Büyük Harp Içinde Lavrens Osmanlı İmparator- luğu İçinde İstediği Gibi At Albay Lawrence Fitne ve fesat casusları arasında, tarihin bize verdiği adların en başına w.onel Lâvrensi geçirmek lâzımder. Lâvrens zihni çelmekte, dostu dilş- man etmekte, Melâikeyi şeytan yap- makta ve hükümetine bağlı, kendi ha linde yaşıyan, sryasa İle uğraşmıyan bir halkı ayaklandırmakta, silâhlan - dırmakta, bir memleketin baysallığı- nı bir anda kargaşa ve felâket haline çevirmekte eşsiz bir adamdı. İngiliz gözile bakarsak Lâvrensin büyüklüğü yalnız bu başarış ve bece- rişte değil; yaptığı işlerde para ve ün aramaksızın yalnız İngieretin ka - zanmasma, İngilterenin yükselip bü yümesine, İngiliz Ulküsünün elde e- dilmesine çalışmasındadır. Fakat Lâvrens, bir de Türk ve is- | lim mikroskopile gözden geçirecek olursak onu tarihte çok can yakmış, çok kan dökmeği sevmiş, çok ocak - lar söndürmüş olar kanlıların başına geçirmemiz gerek - tir, Lâvrens hakkında, bütün dünya ba sınında olduğu gibi, bizim basında da gok şeyler yazıldı. Çocukluğundan öl Güğü güne kadar türlü fotoğrafileri kondu ve yaptığı işler hakkında da i- yice bilgiler verildi ise de, istihbarat tarihimiz için bilinmesi gereken nok- talarla, yazılmamış İssımlarm bu sayfalara konmasına ve hele biz Türk ler için mutlaka okunup bilinmesine ihtiyaç vardır. Lâvrens İrlândalı bir ailenin oğlu- dur. Casus Mustafa Sagir gibi o da Oxford Üniversitesinde okumuştur. Futbolda takımının “aslanı” olmuş- sa da derslerinde hiç ileri gidememiş tir. Düzensiz, yalnızlığı sever bir genç ti. 1907 de üniversiteden çıktığı za - man tez olarak seçtiği süi balimali, Tai göğe Bekaa Bİ RRME MERİ Bu düşünce-ile Suriyeye geçti. Baş ka gericiler gibi şıklık taslamadı. Yer Ki Arap kıyafetine girdi. Nil ile Me - zopotamya arasındaki kabile ve ulus- ların yaşayış, dil ve durumlarını tet kik etti, Iki yl sonra (üniversiteye verdiği tez çok beğenildi, Büyük harp ten dört yıl önce Hitit eserlerini araş- tırmak üzere bir heyetle birlikte Fi - rat kıyılarma gitti. Kazmacı Türk, Kürt, Arap, Çerkes ve Ermeni gibi türlü soydan işçilerin dilini bildiği için onların başına işyar olarak veril di. İşte Lâvrensin Entellicens Servise girişi bu tarihten başlar, Lâvrensin Türkiye, Suriye, Filis » tin, Arabistan, Mısır ve Mezopotam- ya hakkında İngiliz Dış lığa verdiği raporlar, o zâman, Kahirede İngiliz işgal kuvvetleri kumandanı olan, Lort Kiçnerin gözüne çarptığın dan, onu yanına çağırdı. Harita dai- resine verdi. Ingiliz harita gübayları nın yaptıkları yanlış haritaları düzelt ti. Bu sıralarda idi ki, Almanlar da Bağdat demiryolunu yapmak için bü- yük bir gayret ve fedâkârlıkla çalışt- yorlardı. Bu yolun açacağı sryasal, ekonomik ve süel işler Lâvrensi çok- ilgilendirmekte idi Bağdat demiryo- Yu işlerine memur Alman mühendis ve fen memurlarile görüştü, Uzun ve pek önemli raporlar yazdı. 1912 martının bir perşembe sabahı Lort Kiçnerle görüştü. Alman plânı nın tehlikelerini açıkça izah etti. “Bu yol, bu Bağdat demiryolu, dedi, Al» manyanın küçük Asyadaki sıyasal da vasıdır. Bu yol Alman soyunun ciha- na hâkim olmak plânınm bir başlan gacıdir.,, Lâvrens bütün kuvvet ve belâgati le söylüyor, içinde uyanan bir İngi - liz gürürile bu yolun Hint yolunu na- &l keseceğini anlatıyordu. Lort Kiçner bir saat kadar Lâvren si dinledi. Sonra omuzlarını kaldıra- rak, — Ne yapayım, dedi. Ben bu teh- likeyi çoktanberi görüyorum. Fâkat Londraya dinletemiyorum. Çok fe - nâ,, İki yıl sonra savaşa gireceğiz! Şu bilgiye göre büyük harbi tutuş turan ve Avusturya veliahdini vutan Prençibin tabancasını Lâvrens dol - durmuştur. 1914, Büyük harp başlıyor. Lâv - rens tekrar harita dairesine ve daha sonra Entellicensin o müstemlekeler subesine veriliyor. Türkiyeye ve İs - tanbula kadar gidip gelmek suretile zekâ ve becerikliliğini gösteriyor. Doğu dillerinin he “epsini bil diğinden kâ'» Aev--i. kâh Hacı kalı * #iyle İstanbulüan Musula, Bağdattan Sama, Fırattan Adene kadar her ta- rafta serbestçe dolaşıyor. Mekkede o- turuyor, hattâ, İzmirde bir de söylev k tanıdığımız eli | di ve, ga iğ ita asen İngiliz erkânı harbiyesinde Lavrens veriyor (1), 191$ de Lâvrens İstanbulda mü - kemmel bir istihbarat bürosu kuru- yor, hattâ, belediye dairesinin alt ka tında toplantılar yapıyor ki, ayni yer de bir de Alman karargâhı bulunu - yordu. (2) Lâvrens 1917 yılında, Mezopotam yada, süel bir çadır altında Fransız sübaylarla yemek yerken diyor ki: — Ben harbin hemen ilk ayların - da birdenbire İstanbula bücum edilme sini öğütledim. Eğer böyle ani bir n yapılsaydı, İstanbul çoktan €- limizde idi. Fakat ortada bir engel vardı: Siz Fransızlar. Çünkü harbin yuları sizin elimizde idi. Lawrece ve general Tawnsend 1915 eylül 29 da İngilizler Kutü- veriliyor. “Türklerin arkasından git meyin, Kutülemmarde ve Firat ü zerindeki | (Sevkülşüyuh) da sıkıca yerleşin. Külliyetli erzak ve malze - me yığdıktan sonra Bağdat üzerine Aziz Hüdayi AKDEMİR Oynatıyordu Araplar içinde Lavrens yürüytn., diye öğüt veriyor. Fakat bu genç sübayı dinlemiyor - lat, Bir müddet Türk ordusunun ar - katından gittikten sonra tekrar geri dönüyorlar ve 6 ilkkânunda OKutü- lemmereye toplanarak Türk ordula- | rının çemberi içinde kalıyorlar. Lâvrensi tamam üç ay zekâ ve be ceriklilik bütün incelik ve denemele- rini yapıyor. Generalin ordusunu bu çemberden kurtaramıyor. 143 gün ka dar dayandıktan sonra General Tavn sent (3000) İngiliz ve (6000) Hint- liden toplanmış ordusile Türklere tes Tim oluyor. (3) Bundan sonra Lâvrens döve kârva nile Şama geliyor. Orada yerlilere # yasal aşılar yapıyor, Beyruta iniyor ve birdenbire görünmez oluyor. Bir müddet sonra onu (Cidde) de görü- yoruz ki, o sıralarda İngiliz-Fransız- lar Araplar üzerinde son gayretlerile N (Arkası var) | (İ) Jean Bardonne'nin kitabından. A.H. (2) Ayni kitaptan. (3) Bir teslim olanları 12000 biliyo- rar. A.H. Birçok esnaflar, kava kurumu İs - tanbul başkanlığına başvurmuşlar ve 30 Ağustos uçak bayramı günündeki kazançlarını kuruma bırakacaklarını bildirmişlerdir. Hava kurumu baş- kanlığı bu teklifi büyük bir sevinçle karşılamıştır. © gün Bâsılatını kuru- ma bırakacakların dükkânlarına assl- mak üzere matbu, büyük levhalar baş kanlıkça hazırlatırılmaktadır. Levha- İar, ilki güne kadar, arzu edenlere ve- rilmek üzere kaza ve nahiye kolları» na, birliklere gönderilecektir. * Hava kurumuna 120 bin lira ba- ğışlıyan müteahhit Abdurrahman Na ci namına alınan $ tayyareye ad kon masr kararlaştırılmıştır. Ad konma tö reni, 20 eylülde Yeşilköyde yapıla - caktır. Tören için bir program hazır lanmaktadır. Ankara, 16 A.A. — Hava tehlike - sini bilen üyeler listesi: 7968 B. Kemal Adadolu İstanbuldan 45, 7969 Faik 84,12, 7970 Ali Galip 34,64, 7971 Ferruh 25,80, 7072 Sa- lim 25,80, 7973 Canip 22,80. 7074 Ar tuvan Arga 52,92, 7975 Şükrü Arga 52,92, 7976 Nikâel Refsalyan 35,84, 7977 Yervant Agopyan 33, 7978 Yan Maditince 27,60, 7979 Fransuva Viçi no 27,60, 7980 Hayik Papazyan 27.60 7981 Aleksandr Sarris 27,60, 7982 Le onidas Zeis 27,60, 7983 Alber Zippes 24,96, 7984 Rauf Hüsnü 24, 7985 An tuvan Vitali 24, 7986 Alfred Badetti 24, 7987 Viktor Makamulli 24, 7988 Demetr Çikalas 23,16, 7989 Onnik Ohannetyan 22,32, 7990 Diran Bo- yacıyan 23,16: 7991 Armenak Manuk yan 22,32, 7992 Osvalt Pios 22.32, 7993 Daryo Grunvalt 22.32, 7904 Ar şak Mercanof 21,36, 7995 Nesim Ka- metti 21,36, 7996 Kimon Pistof 24, 7997 Antuvan Kingilli 22,31, 7998 Amiral Vasıf Temel 84, 7999 Ahmet Nesimi 60, 4000 Hamdi o Deniz 60, 8001 M. Şemsi 43,20, 8002 Enver Er tüm 43,20, 8003 Celâlettin Ziya, 8004 Ameli Ballil-24, 8005 İbrahim Hâmit 40,20, 8006 Cemal Mehmet 27,20, 8007 Süleyman İstanbul 20, 8008 Ta hir 21,60, 8009 İbrahim 21,60, 8010 Mehmet Ali 48, 8011 Mehmet Zeki 52,40, 8012 Eşref Mehmet 40,20, Hava Tehlikesi 30 Ağustos Tayyare Bay- ramı için Hazırlık Yapılıyor 8013, Ş. Saym 23,40. 8014 Mehmet Mustafa 30, 8015 Sadık o Ahmet 25, 6016 Muharrem Eşet 24, 8017 Re - cep Mustafa 37,27, 8018, Hasan Hü seyin 21,60, 8019 Bürhan 48... Hacı Tuftalneğlu o Erzurumdan 20, Mustafa Berbecoğlu 20, Ferman En- veroğlu Viyanada Türk talebelerin- den 36, Selâheddin Necdet (Sivere- ken) 20, Neşet Odabaşıoğlu 20, Uote Hasan Dış Dr. 20, Cerrah 20 Rüs- tem Zeybe (Ayvalıkdan) 20, Ensari Abdülvehhap 20, Cahit 20, Emin Ba- kırlı (İrağaçdan) 20, Ördek Haci Hafiz Ahmet 20, Uoyp Havi Musta- fa" Ayanoğlu 20, Muzaffer Dolmacı- oğlu Mustafa 62, Mehmed Zerdi- gümlü Nizipden 25, Güler İskilipden 20, Kumpani dassürans general Tür- kiye direktörü İpp bir defalık, Hatil A. G. İnşaat şirketi 100, Refik Ser- tel 96, Halil Murat 35. Mecburi iş hizmeti Berlin, 16 A.A. — Almanyada ka- bul edilen yükümsel (mecburi) İş hizmeti İtalya, İngiltere ve Ame rikada büyük bir ilgi uyandırmış ve bu memleketler bu servisi incelemek için Almanyaya bir komisyon gön- dermişlerâir. Katedralin hazinesi Paris, 16 A.A, — Pamplun kated- rali hazinesinin çalınması işile il - Bili olarak yapılan gerçinlere, hır- Sızların gizlendikleri sanılan yerler- de devam edilmektedir. Paris çevrenlerinde de araştırma- lar yapılmıştır. Meksikalı Kont Jo- se Öviede de la Nota ile ortakları da bu hırsızlık işinden ötürü aran- maktadır. Bu işle uğraşan enspektörün fik- rine göre, Meksikalı çerteriler po- lisin araştırmalarından uzun müd - det yakayı sıyıramıyacaklardır. Bakırla zehirlenenler Trabzon, 16 A.A. — Trabzona bir saat mesafede tarlada çalışan kadın- İk erkekli 12 rencber kalaysız kapta yemek yediklerinden zehirlenmişler TAN <8) SAGLIK iz Kanzuk eczahanesi pm Duhuliye yoktur. dir. İçlerinden bir çocuk ölmüş i- kisi hastaneye yatırılmıştır, ÖGÜTLERİ Biberli Nane Amerikanın Şikago şehrinde dört doktor — Adlarmı da söyliyeyim; R. A. Areas ile H. J. Sapoznik, Ya cok Meyer ve Heinrich Nechel — birleşmişler, insanlar ve köpekler ü- zerinde tecrübeler yaparak biberli nane yağınm etkisini incelemişler. Tecrübelerinin verdiği sonuca göre biberli nane yağının mide üzetine tenbih hassası pek belliymiş. Nane yağı hazmı kolaylaştırıyormuş ve mide âdetinden bir saat önce boşalı- yormuş. Amerikalı doktorların biberli nane dedikleri şeyi yeni bir ilâç sanmayı- niz. Bu, bizim bildiğimiz bayağı nedir. Nane otunun yirmi beş türlü çeşidi arasında, en ziyade kullanılan çeşidine nebatat uztanları lâtincede Mentha piperita dedikleri için onlar da öyle demişler. Bunu öğrenince de — Nanenin mide üzerine iyi tesiri zaten biliniyordu, eskiden Mahmut- paşa yokuşundaki hacı babalar bile, hane yağı satarlarken, mide için, kuvvet için diye bağırırlardı.. deme- yiniz. O vakitki bilgi yalnız görgü üzeri- neydi, görgü üzerine bilgi tecrilbe ile de sabit olunca daha sağlam olur, daba iyi yerleşir. Bildiğimiz naneye biberli denilme- sine sebep ilkin biber gibi insanm ağzını yakmasından ileri gelir. Ya: | kat sonra serinlik ve ferahlık verir. Onun için yazın suyun içersine bir. kaç damla nane suyu damlatarak iç- meği herkes sever. Hazmı kolaylaştırmak için en iyi şekli yemekten sonra, şekerli veya şekersiz, fakat sıcak sıcak nane suyu içmektir. Bu türlü nane suyu kay- natmak İçin suyun içine yüzde ikiden ona kadar nane konulur. Bu türlü- sünden hoşlanmıyanlar, yüzde yirmi nispetinde nane ile kaynatılan nane şurubundan bir kaşık içerler. İspirto içinde karıştırılarak satılan nane iç- kilerinden beş damladan yirmi dam- laya kadar içilir. Bir de kuvvetli ne ruhu vardır ki bundan ancak iki- | den on damlaya kadar içilir. Nane | şekerinin iyisi bulunursa ondan da bir iki tane ağızda eritmek mlimkün- dür. Nane hâzmı kolaylaştırmak işin- den başka, mide ağrılarını geçirmek, yüreği kuvvetlendirmek için de kul anılır. Daha başka hassalarını söyle “OPERATÖR DOKTOR NIMET Ankara caddesi Zorlu apart- | man No. 21. Pazardan maa- da hergün saat 2-6 hastalarını || kabul eder. 4932 | 5157 DOKTOR İ Rusçuklu Hakkı Üzel | karşısında Sahne sokağında 3 nu marak apartmanda | numara, 5742 Dr. Hafız Cemal Dahiliye mütehassısı Pazardan başka günlerde saat (2,30 dan 6 ya) kadar İstanbul Divanyolu No, 118, Muayenehane ve ev telefonu: 22398. Yazlık telefonu Kandilli 38 Beylerbeyi 48. 5744 i — Göz Doktoru ... ŞUKRU ERTAN İ Bırinci Sınıf Mütehassis İ (Babıali) Ankara caddesi No.60 elefon * 22566 Dr. A. KUTİEL Karaköy Topçular caddesi N.33 5838 ak İİPNTR DIŞ MACUNU TAKSİM Belediye Bahçesi 17 Ağustos Cumartesi ve 18 Ağustos Pazar akşamları saat 21,30 ve Pazar matine saat 72 da Süreyya opereti tarafından TARLA KUŞU Operet 3 perde. Orkestra, bale | Meşrubat 40-60 kuruştur. 6193 evisNeler ene Kim kimi aldatıyor ? İstanbulun yaz geceleri, İstanbu- lun mehtapları, İstanbulun Boğazı, Adaları, Anadolu hattı köyleri, kim bilir ne maceralara, ne gönül hıkâ- yelerine sahne oluyor. Kim bilir bu- ralardan yalnız iki çift kulağın işit- tiği ne neş'e veya nc keder sesleri kopuyor! İste bunlardan bit macera ki, in- san bir hikâye, bir masal mevzuu sanıyor. Buna benzer, kim bilir ne tatlı veya ne acı gönül vak'aları İki kişi arasında kapanıp gitmektedir. Erenköyden Birsen imzâsile: “On gün evveline gelinciye kadar kendimi dünyanın en mes'ut kadını sanırdım, Kocamın benden başk hiç bir kadına bakmıyacağını sazırdım. Bir buçuk yıldanberi hiç dinmiyen, daima artan bir aşkla seviştiğimiz- den emin idim. On gün evvel yalnız benim bildiğim bir on dakika ne de- rece aldandığımı gösterdi ve sanı » yorum ki, bu on dakika bütün haya- trmı zehirlemiştir. Ben artık hiçbir suretle teselli bulamam. Ancak mâ- sl hareket edeceğimi bilemediğim için size müracaat ediyorum. Suadiyede oturuyoruz. Bir iki ah- bap aile delâletile birçok aileleri ta mıdık ve bunlarla kadınlı erkekli birçok âlemler yapmağı başladık. Kih bizde, kâh onlarda toplanıyor, gülüp eğleniyor, oymuyorduk. Meh- tapir akşamlar gezip tormağı da başladık. On gün evvel, mehtabın ilk gecelerinden birinde yime böyle on beş, yirmi kişilik bir kafile do- laşmağa çıktık. Ben, içimde koca- mın sadakatinden, bana karşı bağlı- lığından hiçbir şüphem olmadığı için bu büyük kafile içinde onu uzun müddet başkalarile — erkekli kadınlı yabancılarla — başbaşa bi- rakmakta tereddüt etmiyordum. Su- âdiyedan gerilere, dağlara, bayırla- ra, bahçelere doğru yollandık. Tepe- den derisi Ve Mlileri mayrndarek Şarkısai süyiryerek TOMEYORTUK. Ka- dmnlardan bir ikisi yorgunluktan bahsederek sızlaınca ağaçlı, küçük bir ormanda mola verdik. Ben bir ağacın dalları arasında yalnız uzan- dım. Arkadaşlarımın kocaları, kar » 17.8.935 ge ef yiz; bu akşam neden gülmüyorsi”” yine ne oldu Nursel?” dedi ve DR denbire üstüme eğilerek beni öl ğe başladı. Bur defa bana ait olm8f gr halde alışık olduğum bu nüvsf mâni olamadım. kalktığı ve bize doğru gelmeğe BİR Tadığı sırada onun elinden kurt dum ve hemen arkamı çevirerek labalığa karıştım; kocam bemi t48” Herkesin & Bugün on gün oluyor. Bara beri mın beni bir başkasile aldecmmiii görmem kadar acı gelen bu sahi yüzüne vurmadım. kendimi yiyorum. Ne yapabilir Bu genç kadının şüphesi ise kocasına hemen ihanetini yüzü vurmalı. Fakat şüphesinin doğrulü gunu nereden anlıyacak?. Ond” saklanarak, kendisini tanıtma! çalişarak kocasma oyun ettiği glÜ kocası da pek iyi tanıdığı halde kö sına oyun etmişse... i Zaten bu mehtap macerası, mali” bir çapkmın oyununa pek benzi Birsen, köcasının görmese bile burnunun ve dud. nın da aldanacağını umacak kadar ©“ ahmaklık isnat edebilir mi? Hay Kim bilir, bu adam, karısının on içinde geçirdiği azapları pek iyi Mi Terek içinden nekadar alay etmi Yalnız kef karanlıkta gözll Çapkın ve sarhoş bir koc? İmzasız bir mektup. Bu da ei kadından geliyor. İki çocuğu var, İstanbulludur. ri bir ailenin kızıdır. Kocası zengin duğu için onu Anadoluya gelin dermişler, Fakat bu adam her SÜ evine gelmiyeni, lam. Bu ili çocuklu kadmerk dili Ön senedir sarhoş, çapkın, “Birakrp kaçmak istedim, Fal artımın İstanbuldaki sesiz, fakir bir evdir. Nereye, giderim?, Evimi rum. Anma taharımül etmek kabil © ri harap, “ bozmak iscemili ei hi il an 08 hissettim. Kari de itiraf etti: “Beni rahat bu yor!” dedi. Çocuklarımı feda kaçmaktan başka çare bula Fakat kaynanam bırakmadı. Kel deşleri, hattâ babaları ile uzaktan şakalaştıklarını — işitiyor, hiçbirini görmüyordum. Zaten biraz sonra da ay battı, Zifiri karanlıkta kaldık. Bu karanlık içinde arkamdan bir ayak sesi duydum. Yaklaşınca koca- mı tanıdım ve hiç sesimi çıkarma. dım. Beni aradığından emin idim. Yanıma geldi. Toprağa oturdu. Yü- zümü kollarımla kapadığım için be- ni görmüyordu. Alçak bir sesie: — Nursel! dedi. Birdenbire titredim, Bu komşula- rrmızdan bir dulun yeni ismi idi. Hemen başımı öbür tarafa çevirdim. Ve ağzımı açmadım. O zaman ko - dam birdenbire eğildi: “Dargın mr- a Telefon : Ta Devredilecek ihtira beratı “ Hidrokarbon yağlarının tahvi- > hakkındaki ihtira için almış o- lan 25 Eylül 1929 tarih ve 824 nu- maral ihtira beratınm İhtiva ettiği hukuk bu kere başkasına devir ve- yahud icara verilmesi teklif edilmek. te olmakla bu hususda fazla malü- mat edinmek isteyenlerin Galata'da de gelince yalvarmağa başladı. dım. Ne yapayım? Bu hale na: hammüj ederim * Mektubun diğer bir kadar çapkın ve sarhoş olan & evde bulunduğu sıralar karısmâ # iyi muamele ettiği de itiraf yor. Demek ki bu kadar alçalan adamın iyi tarafları da vardır vE hakkak ki, çocuklarıma karşi ta değildir. O halde bu zaralk şey sabretmek, $* larını siper almak, onlarla berabf, çacağını söyliyerek (kocasını etmektir. Çapkın ve sarhoş, af, kalpli erkeklerin en zayıf noktasındi, iTTiHADI Türk Sigorta Şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muameleleri icra eyleri” Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir. Merkezi idaresi : Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta MiLLi aranmaktadıf. 46 rsus American College | Amerikan Erkek Lisesi Tedrisat 1 Birinci Teşrinde başlar. Tam devreli lise olduğu Kültür bakanlığınca tasdik edilmis” Türkçe, kagilizce, Pianacea olmereiliiizet deriler Leylr ücret 220 lira, nehari ücret 40 liradı” vardır. Aslan Han 5 ei kat 1 5 aye müracaat eylemeleri yo kai y Ü Sa A A KÜ VK zaya > vee m