“nü açtığı vakit, nazeninin zen- ; Yeri, peizajları gösteriyondu: 2—80N TELGRA AŞt GÜL SİYASI MUHARRİRLER —— .— Geçen gün, Osman Cemal, bir takım eski darbımeseller uralanmış. Dikkatle okuyunca, hepsinin de, günlük hâdise - | lerden birini ilade ettiği gi ze çarpıyordu. Kendisini göre düm: «— En kuvvetli siyasi ma» kaleyi yazmışsın, dedim. «— Tabil ,dedi, çünkü bü- tün siyasi muharrirler de, her | i gün mizah yapıyor, elimizden | ekmeğimizi alacaklar... KARANLIĞIN MODASI Karanlık, yeni bir takım modaların zuhuruna da se - bep oldu. Bazı bayanlar, pa- puçlarının kenarına — küçük | ? ampuller takiyor, karşıdan | gelen yolcularla, çarpışmak tehlikesini önlüyorlarmış!. Etrafa her zaman nur sa- çan bayanlar, zifiri karanlık- ta da bu işin kolayını bulduk- ları için, kendilerini tebrik e- derim. TARİHİ Karanlık geceler - başladı başlıyalı, belediyemiz, şu eze- lrşikâyetten de kurtuldu: «Mahallemizin filân so - kağı geceleri zifiri karanlık- tır Şimdiye kadar müteaddit müracaatlerimize rağmen, bir fayda vermemiştir .Sokağı - | mızin işığa kavuşması ve bir | fener dikilmesi hakkında alâ- kadarların nazarı dikkatini muhterem ga - | celbetmenizi zetenizden rica ederiz.» HOVARDALAR DİKKAT Vaktile, kadınlar — çarşaf, peçe altında :mken. hovare daların bı,mdın garip hâdi- Meselâ, pqını pısının önüne gelip de yüzü - ci bir köle olduğu ınqdıııı çıkar, zavallı hovarda “da, el- | leri böğründe kalırdı. Hovardalar, şimdi daha çok dikkat etmeli!. — | AHMET RAUF Sokaklar kararınca.. Aybaşından itibaren, sokaklar daha çok karanlık olacak. Işıkla - z maskelenmesinden sonra, be- lediyenin sür'atle yapacağı işler- den biri de, çok bozuk kaldırımla sokak ve caddelerin, yaya yolcu- lara çelme takzp düşürecek kadar derin olan çukurlarını, tümsekle - rini düzeltmektir. Bu iş için de, mahalle bekçileri muntakalarını dolaşın her sokağın vaziyeti hak- rebilirler, | xmıt tenekeeller aranmaktadır. Şeh « kında alâkadarlara malümat ve - | vi: ) F —29 ? inci “TEŞRİN l!. Yeni bir kanun Sulara karşı halk mü- kellefiyetlerini ve tek- mil su mevzularını havi bır kanun yapıldı | Bu işlerimiz için bim bir kantın harırla- | nunlı bilhassa köylerimizde tarla ; amak, su mecraların | tk Kibi sık sık rastlanan | ar ve davaların da önüne | | sıfları ve su mükellefiyetleri'ayrı ay-| lardan bataklıkların kurutu! Rası, larm ve su yollarınin iyi muha- faza olur'ması, tahriblere karsı halk mükellefiyetleri, nehir ve göllerde seyrüsefer. kı Teste ve saire vıakll- içme suları ve saire hak « kında yeni esaslar da bu kanunda birer gösterilmektedir. imler de veni lâ âvihada adır Kanun bügünler - de Büyük Millet Meclisine verile- cektir. — — Hukuk Fakültesi gençlerinin içten bir alâkası Üniversite hukuk fakültesi genc- lebeleri 3ö lira D0 kuruş; üçv.mcu hçleri 80 lira 75 kuruş, ve £ Öncü gtf mensupları da «25» li Ta «50> kuruş vermek süretile 399 lira 91 kuraşa baliğ olmuştur. kurulmustur. Fakülte dekamt profesör Ali Fu- at Başkil hukukcu gençlerin bu sa-| mimi ve icten tezahür ve alâka - larına alenen tesşekkür etmiştir. —— Açık iş ve memuriyetler Ankara vilâyeti zirat mücadale müdür-. tüğünün dosya işlerine vi ve fotograflarını meakür mü. düritğe günderip kânunuevvelin 2 'inci pazartesi günü yapılacak olan imtihana gitmeleri feabetmektedir. Ankarada as- kerl fabrikalar marangoz tabrikası mü- gürlüğü askerliğini yapmış iyi teker- dekçi ve sraba demirelsi aramakta - dır. Mezkür marangoz fabrikasına mü- racaat olunmalıdır. Şehrimiz belediyesi okuyup — yazma bilenlerden 25 - 45 yaş arasında bu - dunmak şartile aylık elli İra Ücretle elli tane fahsildar alacaktır. 18 ktnu- nuevvele nıdar belediye relsliğine mü- Güzrük ve İnhisarlar — Vekkiletinin | 70 Jira asli maaşli neşriyat müdürlüğü 1 | mü akşamına kadar müracaa! etmelidir- Yer, İmtihan vardır. Kırıkkalede çalıştırılmak üzere 1 inel| BÜRHANCEVAT Tü'nisanlılık devirlerinden bu- güne kadar gecen hayatlarını bi- nlattı. Fakat Cahit bu söylenenlerden hiçbirşey anlamı- Hyordu. - Nihayet jale yerinden fırladı, * Cahidin vıkn!.nı tuttu, haykırdı: Cahitt. Cakiti, Cahit!.. Cahit bi salladı: atölyede ııu.,z.ııwuı resimler o » nun resin dir, Parmağı ile duvarlardaki etüd- — Cahidi çok beğenirler. Hak buki basit peizajaın kıymeti yok- tur. Knokiden ibaret, Halbuki re- Kui 2 ı KÜÇÜK HABERLER l ). V VA C I Filezofu Kulakları çınladı mı? Hürriyet için, tâ, Paristeki jön Türklerle beraber çalışmış mü - nevver, ateşli ve tecrübe görmüş bir dostum, geçen gün — vapurda bana dedi ki; «— Türk matbuatı benim iste- diğim kadar heyecan ve hassasi « yet gösteremiyor. «— Neden?. *— Siyasi pelemikde tayıf, e taklarda censiz, hücumlarda sis- temsiz, feveran ve asabiyetlerin - de devamsız gürüyörum. Bu hükmü nereden çıkarı - ayım: Gecenlerde, ken- , dini bilmez. bir. Bulgar — ga- zeteci, Edirnen'a, Soiy k iyi göründüğünü, Bulgarların â- deta Edirneye doğru ucımak iste- | diklerini, uradaki mesafenin pek yakın olduğunu, garip bir eda ve favırla Mir gazetesinde yazdı. Bu küstahça yazının, Türk matbua- tında nasıl bir akis uyandıracağını merak ederek, gazeteleri dikkatle takip ettim, Bir iki cevap oku - dum. İçlerinde çok- güzelleri var- dı. Fakat, bunları kâfi bulmadım, *? ve hafif gördüm. Duha şiddetli, daha sert, tabiri marufile, daha okkalı cevap vermek, Türk mu- kaddesatına dil uzatmak cür'etini gösterenlerin haddini daha kes - | kin bir tarzda bildirmek lâzım. Dostumu wrun müddet dinledik- fen sonra, kendisine şu suali sör- dum: «— Siz olsaydınız, nasıl cevap verirdiniz?. Ha, ben mi, dedi, bak, dinle.. lepsini dinledim. Fakat, onun süzler'vin hepsi de, kanunların suç addettiği en yakası açılmadık kü- fürlerdi. Mir gazetesinin aptal muharri - rini düşündüm. Acaba, kulakları çınladı mı?, REŞAT FEYZİ aa Diploma almağa talip 40 ki- şiden 13 kişi kazandı fek mektep sehadetnamesi almak üzere Cağaloğlu 1 inci ilk mekte- binde açılan imtihana vatandaşın Rirdiğini di tak. Bunların imtihan neticeleri de dün belli olmus ve ancak 13 ünün kazandıkları anlaşılmıştır. Diblo- maları 10 gün sonra verilecektir. Şubatın son baftasında yapılmak üzere yeni bir imtihan daha acıl- mıstır. Yaş kaydı yaktur. * Yeşildirekte — oturan 13 yaşında Zehra isminde bir kadın komşusu ha- mal Cumatın teoavüzüne Uğramış ve yakalanııştır. Dün adliyeye — verilen Cuüma tevkif olunmuştur. 4 Yakmda Finlandiyadan 1 milyon Mralik mal gelecektir. İsviçre ile de tl- cari müzakerelere başlanilmiştır. ir Karadenizde kaybolan iki n den Şükranın battığı maalesef tahak- kük etmiştir. Deniz Arslan motörü ise | Kefken sdasına iltica ederek kurtul - muş ve Şükran metörünün bütün mü- rettebetini da kurtarmıştır. we Altın dün 24,25 liradan muamele görmüştür. & Carşamba pazarında Vedide ismin. de bir kizi çantasını kapan 16 yaşında, İbzuhün isminde biri İle İbrahimin çacıtayı verip kaçırttığı Ahmet yaka - Kannışlar ve 6 şar ay hâplâ — cezasına | mabküm olunmuşlardır. e Belediye iktısat müdürlüğü teftiş kadrosuna yeniden 10 müfettiş İlâve olunacaktır. kâleti dün vilâyetlere Terek Muhtaç atker işine ehemmiyet ve- rümesini ve fakir #ilelerin şiküyetle- Tine möydan bırakanların tecziye olu. nacaklarım bildirmiştir. deri ifade etmelidir; #öeşeriy etin huyallerini hakikat gibikmeydana koymalıdır. Ressamlık — vazifesi, beşertyetin” ruhunu — yakalamak, fırçasfllin ucile o rüha Tenk ver « mektifl'İdeal budur. Halbuki Cae hit Yaman yer vüzünden ütesini göremiyor. Bunu ise fotoğraf da- ha iyi yapar, San'at görünmiyeni göştermektir. * Herkes gibi hayât süren bir İnsan giğler, gelir, yer l | | | çer, hazmeder, uyur, gefcs al tiyarlar. Yaşamaz. Cahit Yaman | gibi. İstidadi var. Fakat bence kıy- meti yok. Cahit Yaman, kendinden kendi eserlerinden bir y dan bir Ca- Si hayaller, isini görür gibi o yod du Şu a nda karşısındaki Ca- ekildi. Birden- , hem sevinçli bir lı: Bir plâj tesini görmüştü. Kumlarda yatan | dört kişi vardı/anası, babası, ken- | disi ve o. — Ada! dedi. Evet, bu Yürükali plâjı idi. E- dile resmi Cahide ç österdi, hatı- rasını canlandırmak ümidile tek- tar ettir — Adal, — Kötü bir peizaj; beni alâka- dar etmez; san'atla alâkası yok. jalenin gırtlağı düğümlendi. artık burada durmak istemiyordu. Boğulacaktı. — Sizi rahatsız ettim dadi. — , Cahit yeni yapmakta olduğu res- min önünde bir perde gibi duru- yor, onu kimseye is - temiyordu. — r.hemıyeu yok diye cevap :.ehadct parmağını şekağina da- yadı: — Botim eserim bureda! de -. | Geğildi ki, deliler iyileşirdi BEKLENM Ahşap Binalar Koridor, sofa veya odalarda ateş yakıp yemek pişirmek bele- diyece — menedildi İstanbul belediye hudutları da- hilinde mevcut büyük ahşap bina- ların yaknız bölük bölük veya kat kat kiyaya verilebilecekleri, ların oda oda & kararlaştır! nulan yeni hükümle, her bölükte veva her katta zemini ikarosimen döşeli veyahut da sap cimente sıvalı birer mutfak bulu- naceklır. Bu sert yerin3 getiriln Li takdörde binanın zemin ka - kârg:r bir mutlak ve camaşırlık bulunacaktır, Koridorlarda, #ola ve odalarda yemek gisirmek. ateş yakmak, Ha in ile de verçek pişirmek, ça - masır vıkamak süreti — kat'iyede menedilmiştir. Hilâfına hareket edenlerden para cezası alınacaktır. n İki nişadır muhtekiri yakalandı Ahmet Alagöz isminde bir tü carın Sivasta beher kilasu 200 ku- Tuştan satılması icap eden nışa - tan sattığı haber ülınmış ve tev- kif edilin mahkemeye veri'miştir. Yine Sivasta Attar R oğlu zaşadır ve kalayı farzi sattığından adliyeye verilmiştir. Hıfzıssıhha Enstitüsü Hilassıhha enstitüsü b roktörlüdüne 2 inci müdür sör Dr. Server Kâmil Tokgüz tar yin olunm ve MAHKEMELER İKurnaz yankesi- cinin çarptığı kurnaz Musevi «Giresunlu» namile maruf sa - bıkalı bir yankesici dün Galata - dan geçerken Bensiyon isimli rinin ceketinin cebini jiletle kes- miş ve bu esnada cepte Bulunan bir 10 liralık da ortasından kesil- miştir, Yankesici yarısı Bensiyonun ce- binde kalan bu parayı hemen Mer- kez Bunkasına götürmüş ve; t— Bir yankesici cebimi kese- rek bu paranın yarısını aldı. Bu kısını cebimde kaldı. Değeri ne ise weriniz!» demiştir. Eksik ve kopuk paralara Cum- huriyet Merkez bankasınca muay- yen bir tarife mucibince değeri verilmekte olduğundan gişe me - muru bunf şefine götürmüş ve Giresunluya: «— Muamele tekemmül edinciye kadar bekleyiniz!.» demiştir, MİYEN BİR M! Ü'RACAAT İşte bu sıralarda kurnaz Ben- siyon da telâşlı telâşlı bankıya gelmiş ve: «Bir yankesici cebimi keserek bu 10 liralığın yarısını al- dı. Elinde kalan parça bu.. Eğer yankesici de benim gibi gelirse yakalavınız ve bu parça'kaç lira ediyorsa verdiniz. lütfen!.» de - miştir. Memur Giresunlunun hiç beklemedizi bu müracaatla de - minkinı karşılaştırınca numarüala- rın ayni olduğu görülmüş ve polise telefon edilerek iki müraraatçı gelen bir memura teslim olun « nuştur. Neticrede Ciresunlu tev- Kif edilmiştir, ——— ——— ——— Ve biraz evvel ifadesiz bakan siyah gözlerde bir simşek çaktı, Rözbebekleri parlâdı. Sevinçle: — Bür Diye tekrarladı.. jale yürüdü, ka- pıdan çıkarken baktı. Cahit tek- rar paletini fırçalarını almış, ese. rinin başına oturmuştu. —-İ— JALE YAMANIN VAZİFESİ jale verişan bir hakle odasına” indi ve tekrar zihninde bir istif. ham çizildi; — Kacacak “müydit Külacük maydı? Doğruyu Söyliyerek ava- sile babasını kalblerinden mi vu- Yacaktı? Bir deli ile yaşamağa rar zi mi olacaktı' Delit. Cahit sahiden deli miydi? Cahidin konuşmasında, yapmak- ta olduğu resimdo delilik alâmeti görülmüyordu. Fakat sabit fi - kirli dellerde bu sabit fikirleri üzerinde mani bulunma - diğım dâ duymuştu. İlem delilik zıyn)ubm tödavi | göndermek imkânsızdı. Çünkü cc- 25 | da, avlu veya bahçede zemini | aX No: 10 Yazan: | RMI'Wİ YAĞIZ "Deniz Fedaileri Tabü bu vasıtalarla asker, harp malzemesi, Trablusa ) cephane nebi bayrakları bu kabil hamuleyi almadıktan başka, aldıkları tak - dirde de İtalyanların müsadere- sine maruz bırakacaklardı. Saniyen İstanbul - “rablus deniz di ve muhafaza et - zumu olan küvyetli bir donanma da henüz Osmanlılar ta- Yafından teskil olunmamaş, yıllar- danheri çalışan İtalyanlar Osman- hılarla silâhli bir ihülâf halinde Akdenizde Osmanlılara karşı hâ- | kimiyeti elde tatacak kuvvetli fi- lolar ve donanma vücude getir - mişti. Vaziyet çok feci ve çok gülünçtü. Bir tarafta mühim miktarda harp | mülzemesi stoku mevcut olduğu halde Osmanlı İmnaratorluğu ken- di ihmali ve hatası yüzünden bun- ları tehdit edilen vatan parçasın- daki kendi kuvvetlerine göndere- miyordu. Manmafih İttihat ve Terakki partisinin elemanları, İtalya ile Babıâli arasında notalar teatisine başlanmadan evvel Trablusa mal- zeme ve kuvvet göndermek içimn bazı tedbirlere müracaat ettiler, Harbiye nezaretince fikirleri se- rularak bu mıntakaya gitmek isti- yen subaylar, ufak kıt'alarla bir - likte sivil giyinerek tüccar unva- | nile eenebi gemilerine biniyor, | Trablusa gidiyorlardı. Ayni vasıta ile cüz'i cephane ve silâh da gönderiliyorsa da mevki- in şiddetle ihtiyacı bulunan top ve top mermileri ancak karadan, Mısırdan dolaşarak Bahriahmer tarikile ve tapkı sağ elin caseden dolaştırılmasile sol kulağın işaret edilişi gibi uzun bir yolla sevko- âıııııık mecburiyetini arzediyor- u, 16 eylâl 1927 perşembe günü Ba- büliye verilen İtalyan notası ve müteakip hâdiseler gerek kabine- yi, gerekse Osmanlı efkârı umu - miyesini altüst etmişti. Akrabaları bu mınlakada bulu- manlar, telgrafhanelere kaşuyor, orada bulunanları İstanbula da - vet ediyorlardı. Meelisi meb'usan, nola verildiği zaman gizli bir celse yapmış, hü - kümetten Htalya ile Osmanlı im- paratorluğu grasındaki hâdiseler | ve Trablus meselesi etcufunda isti- | Zahlarda bulunmustu. Meb'uslar hükümetin Trablusa İAVRUPA — HARBİNİN İYENİ MESELELERİ Gümüş kale.. Yazan: Ali Kemal SUNMAN | — Yunanlıların muvaffakiyet sa - | hası genişlçdikçe genişledi. Görice düşürüldü. Ondan sonra Ergiriye sıra gelmiş oldu. Devam eden bu muvaffakiyetlerin ehemmiyetin « den uzün uradıya bahsetmek za - ten besbelli alan bir keyfiyeti te- rar etmek gibi olur. Fakat bugüm Yunan ordularının ilerlemekte ol- ruğu yerlerin eskidenberi haiz ol duğu şöhreti de avrıca kaydetimek mevsimidir. Arnavutluğun o yer- leri tarihin vekayii ile de kendi- lerini hatırlatmaktadır. Bugün kea dixinden o kadar bahsedilen Ergiri eskidenberi tanınmış bir yerdir. Osmanlı imparai nun idari taksimatına göre bir zamanlar Yanya vilâyeti sanca! rini seşkil eden Ergi: cesaret ve fedakürliği ile gayret ve faaliyeti ile tanınmıştır. Eski ismi Yunanca Argyrokastro - Gü- müş kale - olan bu yerin adı son- ra sadece - Ergiri - şekline gir - mlşti. Sultan Mahmut zamanım - daki Tepedelenli Ali paşa gitgide nüfuzunun dairesini genişleterek buraları hükmü altına aldıktan sonra Arnayutluğun istiklâli da- vası da ortaya çıkıyordu. Fakat bir asırden fazla bir zaman geçen © devri bir tarafa bırakarak nis- Türkiyeye ı..m müşkülât mak istemedikleri görülmüştür. Hattâ bilâkis Arnavutlar o zaman Osmanlı imparatorluğu ülkesini müdafaa için düşea vazifeyi tamamile Haya azmet - mislerdir. Lükin Türk - har- binden bir sene sonra aktedilmiş elan malüm Berlin muahedesile bir çok serlerin Arnnvutluktan a- _l)mlnk yeni ll eden mük - HEkil Si b KB OSMANLI - İTALYA HARBİNDE TRABLUS- GARB B Ve ADALAR MUHAREEBES! Vazıy 3t çok feci va gulunç ne suretle imdad göndereceğini sö- Tuyorlar, buna kat'i cevap vetrile- meyince müzakere münakaşa ha- lini alıyor, bilhassa Trablusgurn meb'uslurı hararetli bir lisanla he- çatlı hitabeler söy! İşte © günlerde, sadraram İbra- him Hakkı paşanın boyhude maları, kayretleri bir nülleo ver- miyor, hâlâ sulhun devamını te - min etmeğe uğraşan hükümet çok müşkül bir vaziyette bulunuyordu. Bütün bu hâdiseler, kabo: ecnebi bayraklarında — oluşundan doğüyordü. Osmanlı imparatorlu- gunun kuüvvetli bir donanması mevcüut olsa, hiç almazsa kendi is- kelelerinde ticari emniyet denıl»- cek mahiyetteki kabotaj kendi sancağında bulunsa, 'l'ftb lusa daha bu hâdiseler növe ha - linde iken kuvveti teksif etmek, yeni kıt'alar göndermek, mevcut istihkâmları takviye ctmek im - kânları elde bulunacaktı, İtalyan notasına verilen cevap Roma mahfillerince itiraz nok - tası bulunamadığı için surela ka- bul duı.ı; gibi göründü . bütün faaliyeti hıblıı- yeni hüdiselar çıkar - mağa inhisar etti. 12 eylül günü İtalyan karakol- larile Trablusgarp gümrük me - munları arasında çıkan bir hâ - dise büyültülerek halif tertip bir çarpışma ile nihayet bulunca Ro- T avazı çıktığı kadar bağırmağat — İşte, Osmanlı hükümetinin İtalya krallığının notasına ver - diği cevapta gösterdiği teminatı beyhudedir. Her fırsattan istifade eden Osmanlı memurları ulacık bahanelerle İtalyan memur ve tüc- carlarımı tazyik etmek yolumu tat- mauşlardır. Yeni hâdise bunun bir delilidir. arlık Trublusa filen tecavüze de karar vermişler ve bu kararları- ni icra mevkline koymak üzere Babâliye ikinci bir nota vermeğe Türzum görmeden 16 eylâl 1327 - 20 eylül 1911 - çarşamba günü İtah ya sefiri yirmi dört saatlik müh - letle bir ültimatom dayatmıştı. Artık işi hiç bir cevapla geçiğ- tirmek imkânı kalmadığı bu ülti- matomdan anlaşılıyordu. Ültima- tomun metni aynen şu idiz Vesika: 1L (Devamı var) rildiği görülüyordu. İşle o zaman «Arnavut birliği» teşkil edilmiş ve memleketlerinin hiçbir parçasını şuna, buna, ortodoks hıristiyanla- Ta vermek istemiyen, Osmanlı im- paratorluğundan a) rAZI olmıyan müslüman ve katolik Ar- navutlar gayrete gelmişler, filem mukavemete geçmişlerdi. Bununla beraber bu rukavemel müddelen tistn elan Sırp kuvvetlerini çak meşgul etmiş ise ge nihayet ma- lüm muahedenin gösterdiği yer - ler yeni sahiplerine bırakılmıştır. Karadağlılar ise alacakları yer- leri pek zorlukla alabilmişler, Ber- Tin muahcdesine imta koymuş olan © zamapıki *düyeli muazzama» nn Hituf ve inayetini rica ederek ye- ni araziye sahip olmuşlardır. Ta- ribin bu safhası acıklıdır. Arna- vutlar memleketlerinin böyle tak- sime uğramasını unutamamışlar- dır. İşte #Arnavut birliği» diye Avrupalıların kitaplarına da geç miş olan mukavemet teşkilâtına * merkez olmak itibarile de Ergiri şöhret kazanımış bir yerdir. Bugün Yunan - İtalyan harbi- nin girdiği safhalar dünyanın na- zarı dikkalini harp harekâtının cereyan ettiği Arnavutluk sahası- na çekmiş oldu. Arnavutluk otuz seneye yakın bir zamandır müs - takil bir siyasi teşekkül olarak vik vude gelmek isterken türlü sar - sıntılara uğramış, nihayet İtalya- nin vesayeti, sonra da tamamile hâkimiyeti altma girmiştir. Arnavutluğun müstakil bir dev- Jet olarak kalmasında komşuları « mın, bilhassa — Yugoslavyanın ne kadar alükadar olduğu Tesbellidir. Buna rağmen 39 iİlkbaharından beri Arnavutluk İtalyan işgali a tına alınınca ba emrivakii tasdik etmemekle beraber herhangi bir müdahaleye imkân gören yokta. Lâükin vekayiin aldığı cereyan pek başka türlü elda; İtalya tarafın- dan Yımanistana taarruz edildi. Yunanistan kendini müdafaa edi- yor, Bu müdafna pek muvallfaki- yetli oldu. Harekât sahası da A navutluktur. Bu istikbal Arna - yutluğu tam l İBulgırıstın'ın n | Yazan: Ahmet Şükrü E? Küçük devletlerin - üdlü Pa iltihaklarını temin içiti | | devletleri tarafından arruz bir türlü inkişaf © Malümdur ki Bay Hi ya dağlarına kadar yaptığt ile başlıyan bu taarrttz, F"' panyanın ve Fransanın, #ÜĞ Bulgaristan ve Yügoslar T ÇŞ olmak üzere bütün î.ıım le mih vere iltil sini istihdaf etmekte İdi bükümeti, prensip .m:ıxı" ya ile işbirliğine taraftaf beraber, herşeyden — COSÜN gartlarının mahiyelini .ııı' istedi ve Almanya da karşı mttendele devasi Şi haf sülh şartlarını ta) bit edemediğinden but ıııı"", ya düştü. Şarki Avrupaya politikası ehemmiyetle Ünerlede durmuştari ıml"" ve Bulgarfstan. mıvm taarrazunun muvaffa! bu sırada İtalyanın Yunanlılara _ınıı' mın bazı küvvetli cüzütar hasara uğramasıdır. !M ması, Yugoslavyı ıuı zerinde tesirlerini ay evvel tereddüt gösterti ,’ lavya mihvere iltibak iÇİ Bundan sonra maihver Pi Bulgaristanla meşgvl İ şafı bakımından bir talibsislii İ Tarantoda daİtalyan Tada ve denizde hezimelt g teklifi reddetti. ladı. Bulgaristanın mil' ,. sempatisi olduğu lümdur, Fakat Bulnfll"' taraftarlığına sürük u"" ni nizamı kabul ederek iltihak etmelerine cagci Mpileki mektedir, Çünkü Bul nin siyast istiklâl ma-'"/ derece hassas olduğu Malümdar. Bulgeristarın vaziyetllii ani tebeddülün manasi ll _trlilu müzakı y libı hbnlulı, an ıı...ı:..ıı wnk;“ Sofyadan geçen Sov: Bulgar devlet ılııılıd" ları temastan istidlal etmek kündür. ıruı.mıı Aııl' yan kaynakları Bulgar hine söylenen .ıııuıı’ mihver namına n' S lerden bahsederken, TES da bu müzakerelerin batk? Tipa az dikkate lâyik oı-ıı' ,,/ larını makletmiştir. T! ma göre, üçlü pakla ıl kası, Bulgar meelisinde ,d ıeı.ıı tenkit edilmiştir. bu. baberli J,.ıl' istical ıdılıı-ul yve de neşretmesi, ı.ıııld' dır ve daha manalı olâP Bükreşe gitmekte olan ’j yetinin mes'ul Bulgar tıkları gürüşmedir. BU ’J Sovyetlerin Bulga: ledikleri malâm ı'uıı—y f' Gerek meelisteki di ı:ı: s.:::îı:rıı 'b:ıı '/' sürüklemek vartadet yakın ü mal eçi '”'ı ten bu devleti ııuıuııı#’"ı. Bulgaristen için olduğu küydedilecek bir karari raber, herhalde uh'::—. kın slâkaları, Bulga! slenebilecek bir pulıll kan sulhu için de Hepimizin el Yugoslavya ve Yunanislafi L ——— _,.,,.gf N