—8SON TEL B 1 inci KÂNUN 1908 PALR IA ARSISINDA S0N TELGRF EŞKUMAL . AKINI Birkaç gündür Boğazda us- kumru akını var. Bu mübarek balıkların ki'osu geçenlerde beş kuruşa kadar düşmüştü. | Yağlı uskumru iskarası, bol soğanlı ve mayda! hoş olur. Yalnız ,dikkat etmeli, s0 - ğanımı fazla kaçırmayın. Sor | ra, benim gibi ,üç gün üç ge- | ce mide ağrısı çekersiniz, BOSTAN NE LÂZIM Gazeteler yazdı: Yeni imar plânına göre, Yenikapı, Çu- kat, İstanbulda yeniden bah- çe, bostan yapmağa lüzum var mı?. Şehrin tâ göbeğine kadar, her taraf bostan dolu- Alplarda Fransız askerleri, İtalyan hududuna bir levha asmışlar. Üzerinde şu yazı var: «Yunan askerleri duru- nuz!. Burası Fransız hududu- rın ,bir gün, tâ Alplara kadar gelebileceğini düşünerek, yu- karıdaki harikulâde ince esp- rili satırları yazabilen Fran - sızların, bu kadar ince yara - tılmamalarını ne kadar ister- dik!. ŞİŞLİ KİBARLARI Şişlide, bir sucu yakalan - mış. Bu adam yıllardanberi, bütün o civarda, menba suyu diye terkos satıyormuş!. İyi amma, Şişli ve civarında otu- ranlar rivayet ederler ki ki- bar insanlardır. Bizim gibi, üçüncü, dördüncü sınıf semt halkından değil.. Acaba, bun- ca zamandır, suyun içimin - den de mi &. AHMET RAUF Neden gecikiyor ? Geçen gün İstanbul! müddetu - mumisi ihtikâr davalarının niçin le neticelenemediğine dair izahat verdi. Anlaşılan şu ki, ihti- kâr hâdiselerine ait evrak, adli- yeye eksik gelmekte ve mahke - meler, davaya başladıktan son! bir çok noktalar hakkında muh - telif makamlardan talsilât almak ihtiyacını duymaktadır. Bu halin önüne geçmek icap eder. Aksi ha de, ihtikâr hödisesinin cezası, za - manla tesirini kaybeder. BÜRHANCEVAT | İnönü meydanı Eyüp vapur iskelesi ci- varında Milli Şef'in adıyle kıymmetlenen bir meydan açılacak Gittikce kalabalıklaşan Eyüp ka- vücude getirilmesi belediyece ka- | rarlaşlırılmıştır. Bunun için va- pur iskelesinin sağ tarafında Fes- haneye kadar uzanan saha sür'atle| istimlâk edilecektir. caddesi güzergâhina tesadüf eden | kısmıda bulunacaktır. Burada kaye| rmakamlık, belediye, jandarma -| mandanlığı, askerlik subesi, Hal - parti merkezi ve emsali te- ller icin ayrı ayrı bina yer- ıcaktır. alar ayni tiple olacaktır. T! bini Bu Vapur iskelesinin sağ tarafındaki saha istimlâk edilince bir meydan| açılacak ve bu meydana Eyüp hal- kı Milli Şefimiz İsmet İnönünün bir heykelini rekzettirecektir. Burası, böylece «<İzünü meydanı» ismi ile kıymetlenen güzel, mamur'| bir saha haline gelecektir. n eee ni aa Askere alımanların çocukla rına leyli mekteplerde tenzilât yapılacak Serbest meslek sahipleri ile mü- tekaitlerden yödek subay olarak askere alınan vatandasların leyli mekteolerdeki çocuklarımın mek- tep ücretlerinden — beher taksittle yüzde 10 tenzilât yapılması karar- laştırılmıştır. Ancak bu tenzilât: — çocukların babaları askerlikte bulundukları müddetçe devam edecektir. T Gaziantep, Konya ve Boluda| Modern hapishaneler Adliye Vekâlati Deyderney eski hapishaneleri kaldırıp yeni ceza ve tevkif evleri yaptırmaktadır. Bu kere de Gazi Antepte 96 bin | lirava, Konyada 54 bin lirava, Bolu vilâvet merkezinde 51 bin liraya üç modern ceza ve tevkif evi inşa et- tirilecektir. Bunlardan <Bolu» da- ki 300 kisilik olacaktır. Hepsinin — insaatı bu av icinde mütcahhitlere ihale olunacaktır. — eee — Dün hava kurumuna teber- rüde bulunan kıymetli tacirlerimiz irumu İstanbal şubesine 1üo- n teberrüleri gittükçe inki- kişaf etmektedir. Kurumdan aldığımız bir tezkereye göre yalhız dün SITÖ Hra teberrü edil.| miştir. Dün tebetrü€'> bulunaz bami- yetli tecirlerimiz e teberrü ettikleri miktarlar şanlardı: Avraum Tazartes 1000 lira, Abdlülva- hap ve Hasan Tatari 750, A. Cümbüşyan | (tasviye halinde) 780, A. Kamparsayan Ci şirketten) 760, Nesim ve Leun Şa- | ban 500, Mehmet Hüseyin 'Tatari ve oğlu Sami ve Ört 375, Yuda — Balul Kürkçiyan ve Mütmmi 300, — Avadis Haddeler 290, Ziya Nafi — Paker 260, ciyan 100. — Açık iş ve memuriyetler İstanbul mahkemelerinde açık bulu- man Onar liza maaşlı piyade mübaşir. Nklerine müsabaka imtihanı yapılarak güretile Erkek mübaşir — almacaktır. Askerliğini (fa etmiş, ceta mektep me- zunu ve yaşı 35 den aşağı bulunmak | şartile talip olanların evrakı müshite- | lerile birlikte imtihan günü olan 12 bi- | İmcikânun perşembe at 10 dan bir gün evveline kadar bir dilekçe ile Ad- liye encümeni reteliğine müracaatları icabetmektedir. Haydarpaşa İlsesi müdürtüğü kadın hademeler aramaktadır.. Kayseri bez müteaddit dokuma işçileri - Hakkın var. Garip değil mi, ki genc kızlar, öğrendikleri pi- yu çalmasınlar diye evleni - şte de Jale kocasına bir şey | Gec uyudu. Hâlâ içinde 4 sabah Cahit erkenden &- e çıktı, Jale uyandı, gaze- istedi. G Bir bezig partisi Kelâmi Saffet !mzalı bir kkatle aktıdı | ecen gece ku partisi seyr . kurar ayfamamış - olan | r ressamlarımızdan biri, be-! ziğdeki ustalığı ile tanınan gok zen- in bir zatla beziz ovnadı. Bir ara- lık usta zat iki bin lira kaybe girdi ve bıraktı; fakat ressam kazandık- larını kaybetmeden kalkmak is - temiyordu. «Nihayet üste iki bin lira ka - zandı, kalktı: «— Bu kadar vetisir dedi, «Fakat ressam ısrar etti: «— Hayır vetişmez, ben bu gece iki bin beşvüz lira — kaybetmeğe karar verdim. l şaşılacak olan şev bü iki oyuncunun — soğukkanlılıkları idi. Sanki kurulmuz birer makine gibi oynuyorlardı. akılları oyu: ğ ska verdeydi. Ressızm rabk önüne birikmis olan iki bi ralık fişin farkında bile olmu - yordu. Ahmet Hamis Hoşer 150, Vahi Cide - | | kedi at edilmiştir. HALKF 3 l SADA Hazin bir jübile sonu Geçenlerde, tkdrı 25 inci yıldönümü münasebetile, Fransız tiyatrosunda bir jübile tertip edilmişti. Bu himayesiz ve muhtaç san'at adamına yardım e- dilmesini tavsiye etmiştim. Tertip edilen jübilenin, bu yatandaşa, ühir özeründe beş on kuruş temim edeceği ümidini izhar ederek, « akşamki temsile rağbet gösteril - mesini dilemiştim. Bu jübilenin hazin neticesini, tüylerim üzpererek üğrendim. | Bizde, her nevi san'at adamı hi- mayesizdir. Yalnız, artistler içim böyle aradabir Jübile yapılır. Hat- tâ, yazı san'atkârları, arad: bu hale imtisal edilmesini islerler. Cemal Sahir jühilesinin netice- sini öğrenince, anladım ki, sahne adamlarına yapılan bu jübileler- de hakikatte bir kadirşinaslık, sam- atı himaye hareketi değil, sadece bir lâftan, bir jestten ibarettir. Dinleyin: jübile gecesi, Pransız tiyatrosu Kişelerinde 600 lira hasılat olu - yor, Demek ki, salan delmamış. Bu 690 lizanın 400 lirası masrafa gitmiş ve Cemal Sahirin eline, sahnede 25 yıl uğraşmanm, mah- Tümiyetin, tin müküfatı olarak, sadece 210 lira verilmiş. Bu netice hazin değil, kerkunç- tur. Yalnız, salonun bir gecelik ki- rası için 49 lira almışlar. Elektrik, müstahdemin ve sair masrafları da ayrı. Anlaşılıyor ki, bizde jübilenim ruhu değil, ismi ve tezahüratı şa- doluyor, Bir vatandaşa, hem de 25 yıllık san'atkâür bir vatandaşa yardım i- çin tertip edilen büyle bir müsa- yetle ve muavenet fikrile hareket edilmiş olsaydı; muhakkak ki, bu cemiyetin san'at muhitine daha az hicap verecek bir netice almırdı. REŞAT FEYZİ mammammmaanmn «Tan» ve «Tasviri efkâr» kapatıldı Vekiller Heyetinin, matbuat kâa- nununun elline! maddesine istina- bif kararla, «Tan» ve «Tasvirlefkâr» gazeteleri burün- den HHibaren muvakkaten kana - lardı I KÜğUK HABERLER l * Kızılay balosu kurban buyramı - nin üçüncü günü Taksim belediye ga- zinocunda verilecektir . e Taksim gazinosunu işleten Ro - manyalı Yorgukku artist getireceğini söyliyerek Bükreşe gitmiştir. Fakat ga- Tinonun vaziyeti iyi gitmediğinden mu maileyhin dönmemesi de muhtemet - dir. e On beş gün içinde gehir hudutları Gahilinde 381 başı boş köpek ve 168 »& İzmirde Bucada İbrahim isminde biri, bir eğlencede şarkı söylemek iste- mmüyen kardeşi Mithatı öldürmüştür. Kar., deş kalili 22 seneye mahküm edilm iştir, | & Vali ve belediye relsi — doktar Lütti Kırdar yarın akşam — Ankaraya taksi buhranı işlerile meşgul olacaklır. 4r Gümrüğe 61 bin lbre kakao ve & bin blok kalay gelmiştir. -Bunların kimlere zit olduğu tahkik edilmekte - dir. İlk fırsatta mallar ptyasaya çıka- rılacaktır. | baren sabah 9,50 de başlıyacak, akşam 15,30 da derelere nihayet verileçektir. Yarıvür «Nihayet parti ressamın lehine | neticelendi. Ressam iki bin bes vüz lira kazandı, oyun da - bitti. Simdi karilerim: Bu basit ve ola- Zan hâdiseyi ne diye yazdığımı 50- | racaksınız?, Hakları var. Fakat bu beziğ partisi bence basit ve olağan bir parti değildi. Her ne olursa ol- sun, kazanan veya kaybeden mü- teessir olur veya sevinir, halbuki vessamda ne teessür aldimi görül- dü, ne de sevinc.. Dikkat — ettim, ressam Tuhlu bir mahlük — değil, tıpkı bir Roboto idi, Demek ki, in- sanların bazı anları oluyor ki..» | Jale makalenin alt tarafımı oku- madı. İsi anlamıştı. Cahit öteki bet- Vğine girerek kumara oturmus ve ne yavtığını bilmeden bezig oyna- mısti, Gü yazdıkları Jale için çok sarihdi. Cahit sabahlevin cüzdanında iki y bin bes Yüz lira görünce bunun icin saşalamıstı. Kurmar ovnadığını, ka- zandığını bilmiyordu ki.. Demek gece kulüpte Cahit kısa bir isti. Demek Ca- ir, tehdit edebilir, ins di kayıta ede! | zan öldür Jüle paranın nereden geldiğini merede, eğer, daha çok hüsnüni - | gidecektir. Ankarada pasif korunma ve) d İlk okullarda dersler yarından iti- ymar oynadığı gibi | Ekalliyet vakıfları Tek mütevelliliklere talip çok. Evkaf idaresi namzetler için bir imtihan açtı Evkaf idaresi İstanbul cihetin - | deki ekalliyetlere ait vakıflara da | peyderpey tek mülevelliler tayrin etmektedir- 'Tek mütevelli tayin edilecek bu | kabil vakıflar meyanında aşağıda-| kiler için avın 16 ıncı günü nam - zetler arasında bir imtihan icra olu- nacaktır: ; Lüngada Ayatodori Kilisesi ve tahsisatlı mektep, Samatyada Ava-| kostantin, Analipsis, Ayanikolas, Ayayorg, Avaparaskovi ve tahsi - satlı mektep, Tekfursaray Panaiya| kilisesi, Edirnekapı Sarmasık Aya-| dimitri kilisesi, Topkapıda Aya - nikolas kilisesi, Eğrikapıda Pana- iya kilisesi, Balat Loncada Ayadi- mnitri kilisesi ve tahsisatı: mektep,| Loncada Balino kilisesi, — Balıklı Rum hastanesi, Yeşilköy Ayasta- fanos Ayazma ve mezarlık ve tah-| sisatlı mektep, Fenerde patrikha- nenin Kotedral Ayayorgi kilisesi, Ayatrapi ve Vefa ve Vlaherna a - yazmaları, Fener Yuvakimicn kız lisesi, Fenerde büyük Rum erkek lisesi, Fenerde Masali ilk mektebi, Sirkecide ilk Rum mektebi. Bunlardan her biri için mütevel- iliklere 2 -3 namzet vardır ve en | cok namzedi olan da «Balıklı Rum “hastanesi» dir. Mezkür — hastane müdürlüğüne talip olanlar şun - lardır: Dr. Yusuf Petraki — Bezacıoğlu, | 'Timoleon Günesoğlu, E. Panda - zidu, Vasil kontoğlu, — Diamandi | Keceoğlu, Zamba Zambeoğlu, E - | vangelce Fundopulos. Dü Belediye sığır kanlarını da satacak Karaağac mezbahasında 1 yılda tonlanacak olan sığır kanlarını da| bolediye satmağa karar vermistir. | Bu yılda <1000> Hiralık sığır kanı toplanacağı tahmin edilmektedir. | VE MARKEMELER Aylarca hırsızı peşinden kovalıyan adam | Bundan üç ay kadar evvel sabı- | kalılardan Hüseyin, Edirnekapıda oturan Ahmet adında birinin evine girmiş, birçok esya ve bu arada bir de gocuk çalmıştır. Hirsızı nımakta olan Ahmet, kendisinden | süphelenmektedir. — Fakat ortada | hiçbir delil olmadığı için bu sünhe- sini izhar edememiş ise de, isin peşimi bırakmamış ve Hüsevini sıkı | bir göz hapsine almıstır. | Bu takip haftalarda böyle ne- tlcesine devam ederken, Hüseyin gün Haydarpasadan trene al- urak İzmite gitmiştir. Ahmet, vine takinten vaz gecmemiş, o da arkasından İzmite gitmistir. Hü- seyin İzmitten Hendeğe — gecmis, Ahmet de arkasından... — Nühayet Ahmet Hendekte, pazar — verinde dolaşırken, kendi. gocuğunu Etem isminde birinin üzerinde görmüş ve Ahmedin müracaati üzerine va- plan tahkikat neticesinde gocu- Bun Hüzeyin tarafından Eteme sa- tıldığı anlazılmıstır. Ahmet üç aydanberi takin ettili | Hüseyini yakalatmnıslır. Sabıkalı hırsız şehrimize birinci | gulh ceza mahkemesine verilmis ve sorgüsünü mülcakın tevkil e- dilmistir. | sey istiyeceğim. | — İste canm. Cahit sevinmisti. Jale: — Amma almazsın ki... dedi. | — Neden Cünkü cok pahalıdır... le ne istiyorsun? — Evet, herkesin var. — Peki, biz de alalım. Yalnız bir | kaç zaman daba sabret, busün o kadar param yok. Bunu gavet tabil söylemişti. Ja- le Goğru sövlediğine şüphe etmedi kulübü, beziği, beziğde kazandığım gnutmustu, bilmiyordu. Zihni, ku- mar gecesine ait hatıralar bakı - mından bos, bambhostu. Jale gözlerini Cahidin görlerine Gikti. isticvan eden bir songu hü- — Cüzdanın pura dolu dedi, dân gece eve cük | aa AVRUPA YENİ Galip ile mağlup Ne: 19 Yazan: RAHMİ YAĞIZ Deniz Fedaileri OSMANLI - İTALYA HARBİNDE TRABLUS- GARB ve ADALAR MUHAREBESİ Hain gözlü, cellat bal;lı_adam Atılan mermiler İtalyan donan- masmma kadar 'er, yarı yolda denize düşüyordu. Fakat bütün bunlara rağmen Hamidiye, Osmaniye ve Sultani- ye istihkâmları cephaneleri tüke- ninciye kadar ateşe devam ettiler. Trablus ve Sultaniye istihkâm- larındaki Sayyadıderya ve Derne yapuru mürettebatı fevkalâdelik- ler gösterdiler, Hamidiyeden atı- lan mermilerden bir tanesi, bir mil mesafeye ( culan İtalyan dördün- cü deniz fırkası gemilerinden Fotit kruvazörüne isabel etmiş, düşman gemisi hasara uğrıyarak saffı harp- ten dışarı çıkmıştı. Nisbetsiz topçu düellosu devara ederken jandarma kumandanlı - iında bulunan vilâyet erkâm da sükünet içinde bekleşiyorlardı. Saat 14 buçukta artık Osmanlı istihkâmları susmuş, şehrin sahil kısmile içerilerini harabeye dön- düren düşman ateşi şiddetini urt- tırmıştı. Belediye reisinin mükellef evin- de toplanan hainler birbirlerine bakıstılar: — Ne olacak? — Bu vaziyet daha ne kadar sü- recek?, — Ne yancağız?, Karamanlı Hasune etrafına ba- kındı, sordü: — Daha bekliyecek miyiz? — Ne hususunda?, — Teslim olmak için ne bekli - yoruz?, Şehrin harabe haline gel- mesini mi?. Osmanlılar nihayet burada yabancı ve nüluzu tüken- iş bir heyetten başka bir şey . Onlar ve Trablus vi neye dönünce çekilip gidecekler dir. Halbuki biz bu topraklara bağlıyız.. Evlerimizin, ocaklarımı- zan yerle bir olmasını tense teslim alalım.. Hasunenin hain arkadaşlı nu bir ağızdan tasvip ettiler: — Teslim olalım, ne duruyoruz- Teslim işaretini kim verecek? — Nasıl yerecek? Bu suallere de hain Hasune ce- vabı verdi: — Halife burada yok — Hayır!, a bu- ? — ÜÖyle ise biriniz fırlayın.. Ba- bülbahir caddesindeki evine ko - şun hemen buraya çağırın!. Beş dakil dakika sonra ürkek bakışlı, zlü, cellât kılıkla bir adam evine ge! 'ş, hain be- Tediye reisinin karşısına çıkmıştı. HARBİNİN MESELELERİ Framsazlar yeniden çetin bir im- tihan daha geçiriyorlar: - Avrupa kıt'asında silâhını teslim cttikten tarafın dediğinden çı- Vişi Fransası bu im- tihandan nasıl çıkacak? Herhalde dünyanın bugün pek merak ettiği belli başlı meselelerden biri de budur, Lavalin fasliyeti arttıkça artmış, Almanlarla temasları ço- ü . Bu faaliyet ve temasla- yına bakılıuca kendisinin galip Al- manya ile mağlüp Fransa arasın- da pek ehemmiyetli bir rol oyna- mağa çalıştığı anlaşılıyor. Habe - şistan harbinde Laval Fransanın dostu İngiltereye müzahir bulun- makla beraber, İtalyaya karşı ah dığı müsait vaziyeti ile de kendini tanıtmış bir diplomattır. O devrin vekaylini hulâsa etmeğe lüzum yok. Esasen olup bitmiş hâdiseleri yeniden gözden geçirmekten zi- yade bunların içyüzünü gösteren malümatı elde etmek daha kârlı olabilir. 935 de Fransa hükümeti- nin başında bulunmuş olan Laval Milletler Cemiyeti tarafından İtal- | edi | | | | Hasune bu adamı: — Hoş geldin ya Halife. Dün- denberi meydanda yoktun. Bir hal mi oldu sana diye telâşa düştük. Şükür sağsın. — Çok şükür Seyyid!. — Nasıl Babülbahirde hasar çek mu?, — Fazla Seyyid., Yıkılmadık ev- ler parmakla gösterilecek kadar aZ — Bixz karar verdik, teslim ola- cağız Halife.. — Yerinde bir karar bu Seyyid. — Teslim işaretini sen vere - ceksin!. — Ben mi?, Nereden ve nasıl?, — Onu sana İzah edeceğim: Ve.. Hasune, hiyanet arkadaşı Halifeyi bir kenara çekti. Ona u- zun uzun fısıltılarla büyük ihane- tini nasıl yapacağını anlattı, Ar - kasını okşıyarak kapıya kadar gö- türdü, ilâve etti: — Haydi Allah muinin olsun, muavffakiyetle avdet et. Düşman filosu müthiş güllele - rile şehri harabeye çevirmiş, hâlâ mukavemette ve mukahelede inat eden Türgüttepe tabyası ile elvarı- mı bir cehennem sağnağı altına al- mıştı. Buradaki topçu kumandanı yüz- bası Sükrü ağa son cephanesine lafan ctmek kararile ve avuç Türk kalıra - mının mesaisile düğüşe devam teşi tabyanın üzerinde tekâsülf e- dince Türk topçuları çok müşkül bir vaziyete düştüler. Top başın- da parcalanan arkadaşlarının ye- rine geçerek harbe devam arzu - sunu gösterdiler. Fakat on dakika sonra tabyanın cephaneliğine isa- bet eden bir mermi dehşetli bir infilâklı larla gayretile çarpıştığı harpten çık - mıs, tamamen susmustu. jandarma dairesinde dişleri bir- hirine gecmiş gibi sessiz duran Osmanlı vilâyet erkânı hayretle hükümet konağına bakıştılar. İri, beyaz bir boz, hükümet ko- mağının bayrak gönderine çekil - miş, tıpkı bir beyaz kefen sallanı- şile soğuk soğuk boy gösteriyordu. Bunu Ximin yaptığını anlamı - yan memurlar birbirlerine bakış- tılar Komodor sordu: — Teslim işaretini kim çekti? (Devamı var) anlaşmasına mukabil hiç tereddüt etmeden hemen Almauya ile ko- nuşmuşlar, Almanyaya donanma yapıması İçin müsaade etmişlerdir. Akdenizde Fransız ve İlalyan de- nanmaları birleşince her iki tara- fın gemileri sayı itibarile İngiliz- lerin eradaki gemilerine karşı ko- yabilecekti. Buna karşı İngiltere şünu düşünmüştür: Almanlar Versay muahedesine bağlı oldukları için donanma ya- pamıyorlar, Fakat İngiltere kendi b 35 (i misbetinde bir miktarı vücude getirmek üzere Alhmanyaya meden müsaade etme- sin?. İşte İngiliz - Alman deniz an- niz kuvvetine de #7 çek malik e- Tunca gerek Manş denizinde, ge- vek Atlas Okyanusunda Fransayı düşündürecektir. O zaman Fransa Akdenizdeki kuyvetlerinin — bir kısmını alarak Manş tarafma ge- girmeğe mecbur kalacaktır. Bunlar beş sene evvelki veka- yiln o zaman herkesçe izah edile- iyen safhalarının sonradan nasıl miyen mwuzuh kesbetmiş olduğunu güs- az çok belli olan soğukluğu orta- iramadı. dan kaldı Aradan zaman geçtiklen sonra diplomatlar âle - minin de bir takım perdeleri açık- Sonradan mıştır. anlaşıldı ki Fram- ga ile İtalya arasında bir anlaşma Akdenizde her #ai etmesi Lavalin zihmini çek meşgul etmiştir. Daha ileri gidile- rek Almanyanın da iştiraki neden olmasın?. diye de düşümülmüştür. Bu işlerin içyüzünü çok sonra General Veygand tarafından neş- redilmiş bir makaleden anlamak daha kolay olmuştur. General şa noktadan tutturmustu: İngilizler politikad ta tâbi olmazlar. Framsız - İtalyan giltere ale,hine bir vaziyet alma- ga kadar kendini bızakacağa da bonzememektedir. etrafı simsiyahı düman- | tüğü zaman tabya — son | | h | | Yazan: Ali Kemal Si | rolün ebemmiyeti de belli | cirdiği safhalar nazarı |nirken gözden kacırılmama$ Çü Amerikanın rolde yarbi Amerikanın şu Avrupa | * karşısında ne vapacağı % larca sürdükten sonra artık Tilğe İ gibi övle hergün tazelenir e çıktı. Şimdi unu—rvııcuq% | dilen keyfiyet şu olmuş ej Birleşik hükümetlerin AVTUBİ İg bine £i ve askerf bi S melerinden İngiltere i dildiği kadar fayda olmmasa #Ç Amerikadı çe Tülzemesi vi ei de daha ye düöm İni daha mü Ve saire gibi -Fakat Aamtfi bilhassa rci$ Ruzveltin '.ekrl':, tihap edilmesinden sonra harbi karşıtında alacağı kat'i mahiyeti ne ol e durup Rene bütün c: le ha maktadır. Cünkü artık hların dünvanın başku taraflf b daki kavgalara karsı "'f'f"__) yirel kalmalarındaki in / kendilerince de anlaşılınca #0j. | yeniden f;“m“ bahsoli arasındaki ilşerde edinmis bilgi göz önüne getirilince #ik Amerika devletlerinin M istikbalini hazırlamakta du' Amerikaklar icin gelecek aeti rin sulh ve terakk! âlemini Y malarını şimdiden temin keVf y ğe en büyük gavedir. Yarından © Mak L G kü Yanadan güçüe ve ti olursa buzünkü messisinin uıif” releri de tehlikeden kurtül $ demek olacağını biliyor. YERİ Ti va ile eskisi arasında pek Cf | Tâkki farkları var. Örle Ki  Okyanusunun öbür tarafında Pgy baska bir âlem mevcit ge min türlü değisiklikleri, vürlü ? cerevanları hergün birbirir ggi kip etmektedir. Onun için a * harbi karsısında Amerikalilki e minde, sonunda ne VIDM K aist bir mosele halinde nlçfi' mıştır. Eski dünyanın bir MJ şüncesi var ki Amerikalılar KB y lerini bunların üstürde dekilf, le haricinde sayıyorlar. Çünkü larca dünvaya verilmesi l6t Vet İN Jen nizam büsbütün yeni ğ her milletin hukukuna tam Dü Tette riavet edilmek ile tesiS Üğy tebilecektir, Üc dört sene eVi enos Aires Amerikan W% gresinde Reis Ruzveltin HVJ'ı detlef & istikâmet bu gavevi göstel Amerika kıt'asındaki devi ği / rasında tam bir barısıtlığın Syaş bedefine işaret ediyordu. | Fiğtir dünya milletleri lâfları nası! halletmeli?.. Bİf geye bu olduktan sonra bulunabileceği kanaati ıııdlf-yv rupa kıt'asında bu gayeye PÜi ecilmedi. Harbin mes'ulü o? raf mevcut ihtilâfı silâhla VE lehine olarak halletmek Wdğ.e te Amerikanın nazarında BÜ bin mes'alü olanlar dünvanı? | sayısım bozmuşlar demektif ni merikalıya göre milletler öffğmer devamh bir anlaşma tesisi FFj kündür. Bu nasıl olacak?- Ofüe H let adamları düsünsün. ENEiyeyt gayeve varılsın. Lâkin bu varmak lüzumu her tarafci İf yf mile takdir edilmemistir. BA€ le olsaydı Avrupa harbi Cik€T ge' Birlesik Amerikada efkâf ge dikkat€ Şti gelen bir esas bulunduğunu Tart ŞA Mmamak Tâzım weliyor: DÜ mal gatmak istiyen. buzüf altını da cekmsi olan zamanda daha vüksek Tunda emeller besliyen dır. O divarı öğrenmis vardıkları kanaat — çudür dünva yenisini düsünürker, hükümler vermekten ıınlgğ taramıyor, Gecen hııp:;’/' Almanyası yanılmış, vE alacağı vaziyeti vanlıs mişti, Halbuki orada olan! kilâtın pek mük: iyann ç leniyordu. Bu seferki y da 939 harbinin arifesinde Almanva ile muharebe. Çipsi, cektir. Aksi cıktı. hılmıyarak neticeye v-*::»’, Açık muhaber* BAA — sini de gazetemize SİZ'NMat Sevil — S“M