| Sürü U—— — —0 ALK FİLOZOFU Kırmızı Kiremitli İstanbulumn müstakbel plânı hazırlanmak, bitmek üzeredir. Meydanlar, yollar, istikamet . lor — belirmiştir. — Yeşil saha, parklar, çocuk bahçeleri, lüks gazino, şark kahvesi. —hulâsa, Ber şeyin yeri ve şekli tesbil e- dilmiştir. Fakat, asıl tesbit zaruretim de olduğumuz en mühim key - fiyet hâlâ boş ve derbeder dur. maktadır. Bu, evlerimiz, ika . metgâhlarımızdır. İstanbulda, yahut, başka bir ilade ile, İstanbulun nerelerin- de ne cins ve şekilde ikamet . güh inşa ettirilmelidir? Bu da- va halledilmemiştir. Halledil . mediği muhakkak, çünkü, her parası olan, dilediği yerde, di . dediği gibi bir çatı kurabilmek- tedir. Apartıman ismi altında bir takam gayri sıhhi Ve hattâ ba- yası gayri fenni kaş, ve kum yı- ganları, birer zevksizlik ve se . kalet timsali halinde — İstanbul NER G | KARŞISINDA İİSONTELGRAF dD İA | HAVALARDA YENİ GÖLGE Dünyanın en büyük tayyaresi ismi verilen yeni bir hava - devi hakkında ajans telgrafları izahat veriyor. Bu tayyaze, silâhları ve techizatile birlikte içine tam 200 asker alayormuş. — Kocaman bir benzin deposu varmış. günlerce, hiç benzin almadan uçabilirmiş Ve bu koca alâmet havada uçu- yor. Tayyarede büyüklük rekoru kırıldıkça, bir güm öyle olacak ki, birkaç yüz tayyarenin aymi za . manda uçması insanları güneşlen malhrum edecek! Yeni bir göneş tutulması tek- likesil SAYFİYE YERLERİNE DAİR ——— Gazetelerim yazdığına göre, say fiye yerlerindeki pahalılık daha dehşetli imiş Meselâ, — oralardaki bakkal ve esuaf, bütün maddele. ri, şehre nazaran Burada — yirmi beş fazlasile satıyorlarmış! | Yine şükretmeli, Yi Bu gibi | yerler lükstür, yüzde yüz kâr nis- | beli ilâve etmek kâzım gelir, de - | seler, ne yapaeağız? Yüzde yirmi beşe de şükret - meli! | ÇIPLAK ADAM Kadıköy vapur iskelesinde bir adam çırçıplak soyunarak denire göirip bir banyo aldığı içim, civar- dan zabıtaya haber verilmiş, a . dam yakalanmıştı. Bir kadın o - kuyucum bana yolladığı bir mek. tupda diyor ki: «— Acaba, bu banyo alan in « san bir kadın olkaydı, yine haber veren bulunur muydu?. Düşünün bakalım! AHMET RAUF Tefrika No: Çıngırakları Yazan: CAİT UÇU ———f | — Söyle Recep, söylel. Bekliyo - J Tum... | Ne söylemek istiyor? Yüreğimde kt- | Zui bir sorgu belitiyor. Recep ne söye Tiyerekt Fokat o, hiç beklemediğim kısacık bir kelime fılldadı; — Korkuyorum!.. Başğımda düşünücelerim danar gibi u. Bütün mevcudiyetimle dı tum | » Sen korkt bilir müsin Reocp? | Bu çeit korkuyu' yöc tattım... —| BDuyulmaktân korkar gibi yavaş le, fısıldaşarak kuruşuyoruz. Hakiki bir şaşkınlık içinde sordum; | — Bu nasıj bir kurm:? Keskin bir çevrülşle bana- dönecek, l rmüş- 05 1 büyük avuçlarile elimi yakaladı: — Beni- kaçırmaktaa korkuyoruml. Hayşımın içinde, geniş, aydınlık u- © duklar açıldı. O sarhoşluğa — benziyen zevk ruhumu, vücudümü. sardı. Bülüm amazi, bülün çakâ hayıtum; bu ekinle. rin içinde eriyor. Kalbim, — berrak, | Miklk bir derahla göğerdinde çarpiyor, Çatı KEŞAT FEYZİ ufuklarını örtmektedir. Kski tabta evlerimiz. çürük, | çarıktır. Türk üslübu - henüz meydanda yoktur. İstanbulun denizine, mavi, açık göklerine ve binbir hususiyetine uygun bir bina stili henüz bulmama - mıştır. Bir taraftan, inşaat ha. bire devam edegelmektedir. Yarın, ben kalkışsam, şark kah vesi yapılacak bir ursa yanına bir kübik taş yığımı kondur - sam, kimse se çıkarmıyacak . | tar. Müstakbel İstanbul, evi, ika. metgâhı, tek kelimesi ile kır - mızı kiremitli çatıları bakımın. dan, hakikaten alelâcaip bir manzara arzedecektir. — Yıllar geçecek, Türk imar plânı ta - mamen tahakkuk ve tatbik e . dilmiş olacak. Fakat, bu plâmı, bir zevk şeridi halinde yulnız yollarda, meydanlarda uzanıp | gider göreceksiniz. Başınızı sağa, solu çevirme . ie cesaret edemiyeceksiniz. Pendik vecivarı İstanbul Belediyesi hududu Pendiğe kadar uzatılacak Bostancıya kadar olan Beledi. ye hududunun Pendiğe kadar u- zatılması için tetkik tadır. Anadolu &: rafların. » gittikçe rağbet bula - rak ima: edilmesi bu zarureti de- Burmuşiur. aa İçki sarfiyatı Rakı ve şarap satışları | gittikçe azalıyormuş! | Tutu'an istatistiklere göre son aylarda bilhassa şehrimizde rakı | ve şarap sarliyatı azalmıştır. Bu. na. hayanın sıcaklığı yüzünden fazla bera sazılmasınm sebep ol- düğü tahmin olunmaktadır. İn. hisarlar İdaresi yeni mevsim için Kazırlıklara başlamıştır. KÜÇÜK HABERLER TİCARET ve SANAYİ: Tün ai 5Z| SA z MN İN Te ŞAT nni n | MÜTEFERRİK: &e İki yil bir samıfı geçemedikler rinden dolüyi meklepten çıkarılâm ta- ledeler hakkinda yeni bir karar verii. miştir. Bunlar üçüncü yılda husasl mekteplere müracast eltikleri — vakit Gümatnamedeki yaş baddi. dahilinde Bulunmalarına dikkat olünmcaktır. * Vali ve Belediye Reisi Bi — Lütei | Kırdar dün İzmirden dönmüştür. HALK SÜTUNU BİR GENÇ KIZ İŞ ARIYOR Kimsesizliği dolayısiyle — ilkmektebi bitiremeden tahsili bırakmıya mecbur kalmiş o beş yaşında bir kiz mücs- seşelerde, — fubrikslenda İş aramakfa- dür. İş sahiplerinim gazetemiz Halk Sü- tunu vasitasiyle (Sabuhat) ismime bil- dizmeleri rica olanüz. 40 Belzi süylemek istediğlm bir çak gey- | ler vaz. Fakat dudaklarım kâltli gibi. Kilm Hâlâ — avuçlarının mengenesli içinde; bu maddf get, büyük, pürüzsüs bir saadet halinde yüreğime doluyor, Ve bursaadet. hissi, islak biz süngen gibi; gönlümdek; azapların, sor. pasla- rını, san karanlıklarını silerek, temiz.. liyordu, Sesim titriyenek: — Recep, dedim. Ben köyü seviyos rum... Burada: iyt olduğumu — hissedi- | yorum.. İ Avucundaki elimi artıde sikmiyor, | Yümüşak muhabbetli — bir — okşayışla tutuyor. Üstüne oturduğum — topenli, sirtimş dayadığtın - ekinleri; bu ateş böcekler riyle yaldızlanmış günü gecesini, ni hayet Heceti hiç yadırgamıyorum. Bir yaprak kıpırdamıyor, ekin — kas kulariyle yüklü bir sıcak var. Kantm, dürnarlerin yakiyor. Derinlerden bir şes duyuyarum. Bu çarpan kalbimin #esidir. Ateş böcekleri küme küme do. Taşıyor, yanıp sönüyorlar, ) hüridir. Eski güzel Bir Avrupalı üllm, insan — çehceleri üzerinde tedüikler yapmış.. Ay yüzlü dediğimiz, yuvarlak, ablak, beyaz ve | #önan yüzlü adamlar; ekiden gözel | addedilmelerine rağinen, bunlar büm ye itbariyle sağlam olmazlarmış. Bu gibiler daha- ziyade bedbin, — hulyalı, Meihnkolik olurtar, lazla - çalışmazlar, çok düşümürlermiz. — Bunların eneeji- eri noksammnış. Bizlm Gski Divan — Kdebiyalı, güzet tariflade —mütemadiyen ey — yüziü, sevgillerden Dahseder. Edebiyet tari. hin€ karıştıranlar bitirler ki, eski gü | z€l tipi ay yüzlü insandır. Batün eski görler, güzellerinde, kasidelerinde ay Datçasi gibi kadınlardanı dem vürür . Eski sevgililerin - boyları bir. senvi dir, Kadamazı çalâk. yürüyüşleri ta- vus gibi naslı, “saçları Saba - rümürz, kaşları yayı - Dakeşları ok, burunları | hakka, dudakları kiraz, yanukları el- | ma veya şefttali, gerdanları gümüş, kolları kanattır. Bütün Diyan Edebiyatı, güzel kadı. ni böyle farif eder. Ây parçası, ayın an dördü, ay yüzlü tübirleri ise, hai arasında da çok kullarılır. Zamanla, sarlatın geçmesiyle bers | ver değişiyor. Zevkler de dekişmişi Artık, bu.tarifleki tip, simdi güzel di üildir. Böyle bir tip, bugün çirkin, s: kil ve haçtaldır. Fuzis alaturka, Şurk evveli, mutlaka gişman, etli canlı, butları yerinde ol malıdır. Bu telflekide olan Gakiler, — bundan dolayıder ki; bir dirhem et bin ayıg öcter, demişlerdik. Dugün, ay yüzlü ol mak, bir nevi çirkinliktir. Yüz, ince, “run ve mevrum olmalıdır. - Rivayete göre, Amerikada, sinema payitahti oe lan Holivutta, güzellik ölçüleri, cski | Yunan İlâhesi / Venüslen alınmakta. dir. Venüs'ün burun, dadak, alın, bor yun, göğüs ilâtr. ölçüleri, Amerikada Mdeal ölçü olaralc kullanılmaktadır. Bugünün makbul alan kadın tipi, u işk tefeklir. Vücut, mümkün olduğu kadar yağsız ve etslzdir. Adaloler sert olmalıdır. “Boy umundur. Hatlar, çiz- Biler müntazamdır. Zamanla herşey değiştyor, #mmâ, tarihin bir tekerrürden ibaret olduğunu d unutmayız. Meseli, ceki | Yunanda, esiçi Ramada ve eski Müsar. du gözel inşan tipi, bugünkü tolâkkiye uygundur. Yani, bugünkü — tetikki, e zamanle tettkkinin ayaldir. — Bunu | heykellerden süliyoruz. — Faki Yunan. | da gaye, atlelik, ince, uzun, sert bir | cude sahip olmaktı. Bugün öyle de. | Bi ni Ay şüzlü İntan tipini, bizim Şark, | duha ziyade Orta zamanı takip eden Süray Edebiyatı: yaratmıştır. R. SABİT ) | İ Trenlerde gazeteci- lerden Ekspres far- kıda alınmıyacak Münakalât Vekületi gazeteci . lere venilen halk ticgret biletle . rinden ekspres farkı alınmaması- Di kararlaştırmıştır. Esasen ayın 20 nci gününden itibaren — halk ticaret biletlerinde gazetecilere yapılan tenzilâtı yüzde gıkarmış olan Münakale Vekili - miz Bı Cevdet Kerim İncedayı bu son kararile de matbuat mütehassis: etmiş veronlara kar. gı mümkün alan her kolaylığı e. sirgersediğini göslermiştir. ailesini Şebircilik — mütehassım Prost Eyübün imar plânını tamamla - mıştır. Plâm Şehir Meelisinin ilk devre Içtimalarında görüşüldük - ten sonra derhal Vekâlete gön - derilecektir. Plâna göre evvelâ iskele civarında modern bir <hü. kümet mahailesi» yapılacaktır. — Ateş böcekleri ne güzel Recepi. Onlar niçka yanıp sönerler bil an — Hayıtl.. — Hşletini bulmak içini.. — BSenin de güzlerin ateş böcekleci gİ yar — Yüreğim yanıyor Figen'.. — Bentm de., — < — Seni göresim geldi! enim de seni Recepi, Başt yüzüme yaklaştı, — Dudakları- mnız birbirlerini buldu. Ondan bana ge- Çün büyük sütç bütüa vücudümü sar- dL O; ad verilmez sarkoşlüğü — düyü- yorüm. Hecebin, seri adalel: kolları yücudümü sarıyor. Yıldızları görüyo- Tum. Yıldlzlar eriyor, derin, uesuz bir boşluğun. içindeyim. Hir ateş beni ya- kayer, kizıl bir alev Tüyasna düliyo. Tumm., - Güzlerimi açtığım vakit, kendimi sı- | Cak toprağın üstünde uzanmiş. başımı Recebin sert adalöli kolunun üstünde Buldum. Yüreğimde ucsuz bir sükün — dolü. Başita, bu diri, scak kolün Üstünde mes'ut, Hafifçe ona döndüm Keskim | hatlı profilini götüyorum. Göğe bakı. yor; biraz daha göğüne sokuldum. Güneş kokan pamuk gömleğinin için- den bir büşka kolu taşıyor. Bu omus | ahbatli vücudünün kokusu. | Büşladen. Neş'ek görünen ve müteme- “Bizim doktor Şarbon üniversi- tesinde asistancılık yapmıştır,, Adliye karidorunda bir kannpede; İi kişi yan yana oturmuşlar, konu- | süyorlardı. Birt durgün ve müzlarip, diğeri neşeli görünüyordu. Durgun ve muz- artp görüneni, daba çok - dinilyordu. Noş'cil görüneni, mütemndiyen, — söy- düyuc, süylüyar, söylüyordu. Yanlarına sokuldum.. Kanapenin bur kenarına dü ben oturdum. Bir sigara | yevtim. Dava zamamaına bekilyen bur *« sehili Kataydisiyir, onları dinlemiye diyen seyliyen, — Müish, diyordü, kimeeye — dert verip le German Rerimasın; — Güçtür, bilirim. Amdna, başa gelince de, çeke- ceksin. Heleme hucaya, Allah izmaoyi muhtaç etmesin. — Emme, bir kere de muhtaç oldun u. Heklnin bocanın, bu zamanda: insaflısım bulmak güç... Bizim efendi, bak ne yalan — süyliye, yim, çok insaflı, çok. vecdanlıdır. Pu- kara Baztalara gider . tomofil porası, betizin parass slmaz. Öyle hastalarını bilirim k, vınitı (vizita alacak herkalde) — parası - bile almamadıktan kelli, Uâç parasını da yastığının altma Hem de, timağının klordur hal.. Hor stne - Avrupanın Amerika taraflarını dolaşır, üyle ge. - lir. Senede üç dört ay burudar yöktur. den kendisi, İngilterede Şarbon mek tehinde akumuş.. Beş seme do orlda a- sörencilik yapmış. Hani döktortağuna | Biç diyecek yok. *Derdini söylemiyen dezmanım: bulamaz'> derler. Bir yal da kendini bizimkine güster. Kimselerin | deva bulamadığı hastalari, memleke. Hine, koşa, koşa, oyaliya oyniya gön- deriyör. Kaça bakâr kit; — Üç liraya Bbukiyo emme; ben —*“Canını yesinler senin!..,, | diye kadına takılan sarhoş! Fatihte evvelki gece cereyan eden bir hâdi- senin muhakemesi mahkümiyetle neticelendi Fatihde evvelki gece cereyan eden Bir. sarhöşlük ve sarkın talık hâdisesinin mubakemesi dü Cürmümneşhut mahkemesinde gö. rülmüştür. Hâdist şudur: Fatihde Çarşam- ba caddesinde oturan Mürüvvet isminde bir kadın komşudan. dö- merken ayni mahallede mukim Hüseyin sarkoş bir halde yolunu nit yesinler seninler diye takıl. mıştır. Binaların katı Yolların genişliğine göre, bina kat. ları evvelce tesbit edilmişil. Gazetele- m edilmişlir. Ve bu suretle mesele daha elddi şekilde ele alinmış oluyor. Anlaşılatı ga ki, İstanbulda, zeman ka. w İle beraber altı katları fazla yüksek bina inşasna müzasce edilmiyecektir. Zazen, bugüne kadar yapılanların elte serisi, bu yüksekliği tecavtir —etmer. Pek azı 7, 6, 9 katlır. Fakat, bugüner kadar şekilsiz, biçirn- siz bir surette yapılân binalar ne ola- | cak?. Hela, son ön beş yıl içinde İs. kanbulda nâmütenabi bina — yapılmış- tir ki, bunların hiç biri müstakbel imar plâne üg bir uygunluk — göster. mez. Ne olurdu, ön beş sene evvel, bu. Kgünkü imar esaslarımı koyabileydik, © zaman ne yapıyorduk, soaha? .. BUÜRHAN CEVAT | Kığirdadiğimi Hümedince; o da döü- &- zebiliyaruz. — Dudaklarını çenerm cunda dolaştırdı. Ve bir zir söyler gi bi kulağıma uzatarak, fızıkladı — Kartn olmalısın. Figeni., © zaman içime bir keder damlası düştü. Günlümün sükünu içinde haika Kalka genişledi. Katılaşmış bir balde dürdüm. Kocam; artık benim için bir başkasıydı. Banı uzak, yabancı gelen, bir eski Figen de vardı. Recep, omuzumdan hafifçe sarstı: — Usuüyor musur, Figen?.. Bir aleş rüyası görmüş, hâlâ ayıla- miyardüm. — Uyanmak - ist Hakikat bazan ecidir.. — Tad vermek insanur elindedir... Ne gizel, re güzel süylüyor. İçimde, omu böyle konuşur görmekle, büyük bir heyecan, bir sevinç dalgalanıyor. — Bizlim de elimizde alabilir mi Re. cep?. | — Kacın olmalısın!. * iyorum. Recep... Ona verecek cevabim — almadığına içlm yantyordi. Koluyla göğsü arasın- | da yatan başıma, kalbinin vuruş ses- dert doluyar. İderi ve ateş doka kalbi benim için vuruyor. Kalbim o seslere karalık veriyar, fakat teklifine ne di. yebilirin kiP.. KAFKası Var) hemsehridir dervem iki Uraya baktı- vi — Ne zaman gidelim kit. -- İzetrsen htnencik gdelim, Şimdi doktor da yemeğini yemiştir. — Einme, hincik mahkemeden ça- Brırlarsal.. — Yök csntm.. Dakü: kapılar açı- madi. We kölü daha bir saat sürer. Küpıyı açar açmaz da seni almarlar yet, — Hedi gidelim öyleyse.. — Hedi! Ayala kalktılar. Yürüyecekleri sı- rada, karşıdan gelen bir avukat yanla- Bna yaklaştı. Durgun ve ar komuşun dertli adama, — Sekiz lira vert dedi. Yeniden masrat yaplık.. Daha da yapacağız. Kaynundan çıkardığı, üzerinde Tn sarılı meşin bir çantayı açtı.. kardiğı bir beşz Hralıkla bir iki bu- çak Uraliğın üzerine başka ufak bir çantadan çıkardığı gümüş yarım lira. lığı da koyup uzattı. Avukat akdığı parayı pantalonunun cebine yerleşlirirken, — Nereye gidiyorsun?. dedi. Geç kalma, çabuk gel!.. Duzgun, — düşünceli ve dertli adâm avukata, — Hincuk gelirim.. - Şurayadak gi- deteğiz, — ddiklen sonra, kendisini doktora götüren hemgehrisine, Zaten, dedi, aldiğimızı Dünşündüm düşündüm de, ya dök- t0T vEyE avukar almadığıma hayıtlan- dim, üzüldüm, durdum. Öyle ya! Şu adamın bila epay parast avukala ve dökterü nazip olmuztu;. halbuki, han> gi gazetecinin cebinde kaç parası var. di dersiniz şu köylünün?. Mürüwyet evine kaçmış fakat Hüseyin. kovalıyarak evin altın. daki Mürüvvetin kardeşi Eminin sobacı dükkânının camını taşla- yıp kırmışlır. Neticede Hüseyin yakalanmış ve sıcaklan rakinın başına vur. duğunu söylemişse de & lira para cezasile 3 gün hapse mahküm o0. Tunmuştur. Damızlık atlar Vilüyet Aygır Deposu Müdür. lüğü şe"rimizde yapılmakta olan yarışlarda koşan a'lardan bazi- İarını damızl'k olarak satım ala. cak ve depoya koyacaktır. Bun- dan sonra her'şene bu — şekilde | hareket olunarak at neslinin 15 | Tahına da- yardımı edilmiş ola - | caktır. EDEBİ ROMAN 2 Bir Cinayet Davasi Yazan: ETEM İZZET BENİCE — Hâkimler, sözüme ken Güzinin tahil bir deli değil, hınzır deli olduğunu — söylemiş. * tim. Ona ilâve edebileceğim * bir | tek vastım daha vardır: Güzin | ahlâksızdır.. | Bu cümle Cemilin ağzından çt- | kar çıkmaz genç kızın bir çığlığı | mahkeme salonunu doldurdu ve yine onün fırlattığı çantanın de - ş Başlar - Mirli tarafı Cemilin kafasına çarp. tı ve, Cemil: — Ah. aht.. Diye âdeta böğürmeyi andıran bir sesle bağırdı. Mahkeme salonu birdenbire ka- ayaklanmalar olmuştu, $ musuma da leke sürecekler... Diye haykırıyor, Muzalffer: — Bu ne kepaze şey.. Bu'adam hakkında baro tahkikat yapma - hider. Böyle maskaralık — yapılır mu?. Meslek ahlâkı tahrip edili - yor. Diye bağırıyor, Şekip Muzaf . fere mukabele ediyordu: — Siz sebebiyet verdiniz. İfli . raya iftira ile mukabele edilir. Muzaffer: — İftira olduğunu itiraf edi . yor, zabit tutulsun.. Diyor, Vedat: — Alçak herif, kızımın namu . sile oynuyor. Diye bağırıyordu. -Mahkeme - deki halk da yüksek sesle konuş. mağa başlamışlar, iki tarafın hak. ke üzerinde münakaşalar yaptyor. | lardı. Reis durmadan zil çalıyor: | — Celseyi tatil ediyorum. Su- | Eski eserler için şeh- | | de pastf korunma dersleri göre. | Kazananlara ayda 15 lira gsli ma. Yeni bir | korr!isyon rimizde yeni bir komisyon kuruluyor! Maarif * Vekâleti — şehrimizde mütehasaıslardan mürekkep ola. rak bir «eski eserler komisyonu» teşkil ermek maksadile tetkik - ler icra ettirmektedir. Bu komisyon şehrimizdeki bü- tün eski eserleri inceden inceye tetkik edecek ve bunlardan mü- hafaza >dilmesi lüzum gelenleri alâkada lara bildirererek muha - Pasif korunma Beden terbiyesi mü- kellefleri de çalışacak Beden terbiyesi mükelleflerine pasif korunma — işlerinde çalış - mak da öğretilecektir. Bu hu - susta hazırlıklar — yapılmaktadır. Gençler haftanın muayyen gün - lerinde yapacakları — ekzersizler- cekler ve ekpilerde nasil çalışı - lacağını öğreneceklerdir. Haliç vapurların- daki tekâmül Haliç Vüpurları — İşletmesinin Des nizyolları İdaresine çeçmesinden son. ra pek kisa bir zaman içinde bu dev- rin sabeti görülmiye başlammıştır. Bazt ihmal ve I&kaydiler yüzünden itizamını kaybetmiş olan — seferlerin hemen tanzim olunması, bilet ücretle. rinin halk lçdine değiştirilmesi, vapur » iskelnlerde temizliğe rizyet edilme. ezaşen kazançları pek x olan müs- tahdeminin ücretlerine zam - yapıl bu emektar vatandaşların teri hetine gidilmesi — tekmil momnun ve mütlehasıis birs cümle Eyüp ve cövarında oturan müteadtit okuyucularımızdan dün al. diğiniz bir. mektup'a Neni daresine teşekkür edilmektedir. Diğer taradlan İdarenin — sederlerde sürat temini için Başladığını yardığı. muz tetkiklerin bir an evvel ilnal 9. lunacak hemen tatbikata göçilmezi de kararlaştırılmışlır. Evkaf idaresi memur alıyor İstanbul, Beyeğlu ve Kadıköy Ywkaf Müdürlüklerine en az or . fa mektep mezunu olmuk - üzere imtihanla memur alınması karar laştırılmıştır. Talip olarılar 3 Eylâl Çarşam - ba günü akşamına kadar vesika» larile Çemberlitaşdaki Fvkaf Mü. dürlüğüne müracaat etmelidirler. ş tediye olumacaktır. sunuz... Bu ne kepazelik böyle? Diye bağırıyordu. Cemil kafa . sını uğuşturuyordu: — Mahkeme huzurunda teca - vüze uğradım. Takibat yapılma . sını isterim. Esbabı müşeddede. Hey'eti hâkimeye hakaret var. Diyerek yine çığırtkan ifade . sile yaygara koparıyondu. Hâkim, Gu son: — Jandarma geisin. Dedi ve gerçekten bir iki daki- ka sonra bir manga — jandarma mahkeme salonuna girdi. Anla - şılıyordu ki dışarıdan gürültü tilir işitilmez janarmalara haber salınmıştı. Hükimin — em$i de yolda - olan jandarmanın gelmesini tesri et . mişti, jandarmalar salona girince hâkim: Kim ses çıkarırsa derhal tev. kif ettireceğim. Dedi ve zili çaldı ve.. arkasın - dan ilâve etti. — Muhakemeyi on dakika tatil ediyorum. Tevkif kelimesinin — kulaklara erişmesi, jandarmaların — mah « keme içinde yerlerini alması, hâ- kimin hiddetli ve kat't görünüşü birden herkesi susturmuştu. Fakat, Cemilin evucu hülâ göz kapağının ve kaşının üzerine ka. panımış duruyordu. Güzin — başını iki elinin arasına almış yavaş yar vaş mırıldanarak ağlıyordu: — Annemi üldürdüler, — şimdi de benim namusymu - kirlelmek istiyorlar, Bari ömrümde bir ke - pecik olsun bu erkekle konuşmuş, olsam barit (Devaraı var) | | Maar'i Vekâleti, AP | pulcak Cumhuriyet BAF İ | Yazan: Ali Kemal Si İran haksızlığa uğradı. Avf'f' ) harbinin- Asya safhası ebemili ” yet alıyor, Avrupaya hâkim *L Mmak İsteyenlerin şarkı sükült huzuruna terkedemiyecekleri kere daha anlaşıldı. Avrapa MALC | Binin en mühim bir safhası çai | Asyada cereyan ediyor. Buğe Sahasının nerelere kadar vart0k ği düşünülürken şarkın öbür Ü cunda kuvvetli bir devletin BÜ cağı vaziyetin mahiyeti de ne (| kittenberi dün; gi şürmektedir. nn Avrupa ha ğer Bu müzakereler varmaksızın kalırsa İngilteffi tabit olarak Amerika ile r olduğu Londradir tekrar / Bunların Amerika ile Japonyi rasında şu günlerde bir hatf kacak ve İngiltere de A ile birlikte Japonya sleybifif Ü7 be girecek gibi bir müra :;, mek mevsimsiz olsa gerelk BÜL | kis Rusyaya yardıın bahsindlt Öj merikan - Japon ıı-uuxı—:l;:, *| daha müsmit' bir tavzdir certf ettiğini gösteren alâmelli değildir. Amerikadan gönderilecek petrolün İzi larından geçmesi zaruri olaff milerle nakline mâni olup ©, mak keyfiyeti var. Japon dİ. matları bunu ellerinde biT vet olarak tutmağı biliyor sayede Amerikadan bazı deler temin edebileceklerini şünüyorlar. Anlaşmak esastif şilikh bir takım müsaâdt mümkündür. Onun için R! yardım için Amerikadan vastok'a gönderilecek mal nin Japon — sularından geçmesi bahsinde de muk pon metalibinin Vaşingtomdü | , zarı dikkate alınacağı a. ” *XE*Ğ e CK UKT Z SA maktadır. Bundan ilk çıkan netict lüyor ki Japonyamın şik n harbinde mutlaka — İngiltert Çi Rusya aleyhine sarih bir alacağı muhakkak değildir yoda dünya - politikasının 4 hallerinden istifade etmeği u lenler vardır. Bunlar * D mutedil düşünenler de B"“, N yor. Amerika ile İngilterey? ğ İN # açılacak bir harbin Jap'f'k DA lehine netice vermeklen g başkaları için körit alacailif! ğer sap edenlerin dediği dinlef 1_! SAA cek diye tahmin ediliyotdik ponların giriştiği fütuhat * tinin muvaffakiyetle be! moesi zaman, para ve ernef yor. Bu siyasetten — vi değildir Fakat hedefe çin vakit kazanmak. gerei- İ rikayı, İngiltereyi büsböfüt gil kulandırmak yerine dahöl —— davranarak yürümek vaf. Geçen senenin bu mi Avrupa harbirin, nes- 1 BİF ya girmiş olduğu daha ıın"_,,f i mıştır. Avrupada Fransih oldukden sonra onum Hİ zak taraflarındaki * geçirmek fırsatı çıkmışt” geçen se sene bu mevsil at paylaşılacağı düşünül Son bir senedenberi bu t# lar tahakkuk edemedi ponlar kendi işlerimin ye taallük eden kısın l'fl derdir. Sessizce mağllf, sadan istediklerini 21dik? ra başkalarile kavgayâ Tüzumsuz 'cıub ilür het Cumhuriyet Ba ai şenliklerine h"”,. Kat rasimlerine iştirak —*”:;’ teplilerin mekteplerle #47 maz hazırlıklara — DAf ; | alâkadarlara uldwrnîî:;' raya bu yıl her senekli fazla mektepli gidectiii rıca bedenm terbiyesi " rinden de ayzılacak W karaya gönderilecekti?