HALK FİLOZOFU 5 glzi BİR DAKTİLO ARANIİYOR îüeuılîıjlim. İstanbul Belediyesi dahi; ar - tık, ayda 15 liraya sokak üpür « tecek adamı bulamaz olmuştar, Bilhassa yazın, temizlik amele. Si kadresu, yarı yarıya mün - Halle doludur. Yatacak yer gös- teriliyor, üst baş temin edili . yor ve eline ayda-15 lira harç. hk veriliyor. ayda 15 liraya kâtip, daktilo, bulâsa memur aramaktadır. Geçen gün, bir gazetenin kü. cük ilânlar sütununda gözüme ilişti! Bir ticari müessese, ayda 15 Hraya böyle bir adam arı . yor. Bu 15 lira ile o adam, yiye - cek. içece, yalacak. giyecek. Bir kelime ile yaşayacak. İstanbulda asgari geçim öl - güsü nedir? Herhalde 15 lira HADİSELER AA AAA İİSOÖNTELGRA HAYATIN TARİFİ iymetli mharrir. Akagündüz, zim gazetede — başladığı güzel romana şu hkümle girmişli: Ha yat bir katakullidir. Bir okuyucu bana — gönderdiği bir mektupda soruyor: Bu hüküm ? Hükmün doğru o . ne ıldulıuıı bilmek lâzem. Ben, lâyıkile miyorum, bilen okuyucum varsa ve bana yazarsa — memnum kalır, Amerikan gazetelerinin yardı . ğına göre, Birleşik — Amerikada, 1913 yılında hastaneye giren bir adam, hâlâ tedavi altında ve has. tanede imiş. Tam 28 yıldır, dok . torlar bu hastayı iyi etmeğe çalı- şıyorlarmış! Allah şifalar ihsan etsin! Fakat, tıb âleminin terakki ve inkişaf ettiği iddia alunur. Yoksa bu hastane — hususi bir mitessesa ve tarifesi yüksek mi? TAYYARE TEDAVİSİ Küçük çocuklardaki — boğmaca öksürüğünün Avrupada yeni bir tedavi usülü bulunmuş. — Çocuk, bir tayyareye bindiriliyi 50 metre yükseklerde dolaştırılıyor. muş. Şimdi, bu usulü bizde de lat. bik etmeğe kalkışıyorlar. Yanlış'., Eğer, Avrupalılar, bi - zim tramvayları bilmiş, tanımış olsalardı, hasta çocukları tramva. ya bindirmeği tavsiye ederlerdi. İsterseniz, tecrübe ediniz: “Hasta çocuğu tramvaya bindirin, kala . balık ve sıkıntıdan terliyecek, su içinde kalacak ve bütün soğukal. gınlığı gidecektir. AHMET RAUF Recep kolumun üstünden başını çe- çerek kalktı. Ocüğü kuru dallar attı Büyük korlarta, gizli kizüliğindan kur- selan oda, birden aydınlardı. Sonra eğilerek beni kucakladı. Yatağının ü- zerine yağırdı: — S€n burada yati. Ben sana ye- mek hazirliyacağım, Gözlerimi kapiyarak, kendi ölemi me - daldım. Fırlına - canavar ağrıyla hamurdanıyor. Keük odada hafıf, bir okusu var. Recebin oda içinde M düyüyonum. Ölçüye vuramadığım zamanlar geçi- | yör, Başımla içinde zevkii bir uyu- Bukluk, bir lokluk — var. Miç bir vey | düşünmeden, vücudümün kavuştuğu derin sükünü benziyen bir ruh bira, | hati içindeyim. Vakitler, başımdaki — #ükün süzge- cinden geçerek, moçhul boşluklara ae kıyordu. Recebin yaklaştığını — duydum. Eli- e Si saçlarımda — dölaşliriyor.. Üyuyor imusun Figen?, SÖ TİCARET ve BANAYI Tefrika No: Çıngırakları Yazan: CAHİT UÇUK | açarak gi REŞAT FEYZİ değil battâ bugünkü vaziyette, | Devletin baremi var, banka. ların, diğer büyük müessesele. rin kendilerine mahsus bir he- sabı, kitabı var. Fakat, bir sürü hususi müessesenin me ölçüsü var, ne vicdanı. 15 liraya memur fe'daktile arıyor. 15 liraya memur ve — daktilo makinenin üzerine düşüp ba . yılacak, yüzlerce lira kıyıme - tindeki makineyi de harap c . decek, Ve emin olun ki, 15 li - raya adam çalışlıran müexsese, bayılanı tedavidea evvel, maa. şının dörtte birine daktilo ma- kinesini tazmin için haciz koy. durmağa uğraşacaktır. Unurmi hayatımızda tasarru- fur, ticari zibniyetin neksan, hattâ, bazan mefkut olduğunu ileri süreriz. — Fakat, 15 liralık daktile hesabı, me (asarruf, ne ticari zihniyet mahsulüdü: Bu sadece istismardır. Devlet, bir kanunla tismarın önüne geçmelir Kumaşla- ra damga Yün fabrikalarının mamulâtı beheme- hal damgalanacak | Yün mensucat fabrikalarına ve- rilen emir üzerine bu fabrikaların imalâtı mutlaka damgalanacak - tır. Her fabrika mamulâtına her iki me'roda bir kordi damgasını koyacaktır. Bu süretle — satılan kumaşların hangi fabrika mah | olduğu kolaylıkla kontrol edile. | cek ve fiatleri matüm olacaktır. | Ğ g bu is. veren memur Halkapınarda Devlet Demiryol. ları atelyesinde ölümle neticete - nen feci bir kaza olmuştur. | Rasim oğlu makinist Ali Türo. | ün idaresindeki yede y kometif atel. | | çevrilmesi | vay ve Tünel Umüm Müdürlüğü illi tampon arasında sıkıştırmış. tır. Ali ölmüştür. KÜÇÜK HABLELER VİLÂYET ve BELEDİYE: i Taksi ücretlerine yüzde 5 yapılması hakkında Belediyece Datmi Encümene bir müracast — yapılmıştır. Fukât çoförler bunu kâfi | açma saatlerinin 26 1. sint iştemişlerse de roddolunmuştur. *ir İstanbul civariyle Trakyada 'ko- yunların ikinci kırkıyaı başlamıştır. * Trakyada — bu yil mühim < tarda ay çiçeği yetiştirilmektedir. —— | 4 Fint Natelerini aamıyan tüccarla. n etzalandırilmasi alâkadarlara bil. | diritmiştir. İ MÜTEFERRİK: * Bu yil mekteplere giren talebe- lere pasoları 15 Eylülden itbaren ve- rilecektir. Eskiler mektepler açilinci. ya kadar kullanılabilecektir. *r İnhisarlar İdaresi Orta mektep mezunları arasından memur almak ü- zere 25 Eylülde yehrimizde bir imti. hân yapacak'ar. 48 Güzlerimi yarı eçtim: — Uyumam ben!.. Güdü. Yanıma otunsrak, İki oli Hu boynumdan atarık kavuşturdu. Ha- filçe kendine doğra çekerek, dudüklü aBi yüzünüde dolaştardı: — Figen karma aç değil mi?. Bak Osün yardimiyle kalklm. — Ocağın önüne, gümüş gibi kalaylı bakır topsl ile bir safra kurmmuşta, Üstü sahanlar, taslarla dölü. O0!.. Neler yaptın Recep' Sahanların KaĞ AAi birer bişee, Yumurta, bulgür Düavi et kizart. ması, Sonra cacık. Tandir ekmeği.. Kurşılıklı olurduk. İslekle yemeğe başladık. Yemek sona erince, o pen- cere içime döğrü — uzanarak, Üstü ör- tülü küçük bir tepsi aldr. Kapağını kaldırınca, - bunun baklava olduğanu Pomanı, | Çacuk, bilmediği o müdde yi | içinde Muktepierde Bele- diyecilik dersi başlarsa.. İstanbul Belediyesinin, Maarif Ve kâletine yaplığı şayanı dikkat teklili duydümüz mu?. İslanbul — Bulediye möktleplerde, çocuklara Belediyec yökirelik hakkında bilgi — vertlmes. Gtiyor ve DU mevauN içine alan yor bir ders ihdasıni teklif ediyor. Bidarit Veküâleti, bu tekliti elmekledir. Vecilen habeclere — göce, bu denste, çocuklara, yehrin tömiz buzulmam, na- Ki vamlalarina binip inilmesi, Belc- diye zebılası hükümleri ve saire hak- Kinda genş malümat veriecektir. iyle tekilf güzel Ve bir tetkik das edebilir mi, edemez mi, bilencin Farsedin ki, ders ihdas — edilmiştir. Evvela, bu dersin kilabina yazınak lâ- zam Bu İşi kim yüpüc cümen mu?. Şehir :uaıll—uıam ayı câk bir komlayo « Belediye Neşe riyat Müdürlüğü mra, bu ki- taba hangi bahlsler kunacak?. Bence, işin eç 20t tarafı tathikatın. da, yani dersia okutulmasnındadır. » selâ, hoce derşte şöyle diyecek” *— Çocuklar, Belediye nizamlarır rizyet etmek lüzımdir. Bu, her mede. tur | gelecek, babası. Büyle bir haber o- | uyacak: «Dün şehrin muhtelif yerla. reket eden 99 fırın, 200 şeör, yar salıcı yıldırım cezasına üra Kilabın ga şayanı dikkat kumi, Be- lediye Zatatası hükümlerini ihtira e den tarafı olacağtır. — Hatırlarsınız ki, uzun yıllardır, Şehir Meclisi yeni bir Zabelai Belediye talimatnamesi yap- | Diğer yandaa da, N, Zabilai Belediye T mütemadiyen telsi tâdll neşretmekle meşguldür â, — çocuklar, aradde öğreneceki o madde Himataamesine zeyil, M bökarinız, sınıfta kalacaktır. ki, o müdde çoklan değişmiştir. R. SABİT Beyazıt Meydanı| Otuz sekiz bin lira sarfile bu ay asfaltlanacak meydanının — asfalta işi dün Eiektrik, 'Ttame Beyanıt tarafından münakataya çıkarıl - | mıştır. Takriben 9000 mötre mus rabbar tutan bu bir Topeka sis - temi asfalt olacak ve 38 bin 880 lira sarfolunacaktır. Pazarlık 12 eylülde ikmal olunacak! nitütd HALK SÜTUKU )| Evlenip yuva kurmak istiyen bir zat | Yaşım 42 siikatim yerinde İstanbul | u cihetlerinden bicinde ©- bayanla yuva kurmak âr. sadıl Yötten bizzat #evcine olsun. Arzo buyurun bayanin fahriten veya şifahen — müracast et mesini rica ederim. — Beyoğlu Tokat” liyan Oteli Kâtibi Ali Ziya Türkölmez DAKTİLO BAYAN ARANIYOR Beyoğlu, Tüpçekenler sokak, Sülh Popiştetim. Tasan” hali bur | kurt jandarmalar tarafından öL | mukabili değildir. Biz, Prenkçe - keli. AMahkemeleri - karşısiında 27 numaralı B. Nazmi Kaygun daktile yazıhanesis me kanastkâr bir Ücretle daktilo bayan aranmaktadı — Yavaşça: — Senla jçin, belki yolun düşer ge. | lrsin diyo hazırlatmıştım.. Bak şexer- dendi. Kismet buşün imiş. Yemekten socza ben yalağa uzan. dun. O, yere olurarak bir kolunu ya- dağın kesarına — dayadı. Dışanda — gök Şürlüyor. Başımı ona doğru uzatlam, İçimde bir çocuk korkusu, heyecani var, — Fırtınadan korkuyorum. Recepit.. Gülümsüyor, saçlarımı okşuyardu. — Şimdi «Zorbahanr ın tepesi kim- bilir ne korkunçlar?. Recep'. - Belki yıldırımlar onun tepesindeki mağıra. Rin kapislaı açar?.. Birden hâlırima, onun «Zorbahan> 1 anlâtırken söylediği sözler geldi: — Recepi.. ıne güzel anlatmıştın banal!.. Yüzünde bir çacuk mahrunluğu lle gülümsadi. — O sözler benim değil'. — Nasıl olur?. Kimın?. — Babamın — Babamın!. Sana anamla babamın hikâyesini anlatayım mı Figen? MAHKEMELERDEİ| vösevin 'öencer |Telefonla konuşurken, San- traldaki kızlaişi pişirdim Orta boylu, şişmanca, otuz - otuz beş | yaşlarında kadar görünen sevimli bir | adamdı. Üç - beş adimiik bir saha da- | hilmüe asabi asabi, küçük —adımlarla dolüğayor, siyah biyıklarımın bir ak - rep kukacı gibl sivri, kıyrık uçlarını; sizirleri boşalmış genç bir kadının mı. ai mini mendilinin ucunu dişlemesi Şidi sinitli sinirli büküyorda. Birsz sonra yanına yekloşaa birisi, — Vay, Şadi, dedi. Ne 9, sca bara- lardâ? Sinditi sinirli biyiklarını “büken & - d, — Birak Allahaşkına! — dedi. — Xila #ülrüritrini insan arkadaş zanmedip de dostça muamele ederse, başına daha çok işler açarlar. — Para meselesi mi? — Yok efendün! Para meselesi, pul meselesi için mahkemeye gelecek a - damı muyim beni? Haysiyet, izzeline- fia meselesi — Nedir Şudiciğim? Anlat Allah. değil, — halırladıkça hiddetleniyorum. Bizim bir mende - bur kalem atkadaşi var. Arkadaş de- Bİl ya, bir Allahin belâsi.. — teletonla kamuşürken, ben, santraldaki kizla işi | İşi pişirmek de değil ya! Lâtife işte... Konuşup gü- gakıtaşıyorduk. — Buşboğazlık ; DUNU o İte söy. lodik. Aradan bir bağa mi geçti, ne- dir? Bir gece dairedie aöbetçiyim.. va- at on ikiye doğru telefor — çaldı. Cun in karşısIındaki cum- li evin CumduĞi altan- da bekliyorum. Tam saat fkide geli . niz Heş dakika sonra da ben gele - ceğim. Muhakkak orada — buh h göz - elimde de kırmızı bir karanfli bulunacaktır. Metriste onbeş azgın Kurt bir Sığır sürüsüne Beyoğlunda muhtelif evlerden eşya çalan iki genç hırsız mahkemede tevkif edildi Evvelki gün Metris ciyarında Uzncaovada 200 sığırla 15 azgin kurt arasında bir mücadele ol . muş, birkaç sığır yaralanmış, bir dürlümüşlür. Köye götürülen ölü kurdun çok büyük olduğu görül. müştür. Beyoğlunda mühtelif yerlerden | eşya çalan Ömer ve Osman ismin de iki genç yakalanmışlardır. Be. yoğlu Cürmümeşhat Mahkeme - sine sevkedilen suçlular — tevkif erdir. Nerere âimler?. Değerli di âlimi Besim Atalay, li- sanımtza son zamanlarda. giren Koa: dinasyon kelimesine iliraz ediyor. keliae yerine yeni bir kelime — bula. Türa, diyor. Koondinasyun, malüm ol düğa üzere, bir elden idart, tanzlm et- | mek, düzene koymak münasına gelir, | Besim Atalay, Koordinasyon İçin dü- zenleme diyelim, diyor. Düzenleme — Koordinasyonun tam melerin tisanımıza girmesine siddetle muarız ve muhalifiz. Pakat, bu şiddet derecesinde de, uydurmasyan kelime. Yer yapınıya muarız bulumuyoruz. © halde ne yapımalı?, Bunü dil â. dimleri, mütehassanlar balletein!, BÜRHAN CEVAT | Fakat anaemin Babası, kızını fakir bir köy bocusana değil, semgin bir köy ağasına vermek İsteğindeyiniş. Zengin “edaya söz Kesmmiş... Rocebin gözleri belirsiz bir yaş Bu- Hatile örtülüdü. Küçük, yavaş bir sesle nneme: «Bana kaçrın'e diye haber salıyor, Anam, o günün ge- cesi babamın © kaçiyor. - Hemen mikâhları oluyor. O gece evleniyorlar. 'Dunya oalara bir cennet gibi geliyor. muş. Fakat bu cennetle, Nezik'in ana- a halam, bir zebani imiş, Onlara hiç Yahat vermek istemiyormuş. Fakal kö- yün bütün — dedikodularına, halamını uğraşmalarına rağmen, nün bicinde - babam, — askere gidiyor. Anam, görümcesinin yanında — yalnız kaliyor. O sıralarda ben - dağayorum, Anacığım, beni deli gibi severdi. Ha- lam evlenmişli. Fakat doğurduğu çe- cuklar yaşamıyor. Anam: «Bana ettik- lerini Tanrı çıkarıyor» derdi. - Sekiz yaşına kadar hep, onların — yanında kaldık. Anam, bütün gün izgat —gibi çalışiyor, akşam beni koynuna alınca, Uzun Uzüa bağomu, babamın işilikle. Tini anlatıyor, “Onun ineçcik bir yü- ADevamı Vac) Ertesi gün, giyindim kuşandım; da- ireden çıktıklan sonra, lelefonda süy- lenon evin cumbasi altına dam uaat ikirle gitlim. İki dakika — geçmeden, tepemden aşağı buz gibi, kirli bir sü dür indi. Bulaşık suyu desem değil, çamaşır suyu desem değil, bıhla su - ... —Bu terbiyesizliğe dayanamadım. kapıyı çaldım.. kapı 3- çıldı. Bir de karştmda bizim terbiye- Siz, rezi! daire arkadaşını görmiyeyim mi? Çürük diğlerile, kapının ardında sırtıyor. — Gel, Şedi beyi dedi. Temiztiye- | lim. sana şaka yaplım. - Küçük bir şaka'. Bu işi başlanbaşa onün ler - Ep ettiğini anladım. p dön - düm. 6 kıyafetle, sintklam, lekeler içinde eve gittim, — Sonra? — Sonrası mülüm, işle. dava et - tik, Hem elözenin parasını, bem de dyetimin Tamlci için manevi za. — Peki. ya bu işi senin büşkü maddeye uvdurur. da, sokağı su döken gibi yapar, Su dökmek süretile belediyi güsdüna dabdü D aa ve lediye cezasile yakasını SıyirirsaT!.. — Öyle şey olur mu? — Bal gibi olur., neye olmasın?. Du aralık mübeşir y laşla: arkadaş karara ıuııh Tn yak < Büyim, dedi. sizin dava öğleden souraya kalacak., saat oa dürtte ge - dim.., Bakın.. daha dört muzakeme - miz var. Saat'on İkiyi #eçiyor. Dey . hude bekiemeyin! Asabi' davacı buna da sinirlendi: — Hasbınalıah! dedi. On paralık da | bundan ver! Haydi azizim, yürüyellen de, şurada bir yoğurtlu kebap yiye - Kim.. karnım zil çalıyor, böraber yürüdüler ve ediiye- hücum eği! Vaizlik için bir imtihan açıldı İstanbul Vakıflar Başmüdürlü. gü Lâleli civarındaki Kıztaşı na. mm diğer Kâtipbâli meseidime her çarşamba günü öğleden sonra 50 kuruş muhassesatla vaz vermek üzere varzlar arasında bir imti - han açmıştır. Talip olanlar ayın 34 ünsü çarşamba gününe düf eden imtihan gününden evvel Vakıflar Başmüdürlüğüne mü - racaat edebleceklerdir. Kartal orta mektebi Kartal arta mektebi binasının 2000 lira sarfile tamir olunması kararlaştırılmıştır. Bu işe 15 ey. lülde başlanılacaktır. EDEBİ ROMAN: 100 Bir Cinayet Davası Yazan: ETEM İZZET BENİCE — Gelininiz öldürüldükten son. ra Ferdi ile hiç konuştun mu? — Konuştum. — Ne dedi? — Oğlum diye döğündü birşey diyecek âkli yakta. — Çok.mu üzülüyordu? — Pek çok fakat, ne yapabilir. di? — Katil kim imiş, böyle bir - gey işlttin mi? — İşitmedim. Fakat, işte ka « tilin eski koca olduğu — söyleni . yordu. Hâkim Ulviye hala ile biraz ha. fif konuşuyordu. Kadıncağırzn ku- lakları da ağır işitiyor olasâklı ki | biraz da bağırıyordu: — Sana katilin Vedat olduğu - nu söylediler mi, yoksa — kendin gördün mü? — Ben görmedim. — Ya ne yaptın? — Sadece işittim! — Kimden? — Yine evdekilerden, Hâkim Sacide kalfaya sordu: — Sen mi söyledin? — Hayır. Nevinden sordu: — Sön miydin söyleyen? — Ben değilim. Ayni suali Lâtifeye de sordı — Sen söylemiş olmalısın? — Ben böyle bir şey söyleme. IAŞE IŞLERİ İaşe müsteşarı ted- kikat için Bandırma'ya gitti Şehrimizde — bulunmakta olan İnşe Müsteşarı B. Şefik Sayer tet. kiklerde bulunmak üzere bura - dan Bandırmaya gitmiştir. Ora- da iaşe — işleri ve bu meyanda Toprak Mahsulleri Ofisinin faa. liyetini de tetkik ederek İzmire geçecektir. Adres sorarken Kadıncağızın çanta- sını kapıp kaçmış! Modada Kadife sokağında 23 bumaralı evde oturan Bayan Me- liha evvelki gün evine giderken yanına biri yak. kaşmış ve: «— Alfedersin hemşireciğim.. Size bir adres sorsam söyler mi- siniz?. demiştir. Kadıncağız da nezaket icabı olarak durmuş ve: «— Bildiğim bir adres ise hay hayl... cevabını. vermiştir. İşte bu bahane ile Melihanın yanına daha sokulan — adam bir elile Melihayı itmiş diğerile de içinde 19 lira bulunan çantasını kaçınıştır. liha zabıtaya müracaat e'. miş ve bu cür'etkâr mütecavizin yakalanması için hemen tahki - kata geçilm Resmi kâğıtları çalıp satarken yakalandı İzmirde gümrük servisinde ma. mur Abdülkadir oğlu B. Ali ile | Mallye odacıs — Abdullah oğlu Tayyarın — hükümete ait — res. mi xâğitları Gümrük — İdare- sinden ve Maliye subesinden larak hamal — Behçet ve Hasan vasıtaslle kere kâğıtçı Hasan oğlu Seyit Aliye ve Torahim oğlu Ah. mede satlıkları iddia edilmiştir. Maznunlar — yakalanmışlar ve Adliyeye verilmişlerdir. Çalınan kâğıtlardan 16 kilosu elde edli . iiştir. Şkiüyelilbüri İnhisarlara ait çivileri satan işçi yakalandı İnhisarlar İdaresine alt çivile . rin hariçte satıldığı — hakkında tahkikala geçildiği yazılmıştı. Bu hususla yapılan tahkikat netice- Tetim çtir, Meselenin yevmiye ile çalışan ir işçinin atelye cep ambarından çıkardığı 150 kile çiviyi hariçte | satarken bittakip yakalanmasın . dan ibaret olduğu — anlaşılarak Adliyeye teslim olunmuştur. Hükim: — Öyle ise bunu söylese söy . dese sana Ferdi söylemiş olacak. Ondan mu işittin? Dedi. İhtiyar kadın: — Belki de-ondan iİşitmişim - dir. Diyerek ilâve etti: — Amma çok yazık oldu. Bu arada avukat Muzaffer hâ. kime: — Ulvye hala Ferdinin hâdise hakkında duyduğu teessürü na - sıl karşılıyorlar ve nasıl ifade et. mek isterler? Lütfen kendisin . den socar mısınız? Dedi. Hâkim, bu suali Ulviya ye tekrarladı. İhtiyar kadın: — Herhalde müteessir olmuş - tur, Fakat, benim gözlerim iyiden iyiye seçmediği için onun kede . rinin derecesi hakkında - hiç bir şey bilmiyorum. Hem, o he? şeyi | bana söylemez ki., diyerek sözle. rine ekledi: — İnsan ayali olur da hiç üzül mez mi? Elbette, Ferdi de üzül - müştü. Hâkim, bundan sonra Muzaf . fere: — Şahit — Ulviyeden bir başka şey sormak istiyor musunuz? de. Muzaffer; İ (Devami Var) 1914 harbile 1939 harti da garip bir kaçmamaktadı. harbinin ikinci — yıld nerede idi? Ve 1939 kinci yıldönüngünde £ Almanya, 1914 — harbitf doğru yaptığı büyük Ve ile başlamıştır. Bu hat defi, Almanyaya — &i temin etmekti, AlmanyA kayı istilâ etti, Fransaj? çikaya yardım için g€ ’, kıt'alarını hezimcte n”,; Parla üzerine üdü. F0 hamle, Marn muhareb Ör Almenyi yepis neticeyi elde edernedi: gorra 1914 genesinde İf him askeri harekâi Garpte netice alamı lar, 1915 senesinde Şi ler, Rusyaya, Sırbistan3 çe arrura geçerek garpt€ *", medikleri neticeyi M lar. 1915 harkâtı Aim yük zaferler kazandırdi ggi Polonyadan atıldılar. leketleri içine w;..ıdnl* 1915 senesinde elde edemiyen A*mlf'" ; nesinde tekrar Verdun üzerine »-uv" y başladılar. Bu da Almâfl duğu neticeyt — temilt Şimdi 1914 harbini ile bir mukayest olursa, iki hart rhu n bir tarafa radaki benzerlik go!(' | yalnız Polonya Fakat 1940 se tice aradı. 1914 uluruk Fra ni (P;)Kİ l'". Marn'i lamıyacağını anlayi e nesinde — şarka Manşta netice alamı ren Almanıya, 1941 seriii ka döndü. Almanyâtl büyük zaferler kazanli inkâr kabul etmiyen kattir. Ruslar Polony' memleketlerinden VE | dan atılmışlardır. ningradın kapılarındı? ki bu şehir de düşef iki yüz elli bin emf ', bin top, 14 bin © tayyare — tahrip l ŞÜ Faka! Almanya Zaf fildir. Netice ,.eşmc:î" yanın hodefi, Busy Kafkasları ele qrcf""t yadan tehdit edilmel sırı İran ve Trak dit ederek Süveyi kıskaç içine almakti. bik edilememiştir. | Bir ay sonra kıı manlar netice 2 Rusyanın oval ai lerdir. , İmdi 1939 harbinii nesinde şarkta Almanya, biraz d | ikinci senesinde .ır”' 'de edemiyen Almaf bet ğ mektedir. Ve eğer rin iddia ettikleri lar tekrar garbe &ö veye karşı hücum hıyacak n.mıcru— tam olacaktır. sinde de şarkta n!"d miyen Almanyar gönmüştü. | Yizmi yedi sene, harebe ile buıwg,; rasındaki mukay' ) tice budur. — Söy yoktur ki bu muküf Gırlif, neticeye- büyük ' d' fedilemez Her | de iki senelik ink ınh"" ,( ile garp arası kuma wklmık w"“ mücadelenin whâl şekilde ı..u.;ııe-'*d mez. Yukarıda d: yi gibi, iki harbin KST hususiyetleri vardif rihin tekerrür ©“İğ söz de yanlıştır ki tarihte bwr'" hâdise yoktur. ikinci senenil üçüncü seneye da 1914 harbine