2 —SON TELGRAF — 24 MART 1941 AAA AKARSISIN DA AD C Gi HITABET BUHRAN! Peyami Safa bir yazısında «hatip kıtlığından» bahsedi- yor. Hitabetin mektebi ol- muz ki, bir mektep açalım da yetiştirelim. Yine bizim Os- man Cemal, Peyami Safanın :;ı yazısına şöyle cevap ver- 3 «— Merhum Florinalı Nâ- zım sağ olsaydı, bir hitabet mektebi açar, Florinalı Nâzı- mı da oraya direktör tayin e- derdik!» HUSUSİ BİR ROZET Bir habere göre, doktorla- rın taşıması için, bilmem ban- gi hekimler cemiyeti veya birliği, yeni bir hususi rozet yaptımıya karar vermiş. Bü- tün doktorlar, bu rozetlerden taşıyacaklar.. hususi arabası varsa, apartı- man ashibi ise, o zat, mutla- ka doktordur. MOBİLYALI EVLERE DAİR Bir kısım ev sahipleri, ga- zetelerin ifadesiyle, evlerine mobilya koymak suretiyle, ki- ra bedellerini arttırmak yo- lunu bulmuşlar.. Bu şekil ve suretin önüne geçilecek, biç bir güna, ev kiralarının arttı- rılmasına meydan verilmiye- cek imiş! Mobilya, deyince, hatırıma geldi. Bence, ev sahipleri, böyle bir çareye baş vurmaz- lar. Çünkü, kendilerine daha pahalıya mal olur. Çünkü, şimdiki kübik mobilyalar, o kadar çürük çarık şeyler ki, her kiracı değişmede, mobil- yayı da değiştirmek zarureti hasıl olacaktır. GENÇLERİN BİR İTHAMI Yeni ve genç şairler, bizim Osman Cemal için aşağı yu- karı şöyle yazmışlar: «Bir bakkal lisaniyle, bu- günkü şiirin mizahını yapan Osman Cemal ilâh..» Osman Cemale, bu itham karşısında ne diyeceğini sor- dum. Şu cevabı verdi: «— Birader, bizde nerede © talih?. Babam *hakikaten bakkaldı. Fakat, ben olama- dım.. Muharrirliğe kadar düş- tüm. Bu zamanda, keşke, bak- kal olsaydım.. Gül gibi geçi- nirdim.» AHMET RAUF Edebi Roman: 8 KOLKOLA Müellifi: Nizamettin NAZİF — Beş dakika Sonra yanındayım! — Beş değil, fakat on dakıka aonra kapının zili çaldı. Semih t- raşını bitirmiş deşlerini uğuyor- du. Acele âcele gargara edip hav- duyu kapınca soluğu sokak kapı* sında aldı. S: — Mertsi... letmedin. N: tığı her tarafından belli bir ağır 6 drdı-nmlb*- paltoyu sırtından çıkardı. Bileğin- deki saate bakt — Hayır... Bi geciktim, ivert, — kruvaze bir kostüm giymiş, yakasına koyu kırmızı bir karanfil takmıştı; — Sen, eskidan benimle karşı- daşınca ellerini ikl cebime sokar, bazan sigara paketimi, bazan çu- kolutalarımı alırdın. Hatırlar mt artist bir terzi elinden çık- istanbulu tanıtma Köylerden şehire ve şehirden köylere geziler yapılacak «İstanbulu Sevenler Cemiyeti» farafından — şehrimizin — tarihi ve görülmeğe — değer yerlerini halkımıza tanıtmak üzere haftalık geziler tertip olunması kararlaşlı. Tılmıştır. Halkevlerinin organize edeceği bu gezilerden — başka köylere de | toplu seyahatler tertip olunacak tır.Bilmukabele köylerden de şeh- re seyahatler yapılacak ve köylü kardeşlerimize İstanbulun tarihi, bedil veşleri gösterilecektir. VİLÂYET ve BELEDİYE: I ik Vilâyetimiz dahilinde canız ve cansız nakil vasıtalarının sayım- ları yapılmaktadır. * Çorlu kadastro teşkilâlı mer- kezin kadastrosunu Ikmal etmiş ve bunu 500 mikyasında 3600 parselli ve harita ile de tesbit et. . Köylerden de Karamehmet, Muratlı, Seğmen, Maksutlu köy - lerinin de kadastroları bitirilmiştir. TİCARET ve SANAYİ: & Yeni sene mahsulü tutünlere €n ziyade tal&p gösteren memle- ket Almanyadır, Tütünlerimize AL manyadan sonra Mısır taliptir. Kül. liyetli miktarda bir tütün partisi Misır için yükletilmektedir. * Kunduracılar Cemiyeti halk tipi kadın ayakkabısı yapmağa baş- lamıştır. Bundan evvel yaptığı er- kek ayakkabılarını Fiat Mürakabe Bürosuna vermiştir. Bu hafla içinde kadın ayakkabılarının da hazır - lanmasını bitirerek Büroya vere - cektir, Fiat Mürakabe Bürosu bu ayakkabıların meşru satış fiatlarını tesbit ederek zyakkabıları piyasa. ya çıkaracaktır. * Edirnede fazla fiatla pıl satan Mase isminde bir kırtasiyeci Asliye Ceza mahkemesince 25 Hra para cezasına mahküm edilmiştir. Tem- yizce bu karar tasdik edilmis ancak muhtekirin yaşının küçük olması dolayısile para cezası 16 liraya in- dirilmşi ve dükkânı da 7 gün ka- patılmıştır. MÜTEFERRİK: *& Terlikçi Abdullah adında biri sarhoş olarak — Küçükayasofyada oturan eski karısının kapısına gi - derek bağırıp çağırdığından yaka- lanmış ve Birinci Sulh Cezada mu- hakeme edilmiştir. Neticede bir lira para cezasına çarpılmşıtır. * Dün Alayköşkünde toplanan Avcılar Birliği ekseriyet olmadı- ğından toplantıyı önümüzdeki pa- zara bırakmıştır. * Şoför İslâmın idaresindeki 1885 mumaralı taksi otomobili Şiş- haneden geçerken, — Küledibinde Şahkuli mahallesinde oturan Oha- nese çarparak ayağından yarala - mış, yaralı tedavi altına alınmış, şoför yakalanmıştır. » Karagümrükte Hocadede ma- hallesinde Ahmet Bezircan, kar - deşi Muzafferle oynarken Ahmedin elindeki bıçak düşmüş ve kendi ayağından yaralanmasına sebebi- yet venmiştir. Yaralı çocuk tedavi altına alınmıştır. | sın? Ben o zamanlar amma da çi- ı kolata yerdim hu? — Sahı be.. — Peki, şamdi niçin böyle aval İ aval saratıma bakıyorsun Taraşla bakalım paltomun ceplerini' Semih bu emri tekrarlatmadı. Ağır paltoyu, sol elile yakasından '-ıılu kaldırdı. Sağ elini cepler - ine daldırdı. Yassı uzun bir lnhl çıkardı. Öbür cepte 1se şeffaf kâğıda sarılmış koyu kırmızı iki karanfil huldu. — Bunlar benim mi? Naci, duvarlarında birkaç kitap rafı gözüken küçük bir salona gi- rerken; — Evet canım... - dedi - senin, Evvelâ çiçekciye uğradım. Ya . kamdaki karanfili şerrinden ko - Tumak için iki tane de sana aldım. Çocuk bayramı için — HALK--— l-'lezoiu İarca yapılan masrafa acıyorum. Dişindea, tırnağından arttırarak, binbir mahrumiyet ve sıkıntıya katlanarak silâh almak için har - canan paralara acıyorum. Meğer, bu masraflar, bu zahmetler, bu sıkıntılar beyhude imiş!. Acaba o milletler, — biliyorlar maydı ki, bir gün, bu silâhlar hiç kullanılmı Silâh, kullamılmak içindir. Bilâh göstermelik değildir; si - lâh, bir sembol, bir müzelik, bir çocuk oyuncağı, bir mantar ta - bancası, bir tahta at değildir. Silâh, silühtır, Silâhı erkekler kullanır. Silâh kullanmak bir ih- tiyaçlır. Bu ihtiyacı kanında, ka- fasında, gönlünde, etinde, sinirin- de hissetmiyen — milletler, silâhı kullanamazlar; silâhı, bu ezeli gü- zel vasıtaya hiç yakışmıyacak e- lan müzelik hale sokarlar, Silâh kullanmak itiyat ve ihli- yacını duyan milletler, döğüşmek, vuruşmak dakikası geldiği za - man, o derece şahlanırlar ki, o fn, ellerine geçen her vasıta - bir Bilâh kesilir. Elinde tuttuğu silâhını kullana- mıyan milletler yanında, bir de, kurtuluş her vasıtayı silâh yapan büyük Türk mil'eti. REŞAT FEYZİ | komita kurunldu Şehrimizde 23 nisan Çocuk Bay- ramımın nas:l tes'it edlieceğini tes- bit etmek üzere bir Komite ku - Tulmuştur. Diğer taraftan Çocuk Esirşeme Kurumu Genel Merkezi de Bay - ramın geçen yıllardakinden daha geniş ve şümullü olması ve yurdun. en mmühim meselelerinden olan ço. cuk davasındaki çalışmaları, alınan neticeleri tebellür ettirecek çekilde kutlanması için şimdiden hazırlık- lara başlamalarını bütün merkez ve kollarına bir tamimle bildirmşi- tir. Ankarada da Bayram ve hafta- sının önemli bir şekilde olmasına ve çocuğun sihhi ve içtimal duru- mu, çok çocuklu ailelerle iyi ba. kımla çocuk yetiştirilmesi, nüfu- sumuzun artmasında çocuğun e - hemmiyet ve kıymeti çocuk vefi- yatının tahdidi gibi mevzulara dair radyoda âlim ve mütetekkirleri mizin ilmi konferanslar — vererek halkımızın çocuk davasına katşi ilgisinin arttırılmasına çalışılacağı ve haftanın her günü çocuklar için eğlenceler tertip edilmekte olduğu haber alınmıştır. Garbisin meyha- nesinde Osman oğlu Bekir isminde bir balıkçı evvelki gece Gedikpaşada Garbisin meyhanesine giderek bir müddet rakı içmiş ve sonra soka- ia çıkarak bağırıp çağırmağa baş- lamıştır. Sarboşluk suçile adliye- ye verilen Bekir 3 üncü sulh ce- zada | lira para cezasına mahküm olunmuştur. H Günün meselesi: er cemiyetin bir kooperatifi olacak İstanbul Esnaf Cemigetlerile tekmil mekteplerde de yeni kooperatif teşkilâtı kuruluyor Memlekelimizde kooperalifçi - liğin inkişafı için yeni - tedbirler abnmaktadır. Bu meyanda — her esnaf cemiyetinin bir kooperatifi olmasına bilhassa itina edilecektir. Bu kooperatiflere esnafa lüzumlu mevaddı kendileri alıp pek cüz'l bir kârla vereceklerdir. Diğer taraftan her mekteple bir kooperatif kurulması da Maarif Vekâletince mekteplere bildiril - aniştir. Tekmil talebelerin aza - lacakları bu kooperatifler şu İş- lerle uğraşacaklardır: Okul binasının önü Nle bahçe - sinin temizliğini ve güzelliğini te- mine ve okul sağlık işlerinin yo- lunda gilmesine çalışmak; okul bahçesini ve mümkünse münasip başka tarafları ağaçlandırmak; &- iaçları hastalıklardan ve tırtıl - lardan korumak için lâzım gelen şeyleri yapmak; derslerde işe ya- rıyacak — kolleksiyonlar vücude getirmek ve ders malzemesi teda- rik etmek; lalebeye mahsus — bir * küğgphane veya okuma odası aç- mak ve açılmış kütüphane veya o- * kuma odasını zenginleştirmeğe ça- lışmak; kooperatif üyelerine ders kitaplarını ve ders levazımını ve âyelerin başka ihtiyaçlarını kare şılıyacak şeyleri satmak üzere ted- bir almak; okul bahçesinde veya civarında çiçek, sebze, bağ ve mey- va ağacı yetiştirmek; mahalli va- ziyetlerin ve iklimin — icaplarına göre okulda ipek böceği, arı, tav- şan ve saire beslemek, okulun - lüç dolabanı tedarik etmek ve va- Kit vakit noksanlarını tamamla - mak; ahlamur, batmi çiçeği, pa - #»patya ve salre gibi şeyleri toplu - yarak bunları ecza evlerine — ve yahut başka yerlere satmak; yok- Sul ve muhtaç talebeye kitap, def- ter, yiyecek ve giyesek todariki Güretile yardımlarda bulunmak; tatil günlerinde okulun bulundur ğu şehir, kasaba veya köyün ci- varında müşterek gezintiler tertip etmek, Baştan sonuna kadar talebe ta- Tafından yapılacak olan bu işler, kooperatifin gayeleri arasında İ- zah edikliği gibi talebede birlikte çalışma duyguların! ve meleke - sini kuvvetlendirecektir. L0T SA A AD T—c ADLİYE ve POLİS — Fatihte gece otobüs bekli- yen kadına sataşan genç! Kendisine ihtarda bulunan memura da bakaret ettiğinden tevkit edildi Evvelki gece Fatihte vukua ge- len bir sarkıntılık ve hakaret hâ- disesinin muhakemesine dün as- liye 7 inci cozada bakılmıştır. Vak'a şudur: Emine adında gene bir kadın evvelki gece Harbiyeden bi tramvaydan Fatihte tramvay du- rağında inmiş, Çarşambaya gitmek üzere otobüs beklemeğe başla - motşlır. Ayni tramvayda bulunan iki gençede Fatihte inmişler, ka- dının etrafında dönüp dolaşmağa başlamışlardar. Emine bir müd - det bekledikten sonra, orada kö - şedeki mahallebiciye gitmiş, para bozdurmuş, bunlar da kapıda dur- müşlar, Ernine mahallebiciden çık- tıktan sonra tekrar etrafında do laşmağa ve bu sefer, işitebildiği şekilde kendisinden bahse ve bazı uygunsuz sözler söylemeğe baş - lamışlardır. Emine, bir aralık: .— Beni rahat bırakın.. İşinize gitsenize! demiş, iki genç de: — Biz size ne yapıyoruz.. Kendi kendimize otobüs bekleyip konu- şayoruz., demişlerdir. Bu suretle aralarında başlıyan münakaşayı, o civarda nokta bok- liyen memur duymuş, yanlarına gelerek müdahale etmiş: — Gece süküneti ihlâl ediyor - sunuz!. demiştir. Bu esnada da iki gençten biraz sarboşça olan şapka imalcisi Meh- mel Riza Mar. hakarette bulun - muştur. KARAR Mehmet Riza, hakkında tutu - lan zabıtla dün adliyeye veril - miş, asliye yedinci ceza mahke - anesinde muhakemesi yapılmıştır. Şahit olarak dinlenilen Emine hâ- diseyi yukarıdaki şekilde anlat- mıştır. Neticede Mehmet Riza va- zife halindeki memura hakaret - ten 1 ay hapis ve 30 lira para ce- zasma mahküm olmuş ve tevkif edilmiştir. Adanada Gaz bollaştı Adanadan yazılıyor: Petrol tev- Zi'nde vukuu muhtemel aksaklık- lara meydan kalmaması için şeh « rimizde her ev için karne usulü ihdas edilmiş bulunmaktadır, Şim- di şehrmüzde gaz bollaştığı için Belediye, bu karneler mucibince nisan ayı sonuna kadar olan gaz is- tihkakını herkese şimdiden tevzi (etmeği kararlaştırmıştır. Halk el- lerindeki karneye tevfikan gaz is- tihkakını — herhangi bir bayiden almaktadır, Sonra kuyumcuya — uğradım. Bir I sevindim Neci! Yalnız, affet beni.| yırdılar, Cote d'azure'de sık sık hediye seçtim amma bilmem ho - şuna gidecek mi? — Kuyumcudan bir hediye mi aldın bana? — Uzun etme.. Aç kutuyu!.Be- ğenip beğenmediğini anlıyayım. Semih, paketı acele acele yırttı, içenden maroken — kaplı bir ktü çıktı. Bunu açınca ağzı da bır karış açıldı: — Aaa! Enfes şey. yorsun?!.. hu? — Hiç şüphen olmasın... — Yahu bu bes yüz bira eder. — Belki... Ben ikt yüz fazlasına aldım. . Alay etmi- Bana mı veriyorsun bu- Yedi vüz liramı verdin. - Evet... Bu, bir kenarına dört sıra pır. lanta kakılmış büyücek bir altın Belkı terbiyesizlik olacak amma... Sen ne oldun? Mirasa mı kandun? Pıiyango mü vurdü? Zengin bir | Mısırda, karı mi âk sualino evet, sonun- - Yük — Ve Semihin daha fazla yorul-| yar satıcıdan kurtulmak için biz masına meydan vermedi: — Anlatayım... - dedi « on beş yıl önce hariciyede açılan imtiha- na gırdığımı ve muvaflak olduğu- mu belki hatırlarsın. Bir yıl An- karada staj gördükten sonra beni Kâbile sönderdiler, Altı ay orada kaldım. Bombav konsolosluğuna kançılar tayın edildim. İki yıl son- va Ankaraya çağırıldım. Altı ay sigara kufusuydu. Semih, gözle- rini ona daldırdı. Elinde birkaç kere evirip çevirdikten sonra tam Semihin karsısındaki koltuğa o - turdu: — Mersi teşekkür ederim. Çok kaldım. Tahrana gönderdiler, O. radan Atinaya ikinci kâtip oldum. 1929 da Bükreş elçiliğine nakle - dildim. 1981de Moskovaya, sonra Berne — gönderildim, Bir müddet sonra beni konsoloslüuk kısımına a- dolaşmak fırsatını bulan bir vis- konsül oldum, Nihayet Fransada, İskandinav memleket - lerinde dölaşa dolaşa başkonsolas. Tuğa kadâr yükseldik ve günün bi. rinde Arjantine tayin olunduk. Geçen yıl bir buçuk aylık bir me- zuniyet almıştım. Memlekete ge- leceğime şımali Amerikayı dola - şayım dedim. Nevyorkta bir sey' Golar verip satın aldığım bir pi -< yango biletine tam bir buçuk mil. yön dolar vunmaz mi? * — Şahane bir talih.. Tabit der- hal işi bıraktın. — Hayır... Mesleğimi çok sevi- yordum. Bu para mesleğimde daha ittmalı çalışmak, daha çok muvaf - fak olmak imkânlarını verecekti. Malüm a... ğürdünden — daha iyi çalışabilir. Bunun için şu talih beni sevin - dirmişti. Fakat bir müddet sonra | memlekete dönmek ve şımartılmış başıma gelen felâket projelerimi altüst etti. —'i Dıplomatın paralısı zü- Hayat pahalılığı Hayatın ne nisbette pahalılaşmış bulun- duğu tetkik ediliyor Müuhtelif maddelerin ve havayici Diğer taraftan Adana — Ticaret Odası da orta halli beş nüfuslu bir ailenin Adanada ayda kaç lira ile geçinebilecedini hesaplamıştır. Ya. pılan bu busaba — göre her türlü yeme, içme, giyinme, tenvir, tes- hin, ev kirası, tedavi — masrafları dabil olduğu halde beş nüfuslu bir aile ayda 110 lira 6£ kuruşla A - danada mütevazı bir hayat geçire- bilecektir. Kâtipmurat mahal- lesi sokakaklarının hazin hali Mevlânokapı ve civarındaki so - kakların bir çoğunun ve Kâtipmu- rat mahallesindeki yolların uzun müddettir tamir görmiyerek bil - hassa geceleri seyrüsefer için teb. likeli bir hal aldığı Belediyeye şi- kâyet olunmuştur. j Şehrimizin bu sakin ve şirin kö. şesinin sokaklarının harap, hazin halinden kurtarılması için Bele - diye mahallt Kaymakamlığına teb- ligatta bulunacaktır, ——— Müesseselerdeki ha- vuzlardan istifade Beden Terbiyesi Genel Direk - törlüğü, büyük müessese ve fab- rikalarda yapıacak — havuzlardan icabında yüzme faaliyeti bakımın- dan istifade edilmesini mümkün görmüş ve havuzlardan beden ter- biyesi mükelleflerinin istifadelerini temin etmek üzere, müesseselerin inşa vazivetinde genel direktörlüğü haberdar etmelerini rica etmiştir. Genel Direktörlük kendisine mü- racaat edecek olan müesseselere, beynelmilel nizami vasıfları haiz olarık tanzim edilen 25 ve 50 met- zelik havuz plânı ve teferrüatını verecektir. İngilizlere satılan K partileri lerin sehrimizden almakta oldukları tiftiklerin bedeli Merkez Bankası vasıtasile tediye edilmek- tedir. Alman malların faturalarında yazılı kalitelerine uygun olup ol. madığını tetkik için bir. ekspere muaytne ettirdikleri anlaşılmış - tır. Yoksa standardize edilmiş olan malların standard tipinin kontrolü bahis mevzuu olmadığı alâkadar - Jarca temin edilmistir, e Doktorların reklâmları Bazı doktorların 1219 numaralı tababet kanununa — aykırı olarak reklâm mahiyetinde ilânlar yap - tıklarını gören Etibba Odası bu gibi Hân sahiplecine reklâm mahiye - tindeki ilân'ardan vaz geçilinesini istemişlerdir. — Halam öldü... — Alay mı ediyorsun... Hala. man ölümü yüzünden mesleğini mi biraktın? — Evet... O benim icin çok şeyd.! Bilmem hatırlar mısın? Beni ba- bam değil o yetiştirmişti. Talebe iken sarfettiğim bol parayı cebime koyan ovdu. Kardeşlerimi idare e- den, ailenin işlerine bakan, baba- —mın kumar borçlarını ödeyen oydu. - Haaa... Anladım. Halanın mi- Tasını peder beyin har vurup bar- man savurmasından korktun... — Allah rahmet eylesin. Keşke #ağ olsaydı da bütün bu mirası, Latta bana vuran dolarları da yi. yip bitirseydi. —Eyy... O dâ mı öldü. — Birdenbire kardeşinin ölü - münü haber alınca kalp sekte - sinden gidivermiş... — Velhasıl mesleki terkedip çocuk olmaktan çıkıp aile babası olmak lâzım geldi. Kardeşlerim - (ÇArkası var) BK İ Habeş seferi Yazan: Ali Kemal S Beyaz renkli insanların ğinde ayrıca bir imtiyaz Şekspir bunu simsiyah bir 40 söyletirken aşağı yukarı ŞÖY yor; İçlerinde ne duyarla ve teessürlerini beyazlar kızarmakla anlatmış olurlafİ mak beyazların — güzelliği böyle bir imtiyaz toşkil edet simsiyah olanların teessürü lerinden kolay kolay belli d Bu da siyahlar için bir imtifi Eski Yunanlılar tarafınd neşin kavurduğu yanık yüzl adamlar» diye bahsedilmişi &İ Afrika ahalisi wkhnbex'l yazlarla mücadele etmiş, böl Moşhur olmuştur. Fakat Hi Tin zenci olmadığı besbellid asırlardanberi tarihe geçm bu mücadelenin son bir İtalyanlarla olan kavga göf Habeşistan beş sene evvel dığı feci taarruzu bugün Ğ mekte ve artık kendini Kuf maktadır. Bir zaman — Hab Bahrlahmeri geçerek Yı anişler, ortada bir asra yaki man hükümet sürmüşler di taplara geçmşi. Habeşistan #leminde yaşıyan ve o rebilenler için hiç meçhul bir diyardı. Pakat A, uzun zaman bilinmemiş Habeşistanın eski bir medif sahibi olduğu — hakikatini örtememiştir. İslâmiyetin Ti runda ilk müslümanların yurtlarını bırakarak — Hab Bittikleri zaman orada bi gördükleri şarkta ve çark İ lerinde Habeşistana daha yük bir ehemmiyet verdirmi Müslümanların nazarında şistanın bu itibarla kıymet yük olmuş, Afrikada isli intişarı esnasında Habeşistöf kunulmarıştır. O diyarın BŞ Tarına ilişilmiyerek zaman tikçe Habeşistan şöyle bir #f zara arzeder olmuştur; Dörl rafı müslüraanlarla çevı hıristiyanlığı muhafaza bulunmuş olan bir memlel Sonraları Habeşistanda man hükümdarların hü dükleri goru.lmıqıiâ: M lüman ahalinin çoğalm Zea balitianli| gene kâ Bu da hıristiyanlara kaf$i” lümanlar tarafından — gösü olan müsaadekârlığın bir B nesidir. Lâkin hıristiyan karşı hıristiyan ve katolik İ hareketi başka türlü oldu. yan olmakla beraber — fi “nezhebe salik bulunan H €n büyük ruhani reisi Mısif İtalyanlar onunla Habeşltf sındaki rabitayı kesmek i$İf) müstakil bir Habeş kili ettiklerini ilân — ediyorlal maksat ise bütün Habeşleri İj yapmak, bu suretle Româ ü sinin nüfuzunu şarki Afriki den iyiye yerleştirmekti. İSP)) yanın şarki Afrika İmparâl? bahsinde — böyle bir fasıl çarpmaktadır. Fakat Hab müş oldukları korkulu tün acılıklarına rağmen yanacaklar ve nem sahip olacaklardır. Bugünkü harekâtın yi Aklü celeneceği anlaşılıyor. Çi beşistanın iklimi icabi “yağmur mevsimi celendirilmesi tabii görü yi Orayı bilenlerin anlattıWi ğ Habeş diyarının yazı, ki$i Fakat kurak ve yaş olmük iki mevsimi vardır. Yıl/ &imi nisanın buşından €) Üa nuna, kuraklık da ilkteş tır nihayetine kadar sü Yağmur mevsimi serif tedir. Onun için oranın sayılıyor. nuııııhıınm.nıır telif devirlerinde .aı-",u ve Bahriahmer sabilint rek genişlemiş o':'.llh l; bundan sonra tar gabiğim bir İnkisaf nmımol:;.v l ahmer sahilleri bir 2AT gytliiğin manlı İmparatorluğu j KIti & | girdiği vakit oralarda PFfiğçle evaleti tesis oluıımll— bEŞİ Habeş seferi vardır- e Bahrtahmer ..n,ıı,.ııo“ yerleri geçen asırda İS€ tan Fransızlara bİr _,.m' talyanların eline eCi malâmdur. Bu bi şarki Afrila ”. | tasfiye edecek —