2—8S0ON TELGRAF-İ ? inci TEŞRİN 1910 HADİSELER KARSISIN ng Ex vela, üç gün dinlaunıııuııı -| dir. sonra, bir haylı kahve iç— miş, şeker yemişsinizdir. Sa- lisen, birçok el öpüp haytr du- a almışsınızdır. l yalınız iki gün bayramda ne- | fes alabiliyoruz. Soıı posta refikimizin sekrete- ri geçenlerde, şöyle bir ser- levha koymuştu: «...Bayra- mn kutluladır en çok sinirime dokanan Türkçe yalnışı, şu talihsiz akutlamak kelimesi üzerinde yapılandır. Malüm | olduğu veçhile bu kelimenin | aslir kutadur. bundan mas- | t Yaplinca, kutlamak el | BİRİNCİ DEGİL İKİNCİ Büyrüm gönleti gküü Kınl” ay gazetesinde Tülha oğlu zade de muhıriı-liiı özenmiş.. | Bir Serlev- yazısını | hası şu idi: «Yıldırım harbi- nin yediği ilk darbe: Yunan | mukavemeti.» Yavrum, yanlışın var: Yu- nan mukavmeti, yıldırım har- binin yediği ilk değil, ikinci | darbedir. Birincisi, İngiliz mükavemet ve müdafasıdır. Unuttunmu, Biritanya adası- ni 15 ağustosta yıldırım sür- di?. BÜYÜKLER Kızılay refikimizde bir röpor- tajın serlevhası şöyle idi. Yalnız çocuklar değil, bü- yüklerde eğleniyor.. Ha, şunu bileydin.. bütün bayram, — şehrin — muhtelif semtlerinde ziyaretler yapmak | için, saatlerimizi, tramvay- larda, vapurlarda, otobüslerde bep eğlence ile geçirdik! AHMET RAUF Vapur, tramvay, olbüos, bütün umumi nakil vantaları, bayram günlerinde intizemanı bir kat dahe kaybediyor. Cünkü, alâkadarların alâkamı, bayram dolamsile, azah - vor, Halbuki, böyle günlerde halk daha cok sokaklardadır. Alâka bir misli arttırılmalıdır. Aksi oluyor, izdiham fazlalaswor. Böyle gün - lere ııılııu tertip ve tedbirler al- mak lüzim. BÜRHAN CEVAT | kanun lüyihası hazırlanarak Büyük Yeni bir | tedbir — Kadıköy tramvayların-;| dan bir kısmının kışın İstenbula geçirilmesi tetkik ediliyor | İstanbul ve Beyoğlu cihetlerin - de bilhassa kışın fazlalatan volcu kesafetini azaltlmak için veni bir tedbir düşünülmüstür. Bu tedbir; Üsküdar, Kadıköy tramvaylarının | bazı arabalarını kışın İstanbul ve Beyoğluna geçirtmektir. Bu meve simde bühassa — Kadıköy - Moda, Kadıköy - Bostancı arasında yolcu-| lar azaldıından mezkür iki hattan bazı ârabaların bu vakaya seciril- mesi imkânı tetkik olunmaktadır. BİR KANUN HAZIRLANDI Diğer taraftan — vakıflar umum müdürlüğünün Üsküdar - Kadıköy halk tramvayları sirketindeki his- #esinin şehrimiz belediyesine dev- | Tolunması kararlaştırılmıştır. Ancak kararın — Büyük Millet | Meclisinin asdikine iktiran etmesi icabettiğinden bu hususta bir ka- nun lâyihası hazırlanmış ve Moc- lise verimliştir. Lâyiha bu hafta görüşülecek ve o vakte kadar da bu yeni tedbir tetkik edilerek mu-) vafık görülürse bazı arabalar Ka- diköyünden buraya geçirilebile - | gektir. P aR İ BERİN Azkeri eşhasın hukuk davaları ve kira hakları Selerde ve hazarda bilümum as- keri şahısların hukuk davalarının masıl görüleceklerini tesbit eden ve bu kabil vatandaşların kira«hak- larının da karunması hakkında bir ,kanun lâythası hazırlanarak Bü- yük millet Meclisine verilmiştir. od ğüdadi İsveçten gelecek - şimendifer levazımatı İsveçe sipariş edilmiş olan şimen- difer müteharrik — levazimatının memleketimize itballeri müdde - tinin uzatılmasına lüzum görül - müştür. Bu münasebetle bir kanun lâyi- hası hazırlanarak — Büyük Millet Meclisine verilmiştir. Hava taarruzlarına karsı korun- mma kanununa ek olarak - yeni bir Millet Meclisine — verikmiştir. Bu hıf'-l mecliste müzakere edilecek- m:ı taraftan şehrimiade siper | ve sığınak yapma mecburiyetin: | yerine getirmiyenlerin tecziyeleri | için kazalarda icabeden kontrol - | lara baslanılacaktır. — | AA Ziraat enstitüsünün B inci yıl dönümü Ziraat enstitüsünün kurulusu - nün 8 inci yıldönümü; arife gecesi Ankarada tertip olunan bıl)ukbır törenle kutlulanmıştır. Enstitünün büyük salonunda vn pılan bu oplantıya şehrimizden de | müteaddit mezımlar ve ziraatçiler gitmişlerdir. —.—- | “Adanada yeni askeri hastahane Adana 3 (Son Telgraf) — Seh- rimizde Dilberlersekizinde inşa e- | Tunan büyük ve modern askeri has- tane binası merasimle acılmıstır. Adanamız bu yeni bina ile kaymetli bir sahhat mücssesesi daha kazan- amış olmaktadır. (Eilezofu Bayramda gazete hasreti Bavram günlerinde Kızılay ga - zetesi çıkar Bu gazetenin yazılması,| cizilmesi, tertibi. tab'ı açık eksilt- meğe konur ve Babtâlideki mües - | geselerden hangisi, fintı kırarsa, bu | iş, onun üzerinde kalır. Bu bayram, bu götürü is 'luuı'. gördük. K tü, mürekkebi kötü, makinesi kötü,| tertip kötü, tab'ı kötü, mise enpa- zesi kötü idi. | Sahifelerin plânlaştırılması de- mnek olan — mise en paze'e kadar, saydığım diğer bültün kusurlarını-| hos «örüyorum. Cünkü, gayet u- cuza mal edilmek gayesile, bu is, bittabi bu kadar yapılabilir. Fa - kat, ya, gazetenin cıkarış tarzına me diyelim?. «Kızılay» şimdiye ka-| " dar, asla bu derece kölü çıkarıl- mamıştır. Bu derece karalamaca, | doldurmaca gazete, Babıâlide asla | görülmüs hâdise dejğildir. Bu sekil muvaffakiyetsizliğin - den baska, bir gazetenin — meslek haysiyetini kurtaracak muhteva ananzarası da, bir o kadar fena idi. Dış haberlere ait aians telgraf- larım, Kızılay, adeta katre katre veriyordu. Her nüshada — mevcut dis haberler mocmuu bir. sütunu bulmuyor. bir gün evvelki nüsha- da ueşredilen telgraflar, ertesi gün bir daha mnulı.vurılu Hulâsa, bavram günlerinde, Kı- | zılayı takin a'l!rek dünya ahvaline | agâh olmak imkânı voktu. İki sene kadar oluyor. Peyami | Safanın, «Kızılay» gazetesinin ber-| batlığını haykıran bir yazısını ha- tırkıvorum. Üstadın. bu sefer cikmıyor?. ©eden sesi REŞAT FEYZİ | ——— e Küçükçekmece köprüsü başında yeni 'Topkapı - Silivri - Küçükçekme- oe könrüsü karsılaşma mahalli in-| saatımın vilâvetce vaptırılması ka- rarlaştırılmıstır. Bu işe 3000 lira sarfolunacak ve inşaata önümüz - deki hafta başlanılacaktır. SA bafta basienilecakter, — |KügÜK HABERLER |ı dunan tekmll Uclme şubeleri civarın- daki kasaba ve köylerde bugünlerde fazliyete geçecektir. w Sihhiye Vekâletince tesbit olunan yeni memba sulurı talimatnamesinin | tatbikine bugünlerde başlamlacaktır. w Corlunun kurtülüğ — günü şeker hayramının birinci günü — merasimle ter'it olunmuştur. Bu süretle güzel çor- ha üç bayramını birden kutlulamışlır. * Hatayda ekmeğin — kilesuna 8 10 kuruş, francalaya 13 kuruş ve şekerin Kilosuna da 38,40 kuruy azaml fiat kan- anuştur. W Kaptam, makimist ve çarkçıların imtihanlarına bugün deniz ticaret mak. | tebinde başlanılmaktadır. İmtihana 60 kişi girmektedir. *& Sirketihayriyenin TI numaralı va- puru dün Çubukdu önlerine geldiği va- kit yulculardan Tevfik oğlu Ali Rıza sarhoşlukla denize düşmüş ve kur- tarılmıştır. a& Şehir medlisi buzün saat 14 de açdacak Vali bir mwtuk söyliyecektir, 4 Bazı birahame ve içkili — gazino zahipleri alâkadarlara müracast ede- rek bardakla şarap salışının tabvilimi ts. temişledir. e Fotograf malzemesi ve resim kâ- hırsızlık ! Bir çok mezarlıkların demir ve taşları gece- leri sökülerek satı'ılıycr! Son günlerde — mezarlıklardan taş ve demir aşırmak gibi garip bir çoğulmakta - daha ziyade Topkanı, Edirnekası ve Evüp me- zarlıklarında tesadüf olunmakta- dır. Eyüpte Sahsultan tmezarlığın- ÇoK mezar taşı kavuğu kalmıştır. Edirnokapı mezarlığında da bazı parmaklıklı mezarların zincirleri #ökülüp götürülmüştür. Hırsızla « rın bü tas ve demirleri kilo ile sat- tıkları anlasılmaktadır. Alâkadar- lara bunun men'i için emirler ve- vE NWNAFKEMELER Çocuğunu boğup, 3 halâya atan genç kadın! WHer duyanı nefretle ürperten bir hâdise birkaç gün evvel Ada- | mada cereyan etmistir: Actanada İstiklâl mahallesinde oturan İbrahim kızı Serife isminde | 10 yaşında hâmile bir kadın birkac gün evvel doğurmus fakat komsu- lar doğumdan sonra cocuğun sesi- ni işitmez olmuşlardır. Serifenin kocası bulunmadığın- kazandığını esasen” anlamış olan komşular vaziyetten süphelenmiş- ler ve keyfiyeti polise bildirmiş - | lerdir. Filhakika biraz sonra eve gelen bolisler genç löhosanın çocuğunu görememisler; Şerifeyi valnızca yatakta bulmuslardır. Serifeye çocuğunu ne yaptığı so- rulduğu vakit evvelâ şaşalamıs ve bir şev söyelmemis, bilâhare; *— Ölü doğdu!.» demiştir. Cese- dinin gösterilmesi istendiği zaman da büsbütün bozularak: «— Halâya attam!,» cevabını ver- miştir. SÜD HAZİN Rİ Voclkün Cescdi haf idan çıkarılmış ve yapılan muayene - sinde ölü doğmayın; dünvaya ge- lişinden biraz gonra boğazı sıkıl- wnak suretile öldürüldüğü anlaşı!- anıştır. Şerife; bu hakikat kendisine bildirilince daha henüz soğumaPa baslıyan yavrusunun ölüsü karşı- sında kendisinden zecmis ve asabi! bir bubran içinde hınçkıra hınckıra, ağlıyarak sunları söylemiştir: «— Evet.. Onu ben öldürüp ha- lâya attım.. Çünkü seviştiğim bir gencten gavrimesru olarak kazan- miştim. Beni aldatıp herşeyimi ça- | lan alcak adama anne olduğumu, | bir yavrırmuz dağacağmı sevine - rak müjdelediğim ve artık — beni nikâhlamasını yalvardığım zaman ilk cevabı «peki> olmuştu. Fakat vadini bir türlü yapmıyarak beni yüzüstü bırakıp kaçtı!.. Bunu ha- ber aldığim zaman deli gibi ol - | det göçmişti. Nihavet kendi kön- | dime doğurdum ve Sini veren masunun duyunca her şeyimi Titreyen parmaklarımla boğarı sikıp öldürdüm.. Bir daha gık bile diyemedi yavrucak!.. mmes'ulü ben değilim.. Beni aldatın zehirledikten sonra kacan alcak - tırlr 'Tahkikata ebemmiyetle devam Son Telgraf'ın edebi romuz : 142 GÖZYAŞLARI Derler. Hemen sordum: — Parayı getirdiniz mi?. Kadın dik dik yüzüme baktı, sa- dece: Haarmefendi sizi kabul ede- cekler... Dedi ve. ilâve etti: — Böni takip ediniz!. Yürüdü. Ben de yürüdüm. Uzun bir koridor geçtik. Büyük bir salona girdik. O kadar büyük bir salun ki, Ha- nimelendiyi köşesinde bir bakışta gözlerimle bulup tanıyamadım!. ©O bana sezlendi: — Gel bakalım Ruhi beyi. Ve.. yer güsterdi: Oturumuz!. Mükammel giyinmişti. O mubr teşem €alonun içinde en zengin bir eşya, en zarif bir süs gibi du- Tuyordu. Oturdum, Kadife koltuklara kıyamadım arıltılhı kalılar izerine bas- 'e çekiniyordurm. Tekrar etti. Oturun Ruhi Bey... Üyle yumuşak, öyle ahenkli, birden kalbe akan, damarları tu- tuşturan bir sesi vardı ki hemon- cecik oturdum!, Bu bir şehvet hazzı, bir cinsiyet cazibesi ve.. onun itaati değildi. Bu, südece bir teslimiyetti.. Uysallığın ifadesi ve taslimiyeti idi. Zaten ondan ötesi de bende yoktu!. — Cigara içer misiniz?, Dedi. — kçerim.. muzları Nm'lı'.lıwk bu hrı)üı:lıın!hıınhhıiı muhteşem salonda, bu sonsuz zi- net ve süs otajı içinde ve Hanımefendinin karçısında olur- bu w mazi olabilsin. uman üzerinde içi çürümüş hafıza diye birşey yoktu ki hatıra Düşünmek, hakeme etmek, akla getirmek, bil- müktan bunalıyordum. Sokağa, | mek, tanımak... Bütün bunlar ba- duvar dibine, mezar kovuğuna a- luşan bir insan için bütün bu ihti- şam o kadar ağır, sıkscı, taham - Dedim. Bmıulnnımıı- na yabancı şeylerdi. İkinci sualine cevap verdim: — Tanıdım!, — Kimim?. Darülbedayi kapısında bana para veren Hansmefendi.. Dedim. Ve.. devam ettim: — Para vermek için bugün de Tışın kadın hemen cigaramı yaktı. | buraya çağırdınız!'. d O zaman Hanımefendi bu kadına Kayıtsızdım. Lâübali idim- Mu- döndü: — Bizi yalnız bırakınız!. Dedi . Ve.. yalnızdık. İlk sözü: — Ruhi bey siz niye bu hale aBai 'Ne oldum?.. Ne oluyorum?, Bunları ben bilmiyordum ki, o- na söyliyeyim. Hiçbir şeyi hatır- Tamıyordum. Bu, yeni de değildi. "Ne zamandanberi böyleydim. O- aşeret terbiyesini, konuşma usul - lerini kaybetmiştim: — Çok bekledim. Parayı verse- niz de gitsem.. Dedim. İlâve ettim: Başım hiç yerinde değil. Bir kotoş yetmedi!, Canım sıkiliyor.. Sözümü kesti: Kotoş ne? Dedi. Cevap verdim: — Esrar cıgarası., Hayretle sordu: Demek esrar içiyorsun? Başımı sallad'm, a bu suretle taşları kacırılmış pek | dan bu çocuğmu dayrimeşrü surette | ümitlerle avuttu. ovaladı. Sonra da| dum, Dava açmak için kanuni müd-| Bu çinayetin Garip bir | DÖNMIYENFILO Büyük Tarihi | Yazan: RAHMİ YAĞIZ | Ne. 31 Golyat zırhlısı nasıl batmıştı ? Düşman gemisinin verdiği ve yabancı çemilerle işaretleşiiçi za man kullandığı bu fleyşinleri bel- lemiş bulunan Muaveneti Milliye | güvarisi de ayni işaretlerle mu- kabele eiti. Bu urada da torpite endahi mesafesine girince bütün projektörlerini yaktı, bunları Mor- to Ünummn karanlık bağrında | sakin sakin uyuyan iri, dağ gibi zıtllıya çevirdi. Sonra lam yolla gemiye doğru hücuma geçli, eminin vard.yanları bu aada | bir hücuma uğradıklarını tarkct- tiler, Fakat artık çok geç kulın - Mats, İşişten geçmişti, | Ba vardiyanların birbirlerini | bile haberdar etmelerine vakiı kalmadan, hışım hizile Golyata hücum eden Muaveneti Milliyo biri ardına infilâk eden iki torpi- | loııuı dehşetli sesi sade denizdeki | il, boğaz sırtlarında- Lı dııı—r taraf kuvvellerini de ha- rekete getirmiş, birbirine nleş a- | çan iki taraf topçusu, karanlıkta bir kördüğüşüne girişmiş, 10 da- kika gibi kısa bir zamanda batan ve ancak; — Batıyorum!. Telsizini çekebilen Golyat zırh- hısı Karanlık limanda kara sulara gömülerek içinden ancak bir kaç kisi kurtulabilmişti. İ Vak'a mahalline koşan düşman destroyerleri sağa sola ateşle ma; hatlarıma kadar ilerliyerek bu cür- etkâr gece hücumcusunu, cesur Türk denizcilerinin hakikaten mil- li müdafan ismine lâyık olduğunu böyle bir taarruzla isbat eden mü- tevazı inkat muzaffer destroye- rini aramağa başlamıslardı. Bu büyük işi başaran Muavene- ti Milliye, Golyat sulara gömülür- ken boğazın Rumeli yakasına sı- vışmış, oradan Maydos, Kilidül- bahir, Kilye kıyısını takip edarek salimen Nâraya demir mahalline dönmüş, kıyametin üst tarafını e- rada arkadaşlarının tebrikleri a- rasında dinlemek fırsat ve zama- Allaşi ll adeakali. Ertesi sabah hücuma ait rapo- runu müslahkem mevki kuman- | danlığı kanalile nezarete arzeden Ahmet ve Lütfi kaptanlar Amiral | Özidem tarafından siddetli — bir şöyle çıkışarak iki muzaffer kahraman Türk denizcisini tahi etmek ve cezalandırmak istemişi Tefrika — Yaptığınız hareket hiç şüphe vek ki şayanı takdirdir. Çünkü bo- ğaz mıntakasını düşmanın — çok kudretli ve büyük ateş kuvveti taşıyan bir zırblısının tesirinden kurtardınız. Sonra ufacık bir desi- royerle muazzam bir deniz devi- ni batırmak kahramanlığımı gös- terdiniz. Evvelâ takdiriniz için nezarete bir muhtıra takdim edeceğim, son- ra da cezalandırılmanız için di - vanı harbe verilmenizi istiyece - i'ııı- 'nıııı Bonapartın süvari ku- larından Kont dö Nuncy ıııılığı gibi.. Buyurunuz!, İki cesur ve muzafler Türk sü- varisi dönerlerken bu tehdidin tesiri altında bulunu - yorlar, Bonapartla Kont dö N: €y arasında cereyan eden vak'ı hatırlıyorlardı. Hâdise şu idi: Bonaparlın İlalya muharebe - leri sırasında, süvari fırkaların - dan birisine kumanda eden Kont dö Nancy, harp meydanında, fır- kasile ordunun sağ cenahını temin etmek, burasını korumak vazife- sile tavril edilmişti. Harbin ilk saatlerinde Avustur- ya askerlerinin merkezden yaptık- ları hücumlar Fransız ordusunu | geriye doğru tazyike — başlamış, Fransızlar çekilmek meeburiye - tinde kalmışlardı. Sağ cenahta fırkasile enmiyet vezifesinde bulunan genç süvari kın yapacak vaziyette bulundu - ğunu gördü, Bunu Bonaparta ha- ber verdi. Fakat geri gelen haber- ci kumandanın şu emrini tehliğ e- diyordu: — Sakın yerinizden kımılda - mayınız. Ordunun sağ cenahile bir likte muntazaman geriye çekiliniz. Kont dö Naney evvelâ hu cmre itaat etti. Fakat bir saat sonra, düşman kısmı küllisinin takibe H, Avusiueyalların hen- di sol cenahlarımı örtmek, baskın hareketine mâni olmak için. hiç- bir tedbir almadıklarını — gördü. Fırkasile yapacağı hir hücum, mı hakkak surette by kuvvetleri şa- şırtacak, kirsert, kendi ordusu - nu kurtaracak, hattâ mukabil ta- arruzla galip düşman — hezimcte uğrıyacaktı. (Devamı var) AVRUPA — HARBİNİN İYENİ — MESELELERİ Galiplerle mağluplar.. Yazan: Ali Kemal SUNMAN Acaba mağlüp memleketlerde neler oluyor?. — İstilaya uğrıyan yerlerin daima arzettiği hal acıklı olmaktadır. Bu seferki harp urumn zamanlardanberi harp ne olduğu- görmemiş, nesilden nesile bu- Hu artık unutmuş olan öyle mem- leketler var ki bu seferki harp oa- ların da sükün ve huzurunu boz- tabilmektir. Fakat bu ııı-lı-krl— ler kolay kolay istiklâl ->vdasın- vazgeçebilecekler, bu millet- ler hemen kendilerini unuta vere- cekler mi?. Bu maksada varmak için galip tarafın muntazam bir msul dairesinde çalışacağı bes - bellidir. Lükin müstakil yaşamış, kendi halinde sükün içinde terakki etmiş milletlerin eritilmesi öyle kolay olacağa benzemiyor. Mağ - Yübun elinde maddi vesait olm- yabilir. Fakat bir milletin ruhu- nu yııııelı şourunu mahvetmek le pek de mümkün olmıyaca - ğını tarih türlü misallerle gös - termektedir. Bugünkü vekayiden alınacak misallere göre ise Norveçliler ol- sun, Holandalılar olsun kendi mı li varlıklarını muhafaza için son derece kıskanç davrandıkları vü lenebilir, Üstün bir kuyyete ğlüp düşmüş, memleketini is- tilâ altında görmüş bir millet için alınacak vaziyet ne olabilir?. Eğer galibin hoşuna gitmek yolunu tu- tarsa yasılır, milli izsetinelsini muhafaza ettikçe galibin de isler istemez hürmetini celbeder. Bu - mu vaktile Napolyon anlai Bir zamanlar Ayrıpaya hâkim olmuş, nice muharebeler kazan - miş olan Napolyon aşağı yukarı şöyle dermiş: Mağlüp bir millet Elılivılı elden bırakmamalı, dai- vakarını muhafaza etmeli. M Galibin her türlü iltifatma, ne dereceye kadar samimi olduğu da meçhul Tütulkârlığına karşı ihti- yatlı olmak, bunlara kapılmamak İâzım, Napolyonun sözünden bu mana. çıkıyor. Eğer mağlüp bir millet bu noktayı unutur, ihliyatı elden bırakırsa galip taralın gös- tereceği cali hüsnümnümeleve ça- buk aldanır, artık milli şahsiyeti- ni kaybeder .Yahut da hüsnümu- amele göstermeğe hiç lüzum gür- miyecek bir galibin şiddeti kar. şısında korkarak kendinden ge- çer. Hulâsa daima uyanık bulun- k, unutmamak, milli şahsiyetinden birşey feda etme - meğe dikkat etmek lâzım. Mağlübun daima vakarını hafaza etmesi de büyle. Kendis yenilmiş olduğunu, galip gelmek veya mağlübiyetin milletler daima olagan muvaffakiy Bkibetler olduğuny düşünerek b'r taraftan yeise kapılmamak iktisa şünecek, Fakat kurtu - inciye kadar, kendisi | İ olmadı- | rşı lan kurtulünciya kadur galiple dos! olmuyacaktır. Mağlü- bun bu hali ister istemez <alibin tini celbedecektir. Napolyonun e sözü doğru. Ar- tık misal aramak için azak tarih kitaplarına değil, ıuuı-u Avrü- panın haline bakmak kâfi, İA Amerika Avrupa hi "h Yazan: AIIEİ Amerika lllıY göre gelecek salı, mın birinci pazari her dürt senede bi Cumhurreisliği secitti * ,.mı& .gd" tanınmış olan Wi İlk aylar zarfında SS lesi, dahn çok hariti politik rinde toplanmıştı. partisinin namzedi, harbine karşı fatlâ bariş ekzüklü ilham elti yebileceğini DT I.ıl Aııunkıh::vd#fı' yavaş yavaş ceplie e gün her iki partinit harbinc karşı v.ııveut"w Tasa dımda lııılııım»ıı:c 2 — Mihver det bir harp hareketi ul-*“ .| Amerika'ya karşı derse, ınıılwrrheyl 3 — Fakat taarrüza V harp dışında ı.ılııl Bu vaziyete ıom delesi, New ı.ıı ıılı cümhuriyetçiler İse | meğe çâlışmaktadır! Rurvelt'e göre, ka'ya on dört bin etmiştir. Ve bunlar ayd mispetinde teslim kında bu rakam iblağ edilecektir. İngiltere on iki bin sipariş etmiştir. Bina' dere'nin mecmu siparisi bin tayyareye baliğ Anmerika tayyare fıh_:f__ı, günkü randımanı fayyaredir. Bu randıfi ni (umhurh.*ın ilâve yardım politikasına bak ettiği u.ıuııııııı:l:ğ bir seçim manevr vardır. set takip edebi Wilkie'nin, bali — G harbe iştirik etmek -'Yj güstern.esi de Wilkie evelki gü tukta bu kanantini ve Ruzveli'in nisan ”j Amerikayı harbe söylemiştir. 2 — İkinci bir Wilkie kazanacak ancak ikincikâmın eektir. Sekiz sene cümhurreisleri Tamabli Ati bür l_ yer iktidara ge de bu değişmiş böyle nâzik bir ehemi yeni cümhurreisi eski Üçüncü bir da çu söylenebilir ki Vi tereye yardımda rama taraftar ıh-*—'/ ıoul'“ salı günü” olduğundan Yani efkârıi Ji iazyıki karşısında A v LiTİZ stî?"'x SÜKBÜ Tkinciter h) tekertiL ir —- ııa“" tü BĞ | ŞÜt y SELE. « BETEE. FELİSKEEEFEZİT . *s "'“..,î_, .;r_;,'” vezlO) - aBi !_Z_fl'l'll[fl!!!!!ll!l! !?f,.ı. Keyleki, sebeb tathik etmek başkâ Rurzvelt "ılıuhıl' yük medeni cesaret | am olduğunu ııpf L Doııunu sü llılmlîlzıı Hepim ü “, |