İ M e Di 4 .'_'-S'*o'ıı“ftı.cıır —8 SUBAT 1944 — —a ee — Yazan:LÖÜTFİ Köyün kahvesinde kasık bir lâm- ba yanıyor ve başlarını nasırlı, çın.x ayakları üstüne küskün küs- kün eğen köylüler, sakin, düşü- müyorlardı. İçlerinden birisi mırıldandı: —Zavallı kadın, daha dün sabah konuştuktu.. Benden süt istemişti. Başka bir köylü kızarmış göz- lerini imamın sarı topuklarından kakdırarak: — Çocuğa daah çok acıyorum, | dedi. Yine kadın neyse, görmüş, geçirmiş, kızını evlendirmiş, torun | sahibi olmuş, daha fazla yaşayıp da | ne yapacaktı? Fakat küçük öyle Mi ya?, Birisi çekingen bir sesle sordu: — Peki, çocuğun büyük anne - ginde ne işi vandı?. — İhtiyar kadıncağız oğlunu ev- dendirdiktön sonra gelinle geçine- mnemiş ve büsbütün evde yalnız “yaşamağa başlamıştı. Her hafta ye- mekler pişirir, yemişler hazırlar ve oğluna giderdi. Orada bir gece kal- dıktan sonra, iki küçük torunu İle evine döner ve onlara hazırladık- darını ikram ederdi. Onun en bü- yük zevki bu idi. Başka bir köylü içini çekerek: — Şunu başından anlatsana, de- Anlattı: — Geçen gün, Ayşe kadam yuıdı gördüm. Yine torunlarını evine gö- türüyordu. Benden ertesi — sabah için süt istedi. O gece her zamanki | gibi yine yiyip içip yatmışlar. Ge- €e yarısı bir tıkırdı duymuşlar, İh-| tiyar kadın korku ile yatağından | göğrülürken kapı birdenbire açık- mış ve içeriye bir adam — girmiş, | bıçağını ihtiyarın boğazına daya - muş ve demiş ki: | «— Söyle, paralarını nerede sak- hyorsun. Bağırmağa — kalkarsan. bıçak boğazına saplanır.» “Haydut dikten sonra kadının boynunu kes- | miş. Çocukların birisi - kendisini karyolanın altına atmış. Büyük ço- cuk «yetişin!.. Baba annemi bıçak- ladılar» diye haykırınca herif o- »un da başını ayırmış. Bu gürültü- yü hiç duyan olmadı. Ertesi günü süt götürmeğe getliğim — zaman içerden hiç ses çıkmadı. Komşula- Ta sordum. «Dün gece burada idi, işık vardır dediler. Merak edip içe- riye girince bir de ne gürelim? Ay- şe kadın kanlar içinde, bir torunu. mun kafası ayrılmış, diğeri mey - danlarda yok. Aradık, aradık. Ni- 'bayet onu karyolanın altında ba- yılmış bir halde bulduk. — Peki Recep nerde şimdi? — Annesinin ve çocuğunun öl- dürülmesi onu çılgına döndürdü. Deli gibi dolaşıyor Bu işte en kü- çük bir alâkası olan kim varsa, bir öldüreceğine yeminler | — Ne uğursuz bir gündü... Ben 'burada doğdum, büyüdüm. Böyle bir felükete şahit olmadım. —Evet!. Sahi ne uğursuz gün. - Köye bir uğursuzluk gelmişti. Hep birden düşündüler, Biri, birdenbire: — Atlılar!.. diye söylendi. — Evet.. Evet, sesleri yükseldi. Bu yabancı gâvurlar bu köye a- jyak bastılar. Bu büyük felâket ol- (0.115 Yazan : M .Memlı'ıkleı; ikinci de Harp ileride durmadan devam ediyordu. Lâkin bu harp değil ka. çamayıp geri kalan yaralı ve yara- sız düşman süvarilerini takip idi. Bunların attıkları oklar bazan ar. kadaşlarımızı şehit düşfirüyordu. Önümüzde yere düşmüş bir düş. anan birdenbire kalkarak elindeki | duğu Bımm olduıum ysdm ıtıl « YAVUZ SULTAN SELİM Halıfelçr Diyarında GÜRTÜRKE du. Allâh onları bir daha buraya göndermesin. * Üç yabancı atlı dönüşlerinde bu | köye uğradıkları zaman yine bir akşam üzeriydi. Dört nala çarşıya girdiler ve atlarından inerek kah- vede oturdular, Yine kendi arala- rında kendi dillerile konuşuyor - | lardı. Gece iyice ilerlemişti. Köyde & atlerdir ne bir ışık ne bir ses var- dı. Üç gölge yavaş yavaş yürüyor. Bir kapının önünde durdular, Biri fısıldadı: — Burası, Öteki parmağını dudaklarına gö- türdü: — Sus. Konuşma. Recep kapıyı omuzladı. Üçü de içeriye kaydılar. Taslıkla ayakka- bılarını çıkardılar. Kedi gibi yavaş | yâvaş ve çevik adımlarla yukarıya | çıktılar. Yanvana uyuyan atlıların başuçlarında diz çöktüler ve sonrı eyen ellerinde — parlayan üç havada şimşek gibi çaktı üç kalbin içine gönlü kocamıyor. (3 üncü sayfadan devam) bir iki lâf söyliyey şıdan, elinde turpla gelişor.. Tam köşeye geldi, önüne çıktım lâf sö; liyeceğim.. Lâflar boğazımda gümlendi.. Gözlerim karardı, diz- lerim titremeğe başladı tığımı bilmiyorum. Şimdi, lerse, Allahın emri, pa) kavlile almağa razıyım.. Vermez- lerse, bundan sonra, başımı — alıp diyar diyar dolaşacağı: yım?, Hâdisenin iki şahidi var: Bakkal Hulki ile çırağı Derviş.. Gerçi ih. tiyar hepsini itiraf ediyor amma, asil işin canalacak noktasında «göz. lerim karardı.. Dizlerim titredi. Kendimi kaybettim.. Ondan sonra ne yaptığımı bilmiyorum.» diyor. İşteronun için, şahitlerin celbi lâ. zım, Gariptir. Bütün mazmunlar, her şeyi, hepsini bilirler, birer birer anlatırlar da, tam cürmü leri zaman, mintarafillâh, kendi. lerini kaybediverirler... Ne yap. tıklarını bilmezler.. Amma, hepsi mi, hepst öyledir... . İhtiyar âşık mahkemeden çık - tıktan sonra, — Assalar da, kesseler de doğ. ruyu söylerim. Herşeyin başı doğ. ruluk... deyip yürüdü. Başörtülü, orta yaşlı bir kadın da arkasından: — Tuwu... Allah müstahakını versin herif!. Saçından, sakalından da mı utanmadın da elin parmak kadar kızına bu işleri yaptın?. di. On beş yaşındaki Perihan da, mahkemeden çıktığı zaman ahal, morumordu. KULAK MİSAFIİRİ SAMİ KARAYEL fa bize yüklendiler sinden ayırdım. Zavallı harbedar şehit olmuştu. Ortalık barut kokusundan dümandan tamamile sıyrıldığı za. man etrafıma baktım. Tü ileride düşman: parça parça eden Anado- lu sipahilerini gördüm. Yeniçeri. ler de beraber yürüyorlardı. Anadolu sipahileri ve tımarlıla. ı beyaz kavuklarile bir paatye gi- ve bi dağılmış ilerliyoriardı. Düşmanı ge Hapleci im. Baklam, kar- | Kendimi | kaybettim.. Ondan sonra ne yap - | Bağrıma | taşbasıp avunacağım.. Ne yapa - ae işledik. | merkezi Akde- nize geçerken... Şimdi; bir senedir umulan iki taraf de- niz kuvvetlerinin kar- şılaşmalarına inti- zar edile YAZAN ı RAHKWİ YAĞIZ I p Vvaziyetinde gi Tülen canlılık, Almanyanın beceriksiz müttefiki İlalyaya gimdiye kadı | M hareke ni tezahürmta vesile olacak müstakbel inkişaflarına delâlet etmektedir. Harbe katıştığı gündenberi, ve Afrika derülharekâtında. devamlı mağlübiyel şerilerile hırpalanan İtal yan kuvvetlerinin havada, karada ve | Genizde uğradığı hezimetler, düm | şeklinde gösterilmek isten | den mihver x &/ sakli iğa en 'a yasetini Tihe biraz aykır tini bugüne ked ettirmeyişini İtal hareket olarak mülalta etmiş, bunun Adota bir tazyik yeklindeki tatbikatla te- | minini tatihdar eden mi l de evvelki ya #tmiştik. Son Nazi Şefleri mülâkatında, |Şi eneş geee rarimaar ae | min mütavastı üzerin duran ordusunu yeni bir cephede | yeni bir veçhe ile hıı—ıuıd. bulundu; le izah azda etr Bösteren faali- Romanyada edilen Alman rmın harekâlında görülmektedir. sen, bugünkü vaziyet ve şartar ya İmparatorluğuna Nazi taarruzlar nin hiçbir tesir icra etmiyeceği Aşikâr bulunduğundan Almanyanın bu gayeyi çe eli üzeve İlalşan denla materi- mamlıyarak bi yapmak ve ine göre harbin veçhe ve istikametini tebdil etmek heves ve ka- rarına düşmütür denilebilir. Bu takdird; Akdenizde pek yakın bir zamanda İtalyan dananmasile namağ- lüp ismine bihakkin liyakat gözleren İngiliz deniz kuvvetlerinin çarpışması br emri vâki tezahürile kendini göster- mekte gecikmiyecektir. | — Bugüne kadar, Adriyatik ve Sicikya | umanlarında perükende — vaziyetlerde demir üzerinde bekleşerek Akdenize a- Çılamıyan İlalyan denanmasının Al- man praoneli elinde zorlu bir kuvvet teşkli edip etmiyeceği günün meselesi #ddotunmaktadır. Şimdi, bu noktanın — mütaldasından evvel, böyle bir deniz karşılaşması ha- lnde deniz harbinin nerede ve nasıl I gereyan edeceğini her iki tazaf deniz kuvvetlerinin materiyalini, personelini tetkik etmek, harbin bitmesini şimdiden tahmine iyi bir vesile olacağından ye- Tinde bir tetkik mevzuu teşkil eder. Büyle bir karşılaşma takdirinde, Al - | man persaneli tarafından sevk ve ida- Te edilse dahi İtalyan denanması hiç Şüphe yok ki, kendi üslerinden çok u- yalin! | Akdonisde bir bunun netler tazyikine başladıkları Sicilya Kanalını | Ga Ticsret gemilerinin seyrüseferine edecek, deniz hurbi, Akdenizin cenu - bunda, Slcliya adası açıklarında verile- gektir. İngiliz materyalinin salâbet itibarile Kırptığı görülmemişti. Müthiş har- bediyorlardı. Süvari Memlüklerin ceylân gibi atları, parıl parıl parlıyan bu A. nadoluluların — karşısında kırilıp gidiyordu. İlerliyoruz, Anadolu sipahileri. nin beyaz kavukları gözüküyar. Anadolu tımarlıların - kavukları dalgalanıyor. Fakat, bu askerler de ne sırma, ne zümrüt, ne mücev « herat parıltısı var. Hepsi sade, yal- nız iyi giyimli Anadolu sipahileri ve Anadolu tımarlıları İlk hamlede ve bir an. da Memlüklerin ilk hücumunu mahvetmişti. Memlükler bu tırpandan yılma. mişlardı. Çok cür'etkâr ve cesir adamlardı. İkinci defa hücum ede. yek üzerimize yüklendi Fakat bizim kılıçlarımız testere göbi kesiyor, Anadolu yayalarının palaları da sapan gibi doğruyor . du. Bu hücuma yeniçeriler ve biz. de girmiştik. Cenk müthişti. — K& ok çar bir ucundaki ak-| zaklaşmamak, İngiliz hava kuvveilerinin | | müzait bulundurmak kaygusile hareket | sında bulundurmak gayesine matuf bir | | bulunma! te denizlerde yenilmedikçe Britan- ! â | | Ponyaya girmesine müsaade et . MK4 İlaliyan donanmasına üstünlüğü şim- | diye kadar cereyân eden harp safha - karındaki münferit deniz harp vahitle- | rinin karşılaşmalarındaki neticelerden Ge anlaşıldığı 4, İngiliz personelinin, bilhassa İngiliz topçularınm fevkaliüde mahareti de, 1914 Skajerak deniz mel- | bamesinde Alman deniz — kuvvetlesine indirilen kahkari darbe de bütün açık- hühle anlaşılmış bir hakikattir. Bütün bu noktaları ve bunlara mü- teferri hususatı mülalâa ettiklen sonra Alman personeli eline ve emrine tevdi dildiği takdirde dahi, bugün bir kud- ret halinde mütolân edilen İtalyan do: nanmasının Akdeniz de cereyan ede- cek deniz harbindn muvaffak bir netice| almasının imkânsızlığı neticesine varmek güç bir muhakeme ceğildir. Son hafla zarfında cereyan eden hâ- diseler; bilhassa cenubu şarki Avrupa- ganda kahraman — Elen kuvvetlerinin süngüsü Önüne katılarak Arnavutluk- iyanın fi yardımla ba- rınma imkânını venmye uğraşmasının dedilleridir. Fakat bu yardım hangi isti- kamtten ve Bu şümullü sonraki yazımızda tetkik SİNEMA Haberleri Kalilerniya çölünde | CAn Yeni bir film | ) i arasında Kaliforniya Bütün dün; artık macera fi bu çölden damma istifa 'Velman bu çölde ka aktadır. isminde (Gari Kuperdir, . Bitlere benziyeon | İngiliz aktörü —| “Tenmenç bagilin aktörlerinden | Billi Russel ümitsiz ve müthiş bir | ) hastalığa musaptır. Çünkü tama - mile Hitlere benzemektedir. Ma. | gitsem, etrafınıda bir antipati ha. vası histediyorum.> Şimdi Billi «Münihe giden gee treni> işmindeki bir filmde tekrar Hitler rolünü temsil edecektir. Küçük Sineme ——— Haberleri Holivutta şimdi, sinema paytah. tının gizli taraflarını bize öğrete. | cek yeni bir film çevrilmektedir. | Bu filmin adı sadece «Holivut» a. | dacaktır. Alis Fay ile Don Ameş baş ar. | * japonyada senede ancak otuz Alman, otuz Amorikan filminin ja. mektedir. tıktan sonra.. Anadolu sipahisi bü. yük bir çevirme hareketine geçti. Bu girada Kırım akıncıları da | yetişti. Kırmızı külâhb şeytanlar A| man Allah, o çılız görünen atları | ne de manevralı gidiyorlar... | Çevirme hareketi mühimdi. | Memlüklerin ikinci hücumu ken- | dilerine pahalıya malolacağı gö- ş züküyordu. | Sipahiler ve akınalar büyük bir çevirme hareketi yaptılar - ve Memlükleri bir anda çember içi. 'ne aldilar. İşte o vakit: — Aman Allahım, on binlerce Memlük elimizde kapana tutulmuş bir av gibi kaldılar. Memlükler çemberi yarıp çık . mak istiyorlardı. Fakat, ne müm. künl. Yayalar, yeniçeriler, biz a. cemi oğlanlar hepsini amansız doğ. | Biraz sonra bizim kırmızı kü « Vâhlı şeytanları, akıncılarimizi gör. dük. Ovanın ilerisinde sancaklari dalgalanarak ilerliyorlardı. Kırmızı şeytanlarla beraber A. | amafik bu denzeyişi Üolayıstle hir | VT Kitlik olacaktır.. (4 ağı çek sinema firmaları kendisine l roller vermekte, 6 da bu suretle hayatını namuskârane bir şekil. de kazanmaktadır .Diyor ki: — Fakat sokakta insanlar dik miştir» (16 teşrinisani) | | şam bana topuklu bir terlik getir. RNAF 8 SURAT 1lMtr 26 sene evvel söylenenler Sosunuz ! Bir şey söylemeyiniz! Bu karışık zaman içinde muha - rip ordular arasında olduğu kadar, memleketdahilinde de yukarıki söz, bir propaganda halinde devam eder gider, Fakat şimdi kalkın büyük bir kığmı artık 1914 te olduğu gibi her söylenen söze inanmamaktadır. Bununla beraber halkın arasında yine her söylenen söze inanması ihtimali olanlar vardır. Buna mani, olmak için geçen harpte sabah ve | akşam olmak üzere günde iki dı.-fz’ resmi tebliğ neşredilmesi âdet e - dinilmişti. Resmi tebliğler geçen harbin icatlarından biridir. Şimdi geçen harp senelerinde | çıkan gazetelerin koleksiyonuna dir, Böz atalım : | Paris gazetelerinde ; «Almanya- | da büyük bir kıtlık hüküm sür - | mektedir. » ( 16 ağustos 1914 ) | *Liyejdeki Alman ordusunun ma- | neviyatı son derece bozulmuştur.» (6 ağüstos) kıtaları açtır. Bu da harp in iyi bir şey de | ki muhabirimiz, aŞ O h neferin ma-| r, Nefer şun- ları söylemiştir: «Şimdi de vmna çıkıyorum. Artık üzerim orum, Sadı az | ve peynir alıyorum. Bütün| lmanlar arkamdan geliyor.> ağustos) Lâheyde israrla deve bir rivayete göre, Aln ağır surette yaraları alım 'anıma | N— Ber- önünde | r. Halk bu nü- | ek iste - | ytunge | hranin son bir şekilaldığını yaz-| r. Karisruhede çayın a| maktar ı 30 marktan 46 marka — çıkmşılır. (24 ağustas) Sonra diğer gazetelerde s: < manşetler : «Almanyı son derece bııı | da yakında büyük «Düşmanlarımı ândir. Almany <«Rus ön — Berline doğru ileri harekete deva mediyor: (31 ağustos) Daha sonra şu manşetler : «Alman kuvayı külliyesi ricate hazırlanıyorlar» 16 tesrinisani) <Alman imparatorluğu içinden gökmektedir. Zafer buradadır. (19 | teşrinisani) İ İnsburh sanayi mektebi lm:(iu— rü profesör Bal, neferlerin siperler- de isınmaları için pratik bir usul | bulmuştur. Bu usul, neferlere elek. trikle isınan don giydirmektir. Hat- | tâ bu donlar yapilirken, kontakt | olmaması için tedbirler bile alın - ! SEBEP Bayan Leman kocasına yalva « riyordu. — Ah kocacığım, ne olur, bu ak. — Peki karıcığım, getireyim am. ma, topuklu cinsinden değil, — Neden? — Neden mi? Seninle kavga et. tiğim zaman, başıma atarsın, ka. fam yarılmasın diye. gidiyorlardı. — Akıncılar, çevirme hareketinden kurtulan bazı Mem. lük süvarilerinin peşine lerdi. Nihayet yetiştiler, Orada da honharane muharebe başlamıştı. Arlık meydan muharebesi ka. zanılmıştı. Şimdi sıra eçmber için. de kalan düşmanı kesip bitirmiye | gelmişti. Bir yandan harbediyoruz, bir yandan da ilerliyorduk. Alayın sağ tarafından fırtına gibi bir kopuş oldu. Bilâtereddüt, herkes önündeki düşman; unutup bu bağırtılı fır. tınanın ne olduğuna baktı. Ne gör. sek beğenirsiniz?. On binlerce Kı. rım Türk süvarileri yani kırmızı şeytanlar düşman süvarisinden ge. ri kalmışları önüne katmış yalın. kılıç kovalıyor ve bir yandan da biçiyordu. Aman Allahım, bu Türk süva. rileri küçücük hayvanlarile Mem. lüklerin Arap atlarına nasıl yeti, şiyorlardı!. Ortalığı darmadağınık ettiler. | a tahlisine vasıtı No: 72 Deniz Fedaileri İTALYA HARBINDE TRABLU3 GARB ve ADALAR MUHAREBESİ OSMANLI - Beyrut bombardımam protesto edilmişti — Terki sefine, terki sefine!, Kumandasını, hâlâ top başında | şevk ile döğüşe devam eden topçu. dar anlamak istemiyorlar, topl: rınn başndan ayrlmamak, düğüşe | döğüşe batmak, ölmek arzusunda bulur mullah tamamen tahliye edilmiş, düşmanın devam eden ateşi altın. ma kimkânını bulamı; bahriyelileri denize atlıyarak yüze yüze sahile gelmişler, yaralılar da büyle ce taşınmıştı. Ankara botuna gelince: Bir tanecik Nordenfild topile mücehhez bulunan bu bot ,Avnul. labla beraber ateşe koyulmuş, fa- kat daha harbin ilk dakikaların. da haştan ve orla kısmından al . dığı iki isabetle sarsılmış. 1,55 de kayık iskelesi civarında batmıştı. Avnullahı batırdıktan sonra da hirs ve intikamını yenemiyen İ. talyan zırhlıları ateşlerini şehre çevirdiler. Rasgele bombardımana başladılar, Bu mermiler, sahile yakın bu. lunan Osmanlı bankası binasını tahrip, kemodorluk, liman dairesi ve kayık iskelelerini altüst etmişti. Batan, alboru olarak parçalanan iri kayıkların enkazı limanın allak bulluk olan sahillerirnle öteye, be- riye gidiyor, yıkılan binalardan çıkan tozlar, Beyrulu sabah sis. leri arasında ikinci bir duman ta. bakası allına sokmuş bulunuyar . du. Şehir bu yersiz ve manasız bom- bardıman karşısında itidalini kay. betmemiş, silâhsız. ve serhest bir | Kmana yapılan baskını takbih e. derek bombardımanın — neticesini bekliyordu, | Saat 9,30 da Türk gemilerini ba. | tiren ve Beyrutu tahrip eden düş- man gemileri ateş kestiler, Biraz | sonra da geldikleri istikamette ha. | reket ederek gözden kayboldular. Beyrut bombardımanının da dü. veli muazzama tarafından takbih ve protestosu görüldü. Fakat bü. tün hareketlerdeki gibi ancak his eepbesinden müessir gibi mütalea edilen bu protesto ve takbih İtal- yanları bu harekete devama ve diğer harekâta cesaret etmelerine mâni bir şekilde telâkki olunmadı. İş yine olduğu şekilde, ve müte. akip tecavüzlerle genişliyerek har. | bin sonuna kadar devam etti. Beyrut bombardımanı; şehri ve Hmanı da tahrip eden şeklile ve mevzii bir deniz muahrebesini gös. termek itibarile 1911 Omanlı - İ talyan harbinin yepyeni bir safha- $ına da mebde' olmuştur. Beyrut bombardımayının arka. sından, aldığı cesaretle on iki a. daya da tecavüze kalkışan İtalyan donanması karşısında hiçbir mu- kavemet görmediği için bu arzu. Suna da erişmiş, Kodos adasının şayanı hayret bir mukavemetle karşı koyuşuna rağmen kısa - bir zamanda adaları da ele geçirmiş, hattâ şahlanan cür'etile Selânik ümüzde bulunan yeniçeriler ko. şuşmya başladılar. Hep birden a. Tabildiğine koşuyorlardı. Tabif biz de bu koşuş akıntısına kapılarak koşmağa başladık. Epey. ce koştuktan sonra — ileri doğru baktım. Sahranın üzerinde büyük bir çadırb ordugâh vardı. Bu or. dugüh hiç bizim çadırlara benze. miyordu. Anladım ki, burası Mem. lüklerin ardugühıydı. 'Tevekkeli değil, yeniçeriler ko. şuyor. Şimdi harp bitmiş, yağma. yya koşuyorlardı. — Şu yeniçeriler yağmacı adamlar vesselim.. Hep birden ordugüha doğru ko. şuyoruz. Kim evvel giderse o kâr. h çıkacak. Fakat akıncılar onların peşinden bir fırtına gibi Memlâk #üvarilerini buğday başağ gibi bi. çiyorlardı. Ve bu suretle ordugâha doğru gittiler. Ordugüha evvelâ akıncılar ye. tişmişti. Sonra yeniçeriler... Bizim Bibi en geride giden acemi oğlan. lara ne kalacak... Ne kalsa kâr değil mi?. ST | ancak tesadüfün sevkile bu V | lüyet çerçevesinde toplanan T * Yazan: RAHMİ YAĞI ve Çanakkaleyi zorlamıy kışmış, harbin son safbaları bu harekâi İtalyanlara Trabhus işgalden ziyade fayda ve temin etmiştir, Meydanı boş bularak Akdenki gemiazıya alıp rasgele Osmanlı da, liman ve <ahil şebirlerine cuma koyulan İtalyan donanı sıhın cür'eti gitgide genişliyor, şılarına hiçbir mâbi kuvvet çık| madığı için artan bu cür'et ni yet Çanal “ale boğazına gelip yanan İtalyan zırhlılarının istihkâmlarından atılan topli kaçmalarına yol açan bir se) dahil olmuş bulunuyordu. İtalyanlar niçin Çanı zorlamıya kalkışmışlardı Ellerindeki kuvvetin top y faarruzu ile bile başarmak ikti rından mahrum bulundukları forsayı bir tesadüfün sevkile yapmışlardı?. Yoksa İtalyan kânıharbiyesinin ozamanki kilere uyarak büyük bir ha, kapılması; Çanakkaleden bir filonun İstanbul sularinda rünmesile Saray ve Babtâlinin? — Aman!. Deyip Trablustan başka Anı Tünun sahil şehirlerile bu di deki Osmanlı adalarından bir iunu kolayca kendilerine bu cağını zannederken bu ması imkânsız harekete giri Jerdi?. Bu suallerin gerek harp es: da ve gerekse harplen sonra mal verenler yamıldıklarmı dılar, Zira, böyle iktidarımın cindeki bir hareketi yapmı kışan düşman deniz kuvvet! hiçbir resmi makamdan ısdar man emir ve programla ve taarruz niyetile hareket eti yetin hasıl olduğu meydama mıştı. Yine bu suallerin hâdiseler çevesindeki cevap ve izahatmk bin 1912 martından itibaren .yen eden safhalarında tetkik mülalea edeceğimizden o Osmanlı imparatorluğunun mlan ve merkezi Rodes olu adadan mürekkep manlı topraklarına dair umu taribi malümatı mütcakip i) raf harekâtını da takip Trablusgarp, Bingazi, D 'Tobruk harekâtı, İtalyan man İnkişafile dahile doğru len perakende Türk küvvet döğüşe devamı, Sünüsi m lerinin milis müfrezelerinin safhadaki muharebelere Afrikanın şark ve şimali de istilâ hareketinin İtah birlikte Avrupa devletlerli tahmin ettiği gibi çabrcak bulmaktan çok uzak oldu enaleyh bu mukavemeti günden arlarak sürüp ortaya koymuş, işi çabuk bi kaygısına düşen İtslyanl manlı imparatorluğunu sal rika topraklarından başka sefitteki bazı adaların da yanaştırılması için harbin yetinde devletlere karşı ve ilk safbada kısmen ihi teminata karş harekete Tunuyorlard, Preveze, Reşadiye, $ kın ve taarruzlarını sade za, takbih. gibi hiçbir n eyyidesi olmıyan şekillerle turan İtalyanlar, 12 rat taarruzunu de yine kendilerini koymıya dair ufacık bir hale ve teşebbüse de raslaf ötedenberi ele geçirmeyi dıkları on iki Türk etmekten çekinmem 1911 eylülünün son gü edilen harbin ilk sal n yanlar Trablusta meşgul ken bu adaların tahkimat kıt'alarla kuvvetlendiril nizdea yapılacak bü koymağa daha hazırlıklı getirilmesi de ihmal