2—8SON TELGRAF Dostum Oszman Cemal, bir | yazısında gı yor: | dır. Bu 40 çeşit turşunun ya- pılma şekline gelince.. ilâh.» Osman Cemal ları ha- kuru fasulye pişir, şam, yemeğe gelelim. MUI-'İM BİR ŞEY DL(.!L. AZİZİM. Dostum Selâmi İzzet bır yazısında Edirnede vukua ge- len feyezanın gazetelere ak- sediş şeklinden şikâyetçi, san- ki, echemmiyetsiz bir hâdise - den bahseodiyormuş gibi, şöy- le diyordu: «— Edirnede “ne olmuş?. anlamadım, gitti..» Yok, hayır ,0 kadar mü - him birşey değil.. 500 ev yı- kıldı, 1000 ev hasara uğradı 1800 ev tahliye edildi. Hepsi © kadar... HER GÜN. REKLÂM Geçen gün arkadaşımız Reşat Feyzinin bir yazısı bi- rinci sahifede reklâm edi yordu. Bu küçük ilânı gören| Necip Fazıl: «— Yahu, demiş, birinci sahifeden kendini reklâm et- meğe ne lüzum var?.» Bunu Reşat Feyziye söy « ledik. Şu cevabı verdi: «— Bu reklâmı senede bir defa yapmışım. Her — gün kendini reklâm edenlere ne diyelim?. BAKKAL DÜKKÂNINDA Beyoğlunda, bir bakkal | dükkânma 80 ilk mektep ço- | cuğu dolmuş, ders yapmışlar. Böyle ,ne dersi yapıyorlar, an- hyamadım.. Her ne ise.. Bir zeteci arkadaş, bu hâdise- min röportajını yapıyor.. Yaz- dığı uzun yazıda: «— ünkü tedrisat şeklinin dünkü iptidai tahsil ile alâkası yoktur, diyor. Doğrudur; eskiler, yanhş- sız imlâ yazabilirler, sağlam cümleler tertip ederlerdi. AHMET RAUF Tasarruf haftasına dair. 'Tasarruf hal Fin bazı mı asılmış muhatap nerede?. Bu bir., İkincisi, bu bandın üzerindekt yazı bir imlâ yanlışı ile malül bu- lunuyordu; bü iki. Ulak tefek şeyler amma, dikkat etsek. BÜRHANCEVAT Son Tçolyraf'ın Edebi ' Kuçuk Hanım Yavaş Gel! südün bir gün, bütün bir e baklemiş, cok merak etmisti. İnr.m kazava 'abilirdi. Cahit bu sözlere mukabele et - sordu: Kimdi o ihi cür, ediyordu? — © adam ihtivar değil, saçları waktinden evvel beyazlaşmış. dok> tor Kâdi idi. Cahit Vefalardaki ziyafeti hatır- hayretle Jalenin yüzüne bak- | adam, neden | t i'nin burada ne isi — — Kendisile görüsmek istedim. Bwine kimseyi kabul etmediğini | se | safeli hatlar sayesi | olacağı ümi Yüzüklerini Hav | cretit me | tavsiye etti. T4 1 inci RAÂNTN 1948? yakıfları Beyoğlu, Beşiktaş ve | Büyükderedeki vakıf- ları idare için imti- .han açıldı vet vakıflarına tek müte- ni Beyoğlu mınta « Bunlardan Rum evkafıı y 18 inci © ait olan arsamba ZüÜ-| yin oluna: Münhal Vakıflar iseleri, Feriköy Ayapostolon kili. sesi ve mektebi, Gelatada Ayanikola ki-| Tisesi, Kurtuluş Ayadimitri, Ayatanüş, | Aynlefter kiliseleri, mezarlık ve mek- | bi Beşiktaşta Panaiya kilisesi; ayaz | ve mezarlığı, — Yenişelir isesi ve mektebi, Or - | , Ayayorgi kiliseleri, me- | ektebi, Arnavutköy Taksi « | se, mezarlik ve mektebi, Be - bek Ayaharalanbas kilise ve mezar- atı, Boyacıköy Vangilistira kilise, me- zarlık ve mektebi, Yeniköy — Panatya, Ayanikala kiliseleri, merarlık ve mek- tebi, Tarsbya Ayaparerkevi, Ayayorei, kiliseleri, ayazma, mezarlık ve mekte- bi, Yenimihalle Ayayani kilisisi, me. zarlık ve mektebi, Kuruçeşme Ayadi- mitri, Ayayani kiliseleri ve mezarlığı, Zapyon lsesi, İstinye Taksiar-i hi m u Ayas | kostarılin yoğlu merkez kız orta mel tay paşa mahallesi Panal Fenye ü Yeni ve kısa mesafeli otobüs | hatları açılacak 'Taksim - Eminönü ve Beşiktaş- töy arasında müstakil otobüs' leri tertibi beledivece karar- lastırılmıştır. Bu veni ve kısa me- de tramvay » lardaki tedihamın biraz önlenmiş edilmektedir. HLüüi Ki Kurumuna veren hamiyel erinde bile büyüzlerli il Üüzesi talebe: yayı van Sipahi niversite P. S. N. talebesinden Bayan Mes'ude Sertoğlu babalarının kendilem eT armağan olarak evvelce al- altın yüzüklerini Türk has | Boğaziçi a Ner yüzüklerin. tevzine başlanı Git üi Açık iş ve memuriyetler San'at mektabi rından Junanlar a şamına kadar istida ve vesikalarile İs- tanbui ticaret müdürlüğüne müracaat der. Trabzon belediyetinin 15 lira aylık | ez belediye ayar memur- Tuğu münkaldir. Ayar memurluğu eh- liyetnamesini haiz olan talipler Tr zon ayar müdürlüğüne mi melidirler. Tefrikası: >9 ne ettirmek istiyordun? — Hayır, başkasını. Cahit işi sakaya bozmak istedi. fakat bu Kâfi adı asabını zermişti.| — Baha doktoru — cağırtacağını söylememiştin? — Evvelâ kendisile görüsüp gö- | rüşemiyeceğlimzi anlamak isi dim, Beni doktora doktor Sükrü — Bön de bütün bunları tosa- dülen haber aldıml.. Eve habersiz geldim, atölyeye çıktım ve tesa- düfen seni, merdiven başından doktorla kort urken — gördüm... 'Tam bir vodvil veva dram kol - vosu!.; Koca evine geliyor ve iki gölge görüyor. Tabancasını çekip edi .V v A l Filezofu. İhtiyaçlarımız artınca tasarruf ne ola bu güzel haftalar dolayisile, top- lanlı yerlerinde halka verdiğimiz onferanslarda, bu mühim mana farkını iyice tebarüz ettirmek ge- rok. Bilmiyorum, nasıl Klâsik tasarrufa riayet tavsi - yesi, halk üzerinde şu intıbat bı- rakıyor; Sarfetme sakla, elbette zamanı gelir. Feki amma, sarfetmeyince, mem- leket piyasasında ,dolayısile, bey- nelmilel rayiçle, para dediğimiz mübadele vasıtası eksilir. Herkes, parasını saklarsa, ortada dönen r: yiç akçenin noksanlığı hissedilir. Bu da, memleket iktısadiyatına bir darbe demektir. Tasarruftan maksat, ölçülü ve bütçeli sarfiyattır. Yapacağımız ekenominin hesabımı, toprağa gö- meceğimiz küpte değil, banka def- terleri arasında salkıyacağız. Çün- kü, ancak bu süretledir ki, ser - maye, kendisine hareket zemimi bulmuş olacaktır. Bir dilim ekmek, bir hırka dev- ri çoktan geçmiştir. Bugün mede- niyetin ölçüsü, milletlerin ihti - yaçları ve istihlâk hacimlerile ila- de ediliyor. İhtiyacı çoğaltan me- deniyettir. O halde, çok kazan « mağa mecburuz ki, bizi saran ihti- yaçlarımızı defedelim ve fazla is- tihlâk yapalım. Bu hayat bâdisesinin genişliği nisbetinde, o memlekelte — rayiç para artacak ,kaza hacmi büyüyecekli: birlerine bağlı şeyl Devletin kazancı çok istihlâktedir. Her medeni ve iktısadi hareket, devlet hazinesi ne bir vergi bırakır . Tasarruf haftasında, iş bilme - apıyarlar?. ve refahı da, niİn, iş yapmanın, ihtiyae telükki- | sinin mütemadi tekâmülünü de propaganda etmeliyiz. REŞAT FEYZİ AYA SE SA Küçük çekmecede cce könprüsi ünurıh— İKÜÇÜK HABERLER || K idi sezunlarının hat 1 mezunları in, geçen gece hamamı ci geçerken $ - 6 genç tarafından başına geçi Bunlardan Muzatfer yük- Ti kaçmıştır. Mue ceket ada mürekkep bir hoyet taş- kül olunmuştur. * Üniyersit K talebe bir. iğ b £ Vekkletince # gönderil « 4 Bölediye neşriyat ve 1 eti Kemal Mutluay — tarfian takip büresu müdürtüğüne tayin aelunmuştur. a& Diş tababet mektebinin bir Külte haline konulması için tetkiki yapılmaktadır. e Emniyet müdürlüğü 2 inci şube müdürü Zeki Akalın Hilvan kayma » kamlığına tayin 0 . Yerine etki ikinci şube müdürlerinden ve po- BMÖĞCER SSi | dunması muhtereli T Rare garaml heyet Di ae 14 de toplanacaktır. raber gidip doktor cekti. — Yazık ki geç kakdmı: biraz dâ- ha evvel gekmis olsaydım.. Fakat bu mesele üstünde fazla durmadı. Jale kocasının üstüne ba-| a bakıyordu. Cahit tor toprak — Cok mu yürüdün? — Bvet cok vürüdüm. — Yorulmadın mı? — Hava iyi geldi. İzahat vermekten, anlatmak - tan kacışıyordu. çünkü bir şey an- latamıvacağını biliyordu. Kendisi ne yaplığını nerelere gittiğini bi miyordu ki, söyliyebilsin, Birsev hatırlamıyordu ki. anlatsın. O ge- yaca | ilmek müretile dö - | | | | Makarna (| ** Yezeni RAHNİ YAİL Denız Fedaılerı OSMANLI - İTALYA HARBİNDE TRABLUS- GARB ve ADALAR MUHAREBESİ ihtikârı Fiatların sebepsiz yük-| selmesi üzerine narh | konmık için tetkiklere| geçı'dı yapı tları da art- ! bu artısı arak bir mür 4 tetkikat dan zam- arda mühim mik- darda gnarnül ve stok makarna bu- gçılmıştır. Ve bu ma- karnalar buğdayların ucuz olduğu| zamanlarda yapılmış olduğundan | alı satılması doğru bu - dır, Stok makarnalar 'nra makarna fi- be komisyonu| tarafından narh — konulması çok muhtameldir. çei GER eZ Ayda 4 bin liradan fazla waridatı olan vatandaşlar Askere giden vatandaşların aile-| lere v in mücssı lerden almman paraların ilk part olarak 45 bin lira tonlanmış ve di belediyeye gönderilmiştir. Bu mara vatandaşların avlık ka- zançlarının yüzde biri nisbetinde | alımmaktadır. | Diğer taraftan tahakkuk cetvel- 1 krimizde emlük teahhit gibi a $ biner tiradan | fazla varidatı olduğu anlasılmıştır. | Bunlar her 2x 42 ser bucuk Jira vereceklerdir. MA!!RFİİ:HİLF,R Bir yangın ve iki zehirlenme Aksarayda Tikvas Villi dekuma fabrikasındaki makinelerden bi - rinde Lıı.lunan yünler — tutuşarak zarmışsa da ates başlan- gacında suıdumlıııum Ramide yol insaat gilindirinde muavin olarak çalışan 21 yaşında Ramazan sabahleyin cadırında ölü olarak bulunmuştur. Yanılan tahkikatta — cadırda! manzalında kömürü yaktığı | ve unca zi Tp öldüğü an- | Taksimde Ankara garafında Hü- seyin isminde bir bekçi de yaktığı manzalı — otomobillerden birinin icine alarak uyumustur. Hüseyin biraz sonra zehirler we baygın bir ahlde haslaneye kâl- dırılmıştır. Esrar ve eroin müptelâları tevkifhanede tecrid edildi Esrar ve beyaz zehir müptelâ - Jarı ve satıcılıklan suçlu / olanlar n tevkifhi ü tıli vinciler & evkuflarla temas | iyecekleri gibi bunlardan krizi ('İlr z da doğruca hastaneye sevk| edileceklerdi * Balkapan hanında — pamukçului yapan Hasan arkadaşı diğer Hasanın | bir çuval pamzj çaldığı iddiasile Sultanahmet bir Bulh ceza mahke- mezine verilmiştir. Hasan mahkemede: | Ben pamukları çalmadım. Bir ça- vala daldurup gece kendime — yastık ptum. Esssen Belkapanındaki 100 ka- 2r pamukçu diktikleri yargan ve yas-| ikları &llk gecer hakkı olarak evvelâ kendileri kullanırlar. Sogrâa müşteriye aatarlar bu maruf bir ddettir> demiş ve| beraet etmiştir. —— srm aa başbasa oturmak ne büvük zevk, ne büvük saadet! Cahit bu anda her derdini unut müstu. İçinde hasti korkusu yoktu. Ümit etmediği bir sükün ve| huzur içinde derin bir haz duyu - vordu. Pincablardan tüten bu'u, om: dayanan kumral bas, bu sessizlik, bu sessizlik ortasında fı- sıldayan ince ses, tatlı bakışlar ona| dünvayı unutturuyordu. Onun öm- rü sanki hop böyle sakin ve makul geciyordu. Havatında anormal! hiç bir sey yoktu. Yervü: le doğru olan bir tek şey vardı: Bu hayat, — Biliyor musun Jale en güzel ryesimlerimi ne zaman yapıvorum? — Ne zaman canım? — Böyle semin vanında oturdu- #um. elime fırca almadan seni dim- Tediğim zamanlar. gördüğüm ve muhayyelemde yasattığım, can - Tandırdığım en güzel manztralar ce, gzec vakte kadar, vanyana, bap-| senin rözlerinin içinde görlüğüm| basa oturdular. — Karnın aç mı? Karnı ac değildi, fakat bir cay icerd, cay yaptılar, ietiler. Cahit mes'uttü; manzaralardır. Bu manzaralırı hie bir zaman musambava renklerile Ankara torpitosu ise Pransız ti- rlerdendi. Bu da 97 ton , 27 mil sür'ati haiz, bir tane Nordenfild topu ve üç torpito kovanını bömil bulunuyordu. G rek sür at, gerekse silâh itibarile müşterek bir döğüş salhasını ba- şarmağa muktedir olmuyan bu se- finelerin Beyrut limanına terke- dilişinin sebebi ise ancak buna karar verenlerin bildiği bir key- fiyetti. Donanma ruttan aytılınca, açık deniz talimleri ve harp tatbi- Kat yapurak rotasını taçibe koyul, n İleri çıkarılan Samsun ve Taşoz muhripleri kı tbikatı yapıyer, vazati on iki mil sür'atle | ilerleniliyordu. | Üç lük bir seyri müteakip 1 teşrinievel 1911 pazar günü, sa- bahleyin Sakız açıklarına varıldı. Saat 540 geçe, Sakız llmunına doğru ilerliyen donanmanın ami- ral gemisi vardiyaları — Durunuz! İşareti vererek üzerlerine gel - rapor ettiler. Donanma sür- alttı. İhsaniye yatunn yak- laşmasını bekledi. Bütün gemi süvarileri İhsani - yenin donanmaya gelişini gürmüş- ler, buna nasıl bir mana verecek- lerini kararlaştıramıyarak — yatım harekâtını takip ediyorlardı, iye Amiral gemisi Barba- ivari gemiye çık- ftı, kumandan Tahir beye bi bıraktı ,acele Sakıza döndü. Tahir bey zarfı alınca daonanma- ilerliyen filo yel kesti.. dan amiral gemisinin işaret sere- ninde: — Dikkat!, İşareti göründü, bunu diğer e- mirler takip etti: — Samsun ve Taşoz terpitoları- ma: Sefineyi harbe hazırlayınız!, Daha sonra Yadigârımilletteki filotillâ komodoru Hakkı kaptana emir verildi: — İtalya hükümeti ilâna barbet- müş. Filotillâ on beş mil sür'atle Çanakkaleye giderek boğaz met- halini donanmanm avdetine açık bulunduracak.. Filetillâ bu işaretisi çekilmesin- den sekiz dakika sonra (swat 5,54) harekete geçti.. Komodor hareket sırasında şu işareti vermişti: — TPorpitolarınızı endahta mü- bevya bulundurunuz. Gemilerde harbe hazırlık tamamlansın. İhsaniye yatının getirdiği ha - berle hir gecedenberi İtalya ile harp halinde bulunulduğunu renen donanmada bu haber bomba tesiri meydana gelirdi. Sefinelerde harp — bazırlık başladı. Cephanelikler açılıyor, toplar dolduruluyor ,eşyalar to - parlanıyordu. kçİ) AVRUPA — HARBİNİN YENİ MESELELERİ Çinlileri tanımak Çin diyarı uzuktakiler için her vakit merak edilen türlü meç - kullerle dolu büyük bir ülke el - muş. Eski masallardan en yeni se- yahatnamelere kadar hep söyle - nenler ve yazılanlar bu umuml merakı tatmin içindir. Çinde bir zamanlar ber dediği olan, bir sö- zünün üstüne söz dinlemek isti miyen mandarenler vardı. Bir iki asır evvel Çine giden hakikaten pek çok yorgunlukları, tehlikeleri gö- ze alarak o diyarı gezen Cizvit pesları Çin ve Çinliler için çak malümat toplamış, yazmış, mer - kezlerine bildirmişlerdir. Cizvit - ler oranın en nüfuzlu kimsele - rine, astığı astık, kestiği kestik mandarenlerine hulül etmeği bil- dikleri için ötedenberi bir takım imtiyazlara da nail olmuşlardır. Onların seyahat hatıralarından Çi- ne dair Avrupalılar az şey öğren- mediler. Mi'syonerlerin de Cini beydan boya dolaştıkları görüldü. Daha sonra protestani vakit vakil bum- ların başlarına meler geldiği tel- graf baberleri arasında gazete sü- tunlarrnda göze çarpar, Lâkin Çi- nin pek başka hususiyelleri daha tesbit edemiyeceğim. Amma zarar| yok, Bu manzaralar vapımaş oldu- #um resimlerin &n n'hdL datlı 0 tatlı | var, Hn!e şu sen japon İstilâsı ü- ülkesi ve Çinliler her guretle dünyama meraktm tazeler mnis oldular. Bu itibozla Çine deir ları kiç barbe Donanma Beyrut'tan ayrılmışîı Daenanma kumandanı Tahir bey elindeki zarfı uzun uzun gözden lerle tekrar tekrar okurken vuruldu. İçeriye donanma erkânıhapb.ye reisliğini yapan İn- r müle- hassısı miralay Fut bey girdi. Fi- lotillâya verilmiş olan işaretleri görerek heyecana kapılan İngiliz denizrisi zordu: - İtalya ile Osmanlı devleli harp baline girdiler demek? — Maalesel evet | Şu ania me yapmak fikrinde- z? — İlk tedbir olarak Çanakkaley di filotillâyı gönderdim, Biz ge- ye kadar onlar Boğaz meth muhafaza edecekler. Malyan | donanmasmın Çanakkaleye taar- ruzu mevzuu bahistir. Bu takılir: de anavatan denizlerinin — kilidi mevklinde bulunan boğaz sula- rını dunanmatız kıslırmak feci me- ticeler vere Miralay Fut yine sordur ması bizim vaziyetimizden mevicimizden haberdar ise? — Boğaza hücum edecek yerde ve — Zan değil, kuvvetle tahmin ediyorum.. — Bu takdirde? — Bu takdirde zaten zayıf olan filoyu filetillâyı da ayırmakla çok müşkül bir vaziyele sokmuş louforuz. Tahir vey çaresizlik içinde ka- lan insanların tavrile iki elini ya- mına açlı, boyuunu bir tarala çar- puttı mukabele etti: — Mukadderattan — kaçınmanın imkânı yok, Biz düşmanla karşılaş- mayı hesaplamadan evvel boğus methalini temin etmek mecburi- yetindeyiz. İtalyan donanması e- ğar bizi yakalamak kararını ver- miş ve bunu tatbike kalkışmışsa, filotülümn beraber bulunup bu - kunmamasının bir krymeti yoktur. Çünkü bu takdirde düşman; bü - tün demiz kuvvetlerini bir noktada teksif etmiş olacak, altı zarklı fır kadan mürekkep bu kuvvetlerle çarpışmak, kahramanca bir döğüş sahnesi ve tekmil Osmanlı donan- masının denize gömülmesile ne - tirelenecek bir facladan ibaret e- lacaktır. Bu konuşma yirmi dakika sür- dü, Tahir beyle mütehassıs Fut, vaziyelin iyice münakaşasından sonra sür'atle boğaza girmek ka- rarımı verdiler. Fakat iki denizciyi de düştndü- ven nekta, şimdi bulundukları ile Hellas burnu arasındaki 108 millik mesafeyi tehlikesizce mustl aşahileceklerinden ibaretti. (Devâamı var) Çok mahsul, çok puza, çok çocuk-| ULUSAL EKONOMİ VE ARTTIRMA KURUMU malümat istifade ile okumuyor. Bunları yazanlar uzun ve külfetli yolculuklara katlanan kimselerdir ki yazılarından edilen başlıca is- tifade şu oluyor: Çin arlık masal memleketi değildir. O kadar geri farzedilen Çinli ise dostlarını se- ren büyük kabiliyeti ile bu asır- 'da neler öğrenmek lâzımsa hepsi- min filiyattaki semerelerini ce tahiâdir ki kendine olan da artmıstır. 400 küsur milyon - luk bir kütle olduğunu düşündük- çe de kendinin öyle hariçten ge - Tenlerin hükmü altına giremiye- ceğini her hareketi ile anlatmak - tadır. Ünün için bugünkü Çi japon barbinin anlattığı bu derim Manayı hiç hatırdan çıkarmamak lâzum. Çinli kendisinin japondan aşağı olduğunu bir türlü kabul ot- miyor ki japonun hükmü altıma girmeyi de hazmedebilsin, Milli kumandan Çan Kay Şek kendisine hariçten edilecek her yardırmı kabul etmekte, fakat yar- dımlara mukabil Çinin haysiyeti ve istiklâlinden birşey feda etme- ite asla ramı olmamaktadır. Dost- larla dost, düşmanlarla düşman. Milli kumundanın etrafında bu- Kgün pek çok yabancı yardımı var- dır Bunların en şayanı dikkat » Janları da İngiliz, Fransız, Ameri- Holandalı, Rus ve hattâ İs- viçreli tayyarecilerdir. Bunlar üc- ret mukabili gelerek Çinli tayya - recileri yetiştiriyorlar, Pakat baş- kumandan bu muhtelif yahancı - (GEKIN İki hakikat. Yazan: Ali Kemal sı.)W"d Bu harpte yı açan bir key 3 giltere ar: $ nin nerelere kadar .mbıleı—i" nin başlangıçta her tarafla Il.'b* le keşfedilemciniş olmasıdı! ki, Zira söylemeğe lüzum y:; ki harbin ilk aylarında AW olkârında İngülereye arpan bir çekin, | U zaman bundan etr rette bahseden İn; kalkışar bir Üngilizin sözü da kalıyor. Onu ki: dinle istemiyor, Çünkü İngilizlerit meriki diklerinden endişe ediliyot. b Bir bu noktayı hatırlamak, #Ç | şümmek ı:ıp'w' e L b karşısında 4 ga Herşiğetn ğrğürek M memleketin neden dolayi faa edilmediğini, onu — mu! için verilmiş sözlerin neltt tulmadığını soruşturuyordu. kin söylemeğe hacet yok Kİ Çekoslovakyayı korumak içif rupada 938 sonbaharında biT çıksaydı. Amerikalılar bunt ©| rak etmekte hiç acele ede€ gillerdi. 938 de Avrupa karşı işte böyle bir i ıi'** yordu. Ayni zamanda eski daki kavgalara karışmaktar 7 derece çekinmek. 919 sonbab da artik kavga çıkınca AMt hlar daha dikkatli olmuşlar. dilerinin de buna sürükl endişesile uyanık bulunmağ? rar vermişlerdir. İşte bu hallere bakılımı rikanın İngitereye yı'dl” Kitgide bugünkü şekle gi | tahmin etmekte güçlük çek muştur. Halbuki Amerika ci da mühim bir değişiklik gösteriyordu. Bunun da  ararken şunu İhmal etmek # kün değildi: İngilizler her türlü yardımfi, velâ kendi kendilerinden mişlerdir. Kendini sonuna * müdafaa etmek hususul yarı, azmi ve sebatı bütün diT, ca anlaşıldıktan senra tagiltfi nin mağlüp olmaması Amet zan istikbali için me kadar miyetli olacağı daha ziyadt dir edilmiştir. Son altı ayı dünyada o kadar değişiklik ki Amerikan - İngiliz teşriki saisi tam bir emrivaki halini * | Bu neticeden şu hüküm çık0iğ kücük kavgalarda görü bit olmuş bir hakikati bir ha teyit ve tekrar etiniş hakikat şudur: Müdafaa bulunan bir memleket b evvel kendisinin maddi ve M”Ğ4 kuvvet menbalarına istinat ©Ü de hariçteki destların temin için uğraşırsa o auıud' zerinde aksülâmel uy men için İngilizler bu haleti yeyi gözönünden uzaklaştırı lardır. Geçen aylarda daim terenin tehlike ve tehdit olduğunu söylerlerken de mukavemet ve sebatlarını & mayı da düşünüyorlardı. İngiltere kendi kendine y ceğini yapsın, diyorlardı, 09 rih huzurunda dünyanın salh ve emniyeti için & wazifenin ehemmiyeti her gılacaktır. İşte o zamalı tereye yardım keyfiyeti yada müessir şeklini bular Bugün bu böyle oldu. hların ekseriyeti artık dük kert'9 p | yor ki İngilterenin sağlatı bile esi Amerikanın da ve müdafansı için elzemdi” gf edilecek yardım dolayısilt > rika için demektir. yzş bAf şimdiye kadar olan inkişai terdiği diğer bir bakikati d ve etmek lâzım gelirse lçmek iktiza edecek: Geçefi denberi görüldü. Kendini kalak etmeğe — hazır buli mernleketler var; bilâkis hasına olursa olsun mukavt yılmamış olanlardan hiç bif leket kendini istilüya hilmemeli. / Yeşilköyde yarınki Yarın saat 14 de Yeşil partisi salonunda Çoruh B. Rıza tarafından «vaziY? f zıra» hakkında mühim bif | yans verilecektir. İşgi Her makine, her tezgâh Çalişen iktisat cepbesinifi dzdır. ULUSAL EKONİ