HADİSELER ARSISINDA SDN TELGRAF KOCAKARI | rsite tıp tarihi ensti- tüsü, hazırlanacak bir eser çin eski ilâç nevilerini topla- mağa karar vermiş.. Şimdiye | kadar da 500 cins kocakarı ilâcı toplanmış.. Merak ettik: Acaba, bunların içinde davul tozu ile minare gölgesi var mı?. UYUZLARA GÜN DOĞDU Şehir meclisinde hoş bir teklif yapılmış. Uyuzlar için, ayrı tedavi istasyonları, ayrı hamamlar tefriki — istenmiş.. Bilmem nakil vasıtalarında da ayrı yerler temin edilecek mi?. | Hastanelerde sıra bekleni- yor. Hamamlar - hincahınç, tramvaylar malüm., O halde, İstanbulda rahat yaşamak için uyuza tutulmak- tan başka çare yok!. MEĞER SEBEBİ Bu sabah arkadaşlar — şu fıkrayı anlatlılar: Muallim bir talebeyi derse kldırmış.. Sormuş, sormuş; İyenler || Hava gazi | aboneleri Saatler esaslı bir kont- rolden geçirilecek. İste- maktu ücrete| tabi olacaklar l Ölcü ve ayarlar basmüfettişliğ: İstanbul. Beyoğlu ve Kadıköy deki havamazi abonelerinin | saatlerinden 3 yıl evvel mühür - lenmiş olanlarının esaslı birer şe- | kikle muayene edilip — bozukludu | bulunanların yapılarak mühürle - in kömilen değiştirilmesini hava- gazi sirketine bildirmiştir. Bu su - retle mühürleri değişecek saatlerin sayısının üç bini bulacağı edilmektedir. Saat — voklu; aboneler isterlerse maklu sarfiyatı usulüne tâbi olacaklardır. DDİA VE Şi -—Amı.ı-m müdürü rul İs- | nin kalarisı k etmisti. icede id- | akkuk etmistir. Güni kinin az etler hu- ehemmivetle uştur, 'T taraftan idare — ücretlere zam talebinde bulunmaktadır. | t Okunmak için gönderilen kitapların sahifeleri bile açılmamış ! 'Tüalebe ve mual tazyi imlerin c D hiçbir şey yok.. Hoca kızmış: — Oğlum, neden bilmiyor- sun?. Talebe, boynunu bükmüş: — Efendim bugün çift nu- | maralar çalışıyor, benim nu- | maram 431.. TRAMVAYLARLA DOSTUZ bugüne kadar, türlü | kahırlarını çekmemize rağ - men, tramvaylara karşı sade- ce dostluk duygularile müte- hassis bulunuyorduk. Onun çin, karşıdan gelen her araba- man üst tarafına bakardık. Şimdi, birkaç gün bine- ceğimiz tramvayı tayin ve tefrik için, arabaların alt ta- rafına bakmağa mecbur olu- | yoruz. Dost başa, düşman a- yağa bakar, derler. Sayın tramvaylar, sakın, dostluğumuzdan şüpheye düş- mesinler. AHMET RAUF Çukur ve tümsekler Karanlık sokaklarda gece yürü- mek kolay oluyor, diye, bir iddia- da bulunmak tuhaf düşer. Muhak- kak ki, kolay değil. Biz, bir kaç gün evvel, bu sütunda, cadde ve sokakların çukur yerlerinin alelâ- cele düzeltil da, bu gibi y edilmeli demiş'ik, y Bu is, o kadar uzun boylu bir mas- rafı da mucip değildir. Daha ol- mamış, tâli derecede bir iki yo- lun yeniden inşası tehir edilebilir. Bilmiyoruz, bu mevzu üzerinde henüz düşünüldü mü?. BÜRHAN CEVAT | Cahit atıldı: Demek doktor Kâfi mucize | rette, tetkikat a alüka Yürdi. im adam bu? mibi bir adam. Bod « atında, avuc . â varın piderim. ko — Yanl deli. Z — Yalnız ahmaklar deli detiklir. Bütün bu konuşmalar müdde- | sinin; bazı mekteplerde sahife - | öen * yütmeleri ve | Güilar. Cahit B istifade etmeleri için Maairf Ve - kâletince her yıl! —muntazaman mekteplere gönderilen me daki kitaplardan € k_ Ti - lerinin bile açıkmadan öteye beri! ikıldığı, bir kısmının da ara sa! felerinin kaybolduğu Maarif V kâleti müfetişlerince yanılan tef - tislerden hayretle anlasıln 'Tbas delterine kavdolunmnasını | listeleri yapılın her kitap gel - ce talebe, muallimlere bildiri- lerek lmesini tebliğ etmiştir. Ayrıca bu kilaplar ciltlenecekler- dir. diğii Er çorapları büyük olmalıdır Kızılay İstanbul mümessilliğin- | Kahraman erlerimize kıslık he- | diye olmak üzere muhterem hal- kımızın getirdiği vün corap ve el- divenlerin çoğu küçüktür. Bun - ları vapanların boylarını biraz bü- alanların da bıma dikkat ve HHina etmeleri rieg olu- | nur. | el Geri alınacak ekmek ruhsatiyeleri Bazı bakkallarla — lokantalarda ekmeklerin narhtan fazlaya satıl- dığı hakkında yapılan sikâyetler üzerine dün belediye reks mua B. Lütfi Aksoy muhtelif semtler- de teftisler yanmıs ve 8 bakkalı gezalandırmıştır. Lokanta ve bak- a ekmeklerin velevki narh- | daha geç açı! ceza kesilecek ikinci defasında ise €kmek satma ruhsatiyeleri zeri a- lnacaktır, ae Kadıköyünde fotograf sergisi Kadıköy Halkevinde büyük bir | fotograf sergisi açılacaktır. Eser vermek istiyenlerin eserlerinin ka- | bullerine başlanılmıstır. Vefanın yanına gitmek üzere ile; hidin gözbebekle- aşekler - çakıyordu, | y den sözlerin sıklet meörkezi Cahitti, Doktor Cahitten bahsedi- yordu ve Cahit dr k ken ıztırap çekiyordu. Iztırap çek- tiği şimşek çakan gözlerinden, tit- riyen ellerinden belli idi. Sofradan kalktıktan sonra, er- ler doktar Şükrüden an Vefanı kadınlarla ber Şükrüyü sa — Demek sizi: hirm bir şahsiyet! — Eğer ömrü vefa ederse mü - him bir şahsiyet olabilir. kı KÜÇÜK HALRLER | memuru alınmak Üzere posta | " Braf idarerince bir imtihan açılmıştır. yabancı dil muallimliği lacaktır. taburuma h yitlarının | Ba van borfkasi pa emtia alım, sinden sonra sabahlar | mektedirler. Kt kız İiselileri maçında de Ezenköy kız Bugünkü çocukların oyunları Oturduğum evin arkasında ge- niş bir arsa var. Akşamları, tatil günleri, mahallenin bütün çocuk- ları, bu arsada toplanarak, türlü oyunlar oynuyorlar, İlk günler, bu oyunların ne olduğunu anlıya- mamıştım, Geren gün, kemdisini bu arsada oynarken sık sık gördüğüm — bir ahbap çocuğu evimize gelmişti. — Bu oynadığınız eyunun ismi nedir, dedim.. Kovbey! Çocuk, Kov tekniğini anlaltı. mahalledeki £ oyununun bütün Meğer, — bizim mektep çağındaki tahtadan kapsül taban- rı, uzun mendilleri, kemend at mağa mahsus ipleri, bazılarının hususi şekilde miş pantalon- ları var. Oyunda, hiç türkçe konuşmu.- yarlar, gurip bir takım kelimeler telâlfuz ediyorlar, ağızlarile si - lâh sesi taklidi yapıyorlar. Aldık- ları esirleri, iple ağacu bağlıyar - lar, uğruna mendil tıkıyorlar. Sonra, aradabir acı bir çığlık | | duyuluyor. Bu, öyle bir sayha kı. Çocuk daha bir hayli izahat ver- di. Silâhları atıp nasıl ve ne val yumruk di lattı, | Bir de «Maskeli 12 lere varmış. | Bir kısım çocuklar, maske de yap- | tırmıslar. Hulâsa, 8, 9, 10, Ti, 12, 13 yaşım- daki bütün İstanbul çocukları, simdi, bir Turzan sayhası, bir Ko boey oyunu karşısında mest ve ha- rap oluyorlar, REŞAT FEYZİ * Telâraf müuhab bilgisi olan orta meklep mezunlarından muhabere ve tel - * Yüksek müzllüim mektebinde bir gübesi açi | * Alemdarda bir odada oturmakta olan Arıf, Hayri ve Bürhan iztmlerin- de üç arkadaştan Bürhan, diğerleri yok. ken Oödaya girip arkadaşlarının birer kat elbiseleri kalanıp Sulta mahkemesine muştur. çalmış ve satarken yas hmet birinci sulh ceza lerek tevkif olum - * Simdiye kadar Üniveriite talim | racaat etmadiklerin - olan talebolerin rek- törlüğün müracantı Üzerime tekrar ka- apılmasına başlanılmıştır. * Gönele, Köyceğiz, V. İrum ticaret odalarile Mersin hay- işleri a? olduğundan ka - Bandırmada bir zahire ve M börsasi açıdacaklır. | ikebir ve | İmıştır e Yaz eantinin tatbikine geçilme - köprü lma zanti karanlığa teeadüif ettiğinden bü- ü Halice girip çıkmaları amıştır. Çünkü vapurlar köprü gözlerini göreme » yete ve Mü- rilip köprünün ası veya kuvyetli lâin. balar yakılması istenilmiştir. * Kız liselileri arasında — voleybol Halkevinde ziçi liseliler ile kır tepliler arasındaki maçı kır muallim mektepliler 15-12 lle ka- zanmışılardır, Brenköy ve Cumburiyet nlikta lişelilerimiz 15 . 13 galip gelmişlerdir. nizden 600 bin liralık Biraz sonra dektor Şükrü bayan | ledi. jale doktoru gözlüyordu. Du- dan tebessümünü eksik et- | dan sudan konuşu < ktorla konuşmağa kendisine baktı- çin kocasının konuş- lenmemesine gay tiren, iki şahsiyet sa- | tanıyorum. Dikkat dok- tor, bize bakıyorlar. Daktor böyle mahrem itiraflar dinlemeğe alışkan bir adam tavri- le itidalini bazmadı. Yavaşça: — Demek bi Göül jale gülümsüyordu. — Uzun bir buhran mı gecirdi? Cahidin gözleri onların ü deydi. - Birkaç saatlik. — Ne zaman? — Bir sene evvel — Ondan sonra? orsunuz? dedi. | diava göre de, Hüsnü bı | Rifattan v Otomobil | lâstiği No: 16 Yazan: RAHMİ YATCZ 'Deniz Fedaileri Hariçten - getirilmesi | OŞMANLI - İTALYA HARBİNDE TRABLUS- GARB ve ADALAR MUHAREBESİ için Ziraat Bankasına | 350 bin lira kredi açıldı Koodinasyon he inin — teklifi üze dün Ziraat Bankası emrine | haricten otamobil, kamyon ve di-. | &e vasıtalarına mahsus lâs- satın alınıp getirilmesi için 350 bin liralık kredi verilmiş SUD Km-m( E cmnn İYOR zerine hariçten Sud kostik r yaası icin de Ziraat bankası l bir kredi verilmiş- | mee- | Bir köpek kuyruğuna 10 kuruş veriliyor 3500 binadan fazla şerefiye | resimi alınacak refiye resm da <sorefiy tatul, tesbit Bu kabil binaların sı icin belediyâ su- <ermislerdir. İik | ma alivete vE NABKEMELER Bir kız içi" bir (XvRura HARSİNİN iYEN! gence kıyan abıkalı katil! | Fatihde Cirç da Hüsnü izminde | | eski bir sanavi -nektebi talebesini öldüren Rilatın muhakemesi dün | akşam birinci ağır cezada netice- | lendirilmiştir. Hâdise sudur: Rifat isminde bir sabıkalı, tanı» dıklarından Hüsnünün bir kızla konustuğunu 1 Sine tanıştırmasını söylemiş ve id- kendisi kızla beraber Şel gında bir sinemaya giderek filim seyretmiştir. Hüsnü ile kız sinemadan çıkar - larken arkalarına Rifat takılmıs | ve Cırçır ci da Hüsnüvü çağı- | «Kızı hemen bana birakıp kır..» demiştir. katil av- n veresesine 800 lira tazminat da verecektir. | Bir gey olmadı Fakat korku- yorum Korku fena seydir, korkma - yınız. Biraz evvel konusurken ona dikkat ettim, mevzuumuzu din - fazla asabi değildi. — Bir fırtına daha gececektir. Hava elektrikli, bunu - farkettim. at bu da bir sağnaktır. Esasen ben buradayım. jaleye selâm verdi ve — Lüzum görürsen doktor mu- lince Cahit hemen sordu: — Daktar Şükrü ne anlatryor? Son vaptığın resimlerden bah- | setti. — Sahi mi? ne demek? Bilmem Birar düşündü: (Devamı var) Son damla kanımıza kadar ... Derne vapurile gelen yirmi bin mavzer tüfeği, 6812 sandık kur- şun, beş yüz çuval elbise hemen vali vekili Besim bey ve kuman- | dan tarafından halka tevzi edil- | misti, | Trabluslular bir taraftan ma - | hükümetle birlikte düşmana mukabele etmeğe hazırlanıyorlar, diğer taraftan da elaltında İt yanlarla anlaşmış bulunuyorlardı. Vali vekili gemiden dönüp tek- rar jandarma kumandanlığı bina- sına gelince vilâyet erkâmı ve ku- mandan merakla sordular: — Amiral ne isti Besim bey; İtal: getirilmesi irak: isteğini cümle ile arkadaşlarına bildirdi — Yarın öğle vakti şehri teslim - | etmediğimiz takdirde bombardı- man baslıyacakmış.. | Sehri verecek miyiz?, Bu suale jandarma kumandan- lığında üzüntülü bir bekleyiş ta- ati geciren bir avuç Türk, anavı tan topraklarından binlerce mil u- | zakta olmalarına ğüşe son dam! adar karşı koyacağız'. Vali vekili, geniş salonu doldu- ran kalabal yokladı. Orlaya seslendi: Selediye r Hiç bura gözlerile düm. Onu bulun bana!, Belediye reisini aramağa adam keşturuldu. İtalyanların ani taarruzuna uğ- rıyan şebürde bir avuç Türkün | karşılarındaki düşman donanma- sının tehditkâr toplarına omuz silkerek müdafaa tedbirlerini ha- zarladıkları o sırada belediye vei- si Karamanlı Hasune paşa kendi ikametgâhında bulunuyor, etrafı- nı saran adamlarile birlikte İtal - | yanların şehri işgali sırasında ken- | dilerinin nc süretle hareket ede - ceklerini kararlaştırıyordu. Hasune ve arkadaşları sehri MESELELERİ Suriyeye dair.. Yazan: Ali Kemal SUNMAN | Parisin eski polis müdürü Şi- yapm geçen gün Fransadan Suri- yeye gelirken tayyarede uasıl öl- düğü az çok tafsilâlile öğrenilmiş- tir. Bu ölüm vak'ası Şiyapın şah- siyeli etrafında şümdiye kadar söy- lenmiş, yazılmış bir çok sözleri, yazıları hatıra getirdiği gibi Su- yaziyeti ve Vişi hüküme- de düşlindürmekledir. Parisin eski poliş müdürü SA se- nesi şubalının 6 uncı günü Fransız paytahtında vukua gelen hüdise- lerden sonra bir kat daha şöhret kazanmıştı. a senelerde lehinde ve aley- hinde bayli neşriyat görülmekte birinci gelmek itibarile değil, yal- nız Fransada, belki Avrupada da ilk görülen hep Şiyap olmuştur. Sağ cemah tarafı tamamile dostu, Bol cenah matbuatı da şiddetle a- leyhtarı idi. Nihayel sol cenah ik- tdar mevküne gelince Şiyap da polis müdürlüğünde duramadı. Fakat buna mukabil beledi; ı_- Tiğine intihap edildi. Meb'us oldu. Hulâsa sağ cenah sabık pliı müdürünü dalma tutmuştur. Avrupa kıl'asında mağlübiyeti üzerine artık Fransada başka bir değişiklik olunca sağ ve sel ce- nahların mücadelesine de nihayet verilmek istendi. Zaten çok geç- meden parlâmentonun da hayatı- na nihayet verildiği için artık iki tarafın aleni mücadelesine imkân kalmamış oluyordu. — Mağlübiyet üzerine işbaşına gelen — idarenin Şiyapa mühim vazifeler vereceği tahmin edilebilindi, Nitekim ken- disinin Suriyeye gönderilmek is- tenmesi de bunu göstermiştir. hükümeti Suriyedeki Fransız nü- fuzunu kuvvetlendirmek için Pa- risin eski polis müdürünü gönder- meyi münasip bulmuş olacak, Fa- kat artık Şiyap dünyadan gittiği için Suriyede tasavvur ettiği icra- atı da kuvveden fiile çıkamadan kalmıştır. Bununla beraber F sızların Suriyedeki vaziyeti bu - gün çok söz götürecek bir mese- ledir. Yirmi senedir Fransamn Suri- yede karşılaştığı birçok haller ol muştur ki bunların tesiratı bu - ven tezlimi etmeğe karar vermiş- lerdi. İtalyamların daha çok zaman ev- vel bal para dökerek satın aldık- ları heinlerin başında Hasune pa- ga ile Kuloğlu ocağı milisleri ve yerli âyandan bir çok kimseler mevcultu. Hasune paşaya Mustafa Refii geli; — Vali vekili ile vilâyet erkânı jandarma kumandanlığında künuyorlar. Sizi aradılar, Oraya ağırıyorlar. be haini mel'un bir tebes daklarını büzdü, mur Ar adamlarından Beklesinler rin geçimesi si line gelen fuzu meveut Osmanlıların belediye rei di; büyük İlaly garp belediye rei taşıyorum, Oraya gidei Ve gi dileceği, paşa taraftı yanları zakereye Komodor Hacı Ahmet bey vali vekili Besim beye gizlice sordu: — Limanduki muhafız destro - yer Sayyadıderya ile Derne va - puru ne olacak?. Bilmem?. sunuz?. içerisinde on bir kişi bulu - nan harp gemisi ile Derne trans- porcnu düşmana teslim olmağa ic- Bunları düşmana ta Osmanlı nü- teslim &- a Hasune larile yerlilerin İtal- al karşılıyacakları mü- evam olundu. rin me suret! ne düşünüyor- — Bana kalırsa; min iki 46 lık topunu çıkarı yalardan — birisine nakledelim.. Tel tahrip ve Derne vapuru u da batıralım.. Bahriyeliler de müdafna sırasında bizimle bera - ber bulunurlar. Cok müşkül vaziyette bulunan Besim bey bumu tasvip etti: — Olur, Siz nasıl düşünüy z öyle yapınız!. (Devamı var) göslermektedir. gün de ke Vransan: eti üzerine Suriyenli üükbali Avrupa har derecedei dini hal ve is- ün birinci yetli bir suretle geçen seneden - beri hazırlanmış bir Framsz ordu- su var. Diğer taraftan duha evvel Suriyede birkaç sene bulunmuş o- lan General Veygandin tetkika- tınca Suriyenin yerlileri arasında iki mühim cereyanın tesirlerin - dew bahsediliyordu: Necit hüküm- darı İbnissuudun kazandığı mu - vatfakiyetlere takdirkar olanların duyguları ve düşünceleri bu cere- yanın birineisini vücüde golirmiş eluyor. İkinci cereyan da Irak ta- raftarlığıdır. Irak devletinin ba- şında bir zamanıKral Faysal vardı. Yani geçen harplen sonra Fran- sızlarla mücadele etmiş olan F sal bir gün Suriyeyi bırakmağa mecbur kaldı. Lâkin Irakın gerek siyasiyatta ve gerek ilmi ve edebi surette fikriyat sahasında Suriye üzerinde büyük nüfuzu olduğu | nu General Veygand da itiral et- mektedir. Kral Faysal hayatla ve * Bağdat tahtında ikem Fransırları | | sızlar da havat hakki düsündüren şöyle bir mesele var- dı. Kral Faysal Irakta, kardeşi E- | mir Abdullah Maverayi Erdünde- dir, Suriye Krallığına da bunların bir üçüncü kardeşi getirilmek is- tenirse ne yapılacak?, Böylelikle Bağdat, Amman ve Şam eski Hi- car kralı Şerif Hüseynin üç oğlu | arasında taksim edilince Arabis- tanın vahdetini kurmağa teşebbüs edilecektir. Bu herpten evvel Ge- meral Veygandı olsun, Fransız po- litikasının başında bulumanları ol- sun pek meşgul eden bir mesele- | nin de bu olduğu —atılaşılıyordu. Fakat Fransızları Suriye ve A bistanda o kadar düşündürmüş ol- masınm diğer bir sebebi daha var- dü Şimali Afrika, Arabistandaki cereyanlar ve bunlara karşı Fransanın alacağı vaziyet şimali Afrikanın yerlile- rini çok meşgul etmekten geri kalınıyordu. Fransızlar arasında hep tavsiye edilen şu olmuştur: Suriyede uyanık bulunmalı. Muh- telif cereyanlara göre meharetle iş görecek adamlar yollamalı, O- rada kâh uysal olmalı ve köh me- tanot göştermeli. Suriyede neler olup bittiği şimali Afrikada dik- katle takip ediliyor. Avrupadaki mağlübi- | i mühim meselelerinden | oluyor. Suriyede bugün ehemmi- | | | bu- | | Framsızlar için Alsasri DIŞPOLİİ, Bin senelik bir #" Yazan: Ahmet Şükrü ” litikası takip € lh müzaker€ sar-leren'i Almanyati ggf Be razı olkü bile, bt baslamazdan evvel. M yi tında Almanyanı iktifa edeceği di halletmek istiyor. YaNİ yalnız Alsas-Loren'i SHi vacak. Rir defa dalbif Ten'i geri istivebi ı.-.-ı»& nın dirilmesine mân! V eej vade endişe mevzau f de budur, Esasen A M İngilterenin müt idame ettirmek -mı'" aleri de bu idi, v—mı,uk*'y Almanvasının ü anlamazlıktan doğan bi ki. Almanya bunun batfiy gecen hazirandanberi karsı takip ettiği ne maktadır. Fransızlar # lar ki Almanya ile gİ mücadele bir havat © v delesidir. Almanva f' bircok Avrupa mnıcım». kalacaklardır. Bunu ınl,. ) sızlar. kurtuluşu Aıı;:;., lasmak carelerinde döÜgü yayı mağlüp etmek '.,) ; aramaktadırlar, AnlastÜ ğ rini arastıran politiküfi sili olan Petain, Almi Hüsmek politikasının #f lan de Gatille kımî:_s/ gahsiveti itibari büvük itimat telkin | Fakat bu meselede SAh ggi vade davanın ı—hPmm' Esasen Nazi Almanv##'g vasını cürütmek ve dö y Hd vasını kuvvetlendir?” gün veni bir hâdise T Kendisine hıne' vadan Beşiktasa KaCöl gf veyi Besiktasta amt3f bıcaklayın öldüren ;,' düm birinci ağır av hapse mahküm OİÜ) ,r sivenin Halil ismii N sevişmesi - Ahmedin | tavininde tahfif b zarı dikkate —uıun*“v ğ