2 —SON TELGCRAF— 23 EYLÜL HALK FİLOZOFU YERLİ YERİNDE Muharrir Ahmet Hamdi Ba- şar'a göre, Türkiyenin istiksal mekanizmasında bir ruh mese- lesi vatdır ki, bugün içinde bü- İunduğumuz istihsal darlığı ves ya azlığı, bu ruh meselesinden değmaktadır. “Türkiyede her nevi istihsal zot, kâürsıt ve meşakkatlidir. nııı. zor ve meşakkatli bir elbette, rağbet bulmaz. Bu- ıuıı içindir ki, küylerdeki müs- tahsil eller, gittikçe azalmakta, köylü, büyük şehirlere doğru akın ederek, hayatımı başka yöollardan — kazanmıya — üğraş- muakladır. Herhangi bir bedeni iş aram- ya çıkan köylü de bir daha tarlayı hatırlamamaktadır. - Ne elüyor?, Bu iddizlar doğ- ru müdüe?. 'Türk köylüsü, sâyi- Bin semcresini alamadığı için, iştihsalden vazgeçip işçi veya maaşlı müstehlik zümresine mi katılıyor? BAA Ti E A A ; : ZÇ | 2 milyon ucuz arşısında SON TELGRAF NEDİR?. Bir meslekdaşa göre, ihtikârın ne olduğu belki değildir. Eğer, belli olsa, menedilecek., evet, ih- tikâr elle tutulur, gözle görülür bir hâdise, bir madde midir?, Fia- imı yüzda üç yüz artlırmış bir madde üzerinde ihtikâr bulunmu- yer da, bazan, beş kuruş zam yap- mış bir maddede İhtikâr görükü. yor. Ey ihtikâr, ey ruh, sen nerede. sin?.. YÜKSELDİ, YÜKSELİYOR Gi nazar değdi, ol fialları BNN di tekrar alabildiğine yükseliyor. Hakikaten, et gibi kıymetli bir madde için o alçelış, hayli hay- siyetşiken olmuştu: Yöüksel ki yerin bu yer değildir. Dünyaya geliğ tüner değildr İFŞAAT SAYILMAZ Bir kundaracının ilşantına gö- re, hazır. ayakkabilar üç aydan fazla dayanmazmış. Çünkü, fena malzeme ile yapılıyormuş.. Bizlm gazete, geçenlerde, bunu, yeni bir şey imiş gibi, yazıyordu. Bir okuyucumdan mektup aldım, di- yor kiz «— Bunu zaten biliyorduk. Yıl- Tardanltri ayağımızda eskilliği- miz pabuçların ne kadar dayas- dığımı bilmez miyiz?.> KATIK BULMAK Dostumuz selâmi Izzet, kaç za- mandir tulfurmuş: — Halka ucuz bir katık bul- mak lâzım.» diyor. Ayol, sen arayıp buluncıya ka- dar, halk, bunu bulmuştur. REŞAT FEYZ' 'Türk köyünde istihsal, Ipti- dai şartlar altında yapılır. Bit- tabi bu şartlar içinde vücut bulan tarlama randımanı mah- duttur, Mevsim ve hava köylü- den yana çıkmazsa, randıması bülün bütün zayıftar. © halde, istihsali kârlı, ka- zançlı, daha kolay bir hale ge- | türmek için ne yapmak Tâzam- dir?, Diğer bir ifade ile, köylü- Yü köyüne bağlamak, hattâ, şehirdeki büyük sermayeyi ve için çare nedir?, Ziraat mektebinden — diplo- li münevver büroda kâtip- fir. Avrupadan dönen zirsat mühendisi, mesleğinden vaz- geçmiş, bir fabrikada müşa- virdir. Orta Zirant mektebin- den çıkmış delikanlı bir çiftlik başında değil, bir mekteple 20 lira asli maaşlı hocadır. Bütün bunların sebebi nedir?. Bu memlekette, yerli yerinde kullanılımıyan, adam ve eşya ne kadar çoktur. mektep defte- ri yapılıyor Satışları mektep ida- releri icra edecek Piyasadaki kâğıt buhranını ve defler azlığıni nazael dikkate a- den Msarif Vekâleti şehrimiz gitçiik ithalöt birliğine —ucuz mektep — deflerleri — yaptırmağa karâr vermiş ve fatbikata geçi- lerek jfk partj defterler harii Myetlere sevkolunmuştur. " Bu defterleri mektep idareleri İhti- | seçtarı nisbetinde satın alarak talebelere — bedeli tevzi edeceklerdir. Şehrimizdeki resmi, hususi, ee- nebi, ekalliyet ilk mektleplerile dişe ve örta mekteplerde ve Üni- versitede 25 bin talebe bulun- duğu tesbit edilmişlir. Bu müna- #ebetle yalnız şehrimiz için bir milyon defter imali icap etmek- tedir. Bu ihtiyacın — ve taşraya mükebilinde peyderpey gönderileceklerin bir an evvel temini için 'mlî“h bız verilecektir. Bu suretle 2 m.iyon defter yapılacaktır, BAA aa Çay fiatı Veni tesbit edilen çay Oot bizinci töde 17 Üradır. Bunüz Üçle bi enldir. Bu fint, bize yük- lık Kgözünüyor. Çünkü, buğün çay, ble zevk, bir keyil madderi değildir. Bir ihliyuç mnaddesi olmuşlur. — Çayı- na eku 'i balızıp kaymum doyürün vatandaşlar çoktur, Çayın bu. kadar yüksek ttuluşundaki sebebi pek an- lamaş doğllz. Diğer taraflar, — meselâ, içkiler, bu derece yüksek fiabla salah tuyor. Halbuki, içki ile çay mukayese edleblir mit, Çayı daha ucuza mal etmenin' çarı- Yerini areemak İüzimdir, — kanantinde. BÜRHAN CEVAT | EDEBİ ROMAN: 99 AŞK ve GÖZYAŞI| Yazsn ! SELÂMİ İZZET İKİNCİ “— Sam darlum — Banlos de Mirun- da'nın bir kurişmı veneceği, du kar- * Sim Üstüne, önün — yazısını daklıt ede- Tek bir İki satir yazacağım Sen bu kartı bir kadına götüreceksin. Kadın kartı okuyunda merek ve Ulfçla; «Ne- voae kendisi'e diye saracsk., Şoti gülümeedi: — Anlaşıldı. dostanun sevgilisi... — Sur, sözümü kesme, —vakii kaş- Betmiyelim. Simdi sana yanlında ne kadar para varsa — vereceğim, bir iki Bia lima yar, Genea, ie Biye Üitlnge d avönnaa kadar rahat edeceğia ı,.. 1 verifim, Ben çok, amma pek gemmalm. Yülnz çabak ol Otomobil H git — Peki, —O küdına, benim ı—ucııı Uygün olarak: — (Kocanız — taralından ıdyemı. Kendir, Doi metresi pe- oder gelemedi, mebrec Hakip öiye , Mel kötü Kâdincer K, süzden dlmıya kalraç diyç korlta KISIM —J — Peki, — Bunjan aklında tutabilecek mie sinr, — Tukmasınâ trlamm, fakat ya ka- G şüphelenirset, G mit, Süphelenizse — Öyle ya... Ya aklma bir şey ge- dirser. Süzan bir an düşündü: — Şülpheleemez dedi, Kenstin yae- zıstnı görünce akiı başından — gider, göpkelenmek göyle dücsun, hatiş bel. — Ondan sonmsı sına 3it.. O ka- dinı Gi götür, Dereyo gölürürsen gö- für, ne yepammmn yap, fakat ortadan /daha meydana çıkamasın, |Mfeydana veya yola çevrilecek Buralmış rubların eğlence ihtiyacı Harp içinde eğlenceye de — ittiyaç Wandır, Bir - getirmişler ve | bu filmlerin mühim bir kaamanı Türk- | Çeye çavirmişlerdir. Bu kiş, eai küs | Zanç Üyatro ceçpesinde olacağa ben- xot Her kış, yakkız Şehir Tiyatıcsu temellleriyle iüfa eden İsanbul, bu mevsimide, daha bir iki aahneye — kü- vuşacaktır. bul eğlence hayetı için d bir jaar mahiyçtndedir. Bundan evvel temsl len den temaşaya karşı büyük bir yakın- lik görterdiğine delilet eder Bütür kış devumlı şokilde, bir revü Hefmamnin yaşıyabileceği tahmin edi- kebilir. Yazın tamsil bdilen revüden edinilen teerübelerle önümüzdeki mev- #ende, dahâ olgun ve eğlenceli esen ler beklemak yerinde olur. Bazi güzltrimiz, —asaklerimiz — olur &İ bir revü, bir aptnet — seyrelmek, BİÇAZ gartm dinlemek, ökmük, su ka- dür yarurt hale gelir, Harp yılları, | gahne sar'atınan — fükirleştiği derinler dağldir, mitekien, göçen Umuml Hazp- te de böyle olmuştur. Dürgyanın dört bir farmıfında bir' çok sahne yıldıtla- M parlamaş, yillarca — #ikiş toplumuş. & Urmmi hayet şartlarını mümkün enectebe bozmamıya çalışan cemiyot- lerin böyle buhesnlı devilerde mu- kavemetleri daha fazla okur, Almanya Bir ksc cephöde birden em çetin e- basebeler yerirken, — diğer taraftan, büyük Alman — şehirlerinde — rowiler. #yetrolar, sinemalar, festiyaller daa- Wyete devam ötmelkledir. İslatbul çeşlli eğlence arkXescaolö. Ti Bakmundan çok fzkirdir. — Normal zamanlarda, hayât şart'arının €n mü- Vt olduğu — yüllerda dahi, bu şehrin idyidk eğlüncesi, çok dala — yalnız si- B e KA gâ—;î—'—w 've medeni şehir vasfını tamamen ha- iz döğldir, R. SARİT araalardan tapu harcı alınmıyacak Şehrim'sin muhtelif öemlletin de istimlük olunarak meydina ve- .ya yala tahvst olunan arsalardan #pu idaresince — dhtrç> alındığı görülmüştür. — Bunlar için tapa senedi verilmediğinden — geyri- mvalden ması ve bina adile tapu harc a- | lnmaması icap ettiği belediyece | tepu idaresine tebliğ olunmuştur. — Dedim ya, yok et — Nösl yök edeyim? Süzan kesin konuştu: — Öktürl,.. Veya öldürü. Şefika parmaklarını çıtlatı: — Vay anam!... -Kınkamdam soara Ki mi olacağım!.. . Kolay iş — değil DN Şefikarın — dürülediğini, — irkilâlğini | Ggüren Süzüm: — Mutaka cinayet işlemek, — mut- Taka kat| olmak İâzım değili ÖL dünme, Zakat bir yane kapa; bir. bo- durumda hapis €t... Küçük bir şişe itomfocm İle işini görücsün, onu — İs- tediğin yene götünebilirrn... Öng öy- le bir enâ karısının meydandan neye e bolduğunu anlatır, İnandırırım. Şefika düşünüyordu. — No diyoşun blmem ki... deği... — Büş bin Tiza veririm. Sebika avvcunu kaşıdı, dilini da- moğinda şaklatlır Kolay addolunma- | — — Bir kerg Mehmede söyleyeyim. (Dovamı Va Harp Vaziyeti TU İ Almanyada yeni harp fikri Yazan: . S. Eski Bükreş Ateşemiliteri Almanyada yeni harp likrk Londranım verdiği bir habere Bgöre, Alman radyosunun uskeri muharriri General Vitmar radyo- da yaptığı bir beyanatta şöyle de- miş *— Rusya gibi bir düşmana karşı netlcelerin kolayca ve sür- atle olde edilemiyeceğini herkes anlamalıdır. Böyle bir düşmana diz çöktürmek kolay değildir. Ruğ maneviyatı birkaç ağır darbe ile ezllemer. Onlara karşı muvafi kiyet yavaş yavaş olabilir.. Almnan Nazırı Doktor Goebbels'in harbin devamı ve sulh hakkında- ki makalesinden sonra, Berlin radyosundan yayılan bu yeni fi- kir, Almanyada askeri ve siyasi zihniyetin değiştiğini göstermek- tedir. Yeni fikir diyoruz, çünkü Alman harp makinesi şimdiye ka- Diğer taraftan — müttefik hava kuvvetleri, artık inkâr götürmez bir şekilde üstünlüğü ele «lmiış- tır. Avrupa kıt'asının her yerii de filolar halinde uçuyorlar; Mihver hükümet merkezlerini Parti nahiye kongreleri ıyor Cumhuriyet Halk Partisi semt ocaklarının yıfık kongreleri sana ermeğe buşlemiştir. Bu ayin bi- rinci perşembe gününden itiba- | ven nahiye köngrelerine — başla- milacaktı Bu meyanda Beyazıt #inin yıllık kongresi 3 t vel çumartesi akşamı ya; tır. Üinversite talebe kıdavazu Üniversite talebe bieliği taras fımdan geçen ders yılı sonurda, Üniversiteye kaydolecak — yeni talebeler için bastırılar her tür- Ki ymalümatı ihtiva eden «Talebe kılavuzu» isimli eserin Üniversi- tede kayıttarın başleması dola- yısile çok iyi heticeler verdiği an- Runün ürerine mev- cudü kalmıyan «Talebe kılavu- zi nden yeniden — bastıtılması ıu.ı—ıqııriımıu- — DOĞUM — Gazelemiz tevzi — memuru Hasan Kazma'nın dün akşam bir kırz çocuğu dünyaya gel r. Arkadaşımızı ve eşini tebrik eder, yavruya anne ve bahasile birlikte uzun ve meş- ut bir hayat dileriz | Rusyanın ikinci | petrol havzası: Köfasyanın şimal havalisinde, Sovyet Rusyanın, Çeçen ismin- de muhtar bir Cumhuriyeti var- dır. Bu Cumhuriyetin — nüfusu 420000 dir, merkezi de «Grozni şehridir. Grozni şehrinin nüfusu 220,000 olduğuna göre, burası " Çeçen Currhüriyetinin bütün mevcu- diyeti demektir. Sonra Garzni, «Bakü» dan sonra gelen petrol havzasını da teşkil ettiği için bü- tün Sovyet Rusyanın da ikinci bir candamarıdır. ğ Gülk Çeçen muhtar Cumhuriyeti, dağlık bir rmntakadır. Hat:â Kafkis dağlarının 5034 metre ir- tifardeki en yüksek tepelerin- den birt olan, daima karlı — ve buzlu bulunan <«Kazbek, zirvesi, bu Cumhuriyet dahilindedir. Bu Ârızal arezide, Kafkas dağların- dan boşanan seller, gürükliyerek akar, vadilerinden, kıvrıla kıvrıla cereyan eden nehirlerin, ırmak- dalgaları yuvarlanır , u dağlık arazide, mükemmel sevkukeyş yolu varsa da, menm leketin muhtelif kısımları, derin vadilerin yamaçlarını tırmanan ve sanp boğazlardatn geçen pati- karlarla birbirine bağlıdır. Bu ha- valinin öyle çetin yerleri vardır. ki, buralardaki — iptidal köyler, kayalıklar arasında, birer kartal yuyasına benzerler. Ahali, kıya- | fetleri ahlâk ve âdetleri, yaşayış tarzile garip ve vahşi bir man- #ara vücüde getirirler, yaziyeti çok değişebilir. B hmütgârhu !'56"':;;: bomba yağmuruna tutuyorlar, Ge- lecek sene bu üstünlüğün çok fazlalaşacağı kabul edilebilir. Almanya, bütün kuvvetlerini Rusyaya karşı kullanacak vazi yette değildir. Mevcut askezi kuv- vetlerinin belki de dörtte biri ve- ya üçte biri ikinci cephe ihtimali karşısında ve işgal altında bulu- man memleketlerde emniyet ve asayişi idame mecburiyetile Av- rupa kit'asma yayılmış bulüne makladır, Bundan başka, Büyük Britanya adalarında iki senedenberi birkaç milyonluk bir ordu bazırlanmak- tadır. Dirleşik Amerika da bu or- düyü asker ve malzeme ile tak- viyeye bağlamıştır. Bu ordunun, vapursuzluk yüzünden Avrupaya çıkamıyacağını iddia etmek de artık beyhudedir. — Müttefiklerin bir gün buna büyük ölçüde te- | şebbüs edecekleri muhakkaktır. Almanya, Rusyayı küçümse- miştir. Eğer Anglo - Amerikan barp gayretlerini de — küçümse- mekte devam — ederke, muharebe Un taşıyan arabacılar için bir emir Fırınlara değirmenlerden ara- Balarla un gönderilirken ekseri- arabacıların iş elbiselerile un çu- vallarının üzerine oturduğu gö- ülmüştür. Belediye kaymekamlıklara gön derdiği bir emirle ekmek yapı- iancunların çuvalları üzerine ç- turup — kirlenmesine — sebabiyet veren arabacıların — cezalandırıl- mesinı bildirmiştir. « Bir fabrikatörün mektabu Karpit #htikârı yaptıklarından dolayı Abdürrahman, Ceki ve | Ragıp isimlerinde olan üç töceca- | v şehrimiz milli korunma mah kemesince —mahküm edildikleri yazılmıştı. Galatada müdeni eşya fabrika- umaz mel karı imesa da kendisinin mabküm edilmediği zikredilmek tedir. Bir isim iltibasna meydan vermemek üzere kaydediyoruz. Soba Fiatları gittikçe yükseliyor Soba fintlarında görül fü gi ha n sebalarnın flatları da günlerde yükselmeğe başlemıştır. | son Saba fabrikâları bu yıl geç ima- Tüta başlamışlardır. Aviziti geniş, nülusu ar olan bu Cumhuriyetin ahali eksi iyeli merkezi olan «Grozni» şehrinde toplanmıştır. Bunun da sebebi, petrol kuyulatının, bu şehir ci- varında bulunuşudur. Grozni de, 176 metre irlifam- da bir tepenin üzerindedir. Şeh- rin eteğinden, Terek nebri geçerek gider ve Hazer denizine dökülür. Bu gehir, Rusların 1819 sene- sinde, Kafkaslardan gelen istilâ haneketlerini önlemek için yap- tıkları geniş kalenin harabeleri üzerinde yüksetmiştir. Buradan, 125 kilkmetre şarkta ve Hazer denizi sahilinde bulu- nan Mahaçkaleye nezaret eder. İçinden geçen demiryolu ile ve şosesile Viüdikafkasa bağlıdır ki yollar, buredan sonra meşhur Daryal geçidi üzerinden Tiflise uzanır. Groeninin etrafı, derin vadiler- le çevrelenmiştir. Bu vadilerle be teber şebrin bümük bir askert köşmeti vardır; çünkü petol sa- halarına hâkimdir. * Grozninin iktisadi rolü, ancak Kırslonduların Kafkasyayı işgal etmesinden başlar, On şene ev- vel, buralarda petrol bulunduğu Diliniyordu. Amma petrol istihe saline teşebbüs edilmemişti. Sov- yet Rusya, buranın, her cihetçe olan ehemmiyetini anladı ve bu petrol havzasını işletti. Şehir de, bu zayede büyüdü ve epeyec um- rana kavuştu. MAHKEMELERDE» “Ne ise halim, o çıktı fâlim ,, İslanbil ve kahve ah bakmüklan | masTundu. Cürmü meşhudu yuptıran RMahmut anlırtı: — Benim bir hemşirem veander, — Bir parça terelelidir. Fuğa, büyüye, epsu- | 'ba da ilikadı vardır. Pu Dökrpnuls de bizlm kumşumumdur. , Gözli gizi kuhwe sAmn di falına baktyormuş. Ben — önce farkaıda döğlim. Bizim Makbile, ben- 'den boyuna paca liyor, Gölürüp gü türüp buna verirmiş meğer... Nihayet bir gün bizim refka sözledi. Hamgire- ye © kuklar nasihat ettim, Kâr etmeci, | Gidip bu Düzrmühiye de söyledim. O A aldırış etmedi. Nihayet, aüeml meş- but yaptı iya mnöcbur kaldım. Dikranuni: — Yok efondim, dedi; dünyada ka- bul elmem, Ben, saka baplara, komgalara kahve h)vüi— kuzdbille fal bokarun, Arara, para âl- srtın. Hezkes bilir. Makbule gahil olarak diclenidi, — Ağabeyim ne kurgryormuş, dadi, Pura benim dağl mi?, Barm, sönki e- Gaka ma veriyor verdiği purular:?. Pa , İt tane övüm var. On- hbnıunu Alp düp cebe Hodiriyor. | ! Su Dikeenuhiye — verdiğliri büftün pe- | va bölül olun. Nâ zaman fakma bakiyea aç b halam, © gikti fülims, Beni testili eden bir 9 var, Paramı ona vermiyeceğim da, kime verccsğim? Dixranubi iüraz etti: — Bu Badın, görüyorsunuz, aklıa- dün sakalça, Bana pöre #lin verdiği yök; vydurayor, Bamin şahitfiğni ha bul etmam. Dinlenilccek başka şabitler — vandı. Daların çağıtlması için mahakeme baç- a güne birakıldı. Dikranuhi'nla yanına, mahkamaden | Çökimce bir genç cokuldu, — Madam, dedi, btolma bir sowgikim *war, Beni seviyor gibi görünüyür. Sövi. yor mu, sevmiyor mu — imetiremiyo. Tum, Göleylen de, bernlm bir fahma baluver... D öslersen veririm — vallahi müdamcığım, Kadın, Güşünür. gibi bir. torededilt vakfesi geçindi. Sonra, bunu da- yedi | Bir Gürmü meşinsi için teşebbün olarıle düşündü herhakde ki, — Haydi oradan, dedi, ben pasuyla Tal bukmam, — Bönimki, ile - arvainda Ça7 Ve dönüp arkaama büe bakmadan yürüdü, HÜSEYİN BEHÇET Anadola fenerinde yeni mektep ve karakol binasının | temelleri merasimle atıldı —| Yrsdolüfenerinde metderni yan darma karakol binasile ilk oku- dan temelalma merasimi evvelki [ gün saat 14 de icra olunmuştur. Merssimde, Beykoz kaymakı- ant Nail jandarma komutanı yüz başı Vedat, maarif mimarı Şem- settin, inhisar memuru Sırrı ve binçok davedii zevat hazır butun muştur. Mektep, Fenez halkının yatdı. mile inşa edilmektedir, Her iki-bina da, modern üsfüp- ta ve belor olarak İnşa edilecek tir. Bu hayzanın petrol kuyuları, şehrin etrafındadır. Tasfiyeh&ne- Si de Grozninin içindedir. * Pet- || rol borularla, Kartdeniz sahilin- de bulunan Tuapse limtanıta, di- ğer taraftan da Hazer denizi ke- narında bulunan Mahaçkaleye akıtlır. Evvelce petrovsk İsmini taşryan Mahaçkale hareketli bir Hmandır. Buraya yanaşan petrok gemileri, sırnıçlacını doldürdük. tan sonra, Volra munsebında bir *| delta üzerinde kâin bulunan Ast- rakana gider, hamulelerini bo- şöktirlar. etrol, — buradan demir borularla ve Volga nehrimde sey- rüseler eden sarnıçlh — mavnalar ve gemilerle şimal, tâ Moskova- ya kadar yoltonır. Grozninin ls- tihsat ettiği petrol, & milyan ton- dur. Geozni, Almanların Armavir, Keaznodar, yine bir petrol sahı &1 olan Msikap fle Karadeniz s4- hilindeki limanları işgal edişin- detberi ,yaknız Astrakana petrol Akıtmaktadır; fakat ne zamana kadar? YAhman kuvvetleri, Grozniye e- peyce yaklaşmışlardır. Bu taraf- dardaki — Rus küvyetlerinin ku- mandamı, General «İbow dır. Bakalem, bu petrol havzasını na- sil müdafaa edecektir? Cenuba çekilmek mecburiyetinde kaklığı zaman ise, mühakkak, petrol ku- yularını ateşliyecektir. Ne hazin Gkıbet., değil mi? nm NYi e Mihver tarafı, t- tefikler tarafı.. Yazan: Ali Kemal Sunman Bini Almanya ile Amerika &- rasında resmen hanp başlayıncm yaskadar Berlinde kalmış, diğe- Ti de harbhin beşlangıcındanberi İngilterede —bulunmuş olan iki Arrenikalr gazeteci nihayet Lond Tada Duluşarak birlikte bir kitap yazmışlar, Can siıkmıyacak biz ü anlatıyor. Öteki de İngilterede grödükle rinden ne neticelere — yandığını söylüyor. — Karçılıklı bir konup ma, En can-sıkan şey harbin is- tikbak için ekat'ı» tahminler yüm rütüldüğümü görmektir. — Böyle tahminlerin dört senedir türlüsü görüklü, — Pakat çoğu çıkmadı. Fakat her iki Araerikalı gazeteci de bu meraka tutulmaktan ken- dilerini kurtarmışa benziyorlar, Bit kere herşeyden evvel söylen- mesi Kızım gelen nokta şu olsa gerek: Almanyada bir ihtilâi ç. kacak diye beklemenin yeri yok- tur. Almanya bu harbi kazarımak ilmdüdür. Bu harbin bışlangıcında ileri sürülmüş iddiaları unutacak ka- dar dahi zaman — geçmemiştir. Avrupı kıt'asında Fransanın dar ha yıklmamış olduğu — ayalrda erlafkla dönen bir takım sözler vardı. Meselâ, diyorlardı bu harp Çok sözmez, Almanyada müşkür Aüt başgösterince dahili bir hanp gıkar, başka bir hükümet iş ba- sına gelir, sulh da çabuk olur... ve söire gibi... Fakat yihe o zaman kıhç ve kalem sahfbi bazrı İngilizlerle Fransızlar kendi vatandaşlarına bu gibi halalı hayallere ka maklan korunmak lüzam geldiği- ni hatırlafıyorlandı. Almanya ,diyonlardı; zanredik. diğinden ziyade — hazırlanmıştır. Onun için kolay kolay hazpten vszgeçmiyeceği gibi datilde bir ihtiâl olup da Almanlerın sulh istiyeceği de uzak, uzak ihtimal- lerdendir. Herhakde hâtbin baş- langıcında buna mahal yöktur. Onun için İngiltere de, Fransa da hazırlanmalı, Almanyada jhülât çıkscak diye beklememekdirler. Ayvrupa kit'asında — Fransanın yıkıldığı sıralarda ise Almanyada böyle bir ihtilâlin çıkmasını ve Almenların — sulh islemesini ta- savvur etmek mümkün olamaz- da Bilikis Afmanlar zaferin neş- esi içinde bulunuyorlar, Pranna- dan sonra sıra 'oraya taseruz, Gdı. $M0 da zalerin tadını talımış olan Almanya daha birçok 2zxfer- ler Kazanacağına emniyet getir miştir. Bununla bersber aradan za- man geçti. dâha beşka â- miller karıştı: Amerika ve Rus- ya gibi. Harbin —dörüüncü — senesinda Akmnan; 'yok mu?. Sualine cevap vermek isteyjnce o iki Amerikalı gazete- emin karşı karya geçerek ko- nuştuklarını dinlemek kizumsuz bolmeyacak. Almanyadan dönen Amerikalının anlattığına göre; mihverin diğer — ortaklarını teş- kil eden İtalya ile — japonyaya kamı Almen efkârmda başka başka düşünceler görülmektedir. Meseli İtalyanlara kargı mem- nuniyetsizlik aşikândır. japonlara karşı da soğukluk vardır. Alman lar arasında evvel gelmesii bekliyenler bıılnmduğu anlaşılı- yor. Eğer Almanya geçen sefer olduğu gibi bu seler de mağlüp olursa bunun acılığı düşünülü- 'yor. Amerikalı gazcteciye göre; kâti Zaferi uzek güren Almanlar gllgide zaferden şöpheye düşmüş merkezde olduğunu çok iyi ta- | xip etmeleri âkzım geldiğini, har. bin uzamasını istemiyenlerin Ak manyada müttefiklerin ve neti- ce itbarile de sulhun Jehine bir çereyan hazırhyabilmeleri müm- kün olacağını yazryordu. Alman- yada fikyat sahasnda harp aleybı- terbği görülmemektedir. Onun için dahilde bir ihtilil çıkmasına da imkân görülmediğini — söyle mek sözün kısası olacak