17 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

17 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kösem Sultan Harem Dairesinde Dizçökmüş, Allaha Şükrediyordu m. : ş z Bir gün Saltanat kadirgasile Fakat Kösem Sultan, bu tecrübeli saray kadını; hayatını güçlükle kur- tardığı evlâdının hayat'an bol bol is- tifadesini temin etmek istemiş; bir anda sarayın içini bir zevk ve sefahet meşheri haline getirmişti. Kösem Sultanın ilk düşündüğü şey. (Osmanlı hanedanı) nın neslini kes- memekti. Şu anda; padişah olan evlâ: dından başka, : mevcut değildi. Şayet ona da birden- bire bir (emri hak) vaki olursa, bu sülâlenin arkası kesilecekti. Onun için şimdi bu genç padişahtan, birkaç döl almak gerekti. Fakat, senelerce çektiği korku ve helecan, henüz yirmi beş yaşında olan bu padişahın. iliklerini kurutmuş'ü. Sarayın çinili ayetlerle süslenmiş oda- Yarını, dehlizlerini dolduran, mermer revaklarda tavuslar gibi salma salına do aşan rengârenk yüzlerce cariye- nin hiçbiri; hayatının usaresi kurumuş olan bu genç padişahı memnun etmis yordu. ihayet bir gece, harem dairesinde, si uz Bi in önünde bir das ul sesi işitilmişti. O zaman Topkapı Sarayının en kuytu köşeleri bile, me- serretli çığlıklar ve kahkahalarla do- luvermişti. Çünkü padişahın gözdele- rinden (Turhan) isminde bir kız, bir erkek çocuk dünyaya getirmişti. Kızlar Ağası Sümbül Ağa, boynu- na takığı davulu otokmaklıya tok- maklıya Harem Dairesinin kapımı önünde dolaşırken, Valide Kösem Sultan derhal secdeye kapanmış: — Ey Bari, Huda. Şu mübarek ra» mazan gecesi, benceğizi (böylece memnun ettin. Habibi ekremin hür- metine, evlâdım Jbrahimin neslini kesme. : Demişti. Bu cahil saray kadını, yarı mecnun evlâdınm neslinden gelecek bir rürri- yeti, (âleme rahmet) olacak zannet- mekte idi, Bu zannı besliyen, yalnız bu kadın değildi. Bütün saray halkı ile Istanbul ahalisinin basit ve cahil zümresi de ayni fikri beslemektelerdi. İstanbul, bir anda velvele ile dol- muştu. Topkapr Sarayında çalınan davul seslerinin aksi, çarçabuk Aya- solya ve Sultanahmet camilerinde du- yulmuştu. Teravihten çıkanlar, biribi- rini müjdeliyor; gözleri ve kalpleri cehaletin siyah perdesile örtülü olan zavallılar, ağız ağıza vererek tekbir« ler getiriyorlardı. Her taraftan toplar atılmağa başla- muş, bir anda şehir baştanbaşa kandil. ler ve fenerlerle donanmıştı. Saray ve şehir, coşkun bir neş'e içinde çalka- nıyor; meydanlarda yakılan meşale ve mehtapların kızıl alevleri; davul ve zurnaların, mehter ve sazların ahen- gine karışarak Istanbul semalarına doğru yükseliyordu. Şehzadeye, peygamberin namına te berrüken (Mehmet) denilmişti. Ve va.idesi olan Turhan'a da, (sultan) unvanı verilmişti. Turhan Sultan, © andan itibaren sarayda büyük bir nü- fuz ve ehemmiyet kespeti iğ. Aklından ve hayalinden geçirme- diği halde, taliin pek büyük lütfuna nail olan bu genç ve dilber kadın, bir Rus papazının kiz idi. Onu, on iki yaşında iken Tatarlar esir etmişler, İstanbula getirmişlerdi. Duru beyaz teni, gözlerinin berrak ve saf mavili- ği, kumzal saçlarınm emsalsiz letafe- ti, endamınm zarafet ve narinliği ile göz kamaştıran bu Rus kızma, yüzü- nün pek hafif çiçekbozukluğu ayrıca bir cazibe vermekte idi. Bu genç Rus kızı, evvelâ KörşSü- leyman Paşaya takdim edilmişti.! Si leyman Paşa, derhal bu kızı satımal- mış: Valide Sultana hediye etmişti. Oğluna zevk ve neş'e vasıtası arıyan bir gece onu çiy- nç padişabin oda- Kösem Sultan & dirmiş, kuşatmı sına koyuvermişti di DU SARİ Yazan: Ziya ŞAKİR | bu hanedanda erkek | d İ hasekilerin zeki ve açıkgözlüleri, ge- | Ushüdar yakasına geçmi; Fettan ve zeki Rus kiri, genç pa- dişahı bir anda sermest etmişti. Ve | © geceden İtibaren de hünkürin en sevgili gözdeleri arasına girmişti, Turhan Sultanın Şehzade Mehme- di doğurması, sarayı bir rekabet & hası baline getirmişti, Sarayı doldu- tan yürlerte cariye ayni ikbal ve sa- adete nail olmak için biribir erile ya- rışa girişmişlerdi. Saraylı, gözde ve İ celeri bir takr.ple kapılardan, pence- relerden yol bularak dördüncü avlu- | ya ve şimşirliğe geçmekte; buralarda | ele geçirdikleri saray baltacıları ve bostancı'ardan birer sultan dilenmektelerdi. Bunların içinde bazan daha cür'et- kâr çıkanlar vardı. Bunlar, arasira izinle saraydan çıkabilecek kadar nü- fuz sahibi olan kadınlardı. Şehirdeki hısımlarının, akrabalarının veyahut eski sâray mensuplarının evlerine ve i konaklarına çıkan bu kadınlar, kıya- etlerini tebdil ediyorlar; kendilerini şehir de ikanlılarının kucaklarına atı. yorlar ve sonra; bir şehzade veyahut Sultan namzedinin henüz nüve halin. deki varlığını hâmilen saraya dönü- yorlar; kısa bir zaman sonra da, (Haseki Sultan) oluveriyorlardı. Genç padişahın kudretsizliğine rağ- men sarayda birdenbire şehzade ve sultanların adedi artıvetmiş: o geniş rekabet sahasında birçok simalar be- İirmişti. İbrahimin © kadar sevdiği Turhan Sultanın karşısında şimdi yer ni yeni gözdeler sıralanmağa başla- mıştı, Muazzez Sultan, Dilâşup:Sul- tan, Hatice Sultan, Tellihaseki, Şe- kerpare, Saçbağı, Şekerbilü ve Hob- yar kadınlar, sarayda mühim birer | mevki almışlardı. Hobyar Kadın, bilhassa Valide Sultanm gözdesi idi. o Mahupeyker Sultan, bir gün Koço arabasile Çırpı- cı çayırıma gitmiş; orada tesadüfen onu görmüş; beğenmiş; saraya aldır. tarak terbiye etmişti. Birinci Ibrahim, bir aralık Hobyar Kadına da iltifat göstermiş; onu da gözdeleri mrasina (geçirmişti. Fakat talih bır türlü onun yüzüne gülme- miş; bir anda su.tan oluverecek fırsat zuhür etmemişti, Birinci İbral artık çiçekten çi. geğe konan ve hepsinden de ayrı ay- m zevk toplıyan bir arı haline gel- mişti. Fakat bu arının yaptığı balın, kendi mahsulü olup olmadığı henüz belli değildi. Padişah, gittikçe artan bir zâf için- de eriyip gidiyor; artik o nefis ve za- rif saray kadınlarına karşı iştaha ve rağbeti eksiliyordu. Bir gün saltanat kadirgasıle Üsküdar miş; Çamlıcaya doğru atla bir gezin- İli yapmak istemişti. Temiz hava ve İ dık güneş derhal bu mariz ruhlu çe- İlimsiz vücutta tesirini göstermiş; da- İ mar.arındaki durgun kan, birdenbire harekete geçmişti. O zaman derhal miş, kelimeleri bizil kadar sür'atli ve cızırtılı bir sesle ma- iyetindekilere : — Bre bakın bana,. Şişman bir ka- din İsterim, şişman. Karnı, küp ka- | dar.. Göğüsleri testi kadar olacak. Şu koca şehirde: eşi, emsali bulunmıya- cak. Tez, etrafa dağılın. Her kim bu- lur getirirse, helâlinden beş kese müjdesi var. nan başını çek» Demişti, O anda maiyetindekiler atlarını tepmişler, etrafa dağılıvermişlerdi. Ibrahim, ya'nız silâhtar ve çuhadar ağalarla kalmış; çarçabuk karşı ya- kaya geçerek saraydaki odasına ka- panıp, gelecek şişman kadının hayali- ne dalmıştı. Ikindiye doğru birkaç şişman ka- dm getirilmişti. Fakat İbrahim, bun- | ları beğenmemiş: TArkası var) şehzade veya | T Şehirlerind Gazi Antep, (Özel aytarımız bildi. riyor) — Antep, önü eski bir kale ile, yanları sırtlarla çevrilmiş, dört tarafı yeşil ve geniş bahçelerle dolu şirin bir şehirdir. Havasının iyiliğine mükabil suyu fenadır, On sekiz nis- betinde olan kireç, sıhhate fazla za. Tar vermektedir. Yarbay Esat Avcı tarafından İncirlipmar o namındaki seşme suyu, diğer pis A'leben sula. rından ayrılarak birdepo içerisine alınmış İse de şehire olan uzaklığı dolayısile tam şekilde istifade edile memektedir. Merkeplerle şehire ge- tirilen suyun tenekesi beş kuruşa ve- rilmektedir. Mevcut kuyu suları da temiz de- ğildir. Hele havuz teşkilâtı büsbütün zararlıdır. Çünkü. bu sular bir ha- vuzdan diğerine akmakta ve tabiatile temiz bu'unmamaktadır. o Ancak, Is. tanbuldan dönen şarbay, Fu iş için ilgili sosyetelerle görüşmüş olduğu dan yakında asri bir su tesisatına baş- lahacaktır. l | | | İ yük bir ekmek fabrikasr kurulacağını yakasına geç | Antebin tahtezzemin tesi vardır. Bir kuyu dibinden yuya geçmek ve böylelikle yeraltında da gezmek mümkündür. Şehir doksan mahalleye taksim edilmiştir. Bu ma- hallâtta oturanların sayısı elli binden artıktır. Baş'ıca mahsulâtı, ber nevi hububat ile deli tütün, üzüm ve fıs. tıktır. Deli tütün kömilen ve fıstık İ tüğü takdirde kilovat fiyatlarınm da İ olarak, indirtüse AN RE MEKTUPLARI. -İ| i Antep Türkiyenin En Pahalı | en Birisidir Elektrik: 25 kuruş | | vaziyete göre bir sözleşme yapılması | emre ur, Fakat, sosyete genel İ direktörlükten karşılık almadığın: ile- ri sürerek henüz hiçbir harekete gi rişmemiştir. Şarbeyın ifadesine göre genel direk ör bu ay İçinde Antebe gelecektir. Ve idare heyetinden bü hususta salâhiyet istenmiştir. Fakat fabrika müdürü, kömür fiyatlarının yüksekliğinden bahisle buna imkân yoktur, diyor Şimdiki vaziyetler kilovat fi- atını İndirmeğe müsait olmıyabilir Fakat, ortada yapılmış bir mukavele İ name mevcuttur. Ve bu mükavelenas meye esas tutu an İngiliz İirası düş- indirileceği tasrih edilmiştir. O halde kilovat fiyatlarının indirilmiş bulun- ması İâzimdi. 2 — Zeyil mukavelenâme İle, 934 yılı son teşrin ayına kadar bir formül tesbiti şart koşulmuş iken sosyete bu- Da hiç riayet etmemiştir. Hâsıl olan zararı ödemesi bir mecburiyettir. 3 — Kilovat fiyatları, pek haklı dabi, ilk mukavele | tarihinden bügüne kadar geçen mild. det için fazla alınmış paralar şirket. ten istirdat edilmelidir. Ingiliz lirası. SAGLIK ÖGÜTLERİ rağbet göste: Onun için evinin yiyeceklerini kendisi seçen ev kadi. rının bu mevsimde düşüneceği şey- lerden biri de balığın gerçekten taze- nlamaktır. Et iyi saklanılırsa bayatladığı va- kit pek iyi yenildiği halde, balık ba- yatlamaya hiç gelmez, mutlaka taze taze yenilmelidir. mek üzere, bazan balığın kulaklarını bir kırmızı boya ile boyatlar. Boyalı kirmiziyr tabil kırmızıdan ayırdet- mek zaten güç olmamakla beraber taze balığın kulağı kırmızı ve ıslak renginden başkaca da kokusu ile an- laşılır. Taze balığın kulağı deniz su- yu kokusu verir, Zaten balığın taze olduğunu anla mak için kulağına bakmaktan başka vasıtalar da vardır, Taze balığın gözleri parlak, berrak, dışarıya doğ- tu çıkık olur. Gör, göz çukurunu iyi- ce doldurur. Gözün hadekası, cam gibi olan kısmı, geniş ve karadır, 0- nun etrafındaki halka alm sarısı renginde görünür. nım bugünkü durumuna göre, kilovat fiyatları on beş kuruş olmak lâzum- geldiğine göre, beher kilovat başına altı kuruş fazla alınmaktadır. Bu | yüzde 90 ihraç edilir. İki ürünün Türkiyenin en pahalı şehirlerinden; Antep | * memlekete getirdiği para Bir'büçük * mekte ve tuttuğu yekün, memleketin milyon liradan artıktır. Endüstri de gelişmiş haldedir. Çalışan tezgâh sayr- si üç bine yakındır. İlki mensucat fabrikasile bir iplik, altı - on iş evi ve on alti sabunhane vardır. Debbağat kuyumculuk, körükçülük ve bakıret. lık, galvanize gibi çeşit san'atleri vardır, Nefsi vilâvetin nüfusu 53:000, na- hiye ve köylerile 140.000 ve umum mülhakatile 300.000 dir. Kilis, Pazarcık, İslahiye ve Nerip adlarında dört kazası olup bunlardan yalnız Kilisin kasaba nüfusu on sekiz bindir. Nezibin insan sayısı sekiz bini bra Diğer ilçeler nüfusu daha az Gaziantepte hayat pahalılığı Burada hayat oldukça pahalıdır. Hatta, halka bakılırsa Ankaradan inci gelmekte denilmektedir. Bu iddia, bir dereceye kadar doğru dur. Çünkü başta ev kiraları ateş pa- hasıdır. Ön beş liradan aşağı oturu. labilecek bir ey bulunmaz. Bu fiyat sırasına, göre de otuza kadar yükse- ir. Kemiksiz etin kilosu kırk kuruştur. Kemikli otuza kadar verilmeğtedir. Ekmeğin kilosu ön kuruşu geçmek- İ te, üzüm bir kuruştan beş kuruşa ka- dar çıkmaktadır. Elektrik kilovat fiyatları, vergiler de dahil edildiği takdirde yirmi beş kuruştur. Şarbay; şehrimizde © kas dar pahalılık olmadığını, yakında bü. söyliyerek şehrimizin kesim hayvan. ları. için bir transit merkezi vaziyeti- ne girdiğini İlâve etti. Elektrik kilovat fiatları Burada elektrik fabrikası kurul duktan sonra urayla sosyete arasında söyle bir mukavele yapılmıştı: Kilo- vat fiyatları, İagiliz lirası bin kuruş esas ittihaz edilerek, yirmi altı ku- ruş olarak tesbit edilmiş ve Ingiliz lirasr düştüğü takdirde, kilovat fiat- larının da indirileceği tasrih olun- muştu. O tarihten sonra isterlin ted. ricen düştüğü halde kilovat fiyatların- da zerre kadar fark görülmemiştir. İki yıl önce aktediler ikinci ve ze- yil mukavelename İle, İngiliz. lirası esasından dönlllmemiş ve ancak şe- hirde mevcut ve uraya alt 330 lâmba- ya bir miktar daha ilâve ettirilmiş ve kilovat fiyatları da yirmi bir kuruşa düşürülmüştür. Yalnız, bu zeyil mu. | kavelenamede: 934 yılı son teşrinine | kadar bir formül bulunması ve kilovat fiyatlarını esaslı olarak tesbiti ka- rarlaştırıldığı halde bugüne kadar bu yolda hiçbir teşebbüs vuku bulmamış» tir, Uray, keyfiyeti Bayındırlık Bakan- lığına arzetmiş, gelen cevapta yeni | haksız alım, senelerdenberi sürüp git- bir büyük ihtiyacını sağlıyacak kadar önem arzetmektedir. Halkın kesesin- Gen çıkan bu parayı ise sosyeteye be- ğışlamakta mana yoktur Sayın Ba- yındırlık Bakanımızın dikkatini çeke- riz. —<A.E, rpm Mr TI Banaz AİMUZ. mn —— Taze balığın karnı Tekeli olur, ne de çukurlaşmış olur. Parlak renk- te, dolgun olmalıdır. Balığın her ne- resine parmağınızı basursanız, orada parmağınızın İzi kalmamalıdır. Taze balık kuyruğundan, yahut başından tutulup da kaldırıldığı vakit hiç bö. külmeden dipdiri gibi kaldırılır. Ba- | yat balıklarını böyle göstermek isti- | yen balıkçılar, mostra diye göster- dikleri balıklarm içine şi Onun için balıkçının gösterdiği balı- ğın içinde şiş olup olmadığına dik- kat etmelisiniz. Bütün bu alâmetlere dikkat et- mekle insan gene aldanabilir. Bundan dolavr balik eve getirildiği vakit onü | pisifiiteden önce, kesilirken gene dikkat etmek lâzmüftem... Taze balık açıldığı vakit bi?tamim, ri parlak olur, deniz suyu kokusun- | dan başka, hiçbir türlü fâna koku çıkârmaz. Eti kesilince parlak ve | sedef rengindedir. Hiç koku çıkar. maz. Balık bayatlayınca rengi bulanık, Kir görünür. Üzerinde, “kokmanın başladığma atâmet olani bulaşık ve kaba bir yağ peyda olur. Gözleri çu» kurlaşır, parlaklığı kaybolur. Kirlen- miş bir cam gibi göcünür, Etafındaki allen sarısı halka TM yörümmee. Kulaklarını balikçı“boyamamışsa kırmızılık kaybolur. Kulaklar kur» şun enginde görünürler. Bayat balı- ğın karnr çökük ve yumuşaktır. Balığın karnında herhangi bir leke bulunması onun atılması için yetişir. | Çünkü bu leke balığın kokmaya baş- | ladığını gösterir. Bayat balık yumu sak, gevşektir. Ortadan tutup kal | dırsanız İkiye bükülür. Barsaklardan çikan koku İnsana bulantı verir. Eti kesilince yumuşaktır. Üzerine par- mağınızı hafifçe bile bastırsanız par- mağınızın yeri kalır. Bayat balık insana gıda değil ze- | l İİİ | Hürriyet o Abidesi yakmında EV KADINI, BALIKTAN Ek sergi 1 aş o. dini soçlu Mehmed ANLAR MISINIZ? ağır cezada duruşmasına devam 2 i vd i di. Ve hazı müdafaa şahitleri Balık her mevsiride yenilir ama, | yendi. Bu şahitlerden biri, Sotirii bu sonbahar mevsiminde balıklar | aya darı tarafından leblerinde $8 bollaştığı vakit balığa daha ziyade e Balıkçılar mallarını taze göster- | #m—ROBERTA-$ 17-10.93$ HAKYERLE” Sotiriyi öldüreni Mahkemede arak 25 W ni, kendi” (lik yapmak için rüşvet ol İ ve 3 koyun teklif edildi nin bu teklifi reddettiğini söyledi: | Hasan: isminde bir başka şahit — Sotiri ile kardeşi Hristo © vaflarda, eşkiya gibi adamlardı... Ht ta bir gün, hayvan inde iken Bİ nim de Üzerime hücum etmişlerdi. di. Duruma, baska şahitlerin ÇAĞ” rilmasına bırakı'dı. 9 LÂâtfi isminde birini öldürdüğüN den dolayı evvelce ağır ceza mahkf İ mesince on beş sene hapise mabkif İ olan Garson Bedri hakkında veril karar Yargutayca bozulmuş ve Bi nin dün yeniden duruşmasına başlı” mıştır, Dünkü celsede, Mehmet ierinöf bir mektep talebesi ve diğer bazı ki” #eler şahit olarak dinlenildiler. YE moinsiz olarak dinlenen Mühmet, yö niz bir tabanca sesi duyduğunu. İ min kimi vurduğunu görmediğini ledi, Duruşma, gelmiyen şahitlerin çağ” rilması için başka güne bırakıldı. nx Yeni çıktı . GENÇLİK VE İKAYNAKLAR Yazan M. KÂMİL Büyük bir zevkle okuduğumuz | bu gürel izerde, iç ifraz bezle" rinin mühim vazifelerile, bunla” nn bozukluklarında husule ge- len tagayyürattan ilmi bir şe- kilde bühsedilmekte ve T8- nasül, gebelik, Kı- sırlık gibi çek mühim olsn bahiiler-hakkında da, en yeni malümat ve resimler mevcuttur Bu güzel izeri yazmağa mu- vaHak olduğundan dolayı, genç meslek © arkadaşımın. tebrik | ederken, okuyucularımıza da bi- | rer dane edinmelerini hararetle | tavsiye ederiz Fıyatı 75 kuruş” | | tur “Poliklink,, Veni biti Ankara caddesi No 85 Doyülmaz, unutulmaz, dayanıi- maz fevkalâdeliklerle işlenmiş karyoka'nın mübdi GİNGER ROGER - FRED ASTAIRE ve İRENE DUNNE'un en büyük film 21 İLKTEŞRİN YED hirdir. Lokman HEKİM Pek yakında SARAY Sinemasında — Bütün güzeilikleri ve bütün ihtirasları cem eden KIRIK HAYATLAR Fransızca sözlü filminde CLAUDETTE COLBERTİ' görmeğe hazırlanınız. Şimdiye kadar oynanan kadın rollerinin en güzeli il! Nu SİNEMASINDA ralı biletler satılmaktad Gelecek olanlar: sine PAULA WESSELY tarafından ır, AAA BAKA KA KURUDU SAMANI Tel, 40868 Un KASTA DiVA Görülmemiş bir muvaffakiyetle İPEK Sinemasında devam edivor. Bu akşam M E L E K sinemasına şaheserlerinden birini görecekler : BiR AŞK BÖYLE BiTTi AYRICA : Paramount dünya haberleri: italyan Habeş harbine aid ilk sinema haberleri - Habeş cebhesi - italyan cebhesi vesaire.... Numa” AAA EE EEE AE macılığın en yüksek ve WiLLY FORST aratılan me MARTHA s» EGGERTH

Bu sayıdan diğer sayfalar: