”