HALK FİLOZOFU İstanbul halkı REŞAT FEYZİ muztarip değil, mey'uttur, Kıtk yil, kapısını islah etmeyi düşünmiyen lekantanın, harp yıl- hari içönde kapt yenilemesini gör- dükten sonra, neye hükmedersi. mir?, Demek ki, esaaf kazanıyor, — halk da, gittikçe, daha süslüye, — düha çok lükse rağbet ediyor. Kondura boyacısı da haliudes memnundür. Eskisinden çok ka- zanıyor, Yaksi sahibi zengin ol muştür. Vedek parça yok maka- zatına bokanayınız, — Toptwster ka- zanmıştır, orta tüccar kürdedir. Esmalu işi işti Yüi mal alıp anul sokşa, her- kes dünden daha müteffch, daha Tanst, daha mes'uttur. Bir sobacı çırağı günde on Hra kaxzanıyor. — Hamallar, akşam yirmd ötür lira ( sayıyorlar. . Suwu düşününüz; İstanbul daha aiyade Ücaret, zenaal erbabı va; tandaşlırrın olurduğu hir yekirdir. Binaetaleyh, bu şehrin ekseriyet söylemiş. | — Bu tevziat için Geçen gün, henliz — askerliğini yapmamış genç bir çocukla tamış- tm. Harp patlayımcı raknılş, mütesabitliğe ayormuş. Bu gence, bir resmif dzirede ayda S0 Kiru pa- | Ta vermek içla kanuni imkân bu- lanazsınız, Maarif Vekâleti, Ü Versitedeu mezun, fakat, yardmi- ç üğretmen olarak kullandığı de likaalaya ayda 30 Wru vermiyor. Rüugün, sakinleri — bir bulduğu söylenen İstanbulda, ge- çimi dar vöziyelte olau vatandaş- eretliterd'r, Güm- Şiyer, Devlet, evvelü araaşlı ve Ücretlileri düşünürken, fazla bir' şey değli, cok az bir şey Şeker tevziatı nasil | yapılacak ? Sabit'gel'tihöre “yaplacak da dbaşlyacaktır Kİ tevzikita ah 25 kupor fade Eöilmüyedektir. Bu ay dağılılacak olan gıda ddeletinin başında şeker gel- mektedir her daöre mu: temedi çalışanların kendilerini ve S f İ ! Bizan Osman Cemal Kaygılı, yazdığı bir Ekrada; — «Pekmezler de sütlere döndü, çok sulu olu- yer» diyor. Fakat, galiba, Osman Cemal bir hataya düşüyor. Çün. kü, pekmezler, süte aslâ benze- | — mezler. Sütler, son zamanlarda | — öyle biy hal aldı ki, sadu süt değil; | O gade su gida. — Halbuki, pekmesiti yine rangi O war,acılığı var, — 12 LİRAYA ÇİKOLATA Beyoğlunda, maruf bir pasta- hanede, çikolatanın — kilosunu 12 |© Traya satıyorlar, Bu, halis çiko- lata imiş, içinde yabancı maddeler Vaktile, bu - e'ns çikulatalar nihayet li Hiraya O satılırdi. - Şimdi 12 Uraya oldu- Buna göre, bu nesneyi meydana getiren bütün iptdai maddeler, | bu derece pabalanmış midar?. — | | HARP NE VAKİT — BİTİYOR?. | Yine, harbin bilmesi hikâye- leri çıktı, Geçenlerde bir yabancı general, bir yıla varmaz, İşin so- u alımır, diyordu. Bözlm akbev- vel müharrirlerimiz arasında harbi bir seneye varmadan biti- | renler çoktur. Bütün bu tahminler, iddinlar caklardır. Bu şekerler daireler getirilerek tevzi olu aktır. Yizmi beş kuponlu — kartların kullanılmasına sene buşında baş- caktır, Bu hususta y bir talimatname hazırl, tadır. Diğ Hf Dirinci tevzlatına günü başlanılacaktar. Yaban domuzu mü- cadelesi için avcılara ucuz malzemeverilecek, Yaban domuszu — mücadölesinin Arttırılmas: kararlaştiran Ziru - ?t Vekâleti avcılara kolay ve u- tüz av Malzemesi temin edime- Bi için teşebbüslere geçmiştir. Di- ğer taraftan Ege muntakasında tutulan yaban domuzları iyi bir alınarak ihraç oluna- Pazartesi fatla aa caktır, bu hal, gindiye ka ektedir. BLhanma kalabalık merkezle de dolmuya #daın faşıyotl büt ve azşemiaıı akdaçti yakailer aldık çüde para alyorle: nin Takalnden Siriteciye gelmesi veya Sirkeciden Taksima çıkmanı $ — £ |— çek yanlış da olsa, lasanin hoşu: | magidiyor. Amma, hakikot nedir, bu kayganm sönü me vakli?. A ( lah bilir!.. AHMET RAUF l Mizahi ve milli roman No, 43 n Va 28 | - |BİR PALYAÇO DÖRTCAN- | | , BAZ BİR DE sayı bülüyor, Ve bugün alkmebil aa Bibleri Çok, hem Öt çok Tazla kazam- yerler. İme tmanseza budu BDMMN CEVAT HOKKABAZ —— Doi Un J Ü y a ema verdikten soyra b | gisel Bir fakir gelmişi Cukideye Nerek: — Aktıma döha Tmünasip “Diş ' şey pedi —Ded— — Ne keldi etendinir &ö. almaktansa u- slikemı ererm Nall Bey güldü: drima Şin kestizme taratını — Cühide'kızardir —— Pek doğcu lendim — Sir gü yemi Cotildi tıtip Ratibç habir gör vRktis £ eayima Nat Beyin — kazşısında. me emredileceğ'ni hekliyorau. Bay dizetör küçük el ay- DAsINdA biyiklenmi di Evzabıni dölan opi bütün atallnmiytı. * Acaba keti ba işlel BDerk üğleden gureyü gel cecçkeler, — Şimdi sana kusurdun hsaden oldu imü a etendimr Bemda olursun işle- datıs iyi yürüc maksadiyle böyle düşündüm. Peaz mı? —— Fenâ demadim.., Fakul? —— Durmadan takal diyorsuh... No mülyenu taraflar memur koüpera- n ae | T Di wl E Harp Vazl_X_et i î_m-ı Bedar yi Va. Üretti » aCryatdu A yalnız küğp 1u_iıı»|lımı.ııl> £ wür Büdac aktberı laki- ? olÜyU, gönektr 'Hİr ©e hitabinrÜslündck. yanlı ee bay Y Ç&t #eiilkün'z kör hüs ği herabi anadar. Meselü, kilep .,_ıı., gü iviz bi Ç kazia 26 kyü Te siş eli secilek deBeğiledi Xt blade basılir Yütülile basr'a menlardir. Bir-remnan, nihayet dç - biz banlır. İki Hin banlenlar da R. SABİT Milli korunma kanu- nundaki tadilâtla ihracat işleri de tanzim edilecek Mi korunma kanununda yapı- İzcak yeği tadildela ç ri olduğu kadar ihracat işlerinin | de nizam aftına alınacağı anlaşil- maktadır. Yeni tadilâtcan sonra ihracat eroteasındat asgari öhraç £&ti tesbit edilenler bu. fiyattan Üçcaret işle- gekilde satılmiyacaktır. Eğer böş Ve bir satış tesbit edilirse, alâkalı | ihracatçı mi mesine verilerek beş bin lira: 100 bin Hraya kadar para ve üç- ten on seneye kadar a zasına mühküm edileb lecektir. /e TAKVİM e j emek istediğini anlamıyorum... — Şunu demek isliyorum ki bu hal *okofa nazarı düdesiri celbedebilir. — Ne özerine mesela Sey elendin... Bu — yâzihanenin zöhn yelini geri, mühafozükâr olurak telâikki edeblürler... Bey birdendire şaşırmiştr 4 Neden büyle bir ne vart Diçaz, biraz & # bilirminiz, ma: © Aı_ & urmadan çene — yarışlır. mak Fumiyet işiniy gelmedi aa Bay Bisadil. Hağdi nerdi B dediğini yapmıya blı— çdeya nâk Bey Merz'fandak! Tiz kâz tebşir edi Seviliğez. a. Ratibia ©x nt yaklapmasirdeki uğura ten sevdis! Çetiç kütibise büsbülün asındı. Keyillenditi zamünlar yaplığı gi bi derhe) etbindin g! aynâsını Şıkara- vak biyiklerimi di Püden de- 'Nevami Var) a diş memleketlere hiçbir |* 1 Hlürmetmeden dele- | Dogu cephesinde Rus taarruzları DOĞU 'NESİNDE | Evvötke Almatlar, Ruslâra kar- | ge yeci günde bir meydân muhar | Febesi Kazknyodaklır Alman ot Hösu b harp kabiliyet y betmiş ıruıu Huslac yedi. gürne kuşatma toaz gündendeni | M mişti ordüle a J0 Adm: ; bilirler. Bu t | deki çemberi ya n k | olmrsalarsa Vök — ödilmiyeldah- | kümdurl Ruslar şimalde Den rehiimin cenup salı linde bulunan Kleiskaya'yı geri | yüksti) AL ilezi | Almanların — Rostof | lasın kesile- raf için de en mmübir dur. -Bu takdirde, Almanların | Don dirsaği üzerinde müdafasya * çekilmelerine bile imkân kalmaz. Alınanlar, ıliıı ın:dıllnl - Rüs t- arinı umuyor yatlarIa aruzaran kıracal lar. ŞİNALİ AFRİKADA Lüyada, 8 ci İngiliz ordujs ye- İyni bir tağeruza hazıtlamıyor. Mih- ver kuvwvetlerinin Aceylada mu- kavemet gösterecekler'ne şüphe kulmamıştır. Tunusta müttefik ce- uN Maderüza böçlanması, 8 ve Alman mudafaası ineb İagiliz ordusnuu nw_mw be doğrü ileri haseketimi kolay - sracaktır Tünüsta 1. ci İngiliz — ordusu, Temuş şehri istikametinde ilörlek başlamış ye şehre 19 ctre Mmesafeye kader ir. Görünüşe göre t. üstün bit faaliyet göğle, unüstak: mihvor kuvvetla - hakkında — verilen | habeder pek karışıktır. — Fakul mihverin mülhim ı0 — olma: kabul anlasılı - Şehrine tevciir betikeri By takdird? Bizert rağimi Müharcbeler'n müttefikle de inkiçat göstermesi daks temeldir Belediye muhasebe müdürü bu akşam Ankaraya gidiyor Belediye muhâsebe müdürü B. Muhtar Acav bu al Nakil gidecektir bulunacakt Aokarada; beled> ği kapamak üzere yeni temini mevzou Üe de mop BWl olucaktir. b aa Bir evin çatısında bulunan silâhlar İzmir, 29 (Tefefonla) — Karan- tinada 319 uncu sakakta B. Ham- di Güretin evinde yapılam tamirat esnasnda 1 arasında 150 mav- zer Tişeği ile iki mavzer, iki tura vesaire bulunduğu yazılmış- ti, Bu ev 15 sene önce evmali met- Tükeden alıtılışı olup — &lühlara aşgal senelerinde evin ermeni sa- hibi tarafından orada birâkıldığı anlaşılmaktadır. Evin şimdik'.sa- yükeden Rlnmış olup - silâhların bulunca hemen karakola teslim (ııı Aştir. | | ——— MAHKEMELERDE: Ya şüphe otoline gitsoymiş .. Taşra » hör İdinden bek bydi Memleki tinden gelip miz arak kalâ ı Tümat ötelinde, cekelinin ce- bönden cüzden Va Içindeki 418 | ) «uki dört yüz on sekiz t bakahir — Tahir, üaal hlar parani?-Dedi. Tahir, an- luıv g,ı başladı: — Trenden dün indim, bulu eskiden bilirdim. Senede, sencde birde İstan- öki | gelit, mal alir, tüç- , bir kaç gün kahr Sirkecide tamdi- de vardır. Cnl İ — Âşte buydu efenii Di tuhdadı öslüriyond vağn etti: Öiçlllerde tabiat PohlAEinden tt insan uyuyamuyor” Böy- Kehlesiz, piresiz bir- otel dü- yüren, arkasına iakıldim, gölim ymiş. Kapısınan tüs- », kos koçamanda bir levhü İtimat otelis diye, Neyib... yalım; girdik otele. Ötel cı maknunu ' ötel kamsrt- vine de yâr: odadan çiktim im> Ben döner- ken, buradamın benim odamidan Çıkıp hezla merdivenlerden İndi- ğini gördüm; şüphetendim. Birde caketimin cebini — yokladam ki, cüzdan Uçauş. - İçindeki de az buz bir para değil Dört yüğ on mekiz İisa. Gidip Yakasına saml- &n —Ben almadım, haberim yok. Uyandınız mi diye size baktim, dedi, Ü Hemen polise koştum. Geldiler aradılar. Cüzdan:, bunun yattıği yarda, konsülun — altında buldu- pisi lar, ) Hakim, maznuna sordu. Maz- gun, — Evet, dedi; bir cahillik ettim Cüzdan: aldım, Konsulun altna sakladim. Mabkeme icabını düşündü. O- tel kamorütu Sedadin altı ay hap (Devamı 8e 4; S0 G âm e —L—PAZAR SOHBETİ a A N radyodâ bir ba- Geçen ak Fâkst siz gelin de bunu İstan- bul bayanlarma anlatın! Vükra “İstanbulda da sadeliği seven, sa- de gezen kadın'ara büsbütün rasl- lamiyor değiliz. Ancak bunlar ölekilere nisbetle âdetâ devede r, Sadeliğe en ziyade fatsız şıııkım mantoya; karpine; çantaya, hatlâ, yüte; ze raslamak pek güç gödİ.. | tngilterede ve Amerikada artık | bir tek bile ipek çorap giyen ka- | din kalmamış... B'z de ise hâlâ biz çok kadınların, — kızların a- kılları, fkirlrel hep ipek çorapla.. | Parkzi yetişm p te ipeğini bu- lamayanlar onun taklid'ni aredı sÜtüdet çek- muli_ıkludih tuzların, so- buluttan nem kaptığı bu soğuk ve ıslak günlerde bile hâlâ yüzleri, yanları süç namına, şa - tafat namına delik deşik 'edil Yazan: 0. Cema! Kaygılı iskarpinlerle geren gezene,.. Dis yeceksinle ki; — Sakın bunlar yoksullu almasın, sakın bazı bayanlar ken: dilerine henüz kışlık papuç uy - durmadıkları için ginidi - böyle yazlıklarla günlerin; gün etmeğe çalışmasınlar!. İçlerinde belk öyleleri de var- dır, fakat, bir çokları astâ öyle de- Bildir br çokları kunduracıdan al- dıkları yeni iskarpinlerde süs na- minağ şatafa! namına delik deşik” bik arıyorlar. Eski bali . sapların giyd'kleri hantalın han- tah tahta kunduralara — kat kat taş çıkaran » mahut Jenduha mante» iskarpinlerden sonra şim- di onların daha ucuzu olarak in- ce mantarli kadın — istarpinleri gakmışlır ki bunların martarla: na mukavvadan mantar diyot kösele ile deri grasına konulan ya- gm, nihayet bir santimlik — bu mukavya mantarların bu kış gür nünde iskarpinin içine su çekmek- ten başka ne faydası olabilir san- ki? Kâğıdır, mukavvanın bu dar zamanında bu zarari: ve masraflı nesneye ze lüzüm var sank:? Düğme diyıp te — geçmiyelim, düğae de bugün en pahalı şeye SŞadeliğe doğru En yüksek lüks, sadelik tir | İ lerden olduğu halde kadın elbi- selerinde salt süs olarak kulla- mılan düğmelerin haddi, — hesabi yoktur. Hâlâ iksijen, hâli boya, Mülü cilğ hâlâ manikür, pedikür; hâlâ esans ve falân filân İstan- bulda pek revaçta... Dünyanın en zengin, en meden i iki büyük mütleti olan İngilizlerle “Amerikalıların kadınları — bugün ipek çoraba boykot ettilerse elbet- te bunun pek akıllıca bir hikmeti bir sebeb' vardır. Bvvelsi günkü Sön Telgratla bizlm Reşat Feyzi «Susamaşlar, başlığiyle yazmış olduğu bir yaz zıda biz.m kadınların süse, şala- föte, ince, inpek çoraba kânşı olan Tiryakiliklerin., —bazı — sobeplere yükteyerek onların bu hallerini mazur görmeğe çalışıyordu. Bur gün dünya bu halde olmasa idi Reşat Feyzinin bu tevili belki bi- raz akla yatar gibi olurdu. Fakar mır;ı r. cnıuw için, geçen akşam radyoda bir bayanin dediği göbi: e— En yüksek lüks, ssdeliktir.» Bir çok kabvcerde, kahve ve çayların bilç sade içilmeğe başlan- dığı bu sıratarda tiâlâ süse, şatafa- ta, garnitüre, &el Biciyer ülbca bulacaya ve lükse kaçanlara bils Te İi gülmetmiz ağlamıdırymıt- | nenin Ukbaharındımberi nası burüda — bir ha Aküecizce Yazan: Ali Kemal SUNMAN Akdenizde B İlkbaharını beri Mihver lebinde olan va: daha tamamile aleybhine dünmüş değildir. Bunun için de Angla - tarafı tedtici bir hürekel- le ilerlemekte olduğu görülüyor. Akdenizin ev mühim adaları, de- niz üsleri, gir'ntilcr, çıkanlılar Mihver tarafının elindedir. hagilin gekeri muharrirlerinin geçen se- yazdık- larından, yermiş eldukları tufsilâte tan bu cihetler iyiden la şılıyor, Akdenizde Mühver tarafı in bir mevki temin ederek Kkaldıkça da İnglirlerin me yapa: çukları sorüştürülüyordu. a. lece hükim olmak tübirinin mü- i tefsirlere uğtamaktan geri kalınadı, Üzeri de çok durüldeğe balde bir türlü Htifak edilemiyen mğnalarla de- Tu tabirler arasında bu «denizlere hâkim olmak» ü Tazam- geliyor, Denizde hükimiyet e dömek, denizlerde —hükim et mek nerede başlar, nerede biter?. Herhalde b harbin öğretliği mü- him keyfiyetlerden börk de bu al- du. Denizlerde hâkim olmak de- mek mutlaka hataa geldiği gihi hareket gtmek, deniz kuvvetimi türlü tehlikelerin içine atmak de- mek olmadağı — anlaşıldı. Ancak yüzde yüz muvaffakitet ümidi ol- dukça mı bir #m ral muharebo salmesine — girecek?, Öyle olma- dığı da besbellidir. Çünkü harpte muvaffakiyet üm'di hiçbir — za- man yilzde yüz derecesini bul mamışlır, Mutlaka kaybetmek #imalleri olduğu halde Aeri atıl- İngiliz donanması Akdenizde baş- İsngiçtanbesi kead'nden beklenen faaliyeti gösteremreden kaldı?, De- mizlere bâk'ın olmak büyle mi o lur?, Daha buna benzer birçok ö di muhtelif zamanlarda İng liz do- mabmasının alyan den'x kuvvet- lerini arayarak bulduğu ve vur- duğa halırlanacaktır. Mihver ta- rafın elinde Akdenizde asıl kuv» vet olarak İtolyan donamıması bu- yordu. — Fakat İngiliz amiralleri için asıl mühim olan kuvveti de- miz üstündeki İtalyan harp gemi- leri teşkil ediyordu. Fırsat bula- yak, fırsat icat ederek bu harp ge- milerimi batırmak kabil cimadık- ça Mühver tarafınm deniz kın vetleri felce uğrat lamıyacağı aşi- kârdı. İşte bunun — için daha 940 sonbaharında İngiliz donanınası- mın İtalyan deniz kuvvetlerine karşı mücadelesi başlamıştır. İlal- yan amirallerinin kendi genile- Tini batırtmamak iç'n saklar ı ları malümdür. Eldeki kuvvet nce ticesi şüpheli maceralara sürük- lemek cziz görülmed ği için İtal- Yân #mirallerinin büylece donan- mayı saklamalar; anlaşılmaz hel- lerden değildir. Fakat harp gemi- leri bir gün tehlikeye atılmak için yapılır. Bunların bir muharebe sorasında batmaları da tabii görül- mektedir, İtalyan tarafı eldeki de- nanmanm böyle tehlikelere gir- okunur, Lâkin daha maddi hesaplarla bu- günün daha büyük ihtiyaçları va: dır. O da böyle büyük deniz mu. harebelerine — gir'işmeden evvel düşman tarafiının bütün dayandı. Bi üsleri altüst etmektir. Bu işi de günden güne İngiliz hava kuvvet- Tec'nin yapacağı, ondan sonra İn- giliz donanmasının Akdenizde ka€ Mâu'yı alacağı hesap edilmek. tedir. - Hububat eîcilî;i çok iy Şehrimizdeki alâkadarları ge- dea malümata göre havaların ae ra vermeden yağışlı gilmesi üzce #ine Trakyanın - bazı yerlerinde t müvakkaten dürmüştür. Fakat bü yü hububat ekilişi fove kalâd iyidir. Bilhassa buğday ve arpa mahsulünün Ski misli fozla olacaf-enlaşılmakadir. —