—— 24.10.935 İngiliz Dış Bakanının Nutku Bugünkü buhran geçici değildir daha geniş ve daha devamlı hareketlere Buhareketler,ancakonlara karşı devamlı tedbir almaksuretilekontrol edilir Bunun içindir ki Uluslar Sosye- tesine ve paktın prensiplerine bağlı kalmaktayız Londra, 22 (A.A.) — Sir Samuel Gare, Avam kamarasındaki nutkuna Artur Hendersonun ismini tazimle Yadetmek, suretiyle başlamış ve son- ta, kamaranın tatil arifesinde aratulur | sal duruma dair söylediği nutuktan- *ti hâdiselerin sür'atle biribirini ta- KİP ettiğini bildirmiştir. Sir Hoare, bu Mütkun ana hatlarını ve bunu takip *den hâşliseleri | hatırlattıktan sonra miştir ki: Sıyasamız, bu hâdiseler karşısında değişmez kalmıştır. (Bakanlar sıra- tında alkışlar). Bu ın Avam arasının ve bu memleket halkı- nin büyük bir ekseriyetinin siyasası olduğunu teyit ederim. Britanya im- paratorluğunun tesanüdü ve bilhassa büyük demiryollarının ittihat edişi İtrah verici bir vakradır. Bu büyük İominyonların o mümessilleri, kendi fikirlerini ingiltere tarafından mec - bur edilmeden söylemişler ve bizim- € ayni neticeye varmışlardır. “İngiltere, mefruz ahvalde yeni taahhütlere girişmekten imtina ettiği İçin, muayyen ve vazıh bir vaziyet mdaki hattı hareketi dalma ka- Ulü S5RfUnLİfNiN, edenler, bizim Mi olmak için bir vasıta olarak değil, #YMİ zamanda harp sebeplerini orta- | dan kaldıracak bir âlet olarak telâk- ki ettiğimizi anlamıyorlardı. Bunlar, ; şineriyetimizin Uluslar Sosye- esini İngiltere ile Avrupa kıtası ara- sında bir köpe olarak telâkki ettiği. mizi ve bu köprü zaifler veya çökerse bizimle Avrupa kıtası arasmdaki teş- Tiki mesai ve tehlikeli olacağı kana- atinde olduğumuzu anlamıyorlardı. Uluslar Sosyetesi, maruz kaldığı Serginliğe ne dereceye kadar karşı Oymuştur >. Bu işte hafif hattı hare sir tereddütler, hatalar olmuştur. İmtihan, bu genç kurumdan en çetin wnda mucizeler bekliyemeyiz. Kollektif emniyet sisteminin tatbiki Müşkül olması tabil idi. Uluslar Sos- Yetesi ile en kuvvetli azasından biri 1iasnda mühim meseleler hakkında. anlaşmazlıklarda, imkânsız telâk - Küyedilen gayretten vazgeçmek için ki bir temayül vardır. Bu tema- “ bazıları için çok kuvvetli olmuş ve bu temayüle mağlüp olma > ramak kalmıştı.. Bizim için da- DE temayül çok kuvvetli olmuştur. ğer bazı memleketlerin Uluslar s0s Yetesinden bizden daha fazla elde ©- vecekleri menfaatler vardır. Paktın *€ibeleri bizim taahhütlerimizi art - aç »iştir. Halbuki biz, büyük bir eko > buhrandan henüz kurtulduğu» dik. için, bunları arttırmak istemez- hi Postlarımızdan bazıları, bizim .s bir vakit takip etmemi şolduğu- 1052 bir icraat yoluna ve mazide mün digitn hiç bir zaman deruhte etme i gin taahhütler altına girdiğimizi öylü teşebbüsünde bulundular. Bu Une, Puzir bir iddiadır ki, bundan muj ar Sosyetesinin en küçük bir wekavemete bile tevessül etmemesi aç, bizim Habeş anlaşmazlığına alâka- te alarak paktın böyle bir vakaya eetbile edilemiyeceğini dünyaya ilân tmekliğimiz neticesi çıkabilir. eaPiğer memleketlerde hazı unsurlan Yaptığı gibi, hissiyat dünyasında jalniz bizim realist olduğumuzu söy- İrerek iftihar edebileceğiz. Fakat, akikatte manevi vecibelerimizi bir Utafa aisaydık, hiç bir surekie realist pimuyacaktık. Bizim icrantımız, pakt di, 5 olan gayretlerini mülhem » Hiç bir emperyalist mülâhaza ile hareket etmedik (alkışlar) keza faşiz vw ilesi de aramadık. inin, Hösre, Eden'e ve Cenevrede B. İdaresini deruhte ettiği için büyük me »iyaya karşı yapılan tenkitleri “yzuu bahsederek demiştir ki: hiş göden'in hattıhareketi, mütte - > ümetin hattıhareketidi Dal Britanyanın ve imparatorluğun nesilleri büyük arsıulusal mü - relerd ehiçbir zaman tali bir VE elmaslar, mesuliyetlerinden vaz geçemezler ve görüşlerini giz- liyemezler, Diğer devletlerin mümessil - leri de bu mühim müzakereye iştirak etmişlerdir. Büyük bir imparatorluğun tabii olarak düş manları ve hasutları vardır. Bun lar bu imparatorluğun dastlariy le arasını bozmak istediler, İşte bizi, Uluslar Sosyetesi, hodbin amaçlar ve İtalyayı tezlil için âlet olarak kullanmakla it- ham edenler, bunlardır. Bu ya- lanları çıkaran kimseler, Ulus - lar Sosyetesini tahrip etmek için ellerinden geleni yapmakta dırlar. (alkışlar). Buhranın ba- şındanberi, İtalyan hükümeti hi çbir zaman İngiliz hükümeti. nin hattı hareketinden şüpheye me Kânunusanide, İtalyan hükümeti Fransız - Italyan anlaşması hukkandeki İngiliz - Italyan menfast- lerinin telifi için noktai nazar teati- sini istemiştir. (Bazı gülmeler) Ingi- kik için bir komite teşkil etmişti. İtalyan hükümeti bemen cevap iste- memişti ve İtalyanın Habeşistandaki faaliyetinin sür'atle inkişafı da mese- lenin sükünetle ve teferrüatiyle mü- zakeresine mâni oldu. Habeş anlaşmazlığının o Stresa'da mevzuu bahsolmadığı söylenemez. Bu mesele konferansta resmen görüşül- medi, Fakat iki delegasyon üyeleri arasında münakaşa edildi. Fransız, Italyan ve İngiliz hükümetlerinin il. gilendiren bütün önemli siyasal me- seleler üzerinde ve üç devlet arasım- | elbirliği elde edileceği umu- a. Bundan sonra Höare, Uluslar Sos- yetesine karşı tevcih edilen tenkitle- ri mevzuu bahsederek demiştir ki: “Ani bir hareket yapılmış olsaydı, bugün, bu hareketi mümkün kılacak kollektif bir anlaşma olmıyacaktı. U- luslar Sosyetesinin karar altına aldı- ğı ekonomik tazyikım, tesirsiz kala - cağını sanmıyorum. Sosyetede Hye bu lunmiyan devletler, bunu ihlâl etme- ye teşebbüs etmezlerse - ki böyle bir harekette bulunacaklarını zannetmi - yorum - bu ekonomik tazyik, harp müddetini kısaltacaktır. Bunun için, tâzyikın gerçekten kollektif olması ve bir hükümete karşı vâki olan teca vize mukavemet etmek huşusunda, Uluslar Sosyetesi paktının müdafaası için üye olan bütün devletler elbirli. ği ile hareket etmeleri lâzımdır. Bu mesele hakkmdaki tebliğimize Fran- 8ız hükümetinin verdiği cevap, son derece memnuniyet vericidir. Bu su- retle iki ülke arasndaki dayanışma kuvvetle teessüs etmiştir.,, Bundan sonra Hoare, süel zecri tedbirler meselesine geçerek, bu me» sele hakkında Cenevrede hiç bir za- man kollektif bir anlaşma olmadığını kaydetmiş ve şunları söylemiştir: “Süel zecri tedbirler, ancak kol - lektif olarak tatbik edilebilir. Ve İn giltere i, ancak kollektif bir şekilde hareket edeceğini bil: dirmiştir. İngilterenin yalnız başına harekete geçmiye niyeti yoktur. E- sasen ilk gündenberi Cenevrede sü- el zecri tedbirler meselesi görüşül- mediği gibi, İngiliz siyasası da, bu şekilde bir tedbiri ihtiva etmemek. tedir. Bugün düşünülen: tedbirler, sösl mahiyette değil, ekonnmiktir.,, Hoare, İngilterenin münferiden harbi düşünmekte olduğu hakkında» ki telkinatn, iftiradan ibaret olduğu- Bu kaydettikten sonra, söylevine şöy le devam etmiştir: “Mussolini, kendisi, son zamanda, boykotajla muharebe arasmda fark gözetmiş ve Laval da hiç bir süel zeç ri tedbir teklif etmediğimizi alenen kabul etmiştir. Tatbiki kabil olmıyan, da bir luyord tehlikeli pek SİR SAMUEL HOARE harehetler hakkında görüşülmesi ni bertaraf etmeh için her şeyi yap- tık, Fakat andlaşmaların mükerre- ren ihlâl edilmesini ve buna rağ - men Uluslar Sosyetesinin yine mev- cut kalmasını kabul edemeyiz. Ba. sı yabancı çevenler, bu içinden çı- kılmaz duruma harşı koymak ce « saretini kendilerinde görmemekte. dirler. Uluslar Sosyetesi bir barış a- letidir. Münekkitlerin Süveyş kana- lin ablukası, ve İtalyan münaka - le yollarının kesilmesi fikrini telkin ettikleri zaman bunu hatırlamala. rı lâzımdır. Bu gibi tehditler, tat » bik edilebildiği takdirde, Habeş ma olacaktır. Uluslar Soğyetesi paktı içinde, bi va Cn iğ rg pre mke götürecek bazı vasıtalar aranmalıdır. , Hoare, İta'yan ekonomik gelişim ve genişleme sebeplerini takdir eden devlet adamı olduğunu kaydettik ten sonra şunları söylemiştir: “Ekonemik tazyikın, tatbilmma baş lanması için az zaman kalmıştır. Bu müddet bir anlaşma teşebbüsü için kullarılabilir mi? İtalyanın bugün da (hi, Uluslar sosyetesi üyesi bulunma. sından memnunum. En son dakikalarda yapılacak o - lan bu teşebbüslerle, eski dost ve cs- ki müttetikimiz ve Uluslar Sosyetesi Üyesi bulunan bir devlete karşı, hiç hoş olmıyan, bu ekonomik harekete girişmek lüzumundan kurtulacak mi. yız, bilmiyorum. Yalnız şunu biliyo. Tüm ki, dünyada birinci defa olarak kollektif hareket alanında büyük bir tecriibe yapılmaktadı#. Eğer bu tec- rübe, başarılmazsa, harbi ulusal #ii saya âlet olmaktan çıkarmak isteyen- ler için ağır bir inkişar ve buna kar- şı koyanlar için de ağır bir mesuliyet doğuracaktır. Havallerle lektif bir harekete bel besi ceksek, bunu bilmeliviz. Bağlamı - yacaksak, onu da bilmeliyiz. Ayni zamanda, kollektif hareketi, naza- ri olarak müdafaa eden ve ameli Saz ona hücum edenleri de bil. meliviz, Uluslar Sosyetesi, mroaffak ol- sun olmasın, Arsıvlusal ilgiler bahı- mından yeni bir devreye girmekte” yiz. Son değişiklikler, hükümetleri yeni meseleler karşısında bulunma” tadır. Hiçbir hükümet bunları ince- lemekten kacınamaz. Burünkü buh ran, geçici değildir. Daha genis, daha derin ve daha devamlı hare » ketlere isarettir. Ve bu hareketler, ancak onlara karsı devamlı bir ş6- — bir almak azmiyle kontrol Bunun içindir ki, Uluslar Sosyete- maktayız. Ve istikbale baktığımız i- lerinin korunmasını ve bugün anlaş- mazlığı sona erdirecek çarenin çabuk elde edilmesini dilemekteyiz. Fransızlara göre, i8- tikbal O kararsızdır! Paris, 23. A. A. — Gazeteler, Sir Samuel Hoare'ın söylevinin geniş bir armulusa! şükün ergesile yapıldığını söylemektedirler. Petit Parisien, şu fikirdedir: “Yapılmış hareketlerin hesabın: veren Hoare'ın sözleri, büyük bir ke- #inlik takındıkları vakit bile menfi yola sapmadan ve hâkim bir urlaş- ma havası içinde inkişaf etmiştir.” Matin diyor ki: “Bu söylev, yalnız Italyan - Habeş TAN SON HABER? harbini, bir Avrupa harbine çevir | sine ve paktın prensiplerine bağlı kal | £ Şindir ki, müşterek hareket prensip- | İngiliz Antil Adalarında | i Karışıklık Kingstovn, (Saint Vincent adaları) j23 (A.A.) — Burada önemli kargaşa- İiklar kopmuş ve örlü idare ilân edil- miştir. Bir Ingiliz harp gemisine men sup deniz silâh endazları, düzeni sağ lamak için polise yardım etmektedir. | Tarlalarda çalışan" zencilerin bir ta- arruzundan korkan Avrupalılar, bü - yük bir endişe içindedirler. Bir köprü yıkan, bir tüneli toprak'a kapatan ve yollara engeller koyan ihtilâlci erin Kingetovn ile adanın geri kalan böl- gesi arasında mü-zkaleyi kestikleri | haber veri'mektecir. Asıl *t vardır, Temin edildiğine göre, bu karışıklıklar, Habeşistanda harp | başlayahdanberi beyaz ve siyahlar a- rasında başgösteren göraz ve kinlerin bir sonucudur. Yunanistan Ve Türkiye Atina, 23 (Tan'ın hususi | telgra- #) — Burada bulunan Türkiye Dış Bakanlığı müsteşacr ile elçi Ruşen Eşref Dış Bakanı Teodokisi ziyaret | €derek uzun süren bir konuşmada bu- | lanmuştur. muhasamasında İngilterenin oynu ağı rolün istikbali için deği, fakat | ayni zamanda genel sükünet için de gü ik verici mahiyettedir.” Echo de Paris gazetesinde Perti- max, diyor ki: “İngiltere, kendi başına harekete geçmiyecektir. Fakat Uluslar Sosye- tesi muvaffakryetsizliğe uğradığı tak dirde, İngiliz siyasasının esrarlı ta- | rafları bakidir. Böyle bir durum, Ay- | Fupanmı işlerini kolaylaştıracak ma. hiyette değildir. Mademki Ulu Sosyetesi nizamnamesinin Afrikaya muhtemel bir tatbikini tehlikeye dü- şürecek mahiyette idi, böyle bir tec- rübeye girişmemek daha makul bir hareket olacaktı.” Figaro, şunları yazıyor: “Söy'evin en önemli kısmı, İngil. terenin Uluslar Sosyetesi eserine ne- den bu kadar bağir olduğunu izah &den kısımdır. İngiltereyi idare eden- ler, Ingiliz Kamoyunu, pakta doğru çevirmişler ve bu paktın etrafında | mistik bir hava yaratmışlardır. İngi- liz Kamoyunun iyice hazırlanmıs ol- duğu bir sıradadır ki, Uluslar Sosye- tesi ile İtalya arasmdaki muhassma bas göstermiştir. Mussolini bu psiko. lojik hakikatlerden o haberdar olmuş ©'saydı, baska türlü hareket ederdi. Çünkü, Teslya, her devlet kadar İn- güterenin- Avrupada fsal ve ihtiyat. kâr mevcudiyeti ile ilgilidir.” | mel Hayran sirin nan,. bir mahiyet taşıyor, Baldvinin söylevi ile yakınlaştırmak gerektir. Fransızlar, bu söylevi hiç olmazsa, İS günlük bir düsünce devresi gecirecek olan İneiliz sivasa- sın bir durus moktasma işaret ola- rak karsılamalıdırlar, istikbal, henüz kararsızdır. ve Fransa, İngilterenin en önemli menfaatlerine uymıvacak olan hirbir arsrıluas! karar almıya. cağını simdiden kabul etmelidir. | ingiltere - italya Arasında i Görüşmeler Roma, 23 (A.A.) — Suvich, In « İ giltere büyük elçisi Sir Eriç Drum » mondu görüşmek üzere, yanma ça » kırmıştır, Söylendiğine göre, Habeş meselesine dair çözge bulunmak üze fe çok önemli diplomatik bir faaliyet | sarfedilmektedir. İngilizler | İtalyaya kömür veriyorlar Roma, 23 (A.A.) — Gazeteler, Ret ter Ajansının, — İtalyaya İngiliz kö- Mürü gittiğini haber veren bir telgra- | fını yaymaktadır. Bu hareketi, İngir liz kesin siyasasının yumuşaması şek linde tefsire kadar gitmeyen gazete- ler. İta yaya giden bu ilk İngiliz yü- künün zecri tedbirler siyasasmın teh didi altında bulunan Ingiliz kömür çe venleri arasında memnuniyet uyan » dırdığını kaydetmektedirler. İtalyanlar hoş ge - çinmek — istiyorlar Roma, 23 (A.A.) — Italyan siya- | gevenleri, İtalyan gemilerine, İn- z limanlarında 24 saatten fazla kalmamaları için konular yasağı, 1907 La Haye andlaşmasının fazla kesin | bir tefsiri olarak karşılamaktadırlar. Harbin resmen ilân edilmiş olmadığı hatırlatlmaktadır. Maamafih bükü - met, Akdenizdeki bütün Italyan gemi lerinin süvarilerine çok ihtiyatlı bare ket ederek İngiliz gemileri ile herhan gi bir hâdiseye sebebiyet vermemele- rİNİ emretmiştir, İngiliz gemilerinin İtalyan gemilerine selim vermekten kaçındıklarına dair bazı İtalyan gaze- te'eri tarafından yayılan haber, res - men yalanlanmaktadır. Dailiy - Telegraph yasak Roma, 23 (A.A.) — Haber verildi- ğine göre, İngiliz - Ttalyan ilgilerini karıştırabilecek yazıl Telegraph gazete: mesi yasak edilmiştir. Grand- ALEKSANDR'ın No. 13 Çeviren: M. Rasim OZGEN Amirallere Ve Generallere Da. gıtılmak üzere Yüz Kadar Muhtıra Bastırılacaktı Petersburg saray bahçesindeki Sonra, genişliği insanı © bunaltan kışlık saraya naklettik. Buranın ya » tak odaları birer içtima salonu büyük lüğündedir. Ilkbaharda Gaçinada, yaz da, Peterhifta ikamet ediyorduk. Son baharda Gürcüstan'a yakın bulun » mak için Abbas Tumana gitmeyi iti- yat edinmiştik, Sonra, Nikinin Livad yadaki sarayına bitişik olan Ay-To - tar malikânemin bulunduğu ( Kırıma gidiyorduk. Dostluğumuza hiç halel ge meden daima beraber bulunuyor - duk. 1895 senesinin temmuzunda ki- zmn İren doğduğu zaman Niki ile A- Yis sevincime iştirak ettiler ve Ksen- | yanın karyolası yanmda saatler ge * girdiler. Amirallere muhtıra Rusyanım iklimine daha alışamıyan Alis, tabiatile tamamile itimat edebi. leceği kimselerin mubhitini arıyordu; bundan dolayı samimiyetimiz gittik - çe arttı. Yemeklerden sonra uzun za man sofrada kalıyor ve nazırların Nikiye takdim ettik'eri raporları oku yorduk. Saltanata hizmet edebilmek Arzumun ateşi içinde kuvvetli bir harp donanmasının meydana getiril» mesinde istical edilmesini ısrarla ile- ti sürüyordum. Bahriyede geçen on senem gözlerimi açmış, Milli mtda - faanın kifayetsizliğini bana anlatmış- ti. Bu hususta iyi fikirlerim vardı ve Nikiye çok dikkatle tetkik olunmuş malümat temin edebilirdim. Yüz kadar nüsha olacak ve yalnız Amirallerle generallere dağıtılacak kısa bir muhtıra hazırlaman! kararlaş tırıldı. Bu proje, Bahriye Nazırı Çik haşef ile büyük Amiral ünvanmı haiz olan Grand.Dük Aleksiye karşı, Çar ile eniştesinin bir sülniyeti gibi bir şeyi andırıyordu. Zaten on- ların hoşnutsuzluğunu o karşılamıya ve hiddetlerine karşı koymıya tama- mile hazırdım. Alis, faal "plânımızda bir mevki aldı, 1896 senesi nisanındâ saray Âzalarının hazır bulundukları bir öğle yemeğinde, alçak sesle, bana: Muhtıranız Amirallere dağıtıldı mı? Dediğini hatırlıyorum. Elini öperken: — Evet, bu sabah, dedim. Yanımızdaki er kulak kabartılar ve merakta kaldılar. Ertesi günü, Alis beni erkenden dairesine çağırtı ve Amca Aleksi ile Çihaşefin, kendileri. ne resmen mâzeret beyan evmediğim. takdirde istifa edeceklerini bildirdik- lerini söyledi. Doğruca Nikiye git - tim: Risalemi senin muvafakatın ve taş vibinle yazdığımı ve gönderdiğimi u Butmıyacağını ümit diyorum, dedim. di? — Şüphesiz, şüphesiz, diye içini şekti, fakat Sandro , Amca Aleksinin #öylediğinin de çok doğru olduğunu görmüyor musun? Ne olursa olsun, enişteme, donanmada zapturapt fik - rini yıkmasına müsaade edemem, Ben taş kesi dim: — Şaşılacak şey! Mühtıramı ilk o- larak size okumadım mı? — Şüphesiz, şüphesiz! Fakat aile miz arasındaki vifakı rouhafaza etme liyiz, Sandro! Amca Aleksinin istediğini nezake- ten yap! — Peki, ne istiyor? — Çin sularında bulunan (Impa - rator - Birinci Nikola) harp gemisi- sin kumandanlığını almanı. — Anlıyorum. Emirlerini ifa etti- ğim için Çine nefyolunuyorum. Baki bö İİ ni iş - larına tutulur: — Sırf disiplin mevruubahistir, — Bu vazifeyi kabul etmezsem? — Ne yapabileceğimizi iyi kesti » remiş : yalnız tahmin ediyorum, ki, Amca Aleksi, bahriyeden alâke - nın kesilmesini istiyecektir. Hiddetimin teskinine yardım etme sini Allahtan dua ederek; — Teşekkür ederim, Niki, dedim, çeşmeler allesi ikinci teklifini tercih ederim. O zaman biraz ferahladı ve beni kucakladı: — Sandro, senin bu haberler önün de iyi hareket edeceğini biliyordum. Amca Aleksiyi bir müddet rahat be rak! Bir yahut iki sene zarfında seni tamamile memnun etmiye ça ışırız.. Sandro, düşün bir kere, Ksenya, büse bütün kendisine münhasır kaldığın duyunca sevincinden uçacaktır. Kırım hayatı Ksenya çok sevindi. Nikinin bu söz bozanlığı sayesinde, biz evlilik haya» tumızın en mesud senelerini yaşadık. 1897 de, altı erkek evlâdimın en bü- yüğü.Andre doğdu.Diğerleri de 1405 ile 1906 seneleri arasında onu takir ettiler. Her yeni doğumda, eski Rut adetlerini güdüyordum: Bu âdetlere göre, baba, doğan çocuğun ilk ferya. dine işitir işitmez, evlenme merasimin de kendisi ile karısının tuttukan mumları yakar. Bu bir hurafe olduğu halde Ksenyayı memnun etmekten İ hali kalmıyordu. İ Ay. Todor arezisinin genişleme si, aile elradının çoğalmasile harba- şa gidiyordu. Yeni ağaçlar dikmek- ten çok hoşlanıyordum. Bağlarımda uğraşıyor, şaraplarımın, yemişleri. min ve çiçeklerimin satılmasına dik- kat ediyordum. Güneş doğmada, kalkıyor, bu nefis tabiat arasında, çie çek açmış yabani güllerle çevrilmiş patikalarda atla geziniyor, kayalıkli dağların aksettiği denizi seyrediyor- dum. Hakiki saadetin bu yerlerde bulunduğunu ve bana ait olan bu yerlerde her türlü gailelerden zade olduğumu hissediyordum. Biraz son- ra malikâsemi büvütmeğe “emen duydum ve Kirmm tatarlarından mü cavir aratiyi satmaldım t arazinin her hektarmı satınalışını ba na ayrı bir zevk veriyordu. Yeni dığım yerlerde vücude getirdiğim sok güzel bir patika Ay-Todor'u Li wadyaya raptediyordu. Niki ile Alis her gün bize geldikleri zaman bt yo: Yu tercih ettilleri için ona “İmpara- tora mahsus patika,, ismini vermiş tik. Beni bahriyeden çıkardığı için Ni- kiye gücenmiyordum; yalnız onun seciyesindeki saaftan mütsesir o'u- yordum; aramıza soğukluk gelir Korkusu ile o hadiseden hiç bahset- medim. Prenses Yusupof Zenaid, ekseriya kır ziyaretlerimize, toplantılarımıza iştirak ediyordu. Onunla dostluğu- muz 1880 e çıkıyordu. O zamanlar, her pazar Sen-Petetsburg'da birlik- te pat'naj yapıyorduk. O, pek ender bulunan güzel ve malümatlı kadın. lardan biriydi: çok da seneindi. Ha- yar işlerine çek para sarfediyor, hiç bir yneeemde” > > den çök evvel evlendiği için Ay-To- dor'e Nikola ve Feliks ismind- iki oğlu ile geliyordu. On sekiz sene son- ta, küçük İrenim işte bu ikincisi ile Feliks ile evlendi. Üç sene geçti. Hususi hayatıma göre kaderimi takdis — edebilirdim; fakat Sen-Petersburgda boş duramı- yordum. Bir (Bahriye yıllığı) neşri ve diğer bahriyelilerle müştereken bahri meselelere dair kitaplar yaz- makla vakit gçiriyordum. Tamara yatımla yapacağım deniz gezintilerile iktifa ederek bütün se- neyi Ay-Torlorda geçirseydim, hiç şüphesiz, daha İyi ederdim. Ne yapa» yım, ki denizcilik bende bir Metti, Hayalen olsun, umumi siyasetle, da- nanmanın vaziyetile o uğraşmaktan geri kalmıyordum. - Artık dayanamadım; 1899 senesin- de amca Aleksivi bir işkandil etme. söyledim, Üç senelik kevif. gü- sel kadınlarla zevk her halde büyük amiralin kalbinde. eski yaradan eser bırakmamış olacaktı. TArkası var