15 Nisan 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

15 Nisan 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PARİSTEKİ DELİ SERGİSİ Pariste, gazetelerin yazdı- ğına göre, timarhanedeki de- lilerin eserlerinden mürek- kep bir sergi açılımış.. Sergi, dolup dolup taşıyor; hergün, binlerce adam, delilerin ma- rifetlerini görmiye geliyor- . muş! , Fakat, hayret, bütün dün- yanın bazı delilerin eserlerile dolduğu şu zamanda, ayrıca, delilerin eserlerinden mürek- kep bir sergi açınıya lüzum yvar mı Ben şimdi, o eserleri ya- , panların deli olduğuna inanı- yorum da, seyre gelenlerin a- kıllı olduğuna inanamıyo- rum, KADINLARDA TABİİ GÜZELLİK Bir gazetenin sinema ha. berleri sütumunda — gözüme ilişti: Genç bir kız, senelerce, stüdyo kapılarında bekletil- dikten sonra, nihayet güç hal ile, artistliğe kabul edilmiş.. Şimdi, ayni kadın beyaz perdenin en tanınmış yıldızı imiş! Vaktiyle, bu kızı sinema stüdyolarına kabul etmiyen rejisörlerinin itirafı ne imiş, biliyor musunuz?., Makiyajsız ve tabii haliyle gok güzel olması.. Çünkü, bu halde olan ka- dınlar, makiyaj ve sun'i gü- zellik — vasıtalariyle, beyaz perde üzerinde çok çirkin gö- rünürlermiş! Şu halde, biz, beyaz perde- de, güzel kadın değil, güzel kadın konservelerini sevredi- yoruz.. SİNİR İLÂCi Geçenlerde, Vâ-Nü, «Sinir ilâcı ve kitabır serlevhalı bir yazı yazmıştı. Bu da ne de- mek diye, düşünüyrodum. Bi- zim Osman Cemale sordum. Dedi ki: — Bazı kitaplar, insana 'Transiti | Trabzon - İran yolu esaslı şekilde ıslah ediliyor Bu seneki kış mevsiminde bazı yerleri bozulmuş olan Trabzon - İran transit yolunun havalar dü- zelmeğe başladığı için yakında ta- mirine başlanacak ve muvakkat ah- $ap köprüler yapılacaktır. Yolun Ağrı - Van kısmı bu yıl tamamen 've esaslı bir şekilde ıslah edile - cektir, Diğer taraftan gittikçe ehem - miyeti artan bu yol — vasılasile yavılan ticart — nakliyat her yıl mütemadiyen artın inkişaf etmek- tedir. KÜÇÜK HABERLER YİLÂYET ve BELEDİYE: * Küğıthane, Kasımpaşa ve Piş- maniye derelerinin üstlerinin açık olması bu sahada sineklerin üre- mesine ve taaffüne sebep olmak- tadır, Belediye bu derelerin üst- lerini kapamayı kararlaştırmıştır . * Şehir Meclisi bugün topla - narak Elektrik ve Sular İdaresine ait talimatnameleri müzakere e - » decektir. Meclis elindeki işleri bitirmediğinden on beş gün daha temdit edilecektir. * Üsküdar meydanının tanzimi işi 10 bin küsur liraya dün ihale edilmiştir. Şişhanede Lulapark önü ile İskender Caddesinin istinat duvarlarının inşası ve bu sahanın tanzimi işi 15,500 liraya ihale e- dilmiştir. 4 Yenicamiin arkasındaki dük- kânlar yakında tamamen yıkıla - cak ve buradaki park kaldırılıp otomobil parkı baline getirile - cektir. TİCARET ve SANAYİ: * Ticaret Vekili Mümtaz Erk- men dün akşam şehrimizden An- karaya avdet etmiştir. * Dünkü ihracatın yekünu 400 bin liradır. Bu arada dün Alman- yaya 50 bin liralık — nohut, deri, İngiltereye 100 bin liralık kendir, keten elyafı, gül yağı, İsviçreye misket satılmıştır. ** Dün şehrimiz Kahve ve Çay İthalât Birliğinde bir toplantı ya- gayet tatlı bir uyku verdi için, bunlar, hakikaten, iyi bir sinir ilâcı yerine geçer. Meselâ hangi kitaplar?. — Onu, Vâ - Nü daha iyi ve yakından bilir.. NERDEN İLHAM ALIYORLARMIŞ Ercüment Ekrem, bir yazı- sında şöyle diyor: — Romantiklerin babası Viktor Hügo ile realistlerin ahubabası Balzak, o lâyemut eserlerini yazarlarken, fincan fincan kahve içer ve ilhamla- rını bu kahvelerden - alırlar- mış!. Eğer, bir fincan kahvenin bu kadar çok muhassenatı varsa, bizim roman muharrir- lerinin on kat fazla lâyemut eser vermeleri icap eder. Çün- kü, Babiâlideki ekseri mu- *AHMET RAUF pılmıştır. Bu toplantıda, evvelce ilk defa olarak — yazdığımız gibi Mısırdan kahve getirmek istiyen- lere açılacak akreditif işi görü - şülmüştür. Naviser muamelesini yapacak tacirlere — istediği kadar akreditif verilecektir. Ayrıca, çay ithalâtı için de 60 bir sterlinlik akreditif açılmıştır. MÜTEFERRİK: * Cumartesini pazara bağlıyan gece Malatyada şiddetli bir yağ- murdan sonra kar fırtınası baş - lamış ve 24 saat devam etmiştir. 25 santimetre yükselen kar, çiçek açmış olan meyva ağaçlarını ta- mamen mahvetmiştir. Srvasa da kar yağmaktadır. * Dün sabah Feriköyünde ka- rısı Fatmyar ağır sürette yarala- dığını haber verdiğimiz Mehmet Recep öğleden sonra — Adliyeye teslim edilip tevkif olunmuştur. Koltukçuluk yapan ve Hasköyde oturan carih, karısının kendisine ticaret ortağı Yaşarla ihanet edip kaçtığını ve buna kızarak yarala- dığını itiraf etmiştir. Adaptasyoncu Yazıcılıkta adaptasyon meselesi, | günlerce gazete sütunlarında an- ket, münakaşa, makale, fıkra Ve mizah mevzuu olduktan sonra ka- €ik karalıyarak, işi hulâsa etmek ve bir neticeye bağlamak istiyo- rum, ile sözlerime başlıya- Bundan ” böyle, bizde, romancı yetişmesine imkân — yoktur. Ben, bu hükmü verirken, asla, müba- lâğaya kapılmıyor ve bittabi bu- günün şartlarını gözönünde tutu- yorum, Bugünün şartları deyince, son on beş yılın şartlarını kastedi- yorum, Hâdise şudur: Roman, edebi nevilerin en muh- teşemi, en mübimmi, en çok süy, vakil ve itina istiyenidir. Halbuki, bizde, telif romana verilen para azdır. Hem de müthiş azdır, Bu memlekette roman yazmak, bir insamı geçindiremez. Binacnaleyh dini kazanmak için | | başka bir çi € olmağa karar vermiş müstait genç de, tarzını ve mesli de- iiştirmeğe mecbur kalmaktadır. Babiâli caddesinde, ayni zaman- | da, 6 muhtelif gazeteye € tefrika | yazarak hayatını kazanan arka-' daşlar vardır, Bu yazıların telif bi- rer şaheser olmasını bekliyemezsi- niz. Bu şartlar altında edebi eser verilemez. Bu hal ve manzara, adaptasye- nu, teretimeyi, y fikren daha az yorulmayı mi kılmakta- Fikir mahsulünü tam ödemedik- çe, hakiki roman değil, bir takım roman taklitleri yer bulacaktır. REŞAT FEYZİ Serbest döviz! mal ihracatı İhracat Birliklerinin mevzuları dışında kalan maddelerin serbest | dövizle ihraçları için Vekâlet ta- rafından bir tallmatname hazır - lanmış ve Mıntaka Ticaret Mü - dürlüklerine — bildirilmiştir. Bu bususta yapılacak muamele hak- kında Ticaret Müdürlüğü tara - fından tacirlere malümat verile- cektir. Yeni mevsim pamuk ekimi çok bol Ziraat Vekâletinin şimdiden yap- tığı tetkiklere göre, yeni mevsim pamuk ekimi şimdiye kadar gö - rülmemiş derecede fazladır. Mahsulün de bu nisbette bol o- lacağı anlaşılmaktadır, bamuğun çok para ettiğini gören müstah - siller her tarafta dört elle ekim işine sarılmışlardır. Rekoltenin bir rekor teşkil edeceği hesaplan - maktadır. Gece İzmirde iki saat süren bir yangın çıktı İzmir 15 (Hususi) — Gece saat 20 de İzmir gümrük ani n bir kısmnıdaki îııhbum sine ait kimyahaneden yangın çık- mış ve genişlemiştir. İtfaiye iki saat mücadele ile yangının daha genişlemesine mani olmuştur. Za rar ehemmiyetlidir. Ateşin sebeb araştırılmaktadıt. Seferberlik veya fevkalâde halde Vazifeye davet olunacaklara 'ait yeni bir kanun neşredildi Hava taarruzlarına karşı ko - runma kanununa ek olarak yeni bir. kanun kabul edilerek Resmi gazete ile ilân edilmiştir, Buna göre fev- kalâde hallerde görülecek lüzum üzerine Haber verme teşekkülle- rine aşağıdaki evsafı haiz eşhas | Genet Kurmay Başkanlığı teklifi ve İcra Vekilleri Heyetinin kara- rile hizmete çağırılabilecektir. Sefer halinde bütün sefer müd- detince, ve — fevkalâde hallerde müddet ve lüzumu Vekiller He - yetince tayin olunacak zamanlar- da hava haber verme — teşkilâtı dahilindeki vazifelerde bulunul - mak üzere yedek subaylardan yaş haddini aşmış ve 1076 numaralı kanunun 22 inci maddesi mucibin- ce yedek subaylıktan affedilmiş olanlar hizmete çağırılabilir ve bu hizmette bulundukları müddetçe subay elbisesi giyerek rütbelerine ait üniformalarını taşırlar. Hava haber verme teşkilâtı için hizmete alınacak mükellef erat ve gedikli erbaşlar orduda mükel- lefiyet dahili emsalleri erat ve gedikli erbaşlar gibi muameleye tâbi tutulurlar. Romanya ile yapıla- | Çiftçi - Amele ihtilâf- tak ticari mübadele |ları için komisyon Romanya ile kliring hesapların- da muvazene hasıl olmuştur. Bu sebeple yeni mübadeleler müm- kün olacak ve ihracata müsaade edilecektir. Vaziyet alâkadarlara bildirilmiştir. — Pamuk müstahsil - lerinden bir heye! şehrimize geldi Pamuk mübavaa fiatının arttır rılması için teşebbüslerde bulun- mak üzere Ankaraya giden İzmir pamuk müstahsilleri heyeti dün şehrimize gelmiştir. Heyet şehri- mizde bulunan — Ticaret Vekili Mümtaz Ökmen ile temaslarda bulunarak pamuk fiatlarının art- tırılmasını istiyeceklerdir. İdam mahkümu Ödemişte Abdullah Naci is- minde birisini öldüren — Altındiş | Mustafa adındakj — katilin idam hükmü Büyük Millet Meclisince | tasdik edilmiştir. İdam mıhküml yakında asılacaktır. Çiftçi ile amele arasındaki ih- tilâfları sulhan halletmek - üzere yakında Vilâyette bir komisyön kurulacaktır. Komlisyonda jan - darma ve emnivetten de mümes- siller bulunacktır. Muallimler için ve- rilen yeni ve mühim bir emir Maarif Vekâleti, alâkadarlara gönderdiği bir tamimde tatil mev- siminde muallimlerin bulunduk- ları, köy, kasaba, kaza ve sehir- lerden avrılmamalarını bildirmiş- tir. Mecburi mazeretleri olanlara ancak bir hafta mezuniyet veri- lecektir. Bu mezuniyet köy mu - allimleri icin üc gündür. înglllı_'rleınl Mü- me: seyahati Şehrimizdeki İngiliz ticaret mü- messili Krab ithalât ve ihracatçı- larımızla temaslarda — bulunmak üzere İzmire gitmiştir. Bir müd- det kalacak ve sonra tekrar şeh- Timize dönecektir. zaük Ynı?f v nrAyTekda —— ADLİYE ve POLİS 3 — Sürgüne mahküm edilen tüc- carın kasasını nasıl soymuşlar Tüccarın mevkufiyetinden kalkan hamalla arka Cür'etkâr bir hamalın bir kasa | hırsızlığı vak'ası dün Adliyeye ı intikal etmiştir: Fincancılarda kımyevt mevad ticareti yapan Raşid Sevilin, ge - çende jelâtin ihtikârından İstan -, bul İkinci Asliye Ceza mahkeme- sinde üç sene Yozgada sürülme- sine ve 750 lira para cezası öde - mesine karar verilmişti. Milli Ko- runma Kanununa göre, son tahki- kat, mevkufen yapılmış, kararla beraber maznun serbest bırakıl - mışti. Raşid Sevil, tahliyesinden son- ra yazıhanesine gidip kasasını a- gınca, 958 lira ile iki altın liranın eksik olduğunu görmüştür. Bunun üzerine polisçe yapılan tahkikatla, istifadeye şı yakalandı Raoşid Sevilin, htikâr cürmü meş- hudu sırasında telâşla kasa anah- farını masasının üs'ünde unut - Yerli kah- ve istlsali Yurtta kahve ağacı yetiştirilmesi teşvik edilecek Memleketimizde Akdeniz sa - hilerinde, kar, kuru olmiyan ve cevvi bâdisata maruz bulunmıyan kuvtu yerlerde kahve ağacı ye - tiştirilebileceği anlaşılarak bu hu- susta Ziraat Vekâletince tetkik - lere geçilmistir. Maruf bir ziraatcimiz bu sabah kendisile görüşen bir muharriri « mize bu mevzuda şu izahatı ver- miştir: #— Memleketimizde ilk hakve P. Mahir Özcü isminde bir va - tandas tarafından Mersinde ve 3 yıldanberi de Antalyada vetiştiril- miştir. Üç yılda mahsulünü veren Robüska nevi ile, hastalıklara ve cevvi hâdiselere daha dayanıklı Liberya nevi kahvelerinin teksiri savesinde memleketimizin muhtaç oldudğu kahvenin tamamen bizim topraklarımızdan elde edilmesi mümkündür. IKAHVE EKİLECEK YERLER NERESİDİR? Kahve muz kadar da itinaya muhte- derildir ve Mersinden baş- Jıyarak Silifke hududuna kadar davanan Mersin, — Mezitli, Tece, Perindirez, Elvanlı, Tönük ve Alata çaylarırın güzergâhını ta- kip eden, deniz seviyesinden 250 metre zadar yükselen vadilerin yamaçlarında kalan ve bük ha- linde bulunun da şulanabilen yer- ler kahv> vetistirilmesine bilhassa elverişli araziyi teşkil eder. An - talya'nın Agva, Tekirova, Gederler ve Cakır köyleri mükemmel kahve yetiştirilmesi isin lâzım olan bü- tün şartları haizdir. Bunlardan başka, Alanya ve Finike merkez ve civarlarile — Ege ve Marmara sahilleri de kahve ziraatine çok müsalttir. Diğer taraftan Kara - deniz sahilinde bulunan Cide, Gi- Tesun, Götele gibi Vilâyet ve ka- zalarımzıda da kahve yetiştirile - bilir.. ——— — Berber dükkânlarındaki ondüle permanant makinelerinin — fenni muayeneleri irin Kaymakamlık - lara götürülmesi mecburiyeti ber- berlerin şikâyetlerini muclo ol - muştur. Bu şekil çok zorluk tevlit etti - Hinden dün Berberler Cemiyeti reisi Belediveve müracaat ederek makinelerin dükkânlarda muaye- nesini istemiştir. Neticede berber- lerin şikâyetleri haklı görülmüş ve bu makinelerin dükkânlarda muayene olunmaları kararlastı - tuğu, Haşim adlı bir hamalın alıp| / rılmıstır. sakladığı, mal sahibi mevkufken bir akşam bodruma gizlendiği ve ticarethane kapanınca bu anahtar- la kasayı açarak parayı çaldığı ne- ticesine varılmıştır. Diğer taraf- tan, Mustafa adlı bir hamalın Ha- şimi elinde para oradan çıkarken gördüğü ve bunun üzerine Hâşi- Mübayaa ekipleri Sümer Bank, Hükümet tarafın- dan tesbit edilen flatlar — daine- sinde bütün mıntakalarda müba- yaata hazırlanmaktadır. Bunun için mübayaa ekipleri teskil odil- min 955 liradan 205 lirasını süküt | TMektedir. Bu ekipler her tarafa hakkı olmak üzere Mustafaya ver-| dağılacak, müstahsilden ve tüe « diği de tesbit olunmuştur. Her ikisi hakkında hazırlanan cardan mübayaatta bulunacak - lardır. Dife rtaraftan istihsal mın- tahkikat dosyası, Adliyeye gönde- | takalarında yapağının — muhtelif rilerek, Haşim sorguyu mütcakip tevkif edilmiştir. cinslerine göre verflecek fiatlar da bugünlerde ilân olunacaktır, Edebi Roman:30 KOLKOLA Müellifi: Nizamettin NAZİF — Oh... İkiniz beraber mi gel- | diniz? Hoş geldiniz hanımefen - | dilerim. Ve masa üzerine bolca bir bah- #iş bırakarak çıkan müşterisinin ardından kapıyı kapayınca cıddi- yetinden birdenbire sıyrılarak Ra- şidenin boynuna sarıldı, Dudak- larını olgun kadının sağ yanağile dudaklarının birleştiği — noktaya yapıştırıp öptü. Sonra ondan ay- rıldi, vücudünü, siyah eldivenli ellerile iki omuzundan kavrayan Rezzanın göğsüne yasladı, güldü: — Bugün telefon masrafı fazla olmıyacak, — Öyle... - dedi Rezzan - iki - dviz de tam zamanında geldik, — Çabuk gitmek ısterseniz, bi Kinize Meri baksın, — Nasıl o? Hâlâ bize karşı so- ğuk mu? — Birparça daha sabır ister.. — Benim artık sabrım kalmadı.. * diye inledi - Raşide Rezzanın verdiği hediye hoşuna gitti mi? — Kolundan çıkarmıyor. Galiba Onunla beraber yatyor. — O bileziğin bir eşi İstanbul- da yoktur. Onu ben - Viyanadam getirmiştim. — Görseniz, bütün —müşteriler nasıl hayret ediyor? Patron, düm, | esöyle şu mişanlına da bizim işe | biraz sermaye koysunl» diyordu. — Nişanlısı da kim? — Nişanlısı filân yok Ganım.. Biz uydurduk. Bileziği kımden almış olabilirdi? Şüphe etmesinler diye bir nişanlı çıkardık ortaya, — Güzel... Haydi çabuk ol şim- di... Evvelâ Rezzanın — saçlarını yap. Sonra benimkini yaparsın. Hem, benim bugün saç yaptır - mama da lüzum yok, Daha bozul- madı benimkiler. Gelecek hafta yaparsın. Yahut vaktım — olursa yarın gelirim. — Bu kadar aceleniz mi var? — Mülum bır tşrmiz var bugün.. — Yaa.. Apartımana gelmiye- | yim mi? | — O zamana kadar işimiz biter. Hem bitmese de sen yine gel. Za- ten haftada bir buluşuyoruz. Bur- numda tütüyorsun! Demindenberi muhavereyi ta- bit bir tavırla dinleyen Rezzan bu son cümleyi işitince hayretle | Raşideye baktı. Fakat birşey söy- lemedi. Anjel, çok sevilerek şı - martılmış insanların canları sı - | kıldığı zaman sevdiklerine reva | gördükleri hoyratlıkla, yarı naz ve yarı yaramazlıkla — Rezzanım kürkünü aldı, bir iskemle üze - | rine koydu. Sonra güzel kadına geçirdiği gömleğin kolpamız yok, Kocalarımıza ait ipleri çekerek kulağına fısladı: — Boğayım mı seni? Benden gizli bir şey yaptınız mı deli gibi oluyorum. — Senden gizli nemiz var ki Anjelciğim? — Yok... Hiç bir şeyiniz yok. Bana yalan söylemekten ne za - man vaz geçeceksiniz? Sizi ne ka- dar kıskandığımı — bilmiyorsunuz sanki... Hem benim bildiğim şey- ler de canımı sıkıyor. Kocalarınız neyse... Haydi diyelim ki koca - larınızdır. Fakat buraya telefon eden o beylere artık tahammülüm kalmadı. Raşide Rezzandan evvel dav - ranı — Bugün telefon ettiler mi? — Sizinle konuşmiyacağım ar-| tık. Yalnız Rezzanla konuşaca - ğim. Raşide, âni bir hareketle kızım | saçlarını kaldırıp bembeyaz en- sesini öperek: — Gönlün kırılmasın sevgilim... * dodi - vallahi senden gizli btr birşey konuşacağız, Kocalarımızın işlerine dair... Hem seni nekadar sevdiğimizi bilirsin. Ve son parmağındaki büyücek bir yakutu çıkarıp kızın eline tu- tuşturdu: — Gönlün oldu mu şimdi? Rüm kizinin yüzü - kıpkırmızı kesildi. Böyle bir ihsanı bekle - miyordu şüphesiz. Sevinmişti. E- lerini çırparak: — Oh! Raşideciğim... - dedi « ©h Raşide hanımcığım! Ve yüzüğü sol elinin orta pars mağına geçirip tarağa sarıldı. Bir berber çalışırken nekadar az ko- muşabilirse 6 kadar az konuşarak ve bir kadın başınt nekadar kısa bir zamanda düzeltilebilirse işimi © kadar kısa bir zamanda Rezzanım önünden beyaz önlüğü aldı. Bi- leğindeki saati göstererek: — Bakınız... On dakika — bile sürmedi. - dodi - Raşide bu sırada Merie Claire- nin son nüshasını evirip çevirmek- le meşgul olmuştu. Kızın bu söze lerini işitince doğruldu. Gözlerini ensesine bir fiske vurdu — Haydi. Rezzanın bu aceleden hiçbir şey' anlamadığı, yüzünde tekrar be - liren hayretten anlaşılıyordu. An- jel, az evvel iskemle üstüne attığı kürkü Rezzanın giymesine yar - | Gım ederken sordu : İ — Telikn sanfürün öe) diye - yim? — Apartımana gittiğimizi söy- lersin - dedi Raşide - Ve kapıdan çıkarken on dört '©n beş yaşlarında bir kızın uzat- tığı paketi alıp Rezzanın kolun- dan çekti: — Tahminimde yanılmıyorsama, sen olanı biteni bilmiyorsun... — Mühim iş dediğin bu olan biten mi? — Bilmiyor musun yoksa? — Hiç birşey bilm!yorum amma, söyleyişinden birşeyler olup bit - tiğini anlıyabiliyorum. CArkası veri DDI F bolifik SIRP RUBÜŞ Yazan: ALİ KEMAL SÜ - Katelik Hırvatlar da bahs tikten sonra Sırp yine hi dı. Yalnız başına olarak b birkaç kuvvetli düşn Yüri yer. Sırp ruhu ölmemişti n Sırpların — istiklâl Hidir. devrinde her Sırplının talea şarkı varmış: Her ağaç aa oldu; derlermiş. B aŞi ay hine bakınca eskidenbet ı ada üzerinde çok eskiden KÜĞT ! yerleşmiş olanların en ü yetlisi Sırplar olmuştur. SE bura Balkan tarihinde büyük Flkuyın roller oynuyacak bir mevlfi görü lunmaşlardır. Bunun misslif) hark tendiği kadar sayılabilir. SÖİ? oln evsafı olarak ötedenberi Üğüi edilmiş olan birkaç mül Di sası vardır: Cesareti kat mu ire, edebiyata, san'ata olan ,_: dı, Bununla beraber Sır) Şat rihinde bir nokta var: G j katolik âlemi ile anlaşamat tolik dünyası ona daima " mıştır, Böylelikle Sırpları n kaldıkları görülmüştür. t böyle açıktan açığa husumtllB? tay, bistanı asırlarca mücodeleyiğitbi daima da uyanık bulunmağl bur etmiştir. Fu at bumun bir neticesi Sırplarda büyük Sırbistan hiçbir zaman ölmemiştir. İslâvlarının en parlak devri ğti Tan bir imparatorluk vı da yirmi senelik saltanatı i da İstefan Duşanın Sırhisi nişletmesile olmuştur. İstefâf şan da pek genç yaşta bal tahtına çıkan hükümdarlard n Yaşı ancak yirmiden biraz Üöime) olduğunu söylüyorlar. B l dürülmüş, Sırbistan kar y tefan Duşan da böyle bir da talihinin kendisine ver genç yaşta üzerine almıştır. boylu, yakışıklı bir genç n © zamandan kalmış laşılan Duşan kendinde başına geçmek için büyük miyet ve itimat duy ı fahta çıkar çıkmaz gösteriif Kendisi daha tahta çık vel Bulgarlarla olan mul büyük bir cenahı idare eti tâ rivayete göre Bulgat zamanki Çarıtı da eliyle müştür. Duşan için Sırb yümesi Bulgaristanın ile olacaktı. Daha pek gençi cesareti ile askerlikteki ile bütün Sırpların gönlü dine çekebilen Duşan haki mağlüp edildikten az lerindeki isabet ve kararla: kat'iyyet ile isbat ediyor nunla beraber Duşan için € yük dert Sırbistanın Adal: nizinde bir mahreci olmayt$ Fokat çek geçmeden Bizant Şilir, muharebe ni de bunu da hem pek vüsi elde etmiş oluyordu. Öyle Kİ N3 ri fan Duşanın en 7 verdiği cihet bu vüsi Bal paratorluğunun içinde olsut. dan gelip geçecek olanlar sun. Gerek kârvan, gerek başına hiçbir tacirin yolda hangi bir taarruza uğramami? di. Alışveriş erbabı için Sit paratorluğunda tam bir hüküm sürüyor, oraya bancı tacirler kolaylıkla ni satabiliyorlardı. Bunun manda büyük büyük fa; rülmüş, birçok yerler Sırbistöğiy ticari ve iktısadi mülnasebetiÖi © tesis etmekte — gecikm İsefan Duşan memlekette tam bir emniyet tesisine fak olan kanunlar tai bunları tatbik edecek da yetiştirmekle en büyük lerinden — birine — ermiş lunuyordu. — 13236 dan İ kadar süren yirmi senelik de İstefan Duşan büyük tanı vücude getirmiş, buru surette koruyacak tedbirle! düşünmüştür. Aradan kat geçtiği bir kere hesap edilsit- kat her Sırplı için İstefan DÜĞge' asırlardan sonra da büyük $ tanın hükümdarı olarak dai! o tırası yüksek tutulmakta ediyor, İ İ |

Bu sayıdan diğer sayfalar: