2 gON TBLGRAI- l(llııdl(l)wuı&ıl TFRdE Te OŞ EİRN D İt YT aa MÜHLET BİTTİ u maruf İtalyan gazeteci da, kânunuevvelin biri anda, İtalyan filo- sunun Âkdenizde cezri hare- e geçeceğini yazmıştı. İn- — Hımyı. mühlet bitti, | lek bi şey yok?.» (ahu, bırakın şu biçareyi | şimdi?, Baksanıza arpacı kumrusu gibi düşünüyor. CARESİ İstanbuldakı vesaiti-nakli- ye buhranının sebeplerinden | biri de şu imiş: Daireler ve mektepler aynı santte işe başlamıyor, aynı sa- atte paydos yapıyor. Bina- enaleyh tramvaylar kâl ııl- miyor. Kolayı var: bir gün mek - tepleri, birgün daireleri ça- Lştırmah! OKUYUCUYA J_IÜı'DEI. Üstad Fazıl Ahmer, — son yazdığı ve mizah iddiasında | bulunan bir manzumesinde: «Biz unumuzu eledik, eleği- mizi astık» diyor. O halde, o yazetenin okuyucularına müj- deliyebilirim: «— Fazıl Ahmet, bundan sonra yazı yazmıyacak!» YALK ANTOLOjJİSİ Maarif Vekâleti, halk ede- | biyatına dair bir edebiyat an- 'olojisi vücude getiriyormuş! Bu antolojinin içine, — halk türküleri, koşmalar ,şarkılar, dastanlar, hikâyeler ahna - Bizce, alâkadarlar, bu an- olojinin içine, halkın derile- Ani, şikâyetlerini, arzularını da ilâve etse, kitabın satışını on misli arttırmış olur. AHMET RAUF Boş duran mecreseler İstanbulda, boş duran bir çok dreseler. var. Bunlar, ka- belediyeye — devredil - ir. Bir — kısım medrese ien, Öyüksek tahsil yapan akir talebenin yatp Balkmak için desi düşünllmüş, bazı med- ler de moarife devredilmek ü- cere bulunmuştur. Maarif idaresi, v medreselerden nisbelen mun- azam olanlarını biraz himmetle edebilir, Pekâlâ güzel, temiz urtlar haline sokabilir. Bu işler için demuazzam tahsisat, mutas- sal proje ve keşifler - beklemeğe yok, Hüsnüniyetle, smerji ile yapılıveren işlerdendir. re: | Galre gibi muayven ticaret | mektedir. BÜRHANCEVAT Dükkân tahdidi ee Amüuntekir < Yazan: RAHMİ YAĞIZ | tutuldu ' Deniz Fedaileri Tramvay caddelerinde- Lisanda ikiliğe doğru lMakın, siyah kâğıt ve |ki bazı dükkânlar arka 'sokaklara alınıp cinsleri! tahdit edilecek | böyle, lisan tahrifatı var, lek caddelerle mevdanlara valnız muayyen ti ü MEEK. gi lerdi bulunmak di tazil dükkânlar bulunacak diğer- leri arka sokaklara alınacaklar - dır. Köfteciler, bilümum tami ler. piyazcılar, eskiciler. kundura yapıcıları, boyacılar, — turgucular, koltukçular, sebzevatcılar ve sa- | ir bazı dükkânlar bu cins tahdidin haricinde bırakılarak işlek tram- vay ceddelerinde olmiyacaklardır. İşe en işlek, birinci sınıl tramvay d başlanacaktır. gÜa aynı ücreti alacaklar Belediye temizlik amelelerinin yaz ve kış 20 ger lira muayyen üc- Tet almaları için 1941 mali yılı mı- cesine icabeden tah belediye reis - | liğinden ter olunmustur. Halen amcleler yazın 20 maktâ Ve kısin ise ücretleri 15 lira- ya indirilmektedir. Bu yüzden bil- mevsiminde te k a- î azalmaktadır. —| Bu nin bu makul tedbiri kabul edeceği ümit edil - | —— İngiltereden otobüs | getirilecek | Belediyüe reisliği tramvaylarda- | ki izdihamı hafifletmek üzere İn- giltereden otobüs satın almak icl | veniden teşebiislere geçmiştir. Bu hususta bazı İnziliz firmaları ile | müzakereletde Pıılunulm!k'.ıd.:. Yanan doğum evi Van edoğum evi» geçenlerde bir| gece cıkan âni bir vanrın netico- €inde vanmıştır. Yanan doğum e- vinde 12 bin lira kıymetinde si - gortalı eşya bulunduğu ve bun - lardan 5439 lira kıymetinde eş: 'nın tamamen yanıp geri kalan 6561 liralık eşyanın da kurtarıldığı an- lasılmıştır. Açık iş ve memuriyetler Şehrimiz #dliyesine kız ve erkek 0e- | ta meklep ve lise merunu arasından imtihanla zabt kâtipleri alnaçaktır. Talipler vesikalarile birlikte kânunu- evvelin 12 inci perşembe günü akşa - mına kadar yeni postane üstündeki çadliye encümeniz ne müracnat etme - lidirler, İmtihan ayın 13 üncü cumâ gük| ni sabahi sast 10 dadır. Devlet Demiryolları idaresi; istas « yon sınıfında istihdam Gillmek üzere yüksek mektep, lise ve oriu mektep mezutlarından işletme, — hareket mo- mürları almağı kara' — muştir. Orta | mmklep mezunlari 20 kânünuevvele, geliler 29 kânunuevvele, yüksek tep mezunları da 24 kânunuevvele ka- dar evraklarile Haydarpaşa, Sifkeci ve) Güter yerler işletme — müdürlüklerine mürsesat etmelidirler. İmtihanlar da 23 - 28 künunyevvel lacaktır. Kazanan orta mektepli! lira, Tise m 100 Hra aylı haddi 18 - 30 dur. | Paraları çekmecelerden birine koy- | sırdır Cahit, senin ve benim sır - rımdır. Bu bizim sırrimizi kimseye | ifga edemezsim... 'Bunu kimsc bil- | mesin... Sana vadediyorum, ben | artık <öle ta, teselli etmeğe uğTası- Karısının t sözlerile vavas kendini topla- '1m dedi. O | Benim va-| kumar ravı bir havır kurumuna vi iden kumar oynayın kaybet. Fa- at pecen gece oynaranın sen ol ea nin gelmemesi için elimden geleni yanacağım ve onun gelmesine mâni olacağım Cahit dişlerini gcırdattı: — Delivim beni. Deli!. Ve birdenbire tekrar sordu: Paralar nerede! Birden hatırladı — Atölyededir. Gidip alay jale peşisıra gitmek istedi. lme. rica “Anrim bani | : Yalnız kalmsağa Shti- | Biraz asabum gevge- J “Jale gülümsemele çalısi | — Benim vanımnda ain | « Cahit cevap çe dire ( | lik hasıl olmuş olacak; — gor mçleri başladı. Mahmut Yesarinin Çulluk isimli | ronmuanındaf bir parçayı, bir mek- tep kitabi içine almışlar.. Eserde | | ıyııalı!ukı kelimesi geçiyor, Bunu irmişler, «yaratık, yapmış - lnı. Daha, bir sürü manasızlık.. Mahmut Yesari, asabiyet! har derecesine gelmiş. E: lerden alınan bir çok parçulurda Maksat malüm: Yeni terimlere uydurulacak, Peki amma, bir eser, yazıldığı zamanın şartları ve kıy- metleri içinde ölçülür. Bir mu - harririn, herhangi bir yazısını na- sıl değiştirebiliriz?. Bir başka Geometri her- | olarak, yeni te- diye kabul edildi. iklik kâfi değilmiş gibi, Geometri isminden yapılmış Gmetrik sıfatını da aynen, öt kçe, yeni terim, diye, kabul et- iğimiz | meşhur «Mahalli hendesi» tabiri, şimdi: «Geometrik yer, olmuş. Mekteplerde, öz türkçe, yeni te- | rim, diye, böyle bir sürü lâf öğre- tiyoruz. Fakat, hayatta, işte, mat- buatta, büroda, ihtisas kitapların- da, böyle birşey yoktur. Lisenin son sınıfına gelmiş çocuklar, kul- Tanageldiğimiz en harciâlem keli- melerin manasını bilmiyorlar. Yarrı, öbür gün de yüksek tah- silini bitiren gençleri bu halde gö- receğiz. O zaman, ortada bir iki- bir vazifeye tayin ettiğimiz v kendilerinden iş istiyebilmek için, hayattaki makul lisanı öğrenebil- meleri maksadile, uzun bir <mü- lâzcmete devresi - geçirmelerine imkân vermek zaruretini duyaca- B Yeni terimler tek esasa, muay- yen kaynaklara, ilmi noktai na mıyor. O halde, hâlâ, ne diye srar REŞAT FEYZİ | — (kKÜÇÜK HABERLER | # İlktısat Vekâleti vilâyete bir tamim Kgöndererek perakende kömür fiatları nn da ehemmiyetle kontrülünü bildir. miştir, * Dün akşam Ankaraya gidecek 0- lan Vali ve belediye relsi B. Lütül Kır. 'tar hareketini bu akşama tehir et - miştir, 4 Üniversile edebiyat fakültesi için yent bir bina yapılacak ve ayrıca hir tizik, kimya enstitüsü İnşa olunacaktır. 4 Heykozda oturan Necatinin kızı | »$ yaşında Hüsniye mangala — düşerek yanmış ve Şişli çocuk hastanesine' kale dırılmıştı. Küçük yavru dün ölmüştür. Cesedi muayene eden tabibi adli B. En. ver Karan defnine izin vermiştir. 4 Belediye baytar müdürü ile hay- | van hastanesi müdürü ve diğer 7 me- | murun müddelumumiliğe verildikleri bu sabahki bazı gazeteler tarafından yazlmışsa da tahkikatımıza göre hâ - dise; 130 lirhk bir sarfiyatta asullere falebini Bürayı Devisile temayiz etmiş. | lerdir. * İçtimatyat profesörü merhum Meh.| et İzzet için dün saat 14,30 da ede - biyat fakülteni felsefe derxhünesinde bir toplantı. yapılmuştır. 4 İktisat Vekili dün akşam şehrimiz- den Ankaraya dönmüştür. | e Askerlerimiz için şehrimizde top- lanan kışlık hediyeler 200 bin parçayı geçmiştir. w Ticarel Vekâleti stok zahire mik-| darını telgrafla vilöyetlerden sormup. tur. ladı, atölyeye cıktı ve düşünmeğe ee Ümit yok Kumar oynadığını nasıl hatır - | hyamıyorsa, cüzdanı ve paraları | nereye kovduğunu da hatırlıya - | yordu. dar — Ertesi gün, buraya geldim... | muş olacağım... Her tarafa baktı, her tarafı ara- dr, bulamadı. Atölyede döneniyor, düşündükce harareti artıyor. başı T içinde yanıyordu.. Simdi sa- deli olacaktı. Aklı basından, bir daha geri gelmemek üzere gi- decekti. Biraz dinlendi. itidalini topladı. tekrar aradı. Nihavet resimlerini koyduğu bir kartonda — paraları buldu. Banknotları saydı. İki bin beş yüz lira. Bu parayı nasıl kazandığını bil- miyordu. Fakat gazeteci Yalan uv- durmuş değildi. Bu parayı kazanan öteki idi — Öteki!.. Öteki! Cahit hızlı hizli bağ limeyi tekı Par ayor, bu ke— İ miyerek maznunlar hakkında be- lAr avabel — cep fenerlerini pahalı satanlar hakkında OSMANLI - İTALYA HARBİNDE TRABLUS- GARB ve ADALAR MUHAREBESİ Filoransa fırkası karaya çıkarıldı Trablustaki memurlarla ai rinden ibaret kalan hafile 350 ki- şilik bir grup halinde vapura bin irilerek Maltaya sevkolundu. ni gece Trablusa gelen #tal- | | yan vapurları Floranse. fırkasını ri isminde dört tacir yakalanr laf ve haklarında takibata geçil- miştir. YAĞ VE KREMA Yağ ve krem: sada yapılması ü kabul olun - et odası meclisi ya- Saya hayale edecektir, Parti Vilâyet kongresi Cu et Halk partisi İstan- Tesi 25 kânunu- evvoel carsamba ahı saat 10 da Divanyolundaki varti merkez bi- nasında vapılacaktır. maddenin satışını bor- I | | | vE MARKEMELER 90 yaşına kadar | * bekâr yaşıyan | zengin'n servetı Vak'a şudur: Teodoros Aspiropulos — n yaşlı ve bekâr bir adam zon gö İerini hastanede geçirmek istemi ve oraya yatlıktan altı ay sonra da ölmüştür, 90 yaşına kadar be- kâr yaşıyan bu adamın çok zengin olduğu ve ölmeden evvel Türk kâğıt paralarile beraber bir çok tahvilleri ve İngiliz liralarından yapılmış fişek halindeki paralarını da hastanenin bir sandığına koy- duğu iddia edilmiştir. Kardeşinin kızı bunun ölümünü haber aldıktan sonra hastane ida- Tesine müracaat etmiş ve amcası- nn paralarını istemiştir. Kendisine sandıktan 110 lira çıktığe bildiril- -| miştir. Fakat vâris kadın, bunu | kabul etmemiş ve hastane memur- larından Yosef Petraki, Avindis, ve İstefanidis aleyhlerine bir em- niyeti sujistimal davası açmıştır. Bu dava ile gandıkta 25 bin liralı! k tahvilât, on binlerce İngiliz lirası bulunduğu iddia edilmiştir. Fakat mahkeme heyeti iddiayı sabil gör âet kararı vermiştir. Tramvay mı, otomobil mi ezdi ? Geçenlerde bir gece yarısı Şiş- kaza olmuş ve Ca- daşın larını ezmek süçile Hâmit adında bir vatman adliyeye verilmişti. Dün Enver isıninde bir şoför de bu davaya dahil edilmiştir. Vat - man Hâmit:; *— Ben karanlıkta Caferi ray- lar üstünde ayakları gailmiş çör düm. Enver otamobili ile ezmiş, kaçimış!» demiştir. Enver ise —- Ben o santte ora- | da değildim. mukabelesinde bu - lunmuştur. Dava; gayrimevkufen görülmek üzere şahit çelbine kal- mıstır. larının içindeydi, iki elile paraları büküyordu: — Ötekinin paran! Bu sefer öteki,bu parayı kaybe- den zengin kumarbazdı. Bu para ondan calınmıs demekti. vaya çıkardılar. Bu kuvvet alay- liyerek un-g.mı K hman ve kıt'alarile Heni - Kırk- keriş hattını tatmuş olar Osmanlı kuvvetlerile temasa geçti. Egari vapurile çok sıkıntılı bir uluk yaparak 4 teşrinlevvel İY11 de Maltaya gelen Trablusta- ki Türk memur ve aileleri burada Halyanların yeni zorluklarile kar- şsılaştılar, mideki İtalyan miralayı Mal- ta limanına gelince karaya çıkmış, yarım saat sonra avdet etmiş, Mal- faya çıkmağa hazırlanan Trablus muhacirlerine menfi bir cevap ge- tirmişti — İngilizler Maltaya çıkmanıza müsaade etmiyorlar. Başınızın ça- e bakın.. Biz, sizi buraya ka- tirdik. Üst tarafını siz bilir- vekili Besim bey başta ol- duğu halde kemodor Hacı Ahmet, | jandarma kumandanı, delterdar ve diğer zevat Maltadaki İngiliz ile terasa geçin muvaffak olamadılar, bir Alman acente müdürü gemiye müracaat eti. Kendi kumpanya- sına mensup bir vapuru kiraladık- ları fakdirde İtalyan gemisindeki bütün zevatı İstanbula kadar gö- türeceğini söyledi. Bu teklif kabul olundu. Herkes yirmişer lira vermek suretile rer bile daha aldılar. Alman | purimu beklemeğe başladılar. Malta limanında süren bu üç günlük mechuri ikamette yeni bir hâdise oldu. Hacı Ahmet kaptanın Trablus komodoro olduğunu ha - tırlıyan muhafız albay © akşam 'Türk bahriyelisini yanına cağırttı. Kendi hüviyetini kendi ağzından — İsminiz Hacı Ahmet bey de- iil mi? diye sordu: - Evet.., Cevabımı alınca devam etti: l—— Bahriye binbaşısınız - değil mi? — Evet. Trablustaki vazifeniz ne b — Kumodordur — Pekâlâ.. Komodorluğa ait ev- rak ve kayıtları ne yaplınız? İmha ettim.. İşgal sırasındaki vazifem bu idi, onu da yaptım. — | — Ya komodorluk kasası ve muh- teviyatı ne oldı Bu şekildeki sı 'nasını son cümleye kadar kestire- miyen Hacı Ahmet kaptan herşeyi anladı.. Aylardır uzak vatan parçasın- da çok müşkül şartlar içinde bü- yük bir feragutle çalışan — Türk bahriyelisi, mukaddera * sevkile ları bulunmıyan bu adamlar ondan devlete nit paraları istemek baya- Bılığını da gösteriyorlardı. Her kuruşunda fe- | dakâr Anadolu yavrularının alın | AVRUPA HARBİNİN YENİ 'ESELELERİ Fabrikaların müdafaası Modern harple tayyarelerin ne büyük rol aynadıklarını her gün işitiyoruz. On sencdenberi tayya- recilik hakikaten akla hayret ve- Acaba o adam nerede oluru- | vor? Telefon rehberinde adresini lıııl»W vi — Simdi kalkıp gideceğim. Ba- | kalım o gece üzerinde ne tesir b | Taktım. Hiç değilse bunu anlarım. Paraları cebine koydu. aşağı im- | di, şapkasını aldı. Jale sordu: diyor musun — Evet, — Nereye? — Parasını kazandığım adama, — Neden? — O gece neler söylediğimi. ne yaptığımı anlamak istivorum. Ba- kalım öteki ne biçim adam, Bunu anlamak istiyorum. Cahit isi se Jale de on m: ine uğraşıyor. git- mâni olmağa ceheryordu. ’ — Bırak gideyim Jale, hava ıımı.ı Çinram VDevamı - var) ren bir terakki göstermiştir. Muharebe halinde, düşmanın en ziyade milli müdafaa için çalışam fahrikaları tahrip etmekte olması da tabitdi: Bu sebeple fabrikaları hava a- kınlarından korumak içim sun'i sis tecrübeleri yapılmıştır. Bu yoldaki ilk tecrübe 1930 se- de Fransada yapılmıştı, Al- manlar da 1928 ve 29 senelerinde n tecrübeler — yaptılar, Şarki Prusyanın mühim bir kıt- mina elektrik enerjisi dağıtan Fridland elektrik santralında ya- pılan bu tecrübelerden sonra, bü- tün Almanyada sun'i sis servis - leri ihdas olundu. 1830 da, Berlinde Alman kimya- gerleri cemiyetinde verdiği — bir konferansta doktor Stolzenberg bu servisin, büyük şehirlerde bom- hardımanlara karşı büyük hizmetk leri olacağını süylemişti. | rins aradık. Şu- torba içindeki üç j teri, her santir n bir foragat hiküyesi giz- Nasıl düşman eline teslim . Karşısında usta bir sim- sar tavrı taşıyarak zehirli bessümle paranın verilmesi tiyen — İtalyan bahriye — zabit Trablus komoderu sükünetle ce- vap verdi; — Komodorluk kasası bomboş- tu. Bu ette bize yük olmasın diye orada, Trahlustaki memuri- yet mahallimizde bıraktık. Skilaretto inunmamış bir adam tavrile söylendi: - Boş sözleri bırakalım binba- ge. Kasa mühteviyatının metbuu mufahhamım — haşmetlü — İtalya kralı namına teslimi icap ediyor. Ne siz yorulun, ne de bizi yorun . zecri tedbirlere müracaat et- memize mahal bırakmayın:; Hacı Ahmet bey ayni şiddetle reddetti: Bende para yok.. — Bakınız vali vekili defter- darlıkta mevcut bütün nükudu bi- ze teslim etti. — Olsaydı ben de teslim eder- dim, Fakat söylediğim gibi komo- dorluğun elinde hiçbir para mev- cut değil Bu sırada Egari vapurunun ku- mandan kamarası kapısı varuldu. Skilaretli seslendi: İtalyan bahriyelisi girdiler. Yüzbaşılarını selâmladı - lar. Bunlardan önde bulunanı e- Tindeki küçük, kırmızı bir kesey kumandanın üne bıraktı, an - Tattı; Türk bahriyelisinin eşyala - bin altmdan başka para bulama- dik. Kırmızı keseyi gören Türk ko- modorunun çehresi de ayni rengi almişlı, İtalyan deniz yüzbaşısı neferleri savdıklan sonra gül seyerek keseyi nvucunda evire, çe- Hacı Ahmet kaptanla ko - | nuşmağa de am etti. €le mıuı.m. tabii komodorlu - | Bun parası bu.. İtalya kralı namı- na müsadere ediyorum, © benim kendi paramdı.. Yil: | larca denizlerce çal kat ne ehemmiyeti var? Trablus gibi koca bir vilâyeti hukuku dü - beşer kaideleri hi- lâfına kuduz bir saldırışla Osman- h topraklarından ayırmak, çekip almak davasına düşen bir mille- tin bu tasallutu karşısında benim param da müstevlilerin eline geç- miş.. Ne çıkar? Büyük Allah he- men büyük Türk milletine zeval vermesin.. Bu can bu tende dur- dukça ben daha bir çok servet kazanıp bir kenara koyabilirim. Bu sözler, hâkim vaziyette bulu- nan İtalyan yüzbaşısını kızdırdı. Skilaretto dişlerini sıka sıka sözü başkâ tarafa çevirdi.. — Şimdi gelelim diğer sunllere. Trablustaki Türk kıt'alarının mev- cudü ne kadardır ve bunlar nere- lerde mevzi tuttular, hangi mın> takalara çekildiler? (Devami var) Demişti ki: «Tayyarelerin sunt- te 250 kilemetre sür'atle uçtuk - larını kahul edersek, bütün Ren şehirlerine, Fransanın şarkından kalkacak tayyareler bir saatte va- rırlav İki buçuk saatten az bir unda Berline varırlar. 45 kilo- huk küçük biz bomba bir bişayi yıkmağa kâfidir. 270 ilâ 450 kilo- lak bombalar ise bir yarımı ma- | hüllenin altını üstüne getirebilir. Unutmuyalım ki modern tayyare- ler kırk beşer kiloluk bomba ta- | gımaktadırlar.» | Stolzenberg şehirleri sun'i sis altında bırakmak için de şunları ilâve etmişti: «Bunun için takriben 380 metre irtifaında çelik direkler kullanı> yoruz. Sun'i sisler tabaka tabaka Mmuhtelif irtifalara gönderiliyor. O | suretle ki eğer rüzgürlar üst ta- bakadaki sisleri dağıtırsa, şehir | yine alt kısımdaki tabakalar tara- fından setredilmiş olarak kalacak- tır.> Almanlar sun't sisler için Nitro dö Barlom kullanmaktadırlar, Ba- zı madeni mayi klorürler de ratıp havada kesif sis tabakaları vü - cude getirmektedir. Ancak tayyareler çok sür'atle geldikleri için, sun'i sisi yüksek tabakalara da daha sür'atle dağıt- mak için hususi dispositifler de tirmişlerdir. vücude ge / DIŞPOLİT D Avıim Kamarl_S""d—,' sulh bahsi Yazan: Ahmet Şükrü #9" Harbin ikinci kışına / Sl' ge sulh bahsi kulaklara M_"A lir. Bu sebepledir ki İngiliğ Kamarasında birkaç güü sulh meselesi etrafında ile! akere her tarafta alâke kip edilmiştir. Müzakereyİ Öi tan takip edenler, bu 5' melerinin şümul ve matı makta müşkülüta uğrıyı Bunun manasını anlamak giliz teşkilâtı csa ini gözönünde tutmal terede Kral, her “"._,ı! devreyi, Lordlara ve meb hitap eden bir nutuk ile kikatte bu nutuk hüküm y et H zerinde bir müzakere aç aHi muhalif parti, hükümetin İf Vi | politikasını izah eden bi e' tenkit eder, Çörçil hükümt rulduktan sonra İngilteredi | p halefet, kemünist temayüille' a| lan dört müstakil işçi paft suplarına inhisar etmiştir. © İşte bu defa sulh meselesili İm mütkuna verilecek u"'; kat Çörçil, dö ileri sürülen bu meseleyt vermeyi, Başvekil muavini partisinin lideri olan Attleti nutukta Küyi terenin harp gayelerine BAİL ça rak temas etmiş ve hu ga izahı için hentiz zamanın SEk ken olduğunu söylemiştir. di' kil muavini ezcümle demif! ') — Böyle gayrimes'ul bir ah münasebetile hükümetin böff, yeleri etrafında izahat beklenemez. Kendimiz içil diklerimizi diğer milletler istiyoruz, Anarşi içinde bir sulh teminine imkân Anarşi yerine nizamlı bir salii mak ve bunu adalete ıslll'.’.( gnek Tâzımdır. Biz bir hüre » lemi kurmak istiyoruz. ÖYÜ âlem ki bütün milletler de y fertler gibi, kendi ş: W tamamile sahip olmak j bulabileceklerdir. | Görülüyor ki bu sözler, #i ve muayyen müstakbel sulhun day mumj prensiplerin izahında” , Hakikat şudur ki N'ı hükümeti, henüz sulh bildirmek ve hattâ Alımn fından yapılacak suih tekli' it| tetkikine girişmek için hu? vaziyetin müsait olmadığı V tindedir. Birkaç hafta evveh ? laşmakta olan Noel ıiıılın 'f’ç bitaraf devletlerin ve belki panın mücadeleyi nihayet mek için sulk lekliflerinde ÖÇit macakları şayi olmustur. böyle bir teklif, ister M dan gelsin, ister bitaraf aıt' ıd' Bi pĞ IİHJ-İIZI bu teşebbüsü önlemek İste Akabinde Almanlar da n leri yarı resmi bir tebliğ ilt bir teşebbüste bulunmal de olmadıklarını ve İngilter? ç voluncıya kadar mueıuıa' vam ettirmek kararında rını bildirmişlerdi. Yani n€ ytere, ne de Almanya, bemili © nihayet vermeğe görünmemektedirler. İngiltere imparatorluğu ı luncıya kadar, İngilizler dt manyada milli sosyalis :İ' la faşisilik kalkıncışa * W rupa milletleri istiklâllerit? 4f şuncıya kadar harbetmek İ da Sörünlüyorlar. Yani sulb senesi eylülünde harp — bEfL W zaman ne kadar uzaksa, ll rece uzaktadır. Avam kamarasındaki de, sulh ihtimalini zerre kıi' Bötürmemiştir. Müzakere Bgi Mazdan evvel vaziyet no S? geh .;k':ı... sonra da vaziyel g) 'almız parlâmentonun da yakın ekseriyetle ı.ııımıı-*" kararımı tasvip etmekte ol anlatması bakımından bü kere dikkate lâyıktır .Çünki 'ya müracaat ği zamaftı gayelerinin bildirilmesine ılm:lıüıtıkıl işçi meb'ı .ını tar olduğu ve geri kalan ÜÇ gf kırk bir meb'usun ıınnn'“l vip ettiği anlaşılmıştır. AY? yf marası müzakeresi in $ meselesi üzerinde meelisi veya ademii itimadına N'gı! mahiyetini aldığına göre, hükümeti, üç yüz kırk cut arasında dörde karşi kırk bir rey ile itimat oluyor gea £