2—80!1 TBLG A A DİRAE ü İKaRsISIN o;g KA G YU.'VANİSTANA ŞEKER!. İstanbuldan bazı bayanlar, Yuman askerlerine Noel he- | diyesi şeker göndermek üze- re hazırlanıyorlarmış!. Doğrudur. Yunanistandan tatlı haberler, tatlı sözler ge- Hyor. Tatlı yemek haklarıdır. Tatlı ye, tatlı söyle, dememiş- er n DcıKrorbN MRİF LTİ İzmitte, aldığı muayene pa- | rasını az bulup, hastanın yü- fırlatıp atan bir doktor imda tahkikat yapılıyor- züne hati Fakat, bir yanlışlık olma - | çan, sakın?. Olabilir ki, dok | tor, hastasını «para masajı» | l- ıl ııııııhıınıuı' D -ftersiz vergi Küçük san'at müesse- seleri sahipleri muame- le vergisi için defter tut-. maktan kıırluluyorlır | ereş «götürü bi tutulmalarını İatiyı vergisi l lamıslardır. Müracaatlar 30 kününüevvel ak- | Müracaatlar istida ile Yanıl. bunlara a Si kovacak- r.Bu suretle «Götürü vergi» ye zâbi olmalarını istiyebilecek sınal mülcsseseler ahipi de & i sayısı günde 10 u- & muharrik kuvveti de 5 )ıe—r ri aş- mıvan marangoz, ayakkabıcı ve ile tedavi etmeğe teşebbüs et. | < miştir .Dünyada, paradan da» ha kuvvetli ilâç, ne vardır?. KUYUYA nn | SAKLAMIŞ!. Eizim gazetede okudum, e- asılan randevucu kadın, sermayelerinden bir genç kızı, kuyuya saklamış! Hazin! Zaten kız bu kuyu- | ya düşmüş bulunuyor. Zaval- hyı tekrar ikinci bir kuyuya İndirmenin manası var mı? : Acaba, bu, gayya kuyusu| mu, dersiniz?. | TRAMVAYI | İURU TENLER Son Telgrafın şazilari şık- | tır, vesselâm!. Geçen güa şöy-| le soruyordu: Tramvayı vat« man mı yürütür, yoksa eckân mı?, | Çünkü, idare, ikramiyeleri | müstahdemine değil, erkâna | veriyormuş!. Bizce, gemisini yürüten kaptan!. Bu vaziyette, tram- vayı da vatmanlar değil, ge- tenler, yürütüyor, | demektir. AHMET RAUF —a İnsafı gelmeti! 'n Şirketihayriye, Köprüdon Üsküdara son seferi akşamları sa- demektir. Haydarpaşa ti seferleri eskisi gibi devam edi, Sabahları, Üsküğdardan saat 8,20 de kalkan bir vapur var, Bu va- rda, ayakta giden yolcuların sa- | mey lxn '—.nlmenwîı alâkadarlara ve muafivet nrlî;ırrm haiz olmı« yan eleksiz rmenler, H ee Namık Kemal için sergi Şehir ve inkılân vesikaları müze ve kü hanesinde tertip edilip 21! birincikânun 1940 da aç mık Ki ergisinde hare iâde edilmek üzere hal - ellerinde bulunan ese: bu güzel teşebbüsi cak hayırlırbir hareket olacaktır. —embayra Radyoda yarın akşamki husust bir neşriyat Maruf bestekâr Jan Sibeli 75 inci doğum münasebetile | yarın aksam radyomuzda bir hu- | Susi neşriyat sastt tertip ol muştur. Saat 2145 de Hasan Ferit Alnarın idaresinde — radyo salon | örkestrası Jean Sibelius'un ikinci senfonisini çalacak ve bilâhare bayatı anlatılacaktır. tlMekt Terzi, şapkacı, hürkçü ve | gömlekçilerin makara ihtiyacı! Sapkacı, terzi, gömlekçi ve kürk- cülere mak tevzi İslle terziler | nin mestul olacağıni yaz- | Comyetin satacağı bu makaralar | biner yardalıktır ve ihtiyacı olan- | cemiyet merke müracaat ederek ne miktar istediklerini bey- mektedirler. tlar ancak yarınki | m'w:ımh | Limanda iş takip edenler nan is vislerinde iş cularla mua! kmesi muamelât ser - takip eden komisyon- iplere yeni vesika- sine başlanılmıetır. Es- kı vesikalar 1 kânunusaniden son- ra geçmiyecektir. Ka sektir . | Açık iş ve memuriyetler Kasumpaşadaki deniz — hastanesine y talar boş . Fakat, | acı karşılıyan bu sefere, bir | daha ilâve edilmesi m imdar. lkın çektiği sıkıntıya bakıp biraz insafa gelmeli!. BÜRHANCEVAT bakıcıların tecrübeli, ehl! tercih olunacaktır. Sümer Banka merbut Güven sigortası barem kanununun 14 üncü derecesin. » 6 ançı derecelere kadar memur &- | dacaktır. Talipler 20 künunuevvele ka: | dar Galatada Sümer Bank binasın < | dakf mezkür şirkete tahriren müra - | eau$ etmelidirler. Son TM:- Edebi Tefrikası 26 Küçük Hanım Yavaş Geli Sokağa sonra ktı, biraz vürüdükten | ik ivi geldi, bas nğrıs ] ire kulünte kumar oynadığı h tüccarın evinin önünde hulı1 vbire durdu: Ancak kı tekrar a ım: itiraf ödecek — miy arasını kazanânın bir deli oldu- | Bunü mu söyliyeceğiim! — Hayır, bunu sövlivemem. . val ve harekâ! Eve girmedi. Onunla tekrar ku- Tüpte görüşecekti. Tekrar yürümeğe basladı. Bu se- fer sitf dolaşmak, hava almak, ba- sını dinlendirmek için yürüyordu, Yürüyor ve düşünüyordu. — Demek iyi olmamısım; demek | müfekkireme, düşüncelerime, ah- a sal değilim. Bütün bir wece bir yerde oturu - vorum, konusuyorum, — oynuvo - rum, kazanıyorum ve ertesi günü bu yaptıklarından hiçbir şey har Göğüs geçir — Korkunc bir sey & sI le çarnıyordu, doktor Şükrüye kızıyordu. Ona ne- den doğruyu söylememisti? Neden' a kadar kabuül | y Mütehassıslar nerede?, | Yeni mesal saatinin tatbiki ile, İstanbulda esasen meveut — olan nakil vasıtaları buhranı, hâd bit şekil aldı, Mesele a daireler, mektepler, m yni saalte işe başlıyor; akş: enaleyh, herke istediği tramvay, hep muayyen bir kaç postaya hisar ediyor. Boğukta, karanlıkta, çoluk ço - cuğun, kadının kızın, ibtiyarın, hastanın, durak yerlerinde rektiği Ayakta seyah: gün bir nimettir. Asıl talihsizlik, binecek vesait bulama- | mak, saatlerce beklemek, itişip ka- kışmak, Yağmyırda islanmak, so- #ukta üşümek, vazileye, mektabe geç kalmaktır, Tramvay idaresinin kendisini müdafaa eden ve cidden makul e- Tan bütün esbabı mucibeye rağ - men, yukarıdaki levhalar sahih ve acıklıdır. © hal Ayni istikamete giden caddeler az ve dar, yeni mesgi santleri işte böyle, tramvay arabası ar, vapur kâfi değil, diye, halktn çektiği s- kıntı devam edip gidecek mi?. Heri sürülen bütün sebep ve B- miller doğru, zaruri olmakla be - raber, elbett rin içinde, te- siri ve dahli azaliılabilecek olan bir veya iki tanesi mevcuttur. Amma, bu nasıl halledilir?. Lâfa gelince, tümen tümea mü- tehassıstan bahsadiliyor. Oturup konuşsunlar, tetki”. etsinler. Herhalde, bugliukü manzara - mın mutlaka böyle devam etme - sinde, hiçbir hayati zaruret yoktur. REŞAT FEYZİ | MAD Bir türlü açılamıyan orta mektep ! Binası ve mefruşatı temin edil- diği halde hernedense bir türlü a- gılamıyan veni Sarıyer orta mek- tebi» nin nihavet: önümüzdeki pa- zartesi gü sadı kararlaştı - rılmıştır. Kadrosu da tekemmül etmis olan bu mektep Kandilli kız Jisesine bağlı alacak ve Kandilli - d erkek talebelerini fazla- ları ve civarında otu - rân kız, erkek talebeler bu yeni orta okula n_ıkln* lccuklunl e ne olacak KÜÇÜK HABERLFRİ | isminde bir hırsız yakalanarak tevkif | olunmuştur. Mridür muavini İR. Nazım Çetine ihbar üzerine işlen el çektirilmişti. Bu ihbarın — tamamile — yalan — olduğu tahkikatla anlaşılmış ve B. Nazım Çe- tin ikinci şabe müdür — muavinliğine | tayin olunmuştur. v Dükme benzin tiatlarında zam ol- randığından taksilere yüzde 10 zara yae| pilması hakkındaki talep kabul edil - | memiştir. 4 Sisli Halkevinin askerlerimiz için topladığı hediye 20 bin parçayı bul - *& Vali ve Belediye — reisi B. Lütti | Kırdar dün ukşam Ankaraya gitmiştir. işti? Onu ne-! lince gene D İcinde kıvtana- | caktım. ne, en bana: «Evlenemez- ,—ımaL SARDA demek ki vazifesini yapmadı. Acaba vazifesini vapmmamıs mıv-| dı?, Biraz evvel Jaleye söylediği, | gibi. doktor hayatına kıyacağından | korgmuş ve bu korku ile hakikati gizlemişti... Acımıstı ona, bir insa- mu idama mahküm etmekten cekin- | mişti. Bağışlamıstı. — Amma nevi bağısladı? Ölsey.| dim ıztırap dinerdi! | Cahit tenba kaldırımlarda vü - rüyor, kendi kendine hızlı sesle ko- nusuvor, ellerile hareketler vapı- | yordu Kuru soğuk kış günlerinden bi riydi. Soğuk bıcak gibi insanın kes| miklerini sızlatı t üciz kald tiği -hastalığı onu cileden çıkarıvar: Garip bir usul! Bazı muhtekirler yeni fiat mürakıplerini ta- nımak için bir kurnaz- lık bulmuşlar ! ©e telâşla biri irından meşhut yapmak Bu şahsın pet lar carsı bazi tan sonra bir gra larla- bircok © netice çık - yapacakları tef - rları tanıyıp cürmü-| kurtulmak icin bir ta- | n bu kurnazlığı | vuldukları neticesine varılmıştır. —— ——— Belediye Üsküdarda bir mezat Anadolu ve Üsküdar yakasında Ooturan vatandaslardan esva sat - | mak veya müstamel eşya almak | istiyenlerin İstanbula Recip kanalı andal bedestenine kadar | üskülâtı ve nakliye î 1 mucip olmaktadı 1 kaldırıp Anadolu yakasın- i alka bir kolaylık olmak ga- iyenin Üsküdarda da bir 'a satış salonu» acmasını istemistir. Keyfivet tetkik olun - maktadır. Belediyo; bu suretle Üs- küdarlı! ar halkına ivi bir hizmette bulunmus olacaktır Kız muallim ve Selçuk kız san'at mekteplerinde muallim ve Selçuk kı: leri talebeleri kendi arala- | aldıkları | lerce par- gorap yün ca yelek dikip, eldive: 4anllâ örmede baslamıslardır. | Bu mekteplerde vakında hava- | cılık dernekleri de kurulacaktır. | Bamiyetli vavrularımızın kah- | raman askerlerimize ve yurdur za karsı gösterdikleri bu leten a ka takdirle karşılanmaktadır. POLİS MA"KHVI:İF.LER Tabut içinde yatıp kalkan sabıkalı hırsız ! | Sadettin isminde bir hırsız ka- palı carsıda muhtelif dükkânlarla vaymacı kadınlardan kadın ve e—— kek fanilâ ve camasırları caldığı çin yakalanarak dün Sultanatımı et birinci sulh ceza mahkemesine ve-| | rilmi: Mahkemede okunan 20 den fazla sabıkası olduğfu anla- sılan Sadettine nerede yatın kalk- | tığı hâkim tarafından sorulduğu | vaki: <— Ev kirası verecek para bizde | nerede?.. Semtimiz Şehremini, Kı-| sın oradaki tenesirhanede bos İ tabutları içinde geteleyib »ılınm. Yazın da Allah kerim!.» Demiştir. Bunun üzerine de hl kim B. Resit; e— Öyle ise ben sana yatacak yer bulavım!» mukabelesile hırsızı tevkif etmistir. — Doktor yalan söyledi! Doktor beni aldattı! Diye tekrar edip duruyordu. — | Her an her saniye, hiş tekle - | rada «öteki» nin mey- dana cıkması kabildi. | Jale İle tatlı tatlı konuşürken, | a bir yabancı gire- | tık iyileşmesine imkân . Artık ümldini kean n hasta- yım!. Tedavi kabul etmez bir has- tayım | Sanıki önüden kosan vahşi bir hayvanın peşi sıra koşuyor, hayva- ni yakalamak, gebertmek istiyor, sanki bunun için koşuyordu. tvlivim, karım var, fakat o kadın dul!. Kocası bugün varsa ya-| rTın vok.. Hem vok, hem var.. Amma, onu seviyorum. ondan ayrılmak benim icin ölümdür. Buna rağmen ondan avrıyım... Meselâ — kulünte kumar oynadığım gece ayrı idim.. O benim karım değildi. Böyle bir | hayat sürmektense, bu havatı sür-| mektense ölmem cok daha ividir. Hem de düsünmeden, hemen şimdi | ölmeliyim.. l “Tevamı var) | OSMANLI - İTALYA No: 22 Deniz Yazan: RAHMİ YAĞIZ Fedaileri HARBİNDE TRABLUS- GARB. ve ADALAR NUHAREÜESİ Hacı Ahmet bey taş kesilmiş gi- bi duşdu.. Bu suale cevap verme- di. Komodorluk parası ve kendi | birkac kuruşnu kendisi istintakta iken ailesi tazyik edilmek, kadın- ların et mahrem yerlerine kadar el uzatılarak aranmak suretile ele geçiren talancılar şgimdi de Türk herşeyden üstün tut- sırlarına el | uzatıyorlar, ondan kendi devleti, | ordusu aleyhine malümat istiyor- Türk bahriyelisinin süküt etti- kilaretto sualini tek - e cevap alamayınca e- ehditkür bir tavırla sallıya- rak haykırdı: — Cevap vermemekte srat e- deceksiniz değil mi?. Çok iyi.. Ken- | di esaret ve işkencenizi kendiniz kararlaştırıyorsunuz.. Burada bu iş bitmiyecek.. Esir sıfatile siz ve mileniz İtalyaya gönderileceksiniz. | Hacı Ahmet beyle ailesi Egari vapurunda alıkonuldu, İki gün son- ra Maltaya gelen Alman bandı - ralı Karlsruhe vapuru 350 kişilik kalileden vali vekili yel mo- murları ve komodor ile ailesi alı- konularak mütebaki 'Türk muha- çirlerini yirmişer altın ücretle yeniden bilet keserek — İstanbula doğru yola çıkardı. Amiral Faravelli T-ablusa ayak bastığı 1911 teşrinievvelinin ikinci günü ilân ettiği bir beyannamede | Osmanlı tebaa ve memurlarının | bir hafta zarfında Trablusu ter - kelmedikleri takdirde esir sayıla- bileceklerini bildirmesine rağmen Egati vapurunda alıkonulan vali vekili, komodor, defterdar, Sayya- | dibahri mürettebatı ve birkaç ki- şiden mürekkep 29 nülusluk kalile esir addolunarak İtalyaya götü - rüldü. | polide karaya çıkarılan bu ye İtalyanların yaptığı ha- | karet son haddini bulduğu halde Napoliden Kazerteye getirildiler. | Oradaki Eldirigrado kışlasına gö- | türülerek nezaret altında hol İş- kenccli bir esaret hayatına mah- küni tutuldul İtalyanın ilânı harp tarihi olan | 30 eylâl 1991 cumartesi akşamı | Trablus önüne gelerek şehrin tes- limini istiyen, iki gün mühletten sonra feşrinievvelin ü Trablus ka endazları ile eden İtalyanlar henüz Türk kaıt'ala 'a toması te- | sis etmişler, karakol ve piştar mü- sademelerine başlamışlardı. 1911 tesrinievvelinde Trablusta başlıyan harplerin en şiddetli dev- İ AVRUPA HARBİNİN YENİ — MESELELERİ Uzakşarka dair. Yazan: Ali Kemal SUNMAN Uzak Şurk hâdisatının yeniden ehemmiyet alacağını söylemek herkesin tahmin edeceği kehanet- lerden değildir. Bilâkis pek aşikâr tikbaldir. Fili ve maddi sebep- lerin gösterdiği bir istikbal, japonlar yedi sekiz senedir Man- çakoyu ele geçirdikton beri ora- daki demiryolu şebekesini iletlet- | Mişler, sonra da motörlü nakliye vesaitinin işliyebilmesi için lâzım gelen yolları yapınışlardır. Uzak Şarkta bir gün askeri harekâta gi- rişilecek olursu birbirinin hazırlı- ifanı daima dikkatle takip eden ta- raflar için ayrı ayrı müşkülât baş gösterecek demektir. Siberya demiryolunun Mançu- riden geçen kısmının japonlara sa- tılması suretile Sovyel ve japonya arasında bundan evvel elde edilen anlaşma üzerine gerginliğin bü- yük bir sebebi orladan kalkmış o- layordu. Fakat aradaki hudut Ü- zerinde Sovyetlerle Japjonlar arasım da müsademeler eksik olmamış- tar, Çin » japon harbine gel kadar kaç senedir Sovyetlerle japon lar arasındaki vaziyeti şöyle hu- lâsa ve tarif ediyorlardı. Hudut müsademeleri, Mogolistanda, şi- mali Çin eyaletlerinde iki farafın nüfuz yarışı, Rus sahillerinde ba- lık tutmak yüzünden çıkan ihtilâf- lar, şimal farafı Sevyetlerde, ce- nup tarafı japonlarda buluman Sa- halin adasında çıkan türlü mese- leler gibi, Sovyet Rusya İle japonya a - rasında şimdilik neden dolayı bir harp çıkmıyacağını söyliyen Av- rupalı askeri mütehassısların nok- fal nazarı en ziyade coğrafi ve iktı- sadi sebepler üzerine toplanmıştır. Uzak Şarktaki Sovyet eyaletleri yegâne demiryolu olan — Siberya | Esirsiniz, sizi İtalyaya gölürece iz releri gecirildi. Bu vukuata daha Sonra temas etmek üzere burada, Avgaostada an İtalyan ih- Trablusa gelip Ti 14 teşrinievele kadar â i bir tarafa bira » karak Beyrutta seyahatte bulu' - man Osmanlı donanmasının ilânı harp sıralarındaki harekâtmnı tetkik ve takip edelim. v HAP İLÂN EDİLDİĞİ ZAMAN 1 DONANMASI NEREDE | SIL BİR VAZİYETTEYDİZ Bundan evvelki fasıllarda Ibra- him Hakkı paşa kabinesinin İtal- yanların devamlı tocizlerine — ve yerli, yersiz taleprerine rağmen sulhu muhafazaya gayret göster- mek kaygisile imparatorluğun şe- refini nasıl alçalttığını, nihayet İ- | talyanların verdikleri ültimatom- | la harbe girmek mecburiyeti kar- | şısında nasıl istifaya mecbur kab dığını tafsilâtile yazmıştık. 1 Otuz eylöl 1911 de iştifa eden İbrahim Hakkı paşa kabinesinin | yerine Sait paşanın sadarete ge- tirilmesile yeni nazızlardan mü - | rekkep yeni meşrutiyet kabinesi | Meelisi meb'usanda kıyametler | y talyan taarruzu kar- | şısında gafil avlanmış gibi bulu- | nan Osmanlı imparatorluğunu bu | hale koyduğu için meclis İbrahim Hakkı paşayı mes'ul tutuyor, her celsede ; irültülü münakaşalar alevleniyor, sakıt kabine rcisinin muhakeme altına alınması iste - ordu, stifa günü ateşli bir takrirle | kürsüye çıkarak İbrahim Hakkı | mes'ul edecek maddeleri | Trablus meb- usları Cami, Şetvan, Mah- mut Naci, Süleymanülbarımi ez- cümle şunları söylüyorlardı: “— Trablus, Bingazi ve havalisi | şehirlerinin — esbabı. müdafaası | meşrutiyetin bidayetindenberi ih- mal edilmiş, Bilhassa İbrahim Hak- | Kı poşanım İtalyanlara şirin gö - | Tünmek kaygısile bu mevzuu ih - male devam edişi bu son ve acı | hâdiseleri meydana getirmiştir. —| s«Osmanlı imparatorluğunun bu | toprakları zapt ve teshir ettiği gün- den bugüne kadar buradaki mü - dafaa kuyvetleri sahil istihkâm - ları ve küvvetli kıt'nlarla milis teşkilâtından ibaret olarak devle- tin en güzide kuvvetlerinden iba- retti.r (Devamı var) gattının müntehasında bulunmak- dadır. Bu hattın uzunluğu Uraldan itibaren 5,000 kilemetredir. Fakat verim cihetinden de hattın pek iyi olduğu kestirilemiyor. Sonra mesafenin beş bin kilometrelik ol- duğunu söylemek de kâfi değil. Uzak Şarktaki havalide yiyecek itibarile istihlâk vaziyeti ne oldu- kuna dair de bazı rakamlar ileri sürülmektedir. Meselâ vasati ola- rak senede o havalide 2 milyon ton hububat istihlâk ediliyormuş. 5 buçuk milyon ton kömür yakılı- yormuş. 560 bin ton petrole ihtiyaç varmış. Fakat oraları daha bu gibi ihtiyaçlarına kâfi miktarı yetişti- rememektedir. Petrol Baküdan, pamuk orta Asyadan, hubuhat gar- | bi Siberyadan, kömür ile diğer ba- zı madenler Kuzneçden gönderil- mektedir. Siberya nehirleri buz | tutmadığı aylarda münakalâta çok | yarar, Fakat nehirlerden ziyade Asyanm şimalinde Bahrimünce - mitte münakalâtın temini ehem - miyetli bir mevzu teşkil etmekte- dir. Bu hususta son senelerde çok uğraşılmış, mühim neticeler elde edilmiştir. Daha 934 senesinde idi ki bir buzkıran vapurunun Vilâdı Vostoktan Mormanska kadar 83 günde 2,600 kilemetrelik yolu ka- tetmesi dünya matbuatınca muh- telif noktalardan ehemmiyetli bir. mesele olmuşu. Fakat Bahrimün- cemit dendiğinden de anlaşıldığı üzere buz tutmukla meşhur olan © denizden vapurlar ancak senenin iki ayında tam bir müsaadeye uğ- rıyabilirler. Burada münakalâtı tam manasile temin için uğraşılır- ken çekilen müşkülât gizlenmi - yor. Bununla beraber elde edilen fay- dalar az değildir. Bir gün Uzak Şarkta dünyanın nazarı dikkatini o tarafa celbedecek harekât olursa sonu nereye varır?. İstikbalin bu kabil suallerine şimdiden cevap vermeğe kalkmamalı. Şimdilik iş ancak uzaktan uzağa bir göz at- maktan ibaret, | avyen bir nolinkı takip erikanın Av:4F politikası ö Yazan: Ahmet şukm ESN dn.w" miktarlarda bu devletlerin eti » tahsis etmiş bulunuyordi duğu vardımdı vardım 1914 har rine âmfl olmu Bu defaki mi rikanın muvaffak olacağı bi makla beraber, bugünkü bi vaziyetini muhafaza etmi$ y de, 1939 mücadelesinin brw harbi olmavıp bir malzeme hassa tavyare harbi olduğü | da tutulmak gerektir. Eğ€f ka, İngiltereye ve İngiltert fakında bulunan devletlerf malzemesi silâh ve tavvart suretile vardım ederse, fil Üji harbe iştirak etmiş kadar Vi d | da bulunmus olacaktır. lslt kımdandır ki Birlesik AM0f Avruna devletlerinc karsı Tpi tiği politikanın mahiyeti derecede ehemmiveli bir alini almaktadır. Amerikt gi rupa harbine karsı tâ baslafıı danberi bitaraflık — siyasel etmemiştir. Sempatisinin İ tarafında bulunduğunu ,,ö günden itirak etmis ve Iktif dım meselesinde İnciltere”İ cih eder bir vaziyet almıştif” faat, akrabalık, dil ve hi berliğine dayanan bu siY9 merikayı vavas vavaş İndl kârlığı göze alacağ tadır. Yu hi sonra Amerika, İn; duyduğu sempatiyi İngilli müttefiki hakkında da ÖUÜ Filhakika harp malz tayyare satmaktadır. Fal Kralı Jorj tarafından bu teşekkür beyfi bir telarafa cevap olarak ka Cumhurrelsi Ruzveltin cevap, Amerikanın Avrul tikasını daha zivade tav' tedir. Filhakika Cumln cevabır istir ki: — Birleşik Amerikanın Vai politikası su nokta üzerind? lanmıştır: Birlesik Amerikfj vüze karsı istiklâlini mül den her devlete yardımdi nacaktır. 4 Amerikanın Avrupa mülij karşı takip edeceği uoınâ';d deti, simdiye kadar bu olarak izah edilmemişti. Cümhurreisinin bt ;mıır:_, let ve devlet tasrih etmiy ,,;v* istiklâlini ve mülki tan tecavüze karşı korumak — jef ber devletle — beraberim vermek suretile J nacaktır. Askert yardın mayacaktır. Esasen bugütkü lar altında böyle bir Vardiği vılması bahis mevzuu 0