seyi» No.8 Bilir misin ki Sen Mansurla Kılıçlaşmakta Onun Önünde Kimse Perende Atamaz ! — Bunları sen tesadüf zamneder- | gen yanılırsın. Sen, benim eşerimsin yavsum.. Eğer ben avuç dolusu para sarfetmemiş olsaydım, sen bugünkü wrtekin olamazdın. Yanında kaç ? Sung adamı: —Ben söyliyeyim. Tam yetmiş dört. değil mi? — Bunların yirmi üçü bir hafta ev. vel, atları ve kılıçla. sana geldiler ve senin kahramanlığına gönül ver- diklerini söylediler. Sen onlara: “Ya- nındaki adamla bile para veremediği- ni, hattâ atlarına günde birer torba yem bile veremiyeceğini söyledin”, Onlar ne cevap verdiler? Sungurtekin kıpkırmızı kesilmiş ve budalalaşmıştı. Boğulur gibi homur- dandı: — Biz kendi kendimize bakarız, dediler. — Sen de ne zannettin? “Bir kılıç ustasmın yanında bulunmak onlar için büyük bir şereftir” diye düşün- dün ve koltukların kabardı... Değil mi? N İmamla Civanşir hayretle dinliyor- ardı. . — Koca ahmak! - diye devam etti sişko « Onlar benim Idil boyundaki iftliğimden getirttiğim adamlardır. İçlerinde bir kısa boylu çopur vardır su içmek iste - sur derler. Bilir mi- sin ki, sen, or bile kılışta boy öl çilşemezsin. Bu yirmi üç yiğit Yedi San uruğunun elİcmelerindendir Sun gürtekin! Ve senden ne yem. ne de para istediler. Çünkü yiyecek ve at- larma yem verebilecek paraları var- N ı paraları onlara, emrini din öbür adamlarına verdiğim gibi ben veririm. De“ndenberi durmayıp atlardandem vuruyorsun. Burma güldüğümün farkında değilsin la. 0 m emrettiğin yere gü! aüiduklerini mi sanıyorsun? —Aiğse ki. canım elinden mez, Adma M olmazsa ahırıma kadar in.. Göreceksin ki, ilç ayağı sek N k li yağız kisrakla doru tay ve İli kar e yanlalarımda rahat rahat yem yermek” tedirler. Bunları ballandırıyordun bi- | ze... Bunlarla bizi kaçırmak istiyor. dun değil mi? Sungüstekin'in o alımdan boncuk boncuk terler dökülüyordu. Imamın açık kalmıştı. Hele Civanşir hayretinden aptallağmış gibiydi. An- lâşılıyordu ki, hiçbiri şişkoyu bu bir. kaç dakikadanberi dillenen büviyetile tanımış değildi. Onlar bu katmer kat mer gerdanlı, çifte enseli ve yağı gö- bekli adamı canlı bir mücevherat ha, zinesi ve zaman zaman borç pâra alı. nan bir para babası gibi tanıyorlardı. Yine anlaşılıyordu ki, aralarındaki Rizli birlikte ona zekâsından ve cesa- retinden değil, fakat servetinin sayı- Ya gelmez yüksekliğinden bir kıymet vermişlerdi, Halbuki şimdi karşıla rında bambaşka bir Akduğan beliri- yordu. Bir Akduğan ki, Kazan'da bir kahraman sanılan Sungurtekin'i, ağ- zınt açar açmaz bir tarla korkuluğu- na döndürüveriyordu. Ona: “Sen be- nim eserimsini” demekte haklıydı. Onu bir kukla gibi oynatmış, ona ser. güzeştler geçirtmiş ve o vak'adan o vak'aya sıçratarak herkesin gözünde bir hazar parçasına bir kahraman şekli vermişti, Oof.. Bu zekâ, pek $irret, pek korkunç bir kudrete ben. ziyordu. İmam da, Civanşir de arka, daşlarına şimdi bir başka gözle bakı- yorlardı. Ondan korkma larmış. lardı. Acaba kendileri esğilş hafi» yeleri arasında yaşamıyorlar mıydı? Bunu kim temin edebilirdi? i Şişkonun gözlerinde hırçın bir se- vinç parlıyordu. Misafirlerini ezen bir bakışla uzun uzun süzdükten son- ra muzaffer bir kahkaha attr: — Yaa... Dostlarım. Akduj . Je çalışır işte. Ve “Bizden si bizden ürkmelidirler” dediği zaman bilmelidir ki, bu tehdit boş bir kuru gürültü değildir. i Civanşir bir söz söylemiş olmak için: — Zannederim.. İnanılır sözlerini. ze. Bir şey yapmak İsterseniz o gey olur.. Olur ama düşününüz ki, p nızdaki adam. Ezmek İstediğiniz kim. s€ bir sivrisinek değildir. — Ya nedir aslanım. Bir kaplan mi? Parçalar mr? — Parçalıyamasa bile. | — ni — Arğr çeker... Ağırdır. Bir fil — Hah hah haaa. Bir fil ha? Oyle ise Civanşir bana yine hak kazandır. dın bu sözürlle.. Meşhur bir Hint dar. Şişko, Civanşirle, imamı kapıdan içeri sokut ki, bir sivrisinek kendinde ona dala- | câk cesareti bulabilir bu gölde boğulur...” Fakat bir fil — Biz de Pahaturla bir şatranç masası başında oturmuş bulunuyo- ruz, Siyaset bu.. Siz kendinizi ve beni, onun debdebeli asker mazisini düşüne düşüne birer sivrisinek yav- rusu kadar hiç ve kuvvetsiz bulu- yorsunuz.. Ve 0.. O, şimdi kendin de söyledin ya, bir fil gibidir. Ağır çe ker. Çeksin varsın. Bakalım kim üs- tün gelir. Benim fikrimi sorarsan | dostum Civanşir, ben Hintlilerin söz | lerine inanırım, yiv birdenbirel her tarafımda bin sıngırak çalan bir neşe il “ ğa kalkarak; li — İşte. İşte, «diye bağırdı - Söylediğim çıktı... — Çıktı dedim size. Sıktı? Pil gölde boğuldu. Sevdiğim Dışardan def, saz ve santur sesle- | Ti gelmeğe başlamıştı. Dinlediler. * Evvelâ hafiften başlamıştı bu ahenk.. Sonra yavaş yavaş coşkun- aştı. Ve biribirinden güzel, biribil rinden güzel biribirinden o; kiz kız, gülüşerek odaya dald Gözleri o kalçalarıyle bağlıyan ve hel kemiklerine tatlı bir kırıklık veren bir Seme baslamışlardı Sungur Tekinle Civa kafalarına balyoz indiri ibi şarkın ve sersem ir. Bir dakika sonra maklarındaki al ardı. “Hey babam hetey... Bağdadı, tarihin kar yağdıran bulutla mı gelmişti? (Arkası var) Nizamettin NAZİF | —— tarak ve göbek atarak odaya gi- rüyalarından diri) niş ve kanatlanıp havalanmıştı da, zd bu ilgiden dolayı ve gün çok moda olan iskarpin Modası Yazım sıcak - ta en rahat ve en güzel ayak» kapları hiç şüp hesiz üstü açık dekolte olanla - rdır. Bunlar bem rahat hem Sigara ve hamile i Kadınlar Amerikalı iki doktor; Sontag ve Wallace, Amerikada hâmile kadınla- rın sigara içtiklerini nazarı dikkate alarak, bunun ana karnındaki ya | cuk üzerinde yaptığı tesirleri araş tırmışlardır. Bunun için de çocuğun yürek çarpmalarını saymışlardır. Hâ- mile bir kadın sigara içmeğe başlar başlamaz, karnındaki çocuğun kalbi oyluklarmı Tkant raksına nşir ve İmam ilmiş öküzler m kalmış” | de daha şiddetle çarpmağa başlar. | kolay Aemu- sekiz kız da“ | ik dumandan kırk beş saniye sonra | cuzdur. Yukarr en illeri gar | aşı beşten kırka kadar farla | da bu güzel a- çarpma kaydedilmiştir. Sigara bittik. | yak” Haranreşidin | ten beş on dakika sonra bu teşev.|lardan üç wnreşidin | Süs durur. Böylece, nikotin gelecek | tame gülzel ör - yavrucuk üzerinde sert ve seri bir | ek görüyor - » sırtında Ka, | tesir yapıyor. Bir kadın hâmile oldu. | sunuz Su müddetçe sigara içer ve hele faz Firmasr a dikkat et- mek lâzımdir | la içerse yavrucuk vahim bir suret te hastalanabilir, due Meda leri mükemmel geliştirir, ve insanın boyuna (siluet) 9 | Deniz Mayoları Bu yaz mayolarda moda tek renktir. Yagri,ya kestane rengi Yüzme; en rağbet gören sporlardan biri öldu. Bugün ku sursuz olarak yüzmek bi nabilir mi? Zamanımız g emınun olmalıyız, çünkü, yüzme, adele ç kız tasavvur olu- ze karşr gösterdiği yen bir liğinin der iç bu bir incelik, çeviklik verir, y Banyo elbiselerinin de değişmiş olması hiç şaşılacak v > bir şey değildir. Bund Tarla acele yüzmek imkânsızdır. Fakat, mayo, Mağ Mg da bile her yaz, başka başka değişiklikler £ Once, tek bir parçadan mürekkep ve hemen klâsik mayoler taşıdıktan sonra mayoların göğüs cihetinip daha açık cins lerine rast geldik, o derecede ki, bugün mayolar iki par çadan teşekkül ediyor; Bir slip bir de sütiyen Mayolârın nüansları da değişiyor, tekimül ediyor baş langıçta kara olan mayolar sonraları parlak renkli ve ek İ seriya iki renkli oldu. Bu yaz, moda, tek renktir: gri, kestane rengi mavisi gibi, Beyaz renk çok sevilir » önceki neslin taşıdığı eski kılık ların kupun- ; çarpıyor ve deniz SPOR VÜCUDÜ GÜZELLEŞTİRİR SPOR YAPIN FAYDALI BiLLİLER | Su vücudumuzda Ne kadar kalır ... Bir bardak su içiniz. Bu su, vilcü- dunuzda ne müddet kalıyor. Bunu bilmek meraklı bir şeydir. Şimdiye kadar, bunu tesbit için boyalı mad- deler kullanılırdı. Bu maddeler idr ie beraber çıkardı. Fakat birçok d Neçler göstermiştir ki, boyalı mad- deler, ancak iki saat sonra idrarda görünür, ve kırk V,'ncü saat kaybo- tar, Şimdi yeni araştırmalarla bu he- sapların © yanlışlığı anlaşılma Onun yerine ağır su kullanılır. B $u, adi sudur ve biraz dır, Her karıştırılarak içilir. yirmi altı daki ikisi biribirine Bardak içildikten sonra ağır su idrarda (görünür. Su vücuttan yavaş yavaş çıkar. İçilen suyun yarısının çıkması icin dok-r on gün İâzim. Bir su zerresi insan vü- cudunda vasati olarak on dört vin kalır. Bu hesaba göre 70 kilo $k' önde bir adamın vücudunda kırk Hitre su bulunmak Jâzımdır ki y 53 demektir ŞAPKALAR Bu yıl, şehirlerde, hasır şapka mo- da oldu. Hasır şapkalar yumuşak fötr ler gibi küçük kenarlıdır. Kuaf'ı ol- dukça yüksektir. İki türlü hasır şap- ka modadır: İnce hasır ve kır tipi... Bu mevsimin karakteristik noktası u- zun zamandan beri terkedilmiş olan panamaların tekrar rağbet görmesi - dir. Bu yumuşak hasırlar, moda olan bütün üslüplara uyuyor. Arkası kal - kık, önü inmiş. Çan şekillisi, ince 8 « rülmüş veyahud hafif ajurlusu, ser. best yahut duble kenarlısı ve başka» ları var. Bazı panamalar da, hava gir- mesi için. ince delikler açılmıştır. Ba- sıları da açık gri veyahut bej rengin- dedir. Yumuşak fötrler ise yaz aylarında, açık renklidir. Spor pömtel önüm yumuşak fötrler modadır. Renkler çe şit çeşittir: Kestane renginden korde- alı açık bejler, deniz mavisi kordela- h açık maviler, koyu yeşil kordelalı yeşil gril S$moking ile çok yumuşak ve sâten Yukarıya bu seneki güzel yaz | ru gittiğini görmek kabildir. Bu bime son derece modadır.| deniz mavisi, kestane rengi, bej amalı, siyah beyaz kareli ku - maşlar- fevkalâde beğenilmek - | kumaşlar dabüyük bir rağbet tedir, Bunların yanında beyaz, | kazanmıştır. elbiselerinden birkaç nimune koyuyoruz. Bu örneklere baka 4 rak bu sene modanın nereye doğ bımeseli vardır. Bombayı bir tüccar söylemişti bana. Bakâyım naseldı? Ma. Evet... “Şatranç öyle bir göldür astarlı siyah fötrler taşımıyor. Deniz. de ve kırda yüksek siyah kordela' in €e samandan yapılmış hasır şapkalar modadır, sene gene geçen sene olduğu gi- bi, ekoseler, emprimeler, çiçekli 9 Ad G“dAAEGGCGECG SA, , 1111111111 LL, Şu uÖzNRz—.....l. |