9 Ağustos 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

9 Ağustos 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ADİSELER Aİİİ «— Beybaba..» diyorlarmış!. Artık, bu gibi tabirler kaldımı ya?, Yalnız ve sadece, baba, de- mek kâfi!, İyi, büyle demek daha güzel amma, bir de eskilere kulak ve. riniz, İhtiyarlar şöyle diyorlar: «— Baba, diyelim, baba desin- ler, amma, şimdi nerede © eski babalar.. Birçoğunu görüyoruz, hep trabzan babası' « ŞAPKA FİATLARI «Yüksel ki yerin bu yer değildir.» Bu mısraı hatırlarsınız. Bu min. val üzere, herşeyin fiatı boyuna yükseliyor. Yazıldığına göre, şap- ka fiatları da yül t Haydi, şimdi, yaz.. şapkasız ge- zelim.. Fakat, sonbaharda ne ya. ğiştirmek lâzım gelecek!. Alinin külâhımı Veliye, Velinin külâhanı Aliyet, HAKİKİ MUCİP SEBEP şudur: Vatmanlıkta konuşmak yasak. konuşmadan Fakat, bu meselenin asıl esbabi mucibesi Bir kadın, Bazı mizahi mevzular vür ki gülüp geçiyoruz, karikatürlerini seyrediyo - , hikâyelerini dinliyo- delerdir. Erbabınin anlattığtına göre, şık bü- yanlarımızın modayi takip — kaygu - sile sörfettikleri para, gittikçe artmak-| tadır. Ve bu şik gezmek, medaya uy - İ& göz önünde. Hal böyle iken, bir ki- şım bayanlarin israf denecek şekilde yapmaları, yalniz keseleri ba- masraf kımından değti, memleket iktısadi - bazı kadınlarımızın daha şüurlu ha - reket etmeleri Jüzım geliyor. AYAKTA seyyahat Sirkeci banliyosunun bazı yolcuları Vekâle- te müracaat ettiler ! Sirkeci - Çekmece banliyösün- de oturan halktan bir çok kimse. ler trenlerde birinci mevki vagon- | Ö lardaki yerlerden fazla bilet ke- sildiğini Vekâlete şikâyet etmiş. lerdir. Şikâyete göre her katarda üç vagon olduğu ve her vagön yir- mi birer kişi aldığı halde bazan yüzlerce kişiye bilet verilmekte ve bunlardan birçoğu ayakta se- yahat etmektedir. Bu arada ikinci mevki yolcuların da daha tren kalkmadan birinci mevkie otura. rak yerleri kapatmalarından gi- kâyet edilmiştir. Kurbağlıdere Belediye, rıhtımile be- raber sahilde gazi- nolar yapacak Kadıköyündeki Kurbağalıdere üç yılda tamamen temizlenerek derinleştirilecek ve kenarlarına rihtım inşa edilecektir. Bu rıh- tımların bazı yerlerinde gazinolar ve bahçeler vücude getirilecektir. Derenin üzerine iki güzel modern köprü de yapılacaktır. VİLÂYET ve BELEDİYE: Her ayın sonuna gelen Salı gü- aü''nerberler Cemiyetinde bir. ehli- yüzde 70 dir. TİCARET ve SANAYİ: zeci ve masavlar — cemiyetinin büzı yolsur müuamelelerini tesbit ettiğin. den. bu cemiyetin idare heyetini fes- hetmişlir. — Trabaoa Kars ve Vakfikebir yağlarının fiatlerinin tesbit olunma- ' Ticaret Veklletince — kararlaştırı!. maştar. *& Yerli Malar Pazarlarından pe- yükende basma alacak olanların nü- dü, pamuklu kumaş x -MAARİF, ÜNİVERSİTE: *& Lise ve Örtamekteplene alına- cak olan leyli, meceani — talebelerin Kayıtları 20 Ağustasta bitecektir. Bu yıl batihanlar yalnız Türkçe, edebi. yat ve melamatiklen yapılacak'ır. e Hariçlen İlkokul bitirme imti- banina girecekler 27 Ağustosla İs- tanbul £ inci İlkokulda imtihan olu- nacaklardır. MÜTEFERRİK: * Kurüçeşmede Bt Pank — depo- sanda amele Yakup, küçük kömür dekovilini yürütürken ayağı ray de- Mirine takılarak düşmüş, — başından #dr sürette yaralanmıştır. &e Yenlden yapılacak su — işlerine 80 mllyon İira tahsla olunması bak- kındaki kanun Vâyihası dün Büyük Milet Mectisinde kabul olumhuştur. *& Cihangirde Kuğulu sokakta Ya- vuz apartımanında — hizmetçilik eden Melike ve İhsan isimlerinde iki hiz. metçi Milif Pyatgonun bu keşidesin- den yarını biletle 10 bin lra kazan. mışlar ve bir ev alip kiraya vermek üzere bankaya yatırmışlardır. *& Bir çay mağazmama sahte mek- BÜRHAN CEVAT | (3i vt satimişir. YA Y Tefrika No: 20 Sürü Ç ae izi siyah güzlerini, — içerinde gümüş | teller parlıyan giyah saçlarını, uzun boynu her şeyini seviyor, belki de l gözli gizli ona tapıyordum. O hayatın içini, ben do biraz dışıniı seviyorduk. Bastalari, kitapları, arasında bana bir yer ayırmıştı. Fkat ben, © büyük iki Mmesguliyet arasına xıkışmaktan sıkılı- yor, boğuluyardum. Onun engin ru - hunün bütün sonsazluklarına — sahi olmük İstiyor, fakat çalışmalarım, & dinmelerim biç bir netiee vermylordu. | Meselâ kilap okuduğu zamanlar oda | gına girecek alsam, buna uzak, ya - | aramızdaki mnevt uçu onlara düşe mekten korkardım. Sonra dalma ben- | den, bende olmuyan hosletleri ister, | derdi. Bu da, onu kendi âleminde | kmamdı. Çalışacak, oku- | stalarile mesgu! olacak. Son- yecak, ra par'ak gözlerinde yorgun bakızlar, bilan Hir balde eve dönecek, — tpkı bir: çocukla meşgul olur #ibi, bana sualler soracak, sonra yine kendi b denine dalacak. Çıngırakları Yazan: CAHİT UÇUK Bazan bütün ba ruhi yalnı kak devreleri içinde derin d şinüyor, benden on beş yıl dah İa yaşamış. Ben öndan ön A geriyim, ve onün yıllarca evvel geçtiği yollarda yesi yürüyorum. He- yecamlarım Hsze, görüşlerim taze, ü- mitlerim taze diyordum. — Ben onun için, ham bir meyva gibiydim. Dana rahan yoklaşmamı için olgumlaşmam Tözndi. Pakat bem öna kaştukça, o daha uzakları hüllere gidiyor; yine gerilerde yalnız başıma kalıyordum. Benim için e - vimle, tüvaletle, elbiseler, şapkalarla iskarpinlerie çarşıda pazarda” meemul olmâyı, dostlarimla vakit — geçirmeyi KöfL görüyor, ve hep burları tır ediyondu. 'Tam beş — uzun yil hep, Tuhunun bence möçhul olan yolumu - bulmak, orada anunla beraber yürümek için kortum, Evliliğimizin ilk yılları beş | döndürücü değişfklikler içinde, ken- dim düsünmeğe vakit bulmadan geç- beş'yil dak | Hatico Hanımdan Nono'ya cevap Dünkü yazımı okuyanlar, bilmiyo- rum, Hatice hanımın Nono'ya yazdığı | cevabi merakla bekliyorlar mu?. Bek- varsa, onları daha fazla sü- btrazlanmadan, Hatice bânlımın plâf mektobuna yazıdığı cevabi aynen üşa- 2e.. Ayol, sen, Yeşiltulumba sokağın. dü kurşumcu Ayşe hanımın büyük kı- zandan olan torunu değil misin?. Bu ne kibarlık, bu ne edat. Rahmetli Kayyum efendiden düymüştüm, büyük anânın adı şad olsun diye, sana da Nuriye demişlerdi. Nono da nereden Çıklı!. Anan olan kadın, senin gibi böyle şeyler bilmezdi. Sen, onun Ahir ömründe geldin. Kadin, seni 39 undan sanra doğurdu. Bir tek kaz evlâdi, g- martıldın. Pek açılıp saçılmışsın kızım.. Anan, | saçını süpürge yapan kadındı. Şimdi, senin saçların nerelerde uçap dalgü. lanıyor. Doğrusmu, — mektubundan fazla bir | sey anlıyamadım. Ben © yeni lâkır- | diları nereden bileceğim? Hafız Hüs- nü efendiden namaz sureleri oku - muştük, rahmetli dayım da biraz e- lifbeyi söktürmüştü. Sonra bir kıs. metim çıktı, Müszzinlerin yeğeni Ko- camustafapaşalı Ali Efendiyle evlen- dim. Mektubunda, Neci, diye sık sık so- tuyorsun? Kimi soruyorsun a evlâ. dun?, Rahmetli Ali Bfendiyi mi? A- yol, Evkafta mukayyit değil miydi?. Sen bilmezsin, anant sor.. Anmn pek iyi tanir, kırk sene mi diyeyim, elli sen€ mi diyeyim, Etyemezde bitişik komşu olururduk. Bize, tahta silmeğe gelindi. Ali Eefendi de, gani gani rah- met Ctsin, anana sigüra verirdi. Bir, zamantmızda, deniz filân bil - mezdik. Mektubunda boyuna denizden| bahsediyorsun.. Kızım, sana bu İllet nereden geldi. Allahın deryasile öyle fazla oyun olmaz.. Biz, denki, Eyüp sultan hözretlerini ziyarete gittiğimiz zaman Haliç vapurundan görürdük de yine yüreğimiz ağnımıza gelirdi. De- ülale öyle şaka olur mu?. Hiç görünmüyorsun. Kime soram, © havalandı. bizim semtlere uğramaz oldu, diyorlar. Kiz nerelerdesin?. İn- san, kândilde, bayramda bir €l öpme- e ölsun gelmez mi?, Zemane.. Yalniz bir şeye gücendim doğrusu.. Beni, her şeyden mahrum saniyorsun! Rahmetli AlL Efeadi, ev- cüment adamdı. Zenbil zenbil yiyecek taşırdı. Asıl mahrum ölan sizlersiniz. — R. SABİT Şehrimize bol odun ve kömür geliyor Son günlerde şehrimize mühim miktarda odun ve kömür gelmeğe başlamıştır. Bir suretle depolarda stoklar — yapılmaktadır.. Stoklar arttıkça önümüzdeki ay içinde 0. dun narhı yeniden tesbit oluna- caktır. —a Vilâyetimizde 7 — hay- van sergisi açılıyor 15 ağustosta Beykozda, 22 ağus- tosta Kartalda, 5 eylülde Bakır. köyünde, 12 eylülde Yalovada, 19 eylülde Eyüpte, 1 birinciteşrinde Silivride ve 7 birinciteşrinde de Çatalcada 7 hayvan sergisi açıla- gaktır. 1 ağustasta Şilede — bir hayvan sergisi açılmıştır. Resmi daireler mahrukat ihtiyacını şimdiden temin edecekler Remi dairelere şimdiden kışlık kömürlerini almaları bildirilmiştir. Bu suretle kış mevsimine topla- nan fazla kömür istihlâki geniş bir zamana taksim edilerek kışın her hangi bir buhran olmaması temin edilecektir. Z 8l ıme | İ Yazık olsun senin okuduğun İcisinin de haline, hatta küline bak- ganız, adeta sözü sohbeti yerinde x- damlâr rannederdiniz. Adliye korl - | Biri diyordu. kiz Hacca gidenlere yo) gösterene denir. Bizim d& önümüzde delil düştüydü. Çök savaplı bir iştir. Diğeri asrar ediyordu: — Sen bu İşe delli oldun demek, bu işe sebep oldun — demektir. Hiç kizmağa hakkın yok! Beriki yeniden asabileşti: — Birak yahul Ben sana türkçesini göyliyeyim: Delil demek. — imuhabbet tellâhi demektir. Anladın mı şimdi?. ,Üçüncü şahis eski reyinde, eski fik konuşacaklar, belki, — aralarıpd. bir nlza bile çıkaracaklardı. Bereket ver. zin, mübaşirin dik sesi, bu müna - kaşayı bıçak gibi kesli: Bir çocukla iki ktebe; yaladığın mürekkebe Münakaşayı yapalardan biri, koşa- rak mahkemeye girdi. — Diğerleri de onu takip etliler. Hâkimin buzurunda, iki kişi yan. yana durdular, Davacı olanı söze baş- kadı: — Riendim, dedi. Bu zat bana, de- Hi dedi, Delil demek, malümu âliniz veçhile, adeta, muhabbet tellâli de - mektir. Delil dediğini duyan birçok kisi var. Hepsi buradadır. ve şahittir. Delil demekten de maksadı başkadır. Onu da öymem arzedeceğim. — Yani, utanmayı kaldırayım, bant delil diye, karımdan kinaye olarak söyledi. Maznun ayağa kalktı. Kendini mü- dafsaya başladı: — Rfendim.. Ben buna delil değti, deli dedim. Onu da arkadaş mabey- ninde İötife olarak söyledim. Müna- aebetsiz bir 1âf süyledi. — Birader, “dedim. Sen delisin!. Aklı başında adam bu lâlı söylemez. 'Bu, lâftan ahkâm çıkarmış. Delil de- di diye dava açmış. Sıra İle yedi sekiz şahit dinlenildi. Şahitler: — Bunlar dalma birbirlerile saka ederler. Biribirlerine olmuyacak 14f- lar söylerler, Salt, Naciye l4f arasın- da, — Sen delisin yahut dedi. — Böyle VAf söylenir mi? Delilsin, flâm gibi fena J€ söylemedi. Hâkim davacıya: — Bak, dedi; sana delisin demiş; Dililsin dememiş. Ne diyeceksin? Da- vacı: — Etendim, dedi. Mademki ken - disi de İnkâr ediyor. delilsin deme - dim, delisin dedim, —diyor. Bir nevi tarriye veriyor demektir. Öyleyse af- fodiyorum. Mahkeme maznunun bersetine ka- Tar verdi. Mahkemeden çıktıklânı zotira davacı: — Attettim, bende kaldı. El'afvü zekâtüzzafer! dedi. Yine büyüklük genç hırsız 22 ev ve dükkân soymuşlar! Lângada bir eve girerken yakalanân üç kışilik kumpanya efradı tevkif edildi | Yusuf isminde M yaşın çocukla Hüdaverdi ve Hilmi lecinde 2 genç bir hırsız kurnpan- yası kurarak şimdiye kadar Far tih, Teşvikiye, Alemdar, Unkapa- nt ve Kasımpaşada 22 ev ve dük. kân soymuşlardır. Nihayet bunlar Lângada bir e- ve girerlerken suç üstünde yaka- lanmışlardır. Dün 2 inci Sulh Ce. za mahkemesinde yapılan sorcu- Jarını müleskip tevkif olunmuş- lardır. dK Tünel kayışı hergün muayene ediliyor Ametikadan Elektrik, Tramvay ve Tünel İdaresine çekilen bir telgrafla tünel kayışının bir kaç güne kadar yola çıkarılacağı, bir, bir buçuk ay sonra şehrimize gel. miş olacağı bildirilmiştir. Şimdiki kayış her gün muayene edilmek- tedir. Bu müayenelere göre kayı- şın daha en aşağı bir ay dayana. bir. cağı anlaşılmıştır. Bir kısım mezarlıklar kaldırılıyor Belediye tekmil mezarlıkları kontrol ettirmekte. dir, Bunlardan bit kısmnı kaldırıla- caktır. Kalması kararlaşanlar tan- zim edilerek güzel bir şekle soku. lacaktır, ç— —— — n okumak bir İtiyat haline — gelmişti, mağa başladı. O büyük bir hasret ve | birakmadım. tehalükle kitüplarına, Bastalarına koş- tı. Ben, sisli, derin bir boşluk, yal- mizlik İçinde kaldım. Omunla kanu - şabilmek, söylediklerini anıyabil - mek'için tıp kilaplarını okumağı baş- Jadım. Burlar bang bilmece gibi ge- W ti. Sanra yavaş yavaş, hayat durül « D liy oğdu. Fukat bir yanımda tıp tüguti | Slduğu balde okuyer Bu, ondan girli okumalar devam | içinde yeni ufuklar açılıyar, ta urak. darda yânan bir meş'ale görür gibi oluyor, onun ruh dünyasına kavusi cağımı, böylelikle yalaızlıklardan kur. ) tulacağımı umuyordum. Bir gün, bir meslekdaşile yaptığı Bir öprasyön Bakkinda könüşüyor - Jerdi. Alâkadar oldum. Konuştukla - 'Timı bir düman Arkasında görür gibl anlıyordum. Sörlerine — kamışarık bir kaç şey söyledim. Kocamın dostu Tetle bana baktı. Sonra Adile dön: <Brayo dedi, yet arkadaşından daha tlemişe likla gülümsedi. söylemedi. Halbaki, bir takdir, tath söz, merakla birkac yordum. Bimların birisi lekt bilgilerine vâkıf oluşumla, bilgi. sizliğim aratında bir fark yoktu. Uzak amlne yorgunluk düydüm. Boşuna koşmuş, boşuna yorulmuştum. Fakat, | Sıcak bir yaz gönüydü. İlk evli - lk günlerimizi hatirlatan bir sicek. hikla birbirlmize — yakındık, Denize açilan bi divand: balkenun $ tarafındaki yazlmış, 1 yartıklara ©u. Siyak parlak sa; ramiş, gözlerinde peldi, Başını dizlerime koyarak, sırt İ divena urandı. Yavaşça kitabımı irsm olduğ hip olmam Ona kısaca: eHalbuki Hinim> dedim. Sağ kol |muvafık bulmuştu. Fakat ldu bilmiyorum, kocam birdenbdire değişti. (Devamı var) Bu Geceki Balolar Bakirköy Kızilay “Kurumu tarafın- dan bu gece Florya plâjı gazinesın. da saat 21 dem sabaha kadar mühte- şem bir balo verilecektir. Dönüşe iren ve otobüs temin olunmuştur. Kadıköy Kızılayı da bu gee Pe- | nerbabçedeki Belvü gazinosuuda zen- | Kin bir kır balosu vermektedir. SÜNNET DÜGÜNÜ —| Alemdar — Kımlayının — önümüüdeki Cumarteasi ve Pazar gecesi için Sa- rayburnu Parkında tertip ettiği — bü. yük Sünnet Düğünü çok rağbet gör- müştür, DD YENİ MESELELERİ Sovyetler ve Lehistan Yazan: Ali Kemal SUNMAN| Geçen umuümi harbin Lehistanın | istiklâline ve birliğine ne suretle yol açtığı malümduc: Rusya, AL manya ve Avusturya larının tebaası haline gelmiş olan Lehler memleketleri bu üç büyük devlet tarafından taksim edildik- ten sonra nice seneler geçmiş, bir. birlerine yabancı gibi olmuşlar- dır. Leh vatanperverlerinin teşki- Tti bu birliği kalben ve fikren temine çalışarak bir gün filen de emetlerine nail olmak için uğraş. maktan geri kalnadı. Fakat geçen umümi harple A- vusturyaya tbi Lehlerin Avuz- | turya İmpazatoruna satlakat yee | mini etmelerinde Krakovideki va- erler komitesi hiç bir bels tâbi olan Lehlerin Varşovadaki vatanperverler kemitesi de Çara sadakat yemini edilebileceğini harp vekayli bu meseleyi de bir suretle | halletti denebilir: 916 ağustosun- da Avusturya - Macaristan ordu- ları artık mağlüp olmuş sayılıyor- du. Onün için Alman erkânıhar- biyesi şark cephesi harekâtında müttefik Avusturya . Macaristuna güvenmiyerek bundan sonra as- idare — etmesinden Almanyanın başka çare bulamadı. Aradan uy- lar geçmekle beraber nihayet Al. manya İle Avusturya arasında bir karar verilmiş, Avusturyanın ih- İLAVE vapurlar Limanımızdan Fuar seferleri ve tenzilât Salı günü başlıyor İzmir fuarı dolayısile 12 ağus- tos salı gününden itibaren Deniz- yolları vapurlarında > yüzde elli tenzilâtlı bilet satışına başlanacak ve yine bu tarihten itibaren İs. tanbuldan İzmire haftada iki de- fa olan postalar her salı günü kal- dırılacak bir ilâve ile üçe çıkarılacaktır, Ayrıca ldan Bandırmaya yine her salı günü birer ilâve posta konacak ve bu suretle İstanbul . Bandırma pos- taları haftada altıya çıkacaktır, Çatlıyan surlar Yedikule surlarının. Tren yolu ciheti kıs- men çatlamış! Yedikule surlarının demiryolur nun geçtiği kısmında büyük çat. laklıklar husule gelmiştir. Tehli- keli vaziyet meydana gelmemesi için srlar muayene edilecek, teh- like görülürse bir kısmı yıkıla. caktır. — Kadın ıvcıshın yeni marifetleri Meşhur kadın avcısı Eyüplü Halit 45 yaşlarında Zeliha, Zehra isimle- inde İkj kadısın paralarını, Maryam inde bir kadınin mücevherlerini dolandırmak ve Kirkor adında biri. nin de memloketi parasız — dolaştır. mak bahanesiyle 23 Hirasını almak suçuyla Astiye 6 incı Cezaya — verli- miş ve kadınlarla beraber yaşadığını sönra terkettiğini, buna muğber ola. rak iftira eylediklerini söylemiş —di. ğer Iddlayı reddetmiştir. Dava şahit celbine kalmıştır. Sğrly ü Tren memurlarının pasoları pazarları niçin geçmiyor Demiryolları dokuzuncu işlet. me müdürlüğü bütün müracaat- lara rağmen memur ve müstah- demlerine verdiği pasuları iş sa. atleri dahilinde ve pazar günleri muteber saymamakta ısrar et mektedir. Bütün bafta çalışan bir memurun pazar günü trenle gez- mek istemesi tabii olduğu beya. nile Devlet Demiryollarının di- Ber işletme kısımlarında böyle bir karar tatbik edilmediğinden bu hususta Vekâlete müracaat oluna- caktır. Lehistannın — teşekkülü tarihinde göze çarpan başlıca vakayi bu vesi- le ile de hatıra geliyor. tiyar İmparatoru Fransun jozefe bir keyanname neşrettirilmiştir. Bunda Galiçyaya yime Avusturya- Macaristan İmparatorluğu dahi. linde vüsi bir muhtariyet verili- yordu. Vaktile Viyana kongresi- Nin yaşamasına müsande ettiği kü. çücük Lehistan devleti vardı. Bu- nu da İri ve kuvyetli komşular çok görmüşler, ortadan kaldırmış- © kongrenin Lehistanını Al- manya ve Avusturya İmparator- ları tekrar diriltmeyi ve bu suretle Lehlerden bir ordu vücude ge. tirmeyi düşünmüşlerdir. Senraki vekayi de daha unutul> mamıştır; Rusyada 917 sonbaha- rında ihtilâl oluyor, Almanya ile Rusya barışıyor, fakat Lehler tat. min edilmemiş olarak kalıyor. U- mumi harbin son senesinde Amc- rika Cumhurreisi Vilson müslak. bel sulhun esasları ne olmak lâ- zam geleceğini ilân ederken müs- takil bir Lehistan vücude getiril. mesine, bu devletin denize mah- reci olmasını da söylemişti. On- dan sonra harp müttefikler lehine neticelenince müstakil bir Lehis- tan da vücude gelmiş oldu: Avru- panın şarkında bir Slav cumhu- riyet ki şimalde Baltık denizinde Danzig ile bir mahrece malik ol. muş, Varşovayı payıtaht yapımış 388 bin küsur kilometre araziye sahip bulunmuştur. Lehistan cum- huriyeti en yeni rakamlara göre | yuvarlak bir hesapla M milyon | nüfusa malik bulunuyordu, ! 939 eylülündenberi olanları tek. rar gözden geçirmeğe belki lüzum görülmez. Çünkü bunlar pek yeni vekayildir, Yazan: Ahmet Şükrü Japon hamlesinin cett; cüh ettiği artık saril laşılmaktadır. Yakin Holanda Hladistanı ve bangi, istikametlerinden doğru yürümek ııııı#' malüm değildi. japonlar, cenupta tıpkı Almanyanın AVRN takip ettikleri politiki tatbik etmektedirler: İâl gillerenin muhtemel züne karşı tedbir al sile Vişiyi tazyik et v diçininin müdafaası iÇik letle karşılıklı bir yardi, velesi imzalantışlardır. velenin imzası üzerine Hindiçiniyi işgalleri altilf, lardır. japonya Hindiçili de hegemonya ki bir gaye olmayıp, U İngiliz ve Amerikan alâkalarını tasfiye e! istihdaf eden bir gaye)? için bir merhaleden peri, ğu malümdu. Nasıl Ki gün bile geçmeden japtfi hakkındaki emel ve ni açığa vurmuş bulüf Siyam bir taraftan ji lerine geçen Fransız H diğer taraftan da İngilti Birmanya ve cenuptan pura kadar uzanan Malif adası arasına sıkışmış, kulceyşi ehemmiyeti memlekettir. Asyanın kası, Avrupa devleti paylaşılırken, yalnız Tâlini muhafaza olmuştur. iaponyanın Siyamdaâf, aşağı yukarı, Hindld" diklerinin aynidir: Hin gilterenin mevhum bif den kurtarmak bi meleketten bir takım diği gibi, Siyamı mevhum — tecavüzü mak bahanesile de bu ten bir takım Üsler Hakikatte japonyanın he gi diçiniyi ve Siyamı İf tahtası olarak kullanarük müstemlekelerine taarTll tir, Siyamın japon taf? sında boyun eğeceğine tur. Belki de japonya, diçinisi zararma — Siyâfi etmeğe de çalışacaktır. ğ İngilterenin ve M dımından mahrum &: bir Siyam devletinin karşı mukavemet edel şikârdır. Fakat Hindiçini, dahi () def için bir merhale A Siyam da ayni ileri heĞi merhaleden ibarettir. İf Siyamdan Singapura © atacağı anlaşılıyor. | İngiltere Hindiçini ÖS ler temin etmek için İMİÇİ Tafından adım atılırk€fk, müdahale etmemiştir. Ö el v idaresi kâr Beşiktaşla — oturan <— Galatadaki ııl*: yisile Beşiktaş, Bebek, köyden İstanbul c aödetmekte ve Ka rar iramvaya binenli biletile yani aek' fozla para vererek İti sedirler. Şik tine git ) hldam İdareya ’;ı&r::a Biz hem yayan PA" eskisinden 4 kun riyoruz. Belediyi ldir» Soa Telgrüf — lediye Rekliğinin © fine koyuyoruz. —PT DKK B ZY PS K— GERPREKLPr pPe — YAZ VPNADA KS0 Su

Bu sayıdan diğer sayfalar: