MEMLEKETTE TAN Bir Orman Daha Yanıyor Safranbolu, (Özel aytarımız Uluyaylâ ormanlarında birkaç gündenberi sürekli yangınlar de- vam etmektedir. Rüzgârm gittikçe körüklediği yangının, böl- ge bölge söndürülmesine başlanmıştır. Zarar bir hayli tahmin edilmektedir. Kâzım Dirik Çanakkalede Çanakkale, (Özel aytarımız bildiriyor) — Trakya Genel İs- pektörü Kâzrm Dirik, Gelibolu yolu ile şarımıza gelmiştir. is- pektörün yanında iskân,güven ve bayındırlık danışmanları bu. Junmaktadır. Kâzım Dirik, ilbayla beraber ilçeleri gezecek, göç” men yerleştirme işlerini gözden geçirecektir. Kütahyanın Su derdi Bitiyor Kütahya, (Özel aytarımız bildiriyor) — Şehrin su prpjesi Bakanlıklarca tasdik edilmiş ve uraya gönderilmiştir, İlbayirk ve şarbaylık projenin tatbiki için gereken 180 bin liranın temi- nine çalışmaktadır. Bir kısım para hazır bulunduğu için demir borularla şehre su akıtılması işi Sonbahar At Yarışları Sıvas, (Özel aytarımız bildiriyor) — Sonbahar at yarışlarına 16 Eylülde başlanacaktır. Yarışa girmek üzere yurdun birçok köşelerinden yüzlerce hayvan gelmeğe başlamıştır. Yarışların bet göreceği anlaşılmaktadır. Değirmen işi Mahkemede Adana, (Özel aytarımız bildiriyor) — Karaisalı urayı, Kara- pınar mevkiindeki değirmeni satın almağa karar vermiştir. Bu değirmenden elektrik temini için istilade edilecektir. Fakat mal sahibi ile başlayan görüşmeler müspet netice vermemiş, İş mahkmeye intikal etmiştir, Davayı uray kazandığı takdirde her zamankinden daha rağ Karaisalının ışığı temin edilmiş Bursanın kurtuluşu Bursa, 11 (Ozel aytarımız bildiri: | yor) — Bursanın kurtuluş bayramı, göşkun gösterilerle kutlulanmıştır. Ge git resmi çok güzel olmuş, ilbay, şar- bay, parti başkanı ve saylavlar hazır bulunmuşlardır. Akşam Halkevinde bir gardenparti verilmiştir. Eğrid'r genç'eri bisiklet turuna çıktılar Eğridir, (Özal aytarımız bildiri- iyor) — Eğridir coşkun spor gençi rinden 16 kişilik bir kafile bisizlet- le kazalarda bir tura çıkmışlardır. (Tur bir hafta sürecektir. Denizli Öğretmen Toplantısı ytarımız bildiriyor) — İlbaylık dahilindeki öğretmenler, Kültür Direktörü Ziya Boyacıoğlunun başkanlığın- da iki toplantı yapmışlardır. Bu toplantılarda mesleki hasbi- Aşağıdaki resim, toplantıya iştirak eden muallimleri bir arada gösteriyor. Denizli, (Özel hallerde bulunulmuştur. No, 117 YOSŞMA! | Etem Izzet BENICE Diye düşünüyor, kafasının içinde hemen kurduğu bir müa- delenin neticesini almağa çalışı- yordu: — Gitse mi?, Kalsa mı?. Ve bir bakışından apartman- ları, dükkânları, bağışladığı mallar geçerken öbüründen de fıkır fıkır kaynıyan, bir bakışta gözleri, bir söyleyişte bütün bir benliği tılsımlıyan, kendine tut- sak eden güneş yüzlü, gece göz- lü, alev kanlı Güney geçiyor; tartıda yine o ağır basıyordu: — İmkânı yok bırakamam.. Bu karar ve sonuçtur ki yine onu genç kadının ayaklarına at- “a — Güney ben ettim, sen etme, bildiriyor) — Safranbolunun gecikmiyecektir. olacaktır. Şarbona karşı tedbir alınd! Safrantolu, (Özel aytarımız bil- diriyor) — Akveren ve Yörük köy- lerinde şarbon hastalığı görülmüş» tür, Vilâyet baytar müdürü, Sıf- ranboluya gelerek ziraat memuru ile hastalık bölgesine gitmiştir. İki köyün bütün hayvanları aşılanmış- | tır. Salgın yoktur. Taleba Birliği üyeleri Konya, 11 (Ozel aytarımız bildiri. yor) — Miili Türk © be bir il 1S bir grup bu sabah şehrimi- iştir. Halkevinin misafiri olan r, şehrin görülecek yerlerini g ler, şereflerine 50 kişilik bir ziyafet verilmiştir. Talebeler, yarın sabah Adanaya gideceklerdir. Ve onun çorap içindeki bal- dırlarma, iskarpin içindeki ayaklarına gözlerinin yaşlarını akıta akıta yalvarışlarını sür- dürdü: — Milyon kere töbe karicı- ğım!, , Bir kere daha seni üzmiyece- gım.. Suçum var ise bağışla. Ne istersen, ne dersen yapâ- cağım, Bağışla beni,, Bu yolda belki yüz cümle söyledi, bir leğen gi akıt- tı. Ancak, en sonunda Güney'i kapınm yanındaki sandalye üze- rine oturtabildi. Genç kadm: — Hayır, Artık her şey bitti, Ben seninle oturamam. İcimde- ki bütün duyguları öldürdün! Diyor, ağzından başka lâkır. dı çıkmıyordu. Fazıl, yarım sa- at, bir saat, bir buçuk saat, iki saat dil döke döke değil onu kandırmağa, sadece konuştur- Nıksarlıların Dört Mühim ! Dileği Var! Erbaa özel aytarimız yazıyor: “Niksar'ın b. 'çok ihtiyaçları var- dır. Bunların en önemlileri şunlar dır: 1 — Niksarda eczane ve doktor yoktur. 2 — Nihsarda bir tek dişçi yok- ir. 3 — Yollar ve sokaklar, gözden kaçmıyacak kadar bakımsızdır. $ — Erbaa - Niksar şosesi çok bozuktur. Bu dilekler ilgililerce gözönünde tutulmalıdır. Bilhassa yol ve dok- tor meselesi halkın en mühim dilek leri arasındadır. Niksarı Erbaaya bağlayan yolun az bir gayretle dü- zeltilmesi mümkündür. Orası, bu seneki bütçesine az bir tahsisat ko- yarak bu işi ilk plânda başarmalı der Diyarbekir iki Misli genişliyecek ilbayı Faiz Ergun Diyarbekir, (Özel aytaçımız bildi- riyor) — Diyarbekir ilbayı Paiz Er- gunla görüştüm. Şehrin ihtiyaçları ve bayındırlık çalışmaları hakkında (Tan) a şu beyanatta bulundu: “— Ker gün baymdırlik işleri ile uğraşıyoruz. Bunların en önemlisi, Diyarbekirin elektrik tesisatdır. Bü- tün mâlzeme Mersine getirilmiştir. Fabrikanın, kanal ve transformatör. İerin yapısı bitirilmek üzeredir. 936 yılı başlangıcında şehrin aydınlığa ka vuşacağını umuyoruz. Şimendifer de o tarihlerde yolcu alacak ve Diyar- bekir, o günlerde büyük bayram ya- pacaktır. İlçeleri biribirine bağlıyan yollar, tamamlanmak üzeredir.. Divarbekirde Atatürkün bir anrdı z nümüne köyü yaptık, Şehri sur dışma doğru ge nişletmek için Yanseni çağırıp sur dışının müstakbel plânm: çizdirece- ğiz. Diyarbekir, bu suretle iki misli genisliyecektir.,, Su'tanhisarın kurtuluşu Sultanhisar, (Özel aytarımız bildi. riyor) — Sultanhisarın kurtuluşu burada törenle kutlulanmıştır. Kur- tuluş gösterisinden sonra geçit res- moi yapılmış, şölenler verilmiştir maya, aytaştırmaya muvaffak olabilmişti. Bu aytaşma ve k»- nuşma da iki saatten uzun sür- dü. Güney'in son sözü ilk sö- züydü: — Senin benden gizli hiçbir şeyin olmamalıdır. Ve davasını yürütmek için söylüyordu: .— Paranı benden gizlediğin gibi Her şeyini de gizliyebilirsin. Nereden bileyim ki şu dakikada bir başka kadınla ilgili değik sin?.. Yine nereden bileyim ki yurda gidiyorum diye bugün metresine gitmedin?. Bir şeyi gizlemesini bilen birçok şeyleri de gizliyebilendir. Döktor da and and üzerine vererek ilk söylediği gibi söylü- yordu: — Yurtta hesap gördüm. Pa- rayı bankaya yetiştiremedim. Üzerimde buraya getirdim. Bir- den sokağa çıkacağımız için ya- nımda bulundurmak istemedim. — 26. KAIDELER Arsrulusal şatranç federasyonunun “Satranç Oyunu Kaideleri" kitabın- dan en önemli maddeleri aşağıya alı- yoruz: Madde 1 — Şatranç, arasında ve şatranç tahtası üstünde oynanan ve tesadüfe bağlı olmıyan bir oyundur. Şatranç tahtasının açık ve koyu renklerde 64 murabbar var- dır, Her oyuncu 16 taş ile oynar. Bir tart ak, öteki taraf kara taşları alır. Oyunun amacı karşı taraf şahını mat etmektir. Bu suretle mat yapan oyuncu par- tiyi kazanır. Madde 9 — Hanesi hasım taşların- eti altına giren Hasım şaha hü. cum edildiği zaman kiş diye haber vermek âdettir. Bir oyuncu kendi şa- bı kişe maruz brrakamaz, Bunun için şah, hasım şahin bu- lunduğu hanenin yanındaki bir hane» ye oynanamaz, Bir kiş, mütcakıp hamlede mutlaka kaldırılmalıdır. Şahı kiye uğramış bir oyuncu kişi ırmıyan bir hamle hamlesini geri almak ve kal kunmuş olduğu taşla kişi kaldırmak mechuriyetindedir, Madde 10 — Kaldırılamıyan ve partiyi bitiren kiştir. Matı haber vermek ve hemen veya haber verilen hamleler esnasında ya» pamamak bir şey ifade etmez. Madde 1i — İlk partide ak taşları almak kura veya uyuşma ile olur. Bundan sonra partinin sonucu ne olursa olsun ak taşlar sıra ile alınır. Bununla beraber 12 inci maddedeki hükümsüz partiler bu hesaba katıl. maz. Madde 12 — Eğer partiden evvel veya sonra taşların ilk durumlarının veya şatranç tahtasının yanlış konul- duğu farkedilirse parti hükümsüz sa- iki oyuncu İ yılır, Eğer parti esnasında taşların sayı ve durumları kaideye uygun olmıyan bir şekilde değiştirilirse, bu değişik- liğin yapıldığı yerden itibaren partive yeniden başlanır. Eğer yaş durumun düzeltilmesi kabil olmazsa parti hükümsüzdür ve yeniden oynan Ihtar — İki tarafın dördüncü ham- lesinden snra ; laşlığın düm meh ini Bal ve yeniden'oymanması daha “doğrudur. Bu gibi hallerin turnuvalarda bile vaki olduğunu kaydedelim. Madde 13 — a) Bir taş bir hane- den başka bir haneye götürülürken elden bırakılırsa; b) Taş alırken, alman taş tahta- dan kaldırılır ve oyuncu kendi taşinı elinden bırakırsa; €) Rök esnasında Oyuncu ruhu elinden bırakırsa; d) Paytak damaya çıktığı zaman oyuncu Olun yerine seçtiği taşı kor- sa hamle yapılmış sayılır. Madde 14 — Hamleyi yapacak olan oyuncu, hasmnma haber vermek şarti- le bir veya birkaç taşı düzeltebilir Bunun için “düzeltiyorum” demek âdettir. Hasmın taşlarını düzeltmek mem nudur. Bununla beraber hasım, ih tar üzerine, taşlarının o tahtadaki durumlarını düzeltmek mecburiye- #indedir. Eğer taşlar istemiyerek devrilir se, saatlerin hemn durdurulması ve taşların turnua direktörünün yardımile düzeltilmesi lâzımdır. Diğer taraftan parti esnasında, ge- gek partöden Sonra, durum'un yam» Jış yapıldığı farkedilirse, partinin doğru durumdan başlıyarak oynan ması içabedei. Madde 15 — Hamleyi yapacak e” yuncu: e a) Taşlarından birine dokunur - sa o taşı oynamak > HAKYERLERİ Bir kadın altı aya Mahküm oldu Fatmâ isminde bir kadın, yanın- da bir erkek olduğu halde Gülhane parkının sik ağaçlıkları altına gi- | serek, itiraf edilemiyecek bir vazi- yet almıştır. Gülhane parkının bek Şileri, bu vaziyeti görerek kadını yakalamış ve o polise teslim etmiş lerdir. Fatma, dün birinci sulh ceza hâ- kilmiş ve suçu sabit anma ai ne ve kendisinden 15 lira pura ce- kası,alınmasına karar vermiştir. Ağzının içinde esrar götürüyormuş Umumi hapishânedeki bir tanıdığı- na ağzının içinde esrar götürürken yakalanan Lemanın duruşmasına dün dokuzuncu ihtisas hakyerinde devam uhakeme, müdâfan şahit için başka güne miştür. © Sü taşımağa gittiği bir evden bir Zenit saai aşırmaktın suçlu Hüseyin, dün birinci sulh ceza hâ- kini Fe.it huzurunda sorguya çe kilmiştir. Hâkim Reşit, suçlunun tevkifine lüzum görmüştür. © Şahende isminde'bir kadına sattığı kömürü eksik tartan kömür. cü İsmsil dün birindi sulh oszala duruşması: yapılmıştır. İsmail, kömürü eksik tartmadığı- nı, hatti yere döktülen birkaç D'r- ça kömürü de, kendiliğinden çuvala Tes duğunu söylemiştir. Şehitlerin çağrılması için duruş» ma, başka bir güne bırakılmıştır. © 13 yaşında Vail isminde bir ço cuğu Lângadaki evine götürerek kö- tü bir harekette bulunmak istiyen İlya yakalanarak adliyeye verilmiş- tir. 4 üncü İstintak hâkimliği tah- kikata el atmıştır. * Andon oğlu Nikola İsminde bi- Gâlatzğr, Kapıiçi mevkii komi- seri Vehbiye Yunan Psbaasına ait birinin takip ettiği işi İçin Tidira rüşvet vermek teşebbüsünde bülun- mk iştemiş, ihbar üzerine yakalar narak adliyeye veril! ——— Kültür Bakanı bekleniyor Kültür Bakanı Saffet Arıkanm bu gün Istanbula gelmesi umulmakta « dır, b) Hasim taşlarından birine dö -| Maraıca © taşı altrek; , €) Kendi taşlarından birine ve hasım taşlarından birine dokunur- sa dokunduğu taşile dokunduğu ha sım taşını almak mecburiyetinde - dir. Eğer taş almak imkân: yoksa, ha sım gerek dokunulan taşın oynan- masını ve gerek dokunulın kendi taşının başka bir taşla alın mısınf istiyebilir. Bunlardan birini seç - mek hatalı oyuncuya aittir, Eğer a-bevec fıkralarında gösterilen hareketlerin hiçbirinin yapılmasma (oOnizama göre imkân yoksa, yapılan hataya ceza düşmez. â) Hamleyi yapacak oyuncu bir kaç taşma birden dokunursa, hasım dokumulan bu taşlardan hangisini” oynanması lâzım geleceğini #95ler mek hakkına maliktir, Bu taşlardan biçhir/fİnin nizama göre oynanması iyekânsızsa bir ces Za düşmez. e) Hamleyi yapacak oyuncu has İ mim birkaç taşma birden dokunur- sa, bunlardan hangisinin alenmasr lâzım geleceğini yine hasım göste kimi Reşit tarafından sorguya çe- | m ay hapsi-| rir. Eğer bu tağlardan hiçbirisinin ni zama güre almaması İmkânsızsa bir ceri düşmez. Net: Bu gibi hallerde eskiden ,gök kullanılan şah! oynamak ceza» sının mümkün olduğu kadar kaldr rılması hakkında arsrulusal şatranç federasyonunun kararı Otamamile yerindedir. 12-9.935 POLIS Limanda beş kişi Denize döküldü Dün öğleden sonra limanda bir dex niz kazası olmuştur. Eminönünden kalkan Mehmedin sandalı köprüye geldiği sırada Kadıköy iskelesi öhün- de Moda vapurunun pervane sularına kapılmış ve devrilmiştir. Sandalda bu lunan Denizyolları amelesinden Ali, Bekir, Tevfik, Hasan, Ahr;et, Meh- met ve Hasan denize dökülmüşler, etraftan yetişen sandallar tarafından kurtarılmışlardır. * Eyüpteki lâstik fabrikasında ça- lışan Ali, Cemil isminde bir amele, sol elinin parmaklarını lâstik ezmeğe mak ilindire kaptırmış, Cerrahpaşa e kaldırılarak tedavi altına alınmıştır. © Cibalide oturan İnhisar deposu amelesinden Cafer, evvelki gece bos- tan sergisinde otururken, yanına ge- lerek hakarette bulunan Zeynebi sus- tahı çakı ile muhtelif yerlerinden şa- ralamıştır. Ikisini ayırmak Üzere ara- ya giren Şemsi isminde birisi de bu arada sağ kolundan ağırca yaralan suştır. Suçlu yakalanmış, yaraklar tedavi altına alınmışlardır. © Eşref kaptanın Derviş isminde- ki yelken gemisinde çalışan tayfa Ha san, Mehmet ve Ahmet isminde üç kişi, on gün önce memleketten gön- derilen balığı yiyerek zehirlenmişler- dir. Üçü de hastaneye kaldırılmıştır. * Eyüpte plikhanede Ahmedin mensucat fabrikasından dört karar yün çalan Çanke şüphe üzerine yaka lanmıştır, Yapılan tahkikata bu yün- lerin Salim ve o Hasanın yardımı ile çalındığı anlaşılmış, haklarında tah - kikata başlanmıştır. —m—— Yunanistan, Romanya ve Polonya ile müzakereler Yunanlıtan, Romanya ve Polonya ile yeni tecim anlaşması imze'amak üzere müzakerelere devam e vek- tedir. Türk - Romen tecim anlaşma» $, kuru meyve ihracatımızı ilgilen- dirdiği için. piyasanm açlıması önem le beklenmektedir. Zeytin, tuzlu balık, badem ve ce viz ihracatı ile meşgul olan tecimen- ler, bu maddeler üzerinde Roman- yaya olan ihracatımızın artacağını ummaktağırlar. Bakırköy çimento sosyetesi yine toplanıyor Bakırköy çimento sosyetesi genel heyeti, üçüncü defa olarak eylülün 25 İ inde fevkalâde bir toplantı yapacak- tır. Bu toplantıda yüzde on hisse sa- hiplerinin teklifleri görüşülecektir. Bu teklifler arasinda Şunlar vardır: ,, Fabrikanın tatil edilmesi. Şirketin. emvalinin satılması. Memurların ve müstahdeminin dağılmasını icap etti- ren sebepler hakkında idare heyeti - nin izahat vermesi, 5 Mayıs tarihli bilânçoda gösterilen 28,740,75 Tiralık noksanm kimin zimmetinde kalmışsa tetkik olunarak aleyhine icap eden teşebbüsatta bulunulması, Verilen malümata göre, önümüzde» ki heyeti umumiye (içtimamda ye” idare heyeti seçimi de yapıt" Bu toplantının çok mümeejal geçe ceği söylenmektedi- Mısra tülün ihracatımız artiyor Memleketimizden Mısıra Hasan» kef tütünü ihracatı günden güne art- maktadır, Son İstatistiklere göre, 931 yılımda memleketimizden Misıra 104 bin 372 kilo Hasankef tütünü ihraç edilmiştir. Bu miktar geçen yıl 207 bin 120 kiloya çıkmıştır. Buna muka- bil, diğer memleketlerin Mısıra olan tütün ithalâtı azalmaktadır. ——m—— Limon darlığı yine var Son günlerde şehirde gene ilmon buhranı hissedilmeğe aşlamıştır. Li- mon fiatları geçenki yüksekliğini muhafaza etmektedir. Yerli | henüz piyasaya çıkmamıştır. Esasen, memleketimizin İlmon istihsalâtı, ib- tiyacın ancak yarımı karşılıyacalr bir durumdadır. Açıkta bırakmaktan da çekii dim. Otel odası bu. Her şey olabilir, Karyolanın başucunda görünmez bir yer diye halınm altına saklamağı uygun bul dum. Senin odaya gireceğini bilmiyordum. o Gelmesen bile sonradan sana şöyliyecektim. Bunun uzatılacak, üzerinde du- rulacak bir tarafı yok, En sonunda Güney: — Bir şartla seninle barışı rım. O da şu: Yarın sabah be- raber bankaya gideceğiz. Kasa- nı göreceğim. İçine bakacağım. Ne var, ne yok göreceğim. Pa- ran benim için önemli değil Gizlediğin bir başka şey var mı, yok mu onu görmek, incelemek isterim. Dedi. Doktor: — Karıcığım, banka kasasm- da ne olabilir Niçin bana inanmiyorsun?. Kontratlar filindan başka pek az da para var. Meraka değmez.. Yorgunluğun boş yere ola- cak! Senin de bana güvenmen ge- rek... Diye ardı arkası kesilmez bir sürü lâkırdı etti, Fakat, Güney kesti attı; — Bankadaki kasayı ve ban- kalardaki para hesabını görme- den, bilmeden, incelemeden se- ninle ne barişır, ne de bir sani- ye yanında otururum. Bu gece burada senin karın olarak değil, bir konuğun olarak kalacağım. Doktor bu önergeyi yine ağ- zında gevelemek, atlatmak yo- luna sapmak istedi. Fakat, Gü- ney bu kez daha ağır bir şart koştu: — Hem seninle barışmak için bu kadarı da yetmez. Note:'an bir senet te istiyorum, Senedin- de; Karımdan gizli hiçbir şeyim olmıyacaktır. Bö mez aramızdaki her ilgi bitecek ve o her hakkına sahip olacaktır diyeceksin. Genç kadın doktorun bütün benliği üzerinde yeniden kurdu- ğuna akşamdanberiki deneme ve saçları ile güven bulduğu ege” menliğini bütün görekisi ile yü” rütüyor, sözlerini kesin olarak söylüyordu. Fazıl baktı ki, ne iylese daha iyiye değil, daha kötüye, daha ağıra gidecek ve Güney alângle bir sistemle yük” lendikçe yüklenecek. Kendisi de tıpkı onün gibi, fakat sert VE bindirici bir taktik yerine uzat” cı ve yıpratıct bir taktik aldı. — Peki karıcığım, sabahleyi bankaya gideceğiz. Kabul! Dedi. Bunu söylerken şöyle düşündü: — Sabaha kadar nasıl olsa ben onu yumşatır, ovazgeçirti” rimi z Fakat, vazgeçirtememek ih” LArkası var) de