No. 151 Saat beş çayl batması her vesi- i ” an için i | Zaten Belkis, Adnan için MEE e leyle güzel.Değişerek ETE - in güzeldi j , Her gey İçin ld O kadındı. Her # olduğu İ diği için. Şimdi de uyku takliği yaparken bü Yalanın altında Belkisin yüzü Adna- Bun ilk gördüğü bir kadın yüzü kadar Eüzeldi, Takola telefon edince "Ahmede attıkları dayaktan gg Karşı korktular. Bu e onda hastaya acıyor! ; Belkisi gözlerini açmağa mecbur #dccek kadar Adnan telefonda hay kırdı; yoksa? koldan alır, “Gu- Taba” Eye EM) lira kadar da «line veriver. beki Slileyman, arabada bir aralık yı” lan uşak Ahmede bu elli lirayı ver Meyi unutmaya çok niyetlendi. Ne- dense vazgeçti. Mr — fandi days! me A hüngür ağladı! Dedi, Burnundan akan kanla uşak Ahmedin kırmızı eline parayı soktu. Hasta yine kendinden geçti.Ğöz be- elemi Yenfaer ormana EMİR ig Süleyman, deminki yalanı i Xl söylemişti; maksadı vardı: Para Din verildiğini ilerde Adnanın önün de Ahmede: “Verirken hani böyle dedimdi, hani söyle dedimdi!.. diye Yek hatırlatmak... Adnan da kendisi Bin merhametli olduğunu anatan " Ahmedin “parayı almadım. ya, öyliyeceği yalandan tabii daha inanacaktı. Hastaneden çıktığı gün Wak Ahmedin cebinde bu “elli lira, Yoktu, Çünkü Adasn, vekilharç Sü- ana yalnız: — “Uşak Ahmede «ii Hira veri, demişti. Fakat, “Ver- *İdop hukuku düveldir. Kulübenin &a-| *İ Adnanı karısiyle evine almıştı. arında Naşit İngilizlerle memleketin lâzım geldiğini konuşuyordu an insanlar için betbahtirktır. Be- | zımgeldiğini (konuşuyordu. İngiliz yoğlundaki kozak, Asyadaki kulüibe- | yüzbasısı Benet'in padişah Vahdet- Yi ingiliz zırhlısmdaki 38 liğe göste-| tin kadar Naşid de adamıydı. İ var: Konak rum akalliyetidir; ku.) o Adnan nerede saklı? İngilizler bu- iübe hâkim Türk unsurudur: 35 lik | lamıyor. Neşidin koğlğında Adın nm oturması, İngiliz Xonsoloshane- İ sinde Ittihat ve Terakkinin toplan. ması kadar akla gelmezdi. Haftalardanberi Adnan paraca va- siyetini öğrenmekten korkuyor. Bu gün ner bir kararla dosyasmı çikar. dı. Kendisinin ne halde olduğunu gö- recekti. Bankalardaki rehin bordro- larınm kayrtlariyle eshammm yek. künlarını karşılaştırdı: Üç aydanbe ri fıkaraydı, pısından ve konağın penceresinden iki kemik çubuk gibi iki iskelet uza- nıyor: Türk kızı, rum kiz. İkisi de gaif, Fakat biri teneşire, biri moda gazetesine konacak yolda zayrf!, Adnan ataşenaval Naşidin kona» ğında romanını yazıyordu: Mütareke olunca Naşid, Belkisin kocası diye Nişantaşınm saat 5 çaylarında Naşit izlerle memleketin batması lâ-| (Arkası var liadada açılan kamplara bu muallim iştirak eğfi e sonra eğer uşak Ahmet, &râ- bada gene bayılırsa çözülen elinden banım düşen elli lirayı Yavaş yavaş iğilip alma!,, dememisti. Bat e mi e ha i it Silleymanmn İspsi an berâber yürür, beraber Otü- Yur, beraber ri kalkar, 1918 müte- Tekeni demek 25 milyon insan kolla: be uzattıkça b tamıyacaklar demi » Toprakta. bir kabirlik, bir Kundu Talk vatan kalmağı; Ölü vatanına Yapmüimliyor, diri vatanma basn Heybelinda kamp ında öğle yemeği Venizelon Tstanbulds rumların mü Üirektörlüğü tara- | ra gibi az bir para alnmüktedir. E- gasundan daha çok: Tek POR. ytamtn myallimleri için | semen kamplar 15 temmuzdan 15 8- ükkânda 5 Venizelos, eri fından dada ortamektepte kadın | ğustosa kadar bir ay sürdüğünden tcsnm elinde 500 Venize! Vahdettin o kadar alçaldı ki hr kuldırnen Venizelosun tabanın! Börtiyor, 1918 ik Türkten) 2: 918 mütarekesi derse! > Rum) 3 » intikam alacak liyeti botbahttır iyetinin elinde çünkür.. Rum da mağaza bim sirket olmuştur günkü? Adet azdır. Az olan sandet ei dros te iniöe Mon ii Oi 20 nca m lr İsmi #eda Mendroy mütarekesi İmzeland . Bu sa emel ta- imanda İngl- başr BY ilkmektepte erkek mual- dükkân bes 4V-| eden yılda an©-| mecriibe nda 191K teş- | ISI et ilat Devlet.) kampa iştirak eden muallimler er e. İki kamp, çok rağ- | ra mukabilinde güzl bir ay geçirmiş ey ie e Kamplarda bulunan | olacaklardır. pek KÖR den ekserisi kadındır. Ge-| Istanbul Kültür Direkbörü Tevfik gerek kedım muallimlerin | vekit vakit kamplara giderek mual vilâyetlerden istirak | limlerle görüşmekte, isteklerini sor- | makta, tetkikler yapmaktadır. Mual- Wimler muntazam bir hayat geçirmek» ei inn iyi neticeler) te, muayyen saatlerde yatıp kalk- Si Hlenmektedir. Bu neticeler üzerine | maktadırlar. Yemekler hep birlikte beklenmeli nda kampların sa-| ortamektepte yenilmektedir. Heybeli- nin çamlarından istifade edildiği gibi se alılacaktır. Kamplarda, mu- gelmemesi için, iaşe i-| deniz banyoları da almarak spor ya: pılmaktadır , bir kişiden on beş li- d emi teşkil etmektedir. mahiyetinde ilk olarak a- lere ağır ai ayda TAN FAYDA m BİLGİLER Bugünkü Program Istanbul 12,30: di; Muhtelif plâkler ve halk musiki Mayistro Vrediane; 20: Halk (Ptâk); 20,30: Seğdyo erkemtrala İon baberler. Sant 72 den sonra Bayro; GRİN” operasınm İkinci kısmı; 22: Ha- Derler; 22,30: Çizen musikisi; 23,35: Mu- siki bahsi; 24: Caz, Varşova —— i 1455; Bayroyttan o nakil: “LOHENGRİN” operasti uhtelif söz 22,70: Eğlenceli neşriyat; 28,10: Dans #nasikisi; 24: Dans plâkları, Bayroyt'tan nakil; R. Vagner'in İ“LOHRNORİN" operası; 22.05: Haberler; İ 2230: Radyo salon orkesirasr: 24: Haber- iler, İ Viyana 20: Eğlenceli musiki; 21,05: Piyes; 23: Hisberler; 23,20: Şubertin eserlerinden konser; 24: Plâk; 1: Çizen musikisi (Peş- teden). Sinemalar, Tiyatrolar ——— * HALK OPERETİ : Bu akşam saat 2145 de Taksim Bahçesinde (Rahmet Bt) opereti. Yakında (Babalık). * ÜSKÜDAR HALE : (Klo Kio 21693 25017 24553 kadınlar hastanesi Zeren Kimi) hastanesi Üsküdar 80170 Kuduz Çapa 22142 Beyoğle Zükür hastanesi 4334) Gülhane hastanesi Gülhane 20310 Haydarpaşa Nümune hastanesi 60107 Etfal hastanesi Şişli 42426 Bakırköy Akıl hastanesi gn Şark Demiryolları Sirkeci Devler Demiryolları Haydarpaşa 42145 itfalye Telefonları Iştanbal İtfaiyesi 21 Kadıköy itti 50020 Yedike7, Bakrü67. Büyükdere. Üsküdar eri va, Büyükada. Heybeli, Burgaz, Kah m ıkalan için telefon santralmfa'ri memura angın demek kâfidir. | Türaenat yerleri Deniz yollar aöentesi Teleton 42367 Akay (Kadiköy iskelesi) 4732 abak sebbi yardım teşkilâtı a e mm Bu numaradan imdat otomo Bili İstenir #000 BULMACAMIZ l 1234567890 SOLDAN SAGA VE YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Harp (5). Hüküm (5). 2 — Bir diplometımızım soyadı (4) Bir vilâyetimiz (5). 3 — Tramvay şoförü (6). 4 — Habeşistanda bir şehir (6). 5 — Boş meydan (4). Bir hece (2) 6 — Cesed (4). Hane (2). 7 — Bir hece (2). Yaş değil (4). 8 — Isim (2). (Hücum (4). 9 — Bir içki (4) Haysiyet (4) |, 10 — Akal (2). Çekmek (3). Al - | manların işgal ettikleri yer (3). Ji — Sözleşme (7), İstifham, DÜNKU BULMACAMIZIN BALLI: | 1 — Tarak (5). Firat (5). 2 —-Azab (4). Tere (4). İ 3 — Rab (3). Rakı (4). Az (2) | 4—Az12). 5 — Kar (3), Ada (3). Tek (3). 6 — Bundırma (8). | 7— Ar (8) 8 — Ytar (4). Tasa (4). 9 — Re (2). Takat (4). 10 — Ara (3), Tr (2), 11 — Tezek (5). Sakal (5). YENİ NEŞRİYAT Ağaç çıktı — Ağaç mecmuasmm on beşinci sayısı Necip Fazıl, Musta- İa Şekip, Suut Kemal, Cahit Sıtkı, Mahmut Ragıp, Asaf Halet, Süley- man Tevfik, Salih Zeki, Cevdet Kud- ret, Ahmet Hamdi, İsmail Safa ve Şerif Hulüsinin yazılarile çıktı. Ay- rıca kronikler, resim ve karikatür bu Del mecmuayı hararetle tavsiye &- epebaşı bahçesinden nakil, Çigan Anadolu Ajansinin garetelere © mahsus havadis servisi verilecektir. l Budapeşte 19,30: Radyo salon orkestrası; 29,55 makil: Vâğner'in “ Vazner'in | Sekiz sene evvel kendisinden ay- rıldığım kocamı bugün gördüm, İh- tiyarlamış, çökmüş... Ona acıdım. O da beni gördü. İlkin tanıyama- dı, sonra gözlerini açarak gaştı. Ben güldüm ve yanından geçtim. Bugün ben güzel bir kadınm. Onunla beraber yaşadığım zaman. lar güzel değildim; hatt& üzüntü've gözyaşı ile çok hirpalandığım için sarı benzim, öne bükülmüş omuzis. rımla çirkin gibi görünürdüm. O. nün yumruğu her zaman için başı- mın Üstünde sikilmiş dururken, ben göz açıp kendime bakabiliyor muy- dum? Bu söylediklerimden #iz bir şey anlamıyorsunuz elbette; fakat ben o kadar heyecanlıydım ki, aklima ge- len geylerin hepsini birden anlatmak isterken şaşırıyorum. » Kocamla ben sevişerek evlenmiş» tik. Ben lisenin son sınıf imtihanla. rıni veriyordum. Ferit bizim mekte be mümeyyiz geldi. Onu ilk defa ta- rih imtihanmda gördüm; hattâ pek genç olduğu içim ukalikk eder de 70r sualler sorar korkusu ile ilkin önün yüzüne bile bakmamıştım; fa- kat Ferit benden intikam almak isti- yormuş gibi yanmdakilere: — Müsaade ederseniz, küçük ha- nrmı ben imtihan edeyim. Dedi. Kalbimin göğsümden fırladığım duyar gibi oldum. Evlendikten -sonra.--Ferit o günü hatırlarken her zaman güler, benim- le alay ederdi: — Kapıdan girer girmez bana baktm ve korkarak başmr çevirdin. Daha o dakikada beni sevmiştin Sa- bahat. Son imtihan günü, nasl oldu bil miyorum, bir bahçede yalnızken ya- #ıma geldi ve hiçbir baslangıca lü- zum görmeden tuttu: — Sabahat, seninle yarın saat iki- de Boğarici vapurunda buluşalım. Biraz gezer, hava alırız, Bu imtihan günleri ikimizi de pek yordu. Bir haftadanberi onun kudretli tesiri altımda büyülermiştim ; kendi. mi rüzgâra birakılan bir çöp gibi © nun iradesine bıraktım. Ertesi günü beraber gezdik... İki ay sonra evlendik. Ferit pek haris bir gençti, paraya da pek düşündü. Her zaman bana: — Sabahat ben zengin olacağımı, göreceksin. Der dururdu. Bense 0- nun zengin olmasından korkuyor İ dum, Onun bu sözleri içimde fena | duygular yaratıyordu. İ Ferit iradesinin kuvvetiyle ve hel- İ ki de benim bilmediğim daha başka İ sebeplerle ili sene içinde muallimlik: İten maarif müfettişliğine tırmaştı. Evlendiğimizin üçüncü O senesinde maarif müdürü olecaktı, istifa etti, İ lim âleminden ayrıldı, komisyon. culuğa başladı. Bu üç sene hayatımın saadetle do- Yu biricik seneleridir. “Ferit benim i- çin bir koca, bir baba, bir ağabey, hakiki bir dost, bir ber şeydi. He. nüz on sekiz yaşmda görgüsüz ve tecrübesiz bir kızla evlendiğini bir dakika unutmadı ve beni her zaman geniş ve sicak şefkatle sardı. 1 hiç konuşmadık, yatakta bhiribirimi- ze arkamiz! döndük ve o ertesi gü- nü istifasmı maarife yolladı. Ondan sonra bir sene, tam mana- siyle sefalet çektik. Evimizde satıla- bilecek ne varsa satıldı; fakat kapı- dan giren sefaletle beraber ömrümü. #ün tadı tuzu da kaçmıştı. Güya başma gelen felâketlerin mes'ulü benmişim gibi kocam bir düziye bana çatıyor, sebepli sebep- vi gürültüler, kavgalar icat ediyor» La Her gece hırlaşmak artık yemek yemek kadar tabil olmuştu bizim i- çin... Ve bir defa dirliksizlik başla yınca, Ferit kazanmağa başladığı zaman, evimiz ve eşyamız baştan ba- şa yenileştiği zaman da bu böyle des vam etti, Kocam tamamiyle değişmişti. Be- nim tanıdığım sevdiğim kibar, nazik ve terbiyeli adam yerine hoyrat, ka- ba ve bayağı bir adam gelmişti. Önceleri ben bunu muvakkat bir buhran sanmıştım; fakat Ferit a - partıman ve otomobil sahibi zengin bir adam olduğu belde değişmedi. Bunlara niçin tahammül ediyor, neden ondan ayrılmıvordum? O va- kit çektiğim zahmetleri, döktüğüm göz yaşlarını düşündükçe bugün ken- di kendime “Aptal!” diyorum ama o zaman mazurdum, çünkü seviyor- dum.. Fedakâr herhangi bir kadm kocasmı sevebileceği gibi, ondan bir şey beklemeden onu seviyordum. Sonra bir gin onun Beyoğlunda bir metresi olduğunu baber aldım, Akşam bunu kendisine söyledim. İ- çimde hâlâ inanmıyan, inanmak iste miyen zavallı bir hisle yüzüne baka» rak ondan cevap bekledim. O, bir söz söylemeden sırttı ve yanıma yaklastı, Ağzı fena .spirto kokuyor. du. Kolunu kaldırdı ve yumruğu ba- şıma indi, Ertesi blinü ben evimden drm, Bir ay sonra boşandık. * Mektepten çıkar çıkmaz evlendi. gim için henüz harici hayatla bir a tışkanlığım yoktu; fakat birdenbire parasız ve kimsesi kalmak bende cesaretsizlik yerine veni ve sarsilmaz bir kuvvet ve metanet yaratmıştı. Hemen birçok verlere başvurdum ve bir av sonra İstanbulun bellibaşlı şirketlerinden birine yerlestim. Ancak serbest havata atıldıktan sonra yaşamanın zevkini ve tadımı anladım. Benim için rahat ve sakin bir hayat başlamıştı. Ker gün nese- min ve kuvvetimin arttığını. geneli. ğimin parladığını görüyordum. Er- keklere karsı artık tecrübeli ve zırhlı bir kadmdım, Seneler geçti.. Her geçen sene be- nim geneliğimi dolgun bir çicek gibi açtı. Simdi tam manasiyle bir kadı- nrm: Güzel, taze, gen ve genç bir kas dın. Di # Bu sabah kocam beni görünce i- kin tanımadı. Bence ta uzaktan onu tanımıstım; bir saniye içinde bey- nimde bir şimşek çaktı ve düşün — Demek parava kavusmak onu gehçleştirecek yerde İhtiyarlatmış Se Ne tatlı günler yaşadık. Uç odalı | kiz senede yirmi sene almış... Kadm, bir apartıman, küçlük bir hizmetçi ve her sabah biribirinden koparıyor - muş gibi ayrılan, her akşam yıllar. danberi biribirini görmemiş gibi has retle buluşan bir karı koca, » Maariften çekilerek o komisyoncu» Tuğa başlıyacağını söylediği skşam ilk kavgamızı ettik, — Yapma kocacığım, saadet yal. | dı nız parayla mı olur? Bak şimdi ne - kadar rahat, neasıl mes'uduz. İçim- de fena bir his uyandı. Bana öyle geliyor ki, maariften çekilirsen bizim için hayırlı olmıyacak. — Kadın değil mi? akıllısı bi- le aptal... Her şeye hiz katıyorsu- nuz: “Saadet parayla olmazmış, Hâlâ orta çağdan kalma formüller. O akşam, ilk defa olarak sofrada içki kumar otuz beş yaşmda bir a- damı yemiş, kayarmuş. O uzektan bana, <üzel bir kadına bakan yabane: bir erkek gibi bakr- yordu; yaklaşınca beni tanıdı, gözle- ri actlâr, dudakları kınırdadı, bütün yarlığınn kuvvetile birden: — Sabahat! Diye haykırmak istediğini anla” m, Bunu anladığım için gülerek va- nından geçtim. Arkamdan onun du- rarak uzun uzun bana baktığını, benden kuvvetli bir duygu le gör- düm ve anladım. Sekiz sene evvel yumruğu başıma wen kocamı bugün düşkün, zavallı bir adam olarak gördüm, ve ons İ- çim acıdı, Muszzez Tahsin Rerkand , did ll imi