mi ge 20-9.935 Sonra Mamış Harm yüzünde do- aşan bir gülümseme gutlağından bir küçük kahkaha fırlatarak bu sü- kütu bozdu. — Bu duyguyu şimdi ben de tıpkı sizin gibi duyabiliyorum. Fakat o günlerde siz sanırım ki bu güzel söz- Jerinizi bana dinletemezdiniz. - Diye- devam etti, Kin ne fena şey! Hâlâ o andaki Mamış Bırdıyı hatırlarım da kendi kendimden utanırım. Bir hay- van gibiydim hatunum. Düpedüz bir hayvan! Bana uykusuz geceler ge- girtmiş olan kadınla onu benden ala- hı azaba sokmaktan başka bir düşün- cesi olmıyan bir hayvan... Süyun Bikenin şimdi kaşları çatı. mış, gözlerinde dostluktan ve iyilik- ten eser kalmamıştı, Kazanlı kamu- tanın yüzüne di! duran bu gözler- de için için sezilen bir hayret de vardı, “Bu adam nasıl olup da böyle bir kötülüğe kalkışmış?,, diye düşü- nüyordu galiba, Muhakkak ki Süyün Bikeden bir başkası da, hemen herkesin üzerinde iyi bir tesir bırakan şu Mamış Bırdı Hanm ömründe bir saniye için katı kalpli olabileceğini tahmin etmek is- tiyemezdi, Bu tatlı dilli, bu iyi yürekli insan, bir yavruyu anasının koynundan ka- pıp kaçıracaktı ha? Doğrusu buna İnanmak bir hayli güştü. Fakat o muttasıl anlatıyordu İşte. — Nihayet hatunum. Nöbet sera- 8 bana geldi. Baş seyisin arkasına takıldım, onların oturdukları binayi bizim taraftan ayıran büyük kapıdan geçtik. Küçük bir bahçede baş seyis bana kalın gövdeli bir ağacı göster- di ve: “Buradan ayrılmıyacaksın, ha- va kararınca köpekleri salıverirsin,, dedikten sonra beni bırakıp çekildi, gitti, — Bir iki saat kadar olduğum yer- de kaskatı kesilmiş gibi kımıldanma- dan durduğumu hatırlıyorum. Düşü- nünüz bir ker Sevdiğim kadın ve ocağtik obayr 7 küleden hay- duttan on kulaç ötedeyim. Az heye- can mı verir bu? — Haklısınız? — Vakit akşama yaklaşmış bulu- nuyordu. Gece olunca karanlık bana bir an kaybolur gibi olan cesaretimi tekrar kazandırdı, Hususi dairenin şıkları yanınca köpekleri kapadığı- mız kulübeye doğru yürüdüm, — Sarayın âdetlerini iyice öğren- miştim. Baş seyis köpeklerin bavla. malarından işkillenip gelebilirdi. Pek şeytan bir herifti ; ufak bir şüphesi ile başıma berbat bir çorap örülmesin- den çok korkuyordum. Bir de ne gö- zeyim? — Bir dene göreyim hatunum. Kulübenin kapısına el atarken başı mı şöylece bir çevirmişim. Gözüme bizim eski sevgili ilişmez mi? — Bahçeye mi çıkmış? ayır... binanın ilk katından. » — İlk kat yerden nihayet bir adam boyu yüksekliktedir, Tabanlarımdan mahlanmış gibi bir an /olduğum gibi kaldım Sonra merak, tecessüs kor- kuya galebe çaldı. Parmaklarımın uçlarına basa basa tekrar ağaca ya- aştım, Bir dala tutunarak kendimi yukarı çektim. Şimdi odanın içini a- Yucumun içi gibi görebiliyorum. , — Büyük bir beşiğin yanında yük- sek arkalıklı bir ceviz koltuğa içi rahat bir adam rehavetile yaslanmış bir Saltıkofun beni nekadar kudurt. tuğunu bilmem tahmin edebilir mi niz? Beşikteki çocuğu okşuyor, gı- dıklıyor, ona bakıp dilini çıkarıyor. du. — Ya Boşkamışm kızı? — Onu daha iyi görebiliyorum, Çünkü tam pencerenin yanımdaydı. Ve o dakikalardaki hatları ile çehre. «i hâlâ gözümün ir, genç Saltıko'la hiç de bakışla bakmıyordu. — Yasi — Teessüfle... Büyük bir teessüf. le tekrar ederim hatunum. Hiç de fe- ma bir bakışı yoktu. Hatta. — Hatta pek tatir bir süzülüşle gözleri arasıra, çocuğunun babasına karşı içinde hâlâ genç kızlık sevgisi yaşattığını da bana anlatmışı. Bir müddet böyle durdum. Fakat yüre- dim gümbür gümbür vuruyordu. Se- Yis başı ha geldi ha gelecek diye. — Bu sırada Boşkamışm kızıma, Saltıkof bir şeyler söyledi. Kadır ko- şarak odadan çıktı. Köpekleri daha fazla bekletemezdim. Ben de hemen ağaçtan indim. Talih bu ya.. Saltıkof tam o anda pencereyi açıp lâkayt lâ- ön kötü bir kayt dışarıya bukmıya başladı: “Ah, şuna bir yanaşabilsem!,, demeğe kal- imadan ; hafif bir sesle seslenmez mi? “Nöbetçi! Nöbetçi!,, ""Buyurunuz kinyaz hazretleri, diye cevap ver- memle, koşarak pencereye yaklaş mam ve bir sincap zıplayışiyle hiza- Gına yükselerek iki elimle boynun- dan kavrayıp aşağı çkmem bir oldu. —”ı — Ellerim bana ihanet etmemi; lerdi, iki elimle tam boynuna &: bilmiştim. Tepetak'ak yere yuvarla- ca sol. yumruğumu ağzına sok- tum. Gırtlağını koparmak istiyo: dum. Fakat bilmem nasil oldu da ka- fasma iki yumruk indirmekle kal 19 EYLÜL PERŞEMBE PARALAR Alış Sterlin 616— Dolar 14— 20 Fransız frangı 165. 20 Liret 2) Belçika frangı 29 Drahmi 20 İsviçre #r. lerin 20 Çek Kuron Avusturya şiling Satış 022. — 126. 108— 192. 82.— Mecidiye Banknot 52,0 233— ÇEKLER Kapanıp 1206 02250 0,19,31,10 9,7440 4,1093 245,10 63,50 Paris üzerii ingiliz. ilrası Dolar İsveç kuron 31233 ESHAM İş Bankası Mü- N. HK “ 6 2 100 Şirketihayriye Tramvay Bomonti « Nektar Terkos Reji Aslan Çimento Merkez Barkası Osmanlı Bankası Telefon İttihat Değirmencilik T. A. $. Şark Değirmenleri Şark Merker Eczanesi iSTiKRAZLAR Türk Borca I 114 Yİ Ergani İstikrarı dahili TAFULA-T Anadol 4m 2290 23,20 8: Rüktm 0 Nizamettin NAZIF Bir Sincap Gibi Zıpladım. Boynundan Yakala- yınca Çektim. Tepetaklak Pencereden Yuvarlandı! Fakat gün geçtikçe onun gülüşü, benim içimdeki kini, ve anasile baba- sının bende yarattığı hayvanı öldürmekte hiç tereddüt etmedi. imbilir ne şiddetle vurmuşum kifbayıleverdi, tekrar zıpladım. Pen- eerenin kenarlarında kendimi tarta- rak odaya daldım. Ve çocuğu kapar kapmaz tekrar bahçeye atladım. Yer- de bir parıltı görür gibi oldum. Tu- etmiştim. Bu gürül- ip ona nasıl bakabil- diğime hâlâ bayret ederim. — Neymiş 0? — Bir hançer hatunum. Altın han- çer.. Hani bir zamanlar size hediye İ etmiş olduğum hançer ki Kuşoğlanla Batır Han onun yüzünden gırtlak gırtlağa gelmişlerdi. TArkası var) HAKYERLERİ m — Bir makaleden çıkan dava Cumhuriyet gazetesinde “Huku- kun felsefesi şüphe ve zanna daya- Bır mi?,, başlığı altında çıkan bir ya- zı mahkeme kararları bakkında yü- rütülmüş bir mütalea şeklinde gö: lerek, Matbuat kanununun 3$ inci maddesine aykırı hareketten dolayı makaleyi yazan muharrir Sabiha Ze- keriya ile Cumhuriyet gazetesi me- sul müdürü aleyhine açılan davaya dün üşüncl cezada devam edildi. İd- dia makamında bulunan Feridun, da- va açılmasını içap eden makaleyi teş- rih ederek makale sahibi ile gazete mesul müdürünün Matbuat kanunu. mun 35 İnci maddesine göre cezalam dırılımalarını istedi, Suçlulardan Sa- biha Zekeriyanın vekili Hamdi, mü- dafaasını yaparak, bu yazıda (ilmi ve hukuki bir meselenin ele almarak üzerinde mütalea yürütüldüğünü, her hangi bir mahkeme irararından bah- sedilmediğini söyledi ve müekkili Sabiha Zekeriyanın beraatini istedi. Bundan sonra xiğer vekil İrfan E- min müdafaasını yaptı, Sabiha Zekeriya da akal mulıkemenin Şu veya bu kar kendini bağlamaksızın genel şekilde bir bukuk tezini münakaşa ettiğini söylemiştir. Mahkeme, önümüzdeki günü kararını verecektir. © Kemal isminde bir zatm evde bulunmadığı bir ssrada yazıhanesi nin gözünü açarak 2350 lira nında hizmetçi olarak» çalıştığı Hi niyenin 110 İirasını, doktor Robert isminde birinin yazıhanesi gözünde bulunan 500 İiranmı çalmaktan suç iu Emine ile Emineye yol göstermek ve yaptığı hırsızlıklara da yardımı dokunmaktan suçlu Mehmedin duruş malarına dün ikinci cezada devam Ş- dildi. Emine, geçen celselerde, paralar: çaldığını ve bir kısmı ile Mehmede at ve araba aldığını, sakladığı para” lardan üç yüz lirasnm ayak yolunda bulunduğunu itiraf etmişti. Dünkü celsede iddia makamı iddiasını yapa” rak, hizmetçi Emine ile, hırsızlık İ- sinde kendisine yardımı dokunan Mehmedin suçları derecesine göre cezalandirılmasını ve gayri mevkuf bulunan diğer suçlulardan Ahmedin beraatini İstedi. Mahkeme, kararını İ vermek üzere duruşmayı başka gü- | ne bıraktı. ————————— Anadolu 1 ve TI m Anadolu Mümessil cumartesi FAYDALI BiLGİLER BUGÜNKÜ PROGRAM İstanbul 1830: Dans musikisi. 19.10: Hafif mu- siki, 1948: Ege cer. 2015: Konferans. 2030: Stüdyo orkestrası, 21: Radyo car ve tanko orkestraları 21.50; Macar halk havaları, Bayan Aleksandr Mayler ve ot- kestrası, 22.20: Plik neşriyatı. Budapeşte ram. (Viyana'dan röle) 23.20: Caz. 420: Çingene milziği, Bükreş Plâk ve duyum! | orkestrs Duyumlar rin sürei Sözler. Sözler. 21.15: Karo konseri, yamlar. 2245: Radyo salon 23115: Yabancılara duyan 3 ye kadar) Plâk konseri, . NÖBETÇ. ECZANELER 15.1 18: Redrş 19.15: Komse- 20.20: Plâk, Zi: 22.00: Du orkestrası, 2: (Saat Yemişte Agop Minasyan, Alemi Übert. Lâlelide Sıtkı. Küçükpazarda mil. Aksarayda Ziya Nuri, Karagümrül te Ari, Fenerde Emilyadi. Modada ik İskender. Altıyolda Mahmut. Şehza başında İ. Hakkı. Samatyada Teofilos. kırköyde İ, Terriyan. Beşiktaşta Recep. Şehremininde Naz. Hasköyde Yeni Türkiye. Kasımpaşadı Yeni Turan. Ga - lstada Mahmudiye caddesinde Miyel Bof tonyadis. Taksimde Taksim. oKalyoncu- kulluğunda Beyoğlu. Hamamda 5, Baru- makyan. Eyüpte Hikmet eczaneleri, * SİNEMALAR TİYATROLAR Tepebaşı Belediye Kıslık Tiyatro su bu gece tam saat 21 de. (PER GÜNT) o 5 Perde Yazan: Henrik İbsen. Türkçesi Seniha Bedri, Müzik: Grieg. Balkan festivaline iştirak eden gruplar şere- fine, Biletler gişelerde satılmaktadır. * Tepebaşı Belediye bahçesinde her hafta Perşembe, Cuma, Cumarte- si, Pazar akşamları saat 22 de Şehir Tiyatrosu — Artistlerinden Hazım tarafından “ Karagöz ” © İyek: İspanyol Dansözü yg © Yıldır : Yaşamak istiyoruz. Ben fahi- ye miyim? © Alkazar : Markşez — Mumyalar Mü. sesi © Asri : Ekmekçi Kadn — Petrol Mu- harebesi, Şık Petetibarg geceleri <- Macera- iar Kralı, 9 Üsküdar Hâle ; © Mili ; Bitmemiş avcıları “Türkçe”, © Sümer: Daktilonün aşkı © Melek: Her şey serin için Sarayı Insan kaçakçıları . LIMAN HAREKETLERİ Puçin lmsnımaza gelecek vapurlar sam. Yavrum. Senfoni — Milyon Güzel Bandırma İzmitten Asya Mudanyadan Ege İskenderiyeden aytlacak vapur» Tar şunlardır : Saat , Tayyar Mudanyaya Ayten İzmüte Mersine SOLDAN SAGA VE YUKARDAN AŞAĞI : 1 — Tir (2). Büyük (3). ? — Çikolatu yapılır (3). Nota (2) $ — Bir nevi kömür (3). Sayyad (4). 4 — Çiğnenir (3). Akan su (3)... $ — Ağu “5, 5 — Temefitin ettiğimiz şey (4) 7 — Kavuk yavrusu (6). Siyah (4) 8 — Bir nevi içki (4) 9 — Miles (4) Şart edatı (2) 10 — Nota (2). Tasvir (5) ii — Dikkat (5) İstifhem (8) Dünkü bulmacamızın halli SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN ASAĞI : 1— Radyo 5. Kalem 5. 2—Ada3.As2. Ta 2 3 — Danimarlen 5. 4—İmar 8, İrk 3 $ — Ormanlı 7. Do 2. 7 —Kar 3. Araba 5. 5 — Ask 4. 2.Di2. 9—Ard 3. Adana 5. 10—Et 2. Kombina 7 H—Mar 3, | idi. Kadın onu görünce irkildi ve ba- Jeikayel Karısını ebediyyen kaybettiği 2a- | İnan Hulüsi, etrafinda her şeyin de-| Biştiğini gö Yer, gök, ağaç düşman kesildi- | ler. Hattâ, içinde Semahatle uzun| yıllar bahtiyar yaşadığı bu köşk bile ona artık dost değildi. Her tarafta, daha büyümüş ve bo- şalmış gibi gelen odalarda, hain bir sessizliğin gezindiği büyük bahçede, | hatta bütün Çamlıcada Hulüsi hep | ölen sevgili karısının gölgesini görür | gibi oluyordu. | Artık Hulüsi dayanamadı ve Çam- kcadaki bu köşkü elden çıkardı, eş yasiyle beraber sattı ve seyahate | çıktı; bütün kış karlı dağlar aştı, melül, mahzun dolaştı. Fakat Sema hatle bahtiyar yıllar geçirdiği İstan- buldan, hele Çamlıcadan uzaklaştık» ça yarasının genişledi; daha faz- Ja kanadığını duyuyordu. Seyahatten dönünce hemen Çamlı. | caya gitmek, hiç olmazsa eski köş künün etrafını tavaf etmek istedi. Bir sonbahar akşamıydı.. Işıklar kısalmış, ilk soğukların pençesi ha- vanın derinliklerinde sallanıyor, a- façlar licivert bir sisle buğulanı- yordu. İlkönce köşkün bahçe kapısı önün- de durdu. Parmaklık demirleri pas- lanmıştı, Bahçeye hiç bakan olma- mış: Yer yer yabani otlar.. Bozuk tarhlar... Bütün pancurları kapak duran köşke de bir göz attı. İçinde insan var mı acaba? Sert bir gıcırtı ile açı- lan demir kapıyı itti. İçerde çıt yok. Düşündü: r karşıma çıkarsa n olduğumu söylerim, köşkün €s- ki sâhibi olduğumu anlatırım, sonra rasını ziyaret etmek istediğimi bildiririm. Gözlerini önüne iğerek yürüdü Uzun bir uykudan uyanmış gibi ga- rip bir duygusu vardı. Hakikaten burası onun değil miydi artık? Se mahatle bu bahçede yıllarca sevi; o değil mi? Yaklaşıyordu. Köşkün etrafını birisi dolaştı. Mutfak kapısı açıktı. Girdi içeriye. Kimseler | yok. Taşlığı geçti. Sağda oturma ©- dası hiç değişmemiş. İşte zavallı Semahat ekseriya şu koltukta otu rurdu, çiçeklerini şu vazoya, kitap larmı şu rafm üstüne koyardı, Aman! O kim? Pâncetenin önün- | de bir kadın duruyor. Dışarıyı sey- retttiği için arkası Hulüsiye dönük- tü, İnce uzun gölgesi üstünde yalnız beyaz ensesi ve akşamın tatlı ışıkla rile yaldızlanan saçlarından birkaç telin rengi görünüyordu. Hulüsi, gayriihtiyari: (Semahat!) diye mırıldandı. Kalbi göğsünün içinden fırlayıp gitmişti sanki; hari- Kulâde barı vâk'alar zuhür edecek- miş sanıyordu. Kadın dönmüştü. ve solgun bir güzel Hulüsi mahzun yüz karşısında İ — Ne istiyorsunuz? Kimsiniz? | Hulâsi elini uzattı: — Korkmayınız! deği. Ve kim olduğunu, niçin oraya geldiğini anlattı. EVKAF MUDIRI DÖNÜŞ —— Yazan : Mİ - FA -- Kadın dinliyordu. Fakat Hulüsi anlattıkça, kadın, gayritabi bir he- yecanla sarsılmış görünüyor, gözle- tini açıyor ve kendi: h ter gibi yumrukl, Biz denbire kadının rengi kül gibi , Göz kapakları çırpınıyordu. Erkek sor ez — Neniz var? Kadın kendini top — Çok garip şey! dedi, sizin re- fikanız vefat ederken, ayni tarihte de benim kocam öldü. Kaptandı. her zaman beni seyahatlerine beraber götürürdü, o vakit ilk defa olarak yalnız gitti ve bir daha dönme: Bir müddet gözlerini kap: Tülde nefes aldıktan sonra devam et- tiz — Ben de sizin gibi kocamla be- raber oturduğumuz evde — Cağa- loğlunda bir konak — yâşıyamaz ol. dum, orasını sattım, bu köşk a alan tüccar da işleri fena gittiği için burasını olduğu “gibi satıyormuş, kış ortası ben aldım, bütün şehirden u- zaklaşmak için hemen buraya taşın- dım, hizmetçiyle beraber, tek başıma yaşıyorum. Bakınız, esyala- rmızın yerini bile değiştirmedim. Hava gittikçe dular ve konuşmuya İkisi de karanlığı tercih Belki ikisinde de öşkü size in kımıldamı; Bakıştılar, Akşam karanlığında, ikisinin de gözlerinde garip taliklerinin yıldızı gibi parlak noktalar vardı. Biribirle rine ellerini uzattılar. Kadın mi Hulüsi ona: “ mişti; katlın da ölen kocasının ismini Hulüsiye-taktı: “İhsan,. | Deniz yolları |İ IŞLETMESİ Acenteleri: Karaköy Köprübaşı Tel 42362 — Sirkeci Mühürdar- yag tade Han, Tek 22740. gayyüş Trabzon yolu VATAN vapuru 2i Eylül CUMARTESİ günü saat 20 de Rizeye kadar. “5697, 7214 Ayvalık yolu MERS:N vapuru 21 Eylül İ CUMARTESİ günü sast 17 de | Dikili'ye kadar *5746,, Mersin yolu ÇANAKKALE vapiru 22 Eylül PAZAR günü saat 10 da Mersine kadar “5747, İ ETI ILANLARI Evkafa ait boş olup pazarlıkla kiraya verilecek olan mağaza, dükkân, apartman, ev, oda ve ardiyelerin bu- lundukları mevkilerle mahalle, sokak ve numaralarını gösterir listeleri Dördüncü Vakıf Han kapısının iç tara- fındaki camekân ile Eminönünde Valde kıraathanesinin Eminönü tarafındaki camekânda ve Çemberlitaşta Ev- kaf dairesinde ve Beyoğlunda Ağacamii duvarındaki lân mahallinde asılıdır. Bu yerleri kiralamak istiyenlerin pazarlık günleri olan pazartesi, perşembe günleri : saat 16 ya kadar Çenberlitaşta Evkaf Müdürlüğünde Vakıf Akarlar kalemine gelmeleri, (5769) İhracatçıların Nazarı dikkatine Istanbul Ticaret ve Sanayi odasından: Ihraç olunan mallar için malın sevkinden evvel (Menşe şeha- İ detnamesi) alınması lâzım geleceğ ibir çok defalar ilân edilmiş- ken bazı kimseler malım sevkinden sonra (Menşe şehadetname - si) talebile Odaya müracaat ediyorlar. Malın sevkinden sonra | (Menşe şehadetnamesi) verilmi yeceği tekrar ilân olunur.