3 TAN Ekonomi - Piyasa - Borsa Yaş meyva Meyvacılar ihracatı temin için Avrupa ile temas ediyorlar Yaş meyve ihracatı yapan tacirle- rimiz, yazlık meyvelerin ihracatı için şimdiden hazırlıklara başlamışlardır. Öğrendiğimize göre, bazı meyve ta- cirleri, Almanyaya çilek sevketmek için, Alman yaş meyve alıcılâriyle muhabere etmektedirler. Diğer taraftan öğrendiğimize göre bu sene çilek mahsulü bol'olacaktır ve bu itibarla çilek bu sene bol mik- tarda dışarıya ihraç © edileceği ümit olunmaktadır. Istanbul çilekleri evsafı itibariyle Avrupada pek beğe- nilecektir. VakıA Bulgaristan birkaç #enedenberi merkezi Avrupaya çilek göndermektedir. Fakat Istanbul çi - Jeklerinin Bulgar çileklerine rekabet edeceğine Şüphe yoktur. Ereylide de çilek mahsulünün bol olacağı hakkında haberler almmakta dır. Yaş meyve ihracat tacirleri Erey liye de çok ehemrgiyet vermektedir. lAvusturyanın yaş meyva ithalâtı çi Avusturya, oehemmiyetlice (yaş meyve alıcılarındandır. Uzüm, elma, narenciye mahsulleri ve diğer yaş Meyvalar için Viyana iyi bir piyasa» dır. Avusturyada bağ sahası 30 bin hektar tahmin edilmektedir. Fakat yetiştirilen üzümle en çok şarap ya- pılmaktadır. Bu !tibarla da dışardan yaş üzüm ithal edilmektedir. Avusturyanm 1930 da yaş üzüm ithalâtz 12,400 ve 1934 te 8.700 ton| raddesinde olmuştur. Avusturyaya en çok Üzüm satan memleketler Yunanistan, Bulgaris- tan, Yugoslavya, Italya ve Macaris- tandır. Yunanistandan gelen üzümler, çe- kirdeksiz, parmak ve çavuş «nsleri. dir, Soğuk hava tertibatı vagonlarla sevkedilir. Üzüm Triyeste yoliyte Vi- yanaya T günde varmaktadır. Pulgaristandan giden üzümler Ha- fız Ali, Russa ve Damiynt cinsleridir. Bunlar kalm kabuklu, iri taneli ve az çekirdekli çavuş cinsleridir. Yugoslavya üzümleri, bilhassa Se- mendere üzümleri makbuldur. Bul- gar ve Yunan üzümlerine nispetle çe- kirdekleri azdır. Fakat lezzetlidir. Ev #af itibariyle ince kabuklu çavuşları- mızı andırır. Semendere üzümleri, soğuk hava tertibatı olmıyan Tuna vapurlariyle sevkedilir. Avusturya piyasasmda yaş meyve- «ler arasında en verimli olan cins yaş| üzümdür. Avusturya piyasası elma da almak tadır. 1929 da mübayaatı 40 bin, 1933 te 16 bin kadar idi. Avusturya ya elma satan memleketler Birlexk Amerika, Yugoslavya, İtalya, İsviç- redir. b Ecnebi elmalarının satış mevsimi bilhassa şubat ayında başlar ve mar- tm sonuna kadar devam eder. Amerika Kaliforniya elmaları on; yil evvel Avusturyaya Ithal edilen ve geniş ölçüde ve sistematik surette ya pılan sürekli reklâm sayesinde piya- #ayı tutmuştur. Bu cins elmalarm "Avusturyada gördüğü rağbet üzerine bükümet, iklimi müsait sahalarda ve bilhassa cenup (Tirol) da bu nevi el ihracatımız ma &hemmiyet ver - miş ve oldukça da muvaffak olmuş- tür. Gerek bu nevi teşvikler ve gerek se kontenjan tedbirleri sayesinde el- ma ithalâtmın kısmen önü almmıştır. Bununla berâber, Amerika ithalâtı değer itibarile ehemmiyetli bir yekün tutmaktadır. Amerikadan © Avüsturyaya gelen elmalar tad, görünüş ve ambalâj iti- bariyle en çok aranan lüks nevilerdir. Avusturyanm narenciye o ithalâtı 1930 yılımda 27 bin tonu bulmuştur. Narenciye ve hususile portakal ve mandarin Italyadan gelmektedir. İs- panyanm Avusturyaya ihracati 801 zamanlarda azalmış, 1984 te yalnız 6.052 kental raddesinde olmuştur. | Erik, Yugoslavyadan gelmekledir.. i Mısır yaş meyva ithalâtı | | Mısırda kâfi miktarda yetişme- İ mekte olmak hasebiyle dış ülkeler! den de alman meyve cinsleri şunlar- dır; Üzüm, elma ,armut, şeftali, kaysı, kiraz, vişne, kavun; kestane, yaş ü-| İ zümen çök o Yüunanistandan gelir. | Mısırın bütün yaş üzüm ithalâtı 929 da 12.600 tona varmışken 1984 te 7400 € inmiştir. Elma, Türkiye, Avusturya, Birle- şik Amerika, Kanada, Italya ve Yu- nanistandan ithal edilir. 1930 da ya- pılan elma ithalâtında birinci derece- de Türkiye, ikinci derecede Birleşik Amerika ve Üçüncü derecede Avus- tralya gelmişti, Türkiyenin yıl için- de Mısıra yaptığı elma satışları mik- tarı 3.683.217 kiloyu bulmuştur. Bu miktar müteakip yıllarda azalmıştır. Armut az miktarda Türkiyeden ve ! Italya ile Yunanistandan ithal edilir. Kavun, az miktarda Türkiyeden gelir ve son yıllarda miktarı daha a- zalmıştır. Musırın 1934 te bizden yaptığı ka- vun ithalâtı yalnız 60.778 kilodan i- baret olmuştur. » . Umumi ekin vaziyeti iyi Zile, (Tan) — Yağmurlar mevsim ve zamanında yağdığından ilçemizin ekin durumu bu yıl pek güzeldir, Son bahar ekişi geçen seneye nispetle yüzde yirmi fazladır. 20670 hektar buğday, #720 hektar arpa, 127 hek- idan tütün alışlarına devam edilmek- Tütün piyasası İzmitte satışlarda canlılık var İstanbul mmtakasımm Bursa (ve Düzce bölgelerinde tütün alım satım- ları şimdiye kadar görülmemiş bir hararetle devam etmektedir. Ekiciler vaziyetten çok memnundurlar. Al manya ve Hollanda ile iş yapan fir- maların mümessilleri tütün satmal- mak için İzmite gitmişlerdir. Ege mmtakası tütünleri kâmilen satılmıştır. İspanya İnhisar İdaresi- nin memleketimizden alacağı 30 bin kilo tütün için İzmirde bir firma ile temas etmekte olduğu ve henüz ne- ticenin taayyün etmediği bildiril mektedir, Samsun mmtakası tütün piyasa- ımda gerek İnhisar İdaresi ve gerek tüccar mubayaatı İstekli olarak de- vam etmektedir. Mıntakanım muhte- lif istihsal mıntakalarında durumu şa yanı memnuniyet bir şekildedir. Dış piyasalarda — İskenderiye tü- tün piyasası oldukça hararetli geç- miştir. Trabzon, Artvin ve Hasan- keyf tütünleri üzerinde de oldukça ehemmiyetli muameleler olmustur, Maamafih Türkiyeden az mal gel- mektedir. Gerek piyasa ve gerek tütün gümrüğünde mevcut fazla Türk tütünü stoku olmadığmdan alı- cıların ihtiyaçlarını diğer tütünler - den almak suretile tatmin etmek mecburiyetinde kaldıkları bilidiril. mektedir. Tütün piyasası yine hararetlendi Tütün pivasası hararetli bir devre geçirmektedir. Alınân haberlere göre Samsun mıntakssında kilosu 220 ku- ruşa kadar tütün satılmaktadır. Bir taraftan ecnebi kumpanyaları, diğer taraftan inhisarlar idaresi tarafın- tedir, Tütün işleriyle alâkadar zevatm söylediğine göre, bu seneki tütün mahsulü, bu talepler karsıımda ta - jistikre' RSA - PİYASA Z NISAN PERŞENBE Para Borsası Alış 20 Vransız frangı Belçika irangı 80.— 20 Drahmi 20 İşviçre fr. İsveç küronü anya pezeta Esham ” . Hamiline Anadolu *ç 60 ” “109 Sirkerihayriye Tramvay Bomonti Nektar Terkos Reji 205 Aslan Çimento Merkez Bankası Osmanlı Bankası Şark Merkez Eczanesi ar İstikrazi dabili Ergani A. B. Si pay n mamiyle satılmış olacaktır: Yalniz Msp Tdhvijleri yeni sene mahsulline inhisar etmiyor | bilhasen kumpanyalar geçen eme mahsullerinden de almaktadır. Samsunda tütün satışları Samsun, (Tan) — Samsun tütün hararetle devam etmekte | & piyasası dir, Bu sene kuraklık yüzünden tü- tüplerin az olması ve alıcıların İs tekli bulunmasından satış fiyatları müstahsili memnun edecek yüksek| bir derecededir. Mahsulün kilosu 85 130 ve görmezin kilosu da-10 - 30 kuruş arasında satılmıştır. tar afyon ekilmiştir. Nisan içinde yağmur yağacak olsa bu yıl feyzi be- İreketin çok fazla olacağı anlaşılmak- tadır. Çiftçiler mütemadiyen pancar | tarlalarma tohum atmaktadırlar. ! dilmişti. Türkofis tarafımdan yapdan teşebbüsler üzerine tekrar ihracata karar verilmiştir. Bugüne kadar 4500 zlirradan 2300 ünün ambara indirdiği tütün miktarr 800.000 kiloya yakmdır. Bu miktar 935 rekoltesinin beşte üçünü 1886 1 1903 11 90 8. 1911 TI KuXesik 8150 ” Tahvilât <0 Ribtam kö Asadolu 1 ve Il Kupon kesik | 4230 n 45.50 Anadolu Mümessil «90 Alman ticaret heyeti Türk - Alman ticaret anlaşmasını imza etmek üzere bir heyet Berlin - den hareket etmiştir. Heyetin iki gü- ne kadar Istanbula gelebileceği haber verilmektedir. a a pek az dizi tonga daha kalmıştır. Bu cins tütünlerin alim satımı bitmek üzeredir. teşkil etmektedir. Şimdiye kadar sa- tılan miktar 700.000 kilodan fazla- hisarlar Idaresi 120 ve Kefeli harrem firması da 100 bin kilo tü- No. 91 Yıldız Yağmuru Faruk Nafiz ÇAMLIBEL Ziyanm canı sıkıldı. Hani buraya Baradan başka biri gelmiyecekti? Hemşireye, yarı alay, yarı cidâf: — Doktor konuşmaklığımı müsas- de vâfyor mu? Dedi. Kadın gülerek: — Tabit.. Yirmi gün geçti, zaafı. nızdan başka bir şeyiniz kalmadı ki. Cevabmı verdi, Ziya, Saraya dön- dü, müsazde edip etmiyeceğini sora- caktı. Fakat genç kadm ayağa kalk- miş, eldivenini giyiyordu. Ziya, gele- pe İânet etti, zaten yarım saat sürmi yen bu sabah ziyaretini, gelen hangi münasebetsiz dost ise, yarıya indir. mişti. Hasta baktcınm kaybolduğu kapı aralığından içeriye dostu girdi. Bu, Belkisle olan davasmı halletmek için vekil ettiği avukattır. Gem e ve avukat Ziyanın yanındaki tek san dalyeye oturdu. Ziya bu sandaie,« aneak Saranm oturduğunu düşüne- rek adamı kaldıracaktı, fakat kendi- Bi tuttu, elini dostuna uzattı: — Ne haber? — Asıl sana sormalı.. Ne oldu? Bu hastalık nereden çıktı? iyada, #öylemekten ziyade, dinli- yecek kadar kuvvet birikmişti. Avu- kat, mesleğinin adamı olduğunu gös- teren bir talâkatle, Ziyanm hastalığı” nı ondan iyi anlatıyordu. Bunun için hasta hiç yorulmadı. Yalnız söz ken- diliğinden bitince, dostu, mesleğinin ağır yüzünü takındı: — Senin dava için geldim... Gelmiye Kizum yok, İstediğin gibi hareket edersin İ — Seni sıkmak, üzmek istemem... Bunun için sana çok az başvuracağım Şu var ki, hazırlık için, davaya baş- lamak için, elbet senin de zahmetin olacak... İstersen başka bir gün gele- yim, görüşürüz! Ziya, başka bir gün, tekrar keyfi- nin kaçacağını düşünerek her ıstıra- Diye atıldı. Avukat, ayn! çatık kaşlar ve ölçülü bakışlarla sordu: — . önce bir teklif: Barış- kadar insan acılarının her türlüsünü tattım... .Bir daha mı? Görmüyor mu ti, Ikincisi mutlaka öldürür! lerini seyretti. Nekadar ısrar etmeğe gibi bütün kuvveti hiç olacaktı, bunu ahladı. Dostunun aşki ile belki lâtife gm rengini alan kansız ğır olan vaziyetini kavradı, sözün ge- lişini bozmadı: — Ayrılığın sebebi? » — Anlaşmamazlık! * İ üstünde işliyebiliriz! Davayı kazanmanm birinci şartı, | yemem! Zi-| Ziyanm daha beyaz olamıyacak sa yanım Belkis için keşfettiği bütün ku- | nılan cildi, bir gömlek daha ağardı, surlar ancak iki mekteplinin dargın- | dudakları titriyodu: mes'uliyeti yüklenmekti. Çünkü lığma sebep teşkil edecek kadar ç0- Ziyanm riyen vücudu bir keman telinin inilti- sini çıkardı; — Hiçbir zaman... Sonra nefâs nefese devam etti: miyordu. Satılan tütünlerin çoğu Canik mın- takası tütünleridir, Geri kalan kısım Yunanistana kuzu ihracati (dır. Di Amerikan Şirketi 800, Nem- az miktarda Dereler ve Maden İle Yunanistana kuzu ihracatı mene | li Mithat 150, Geri Tobako 150, In. Evkaf tütünleridir. Bunlar da demet Mu- | yapılmaktadır. Dizi dengi satışı bit- tikten sonra bunların satışma başla İtün mub: etmişlerdir. Köylerde | nacaktır. ayrılığa yanaşmamazlık et — O cihetten hiç üzülmiyeceksin.. sun, birinci tecrübem beni hasta et- | Belkis de, ailesi de, bu ayrılığı bana i e kazandırmıyacak kadar Avukat, Ziyanm gözlerinde, demin | asildir, buna eminim... Senden ancak gördüğü güzel sarışmın bütün çizgi- | bir şey soracağım: Bu İş nekadar za- İ manda biter? boştu, Havada iştiyen bir gemi çarkı | Avukat iki elini iki yana açtı, elit du- dağını büktü: — Ort kimbilir? Ne desem, güntü- edecekti, fakat bukalemun gibi yata- | nil değil, aymı bile kestirememiş ©- dudaklarma turun... ve benzine bakmca'ne hastanım, nede | Ziyanm kat'i bir cevap almak için aşkınm lâtife edilemiyecek kadar a-| yalvaran gözleriyle karşılaşmca: — Dava, tabil seyrini takip eder- se, belki de bir senede... Dedi, ve cümlenin alt tarafı şuu- runda kaldı. Hastanm yalvaran göz- — Umum! bir ifade.. Lâkin bunun | leri birdenbire çıldırmışa döndü: — Bir sene mi?-Imkân yok bekli- — Hayatımı ne doktorlara, ne şü- cukçaydı ve hukuk! bir bakış bu ço- | na, buna, kimseye borçlu olmam, sa- cukla sebepler de bile, Ziyayı hak-|na olurum... Ne yaparsan yap, beni, bulamazdı. Ziya, neticenin ayrılık | bir ayak evvel kurtar! Bir sene, çok olması şartiyle, hiçbir cezadan çekin- | uzun... Yemin ederim, hayatımdan uzun... Bu bir sene bu halde yaşıya- — Bu böyle olduktan sonra mesele | mam! — Ben vu vaziyeti icat (edinceye | kolaylaşır... Yeter ki hasım tarafı| Hukukçu dost, Ziyaya, hayretledo ev Meler N eler 3-4-086 AE Sevgili hakkında bir haber (| Maçkadan Üzgün imzasile: “Ben okuyucularınızdan genç bir kizim. Bir senedenberi weviştiğim ve evlenmek üzere sösleştiğim bir genç var, Onun vaziyeti icabı daha birkaç ay beklemem lâzım. Bu bekleyiş ba- na güç gelmiyor; onu çok sevdiğim için büyük ümit ile yaşıyordum. Fa- kat geçen gün fena bir tesadüf oldu ve ümütlerimi altüst etti. Şimdi deli gibiyim. Onsuz yaşamama imkân göremiyorum. Bir mecliste sevdiğim genci tâm- yan birisine rastgeldim, Onu sordum. Evvelâ bir dudak büktü, sonra bep wrarla sorunecr çapkın bir çocuk ol duğunu ve çok zamandır “onu bir genç kızla daima beraber görüyo- rum diye söyledi; çok fena oldum ve düşündükçe daha çok : inanmağa başladım. Çünkü biz biribirimizi çok seyrek görüyoruz. Hattâ onun ta- dil günlerinin bile nasıl geçtiğini bil- miyorum, Bu seyrek görüşmemizi biraz da kendisi istiyor. Ben de »8- rar edemiyorum. Çünkü. nişanlı bile değiliz. Şimdi ne yapayım?” Doğrudan doğruya kendisine #or- manız daha doğru olur. “Sizin bu haberi tahkik etmeniz güçtür. Vere- ceği cevaplar kuvvetli ve sizi temin edecek mahiyette İse ve zaten bir- kaç ay İçinde evlenmeniz sözleğil- diğine göre müsterih olarak bu bir- kaç ayı beklörsiniz. Maamafih, he- nüz nişanlı bile olmadığınıza göre onun dost olduğu. yahut dostunun tanıdığı kızlarla dolaşma» sna müsamaha etmelisiniz. Bu hiç bir zaman sizi ihmal ettiğini gös- termez, Kaldı ki bir kadımi çıldıra- siya seven, fakat başka kadınlarla dolaşmaktan zevk alan erkekler de çoktur. Onun .— eğer varsa — bu zevkini evlendikten sonra kökünden baltalamak sizin elinizde olacaktır. Şimdi yapacağınız şey, son derece lakayt ve asla heyecana kapılmadan ağzımı aramak, eğer lâkayt ve müs- pet cevap verirse asla aldırmamak, telâşınızı belli etmemektir. ; ? 1-93 ye Bir babanın müracaati yü- zünden bozulan tasavvur V. 5: imzasile: “26 yaşımdayım. Ve bilhassa ka- dınlarla alâkadar olan bir mesleğim vardır. Az çok kazanıyorum. Bun - dan bir sene evvel akrahalarımdan birimin kızıyla fanışmıştım ve ara- mızda yalmz bir sefkat olduğu halde | bu kızla evlenmeğe karar verdim ve | kararımı Hıza ve ailesine söyledim. davasıdır, ve Ziya, bir sözle bir aile- gözlerini açtı. O, davanın müdde- | sılmış görsem ben ne yaparım? bir seneye indirmekle, her şeyin | Avukat, acıyan bir hiddetle, ayağa teşebbüs, müspet netice verseydi bi- (| le sizin kabul etmiyeceğinizi bildiri- © niz. Para meselesine gelince, bunu | da açıktan açığa anlatmakta hiçbir malizur yoktur. Bir ev geçindirccek den onun bütün tereddütlerini size karşı iğbirarını hemen bir anda izale edememekten mütevellit yesi- nizi, bununla beraber çok sevişerek her şeye razı olanlar gibi evlenmeğe onu hazır bulduğunuz tskdirde her türlü fedakârlığı ihtiyar edeceğinizi ilâve ediniz, * Müsrif bir kadın ve geçimsizlik Samatyadan A. A. Z. H. imzasile: “İli senedir. evliyim. Çocuğum yoktur. Sevişmeden evlendik, iki ay danberi annesi ve kardeşlerile | bir yerde oturuyoruz. Yirmi ira maaşı aslim var. Bunu bildiği halle gez - meği, eğlenmeği çok seviyor, israfa gidiyor. Zevcemin uzaktan akrabası olduğunu söylediği » birkaç erkekle Jazla yilzgöz olduğunu da görüyo rum, Annemi ve benim soyumdan o- lanları istemiyor, bu halleri âsabıma “| dokunuyor. Birkaç defa kavga ettik, bunlar ayrılmak için kanuni sebep teşkil eder mi?” Devamlı geçimsizlik — iki tara- fın da ayrılmak isteği olunca — ay- Ül rılmağa sebep teşkil eder. Fakat bu- Da teşebbüs etmeden evvel, evinize, iradenize hâkim olmağı, karınızı haklı, mantıki mütalcalarınızla yo- la getirmeği tecrübe ediniz. Tuttuğu yolun kurulan bu ocağı yıkmağa doğru gittiğini anlatmız. Erkekler çok defa başlangıçta kârılarma kar- şı münakaşayı kabul etmemek ve emrivakiler karşısında yelmse ve ümitsizliğe düşmek yüzünden parti- yi ka; Onun müsrif olabilmesi için sizin idareyi ona teslim etmiş olmanız lâ- || sım. Yavaş yavaş evinizi siz idare ediniz ve bü yoldan baştiyirik tat. lıkla ve daima ocağınızın hüzürü için çalıştığınızı ilâve ederek kay- bettiğiniz hâkimiyeti ele alınız. » Yerinde bir cevap Tekindağından Güleryüz imzasile: “81 yaşındayım. Bir senedenberi £ bir kazla sevişiyorum. Fakat annesi kismi başkasına vermek #stiyor. Daha yeni yeni para kazanmak Şimdiki halde bir eve bakacak vazi; yette değilim, Kız bana mektuj vasiyeti bildirdi. Acele gidip kend sini almaklığımı yazdı. Onu çilgı” ca sevdiğim halde halen buna imkün i olmadığından bir müddet beklemesi ni yaddım. Ve beklemek imkân ol madığı takdirde serbest olduğunu, şöyet annesinin sararma karşı gele” mezse MEs'ut olmasını bildirdim. Bu | suretle hareketim doğru mudur? Siz me dersiniz?” Kösehiz olduğu kadar yaşınız da evlenmeğe müsait değildir. Pek doğ- ru çevap vermişsiniz. Bize mali va- ziyetinizin müsait olduğunu yazsay- dınız, size yine birkaç sene bekleme- / nizi tavsiye ederdik. kalkıyorsun! Perde perde yükselttiği sesini bir” | denbire indirdi: ; — Bir daha bu bahsi seninle ke nuşmıyacağım, bildiğim gibi hureket a yormuş olacağım! Hasta yatağınd? düğün odasını düşünen bir sdamin | nasıl konuşulur? Kabahat bende, senden akıl öğrenmeye çalışıyorun..- O gittikten sönra, Ziya, bu alti * yı doldurmak İçin akşama kadar bi (Arkası varl