e 2—80" TILGIA DA KARSISINDA — ŞON TELGRAF — ÖYLE ls: NE DURUYORUZ?. İstanbulda, son senelerde apartıman inşaatının yüzde 60 fazlalaştığı haber verili- yor, Çünkü, apartman kira- larına ateş pahasına. Şimdi, apartmanlar o hale golmiş ki, banka faizinden daha yük- sek kâr temin ediyormuş! O halde, ne duruyoruz?. Hepimiz birer — apartman yaptırıp kâr yoluna girelim. Ar yılında değil, kâr yılında- yız. OTOBÜSLERİN GÜZERGAHI lu yine değiştirilmiş.. Meyit- yokuşu ve Perşembepazarı tariki bırakılmış, yine Şişha- ne yokuşu, Bankalar caddesi tercih olunmuş.. Tevekkeli, otobüs durak yerlerinde saatlerce beklemi- yoruz. Ayol, bu köhne araba- lar, âdeta saklambaç oynu - yorlar. İşi gücü bırakıp, ıı - hirde otobüs mü arıyacağız?. TİYATRONUN LİSANI Dostumuz Selâmi İzzet Se- des, tiyatromuzun diline ça- | tanlara karşı ateş püskürü - yor. İsmail Hakkı Baltacıoğ- hu baltasını, Ulunay iftirasını | sahne dili üzerine bastırdılar.| Herkesin ağzı torba değil- ! dir ki, çekip büzesin! Tiyat- romuzdaki konuşma beğenmiyebilirler. Zaten uzatılan dili kim se- ver ki?, GİŞELERDE NÖBET!. Vapur, tiyatro, sinema gi- şeleri önünde nöbet bekleme- yip, öne geçmek iyenler - | den ceza almacakmış!. Halbuki, bizde, umumiyet- le, halk, nöbet, sıra bekleme- ğe alışıktır. Gişe önlerinde hakikaten bir sabırsızlık var- sa, hayret doğrusu!. Peki bu aceleciler, istida verip, dairelerde hiç mua - mele takip etmemişler mi?. AHMET RALF Muamele! Kadıköyündeki sular idaresine müracaat ediyorsunuz: — Evden çıkıyorum, suyu ke- Cevap şu: *— Bir istida yazacaksınız, pul | yapıstıracaksınız.. Bizce, bu kırtasi muamele ek- | giktir; mahalleden ilmühaber, po- listen hüsnühal mazbatası, doldu- | rulmuş bir sicil fişi ve salre de | istemeli ki «muamele» nin dört - başı mamur olsun!. BÜRHAN CEVAT GÖZYAŞLARI 'ETEM İZZET BENİCE — Camur.. Hist Camur. Dive seslendi. Aldırmamazlığa | zeldim. Tekrar etti: — Hey.. Ulan!. Ve bir nefes alarak devam etti; — Camüur buraya gel. Baktım. — Ne var?, Demeden olmyacak, göz ucile: — Ne istiyorsun?. Diye bir isaret verdim. Gözü- nü kırptı, parmağını kıvırdı: — Gel, Yanlarıneyrittim, — Otur bir tek at, Dedi, sonra kulağıma fısladı: — Bu gece bir konağı bosaltaca- ğız. Yahva şimdi seni götürecek. Orayı dikizliyeceksin. — Yapma, Elmne.. | Hububat yalnız müstahsilden| I-Gıu'r—u | Yıldırım | cezaları !Dün gece ve bu sabah 52 kişiye sokaklara çöp attığırdan 5 er lira ceza verildi ! Beledive temizlik işleri müdürü doktor B. Faik tarafından dün ge-| çe İstiklâl caddesinde yapılan bir teftişte 5 dükkâncının çöplerini sokala döktükleri görülerek $ şer Tira vıldırım cezası verilmiştir. Diğer taraftan temizlik müra - kıpları, belediye riyasetinden al- maş oldukları amir üzerine her sa-| bah saat altı ile sekiz arasında her, semtteki sokaklar! gezmede başla- mışlardır. Bu gezintiler esnasında | dükkün ve ev sahiplerinden bir goklarının çönlerini — sokaklara döktükleri görülmüs, haklarında yıldırım cezası tatbikine geçilmiş- tir. ÇAS SA Son SN POLİSLER DE TEFTİŞ YAPACAK Mürakipler de dün ve bu sa- bahki teftişler esnasında Beyoğul ve İstanbul cihetlerinde 47 dük- kün ve ev sahibine de beşer lira yıldırım cezası keamişlerdir. Key- fiyetten emniyet direktörlüğü ha- berdar edilmis, polislerin de sa - bahları bu işle do meşgul olmaları istenmiştir. —— (Seyrüsefer müdürlüğü taşındı Sevrüseler ve esnafın kontrolü işlerile meşgul olan emniyet mü- dürlüğü 6 ancı şube müdürlüğü Sir- kecideki binasından Galatada ye- ni yolcu salonuna, emniyet 5 inci şube müdürlüğünün yanına nak- lolunmustur. satın alınıyor. Eze mıntakasında toprak mah- Bülleri ofisi evvelki günden İti - baren İzmirde de müstahsilden ge-| niş mikyasta buğday ve arpa satın almağa başlamıştır. Bu satırı al - mâlar yalnız ziraat yapanlara mah- sus olup tüccardan mal alınma - makta ve peşin para ile yapılmak- tadır. eksira buğdaylar 6 kuruş 50 santimden, normallar 6 kuruş- tan, kızılca ve sunterler 5 kuruş 75 santkmden, mahlütlar da 5 ku- Tuş 50 sant'mden; arpalar ise 4 ku- Tusş 35 para fle 3 kuruş 85 paradan satın alınmaktadır. İ Nalbant mektebinde nalla- nacak at yok Zirsat Vekâletinin Üsküdarda Selimiyede actığı nalbant mekte- | bine talebelerin staj gönmeleri için belediye temzilik teskilâtıma ait hayvanlar gönderilmekte idi, Belediye: bunların stajda topal- layın, ayaklarından aldığı bevanile bir müddettenberi mek- tabe nallanmak üzere hayvan gön- | demmemeğe basladığından talebe | | stai yapamaz olmuşlardır. Mektep müdürlüğü bu vaziyeli belediyeye bildirmiş ve tekrar hayvan gön- | derilmesini istemiştir. İ Keyfiyet belediyece tetkik olun- maktadır. | e Kaldırılan taksi bekleme yerleri Belediye gehimizin. muhtelif | | semtlerindeki — otomobil - durak | yerlerini kaldırın değiştirmeğe de- vam etmektedir. Bu meyanda Ga- latada Kemmankeş mahallesinde Ci- nili rıhtum hanı önündeki — taksi durak mahalli de kaldırılmıştır. Buradaki taksiler badema, yalnız şarap iskelesi civarındaki Keman- keş sokağı ile rihtim arkasındaki kısımda durup müşteri b kliye - bilecekler, İ Bu gece bir âlem yapacağım. Filân dedim. Dinleyen olmadı. ( Altindis. elinin tersini göstendi: | —— Dalga geçme. Dişlerini ağzına| dökerim!. B Demek istedi. Ve.. biraz gonra Yahvann peşine takıldık, Başka çare yaktır. Yolda Yahyaya: — Daha akşam bile olmadı. Şim-| diden ne yapacajız?. Dedim. — Ben konağı sana gösterece- ğim. Dilenci gibi bir yende oturup konağa girip cıkanlara bakacak, Rece bize rapor edeceksin, Dedi. Ve., ilâve etti: — İcerde adamımız var! — Kim?. — Altındişin ceki metresi Zeh- ra VA ee ——— — — Dalgalarım sahile sürüklediği | ölü 35 yaz Ona hasret! İstanbulun kurtulduğu günü, daha dün gibi, en canlı ve sıcak birlikleri — idi. mış tüfeklerinin ucu süslenmiş, yağız ve yanik yüzlü ) Mehmetcikler, yıllar süren çetin bir kurtuluş mücadelesinin so - nunda, yurdu kurtarmış, düşman- Tarı boğmuş ve zaleri kazanmış ol- tanbul sokaklarından eşsiz bir «l- kış tufanı icinde geçtiler. İstanbul, mana ve mahiyet iti- barile, o günkü Esdar muazzam Bir geçit resmine daha çahit ol- mamıştır. Kaldırım taşları, cadde- | lerin iki tarafındaki binaların pem- | cere ve balkonlarından atılan çi- | çeklerle örtülü idi. İstanbulda yaşıyan insanlar, o günkü kadar, hiç Finseyi alkış - lamamışlar, o günkü kadar sevinç Közyaşı dökmemişlerdir. 6 teşrinievvel günü, ge ca, yabarcı iş- gal hkuui “üre göre, yüreği kararan İstanbullunun en büyük, Doya doya Türk askeri pörü - yor, Türk askeri seyrediyorduk. Dört yıl, Mehmetciğin tunç yü- züne hasret çekmenin — 1ztırabını düşününüz! RESAT FEYZİ ——mamamm meçhul ceset Evvelki gün öğle vakli İzmirde Kışla önünde denizde dal, sahile sürüklediği bir erkek © bulunmuztur. K Üzerinde sedece kahve rengi bir. | pantalon ile bir gömlek görülen nda kadar tahmin olunmaktadır, Gömleğinin şeklinden bunun bir | deniz aanelesi ve yahut da bal kçı olduğu ve bir kaç gün denizde kal- mış bulunduğu da zannolünmüştur. Hüviveti ile hâdisenin bir kaza veya cinayet eseri mi olduğu tah- kik edildiğinden İstanbul deniz- lerinden ve balıkçılarından kay- bolan kimse bulunup bulurmadığı. | liman idaresinden tü İKÜÇÜK HABERLER | e Portsait limanı mevaridatına ko- | nan veba tedbirleri kaldırılmşıtır. 4 Geçenlerde üzerinde altı yüz kü- sur İira ile yakalanan Marika isimli 85 yaşındaki dilenci kadının Çingene olduğu ve kilise kapılarında dilen « | mek için bu işi yaptağı anlaşılmıştır. Paraları alınan kadın delirmiş ve müd- delrmumilikçe tibbı adliye gönderi - lerek müşahede altına konulmuştur. * Ticaret Vekâleti teşkilâtlandırma| İstanbul baş kontrolörü B. Hakkı Ne- zih! İstapbul mıntekası ticaret müdür muavinliğine tayin olunmuştur. | * Belgrat kapısı civarında teyze- | sini öldüren İnegbllü Rüstem Adilin deli olduğu anlaşılmış ceral ehliyeti bulanmadığından berset edip Ümaz - haneye gönderilmiştir. * İngiltereden gemi tamir malze- mesi getirtilmesi için teşebbüslere ge- çülmiştir. * Pakize isimli bir kadın Beşiktaş tramvayında kalp bir liralık bozdu - rurken görülmüş ve bu parayı yine Beşiktaşta Bakkal Mehmet Aliden al. dığını söyliyerek —tahkikata geçi - miştir. * Birkaç yıldır. gerimizde moda olup sür'atlle yapılan — Gazlantep ve | Halep işi, altır bilezikler son günlerde gözden düşmeğe başlamıştır. Bunların yerine Anadoluda — zeynet altınlarına, şehrimizde de pırlanta yüzük ve ince bileziklere büyük rağbet başlamıştır. Ve,, sordum: — E o içerideyken korkunuz ne? li ennez! Der gibi elini şöyle bir salladı devam etti: — Altındiş hic kimseye güve » | nir mi?. Okka dört yüz dirhom.. Demeden adımını atmaz. Ve.. bir sır vesmiş vibi yavaş - çacık kulağıma söyledi — Zehra ile iyi ayrılmadılar. Kadın konakta hizmetçi amma, ak- li fikri Altındişte. Yine beraber yaşamak istiyor. Belki de ona met- mak için isi daha sağlam tutuyor!. — Anlaşılan epoeyce zengin bir adam konağı?. Dedim. — Dehşetli Dedi ve.. ilâve etti: — Mücevherattan yana da yağlı imişler. Ve.. korka korka fsladı: — Eğer Altındişin istediği gibi bir soygun olursa bes on lira su içinde var,. demektir! Alman sefarethanesinin önüne kadar gelmnistik. Yahyaz: n verdiği haklı gururla İs - | İ lardır. — ——— — —— * Beynir narhı Yarın sabahtan iti- baren her semtte beyaz peynir 50 kuruşa satılacak Fiat murakabe komisyonu dün toplanarak peynire narh koymuş- tur. Yarın sabahtan itibaren tat- bik edilecek olan bu narh muci- bince tam yağlı beyaz peynirler toptan teneke ile azami kilo ba- şına körk iki buçuk kuruşa ve pe- rakende ola: kilosu azami el | | li kuruşa satılacaklardır. | — Bu fiatlar şehrimizin her semti için aynidir. Adalar, Boğaziçi, Ye- | şilköy ve emsali gibi uzak yerlerde | nakliye masrafı fazlalığı ileri sü- rülerek de yukarıki fiatlara hiç bir zam yaplamıyacaktır. Beyaz peynirin kilosuna elli ku- | ruştan fazla istiyen bakkal — ve satıcılar ihbar edilir edilmez milli korunma kanurguna göre müddel- umumiliğe Tek sürgün ve para cezasna mahküm olunacak - | | POLİSs "AHKE';İEİ.ER Garip bir gece hırsızlığı Bakırköyünde Osmaniyode ce- | royan eden garip bir gece hırsızlı ğunın muhakemesine dün asli; 7 inci cezada başlanılmıştır. Hâ - dise sudur: Tophanede Berberler sok. Kör Alinin kahvesinde yatıp kal- kan sabıkalı hırsızlardan Bulgar- yal Hasan oğlu Ahmet İzciler bir gece vakti Bukırköyüne gitmiş ve Osmaniyede bir evin açık duran penceresinden içeri girmek iste - mişi Lâkin sas: bir buçuğa ve sine mada olan ev halkının dönme xa- manına tesadüf eden tam bu anda yolda bulunan ev sabiplerinin oğ- İu Tevdik Özen bir adamın pence- reden içeri #irmek üzere olduğunu görünce sür'atle koşarak ayakla - rına yapışmıştır. Bu sırada da pon- cere ansızın hırsızin sırtına düş - müştür. Ahmet İzciler hem çekilen ba- eaklarının ve hem de sırtına dü- şen pencerenin verdiği acı ile fer- yadı basmış, Tevfik de haykıra - rak hekçi ve zabıla memurlarını çağırıp adamı yakalatmıştır. İTİRAF VE İNKÂR Memurlar Ahmet İzcilere niçin | hırsızlık yaptığını sorunca şu ce- | vabı vermşitir: | «— Ne yapayım, açtım.. Şura- cıktan birkaç parça çamaşır ça | Tacaktım!.» . Fakat mevkuf bulunan hirsiz mahkemede bu itirafını tamamen inkâr etmiş ve: — Ben Catalcaya gidiyordum. Osmaniye mahallesinden geçerken biri üzerime atıldı «hırsız var!» di- n beni yakalattı! demiştir. Davacı ve şahitler ise hâdiseyi ynırılıH şekilde anlatmışlar - n—ı.. hırsızlıktan, dolandı - rıcılıktan ve kalp para sürmekten de sabıkaları olduğu anlaşılıp mu- hakeme diğer şahitlerin celbine kalmıştır. Emniyeti umumiye nezaretin- den kaçan sabıkalı Ali oğlu Süleyman isminde bir sabıkalı emniyeti umumiye neza- retinden kaçtığı için dün yakala- erisilmez bir eda vererek devam ettiz | — Beni takip edersin. Dikkat et. Yere eğilib kundura bağlannı sı- kaşlıracağım. bil ki önünde dur - dedum kanı konağdın kanısıdır. Ön- dan sonra ben çekip başımı gide- ceğim. Kenarda bir vere mendil serer oturursun. Kapıyı iyi dikiz et, Konakta kac erkek var?. Bekci gibi, kavas gibi, usak #öbi kimler var?. Akşam üzeri, vahut goce bir yere çıkıyorlarmı? Polise benzer kimse gelib — geçiyor mu?. Zehra Altındisi bir tuzağa düşürmük is- | teyebilir. Danışklı döğüş olmasın. | Sivil, resmi akşamdan konağa po- lis alıp Altındisi bastırabilirler.. — İceri yalnız Altındiş mi gire- cek? Dedim. Yahva omuzlarını kal - dıra kaldıra cevab verdi: — Yok be bunak. Ben de gire - eettlim. Recep de girecek. Belki da- ba bir işçi de getiririz. Tabil bizim adımız mı olur, reisin adı böyle | yerde anılır). | | (Devamı ver) , | da göndermiş, harbin başlangı - | | gönderilen dört bacalı Breslav hu- DÖNMIY Büyük Tarihi No. & Yaz. Almanlar, — Balkan harbinde Hamidiye kruvaszörünün Akde - nize hurucunu ve bunun hasım donanmasile deniz ticaret filosu- na karşı tatbik ettiği muvaffak harekâtı yakından takip etmişler, büyük harbe girmeden evvel bu çeşit hareketleri her denizde ba- şarmağa elverişli kruvazörler ( şa edilmiş, bunlara birer de ana gemisi ilhak olunarak muhtelif denizlere seyahat maskesi altın - cında bu kruvasörler faaliyete geç- mişler, İngilterenin dominyonlar ile irtibatını tehdide, deniz tica- anı tacize başlamışlardı. ültramedera deniz inşa teknitinin en kudretli gemilerin- den olduğ n edilerek kızaktan indirilen Goben ve Moltke isimli iki dretnotten Geben, İstanbulda sefaret gemisi hizmetile bulun - muş, Balkan harbi sıralarında kıç günderinde Alman deniz harp bay- rağını dalgalandıran Goöl inde aylarca boy ghsl'-rmlşll 4 ilkbakarında Akdeni: | lan ve sonradan yine Akdenize fif kruvazörile birlikte harbin bi- dayelinde Akdeniz korsanlığına kovulmuştu. İngilizlerin kudrotli — Akdeniz filecu karşısında Göbenle Bres- tu. Bu imkânsızlık da daha ilk günlerde kendini gösterdi. Daha H ağustos 1914 de Göhenle Bi lav İngiliz donanmasının taki maruz kalmış, vaziyetlerinin teh- likeye döştüğünü anlıyan Alman denizcileri, bir hafta Akdenizde sığınacak bir liman aramakla va- kit geçirmişler, İngilizlerin de - vamlı takihinden kurtulmak için Almanyanın destu olan İtalyaya ilticaya koşmuşlardı. * İngiliz deniz kudretinin ne de- mek olduğunu pekâlâ bilen İtal- ya, bu gemileri kendi kara sul: rina sokmuyarı Müsterek menfnatlerimiz i- çin şu anda muhalazası derpiş o- kunaa bitaraflığın ihlâl edilme - mesi bir zarurettir. Binacnaleyh, sizi manlarımızda barındırmak ta maruruz!, Cevabile Gobenle Breslavı teh- Likeli bir ükıbete terketmişlerdi. İngilterenin Akdeniz filosu dün- ya denizlerine dağıtılan bu asri korsanları tetkil için devamlı ta- kiplere koyulmuştu. Bir taraftan Büyük Okyanusla Atlas Okyanusunda — Emden ile diğer korsan Alman kruvazörleri takip olunuyor, öbür taraftan Ak- denizdeki İngiliz filosu denizi ta - rıyarak Göben ile Breslavı aman- sız bir takibe tâbi tutuyordu. Geben çaresizlik içinde kal - mıştı. Yunanistan sahillerine dü- men çeviren Alman Amirali, bura- da da red ile karşılanınca İngiliz takibi karşısında kendisini Os - manlı sularına, Çanakkaleye dar attı. Göbenl> Breslavın arkasını bi- rakmıyan İngiliz takip Gilosu da Osmanlı karasularının haricinde beklemeğe başladı Goben, bo- Zazdan geçmek icin boğaz ku - mandanlığına başvurdu. Bu mü- racaatında da kendisinin esasen Osmanlı hükümet merkezinde se- faret emrine tayin olunduğu, bi- narak mahkemeye tevdi olun - 'AVRUPA HARBİNİN KK iüddeli Ka lare ve, İYENİ » MESŞELELERİ rilmişti B —a mees | |F ransa'açlığa Gişigibi endbine yükmek, makiş | — hazırlanıyor Fransa, bu kış geniş bir mahru- miyete katlanmağa hazırlanıyor. Vişi hükümeti, nazırları, organ - ları, Fransa ile Almanya arasın- daki harbin bitmiş olmasına rağ- men, gelecek günlerin fecaatl kar- şısında halkı şimdiden ikaz edi- yorlar. Deniyor ki: «Mütareke ahkânu mucibince Fransadaki işgal ordu- sunu beslemek mecburiyetinde - yiz. Onun için hükümet berkesin kıilık yiyecek miktarmı tayin et- miştir. Zengini olsun, fakiri ol- sun, bir aile sofrasında imiş gibi, herkes kendisine ne verilirse onu yiyecektir.. Fransız hükümetinin verdiği bu. çetin kararın sebepleri herkesçe malâmdur. Fransa, bugünkü ha - Tinde hezimetin neticelerini maal- €esef kabul etmiş vaziyete düşmüş bulunmaktadır. İşgal mıntakala- rudaki birçok ambarlar boşaltıl - mıştır. İşgal edilmiyen mıntaka - Jardan da burada büyük bir niş- bette Alman ordusuna ve Alman an: RAHMİ YAĞIZ Gobenle Breslav man için haftalarca dolaştılar — e— —e | ENFILO Tefrika — sığınacak bir li- neenaleyh geçmesi lâzımgeldiğini söylüyordu. Vaziyetin nezaketini, muharip | iki devletten birisine mensup harp | gemilerini boğazdan geçirmenin çok mes'uliyetli bir iş olduğusu kavrıyan boğaz kumandanlığı böy- le bir geçişe müsaade etmenin | ancak İstanbuldan — sorulduktan sonra kabil olacağını, kendisinin re'sen buna karar vermeğe muk- | tedir olmadığını bildirmesi — ve Güöbene ce kadar bek- lTemek mecburiyetinde bulundı Zunu söylemesi Alman gemile - rindeki denizcileri fena halde şa- Şşırttı. Diğer taraftan da Osmanlı ka- rasuları dışında karakel çeviren İngiliz takip gemilerinin kuman- danı da boğuza müracaat etmiş: -— halinde bulunan iki devletten birisinin gemilerini bi- ftaraf bir hükümetin kendi kara- sularnda barındırmasının bey - melmilel deniz harp kaidelerii uymadığımı ileri sürerek Alman gemilerinin Osmanlı sularından uzaklaştırılmasını istemisli. İstanhul boğaz kumundanlığının müracaati ve cevcp bekleyişi 24 saatlen fazla sürdü. Maamafih paylahttaki liz ve Alman se- firleri Babtâliye koşarak Sadra- zam Sait pasayı tazyika başla - mıslar, İngilizler gemilezin Türk sularına sokulmamasını, Alman- lar geminin müruruna müsaade verilmesini istemeğe koyulmuş - lardı. Diğer taraftan Goben, telgrafla | hükümele ve kendi sefaretirl.e mü- racantlu icinde bulunduğu sıkışık vaziyetten bir an evvel kurtulmak için mürür müsandesinin itasını ısrarla istemeğe koyulmuştu. Bir gün ve bir gece, Alman de- nizcilerine heyecan dolu saatler yaşatarak göçl. Ertesi günü hâ- lâ çevap gelmediğini gören Suşon, | işi tehdide dökmek suretile bir deneme daha yaptı. Boğaz ku - ııııdıılıııııı tekrar haber gön- der (Devamı var) Bir katil cezadan kurtuldu Belgradkapınında — teyzesi — Ayşeyi «Bana kız bulmayorsun!.>- diyerek öl- düren katil Adil Rasimin muhaketnesi ağır Cezada neticelendirilmiştir. Oku- | man karara göre kütilin — şuurunun mühtel olduğu ve cezal ehliyeti Laılan- madığı Tibbi Adğ yaparu ile arlayıl- mıştır. Bu sebeple kalile oezn verile- miyerek Bakırküyün göndrilimiştir. eei yi Bu yıl rağbet gören ve görmiyen mektepler Sultanahmetteki yüksek iktısat ve ticaret mekel tin azaldığı göri kabuller başlıyalı bugün 10 gün olduğu halde gecen yıldan pek az talebe müracaat etmistir, Kayıt ve Kabül işlerine 15 teşrinievvelde ni- hayet verilecektir. Diğer taraftan mühendis mekte- bine ise her yıldan fazla bir rağbet | gösterilmiştir. Rağbet sebebile a- | çılması zarur! bulunan müsabaka imtihanlarına da ayın 7 inci pazar- tesi sabahı baslanılacaktır. milletine erzak temin edilmesi is- tenmektedir. Taştırdığımnı söylemektedirler, İn - #ilizlerin Fransızları aç bırakmak | istemedikleri aşikârdır. — Fakat Fransızları doyurmak - isterken, bütün bu erzakın Alman kursağı- na #ideceğine şüphe olmadığını sulâhiyettar İngiliz adamları açık- ça söylediler. Binaenaleyh ablu- kanın değil kaldırılması, hattâ hafifletilmesi bile ortada mevcut değildir. Bu vaxiyet karşısında, daha şim- diden hem Fransızlardan gösteri- len tahdidat karşısında eğilerek " yapması» istenmekte- Fransadaki cski merhamet an- anesinin de bu münasebelle uya- macağı umulmi . Fransız makamları bu güzel an'anenin çoktanberi hayat memat mücade- başka ciftçiden, müm- kün olduğu kadar her çeşit fazla mahsul elde edilmesi için azami Biyret göstermesi de istenmiştir. | Avrupa harbinin çıkardığı mü- him meselelerden biri de bu ola- caktır. Alınan ve alımnacak olan bütün tedbirlere rağmen, Fransa- nın bu kış aç kalması tehlikesi... | sademi müdahale» politil | vam etmeğe karar u—ımlo'l- mşpbuwf Siyasi hayı muvaffakıye! Yazan: ALİ KEMAL SU Talihin büyük vekayi il€ daştırdığı bazı insanlar bunlar meselâ ne öyle bif beslemişler, ne de meşhttr istemişlerdir. İşte Nevil Ç Jayn de bunlardan :n*"' € politikaya girmel halde bir gün başvekil olmuk e harp kabinesi kurmuştü!. İngiliz kabinesinde oldu. Çörç mühim fuı.y':mmıııı ela5 yi zareti muhafaza etmekle eski başvekil Çemberlayi Üğl, neden büsbütün — çekilmit Ö4 Artık yalnız parlâmentods #Üğİ) | bir meb'us olarak kalıyor tir. Geçen umumi harp İnsillerede kaç defa kabint şikliği olduğu hatırlanmca YA bir senedenberi harp e olan tebeddüllerin öyle bir tarafı olmadığı da yor dcıı-kth- Sonuna kadtf y be devazı için azmetmiş e'yi Kiltere bu gaye ile çalış biBt vesile ile Çemi irkaç satır yazmak iktiza tı:ı-n:mu.ıı birinci sınıf bİr *t adamı olan Nevil 937 yazında başvekil olarak dar mevkline geldiği xamafi takım pürtzlü işleri de mif#t Y rak alıyordu: İtalya ile olâf Tâf, İspanya dahili harbi gibk ra muhakkak olan bir keyfi İngilterenin bir taraftan Si ması Yâzım — geleceği idi: Çemberlayn İtalya ile Almanya ilc konuşmağa, dahili harbi kuç—ull /| ne olursa elsun İngiltere isit gi nelik bir silâhlanma pı hakikat sahasına çıı.nııf ı bu uğurda milyarlarca ta kabulü, büyük bir dahili akdi, ileride bir harp ;ır timali üzerine kimseye du dan Londraya iki üç senelik ) zak getirtip biriktirilmesi V© Ğ buna benzer birçok tedbirlef * berlayn kabinesinin işidir. © kabinede başvekile en yardımcı olarak da maliy€ Sir Simon ile hariciye na£ifi Halifaks bulunuyordu. Çe layn bütün pürüzlü işleri mek ve İngiltere ve Fratf yi yordu. Almanyaya, talyayt * Felmesine, o kadar yor! İ rağmen teşebbüslerinden bİÇİŞ| | kalmamıştır. Bununla berabiyil | hayet 989 sonbaharında İMF ga| harbe girmeğe mecbur A Çemberlâyn isin artık hedtl tün hazırlıkları ikmal eti *ün mütteliklerin zaferini mekti. Fakat sonra mevll-" ı çile bıraktı. Nevil Çemberlayn ise £: de ticaretle, zirantle İ rak Çemberlayn ailesinin Sğf| ni isletmek için çalışmıs, hayatına girmek belki de dan geçmemiştir. Fakat meşhur jozef Çemberlayı, kardeşi de yine az meshuf yan eski hariciye nazırı Sİf 4 Çemberlayadir. Onun içie Nevil Çemberlayın hayatına girmiş, muhtelif retlerde, bilhassa ııılivl ifında bulunmuş, sonra defa basvekil olmuştur. Yl* ileride olan Nevil Çemberlâfişi di yine siyasi hayatını da toya üaıı—ıu Ilolııyıır. IIJ vatında da pek sevdiği kKitfE y türlü çeşit nebatata ıııılJ kikalma kavuşuyor. Birlmizin nırll Hepimizin Darl Zorla değil, fa gönül nıın"" Ortaköyde Mandıra ? (B 46 numarada oturan 56'“' gund. yazıyor: «Musevi vatanda türkçe konuşmağa diklerini ve hattâ and İ€ rini gazetelerde okud Bevi cemaatinin bize D A Tarını gösteren bu gi v büslerine herkes gibi * memnun oldum. Musevi y tandaşlarımızı zorla V*/ nunla türkçe bur etmek hükümetif dan dahi seçmez ıınn:), Bu mesele, r/ Xete karşı B selesidir. gönül işidir. | bazı musevi vatandaş! içilen anda rağmen. hâ sevgiyi gösteremediklef 2efle görüyorum..