Ras Desta çeteleri Hâlâ İtalyanlara © SPOR SOHBETLER Yanlış hesabın dönüşü! İstanbu atietizm k Dün Taksimde bütün klüpl ile atletizm müsabakal İstanbul (Atletizm Ajanlığı tarafın- dan klüplerimizi atletizme teşvik etmek maksadile en çok atletle işti- rak edip derece alan klübe büyük bir kupa werilmek üzere tertip edilen Atletizm müsabakalarına dün Tak - i ında mahdut bir seyirci ka- Birinci #ımaf atletlerimizin mek - tep vaziyetleri dolayısile (oaskeri kampta bulunmaları müsabakaların beyecansız geçmesine sebebiyet ver- mekle bensber organizasyonun ku- #ursuzluğa bu eksikliği kapatmıştır. Almansdereceleri sirasile yazıyo - ruz: 100 metre: I Vedat Bahriye 11,4-10. TI Orhan G. 8. TI Danyal G. 8. 400 Metre: 1 Recep Güneş 53,8-10 TI Vedat Bahriye. YI Mehmet Güneş 1500 Metre: 1 Recep Güneş 4217-10. Uzun atlama: 1 Tevfik Bahriye 6, 56 TI Saris Güneş. Yüksek atlama: I Polat G. 5. 1.80. 11 Yavru Güneş 1,71 TI Faik G. 8. 1,65 Gülle atma: 1 Etem G. 5. 1242 TI Tevfik Bahriye TI Şerif Güneğ. 1500 metre koşuya işti rini sarfederek ikinci kü Json gayr mz ve AA GA eğ > gp sizdir, Diğer taraftan ikinci kümede “ i Güneşten el çel Be bütün rakiplerini büyük sayı fark - Rıza Maksut, Beşiktaştan Remzi. Kabuğunu soyarak alıp özünü Halkevinden Nuri, müsabaka esna - sında İâübali hareketlerinden dola- yı hakem heyetince diskalifye edie- rek aldıkları dereceler muteber adile dilmemiştir. Müsabakalarm ikinci kısmına Ta gün yine Taksim stadında saat 16da devam edilecek ve 200, 800, 5000 larile mağlüp ederek şamipyonluğu alan emektar kulüplerimizden olan Altınordulularla bir maça İnhisar €- den şanslarından azami istifadeyi temin gayesile bütün varlıklarını or- taya dökerek maçı galibiyetle niha - yetlendirip birinci kümeye terfi &* - mek isteyeceklerinden karşılaşma © nisbette çetin olacaktır. Galip ve mağ Yüâp için klüplerinin hayati bir dö- nüm noktası olan bu müsabakada ta rafeyne muvaffakıyetler dileriz. : k metre koşularla cirit, üç adım, dis) ve 4x 100 metro bayrak yarışları ya” Pılacaktır. Dünkü ve bugünkü müsabakalarda €n çok atletle derece kazanmış On kulübe Atletizm Federasyonu tara - fmdan vazedilen kupa merasimle:ve rilecektir. ei Güneş Kulübü İdare Heyeti dün Terfi mesbaksr ik mülessislerin ve haysiyet divanı aza- yapılıyor N sının da iştirakile Reis Cevat Ab- saatli” de birinci küme sonuncusu Hilâl iu: Kibile ikinci klme şampiyonu Ağın- Ordu kulübü arasında nizamnamesmu cibince yapılması icap eden terfi MÜ | ir. Müsait neticelere doğru giden Babakası yapılacaktır. Bir sene zar - konuşmalara devam edilecektir. karşı” fında yaptığı muvaffakıyetli ğe; arağmen küme sonuncuku - Sporcularımızın uğurlanması and lığı yüzünden bir tür) Berlin Olimpiyatlarına iştirak ede li kurtulamıyan Hilâllilerin bas Gürer'in başkanlığında bir içti - ma akdetmiştir. Bu içtimada Güneş Kulübile arasında devamlı teşriki me sal Üzerinde konuşmalar yapılmış - (Tan)ın Polis Romanı Kapı arkasında bir cinayet! Michel Hetbert - Eügene Wyi Bunda hiçbir muamma yoktur. En küçük teferrilatma kadar düşünülüp tertip edilmiş ve ahval ve vaziyetten mükemmel surette istifade etmesini bilen bir katil tarafından işlenmiş bir zehirlenme vakası karşısında bulu- | nuyoruz. l “Suzânne Blum'un bir hata işledi- ğini söylemiştim. Gene de ayni şeyi tekrar ediyorum. O, eldivenlerini vaktinden çok evvel çıkarmıştır. Eğer eldivenlerini kabinenin dışında çıkar- mış olsaydı, pencere parmaklıkları iştar. Üzerinde parmaklarınız. izini bırak- “İşte baylar, benim anlayışıma gö | miş olmuyacaktı. Işte, daima bu gibi bulunanları haberdar «et- için zile basmış, sonra eldiven- ini çıkararak pencereden atlanmış, teldivensiz ellerinin izi parmaklık- üzerinde görülmüştür.) Ve Ma vi - Marcellet'nin odasın- aldığı anahtarla koridora girmiş- Bunun üzerine birka, saniye ev- Bl, diğer taraftan kilitlemiş olduğu karşısında bulunmuştur. Bu- Üzerine madam Vignon - Marvel» İet gelmiş ve hasta bakıcı kadın da kendisine bildiğimiz komediyi oyma- € | değiliz! upası i bıraktığ erin iştiraki yaptığımız bir Yanlış hesap Bazı spor yazıcıları vardır: Bir ke- ve ortaya attıkları bir düşünceyi veya başkaları tarafından meydana konul muş bir hareketi müdafaa etmeğe başladılar mı, sonradan bu düşünee- nin ve hareketin yanlış olduğunu an- laşalar bile, Nuh deyip peygamber dememeği mesleğin bir icabi sayarak ve binbir dereden su getirerek tut- tukları yolda ısrar ederler. Yaptıkla- rı müdafaanın yanlış olduğunu bile bile “Dün şöyle söylemiştim, bugün nasıl böyle diyebilirim,, kaygısile çır İpmır dururlar, Halbuki her işte, ara dan geçen zaman ve yapılan tecrii- İbe en iyi birer muallimdir ve yanlış bir hesabın, Bağdattan değil de, dün yanın öbür ucundan dönmesi kadar tabii birşey yoktur. Bu başlangıcı yapmaktan:maksa - dım, geçen sene futbol mevsimi ba- şında hoşgördüğüm bir hareketin, radan geçen zaman ve yapılan tecrii- be ile yanlış olduğunu şimdi anladı ğını itiraf etmek İçindir. Evet, yukarıdâ anlattığım zihni - yete kapılmadan İtiraf fediyorum ki yanılmışım... Gene de değil ama... Hoşgörmekte yanıldığım mesele nedir ?. Geçen sene futbol mevsimi başlar- ken rahmetli T. İ. C. İ, teşkilâtmn İstanbul Futbol Heyeti, ligin birinci kümesindeki takımları yediden on ikiye çıkarmıştı. Bu yapılırken İngilteredeki futbol faaliyetini gözönüne getirmiştim. O- rada her Lakım senede yalnız kırk küsur fig maçı yapıyordu. Bu faali- yet hem spor kulüpleri, hem seyirci- ler için çok enteresan oluyordu. Hal- buki, kümedeki takımların yediden on ikiye çıkmasile meydana gelecek faaliyet hem kulüplerimiz, hem seyir cilerimiz için enteresan olacak ve İn- gilteredeki gibi bir futbol yüksekliği, ne vesile teşkil ededektir.Bu düşünce iledir ki geçen mevsim başımda sabık futbol heyetinin verdiği kararı alkığ- Ikmıştım. Vakm böyle birşey gene de yanlış değildir, değildir ama | İngilteredeki spor şartlarmı bize de getirebilmek şartile... Bir senenin tecribesi gösterdi ki, kümedeki takımların yediden «n iki. ye çıkarılması, yalnız her kulübün yaptığı maç sayısını arttırmakla kal. mp, fakat bu maçlar ne kulüpler ve ne de seyirciler için umulduğu gibi enteresan olmadıktan başka futbolü- müzün yükselmesine de bir vesile teş kil etmemişğir. Çünkü biz İngiltereyi örnek tutafken, İngiltere kulüpleri - nin İçinde bulundukları şartların böy 16 bir programda rolü olup olmıyaca ğını, İlk görüşte düşünemedik. Kısa cası: kabuğunu alıp özünü bıraktığı 2 için yaptığımız, bir şeye yarama- ir. arı yapıldı rak edenlerden bir grup - Kime ğü KEMA eli Atlamada birinci gelen Pulat 1,80 * aşarken kurumümüz Genel Başkanı General Ali Hikmet Ayardemin refakatile 20-7.1996 Pazartesi günü saat 14 de Köstence tarikile gehrimizden hare- ket edeceklerdir. Bütün kulüp murah has ve üyelerinin , Genel Başkan ve arkadaşlarımızı uğurlamak üzere Ga lata yolcu salonunda hazır bulunma- larını dileriz. Nedir o şartlar? İngilteredeki bu şartlar nelerdir ve butartlar böyle bir programın tatbi- kmda ne roller oynayabilir? Mesele- yı iyice tahlil edebilmek için bunla ri sıralamak lâzımdır: 1 — Orada üçık profesyonellik var dır; bizde olduğu gibi futbolcilerin bir kısmı amatör, bir kısmı » Allahın bildiğini niçin kuldan saklıyalım - ya rı veya gizli profesyonel değildir 2 — Profesyonellik rejimine tâbi suçluları bulmağa muvaffak olmuş- lardır.,, , Brossard, dinleyiciler üzerine Mu- zaffer ve kat'i nazarla baktı. Gözle-| (istintak hâkimi acı acı gülere rinde meseleyi inkârı kabil olsmıya-| — Evet, sizin kurduğunuz müba cak bir gekilde izah ettiğinden doğan | lâğa iskelelerini ilk ciddi tetkikte yı- bir memnuniyet okunuyordu. kan maddi imkânsızlıklar! Nihayet gülümsiyerek cevap verdi: | o Cevabını — Baylar, bu noktada tamamen | — Affedersiniz, bana öyle geliyor müttefiki. ki, meseleyi pek açık ve vazıh bir #ü- Istintak hâkimi, ayağa kalkarak | rette... in ortada mevcut olduğunu söyle- mek mecburiyetindeyim. — Maddi imkânsızlıklar mı?.. ımız için şeye yaramadı Jolan futbolcüiler, birer şirket olan İn giliz kulüplerinde öyle takımlar vü - cvde getirmişlerdir ki bu takımlarm oyun seviyesi hemen hemen bir Ayar dadır. Bir kümenin birincisile heşin- cisi arasındaki puan farkı pek az ol- duğu gibi beşincisile onuncusu ara- smdaki pusn farkı da hemen hemen ayni nisbette azdır. Sonra İngiltere liz maçlarında neticeler 0-0, 1-0, 20, 2-1 gibi çok az farklı neticelerdir. İki den fazla farklı neticeler nadir, hele beş altı farklı neticeler Halbuki bizde böyle midir? Önümde duran bir spor mecmuası kolleksiyo- nunu rasgele açıyorum ve o hafta ya plan maçlarla puan vaziyelinden birer misal alıyorum: 14 Haziran 1936: Fenerbahçe: 8 — Anadolu: 0 Ayni tarihte: Fenerbahçe: 62 puan — Hilâl: 20 puan. 3 — İngilterede her kulübün iyi kötü bir futbol sahası vardır. Bu sa- ha bolluğu maçların büyük bir inti - zamla başarılmasını temin ettiği gi- Bi her kulüp futbolcülerinin çalışa - rak yer ihtiyaçlarını da karşılamak- tadır. İstanbulda lig maçları yapılan üç saha vardır ve dört kulübe aittir: Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Güneş. 4 — İngilterede her kulübün bir antrenörü vardır. İstanbulda antre - nörü olan üç kulüp gösterebiliriz: Fe nerbahçe, Galatasaray, Güneş, 5 — İngilterede her takımın he- men hemen ayni kıymette birçok ye dek oyuncusu vardır. Her futbolcü İbir mevsimde kırk küsur oyunu çıka- ramıyacağı için bu yedekler, takı- mın kiymetini düşürmeden, icabında İ vazife görürler. Şu halde İngilterede her futbolcünün yaptığı maç, vasati olarak yirmiyi geçmez. İstanbulda i- se başta gelen kulüplerin, asıl oyun- tuların yerini tamamile dolduramı - yan birkaç yedek oyuncusu “vardır Geri kalanlar da - hoksanımizı bil- wek kadar irfan olamaz - o da yok. İtur. Hattâ bir oyuncusu sakatlandı- İğ: veya hastalandığı zaman ertesi hafta on kişi ile oyhamak'mecburi. yetinde kalan takımlar bile : vardır. Demek ki bu yedeksizlik yüzünen, tazla maç yapmak, bizim takımları | yoruyor, hırpalıyor, yahut ta on bir | oyuncudan biri sakatlansa takimm kuvvet ve kabiliyeti eksiliveriyor | Bu yüzden takımlarımız müstakar | olamıyor. Bunun için değil midir ki liğde sekizinci gelen bir takım ikin. ci İle berabere kaldıktan bir bafta s on birinciye dört gul (asma ye liyor. Takımlarda istikrar c MASI $İS- matik bir terakkiye engel oluyor, seyirciyi üzüyor ve soğutuyor. » 6 — İngilterede bir futbol mevsi. mi vardır; bu mevsim her sene filân ayda başlar, falan ayda biter, Ara daki tatil devresinde, taş çatlasa, bir futboleü ayağının : meşin topua dokunduğunu görmek İmkânarzdır. Bizde ise lüferin mevsimi vardır da fulbolün yoktur. Ağustos sıcakların İn cayır cayır yanan torlu sahalarm j üstünde taban teperiz, buna rağmen İde bu sene olduğu gibi, liz madarını bitiremeyiz. Ertesi mevsim de futbol cüler, tatil görmedikleri için, işe »7- gin ve bezgin başlarlar. Tarihe ka. rişmiş senelerin maçlarını başka se Delerde yaptırmak gibi gülünç vezi nil l te di; — Madam Vignon « Marcellet'nin şehadetine ne diyecekriniz?. Bu ka- dm da döğüşme seslerini işitmiştir. sonra camdan yapılmış bir şeyin kı rıldığmı duymuştur. Halbuki tibbi adlinin raporuna nazaran, ölüm ani olmuştur. Yani Vignon » Marcelet zehiri içer içmez ölmüştür. — Fakat bundan ne çıkar? — Bundan şu çıkar ki, Madam yüksek sesle bağırdı: — Hayır, ben bu fikirde değilim. — Hayır, hiçbir noktada mutabık | | İstintak hâkimi muhatabına müs- İ tehziyane bir bakış “ırlattıktan son- Cümhuriyet müddeiumumisinin İd- | ra sözüne devam etti; dinnamesini serdettiği esnada Cler.| — Birinci derecede ehemmiyeti 0- gerie, sözlerine küçük bir İtirazda | lan bazı noktaları unutmuş gibi gö- bulunmaktan sakmmış ve yapacağı | rünüyorsunuz. Evet, evet, Vignon - itirazları, hep birden serdetmek için | Marcellet ile mütecaviz arasında ge- sözlünlin bitmesini beklemişti. çen mücadelenin şahitler tarafından Vignon - Marcellet ve Madam Su zanne Blum, muayyen anda koridor. da, iş odasının Kilitli olan kapısının enderdir. | çarpışıyorlarmış ! Roma, 18 (A.A.) — Adisnbabadan gelen İtalyan haberlerinde, işgal kı- talarının yeni İlerlemelerinden bah - sedilmekte ve Habeşistanın doğusun- daki Ciallamo'nun işgal edildiği bil- dirilmektedir. General Geleso nin idaresindeki kuvvetler yağmur mevsiminin tam mânasile hüküm sür mekte olmasına rağmen ilerlemekte devam ediyorlar, Journale d'ltalia gazetesi bu mü- nasebetle şu satırları yazıyor; “Bu ilerleme, bu mevsimde İtalyan kıtaatı için ileri hareketinde bulun. mak imkânsızlığını iddia eden ecne- | bi matbuatını yalanlamaktadır. Ev - velce Ras Destaya ait bulunan bazı çetelerin ateşleri müstesna olmak Ü- zere, nüfuz hareketi müssit bir su - rette inkişaf etmektedir. Zelzele, bir şeh i harap etti Kuito, 18 (A.A.) — Kolombiyadan gelen haberlere göre, Tukuerres şeh- ri, zorlu bir zelzele yüzünden harap olmuştur. Zelzele Kolombiyanm daha bazı $6- hirlerini de sarsmıştır. —— —— — —— yetlere düştüğümüz de az değildir. Hülâsa edersek Bizde futbol takımlarının, İngilte- Te futbol faaliyetine uygun ve yakın bir şekilde fala maç yapabilmesi im kânsızdır, yabut ta klüp için, spor- cu için, seyirci İçin, stat için zararli” dır, Çünkü klüplerin yedek oyuncula- rı azdır, Bunu bilen her futboleü ker şısındaki takımı ertesi hafta müşkü. le düşürmek İçin teknik futbolü bıra karak sakatlayıcı bir sertliğe kaç « makta ve oyün tarzını bozmaktadır. Gene yedek futboleü azlığı, takım ların müstakar oyun çıkarabilmesine engel olmaktadır. Bu istikrarsızlık farklı, hesapsız ve mantıksız'neticele re meydan vermektedir. Gerek oyun tarzmın düşüklüğü, gerek bu netico- İlet seyirciyi hayal düşüklüğüne uğ- ratmakta ve futbolden soğutmakta- dır. Seyircinin o gücenriesi, kulüple rin. statlarm, hattâ futbolcülerin a - leyhinedir, Çünkü en güzel maçların en kalabalık günlerde çıktığı, en iyi futbolcillerin büyük seyirci kitleleri nünde yetiştiği bir hakikattir. Sahasızlık, yedek ve fazla futbol cü yetişmesine mânidir. | Antrenörsüzlük takımlarm ayni se “iyeyi muhufaza edebilmesine imkân Yirakmamaktadır. | Ama aiyeceksiniz ki | sene içinde farkına vardığın bu mahzurları meys inna koymak için neder Yir sebe bek tedin ? Bir futbol heyetinin iyi bir ni etle tatbika başladığı rir programın tecribe ile anlaşılan zayıf taraflarını mevsimin ortasında tönkit etmek hiç bir fayda vermedikten başka sade ve menfi bir hareket olurdu. Halbı ki gimdi. veni mevsiroe başlamadan, İböyle bir tenkit, müsbet bir netice verebilir. Futbol işlerinde çok tecrfibe gör- müş yeni futbol ajam Zeki Riza Sporel'in. bu yazımdan evvel bütün bu noktaları düşünmşü olacağına ve bu sene İstanbul ligini memleketi miz şartlarma uygun şekilde kuracâa ğına şüphe etmek aklımdan bile geçi miyor.. Ve bunun İçin bir senelik tecrübenin meydana koyduğu hata - nın tekerrür etmiyeceğine emin bu - lunuyorum. dun G, SAVCI w mızdaki fark bun- dadır. — Fakat sarih olanbir şeyi iki tarzda aninmak ve tefsir etmek ka bil değildir? — Bilâkis kabildir. Ayni şey iyi ve fena bir şekilde tefsir edilebilir. Clergerie, müddelumuminin cake tinin düğmesinden tutarak dedi ki: — Aziz dostum, pencere parmak Irkları Üzerinde Suzanne Blumun bi- rakmış olduğu parmak izleri nereye önünde bulunuyorlardı. Katildeo sırada maktulün yanındaydı. İşte bu sebeple Suzanne Blum'un katil ol - ması kabil değildir. Brossard bu sözler Üzerine biraz şaşaladı ve dedi ki: müteveccihti? — Müteveccih sözünden acaba ne yi kastediyorsunuz?, — Şunu kastediyorum: Yani par- maklar, pencere demirlerini ne s0- Fakat Brossardın muzafferan& gü- Mişleri kendini hiddetlendirdi. Clergerie dedi ki: — Azizim Brossard, vakayı neka- dar cazip bir şekilde İzah ederseniz i böyle | hatalar sayesindedir ki, adaletin Ranelagh sokağı cinayeti | ) edin, faraziyelerinize istirak etmek işitilmiş olduğunu unutuyorsunuz. — Şahitler mi, hangi şahitler?. Suzanne Blum'un şehadetini ka- bul etmemi bittabi istiyecek değilsi- niz, Gergerie omuz silkerek cevap ver- retle tutmuştu, tetkiki hüviyet daire- — Ya parmak izleri.. Hasta bakı | si müdürünün verdiği rapora naza- cnm pencere parmaklıkları üzeride| ran parmaklar sokağa doğru değil bıraktığı izleri de inkâr mu edeçeksi:| bilâkis odaya doğrudur. nie — Fakat bunun o kadar mühim — Hayır, inkâr etmiyorum. Fakat | bir ehemmiyeti yoktur. - ben onları sizden başka türlü tefsir lArkaer var) idm: