GÜNAŞIRI sSsüküt! Dikkat ediniz: Nazarımızda, az kı kütun mıhladığı bir ağız, bize, içinde .onuşan adamın kıymeti çoktur. Sü- meçhul hazineler saklıyan kiliti bir kasa hissini verir. Bunun için çocuklarımıza daima susmayı tavsiye ederiz. (Söz gümüş ise süküt altındır) cilmlesi, insanlara bir kuyumcu gözile baha biçmiyor mu?.. (Bir söyle, iki birlerinde ise âdeta insanları süküta Dikkat ediniz: Hayatta muvaffak dinle!) (Boğaz dokuz boğumdur) tâ- davet eden birer kumanda edası var! olmuş, murada ermiş adamların çoğu sükütidir, Çemesi, kafasındaki bütün bilgileri öğüten, dili, kalbindeki bü- tün duyguları konuşan açık bir adama karşı, dudakları esrarlı bir gülüm- | seyişie kilitlenmiş kapalı bir insan nekadar kıymetli, nekadar rağbette. | Galiba, ata sözlerimizin, mânevi varlığımıza yaptığı gizli tesirler ve aile hayatımızda sükütun terbiyeyi bir kıymet oluşu gün günden hepimizi dilsiz insanlar yapıyor, Eskiden, yolda karşılaştığımız dostlarla, uzun uzun, tatlı tatlı konuşur- duk. Yavaş yavaş bu sohbetler kısaldı. İkişer kelimelik birer cümle oldu: — Ne var, ne yok? — İyilik, sağlık... iğ Simdi ise, sual de yok, cevap ta... Sadece, hafif bir el, göz, omuz işareti. le anlaşıyoruz. Ben: Ne var, ne yok ? Münasına şöyle sağ elimi açıp sol gözümü kırpıyorum. O da: şöyle böylel mânasma: iki dudağını büzüp omuzlarını kaklırıyor, geçip gidiyoruz... a Eğer, denildiği gibi, sahihten (süküt alta) olsaydı, muhakkak dünya- nın en zengin milleti biz olurduk! Yusuf ZİYA Zayıflamak için saman Işittiniz mi saman yemek, zayifla- mak için birebirmiş! Şimdiye kadar çay, limonun, portakal kurusunun zayiflamakta mühim bir âmil oldu * ğunu biliyorduk ama, kısrakları şişmanlatan, inekleri semirten sama- nm İnsanları zayiflatabildiğini duy- mamıştık, Yabancı gazeteleri okuduğumuza nazaran bu fenni usul daha doğrusu bu moda Hollyvood'dan geliyormuş. Birçok sinema yıldızları, zayiflamak ve fazla etlerini defetmek hususun - da saman yemenin mühim bir tesiri elli keşfetmişler ve bu moda- yı yapmaya başlamışlar. Şimdi Ame- rikada bu kibar geçinen kadınlar, is- ter zaiflatsm ister şişmanlatam sa - man yiyip duruyorlarmış. Hattâ bir- çok yüksek lokantalarda: “burada güzel saman bulunur!,, diye ilânler ssiyyor ye modadan bihaber zaval- klart heyete düşürüyormuş!.. İnsanım bu manzara karşısında gay ri ihtiyari bağıracağı geliyor: — Hey moda! Sen nelere kadir - sin!,.. Fakat burada saman kürü yap - mak istiyen Amerikalı yıldızlara hâ- sane bir tavsiye yapmadan geçe - miyeceğiz. — Aman sakm saman yediğinizi kimseye söylemeyin! Çünkü malüm- ya, saman insanları Zaiflattığı nis - bette hayvânları da semizletir. Ya maazallah bu kürden sonra şişman - layıverirseniz o zaman haliniz nice olur. Rasyonel uyku! Şikago üniversitesinde iki âlim uyku hakkında şayarı dikkat tetkik- ler yapmışlar ve akla hayret veren neticeler almışlardır. Bunlarm ilmi kanaatlerine göre, yatmadan evvel içilen bir fincan kah ve, şimdiye kadar iddi. edilenlerin ti” aksine olarak uykuyu Kolaylaştırı - yormuş. Hafif alkollü bir içki de in- sanm derhal uyumasına, yardm edi- yor fakat uyanmayı o nisbette Zor » laştırıyormuş. Uyuyan insanların hararetleri bi- raz düşüyor ve uyandıkları zaman artıyormuş. Uyku esnasında bir a » dam saatte ancak bir tek dakika ye- rinden kıpırdar ve bir taraftan bir tarafa dönermiş. Bir insan yorgunken İnsan neka- dar kolay uyursa, uzun müddet İsti- rahatten sonra da o kadar kolay u- yurlarmış. Yine bu Amerikalı âlim- lerin tetikiklerine göre, uyku daima ayni şekil ve ayni derecede devam © den bir uyuşukluk devri değilmiş. Insan ilk uykuya daldıktan sonra iki saat, derin uyur ve sonra uykunun gradosu yavaş yavaş azalırmış, İn - sana en yarıyan uyku da bu imiş, o- nun için Şikagolu âlimler, 24 saatlik zamanı üçe taksim etmeyi tavsiye €- diyorlar, ve her devrede İkişer saat uyumayı tavsiye ediyorlarmış!.. Şikagolu Alimlerin uyku hakkın - daki mütalealarmı yukarı yazdık! Fakat bunlar scaba neden şu meş hur “habı gafletten, bahsetmiyor- 1ar?... Oyle adamlar vardır ki, mütemadi yen uyanık gibi dururlar gözleri a- çıktır. Fakat buna rağmen açıkgöz değillerdir ve mütemadiyen uyur - “Geceler naimine hayrolsun biz sa !Bilginizi yoklayınız | Sorular S — Kavur kimdir? S5 — En meşhur demir madenleri nerede bulunur? “ S — Telefonu kim icat etmiştir? S5 — Ampul'ü kim icat etmiştir. Dünkü soruların cevapları 8 — En meşhur elmas madenleri nerededir ? C — En meşhur elmas madenleri, S — Mahiavel kimdir. En meşhur tseri nedir? © — Makiavel Floranse, bir tarih- çidir. 1479 da doğmuş 1527 de ölmüş | tür. Makinvel'in en meşhur eseri Prens'tir. Bu eser birçok krallar ve isinin iktidar mevkiini muhafaza et- mesi İçin ne gibi dalavereler kullan. ması lâzrmğeldiğini göstermektedir. 5 — Niyagara şelâlesi hangi göller arasındadır ? C — Niyagara selâlesi Birleşik A- merikada Eriye ve Ontario gölleri, $ — Çiçeron kimdir 9 C — Çiçeron eski Romanm en meş hur hatiplerinden birisidir. Milâdı 1- sadan 106 sene evvel yaşamıştır. Hat #â bundan kinaye olarak meşhur ha- tiplere Çiçeron derli — e Re bah istiyoruz!,, Kullandığımız kelimeler Bu İstatistikçiler yaman adamlar- dır. Geçenlerde bir istatistikçi bir in- sanın kafasmda nekadar saç olabile- ceğini hesap etmiş ve bizim zannet. tiğimizden çok daha az netice almış- Biz zannederiz ki, kafamızda mil- İ vardır değil mi? Hayır. İstistikçinin İ kanaatihe göre, saçlarımız ancak 30,000 adettir. Geçenlerde yine bir Fransız ista- ikçi kullandığımız kelimelerin bir atistiğini yapmıştır. Akademinin lügatinde 60,000 kelime olmasına rağ men halkın kullandığı kelimelerin miktarı 3.000 i aşmiyormuş. Dahi bir muharririn kullandığı ke- !imelerin miktarı ancak 7,000 miş. İ Halbuki eahil bir köylü ancak 500 | kelime kullanırmış. Yalnız İncilde 7,000 kelime var- miş, 'Bu istatistikçinin iddiasma İlâve edecek sözümüz yok. oturun da bizim piyasada dahi! diye anılan muharrirlerin kullandıkları ke limeleri saym. Alimallah delinin pös- 'tekisi karşısında kalmış gibi şaşırır. smiz! Fakat şurasmı ilâve edelim ki, ca- hil köylüden daha az kelime kulla - #ılan bir saha vardır. O da aşktır. Aşkta hiçbir kelime kullanmadan da ifadei meram kabildir Galatasaray resim sergisi Galatasarayda her Bene açılınakta olan resim sergisi hazırlıklarına baş- lanmıştır. Bu seneki sergi, yirminci resim sergisidir. Sergi bu aym 80- nunda açılacaktır. Eserlerin toplan- masma ayın yirmisinde” başlanacak- tar. Makara Gü e Dü lee arasındadır. Yüksekliği 50 metrodur. | i onlarca ve hattâ milyarlarca saç Inanmazsanız | TA ( SEL | Sokaktaki çocuklar ! Çocukların velileri tecziye edilecek Ekser ailelerin çoculiları umumi nakil vasıtalarının doluştığı cadde Üzerlerinde oynamakta ,, biraz daha sevyesi düşük olanların ukları da otomobil veya tramvayların arksları na asılmakta ve sayfiye, yerlerinde veya köylerdeki çocuklar da bilhas- sa demiryolları üzerind e oynamak - tan âdeta zevk almaktadırlar. Hemen her gün bir Ikazaya sebe- biyet veren bu hallerin eyvelee #abı- taya yapılan müteaddif tebliğlere rağmen önüne geçmek rnümkün ola- mamıştır. Bunu nazarı dikkate alan belediye bu işi kökünden halletmeğe karar vermiş, bu hususla esaslı tet- kikat yapmıştır. Bu tetkiklerin s0- nunda her şeyden evvel — çocuklarını sokaklara salıveren, nakil vasıtaları- na asılmalarına müsamajha eden, ve- lilerin cezalandırılmasraı lüzumlu görmüştür. Daimi encümen dünkü içtimamda bu mesöle hakkında be lediye reisliğinin teklifini müzakere etmiş ve neticede çocuklarının bâşi- nı boş bırakan velilerin, medeni ka- nunun yirminci ve Türir ceza kanu- nunun 60 ıncı maddeleri mucibince cezalandırılmalarma kayar vermiş -| tir. Bu kararın ehenryniyetle takip! ve tetkiki için alâkadaılara sıkı emir verilmiştir. | İmtiha Talimatname son ve kat'i şeklini bu sefer cilacak Maarif Vekâleti hemen her sene imtihan talimatnamesini değiştirmek tedir. Buna rağmen j bugüne kedar esaslı bir talimatnamı» vücude getir- meğe imkân hâsıl olamamıştır. He- men her talimatnamenim bir yıllık Aatbikatından sonra ilmneciler, Mual- limler, talebeler taralimdan ayrı ay- rt şikâyetler vâki olrosıkta, ve cari olan talimatnamenin ;moksanları bil- dirilmektedir. Maarif "Vekâleti geçen tedris yılınm ortalarımdla yeni bir ta- limatname tanzim eylemiş ise de son tecrübelerle bunun dağtam 'mânasile bütün ihtiyaçlara ce'tap verecek ve devamlı şekilde tatbik sında kas lacak ahkâmı muhtevik olmadığı an - laşılmıştır. Bunun Üzimrine Maarif Vekâleti badema her İğıl yeni bir ta- limatname yapılmasın in önüne: geç - mek için bu işi esaslı surette hallet- meğe karar vermiş, bukmaksatla alâ- kadar şubelerin tetkikut yapmasma emir vermiştir. Geçen jtedris yılının sonlarında başlanan bultetkikat Teş rinievvele kadar ikmal ç ediletektir. Bu suretle imtihan talimatnamesin - de yapılacak tadilât bu idefa kat'i ma hiyetini haiz olmak Üzere önümüz- deki tedris yılınm ilk iratihanzama - nından evvel meriyete İonulacaktır. Galatada yapılacak yolcu salonu Galata rıhtımında yeniden yapıla- cek yolcu salonunun projesi hazırlan mıştır. Tamamen modern bir şekilde yapılacak olan bu salon, yoloularm özami kolaylık bulmasını temin öde- cek teşkilâtı ihtiva edecektir. Yeni salon iki katlı olacaktır. Yolcular, hu susi tertibat sayesinde vapurdan doğrudan doğruya üst Ikata geçecek ler, kontrol ve gümrük muayenesini İ imkân dahilinde süratle yaptırdıktan sönra alt kattan çıkacaklardır. Bu hu susta almacak tertibeti sayesinde bir saat içinde 600 yoltunun,güm- rük müâyenesi ve kontreMü yapılabi- başka daha üç yolcu salpnu yaptıra» caktır. Ru salonlardan biri Sirkeci rıhtımda, diğer ikisi dik Galata ve Tophane rıhtımlarında cMacaktır. Projesi hazırlanan birihet salonun inşaatına Eylülde başlan acaktır. Bu salonun bir kısmı şimdilik Emniyet Beşinci şubeye tahsin edilecek, bu şu be bilâhara yeniden yap'dacak'müsta kil bir binaya taşmacakğtır. Diğer üc salonun İnşaatı, yeniden yapılacak! rıhtım plânmın kesbi Hatiyet etme-) sinden sonra, ancak gelecek mevsim de başlayabilecektir. lecektir. Lima nidaresi bu salondan | Ne dersiniz? Kurban !. Her mesleğin kurbanı vardır. Kur İ hanlar her tebçil edilir. Üç gün evvel gömülen itfaiyeci de bu kurbanlardandır. Böyle vazife üğu- runda ölenlerin hepsi birer kahra - man ve kurbandır. Lâkin bunlara kurban demek, hahraman demek hafi değildir. Biz umuyoruz ki göz- lerinin önünde ateşte yanan arka - daşlarının cenazesini ne kadar tan- tanal: alayla kaldırırsak kaldıralım, arkasından ne kadar gözyaşı döker- sek dökelim, kalan itfaiyecileri böy- le tehlikeler önünde tatmin etmek ve herhangi bir kaza vukuunda aile lerinin açıhta kalmayacakları hak - kında ikna etmek hem iş icabı, hem de insanlık vazifemizdir. Onun için iki şey yapsak yeridi; Birisi itfsiyecileri hayat sigortamna yazmak, (Belki bu vardır.) İkincisi böyle vazife uğurunda ölenlerin ai- lesine mühim para tazminatı ver > mek, Ancak bu suretledir ki hem gide- ne, hem bıraktıklarına karşı vazife- mizi kısmen yapmış ve felâketin acı | sını kısmen teskin etmiş oluruz. Biz böyle düşünüyoruz. Siz ne dersiniz ? a KUÇUK HABERLER * Adliye zat işleri müdürü — Ad. liye zat işleri müdür muavini Isma-| il Hakkı, dolayısile mezu- | İ * Türk - Romen mahkemesindeki evrak — Filen kapalı bulunan Türk: Romen mühtelit hakem mahkemesin deki evrak ve dosyaların hazinel €v- raka devir ve teslimi kararlaştırıl -| mıştır. Bu dosyalarda kendilerine ait kiy metli evrak ve vesaik bulunan alâka b kimselerin nihayet 936 eylülü 80- nuna kadar her pazartesi ve perşem- be günleri saat on üçten on beşe ka- dar umumi ajanlığa müracaatla dos | salarmdan kâğrtlarmı almaları vilâ- yete bildirilmiştir. Viayet te “Ke yetinlâkadarların mazarı dikkat vazetmektedir, * Ticaret ve sanayi müzesi — İk- tisat Vekâleti, İstanbuldaki ticaret ve sanayi müzesi eşyasının Ankara- ya nakledilmesini bildirmiştir. Eşya, Ankarada açılacak olan yeni ticaret müzesine konacak, Istanbuldaki mü- ze kapanacaktır. * Sivrisinek mücadelesi — İstan - bul mmtakası sıtma mücadele heyeti, Anadolu yakasında sivrisinek müca- delesini sıklaştırmıştır. O civardaki bütün açk sulara motorin dökülerek sirfeler imha edilmektedir. Denizyolla, | İ & Denizyolları umumi müdürü Sa - dettin, idarenin alacağı şekil etrafın da temaslarda bulunmak Üzere Anka raya gitmişti. Buraya gelen haberle. re göre Sadettinin temasları, İktıset Vekâleti. teknik müşaviri Fonder Porten'in raporunda işaret ettiği ve | idarenin inkişaf yolları gösteren e - saslar dahilinde yürümektedir. Mü - | dürü umüminin daha birkaç gin kal | dıktan sonra kat'i mahiyette bazı ta | Timat alarak geleceği temin olunmak | tadır. Haydelberg Üniversitesinin 450 inci yıldönümünde Almanyanın Haydelberg Üniversi: tesinin 450 inci yıldönümü münase- petile yapılan merasimde Türkiye na mına hazır bulunan Profesör ve Say Jav Ali Muzaffer dün şehrimize dön müştür, Bu merasime 26 memleke - tin deleğe veya heyetleri iştirak et- miş ve merasimin ikinci günü de bu Üniversitenin muhtelif fakültelerine fahri doktor olarak «seçilen büyük şahsiyetlerin diplomaları okunmuş - tur. Malüm olduğu üzere Başvekili- miz İsmet İnönüne de bu Üniversite. nin Fktısat ilimleri fahri doktorluğu tavsiye edilmişti, O gün yapılan me- rasimde rektör, diğer diplomaları 0- JİRDE OLANLAR | Yaman tiryaki Kahveyi höpürdetip fincanı veriyormuş Kahveci Sevdet, bir milessesede kâtip ölarak çâlişan Yudayı dava edi yor. İddiaya göre, kahveci Cevdet. Yudaya getirdiği kahvelerin fincan- larını bir türlü geri alamıyor. Her defasında, Yuda bir bahane bularak fincanı vermiyor. Kahveci Cevdet, hiddetleniyor: — Şu fincanları versene... diyor. Yuda daf — Bende senin fincanm yok, hay- | di işine git! diye cevap veriyor Ni- hâyet iş, mahkemeye kadar düşü - yor. Sultanahmet ikinci sulh ceza mahkemesinde, dün bu davanm 8on duruşması yapıldı. Fakat davncr Cevdet, daha kapı - dan içeri girer girmez, hâkim Salâ - haddinin kürsüsüne doğru yürümek İstedi. Meğer elinde bir istida var- Miş. Onu hâkime vermek istiyormuş. Mübaşir buna mâni olarak istidayi kime bunu kısa birkaç kelime İle an lattı: — Aramızda uyuştuk. Davadan vazgeçtim!.. Hâkim Salâhaddin: — Pekâlâ. dedi, sen çekilebilirsin! Fakat dava hırsızlık ve emniyeti su- ilstimal davasıdır. Senin gıyabında da devam eder, Davacı çekildikten sonra, hâkim suçluya: — Ee. Anlat, bakalım, nasıl oldu bu iş? diye sordu. Suçlu Yuda: — Efendim, dedi, ben bu fincanla- ri, masamin çekmecesine koyuyor - dum. Orada birikmiş birkaç fincan vardı. Hepsini toplayıp sahibine ve- recaktim, Yoksa, ben fincanmı sak- layıp ne yapacağım? Hâkim, icabını düşündü ve vaka - nın ceza kanunun emniyetini sulisti mal maddesine temas ettiğini göz - önünde tutarak suçluyu evrakile bir Hkte-asliye ceza mahkemesine gön“ derdi. Yuda dişarı çıkarken kendi kendi- ne söyleniyordu: — Bü ne belâlı fincanmış bel. Bizi mahkeme mahkeme dolaştırıyör! Doktorun otomobili altında Tıp Fakilltesi doçentlerinden si - nir mütehassısı doktor İhsan Şükrü aleyhine, Tuphanede, Salıpazarııda oturan Anâslaşya tarafından birinci hukuk mahkemesinde bir dava açıl- mıştır. Anastasya, İhsan Şükrünün otomobili altında kalarak ağır suret- te yaralandığını ve kürek kemiğinin kırıldığını iddia etmektedir. Mahke- me, ehli vukuf olarak Adliye tabibi Enveri tayin etmiştir. Enverin vere. ceği rapora göre tazminat mikdarı tayin edilecektir. Maarif Vekili Bu ay başında tetkikat için şehrimize geliyor Geçen günkü nüshamızda bütün tedris şubelerinde yapılacak ıslahat hakkında alâkadar şube müdürleri tarafından tanzim edilen raporlar Ü- zerine mabhallen tetkiklerde bulun » mak üzere Maarif Vekilinin şehrimi. ve geleceğini yazmıştık. Maarif Vekili Saffet Arkana bu tetkik seyahati esnasında yilksek tedrisat müdürü Cevat, Orta Tedri- sat müdürü Avni ile Vekâlet müs- teşart ve Teftiş heyeti relsi refakat edecektir. Vekil şehrimizde on beş gün kadar kalacak, ilk, orta, yilksek tedrisat şubeleri için ayrı ayrı etüt - ler yapacaktır. Vekilin aybaşımda şehrimize geleceği ve buradan İzmi: re de gideceği söylenmektedir. Üçüncü komiserlikler İdin bugün imtihanlar yapılıyor Vilâyet Emniyet direktörlükleri emrinde olan üçüncü komiserlikler için bir müddet evvel İzntihan açılmış ve kazananlar mün- hallere tayin edilmişti. Fakat mev - kumadan önce Türkiyenin büytik bir devlet haline gelmesinde İsmet İnö - nünün himmet ve hizmetlerinden bah setmiş ve bu münasebetle içtima sa- lonuna Türk bayrağı çekilerek alkış lar arasında İsmet İnönünün diplo - ması okunmuştur. cut komiser adedi ihtiyaca kâfi gel- mediğinden yeniden imtihan açılması kararlaşmıştı, Bu imtihan bugün öğ leden evvel Üniversite salonunda ya pılacaktır. İmtihanda Emniyet Direk törü Salih Kılmç ve şube direktörle- 15-71.936 | Avrupa sahnesinde Romanya Montrö Konferansında Romen Ü bakanı Titüleskonun İngiliz siddetle İtiraz etmesi beynelmilel 4” rum karşısmda Bükreşte hissedil” i | Anlaşma, ve Balkan Antantı İleri ile yaptığı ittifaklar neticesi ki tamamiyetinin temini için elde tiği garantilerin tesirlerini kı İ memeleri ve yeni bir inkişaf ret sarfetmektedir. Romanyanm Fransız &on günler zarfında tahsis ettiği heitnk denlere biraz garip görünebilir. kü tıpkı Belgratta olduğu gibi reste de son on İki ay zarfında Pi rise olan büyük itimadın yavaş yat tenaküis ettiği hissediliyordu. Frs# sanm Italya - Habeş © meselesi Milletler Cemiyeti Paktınn sadık $ makta tereddüt etmesi, ve Italy Habsburgların Avusturya tahtına # desi taraftarı görünmesi harp muahedelerinin şiddetli müdafii BP? manya ve Yuyoslâvyada menfi yapmıştı. Hattâ Bükreste Romen mamile kurtarmak için bir uyanmıştı. Bu esnada Fransanm ruf generali Franşe d'Esperi'nin reşe gönderilmesi Romen dış kasındaki bu yeni cereyana lehine bir istikamet vermek için essir olamamıştı. Almanyanm silâhlanması, Ttaly# nm dahildeki müşküllerden sıyrd* İrak Avrupa siyaset oyununda ve mühüm bir rol oynamaya basit ması, ve bilhassa Polonyanın Fraf sı? nüfuzunu silkip atması diplomatlarını Avrupa ” nin değiştiğine iyice ikna etmiş, Pransanın hâkimiyeti elden kaçırd ğına kanaat vermişti. Staviski letinin doğurduğu dahili rejim ranı Fransanın zâfının bir delili aildedilmiş ve Romanyanm ittifaka bel bağlamaktan vaz mesi iktiza ettiği düşünülmüştü. Mamafih Fransaya karşı sarsılan itimat cesi Romanya Almanvssa el mıştı. Harbiumumide acı hatirii. edinen efkâr umumiye oAlmanys anlaşmağa müsaade etmiyeceği # bu hususta Macaristanm da tanıyordu.Bu Romen topi bir kısnunm Macaristana tasdik demekti, Binaenaleyh Ro yanın Fransız siyasetinin tesiri kurtulması bitaraf bir siyaset mesine, ve belki de Fransa İle / manva arasında müvazeneyi ti eden bir kuvvet olmasına münet” luyordu, J Fakat son ayların arsrulusal diseleri Romanyanın bitz l gayri mümkün kılacak bir isti! almıştır. Almanyanm Reni tahkif! ile Alman tehlikesi daha keski ei hal iktisap etmiştir. Bu tehlikeyi lemek için Frarsa Rusya İle aki”. len muahedeyi tastik etmis, P ittifakı kuvveden file geçmiştir. ğer taraftan Çekler Fransız - © Rus ittifakı imzalamışlardır. “ lovakya ve bu suretle Rusya gibi Fransız müttefiki arasmda Haf! İ yanım tamamile bitaraf bir rol e naması imkansız olmuştur. Çünkü iya Çekoslovakyanın yardıma © ba mecbur olduğu taktirde ya mevcut olduğuna göre Varşo8 raklarından Rus askerlerinin &9* sine mâni olacaktır. Halbuki KÖĞ andlaşmanm bağları ile Çekosl”” / yaya bağlı olan Romanya yardımına şitap eden Rus ask" nin Romanyadan transit olarak © i rinden bazıları bulunacaktır.