iğ irl$ Mi 1-9-935 EGE ÜZÜMLERİMİZ Tacirler Üzüm Fiyatlarını Müsteşarı İndirmeğe Karar Verdiler Özel aytarımız bildiriyor) Ankara, 31 Türkofis Başkanı Necdet İzmirden geldi. Kendisile görüş- öm, Bana dedi ki: iç Bakanlık (Özel aytarımız bildiriyor) Ankara. 51 Ankara, 31 (Ozel âytarımız bildi riyor) — Trakya Genci inspekterliği vekâletinde bulunmakta olan İç Ba- kanlık müsteşarı Vehbi Demir bu sa. bah buraya geldi. İstasyonda Iç Ba- İ kanirk ileri gelenleri tarafından kargı- — İhracat tacirleri üzüm fiyatlarmın tesbitini ve fiyatları | landı. inkünden aşağı indirmemeği taahhüt ettiler, Üzüm fiyatla- | rında mahsüs bir yükselme de başlamıştır. Müstahsilin haklarını | korumak yolunda, bu anlaşmanın yakında daha iyi neticeler ve- N öğ ümit ediyoruz. Kâfi Mektep Yok i (Baş tarafı 1 incide) Vörleri düne kadar okullarına kay - $edilen talebe mikdarını telgrafla Bakanlığma bildirmişler — pi Lise ve orta okul direktörleri dün direktörlüğünün başkanlığın li bir toplantı yapmışlar - lantıda okullara yazılan çokluğu etrafında görüşme - lmış ve çokluk O karşısında tedbirler tesbit edilmiştir. kadar süren bu görüşmeler okulların bugünkü du - ve yeniden kaydedilen mikdarma göre 1000 kadar açıkta kalmaktadır. durumun önüne geçmek için oleilar açmak gerekmekte- » Bilhassa Bakırköy ve civarında , Beyoğlu semtinde kız, Ka - ve civarında da erkek ve kız Ji ? ui # i in pek çok olduğu ve bura - iki okulların bu çokluğu karşı- Pasyacağı anlaşılmıştır. Burun &- Z “itine Bakırköy, Ortaköy ve Kadı. | yeniden birer orta okul Şılmesı gerekli görüleliştür. Bun- e pale Tayer Ve gab5'- desin yeniden #ira ve sâire gibi kı Mi yanim tedariki kararlaştırı! pi pak b Direktörler toplantısında varılan #muçlar dün çıbuklukla Kültür ığına bildirilmiştir. Bakan - gtlecek cevaba göre derhal te geçilecek ve ilk olarak, i ders yılı derse başla - n re Bakırköy, Ortaköy we ağ öyünde olmak 'üzere yeniden rr | ağıla okul açılacaktır. Ortaköyde olan orta okul yalnız kız. tahsis edilecektir. Bundan baş ün okullarda şubeler açıla - talebeler okullar arasında tak - Bulgar Dışba nı Söylüyor (Baş tarafı 1 incide) Barış ruhuna ve Bulgar hü - w zam : inin bütün komşu memleket - ii ie İiZi münasebetlerde bulunmak münasebetleri her an ziyade Hendirmek hususundaki döle Bek (azmini) tamamile uygun düş- i ear ta fından Ariadohü ağanerm i hükümetin anlayış, dü arzu tapkılığının bir bel - diyevi memnuniyetle gör- Gazetelerin mütalâaları 3LA.A. — Sofya basın Tür Bulgar dış Bakanları Tevfik râs ve Köse İvanof'un diyev- Ve bu bakanlar tarafından, Rüştü Aras'ın Bulgaristandan dün yaptıkları görüşmeden müştereken verilen diyeve ge- yer tahsis etmektedir. Sal hakkında tefsifatta ou gazetesi diyor ki : Dış Bakanının diyevleri, Türk- Bulgarlar arasındaki ananavi mMünasebatına «..çel olmakta temayülleri dağıtmaya ma- bir adım teşkil etmekte- diyevler, ayni zamanda, Bal- ve sükünun muha- müsavi surette alâkadar o- Memleket arasmdı iyi komşu- iç nasebatr idamesi bük hususunda hüsnü niyetlerini gös- Gi b Tia geçimsizlik © tezahürleri kütlelerinin hakiki temayülle İni entellektüel © mahafilin ine uygundur. Bunlar, bus Sind,'* dağıtılması ve iki ulusun i- N ları havanın saflaşma- | ley cak ve yalnız müşterek gay- imi olacağını idrakten kalamazlar. Avrupa, geçirdiği ” önünde bir çıkmaz önünde- bansas noktalarının adedini #E, ği ve g #e ir TE 7 , ti eneki İzmir panayiri fevkalâdedir. Gelecek yıl alacağımız erle daha iyi olacağına da şüphem yoktur, — — «—— m Cellâd .. .. Gölü! (Baş tarafı 1 incide) - Cellâd Gölünün ölüm hikâye- lerini duydukça, bataklığın hat- tâ çok uzağmda kalmış, hâlâ, bile bile ölümle pençeleşmeği göze almış bir tek köy olmasına bile şaştım. Kalan bu tek köyün adı “Belevi” dir. Sorunca anla- dım ki, bu köy de, bir taraftan bu rejimin gölü kurutacağına güvendiği, öbür taraftan toprak- larını bırakıp gidemediği için bu yerlerde kalmıştır. o Eğe bölgesinde bir Celiâd Gö lünü kurutmakla, İtalyada her- hangi bir bataklığın kurutulma- sı biribirine benzemez, İtalyada bataklıkları ekilecek toprak bul mak için kurutuyorlar. Biz ise bataklıkları ölüm kaynakları ol- ieti ileriki di ses IŞ dukları için ağı 0 Csewriyet. * idaresinin «ismi» ni“Sağlık Ovaâsma çevirdiği Cel iâd Gölünü köküldeh Kufutak kararını verdiği dev kadar bü- yük on yedi tarama makinesinin Exclavatcur'lerin şurada bura - da çamurları alıp aktarmağa başlamış olmalarından bellidir. Bu büyük ameliye iki buçuk mil yon liraya mal olacak ve daha bir seneden fazla sürecektir, Şimdi, Küçük Menderesin dar kanalları açılmaktadır. Çok geç- meden, gölün pis suları, akacak ları yatakları nihayet bulacak- lardır. Bir kere göl kuruyunca, sayısız hektarlar mikdarınca top rak, en bereketli, en sulak, en iyi ürün veren 400,000 dönüm toprak kazanılacak ve burası Türk köylüsünün sapanına süre ge ve yaratıcılığa çalışma ala- nt olacaktır. İşte o azman, şimdi Cellâd Gölüne yakın istasiyonlardan geçtiğiniz zaman gözünüze çar- pan o bebekleri fersiz. gözleri batmış, renkleri kara sarı, elma cık ekmikleri çıkık, avurtları çökmüş yurttaşların yerine, dinç, sağlam, yüzü kanlı ve kol- ları O toprak oOçalışmalarının adaleleri ile zorlu ve elleri nasır lar içinde, haniya © Avrupada Türk dendiği zaman hâtıra ge- len dev Türk örnekleri, kuruyan Cellâd Gölünün yetiştireceği türlü ürünleri arasından yehi bir mahsul gibi fışkıracaktır. «Ali Naci KARACAN — e — — halen azaltmak için mümkün olan hiç bir şeyi ihmal etmemelidir... Uir gazetesi diyor ki: “İki bakanım diyevleri, Bulgar ef kârı umumiyesi tarafından lâyik ol- duğu önemle telâkki olunacaktır. Bu diyevlerin yabancı memleketler de de tam değeriyle telâkki olunaca ğına şüphe yoktur. İki bakanın bu hitabı işitilmeğidir. Dış siyasa me- selelerinde armulusal iyi münascbet lerin haleldar olmaması, bugün her zamandan ziyade şayanı arzudur, İ- ki memleket efkârr uenırmiyesinde bir dostluk ve anl havası yara- tılması hakkınıda ilki bakan tarafın dan izhar edilen temenni muhakka: surette İyi akisler bulunacaktır. Fa kat iki hükümet, iki memleket ara- sındaki münasebetleri, sadece bir diyev halinde bırakmamalı, fakat hergün emniyeti arttıracak mahiyet te yeni bir şey yapmalıdır. Ve ümit deriz ki, böyle olur Hava Tehlike- sini Bilenler Ankara, 31.A.A. — Hava tehlikesi- ni bilen üyeler Firans Patak İstanbuldan 60, Le- mi Tevfik 33,60, Gut İstivan 28,20, Süleyman Ahmed 23,80, Yakup Bc- kir 28,80, Hadi Hurrem 24,50, Sezai Akif 24, Hüseyin İsmail 24, Andar Duran 20, Alinaz Sigorta Şirketi 40, Bayan Hafiza Mahmut 20, Hulusi Alataş (İzmirden) 50, Ahmet Hoca- zade tecimen 2090, Sabatay Galimidi 25. Kohen ve Sabatay 40, Şükrü Yağ cızade 25, Sigora biraderler 20, Ah- med Hasan ve İhsan 25 Ayurıca 25, Şükrü Sayar 20, Kâmil 20, İsak Ben- İ sara 20, Tak Franko 20. Refail Ka- İ valyeri 20, İsak 20, Hulusi Zeral oğ- lu 30 ve ayrıca 100, Ali Rıza Cibaza- de 20, ve ayrıca 100, Süleyman Ciba- zade 25, Ahmed Cemal 25, Ali Fuat 20, Hafız Mustafa 40 ayrıca Teberru 40, Ahmed Ünür 25, Hilmihasan 40, Amade Doktor 25, Piriştineli Raşid 20, Kohen biraderler 20, Danon ve Denan 20, Şaban Sırrı 80, Mehmed Kemal 80, J. V. Lüi /Tüiş 20, Şemoil 25, Zihni Mısırcı 25, Santo Abavof 39, Cemil Kavaf 25, Piyer Deporti 250, Edmon Jira 250, Harri Jiro 250, Ali Palamuttarısı 20, Cevad Elli 20, S. D. Diyamandis 50, Mustayintabi 25, Yaku Kunyo 25. Ankara: 208 ira tllik. sn bilen Üyeler listesi? Ali, Örnek Oteli sahibi, Stvastan 20; Kâmil, 20: Ihsan, 20; Ahmet, 20; Çe: Jâl, 20: Emir Ali, 20: Antuvan, Hopa Osinanlı Bankası Direktörü 20; Rıza Kerestedi 20; t manifaturacı 20; Mustafa, hazır elbi- seci 20: Ahmet, Salihliden 20; Ali Musa 100; Alâettin 20; Kurşunlu Ka- rataş köyü adma Ilgazdan 20; Sa- hilte, Istanbuldan 20; Bouchardi Çi- mento Şirketi 20; Raşit 10; Karabi 20 İ Fuat 20; Gülfüz 20; Muzaffer 20; İ Nihat 20; Giran 20; Ata Öztürk 2ü; Şükrü 20: Gissül 20; Masrop Na- röyn 50; Vahram ve Aram 100: Ser- gis ve Aram 100; Narliyan 100; Si- | sak Ağartmacıyan 50; Aris Inciyan i 50: Vahan Sürceyan 20; Kevork Malhasyan 20; Mebzuryan Dr. 20; Vey Kavafyan 20: Leon Ziver 20; Agop Civelekyan 20; Garbis Arzuya 20; Fahri Celâl 75: Ipekçi Kardeşler Tem. An. Sr. 80; Magdeburg Sigor- ta Şirketi 30; Doyçe Bank und Dia- niz Şaft 500: Şakir Zümrezade 20: Emin Ali 20; Sait Omer 20; Sait İhsan 26,30; Kâmil Süleyman 24; Cevat Nejat 30. N Mareşal Fevzi Çak- mak'ın teşekkürü Edirne, 31 A.A. — Ulusal Zafer bayramını kutluyacak Cumuriyetin çelik ordusuna çok sıkı bağlılıkla” rını gösterenlere teşekkürlerimi ye- tiştirmek üzere tavasst edilmesini dilerim. Kurmap Böşkanr M-reyal FEVZİ ÇAKMAK öğretmen kadroları Lise ve orta mekteplerdeki mual- lim kadroları Eylülün on beşinden sonra, alâkadarlara bildirilecektir. Verilen haberlere göre, bu yıl yapı: Jan kadroda muhtelif sebeplerle (300) kadar orta tedrisat mugilimi yer değiştirecektir. Yer değiştiren musllimlerin ekserisi, sıhhi, idari, inzibati sebeplerle yerlerinden oy - matılmaktadır. Becayiş edilen hocalar da vardır. Şimdiye kadar İstanbulda kalmış ve Anadoluya gitmemiş lise mual - imlerinden bir kısmıda muhtelif Anarlolu lise ve orta mekteplerine tayin edilmektedirler. Lise ve orta mektebi müdürleri arasında da epey ce değişiklik vardır. İspartakule tenezzühü Şark Şimendiferciler kurumu tara- fından Hava kurumu menfaatine Is- partakuleye yapılan tren tenezzühü çok parlak olmuş, sabah 7:30 da kal- kan tren davetlileri neşe içinde mü- samere yerine götürmüştür. İsparta» kulede yapılan ve büyük bir düzen içinde geçen eğlenceler, gezintiye iş- trak edenleri çok eğlendirmiytir. Mehmet 20 Tbrahim. | acıyı o nescleri harap ederi di TA e BALM eN 3 —— — SAĞLIK, ESENLİK Rİ ZİN Agrı, Acı Karşısında z EK, Pek az kişi vardır, diyebilsin, es- | sıkışmadan kyırtardıkları için keser- İÜ ika Yal en gibi: ler. Ondan ötesini pek o kadar bil- ŞİRİT YOK! — Adam sen de, ağrı, acı nedir? | miyoruz. Koldaki, boyundaki sinir k Ki Bir kelimeden başka, Ağrı çekme- | ağrısı x reyonlarına gösterilince ke- Türkiyede menaha işlerinde pek ya. den keyif duyanlar seyrektir. Ağrr- dan, acıdan korkarız. Başa grlirse katlanırız; başka bir şey yapamadı- ğrmiz için. Ağrılara sırılarla kıv- randığımız zaman hekime (koşarız. Bekleriz ondan: Ağrıyı dindirebil- sin. Dindirebilirse ne mutlu bize. Her zaman böyle oldu, Hekim ölümü deviremedi. Bütün gücünü ağrıyı, sızıyı yenmeğe saldırdı. Gü- cü buna yeterse, hekimin gözünde Tanrı işlerinden bir iş işlemiş olur. Hiçbir zaman hekimin elinde ağrıya karşı bugünkü kadar kuvvetli silâh bulunmadı. Hem çeşit çeşit, hem kuvvetli silâhlar. Bugün ağrıları yenmek için bu silâhlar da yetişmi- yor. Ne oldu? Sinirler mi arıkladı, zebun düştü. Eskilerin hiçe saydık- ları ağrılara dayanamıyoruz, şimdi biz. Adam oğlunun zekâsının kaynak» ları, diyor, Borsu acı ile dalaşmadan fışkırır, Hekimlik, elinde ne varsa hep ağ- rt he uğraşmak için kullandı. Ve birkaç zamandır kullandığı silâhları türlü türlü tarzda çoğalttı. Fizik, şi- mik her türlüsünden silâhlar düzdü. Zenginiz me sl var. Saklıyamadığımız ağrılar, sıze lar oluyor. Gün geçtikçe onları da yeneceğiz. Bu geniş alana önce şunu söyliyeyim. Ağrıyı, acıyı duy- mak için şuurumuza dokunması İâ- zımdır. Dokunmazsa o duyamayız. Dokunmak için de iyice kerteriz e- dilmiş yollar vardır. Çok kez deride. ki sinir uçlarından başlar, sinir göv- deleri — murdar ilik bu o gövdeler- den biridir — ile, beyindeki merkez- lere kadar çıkar. Ağrı olan noktayı o merkezlerde duyarız. Artık kolay- ca anlaşılır, ağrıyı, acıyı kesmek için ya o sinir nakillerine ya bu mer- kezlere yüklenmeliyiz. Bu işi görmek için elimizde şimik vasıtalar var. Bunlar da İki türlü- dür: Beyine dokunanlar, sinirlere dokunanlar. Birinciler genel anezte- siklerdir. Duyguyu giderir, ağrıyı keser. Bunların başltalarr kloro- form, Eter, Klorürdetil, Protoksit- darovtur. Bugün bunlarm yeni yeni birçokları bulundu. Hepsini oanlat- miyacağım, kısa kesiyorum. ii sinirleri © yatıştırarak duyguyu “gideren kimyevi ilâçlar gün geçtikçe artmaktadır. Bunları yapan bilgi bölümü, mivoterapi çok (mahal) veriyor, Rimiyoterapi o rm a nasıl kestiklerini, onların terkiplerini aradı, taradı. On lardaki sırrı buldu. Kendisi de ter. kip usulü dediğimiz usul İle onlara benzer ilâçlar yaptı. Doğrudan doğ- ruya, tabiattan alınmış kinin gibi af- yondan çıkarılanlar gibi, kokain gi- bilere kendi yaptıklarını da kattı. Her gün ağrılara, sızılara karşı kul- andığımız antiprini, aspirini de ya- rattı. Bir yandan da stovaini, novo- kaini, geye Sinirlerin hizasına ispirto şırınga ederek oralarda > hadden aşırı arte miş duyguyu susturuyoruz. . alokaini kol Adam oğlunun içinde yaşadığı or- tadan alarak ağrısını, sızısı: din- dirdiği vasıtalar var: Fizik vasıta. lar. İlkönce bunlara çekinerek elini uzattı. Bugünün hekimliği bu tarla- dan çok başak biçiyor. Bu alandan 10) dığı elemanlar çeşit çeşit. İçlerinden birtakımları çok eski, hastalıkları iyileştirmek tarihinin gok eski zamanlarına kadar çıkıyor, soğukla, sıcak gibi. Her İkisi de Ker saman hastalıklarımıza karşı kulla- nıldı. Sinirlerimizin o nakıliyeti Üze- rine soğuk iki türlü tesir eder. Ya fizik: buz koymak gibi. Ya yimik: eter, klorürdetil. püskürtmek | gibi. Sıcaklık da türlü türlü usullerle kullanılır: Sicak su, sıcak hava, lipa gibi. Bir takımları da yenidir. Diz- termi, kısa dalgalar gibi, Masaj, hafifce el sürer gibi yor- dam: ellerle yapılan o masajlar bur- kulmalara, yarım ağrılarma iyi geliyor. Alışık ellerle yapılmazsa beklenilen sonuç tersine çıkar, Elektrik perisi. işte giriyor sah- neye şimdi. Gerek kendi adıyla sa- muyla Radiyasion, Paradirasion ola- rak. Gerek Yonizasyon tarzında duyguyu uyuşturan | ilâçları beden örgülerinin içine sokarak. Şimdiye kadar tanınmış, ölçü a ie lere bakınız. (herç) ,alarından Reyon kozmiklere kadar hepsini" gözönüne getiriniz. Bunlardan hekimlikte kul- İandıklarımız, cetvelin en aşağısında kalır. Bu kullanılan reyonların boyu bir milimetreden başlar dokuz sıfır- da biter. Kırmızı altı enifra-rujdan başlarlar; o çadium'un . tamamen re- yonlar ve x reyonları ile biterler. Şunu da söylemeli, bu radiasion zincirlemesinin pek azmı duyguları" mızla yakalıyabiliyoruz. İlkin x reyonların söyliyelim. Bunlar gamınm temelle- tidir. Tamamile bir gam ki oktavla- ra ayrılmıştır. x Reyonları ve rad- yomun x reyonları — yeni yetişmiş örgüleri — nescleri — harap eder- ler. Marazi bir örgünün — nescin— siniri sarıp sikıştırmasile ileri gelen siliyor. Neden? Sinirlerin, damarla- rın bir araya toplandıkları yer x re- yonlarına tutulunca ötede gangren olmuş yerin ağrıları duruyor, Ne- den? Radium ve onun yerini tutan Torium gibilerin tesiri de böyle. Nasıl oluyor da bu tesiri yapıyorlar. Bu henüz bizce bir sir. Bir düğüm Açamadik bu sırtı, çözemedik bu düğümü henüz bir... X reyonlarından sonra menekşe üstü - Ultra - viyole. Bu da ağrıyı kesen reyonlardandır. Sonra ak ya: b hut mavi şık. Banyo tarzında kulla. nılırsa yeni başlıyan sinir ağrılarını durduruyor. Enfra-ruj « kırmızı altı reyonlar ütihaplardan ileri gelen ağrıları dindi tiyor. Bunların — tesirleri derinlere kadar gidiyor. Bundan dolayı yu- | murtalıkların iltihabında, barsak si- nirlerinin iltihabında, safra yolları- nın iltihabında | yararlıkları görülü yor. Bıkmamalı, üşenmemeli. Birçok scanslardan sonra sizi sevindirecek bir sonuç elde edersiniz. Dedim ya, bu reyonlar nasıl olu- yor, ne olüyor da tesir ediyorlar. Bilemiyoruz. Bilseydik daha olurdu. Ergeç bunu da öğreneceği miz için yarım, reyonlardan bugün. den çok fayda görecek... . Kaldı cerrahlık. İlkönce ağrı &ızı savaşına giren odur. Nice yüzyıllar. danberi gövdeye bıçak atarken ağrır yı duyurmamağa çalıştı. Bir gün bir ses yükseldi. Sanlı ve değerli bir ses: — Bu bir hulyadır. hayaldir. | Nafile koşmayın peşinden, vazge- çin.. diyordu. Üç sene sonra bir ulu cerrah prodokjit dazotla genel duy. guyu giderdi. Bu buluştan sonra cerrahlık nasıl bir atılışla ilerledi, bilirsiniz. Uzatmıyalım, geçelim onu. Cerrah bıçağı ile ağrıyı yayan kay- nağı kaldırıyor, dolayısiyle ağrıyı kesiyor. Bir de ağrıyı nakleden sinir tellerini keserek ıstıraptan kurtarır. Göğüs hünnakını, derin uzuvlardaki ağrıları kesmek için elimizde en ye- İ ni gere bu. En yeni ve en son. Her İ çareye baş vurduktan sonra. Bakı- niz neden? Bir kez bu kesmek ince, zer bit iştir. Bunu başarabilmek için karmakarışık fiziyolojik bilgile» ri-bilmek gerektir, Sonra kesip biç- mekle kesilti yerde bir eksiklik ka- İacaktır. Hekimlik öyle mi? Ağrıyı kesmek-için türlü türlü ilâçlar var, Kullanırsın. Biri olmazsa öbürünü, 2. geleli, — arttırırsın . miktatını. »k mu geldi, eksiltirsin. Tesiri ge- ger. Ağrıyı keser, ilâç iz bırakmaz. Bıçak öyle mi? el Dokundu. ğu yerde bir değişiklik yapar. Bun- dan dolayı bıçak vurmak için çok düşünmek İster, Cerrahın bıçağı ağrıyı kesmek için yeni bir yol açtı. Bilmiyoruz ne sakkyer, ileride neler verecek bize... Insan böylece, yüzlerle yıllar için- de ağrıyı sızıyı yenmek için uğraş- tı ve savaştı, Her gün onu biraz da- ha yendiğini görerek mutlulandı, u- mutlandı. Arada bir ona diyenler ol- du: — Ses çıkarma, katlan acıya, yük- selirsin, çalım. sattı, kahra- österdi diyordu: “Zevki rahatı mihnette sörmüşü Biribirine ayinedir suphü samimiz,, Adam oğlu ne ona, nc buna al- dırmadı. Acr, ağrı, sızı İle uğraşma yi daha onurlu buldu, ona baş eğ- medense... Dr. Ruscuklu Hakkı UZEL a a Tarım Bakanı Samsunda Samsun, 31 (Özel aytarımız bildi- riyor) — Doğu Anadoluda tetkik ge zisine çikan Tarım Bakan; Z?luhlis Erkmen, beraberinde bulunanlarla, bu gün şehrimize geldi. Kavak durağın- da ilbay vediğer zevat tarafından karşılandı. Samsun durağında şar - bay, süel erkân ve kalabalık bir halk tarafından karşılanan Tarım Bakanı, doğruca ilbaylığa giderek, bir müd - det istirahat ettikten sonra, otomobil le Çarşambaya gitti. iri Akşam Parti binasında otorite bir şölen verilecektir. Bakan Rizeye git- mek üzere yarın şehrimizden ayrıla- caktır. Bafraya da uğraması muhte. meldir, Önümüzdeki 20 | ilkteşrin - Pazar GENEL NÜFUS SAYIM GÜNÜDÜR i , Sayım, çok geniş, çok kapsal İ bir iştir. Başarılması her birimizin İ üzerimize düşen yükü İ mü son derece özenle yapmamız4 İ bağlıdır. “Doğru sonuçlar alabil- * mek için hepimiz gücümlz yetdiği İ kadar çalışmalı ve uğraşmalıyız. | i Başvekâlet | İstatistik Umum iel Gri Em KE e kg gr mr iye tir da, Çünkü hangi mühendisle gö- rüştüisem bana; “Piyasada ölçü şiridi bulunmadığını” söylüyor. Hâdise yu dur: Türkiyede ölçü için kullanılan çe- ik yürüt ur, Bez şirit ver m ya de bunu şahsan arayıp bulamadığım zaman anladım. Diyeceksiniz ki: — Canım bu da bir tasa mı? Ol- mayıversin, ne yapalım? Bunun ucun- da ölüm yek yal eğe Gerçi ilk önce adamın m öy- le geliyor ama, bütün dünyada ölçü işine verilen ehemmiyeti düşünürsek bu eksiğin ne gibi tesiri olacağını kes- irebil İşin güç ve kördüğüm tarafı şirit bulunmaması deği irit getirileme- mesidir. Çünkü Kanunu mu- cibince santimelre ve milimetre tak- simatını gösteren çizgileri 1/10 mili- metreden kalın olan ölçüler Türkiye- ye giremez. Halbuki dünyada yapıları mesaha şiritlerinde taksimat çizgile- ri 2, nihayet 1/3 milimetre kalm- hkta olduğundan artık kimse çirit getiremi; Or. zi kanundur. Kanunu kabul teşrii kuvvet, yani Millet Mec- Ül gibi teknik ve ince teferruatı tetkik etmez. Asıl iş, oböyle teknik noktaları hazırlıyan mütehassıs dai- renin omuzlarına düşer. Şimdi düşünüyorum: Eğer düny« şirit Fabrikalarınm mamulötr bözim kanunun istediği gibi taksimat yapa- mıyorlarıa bu evsafı kanunda der. cetmek doğrusu bu epi yegâne sebebidir. Böyle deği iyi cine gi ritlerde bu incelikte çizgiler bulunu- yorsa bunu bizim şirit satanlartmızın neden bulamadıklarıma yine asmak lâzımdır. 4 ai Ben ölçü şiridi ş veya bala. İla o kadar ehemmiyeti yok sma, bu işten en ziyade birim bayım. dırlık ve inşaat teşkilâtımız güçlük görecektir. Hele birkaç zaman sonra eldeki eski şiritler bozulup işe yara- çelik şiritlerle boyları ölçecek ölçü bulunamıyacaktır. Benim asıl anlıyamadığım nokta bu taksimatın bu kadar ince istenmesindeki ines- biktir, B. FELEK DE TEE Jandarmada Terfiler Ordu terfi Yistesini neşretmiştik. Jandarmada yapılan terfiler de gun- lardır: Yarbaylığa terli edenler 745 İnal, 729 Şerafeddin, 3135 M. Haydar; 669 Ziya, 2903 H. Hüsnü. Binbaşılığa terfi eden yüzbaşılar 1694 Hüseyin, 1695 A. Cevdet, 3591 Cemal, 1994 Selim Sabit, 3012 A. Fethi 2663 Hasan Fehmi, 2346 İh- san, 1552 M. Ersin, 2117 re 1685 M. Hamdi, ZİLİ Niyazi, 2113 S. Şev- ket, 216 Bin, 2168 Ziya, 2159 İ. Necati, 2208 Şerafeddin. 2213 İ. Hakkı, 2115 Y. Ziya, 2130 Abdülve- hab, 2138 Ö. Nail, 2140 Bedri, 2162 Abdurrahman, 3166 |, Halkı; 3116 İ. Nail, 2212 Bedii, 2714 ğ 2135 Halil, 2127 Ahmed Rifat, Fethi, Yüzbaşılığa terli eden teğmenler 3425 A. Cemil, 3440 OH. Tahsin, 3214 H. Ragıb, 3413 Fazıl, 3305 MH. Hüsnü, 3459 H. Arif, 3583 Hasib, 3588 H. Tahsin, 3556 M. Fahri, 3457 : 1,3560 H. Tahsin, 3597 Burhaneddin, 3572 Süleyman, 3503 Salahaddin, 3490 Riza, 3486 Hay- seddin Hüki, 3522 Abbas, 3524 bU Zeki, 3526 Hüseyin, 3533 1, Hakkı, 3537 M. Fatıri, 3538 Salih, 3839 Şa- kir, 3542 M. Tevfik, 3549 Şükrü, 3589 H. Zühdü, 3503 Sezal, 3546 Haydar, 3527 Halil, 3569 Halim, 3588 Taceddin 3396 Hazım. Teğmenlige terti eden östeğmenler 4129 H. İlhami, 4130 Cemal, 4154 Ö. Naci, 4131 Muzaffer, 4133 M. Nuri, 4132 A. Hamdi. Üçüncü #srnif müamele memurluğu” na terfi eden 4 cü sınıf muamele me- murları: 2883 İsa, 1099 Y. Ziya,2047 Ziya, 4. ci smif hesab memurluğuna terfi eden : 5. sımf hesab Me, 1913 H. Hüsnü, 5. sınıfa terfi eden 6 sınıf hesab Me. 2384 Abdurrahman. 6. sınıf hesab memurluğuns terfi eden 7. sınıf muamele memurları" 4568 M. Nuri, 3631 Şükrü, 3629 Arif 3630 Sabri, 3519 M. Bah , 3561