17 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

17 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 a N 17-10.935 ünya Gazetelerine Göre Hâdiseler D YUNAN REJiMİ Krallık, Memlekette Ingiliz Nufuzunu Artıracak mı? | Birleşik Amerika | Ve zecri tedbirler “Echo de Paris” den: Cümhurbaşkanı Roosewelt'in Ame- rikamın bitaraflığı hakkında vaki olan beyanat: aşağıdaki sebeplerden dola- | yı Ingiliz kabinesini rahat ve huzur Habeş Imparatoru Söylüyor Yunan Kralı Jorj Londrada bir “Le Temps”'dan: | Yunanistan artık o cimhuriyetle | idare edilmiyor, fakat henüz hüküm- darlık ta tecssüs etmemiştir. Mesc- | lenin en şayanı dikkat noktası Cüm- hurbaskanı Zaimis'e rejimin değişti. | ginin bildiriş şeklidir, General Kon- dilis ve Teotokis, Zaimis'e memlekete Ha ettiği hizmetlerden dolayı teşek- kür etmekle iktifa etmişlerdir. Meş- ru bir idarenin bu kadar çok basit bir şekilde tasfiye edilmesi, meşrutiyet kaidelerine ne dereceye kadar uygun olduğu biraz güçlükle izah edilebi General Kondilii beyannamesinde millete, asayiş ve millf müdafaanın kuvvetlendirilmesi için esaslı slahat vadetmektedir. e Kondilis, bilhassa cumhuriyet rejimine sadakatlerile ta» nımmış olan Giritlilerin vatanperver- liğine müracaat etmektedir. Bu mü- racaatin millet tarafmdan ne derece- ye kadar kabul edileceğini anlamak | için hâdiselerin teakubunu beklemek Yizmmdır. Durumun ulusal çehresi şu- dur ki, cümhuriyet yıkı'mış, fakat, Kral İkinci Jorj'un resmi muvafaka- te olmadan, hükümidarie Tarulmaşi tur, Ve ancak 3”lkincitesrinde, Yu- nan milleti plebisit yolu ile rejim me- telesi hakkındaki reyini verecektir. Simdi, bugünkü fevkalâde ahval ve şerait dahilinde tahte davet edilecek sabık kralm bu hususta ne karar ve- receğini pek haklı surette insan ken- di kendine soruyor. Kral, birçok ke reler, ancak milletin büyük bir ekse- riyeti ie Atinaya dönebileceğini ve büyükbabası Kral Birinci Jorj'un de- mokrasi zihniyetinden ilham alacağı- ğını söylemişti, İşte hükümdarlığa taraftar olan Çaldaris'in neden dola. yı ktallığı devamlı ve esaslı surette kurabilmek için onu dikkat ve ihci- mamla hazırlamak İstediği anlaşılır. Onun taçlı demokrasi formülünü sa- bik kral tamamen tasvip ediyordu. Ha buki, çok eskidenberi kraler. Fa- kat, Yunanistanda her zâman aazarı dikkate alımması lâzrmgelen siyasal realiteleri müdrik olan Çaldaris, da- | has bundan az zamân evveline kadar hararetli bir cimhuriyetçi olan Kon- dilis süel şeflerin müzaheretine maz» | har olan müfrit sağ partilere mensup mseler tarafından bu işten atılıyor. Sabık Kral İkinci Jorğ'un muvaftaki- No. 24 “HINÇ EDGAR WALLACE makbul buluyor. Fakat bir taraftan da gene canı sıkılıyordu Odasına çıkarak, lâmbayi yaktı. | Müsveddelerini eline alarak, ertesi gün çevireceği sahneleri ezberleme- ğe çalıştı, elinde daktilo ile yazılmış satırları okuduğu zaman, hiçbir şey- ler anlamıyordu. Kafasında canlanan iki şey vardı: Biri Brixanın hatırası, öteki kapalı otomobilde Foss'a veda selâmı veren beyaz kadın eli. Bilhassa bu otomo- bil zihnini daha çok meşgul ediyor« du, Yepyeni bir araba., Asfalt yolun üstünde yağ gibi sessiz kayıp giden araba, Nihayet elindeki kâğıtları bıraka- rak ayağa kalktı, Yatsın mı, yatma- sm ma? Daha saat dokuz.. Gözlerinde hiç uyku yok. Hiç de yorzunluğu te kendisini eğlendirecek bir şey bu- lamaz. Şehirde gerçi iki sinema var sma, ikisi de hoşuna gitmiyor. Gi- yindi, şapkasını başına geçirdi. İnerken ev sahibine seslendi: — Ben bir çevrek saate kadar gi- sosyetede bir kadınla görüşüyor yeti bununla kuvvet'enecek midi Bu henüz kati değildir. Kond in bu teşebbüsünün Yunanistanda bir defa daha sergüzeşt kapılarını açma- sından korkuluyor. “Le Journal” den: Bir cümhuriyetin parlâmento tara- fndan devrildiği şimdiye kadar gö- eülmemişti, Fakat Yunanistanda ha- kiki bir cumhuriyet rejimi olmamış | mıdır? İki cümhur başkanı gelmiş ve Kral Jeorge tacını terketmemiş- tir. Yalnız memleketi terketmiştir. Ondan sonra Pangalosun diktatörlü- ğü, Venizelosun diktatörlüğü, ve da- ha sonta da kendisine bir yol arıyan ktaler bir hükümet gelmiştir. Venizelosun çılgınca darbesi Hadi- selerin tekâmülünü çabuklaştırmıştır. İsyan kimsenin, 2 nci Şatl'ı tahta çıkaran Monk rolünü oynamak İstediği gün, krallığın iadesi kararlaşmış gibiydi. General Kondilis, kelimenin manasile, sonradan kralcılara iltihak | etmiş bir adamdır. Çünkü © ordunun en sadık e iyetçilerinden biriy- di. Onu kralcılığa müzaherete sevke- den sebepler, hükümet blokunu par- çalanmak tehlikesine maruz bırakan rekabetlere nihayet vermektir. Bu meselenin bize taallik eden ta- rafı arsrulusal durum üzerinde yapa- cağı akislerdir. Bittabi, Yunanirtanın dış sıyasasında hiçbir şey değişmiye- ceğini söylemek de ihmal edilmiyor. Yunanistan küçük andlaşma ve Bal- kan andlaşmalarının temel direkle- rinden biridir, Anadolu macerası ay» ni hatayr irtikâp etmekten çekinme- ği icap ettirecek kadar, krallığa çok pahalıya mal olmamış mıydı? Gene- Fal kararını vermezden evvel, zemini yoklamak için Belgrada gitmemiş miydi? General, ayni zamanda Ro- | maya da uğramıştı. Muhakkak olan bir gey varsa o da Yunan kral silesile İngiltere, kral silesi arasında, Yunan hükümdarlığı» nın başlangıcındanberi başlıyan bir ittifak vardır. Binaenaleyh, büküm- darlığın iadesi, Akdenizin şark have | zasmda İngilir nüfuzunu kuvvetlen- dirmekten bali ka'smaz. Bu. bugünkü ahval ve şerait için. İ de büyük bir ebemmiyet alabilecek bir hâdiredir. dip geleceğim. Oturduğu ev, küçük sayfiyelerden müteşekkil bir mahalledeydi. Sokak- lar pek fakirane aydınlanmıştı. Hat- ta bazı köyeler iyiden iyiye kafanlık- tı. Adele bu karanlık köşelerden bis rinde gene bir otomobilin beklediğini gördü. Biraz daha yaklaşmca ma neyi tanrdı. Bir gün evvel Fost'u ya- nrbaşında gördüğü otomobil. İçeriye söyle bir göz attı, fakat bir seyler göremedi. Geçtiği taraftaki #torları indirilmişti. Hatta otomobilde kimseler yok zannediyordu. e Fakat birden, bir ses: — Güz-l kız. benimle beraber gel mek istemez misin? Pes perdeden bir hitap vardı. Genç kır, otomobilin penceresinden bir elin oynadığını görünce, hemen kendisini geriye attı. Motörün gürültüsünü işitti. Maki. ne işleyince Adele koşmağa başladı. Köşe başnıda gördüğü polise doğru seğirtti: — Ne var Mis, ne oldu? O sırada otomobil süratle geçti ve bir sokağın köşesinden kayboldu. Genç kız nefes nefese: — Bu otomobilde birisi.. Benimle konusmak istedi. Polis, #azife noktasından otömobi- lin durduğu yeri tesbit etti, Budala» ca da söylendi: — Limbaları da yanmıyordu. Nüs marasımr almalryımışım. Size hakaret içinde bırakmıştır. Evvelâ Vaşington hükümeti, İta ya ve Habeşistan hatpte bulunduklarını Uluslar Sosye- sesinden evvel tanıyor. Sonra bu be- yanatın son cümlesi, Birleşik Ameri- kanın denizlerin serbestisi prensipine | artık ehemmiyet vermediğine ve In. gilterenin 1918 « 1916 da olduğu gibi Amerika ile bir ihtilâf çıkmak korku. su olmaksızm istediği gibi bir ablu- ka tesis edebileceğine delâlet etmek- tedir, İngiltere 1919 danberi 16 mic mad- denin tetbikine meydan vermemek için daima böyle bir ihtilâftan çekin- mek e İdi. Bugün Amerika bundan vazgeçiyor. Amerika Cümhurhaşkanının . âyan tarafından vaki o'an icbar üzerine yaptığı bu beyanatın daha başka ne- ticeleri vardır; Flarp en az hazırlan- mış veya endüstri noktasından en za- yıf olan devletin wilâhlarındaki bu boşluk, Birleşik Amerika taralımdan ROOSEVELT doldurulamıyacaktır. Fakat mesele- nin bu tarafımı hatırlatmağa mahal yoktur. *“Nev-York Herald” dan; Iki muharip devlete gönderilecek silâhlar hakkında tatbik edilecek elan kongre kararı, elyevm kabul edilmiş olan 'umumi prensiplere ta- mamen uygundur. Fakat, Başkan Roosewelt'in Italya vapurlarile seya- hat etmemeleri için Amerikaklara pat, böyle değildir. Italyayn vapurlar rının Habeş vapurları tarafından esir edilmesi veya bombardıman edilmesi teh ikesi mevcut olduğunu hiç kimse iddia edemaz. Habeş İmparâtorluğunun, zanne- dildiği gibi, vapuru yoktur. İngiltere nin müdahalesi olmazsa, Italyan va- purları, herhangi bir memleket va“ purları kadar emindir. Başkanın ikinci beyanatı, ciddi bir meseleyi mevzuubahs ediyor. Meselâ Afrika içerisinde ve denizden uzak bulunan sözde bir imparatorluk olan bir devletin, filosu olmaz ve bütün arazisi dahilinde karurlarmın hükmüs mü geçirtmeğe muktedir olamıyan bir merkezi hükümetten ibaret o vr ve bu muharip ordusu bulunur da bu devlet hukuki manasile muharip bir devlet addedilecek olursa, Başkan Roose- welt'in beyanatından alınan neticeye göre Amerikalılar Rex veya Conte di Savola vapumlarından birile seyahat edemiyecekler midir? Işte bu manasız bir şeydir, “Baltimore Sun” dan: Başbakan Roosewelt, ilân ettiği ambargo ile bütün dünyayı şundan istiyor ki, Amerika haberdar etmek mi ettiler? — Yok, hayır.. Fakat korktum. Artık daha ileri gidemedi ve geri- ye, odasına döndü. Hemen yatağa gir di, Otomobilde kendisini çaya çağı ran adamın Brixan olduğunu zanne- diyordu. Gece yarısını biraz lefona çağırdı, bildiğimiz feci habeki bildirdi: — Ne diyorsunuz Foss ha? Olur mu bu şey Brixan? Sizinle görüşme» &e geleyim ni? — Hayır, ben size geleceğim Bir iki şey var ki öğrenmek istiyorum... Si? bana gelirseniz. şüpheler uyanır, ben size geleyim. Knebvorth Arondel | taraflarında bir köşkte oturuyordu. Ziyaetçisini kapıda bekledi. Brixan kesik başın nasl ve nere- de bulunduğunu, hatta Gregorynin şatosunu da ziyaretini kısmen anlat- tv. Knebvorth şaşırdı: — İşte bu olmaz? dedi, acaba bu işi Gregory mi yaptı, zannedersi- niz? Hem de niçin yapsın? Sizden bi- risi para İsterse, onun başını kesmez- siniz yal Brixan dedi ki: — Benim tahminlerim hayli değiş- ti. Sizin senaryo müsveddelerinirin arasında çıkan bir kâğıt vardı ya. Senaryo defterinde gin mürekkebi ile yapmak mMetburfyetinde Kaldiği deyi." hükümetin beyaz entarili ve tüylü bir | “Paris-Soir” dan: Uluslar Sosyetesi Asamblesinin ka» rarı, Habeşistan ve bizim için kalp- lerimize ferahlık veren bir zaferdir. Bu ayni zamanda dünya barış davası için de bir zaferdir. Imparator Haile Selimi * ker tavriyle masası önünde dimdik oturmuş olduğu hac. su katle tartarak bana söy'üyor: — Milletlerin bu kadar geniş bir ekseriyeti tarafından alınan Ye hattı hareketimizin © doğruluğunu göste- ren bu karar, Uluslar Sosyetesi pak- tı için bir zaferdir. Fakat biz bu ka. rardan, Uluslar Sosyetesinin bunun icap ettirdiği tedbirleri aldığı takdir. de, istifade edebiliriz. Fakat bu karar yalrız barış. hak ve adalet amma manevi bir zafer. den ibaret kalırsa sadece tarihi bir iş görülmüş olacaktır. Bu iş te yal- nız tarihçi'eri alâkadar edecek ve na- tamam kalacaktır. Mütecaviz olduğu anlaşılan devlet hakkında zeeri tedbirlerin tatbik edi- leceğini umuyoruz. Eğer 16 cı maddede gösterilen tedbirler alına. cak olursa neticeden anla şüphe edi- lemez. Biz Ulusla;ç Snsvetesinin, kendisine terettüp eden bütün mes ulivetleri üzerine alacağını ve bütün salâhivetini kul'anaca#ını ve bu si retle milletler arasında barışın ve gü- venlidin sağlamlaştırılması ve and- lasmalardan çikan o vecibelere riavet edilmesi hususunda mühim bir mer- hale yaratmış olacağına kanaatimiz vardır.” İtalva ile münasebatın kesilmesi ve Kant Vineive pasaportlarının veril. mesi meselsine ve bundan çıkan hâ- diselere temas ettim. İmparator şu Cevabı verdi: — Biz arsulüsal mwkaveleler da hilinde hareket ettik. Bi'hama İtal Vanm mütesdeirköreler be mühâve. leleri tecavüz etmesine rağmen, böy- le hareket ettik. İmparator bu hareketin sebepleri» ni söylemek istemedi. . İmparatora Aksum'un vaziyetini sordum. Dedi kiz — Aksum'un henüz İtalvanların e a a a vatandaşları hakkındaki himayesini genişleterek o bi.araf hukukundan Efade etmiyecek ve on arın Italya ile olan tecimsel münasebatı dolayısile Uluslar Sosyetesi kararlarına karşı gelmiş olacaklardır. Roosewelt, Cenevtede verilen ka rarları tasvip ettiğini daha açık bir surette söyliyemezdi. Evvelâ bunu yapmağa hukuki bir salâhiyeti yoktu, Sonra, henüz farazi ive kıyasi olmıyan bir durumda, kendi hattı hareketini teyin etmek oldukça güçtür. Bununla berâber Rooseweit, kendi iktidarı yettiği kadar, Afrikada bir emperya ist savaşı durdurmak için Uluslar Sosyetesine vardım edeceği bildirmiştir. Uluslar Sosyetesine dahil olan devletler, memleketimizin kendi. lerine güçlük çıkaracağından asla korkmıyarak ileriye gidebilirler. Ve İ hatta mümkün mertebe çabuk ve ön- İ de yürümeleri de lâzimdır silinmiş yeri görünce, Foss bü senaryoyu verem erinin #ame, yor. Hatta şantaj yaparak katilden bu yüzden bir hayli para sökme. » tediğine de kaniim, Eğer bu iş böyle ise eğer müsvedde Gregory'nin müs- anladım ki veddesi ise... Fakat ben gene buna inanmıyorum. Bu işte bizi aydınlata- cak bir kişi var. O da kimdir biliyor müsünüz? — Anladım, Stella! a EL Krebvorth saatine baktı: — Zannederim ki, şimdi yatağın. dadır. Fakat bir tecrübe edelim. Kendisini görmek iâter misiniz? Brixan tereddüt etti. Stella Grego- ry'nin bir dostu idi ve Gregory'nin bir katil olabilmesini de artık kat'i surette kalşıl etmiyordu. — Evet, dedi, gidip görsek. Sonra Gregory kendisinden şüphe edil. diğini biliyor. Knebvorth Stellayı telefonda bu- luncaya kadar on dakika geçti: — Mis Stella, ben Knebvortk.. Si- zi hemen görmek mümkün müdür? Brixan görüşmek İstiyor. Genç kadın uykulu bir sesle cevap verdi: — Gecenin bu sastinde mi? Tele fon çaldığı zaman uyuyordum. Yarı» na olmaz mı? Cepheye giden Habeş piyade ve bi eline geçtiğinden haberdar değiliz Adua'nın işgali stratejik hiçbir tesir yapmamıştır. Aduanm alınması İtal- yanlar hesabına söel bir zafer teşkil etmez. Çünkü burası müdafaa edil- ir. Hudut e sAdua arasında bulunan krt'alar, münferit küçük müfrezelerden ibaretti: Bunlar müs- tevlilerin ileri yürüyüşlerini görmek ve onlara güçlük çıkarmak için ora- ya konulmuslardı. Habeşlilerin zayiatı hakkinda sor- duğum suale imparator şu cevabı verdi: — Elimizdeki malâmat, Habeş 73- yiatını tahmin etmeğe kâfi değildir. Hudut mahafızlarının ve münferit müfrezelerin olmaları süphelidir. Fakat bu zayiatın 6000 olduğuna dair Roma tarafından ileriye sürü. len rakam da çok gariptir. İmparator bunun ürerine tımtrak- i: cümlelerle ilâve etti: — Aduanın alınması, müdafaamr za asla zarar vermemiştir. Onun dü- şeceği daha barlangıçta malüm idi. Bundan sonra nazik bir sual sor. mak için imparatorun müsaadesini istedim: — Haşmetmeabınız, Tizre vilâyes tinin bir ktsmını İtalyanlara berak- mayı nazarığikkate alıyorlar,mı? — İmparator bu suzlden evvelâ cant sıkılmış gibi göründü şid. detle koltuğu üzerinde doğruldu ve acı bir gülüsten sonra kısa ve lako- nik bir surette: — Hayır, cevabını verdi. Konuşmamıza soğukluk veren bu bahsi uzatmak istemedim. İmparator kibar ve asıl | bir tavırla yerinden kalktı ve bana elini uzattı. Davasını dost bir şekilde cihan efkârrumumi. yerine anlatan matbusta tesekkür ettiği saman o eski dost ve mütebeğ- sim tavrmı takınmıştı. İmparator Uluslar Sosyetesi azası kaldığı müddetçe Habesistanm hu- — Hayır, sizi mutlaka bu gece görmek İstiyor. Eğer isterseniz, ben de kendisile beraber geleceğim. Sordu: — Ne var, bir şey mi oldu? Grege- 1y için mi bu ziyaret? Knebvorth suali yavaş sesle Brix- ana sordu. O da başıyle evet, dedi — Evet, Gregory için. — O halde geliniz, ben de o vak- te kadar giyinirim. Köşke vardıkları zâman, kadın gi yinmişti. Bu kadar geç bir siyaretten dolayı yüzünde hem merak, hem en- dişe okunuyordu. Stella sordu: — Ne var, ne oldu? — Foss öldü. — Öldümü? Kadımm gözleri dört açıldı. — Fakat ben daha dün kendisini sapan gördüm. Nasıl ölmüş? rixan — Öldürdüler, dedi, kesik kalanı Cobham nahiyesinde bulundu. İri Brixan —— a N ydı, dın düşecekti, Kendini top- ai kadar bir iki dakika geçti Ancak ondan sonra sorulan suallere- cevap verebildi. — Hayır, şatoyu terkettikten son- ta bir daha kendisini görmedim. O- rada da bir iki saniye ya gördüm, ya görmedim. — Tekrar şatoya geleceğini söyle- miş miydi? İ ken, harp zamanlarında muharipiğii mühim, zayiat, yermiş, | “ Adua'nın işgali italyanlar için Süel Bir Zafer Değildir, İmparator Tigre'yi Terketmiyeceğini Söylüyof, Fakat İtalya İçin Düşman Sözünü Kullanmıyo makineli tüfek kıtaatı Adisab”" sokaklarında kukunu müdafaada devam edecekti” Ve bu kararı, İtalyanın şimalde YE cenupta ilerlemesi Üzerine bir daha kuvvet bulmuştur. Bir şey hatrete düşür i İmparator İtalyanlardan bahsedef “düf kul. arasında alışılmış olduğu gibi kelimesini hiçbir zaman ispanya “La Libertad” dai Binlerce kurban veren harp kaf” &ında ve hak kazanan barbarlık ki” sısında vaziyetimiz açık ve reddi k bik olmeyacale derecede aşikârdır: panya.bitara( kalacaktır. si 2 Italyan faşizminin hârp deliliği zi asla alâkadar edemez, Ayni zamif da herhangi bir milletin müdafaası bize taa lük etmez. Bütün Ispanya, şimalden cenubf' görktan garba kadar; en sol siyasi kuvvetlerinden en reaksiyoner ku” vetlerine kadar hepsinin yalnız Bİ emeli, bır iradesi ve bir palorası vâf” dır; Bitaraflık. Şunun bunun menfaatlerinin ve bi” tün şarlatanca kahramanlıkları fe” kinde olarak. harp | tahripkârlığın” bize dokunmasına her ne olursa olsun mâni olmak istiyoruz. N€ olursa olsun, her he pahasma ve kime karşı bu unursa bulunsun, periyalizm savaşlarının dışında cağız, Biz Ispanyanm mutlak surette biti“ raflığınn müdafilyiz ve öyle öz. Biz harbi ortadan kaldırmak '” tiyoruz. Fakat biz bu noktaj nas müdafaa etmekle, sağ bazı unsura yaptıkları gibi mütecaviz olan fasist İ Jeri serbest bırakmak için değil, bitö” raflığı harbi. reddettiğimiz, onu i mediğ miz için İstiyoruz. Bütün 1 panyolların zihninde ve kalbinde Yi niz bir i Kadin başını salladı d — Sir Gregory size Foss'un tek” geleceğini söyledi mi? Tekrar başm? salladı: — Hayır, dedi, bilâkis gitciğifd memnun olduğunu söyledi, Bir Mİ ta için elli İira ödünç parafistemiş alınış, O hafta içinde çok para köz” nacağını Ümit ediyormuş. Gregor böyledir. Kimseye söylenmemesi Fİ” ca edilen şeylerin hepsini de olduğü gibi anlatır. Servetinden mağrurdif” verdiği ödünç paralarla, herkese Ve iyilikler yaptığını söylemezde rahi” duramaz. — Sizi yemeğe davet etmişti #“ gil mi? Gene kadın didalkelarımı varrdı. —Geliba ayrılırken konustukla" #izr işitmiş olacaksınız. Hayır. * vet mevzuu baba değildi. Kenmir nündeki konuşmalarımız sad-c€ * numaradan ibaretti. Şatoya (bil vw nin girdiğini biliyorduk. Yoksa miydiniz? — Evet. Genc kadın rahat bir nefer aldi, — Oh. dedi, karanlık odada ge diğim o bir iki dakikayı hâlâ unu mvorum. Ben zannettim ki. Tadın durakladı? — Bag mı zannettiniz? Stella başımı iğdi: — Evet, dedi, fakat Gregorvde” Arkası va | | | sineiinentinnnnsi POE

Bu sayıdan diğer sayfalar: