k — v cevap eti Dü bizlm patroaua 2-SON TE *HALK FİLOZOFU SARAC Sayın Başvekilimiz Şükrü Sa- racoğla, beklenen nutkunu —dün Büyük Millet Meclişi kürsüsün- den söylemiştir. Hkümet'n gektat mazarmı, kanaalmi, yaptığı ve ya- pacağı işleri, ça küçük bir şüpheo ve tereddüde mabal bırakmadan, güyet kat'i bir öfade ile ve kuv- vetli bir tarzda anlatan Saracoğlu, Türkiye Cumhuriyet bükümetimin yerimi ne kadar isabet, salâbiyet ve kudretle doldurduğumu bir ke- re adha isbat etmiştir. Değerki Başvekilimizin bu nut. ku, gerek iç ve gerek dış palitika bakımından, sncak mükemmel ke- fimesile taysif edilebilir, Bugün, anladığımız ve herkesin anlaması, kavraması lâzem gelen bir nokta vandırı Hükümet, her nevi memleket meseleleri üzerinde, bizim istedi- ğimizden çok daha hassavlar. Hü- Iıı'hnel her işin başında, ,ıumdı Hadî Hâr "’". ST SON TELG RAF FİATI NE OLDU?. Bt fiallarına marar değdi, gali- ba, 110, 120 kuruşa kadar âlâ buz gibi etler sabılırken, — şimdi, 160, 110 kuruşa çıktı. Kasapların iddi- asina göre, hayvan az geldiğin- den, fatlar bir miktar daha yük- sçlecekmiş?, Diğer maddelere nazaran, İstan- bulda en ucuz et fiatları . De- mek, hayvanlar, bu hali izzeti ne- fislerine yedirememişler!. «DİKKAT» SÜTUNU MUHARRİRİ Tan gazelesinin gayet mühim bir sütünü var; ismi dikkat sütu- mu... Evvelki gün bu sütunda şöy- le bir serlevha gördüm: — İzmitte bir zat olsa gerek. Çünkü, eğer dikkatli bir meslekdaş olsuydı, daha evvel bulunduğu şehirdeki tütüncü dük kânlarma bakar, İzmite kadar yit- moğe lüzam görmezdi”. SİNEMALARDA KALABALIK Sinema meraklam — bir arkadaş şöyle diyordur. — Pazar günleri sinemaya güt- RAF- 13 ? inci 'E U NUN NUTKU Tramvaylarda bilei : REŞAT FEYZİ 1 ve içizdedir. İhmal edilmiş, uee- | tulmuş hiçbir tedbir. yoktur. :..l racoğlu hükümeti oa geniş hils- nübiyet ve dürüstlükle iktidarını kullanmaktadır. Bulanık suda balık avlamek he- | vesime kapılan bir ksani sütü bo- | suklar, hükümeti zayr göstermeğe | yektenmek istomişlerdir. — Fakat, Ankara hükümeti yaptığım ve ya- | pacağını bilen, yalnız ve sadace parti ve adalet prensiplerine da- ÇAS SK kesme kolaylığı Teanmaylarotki rahbalır, düemi | #İn ve kondcoldrlera, zalda Çök saka #aK olan #raba içinie, bir aşağı bir açağı bit yakast gkdip gelmaleci Ü, bir kut duha akemlik adıyar. Tramvay kinresi hülka koleğlak ol | trk üzeye karne ee yaytı, Bu kaze | Beleç Epeyo raşhetladir, Paksi, bun, bu kere işinde bir küğü, zumun ve anemMi İsrafı görürorum. Tzi olan yakru Gu, ' d ÇAKACIP biletçiye vörmiye ve Bi İvtgi de buns mmükebi bilet kesniye, Kontrolür bu bilek gönniye mecdar aliyon. Yani, karac aklığınız için de- yanarak iş gören bir nili kuvvet | gçen bi mumncle yoktur. Büdlüm, u- meğe imkân yok. Çünkü, bütün salonlar hıncahinç dolu.. ve biz kı- s7m sinemalar da kapılarına: «Yer — Ka iyisi Mahmut Yesari göbi yapmalı, sinemaya gilmemiş. YERLİ MALI ECNEBİ MALI Bazı matifaturacılar, yerli mak ların üzerine ecnebi marka etiket ve alâmet koyuyorlarmış!. Bugün, yerli ile ecnebı mal ara- sında Kat farkı daha çoktur. Çün- kü, ecnebi mal, haftalar, hatiâ be- yan aylar süren heyocanlı bir kara veya deniz yokculuğundan sonra AHMET RAUF | BAZ BİR DE ae ST SE U İ | diyem bu kadar kaprle oderant... — | Rekp ga: İ — Keyfim yok Mosyü Magur... — Ağradık befin yolma... Hek al muım yadü dü bir treponm el b> Mgir Göddeki kâğıt paraçasını - Re> €be wattı. Zavall çocuk bu kâgıĞI top- İocamaş hçt punulası zanncimişii, Beye Bimde göfek Bimrefr söylendi: — Sendi burlun sırnsı ae ya?. | Yollarda dilenciler | rı-ı Mizehi ve milli reman No, z21 BİR PALYAÇO DÖRTCAN- mihrakıdır. Menfaatleri çu veya bu tarzda | haleldar-olanlar, hükümetin aldı- | ö tedbirler aleybinde propaganda yı.ınk soysırluğuna düşmüşler. | ll'dııı geçtiği gündenberi ba- | şarılar kaydeden Saracoğlu hükü- | meti, muvaffak olmuştur ve bune /dan sonra da muvaffak olacaktır. Buna itimadımız tamdır. t İ Serbest konlferanslar serisi Eminönü Halkevi halkın ve bi hassa mühitindeki üniversiteli gençlerin umumi malâmatlarını lakviye etlmek maksadile 9442 ve 13 yulriçin seri serbest konlerans- 1 ratertip etm'stir. Bu konderens- lafı üniversitamizin değerli peo- fesör ve döçentlerile memleke- tin tanınmıç âkmleri verecektir. Konferanslar her hafta Perşembe günleri saat 1815 ten 1930 a kâr dar devam edecektir. Beyoğla Halkevinde temaşa çalışmaları Beyoğlu Huilkevinde bu sene ikalerans çeklinde hazırlanan ders- lere başlanmışlır. Bunlar şunlar- dır: Garp tiyatrosu, ('Türk temaşam 5: Âyin, mizah, keragöz, kukla; orta oyumu; tiytteo; film.) rAdabi müaşeret, Ritmik #por, bedimyat, piyes tahlili, 'Termaşanın birmesini Nurudah 'Tilgen Pazar günü akşamı sast 19 da vermiştir. Diğer konferans- farı Ali Altaylı ve Melih Artel vereceklerdir. dörEtaane Ekmek satan lokantalar Beyoğlundaki bazı lotantalarda müşterilere girmek verildiği dün vüiki kontrollerden anlaşılmıştır. Bu (meyanda Taksimde 950 n maralı dükkânda aşçılık — yapan Mehmet ile Bursa aokağında içki- N lokanta sahibi Tanaşın ve Tak- gmxde İstiklik caddesinde Mer- kez lokantasının ekmek sattıkları | tesbit olunardk milli korunma | mahkemesine verilmişlerdir. — | Öağroğlu caddesi, şötmin ©n — içlek | ve mübi yollamından biride. Facat, buna Tağmen, bu yülım Gzerkaliki di- | leneler, bemea biç Gksik olmaa. I- | HOKKABAZ irselik değildir... — Ya kimindir öyleyeet, — AÇ onu canan... Bunda bir sürpriz vardır. — Yökse Kaakk bÜbÜlÜ Şadkyadan Zayan bir mudme li varaır, Doğrudan doğruya tramvayca bilet irsüniz, Küçük bir GĞDE parçamı, yür aönce büet keslip size — verlmnek, Bzrle Sldığına. ü cde, Bir de kar. münka kdğıdı vür, heik — bakırendan Tratovey İdaresi, | Bir de pratik Kagdaai yek, Ben © sdklür Taeladr ki, bucum a yeniden biet keslmı mecrakrhr, Çüzkü, karceyi alen zat, bü vahneli üviyar edemi — kscztlsine tnlaylik olmasını — idlamiştir. — Halbuki kalaybik —bugünkü Hkide— — meyet azdır. Sadtce, bosuk pama bulmak Grxilgtei yoktar, Galiba, dahe' siyade, bir rozet, veye | Küçük bir mukâmvya parçimı, örabelar içinde ön pestik vasrladır. Bu rozet veya mukarwa parçası, cefeğlin küçük cdbine kerrır ve İcameamda, bietiçiye, kontroline ü e göslerilir. Bi kasım Avrupa — memleketlerin & kurmmüy içinde bilctiçi, —konkmlör verdir. Biletleri bu memudlar — veye arahaların İçinde biletçi ve kontrolür. irrla bir #çağı bir yukamı Büip gel melârine c£ydan kalmez, Vi zaten çok Bışık hakle olan yolculer da — duha ziyade cahatsar çimmalar. SARİT | Şeker için beyanname verme müddeti yarın akşamı bidiyor bugünlerde fardan yerinde kontrol edileceklir. C Bu sabth alınan haberlere gö- te .Hitler, ışgar <uşında kalmış Fransız arazısini işgal için Alman ordusuna hareket emri — yermiş, Alman ordusu Fransanın cenup hudutlarına doğru ileri yürüyüşe başlamıştır. B. Hitler, Mareşal Peten'e bir mektup göndermiş, bu mektubun- da (Müttefiklerin bir ihraç hare- ketini püskürtmek, Fransanın menfaatlerine — nezaret — etmek) latmış ve (Avrupa —devletlerinin arazilerini himaye etmek iç'n im- kân deiresinde Fronsız ordusile mesai birliği yapmak arzusunda olduğunu) bildirmiştir. Mareşal Peten, B. Hitlerin bu emrini ve Alman — ordusunun Fransız toprakların — girmesini <Yarı veya Söz> ile protesto et- miştir, İtalyan kuvvetleri de Alman kat'alarile aysli zamanda Pransa topraklarına gümnişlerdir. Gürbi Akdenizde bulunan Kor sika adasıne dş Alman askerleri çakarılmıştır. Bütün bu hüdiselerin hulâsası; bizim mker gözümüzle — şudur: Möüwver taraf, artık şimden sonra faasruz değil müdafsa harbi yaz pabilir, Tahmin ettiğimiz veçhile bu müdafaa harbinin asık hudut- ları Akdeniz şimal sahilleri üze- rihdedir, Herp cephesi — yeniden yüzlerce ve binlerce kilometre kilomtre genişlemişir. Şimal! Afrikada başlıyan mütte fik harekâtı, daha ilk safhasında mibver için fena neticeler doğur- Tauştur, İng'liz bava -deniz ve kara kuv vötlerile işbirliği elde eden Ame- merikan andusu, vakit kaybetme- “den Tumas anazlane gizmeş ve iki koklar. ilerlemiye başlamaştır. A- merikan ordusunun Trablusgarbı zaptetmek için taarruzi hareket e- Harp Vaziyeti cuyamedzr r—üı#h “â;“îs.gg:;%ı:gî Şimali Fransız Afrikasının - işgali karşısında Almanya Yazan: İ. S. Eski Bükreş Ateşemılıterı Gdeceğine şüyke yoktur. Mürver'n | 'Tonusa bava - deniz yokle scele kuvvetler gönderdiği söyleniyor; bunun Tunus arazisini kurlarmak maksad le değil, Trablusgarp hu- dudunda müdafsa tertibatı hazar- lamtfk end'şetile ve yakit kazan- mak ümnklile yapılmış bir todbir olduğuna hükmed lebilir, Diğer tazaftay 8 ci İngiliz ordu- . su Löbya hududumna varmıştır. Ar- Ük Mmütlefikler için sür'atle şa HG hedele etişmek bahis mevzuur | dur; Trabiusgarp ve Biugazi, Belediye yeniden beş büyük temizlik kamyonu satın aldı Belediye temizlik işleri müdür lüğü şehrim iyi temizlenmesi hu- susunda yeniden bazı tedbirler ve kararlar ittibaz etmiştri. Bu me- yanda çöp nakli için Ankaradan husasi şahıslara ait beş kamyona ) satmn akmıştır. Kamıyonlar önümüz deki hafia içinde şehrimize geli- rzilerek servislere çıkarılacaklır. İstanbul Tapu teşki- lâtına imtihanla me- murlar alınacak İstanbul merkez tapu sicil mü> hahızlığında ve İstanbul mülhaka- | tındaki tapu sicil muhaler ve me- murlaklarında — münhal olan on beşer Jira asli maaşlı kötipliklere Tise . bulunmadığı takdirde - orta | mektep mezunları arasından im- thanla müteaddit memurlar nam | zet olarak almacaklardır. İnstihan bu ayın yirninci cuma günü saat V on dörtte lera olunucaktır. O ta- | çap .eıuuııı tihe kadar müracaat olunması i- MAHKEMELERDE: zalr “Ar; Tavvacı söz alde y e yi — Ktenmlim; ben u Zaehdiyi tarallı | Krallığı,, snandarı, Nezakit, Sdında bir. kadımla Yasdık Ali Kemal SUN tanışımı, Kadir. kiameilünü — Beriber | y otuemaşti Yüi Gik. Ben d0 İknmesi: | — Alrikanın şimalindeki — ülkel we #İyi! Deden, Bana Büzmet dder. dııı Cezairin garbında Fas, #in, Çönnde Teni — yakar, Ütümü — ütü- | linde Akdeniz, şarkında Tunus dermin Yçcneğeni hazrlaram — Lukan- | cenubunda da Libya olduğuna talarda. yevlek — yemeklön kurtulü- | Te oranın coğrafi meykii kendi susk> Uzatuyağam, syuştak. — Kerin | cme askerlikçe ca büyük ehemml| pobçamcı vkb; becim eve #eid. öY | yet verdiregelmiştir. —Akdenizdel -d ea ;:_ ye | Füvvetli olmak istiyen her devtel) B Rla d ae için Afrikanm şimal ve hususile| Flâm * başladı. ımu.mmb—ılıoın—ıımıdb Atetdlain — metresi Uniş, Mçhdi çt, medi. Malümdur ki şimdiki «Cer| Omdan kagmiş, llnı—( zair, ismi coğrafyanın bir icedlif | Gidip N dövüyorrmuş. bir Bufta, ön gün geyi. Mebdi, vamnaş, tartrcış, Nödlkoçlin benin gvünde eb | duğunu (47*"'!!_ Dün akşam göç va- kit geldi. Hüj gidi sarhaş, kapıyı çal. l Açtım - Künde bir biçak'a Üüserime yürüdü. — Ulks! Bizim, kartyı nentye ark> | Tadan? Çikar bakâlimi Diye, — Ödüm kopia — Neşte, —bükkala küsap — düldeğülürene — kapeyor samış. Potrdya caki gekü, Bumr tullalar. Bizden bıçağı akllar, Davayıyım. Daye edilen Mehdi söz aldı. — Nütatselle, iki venodir Borüber ç- turuyuruz, Son günlerde helğie bir | Daşkalkdar peyda — oldu, Nihayet tç, kaşkı: biç sbah eyden çıklı; bir düber Sümned. Tet dir Batta, | *OBU Yü gelnedir t ı.î_ıl bundu. bür iş vam . Hem de, hür ta- Dün üğlüyin bir ankaktarı ” göçerkim, bakkal aukkünündan çavığını gördüm. © beni görmedi. Bakkakina çkap bu adamın evine girdi, Akgam Üzeci bir Kİ tine çektiklen sonra, tklema Ceti ü alayım dedan, Arama, Biçik fi yalan, Ben baçağı / gücel- Bkle söyitdn. Bunlar beni karga v Kuzmtar ellğer üç dört kişi, “Bellardeki beçağı da çıkafıp biçek çelkip diye i£- tira gitğer. Nesaket şehit olarık — Gvlenildi, | Micikdinla iapıda — boğrip - çoğediğını düylüğünü, fakat içeride olduğu . için biçat çekip çalamediğini — görmediğini Böyledi, Bakkal — Yusclla kasıp “Naci de dinlöniiüder. - Biçağı Motrliain & Hüden kendilerinin aldklarını — süyle- dökz, Mehdinin sabikar olup olmadı- Binan tebic'ii için, muhakema — başka 'na takalığ uzaklaşırken, davacı, dava wırmu #öyüyelen HÜSEYİN İSEYİN BERÇET Bu Cuma sabalindün Hdaren şeke- TİN setiği EPbEM bulunacaklır, Tüphanedt — Küdirler — Yakuşunda bakkallık yepan Sücrü sekladığı — yör kerlerin bir kilosunu dör İiruya aa. fartün Gün suç Gstünde — yakalınmış ve gekerler müsedere olunacak kendi. Si Adüyeye verümiştir. İlâç yerine... “Tophanede maliye tehsit çubesi tobliğ memurlarından Bürhanct- 'tön evvelki gün yanlışlıkla — ilâç yerine terdirdiyot içerek ölmüş- tür. TAKVİM © — Yok bundan yana #orah oi... bül Şartiye dün Eece pakonla — kavga gömiyecek .. ikaknedı. O da bir. Knhkaha savundu, Falat Ratip olanca tidderiyle gözlerini ğ İ S giÇAYMTAk merdwenlerira #tlayıp KaCİL Beatip hAdâ küğuda bakumyordu. Migir: — Ka okuyup kafana dank ettikten ._C"'C TARIHI MUSAHABELER a— CELLÂT MEZADI Eskiden, baş darlığı yahbır! yok- h , değerinden çok aşağı tıp almak istiyenlere «Cellât me- zadından me alyorsun?), deni - lirdi 'Tatih o kedar gârip tesadüd- der kapdeder ki bağr eşyanın u- Rursuzluğuna inanmak — zorunda | kahrız; battâ öyle ki, kıymetine paha biçlelmiyen bir yüzüğü, bir elmasın, 'bir seaetin, sahipleri: lüme kadar sürüklediğini öğrenin- ce, hani çıkarıp ta o küçük hazi> neyi bize veriverseler, bana ab mayız gbi gelir, Bümem şimdi nasıldır, eskiden idam edilen bir ademın üzerinde, iaymetli kaymelsiz, ne var ise, 'ne çıkarsa cellâtların hakkı idi. Bundan ötürüdür &i, yılda en a7 beş on vezir ile göze ve dile gel miş büyük memur ve zenginler den yüzlerce bahtsızin başları vur rulduğu devirde cellâtlar, işlemeli bürümcükten don gümlek giyer- der, eğır Sırmalı uçkür, — sırmalı makrame, mücevherli - hançer, mücevberli çubuk ve saat kuulla- mırlar, kanlı parmaklarına gül yüzük takertardı. Ölümt Malikâm olan, umumâ- | vetle kemet ile boğulur, cesedi bir dotca soyulur, hattâ bazan onu da alıp ayağıma âdi bezden bir don geçirilirdi; sonra bafı Hfre» öşçnilen çellât —usturasle Bgövdesinden ayrılarak bir İb- get taşır nn — üzerine konur kür, cesedi de, ekseriya, vas ray kapısının önüne atılırdı. Bir Kaç gün teşhir edildikten sonra izin çıkar yeresesi yahut ekmeği- ni yemiş sadık bendeleri «Başını gövdesine #hok Uc> kaklırırlar, techiz ve tektin ederek, eğer yap- tırmış ise, türbesine, —mezarına gömerlerdi İdam edilenlere kabir faşı koymak için de izin fakat, —jYyazan: —-a BEŞAT EEREM KOÇU: taşın üzerine, facinın, fetiketin sıcafı sıcağına adı yardirti- mazdı, Devir değişip te felüküte zede ümütüklukları sonta — evlât ve ahfadı, yahut bendegânı, boş duran ©o kabir taşının üzerine adı ve şande bersber bir kaç salır, bir kıt'a bir beyit, ve bir tarih bâkettirirlerdi. Celkâtlar, suçlu suçsuz, — öldür dükleri insanın üzerinden arala- rında pay edmiyecekleri kadar kıy metli yahut kendileri için lüzumsuz geyler çıkarsa çarşıya — gölürür, tellâla verip settırır; nakde tah- vil ederledi; işle buna cellât me- zadı derlerdi Celiât mezadından da mal almak her babayiğitin kâ- rı değild'! Cellât mezadında, oşya döztle bir değerini bile bulmazdı. Hayatı bir facia he kapatırmş bir fâniye ait her hargi b'r şeyi, yü- | veğine sindirip elmak ne kadar Z0e bi iştir. Coliğt mezadının anüşterileri, çarşmın belli madrar bazları idi. Bunlaf! ucuza kapat- tıkları eşyanın şeklini değiştirdik- | ten başka vak'anın unutulması i> | | çin de yıllarca beklerlerdi. Halk, İ idam edilmiş bir adamın üzerin- deki eşyaya bir uğursuzluk yarar” Tardı. Celtât mezatlarını dehşet içinde | seyrederdi. Madrabaz simsaclacı Arasına karışıp cedât merzadından eğya satın elanlar parmak ile gös- terilirdi! Bu, bugünkü tâbiri ile dinamit de oyamak gibi bir şey- &! İşte seşya uğursuzluğu» üzerine tarihin naklettiği müthiş bir fık- rer On yedinci asır başında, İstan- bulda, Rüstem ağa adında namlı bir saaiçi vardı. Üçüncü Mehmet devrimin saray erkânından kapla- ağa, altınmı ve kendisine veterek dillere deslan olmağa Küyık — bir melasette idi, Sabebi, bu mevzu- | tarı gışında da, Gezatfer ağa idaâm edildi, kıymetk santi cellüt meza- dina düştü; ve devrin uğur ve uğursuzuk gibi şeylere inanmi - yan #icalinden Tırnakçı Hasan Paşe tarafından satın alındı. Far kat, bir kaç sene sonra Tırnakçı paşu da cellât kemendinde can verdi ve koynundan çıkarılar ma- but sast ikinci defa ceellit meze- dana düştü. Bu sefer de Kasım paşa adında bir devletli satın a dı. Fakat tezine o da idam edi- di; muhekkak ki, celiâtlar, ağanın elmaslı sastine rastlayın- ca dehşet içinde kaldılar, Artık tereddül ötme adını koyabiliriz. «Uğursuz aaat» üçüncü defu ola- rak cellât mezadına çıktı. Bu se- fer de vezirlerden Derviş ,:.ı satın aklı, Eğriboz adamsıma San- cak beyi olan kardeşine hediye et- ü Derviş paşanın kardeşi, yirmi bir yaşlarında dört kaşlı bir eivan- dı, battâ ümera arasında «Civan bey> İlikabi ile meşhudur. Bir ;m Eğrborda, d:nı:mımdıkı cıtda müverrih Peçevili İbrahim : edendi ile oturürken koynundan | busatti çıkararak: ” — İbrahim efendi, saatlen an- larsınız, görün bakalım!.. diye u- maltı. Peçevili: — Fihak güzel sastliri. dedi. Bunun üzerine «Civan bey», saatin tarihçesini anlattı. Dehşet içinde kalan kboce müverrihi, elin | darı dar, Yoksa eski coğrafyada şimdi| | ki Cezgiri içine nlacak bir isti görülmediğini erbabı süylemekter dir, Tavih jtiberile do islüm ordur. shmali Afrikayı — fethettij Mağrıp diyarı hicevlin ellinci melerinde islâm devletin'n idarer sine girdiği zamamlarda da o Yük ülkeye «Cezair» Bmi veril #ini görleren meysuk — kayıtlarık rasgelinmemektedir. Mulüsa Cezair tami © büyük ük keye buna daiv şarkta, garpta bif| gök rivayotler vardır. Fakat bi nun münakaşasını bırakarak sözd daha yakın zamanlar. getirmi lâzım gelirse Cezalrin üç yüz me kaldıktan sonra Osmanlı paratorluğundun - 1830 da . rılmasındanberi geçen yüz on ildi sene zarfında ve muhtelf de Ggüze çarpın vakayü şunlardır. | tırmaları, daha sonra 1570 Wr: S - Alman mudarebesi olurkı de Fransadan kurtulmuak için Ce zairde büyük bir isyan harekel nin başgöstermiş olmus. Bu hkareket akim kalmıştır. Osr dan sonra mağlüp Fransa Alsas -| Lareni Almanyaya vermiş, o ildi eyaletlen çakıp gelen Fransaz mik gitgide biz vali tayin eder, valinin de Ce- zairde yardımcı bir milşavere, bir eclsi olurdu. Cezairdeki Framsıt lar da Pazisteki parlamentoya n za int'hap edezek — gönderirlerdi. Fronsada 1810 dan).er; hangi | paralorlağu, üçüncü enmburiyet ve saire Fransada işbaşına gelirse Bar kızına tabanca çeken âşık Beyoğlunda içkili çalgılı bir gazinoda çalışan Hicren “sininde dbir bar kızını seven Vüh da birf genç geçenlerde bu kızı masatına davet etmiş, Hicran gek meyince tabımcasını çekerek teh- dit etmiştir. Vâhit bu suçtan dolayı, ikinci ağır ceza mahkemesine ve- rilmiş ve neticede üç gün hapse mahküm edilmiştir. revetin üzerine bırakarak: — Allah Allaht... diye bağırdı, insan böyle uğursuz şeyi düşma- mine bile yermez!... Derviş paşa kardeşine nasıl vermiş!... Peçeviimin hakkı vardı. Civan bey hemen bir çekiç getirtti, sane tin mücevberlerini söküp aklık- tan sonra, çarklarınt bu çekiç ile parçalıyarek *>ize attı. REŞAT EKREM