MEMLEKETTE TAN Aydında Hava Tehlikesine Hazırlıklar "Aydm, (Özel aytarımız bildiriyor) — İlimizde hava tehlike- (si için önemli çalışmalar sürmektedir. Karapınar kamonunda Karşı 296 hava tehlikesini bilen ve 25 480 lira teberrii olunmuştur. Merkez Aydın ilçesine bağlı ka- mun ve köylerde şimdiye kadar üyc yazılanların sayısı 730u bulmuştur, Onbeş Yıllık Karısını Öldürdü Merzifon, (Özel aytarımız bildiriyor) — Diphacı bir cinayet işlenmiş, bir köylü beş yıllık karısını öldürmüştür. Soğancı oğullarından Halil, mahkeme kararı ile bir senedir ayr» yaşadığı karısı Halime'yi bıçakla ağır surette yaralamış - tır. Kadm derhal ölmüş, kaçan katil yakalanmıştır. Cinayetin sebebi, eski bir iğbirardır. Adliye tahkikata başlamıştır. Kağnı Arabaları Kalktı Sıvas, (Özel aytarımız bildiriyor) — Kağnı arabalarının şa- ra girmemesi yolunda uray kurulunca verilen karar tatbik edil- mmeğe başlanmıştır. Bundan böyle köylerden şara gelecek kağ- nı arabaları urayın tesbit ettiği yollardan pazar yerlerine gire- cekler, yüklerini boşaltarak döneceklerdir. Bu suretle, şar yol- ları da kağnı tahribatından kurtulmuş olacaktır. idare kağnı yerine kullanılmak üzere özel idarece yeni bir araba modeli evinde imal edilen bu arabalar köylüye ucuz olarak verilecektir. Paluya yerleştirilen göçmenler Palu, (Özel aytarımız bildiriyor) — İlçemize dokuz ay içe- risinde Romanyadan 469 evden mürekkep 1850 göçmen gelmiş- tir. Bu göçmenler ilçenin bağ " da ektikleri tohumlar köylü tarafından temin edilmiştir. Göç- menler için şimdi biri üç yüz, ikisi yüzer evlik olmak üzere beş Diğer taraftan özel yüz evlik üç köy kurulmaktadır. tı bitirilmiştir. İlçebay, yapı işlerine büyük bir ilgi göstermek- tedir, Vagonlar Sivasta Yapılacak Sıvas, (Özel aytarımız bildiriyor) — Bayındırlık Bakanlığı- nım burada kuracağı vagon atelyesi için yapılan incelemeler bitmiştir. Uzmanlar, Sıvas düzlüklerinin ve mevcut su kuvve- tinin bu işe elverişli olduğu neticesine vararak raporlarını Ba- yındırlık Bakanlığına sunmuşlardır. ' Öğrendiğime göre 3 milyon liradan fazla para harcanacak olan vagon atelyesine yakında başlanacaktır. yolu bitirilinciye kadar bu hattın arlıyacaktır. — N.N. Şeker Fabrikaları Yeni Mah- sulü işlemeğe Başlıyorlar Eskişehir, (Özel aytarımız bildiriyor) — Şeker fabrikası ye- ni senenin şeker pancarlarını yakında işlemeğe başlıyacaktır. Yeni mahsul, on güne kadar fabrikaya getirilecektir. yardımcı üye yazılmış, ayrıca hazırlanmıştır. San'atler evlerine yerleştirilmiş, bahar- Evlerden çoğunun temel ka- Sivs - Erzürüm vagonların! Srvas“atelyesi ha- m emr Eskişehir Şeker Fabrikası. Bartında mahküm Edilen caniler Bartın, (Özel aytarımı bildiri * yor) — Ağır ceza hakyeri iki önem- İli davanın kararını vermiştir: Kozcuğaz yolunda muhtar Musta- fayı öldüren deli Ahmet 18 yıl ha- pse mahküm olmuş, cezas ha İlfletici sebeplerle 9 seneye indi- rilmiştir. Kadın oynatma meselesinden Çi- kan bir kavga sonunda Hüseyin is- mindeki arkadaşını ağırca yaralı - yan kasap oğlu İhsan da 10 yıl ha- pse mahküm © edilmiştir. o Fakat xahkeme heyeti suçlunun yaşını gözönünde tutmuş, cezasını 8 4e - ne, 4 ay, B güne indirmiştir. Bu hâ- disede alâkaları bulunan diğer suç- tular da muhtelif cezalara çarpıl - muşlardır. yi Devrim gazetesi Bartinde Devritn ismile gündelik yeni bir gazete çıkmağa başlamış- tır. Bu yeni arkadaşımıza muvaffa- kiyetler dileri İKÜÇÜK TELGRAF | HABERLERİ * Sivas, (Tan Birçok hırsız- lıklar yapan Maraşlı Ömer ismin- de bir hırsız Zeynebin evine girer- ken yakalanmış, tahkikata başlan » müşter. © Sivas, (Tan) — Bafra ilçebayı Abdülkadir Sarısüzen, izinli ola - rak şarımıza gelmiştir. * Merzifon, (Tan) — Sıcaklar gölgede 30 dereceye kadar çıkmış- ar * Eskişehir, (Tan) — Köprü ba- şında kurulmakta olan yeni Hal vi binasının inşaatı bitirilmek üzi tedir. Halkevi, yapıdan sonra der - bal buraya taşınacaktır. © Çine, (Tan) — İlçebay, büütn köy evlerine beyaz badana yaptır- miştir, © Sıvas, (Tan) — Eski beeldiye başkanı Hikmet Işık, Erzincan ve civarında bir gezi yaparak dönmüş- tür. * Denizli, (Tan) — Mazhar Mü- fit, intihap dairesini gezmek üzere buraya gelmiştir. © Karamürsel, (Ten) — Uray, uray binası yanındaki bahçeyi büs yük bir park haline getirmeğe ka“ rar vermiştir. Bu iş için gelecek yiz tahsisat ayrılacaktır. * Denizli, (Tan) — Bir aydan beri Afyon, Ankara, İstanbul, Burn sa üzerinde tura çıkan Denizli Hal kevi bisikletçmeri Gun Mey dön: erdir. Bisikletçiler halk tas tafmdan karşılanmışlardır. i * Eskişehir, (Tan) — Zafer bay- tamı hazırlıklarına başlanmıştır. Be- lediyenin önüne ve muhtelif yerlere taklar kurulmaktadır. * Aydın, (Tan — Çine uray: 2400 liraya bir motörpomp almış, bu süretle yangın tehlikesini önle- miştir, * Konya, (Tan) — İstanbul öğ- retmenleri İzmirden şehrimize gel - | mişler, şehri gezmişlerdir. Konuklar geceyi burada geçirdikten sonra Ada Baya gitmişlerdir. * “Adana, (Tan) — Kuzuların top lanması yüzünden irgat darlığı ken- disini göstermiştir. Bunun önünü al- mak için bazı iş sahipleri Karaisalı ve Ulukışla köylerinden ırgat getir- mek için adamlarını yollamışlardır. * Antep, (Tan) — Halkevi Türk- çe kursunu bitirenler şerefine bir müzik müsameresi verilmiş, küçük- lerin oyunları zevkle. seyredilmiş- tir. Güzel yan'atlar şubesinin seçme müzik parçaları çok alkışlanmıştır. * Çorum, (Tan) — Çorum Hal - kevi avcılar kolu kuruluş yıl dönü. | münü eğlence içinde kutlulamışlar dır. Bu arada 30 fakir çocuk sünnet ettirilmiştir. Davağlilere av şöleni ilmiş, birçok oyunlar oynanmış- —9— TAŞLARIN HAREKETİ Paytak — Paytak; bulunduğu sü- tun üstünde ve daima ileri olarak bir tek hane yürür. Aşağıdaki şekilde gö- rüldüğü üzere: AKLAR Şekir (1) (a 4) teki kara paytak (a 3) hanc- sine; (e 3) teki ak paytak (e 4) ha- nesine giderler. Yalnız, oyunun baş- langıcında bulunması lâzımgelen ha- neden henüz kımıldatılmamış bir pay- tak, ilk hareketinde, arzuya göre bir veya iki hane yürütülebilir. Meselâ yine yukardaki şekilde görüleceği Üzere (h 2) hancisndeki paytak iste nilişe göre ya (h 3) veya (h 4) ha- nelerine sürülebilir, Bütün taşların. bareketlerini gör- dük. Hulâsa edecek olursak akılda tutmak lâzımdır ki: , tranç İleri geri gidebilen taşlar (Şah, Ferz, Fil, At ve Ruh); yalnız ileri giden taşlar (Paytaklar) vardır. 2 — Önlerine engel çıkmazsa İste- diği kadar giden taşlar (Ferz, Fil ve Ruh) : yalnız birer hane yürüyen taş- lar (Şah ve Paytak); kendi ve düş- man taşları üstünden atlıyan (At) vardır. 3 — Başlangıçta bulunduğu hane- nin rengini sonuna © kadar muhafaza eden yegâne taş (Fil) dir. 4 — Herbiri (topçu, süvari, piyade ve saire gibi) ayrı bir silâhı temsil eden altı çeşit taş vardır. $ — Eğer (Ferz) şatranç tahtası nın en kudretli taşı ise (Şah) ta en önemli taşıdır. Çünkü ilerde görüle- ceği üzere oyunun bütün gayesi düş- 'man Şahını esir'etmekten ibarettir. Taşların, düşman taşlarını alabileceklerini ilerde göreceğiz. Yalnız şatrancı kiç bilmiyenler.bir nasl müddet kendi kendilerine taşların ha- yeketleri üstünde egzersizler yapma- hdr, Arcak ondan sonradır ki, gösteri- lecek usuller dairesinde ve kaidelere riayet ederek yavaş yavaş oyunlarmı ilerletebilirler ve zamanla bilinen şey- lere kendi zekâlarmı da kullanmak suretile birçok şeyler ekliyebilirler. Şurada şunu da söylemeği Yözum'u görürüz ki, bu sütunlarda yazdığımız şatranç bizim alafranga dediğimiz, yani arsıulüsal müsabaka ve turnuva. İarda oynanan ve alaturka şatranetan ayrı bazı hususiyetleri oln satranetır, — aa Lise ve Orla mekleplere talebe kaydı sürüyor Lise ve orta mekteplerde yeni ta tebe yazılması devam ediyor. Mek- teplere yapılan müracaatlar çok faz ladır. Kalabalık semtlerdeki mek - teplerde günde 50 - 100 talebe kay- dedilmektedir. Şimdilik bütün ta. lebeler muvakkaten yazılıyor. Ka - yıt muamelesi bittikten sonra, bu talebeler, şehrimizdeki mekteple « takalar gözönünde tutularak No. 99 | mm YOSMA! | Etem İzzet BENICE gitseler daha iyi değil mi?. Fazıl bu soruyu karşılamağa hazırlanırken Sadık: .,. — Doktoru ele geçirmişken izin verin de bize baksın. İşimiz gücümüz her vakit buraya gel- memize, yurda gitmemize uy- gun değil, Dedi, Güney sordu: — Size kim sağlık verdi bu- rasını?. Bu soru karşısında birden şa- şalıyan Sadık, Şeref'in yüzüne baktı, Şeref ona baktı. Bir sa- niye bir kekeleme, bakınına, te- reddüt oldu ve Şeref: — Benim teyze oğlum var- dır, Fatin, O sağlık verdi. Dedi ve bu lâkırdıyı hemen kesmek için; — Bay doktor eğer bakacak- larsa kendilerini daha artık yormuyalım.. Dedi. Fakat, Güney Sadığın bütün bu lâkırdılar olurken durmadan hep kendisine baktı- ğını, Şeref'in de göz ucile yine kendisini süzdüğünü ayırt ede- biliyordu. Onun içindir ki, O da onların birer fotoğrafisini çoktan gözkapaklarınn altıma geçirmişti ve: — Doktor, siz hastalarınıza bakınız. Ben de yemeği hazır- latayım.. Diyerek salondan çıkmak için kalktı, Güney kalkınca Fa- zıl birden: — İyi ama, hastalara bak- mak için evde hiçbir hazırlığım yok, pek üstünkörü bir bakı olur. Ben de kendilerinden ya- rm sabah yurda gelmelerini is- tiyecektim. Dedi. Doktor böyle söyler ,İ söylemez, Güney: — Nasıl isterseniz. Dedi, odadan çıktı. Fakat, o hâlâ içine dolan şüpheyi aydın- lâtamamıştı. Kafasının içinden bir sürü soru geçiyordu: — Acaba yalnız kalınca dok- tora benim için bir şey mi söy- liyecekler?. Benim burada olup olmadığı- mı mı durguluyorlar?. Benim için geldilerse kim gönderdi bunları?.. Ve bütün bu üzüntü, şüphe ile istiyordu ki onlar yalnız kal. sınlar, kendisi de her vakit her meselede olduğu gibi camlı ka- pının arkasından onları gözet- lesin, dinlesin. Fakat, bu kere öyle olmadı. Doktor gözleri ile konustu: — İyice gördünüz ya?. — Adamakillı tanıdık.. — Artık gidebilirsiniz.. — Gidelim.. — İşiniz başlamıştır! — Eveti, edilecekti: KENDİKENDİMİZE ÇATIYORUZ İ GADDELERİMİZ, SERSERİLERİMİZ “m. FAZLA SÖZE istanbul Ya saray mı Demektir ? Tramvay arabaları, Galatasaray dönemecinden geçerken sık sk dü- dük sesleri duyuluyor, Polis basa- mağa asılanları yakalıyor. karakola götürüyor, para cezası almadıkça yakalarını bırakmıyor. Galatasaray mevkiindeki memur. lar, bu işi o kadar kusursuz yapı- yorlar ki, insan kuş olup da tram- vaya 'uçayım dese,, polisin elinden kurtulamıyor. Ve bu vaziyette yaka- lanır yakalanmaz haydi karakola. Böylelikle, Tünelle Galatasaray ara- sında tramvaylar yürürken, inip bi- nenler kalmadı. Bir lira ceza ver- mek korkusu herkesi stnderdr. Şimdi, cpeyce zaman var ki, durmadan kim- se tramvaya binmiyor ve hele yürür ken inmeği göze alacak patavatsız” İar bulunmuyor. Dernek, herhangi bir beldiye niza- mr sıkı sıkıya tatbik edilir, arada bunu dinlemiyenler kim olursa ol- sun, cezâya çaptırılırsa, yasakların sürekliliği bizde de temin edilebilir miş, Galatasaray polis merkezi belki KARİ MEKTUPLARI ımpaşanın tamir görmiyen yolları Kasımpaşa halkı o civardaki bir- gok yolların bozukluğundan ve yıl lardanberi tamir yüzü görmemiş olan bu yollardan yazın toza topra- ğa batmadan geçmenin imkânı ol - madığı gibi kışı da çamurdan g gilmez bir hale geldiğinden şi etmektedirler. Bu pek kötü yöküğlürle Küraman mühal Kül varındaki halkın hergün gelip geç- tiği yollar gelmektedir. Okuyucularımızdan aldığımız bir çok şikâyet mektupları üzerine il gililerin dikkatini çekiyoruz. Kopyalı telgraf meselesi Matbust Umum Müdürlüğünden $u tezkereyi aldık; “117-1935 tarihli saymızda çıkan "Bir telyazısının başına gelenler... başlıklı yazıya posta, telgraf ve te- lefon umum müdürlüğü şu karşılığı vermektedir: “Telgraflar ötedenberi bir nüs- ha olarak alınmakta olup ecnebi memleketlerde de usul böyledir. Herhangi bir suretle kaybolan tel grafm, kanuni saklama müddeti İ- çinde suretini mahreç merkezden hemen getirtmek mümkün olduğun- dan bu bal hiçbir suretle mahzur tevlit etmemektedi Dağa kaldırılan sürü Bir okuyucumuz gönderdiği bir mektupta şu satırları yazıyor: “9 Ağustos gecesi, Kemaliye ka- zasının İliç nahiyesine bağlı Arduz köyünde bir soygunculuk vakasi ok muştur, Merada otlıyan köylüye ait 15 katır ve kısrakla 30 öküz dağa kaldırılmıştır. Bu soygunculuk va- kaları, tekerrür ettiği için ilgilile tini çekmenizi dilerim. İ yoruz, Oresi damga resmini ti 26-B-935 ez NE HACET? Inız Galata- bu yüzden çok hatır k bazı kimseleri, gücendi na karşılık da, belediye halk arasında yerleşmesini * muvaffak oldu. Yalnız burada s0 mak İsteriz ki, belediye nizamlaf bir tek semt için mi konulur? Meselâ, Galatasarayda yürür tra vaya binen ve yürür tramvay inenden ceza alınır da, Eminönünül Karaköyde, Kurtuluşta, o Bebekt& Yedikulede bu yasağı çiğneyip &© çenler, niçin, karakola götürülmel Ye niçin cezaya çarptırılmazlar? Dün, ben kendi gözlerimle gö” düm. Beyazıttan o Harbiyeye kadâf belki yüz kişi tramvay yürürken ât* ladılar. Herhangi bir belediye yasağı, ayff şehrin bir semtinde var, başka bif semtinde yok. Böyle | şey olur mu? | yoksa, Kurtuluş, Bebek, Yedikule W tramvayın geçtiği öteki semtler, bö lediye sınırlarının dışında eu ler? Salâhaddin Güngör | Akay biletleri niçin ucuzlamıyor ? “Akay idaresinin Adalar tarifesi” ni indirdiği, fakat Haydarpaşa Kadıköy cihetleri gidip gelme bit © let ücretlerinde hiçbir tenzilât y8” pılmadığını hayret ve esefle göf * düm, Bütün şirketlerin tarifelerin © de tenzilât yapıldığı halde uzun s6 nelerdenberi Haydarpasa ve K4ğ” köy bilet ücretlerinden santim bil” indirilmemesi tuhaftır. TA ücretlerini #nimkum orüdin iii halkın lehine tenzil ederken acabf (|. Akay idaresi Kadıköy ve Haydif” paşa halkının menfaatini neden P# kadar ihmal ediyor. N Herşey ucuzlaştıIdığı bu deri” de pek pahalı olan bu hattın gidiğ | gelme bilet ücretlerinde tenzi yapılmasını diler ve bu hususta # İikadar makamların dikkat naza” larını çekerim. — Moda Mühürdaf” da Ahmet Atacan. Bu uzun muamele hafifletilsmez mi? Bir okuyucumuz matbaamız&, Si lerek tiyatro biletlerini damgili j mâk için çok güçlük çektiğin lattı ve şu şikâyette bulundu? “Ortada çok uzatılan bir musfi. | | le vardır. Biletler için önce GüX tada Yüksekkaldırımdaki Pul we dürlüğüne istida ile müracaat ©, kuk ettirerek bir bordro yapıYf; Damga resmini ödedikten son Darphaneye gidiyoruz. Burada ga vurulduktan sonra Sıraserili dul iple de Darülğceze damgası için s1r8. liyoruz. Bu üç işi eskiden ol gibi bir araya getirmek iş sahiPi.. rinin şikâyetlerini önliyecek VE yar tle görülmesin? Ve bu gözkapaklarının yu- mulma açılmları ile bir saniye içinde geçen bu konuşmadan sonra doktor, yine hiçbir şey yokmuş ve bu adamları hiç ta- rumıyormuş gibi: — Size bakamadığıma üzül meyin. Buraya kadar yoruldu. nuz. Her halde iyi bir bakı yap- mak için yurda kadar da yoru- acaksınız.. Dedi. Şeref: — Gelmişken şöyle bir bak- saydınız.. İş saatlerimiz de yur- da gelmeğe uygun düşmüyor! Gibi bir şeyler söyledi. Fakat, olmadı. Doktor: — Yurtta olmazsa başka tür- Tüsü de olmaz!, Diye israr etti. Onlar da: — Peki,, Dediler ve doktor kendileri- ni kapıya kadar uğurladı. Güney içindeki şüpheyi bir türlü yenemiyor, fakat, bu ge- ,Miş gidişe de bir türlü kararlı ve bir başka mana veremiyordu! Onun içindir ki, en son kendi kendisini: — Her “halde hastaydılar. Evde baktırırız diye geldiler! Diyerek inandırmağa çalış- tt. Ve bu inanladır ki, tekrar salona döndüğü zaman: — O doktor yalnız mısm? hastalarm gitti mi? Dedi. Fazıl das — Gittiler. Tuhaf şey, nere den bulmuşlar eyi. Karşılığmı verince bu konu- nun üzerinde durmadı: — Haydi yemeğe gidelim. Önergesini yaptı. tramvay istasyonundan arabaya atladılar. İkisi de sevinç için - deydiler. z Şeref: — Bu gece kendi kendimize bir şölen verelim. yi — Yetmiş beşer lirayı 9 diye mi? Dedi ve kahkahayı" savsrö” Şeref: görü zi — Lâf aramızda hr i iş değil Üç beş ay mü aray lirsek doktorun epey yerizi, 5 Diyor ve ilâve ediyordu! ğe — Sabahleyin erkeğe geye torun karşısına çıkmalı, © mizi ne büyük bir ci€ yaptığımızı yönte Ve iki arkadaş, yeni ti oi den memnun böylece konuşa tramvay sahi (3 gidiyorlardı. Fakat, Şere” —2 Ama da güzel kadi Demeği hiç ağzından müyordu!. Ertesi $ ah Ertesi sabahtı, Doktor erken kalktı! J” larkası