HÂDiSELER 2—SON TELGRAF KARŞISINDA -AVRUPANIN MANZARASI! Mete şilebi ile gelen yolcula- Tın anlattığına göre, Avzupana birçok memleketlerinde, yiyece içecek macddeleri, ateş pahasına Biz, halimiğe gükredelir ino. lar ihtikârdan hiç şikâyet et- Miyelim. İtalyada etin kilosu 250, İspanyada bır paket sigara 120 ku- Tuş imişi, Varsa babayiğit bol bol et ye- #in, püfür püfür sigara tellendir- sin!, Diğer ülkelere baktıkça hali - gnize bin şükredelim. zara arzedecek?, ATİNADAN Atina belediyesi, Avrupanın bil- Mmeni neresinden 4 modern otobüs getitrtmiş, Lakat, — tecrübelerden anlaşılmış ki, bu arabalar, Atina sokaklarında işliyebilen cinsinden Sön Telgraf « |) — İki kişi kahve icivarlar. Para - | sını verecekler. Tam bu sırada be- | lediye meurları tefi Garsön yavaşça mü, lasına eğilip: Siz değil « siniz, haydi verin İ0 kuruş, diyor. Sonra, iş, orada dolaşmakta olan arın nazarı dikkatini celbe- Onlar geliyorlar, belediye. ve tasdikli tartleye bakıyorlar. Bir de ne görsünler: İki kahv& 40 ku- Tuşl. inı | Kari soruyor; Böyle pazarlıkla Karaköy ve Gazi köprüle - rinin muhadazası 1ı*.a, belediye, 16 bekçi alacakmış!. Bu bekçiler, | köpr an nesini bekliyecek, pek | kavrıyamadım. Demirleri mi sö- | küp gözürüyorlar?. Karaköy kö, Ü rüsü için, belki, böyle muhafızla- ra ihtiyaç vardır. Çünkü, bakar- #inız, köprünün boyalarını deniz Suları eritir, RüDeş soldurur!. değikdir. Şimdi, bu otobüsleri İs. | AHCILIK tanbuğli getirip işletmak istiyor - larmış!. Atinada neden işliyeme « di?. Bu cihet soruldu Sonra buraya getirilince Bankalar cad- | desinden geçenez, — Karaköyde Beyrüseferi inkıtaa uğratırsa, bu “dört otobüsü o vakit, biz kime sa- tarız?, HAHVELER Yenikapıda bir gazinoda geçen bir kahve pazarlığı hakkında, oku. duüğum bir kari mektubu, pek ho- şuma gitti. Ahçı buhranından şikâyet var. Efendim eski zamanın usta, meşhur | bu meslek karın doyuran bir iş olmaktan cıkmış' Şimdi, zengini, fakiri herkes, boğazına değil, sü. püsüne düşkünmi a gelen delikanlılar, mutfağa gi- rip çırak duracakları yerde, apar- tımanlara kapıcı dürüyorlarmış!, demek, Bolu, artık ahçı memleketi l değil, kapıcı memleketi olacak!, AHMET RAUF ——T eee o —— Avru Tahlisiye gemileri Dünyanın en kuvvetli tahlisiye Komisi, Holanda — bahriyesinin «Swarte Zee» gemisi idi. Alman iştalinden evvel tahrip olunan bu Bemi, iki Dizel motörü ile işliyor-| dü. 17 mil sür'ati ve çift uskuru vardı. Tulambaları saa'te 240 ton $U çekip atıyordu. Dalgıç terti - bat: da modern idi. Karaya otu - Tan ve denize batan en büyük ge- mlleri tahlis için kullanılan bu Reminin tahribi Almanların çok | canını sıkmıştır. Tamirine calış- mışlarsa da muvaffak olamamış - lardır. Fransız limanları Fransanın başlıca Himanlarında, 18839 senesindeki deniz — tcareti hakkında — yapılan bir istatistiği aynen alıyoruz: Marsilya: 9,057,260 ton; Ruen: 7,101,602; Havr: 6,667,090; Dün - kerk; LM4585, Bordo: 4.164,075; Nante: 2,47,000; Kaen: 1,728,755; | Set: 1,648,726; Bulany: 1,091,306; La Rosel: 923,781, Brest: 907419, Kale: 762,754 ton, Yakün: 42,722,154 ton Bunun — 10,792,576 tonu ih - Tacat malları idi. Danimarka Danimarkanın nüfusu 3,700,000 dür. Mesahai sathiyesi, Jütland ile| İsvec arsındaki 525 ada ve adacık da"dahil olmak şartile 4.000 ki- lometre — murabbamdır. — Krallığa TTTT pa Harbinin lçlndenJ Kârlı bir iş Amnerikada bir sirket —tecssüs etmis, Fakat, bu silâh ve mühim- mat, tavyare veya zırhlı yapmmak Ü inin değil.. Mühtelif devletlere mensup vükelânın, ediplerin, ilâh.. Hutuklarını, beyanatlarının plâka alarak bilâhare radyo ile dünya- ya neşretmek, bu suretle şöhret kazanımlarına yardım etmek için tabii münasip bir meblâğ muka - bilinde... Sirket, Lomira, Paris ve Ber- lin gibi büyük şehirlere birer mu> babir göndermiştir. Spikerin vedarı Varşova radyosu spikeri, mü - hasara esnasında radyo merkezi Üzerine düşen büyük capta bir bombanın parvalarile ağır surette| yaralanmıştı. Buna rağmen sü - Tüne sürüne mikrofona yvaklaştı ve soh nefesini vemnmezden evvel su sözleri söyledi: «Sön sözlerimi milletlerine hita> medeni dünya lonyayı kurtarınız!..» Spiker, bu sözleri müteakıp ye- re düşmüş ve gözlerini ebediyen hayata kabatmıştır. himdir. Bu adanın 108,000 nüfusu vardır. Mesahai sathiyesi de 100 bağlı olan İzlanda adası pek mü- ( bin kilemetre murahbardır. ahçıları artık kalmamışi, Çünkü | Boludan buraya ahçılık yapma- | | Biraya rağbet! |Fiatların — ucuzlamasın- an sonra bu yıl sarfiyat |2,5 milyon litreden 8 milyona çıktı Bira fiatlarının indirilmesinden | sonra satışların 3 misli arttığı gö- tülmüştür. Bira fiatlarinın 32 kuruştan 16 kuruşa — indirilmesinden evvel | memleketimizde blra satısları yıl. | da 2,5 milyon litre iken bu tenzi- lâtfan 10 ay sonra 6 milyon 400 bin litreye çıkmıştır. İnhisarlar idaresi bu 3 misli ta- lebi karşılamak için İlk zaman- larda çok müşkülât çekmiş yüzden bir çok haklı l vukua gelmiştir. Fakat son za » manlarda bira dar! zalm Birçok esi * biranın ucuzlamasile beraber rakıyı birakıp biraya baş. ladıkları görülmüştür. Bira fiatlarının 22 kuruşlan 16 kuruşa indirilmesi ve inhisarların biradan varidatım azaltacağı yere de talebin artması bilâkis çoğal- ştır. | — Diğer taraftan hazirandan itiba- | ren şişe başına 4 kuruş vergi zam- ı yapılması rakı satışlarını azalt- tığı halde bira satışlarına hiç bir | tesir yanmamıstır. Biraya rağbet karşısında bu yaz sonunda bira is- tihlâkinin 8 milyon litreyi bula, cağı da anlaşılmıştır. A Büyükada ve Boğaziçin- de yeni karokollar | / Büyükadada Maden mevkiinde bulunan polis noktasının pek dar ve kulübe vaziyetinde bulunduğu | Rörülerek burada yeni bir karâ- | kol binası inşa olunması ve mez. kür nüktanın da muavinlikle ida- re olunur bir karakola çevrilmesi kararlaştırılmıştır. Ayni suretle Boğaziçinde de üç yeni karakol vücüde getirilecektir. a— aa İKÜÇÜK HABERLEİ | P e Türk armatörler birliğinin köngresi dün yapılmıştır. İçlima. da tek elden şilep nakliyatının faydası tebarüz ettirildikten son- ra yeni idare heyetine İsmail Kal- | kavan, —Hüseyin Tavil, Riza Sadıkoğlu, Lütfi Yelkenci, Barzi- lây, Ali, Muzaffer Pehlivan seçil- mişlerdir. *& Fransa ve Belçikadaki tekmil talebelerimizin memleketimize ça- Aarılmaları kararlaştırılmıştır. Ma- arif Vekâleti her talebe için 200 li. Talık döviz müsaadesi verecektir. 1 eylülden sonra hiç döviz veril- “*r Orla mektep ve liselerde im- tihan sistemi için Maarif Vekâle- tince mütehassıs bir heyete tetkik- ler yaptırılmaktadır. Şimdilik imti- han şekillerinin değiştirilmesi bu tetkiklerden sonra kabil alacaktır. & Son günlerde Almanyaya şeh- rimiğden mühim miktarda afyon | satılmıştır. Dün de 260 bin liralık afyon gönderilmiştir. | v Lüğvolunan Baltalimanındaki | balıkçılık enstitüsü müdürü Ne. cip ile memurlardan Şeref, Şem- gettin, Arif hakkında Şürayi Dev- | Jletçe vazifelerini ihmalden lüzu- mu mühakeme kararı verilmiştir. * Radyo abone bedellerinin ö- ! denme müddeti dün akşam bit - | bosun Şehrimizde bir Maarii Ağustos böceği ile z karınca Moşhur tarihçi Charles Seigno- #medeniyet tarihi» nden, Romanın yükseliş ve sukut devir- lerine ait olan passageleri tercüme eden bir muharrir, ahlâki illetler üzerinde de miyeti için için kemiren çirkin iç. timai elere parmak basiyor. Hulâsası şu: Büyük Roma ime paratorluğunun yükseliş devrinde, ablâk müessesesi mazbut, fcrtler makul, erkekler vatanperver - ve enerjik, kadınlar çalışkan, evin bağlı, namus ve iffetlerinin sahi idiler, Romanın sukutunda, bu kiy - metlerin hiçbiri yoktur. bozulmuş, fertler de- muş, ahlâk müessesesi iflüş etmiş, erkekler zevk ve sefa peşinde, kadınlar eğlence ve na- anussuzluk yarışında, Bitlabi, tereddi etmiş böyle bir insan kal ğ müuazzam ve kudretli blr” cemiyet akta tut- masına imkân yok. Nitekim, o ca- | miayı içeriden kemiren bu manevi mikroplara, cemiyet daha fazla ta. hamınlii edememiş, Romanın son günleri yaklasmış ve nihayet Re- ma yıkılmıştır. Tarihte, hemen bütün büyük imparatorlukların sukutuzda ayni illetler göze çarpar, Eski Yuman da böyle olmuştur. Bizans, Endülüs, Emeviler, Abba- siler, İran, Selçuklar ve nihayet Osmanlı imparatorluğu da, ayni sebeplerden dolavı — yıkılmıştır. Çünkü, ahlâki zâaf ve aşırı zevk ve sela insanları fazilet, fedakâr- lık, meşakkate tahammül ve süy, hislerinden uzaklaştırır. İnsanlar, yılgın, tenbel, bitkin, iradesiz, e- nerjisiz, mıymıntı ve sünepe olur. Bu karakterdeki fertlerden mü rekkep devletler, çabucak alaşağı olur. Sonra, vaktile çılgıncasına gü- len eğlenen o imsanlar diyarına, aclık, sefalet, mahrumiyet, hasta. lık bir taun gibi çöker. İnsanlar ağustos büceği gibi de- ğil, karımca gibi yaşamalıdır. REŞAT FEYZİ müzesi açılacak Şehrimizde büyük bir emaarif üzesir açılması kararlaştırılmış- tır. Maarif müdürümüz Tevfik Kut bu yeni müzenin mükemmel bir eser halinde açılması için icap e- den hazırlıklara başlamıştır. Mü- zede eski ve yeni mektep tablo - ları ve tedriş vasıtaları ile sınıf sergilerinde teşhir edilip en mu- vaffak olan talebelerimizin eser- leri bulunacaktır. Bu maksatla her mektepte bir komisyon kurulup talebelerin e. serlerini seçmeğe başlamıştır. Bunlar; talebelerin mektepleri ve kendi isimlerile birlikte teşhir olunacaklardır. miştir. Ödemiyenlere posta ida- resince tebliğat yapılacak ve teb. lgat tarihinden itibaren 15 gün irinde cezasile birlike ödemiyenler hakkında kanuni takibata geçile - cektir. çÇOK — Her akşam bu saatte ben e- vimde ve çocuğumun yanında 0- lurdüum. Seni sevmek bana her şeyi unutturdu. Senden ayırlma- mak, için onları hiç aklıma bile Eetirmiyorum!. 'Tatlı bir bakışla kıvrandıran, kalbi büyüliyen gözlerini gözleri- me dikti. Gücenik bir sesle: — Bana evli olduğunu mu ha- tırlatacaktın?. Haydi öyle ise karı. ha git... Bekler!. Yemek momek istemiyorum!. Dedi.. Başını öte tarafa çevirdi. Araba Parmakkapıyı geçiyordu. — Eyvay onu gücendirdim. Be- nimki de yapılır budalalık değili, Diye çırpınmıya, af üstüne af dilenmiye başladım: — Maksadımı anlatamadım!, Yanlış söyledim!. Böyle söylmek istememiştim!, Benim sevgim, kalbim, gönlüm Kherşeyim sensin!. Sanla söz vermedim mi?, Benim bütün varlığım senin de- #il mi?. Öyle hassak, alıngan, asabi bir kız. ki... Yanılıp da hiçbir. şey Söylemeğe gelmiyor. Ö, tuhaf kar- Şıladı. Sözümden: Son Telgraf'ın edebi romanı : 17 süm ea GA AA aa F aa z GÖZYAŞLARI ETEM İZZET BENİCE Nasıl olsa benim bir kurım | var, Sen şimdi evine döneeksin, bana inanacaksın, benden başka sevgilin olmuyacak, yapayalıız ya- tacaksın. Bana kanacaksın, eski- den, başkalarını bekliyordun şim- di de bana inanıp bekliyeceksin! Manasını çıkarmış. Belki haklı, Düşünebilir kı: — Evli bir adamdan bana ne hayır gelir. Çocuğunu, karısını bı- Takıp da bana gelecek, benim o. lacak değil ya?, Hem, yeni bir çocuğu daha olacakmış. Bu seyv- gden ne son, ne hayır beklene - bilir?. Beni sevmesi nihayet ben- den boşlanmak, benim güzelliğim. Hakikat bu. Ben Naranı niçin severim, niçin oha tutulurum, on- dan ne beklerim?. Ve. bu seviş- menin gâyesi ne olabilir?. Eğer bir rahip gbi, ona el sürmi ondan bir haz ve zevk duymadan onu iyiliğe, kurtarmıya çalışsam neyse. Hiç olmazsa, insanca bir hizmet yapmaş olundum. Fakat, ben onu bayılasıya, ölesiye, çıl: dırasıya seviyorum. Şehvetle, haz- la seviyorum. O balde bu sevginin | manası ne?. Naranı kendime bağ- lamak, kendime maletmek değil mi?, Bunun için ona: — Haklısın... Demek Iâızmdır. Fakat, bunu ben nasıl diyebilirim. Nasıl tek | kelimesine bile: — Evet. | Demiye tahammül edebilirim?. Kafamın içinden geçen bütün bu fikir ve muhakemeleri bir tara- fa atarak yalvarmıya, gönlünü al- maya çalıştım. Yalvarırım Naran. Yapma.., Sensiz olmiya dayanamıyorum!. Sözümü yanlış anladın... Sana bin, on bin tarziyel, Haydi canım.., Haydi bir tanem!. Haydi sevgilim!. Ve.. nihayet onu kandırdım: Peki... Dedirttim. Güldürdüm, — Çapkın... Dedirttim. Ve., şoförden kaçır . dığımız dudaklarımızı birleştir. - dik, çektik, Yine neş'elenmişti, yi- Be gülüvordu, yine bayıltan, bağ- hyan, sürüyen, çeken, esir eden Yüzü ve o güneş rengi yerine gel- mişti. Bu huzurla ârabayı tekrar | çevirttik, emrettik: — Haydi Chat noir'a... Fakat, o yine tekrar ediyordu: — Ama erken döneceğiz değil mi?. — Evet. Yemeği yer yemez he- men kalkarız!, Deodim. , SAADETİN HARABELERİNDE - Neredeyse sabah olacaktı, Horozlar ötüyor.. Gün ağarı - yordu. a Hemen yemek yiyip çıkmak a. caba bu muydu?. Kapıdan içeriye bir divane gibi girdim. Ağzımda cazın son nağ- mesi, kulaklarımda onun son söz- leri, gözlerimde yalnız onun tatlı, alevli, büyülü bakışları vardı!. Saat belki de besi Evlendim evleneli Sütte eve gelmeiştim, Hem, o ka- dar sarhostam ki, n& yapıyorum, kiminle konuşuyorum, kime ne söylüyorum., bilmiyordum. Muhakkak ki, karım hiç uyu - | mamıstı, çocuğümu da hiç uyut - maıştı. Kapıyı çalar çalmaz he - | zen açtılar. Ve.. ben içeriye: — Rira rira ram trayram.. diye | bir tangoyu mırıldana mırıldana | girdim. Tereddütle girdim . Düşmemek için kendimi güç . tutarak girdim. Bu eve, bu hâalde ilk - girişimdi. Karım çıldıracak gibi oldu ve. sordu; — Büu ne hal Ruhi? Ben kendime malik miydim ki: — Bu hal şu... ü Veya: — Bu... ü Diyebileğim; her vakitki gibi ka- at ve günahlarına görmenin bir çaresini bulabileyim. O bana; — Bu ne hal?. Derken ben yine ağzımda son | tangenun nağmesini mırıldanıyör ve; — Naran.. Naran!, (Devamı var) di ilhassa durarak, ce- | ” | Tin önlenmesi xayr Şehir işleri Belediyede yapılan dört saatlik bir içtimada hangi meseleler görüşüldü ? Muhtelif şehir işleti için dün iyede reis muavini Lütfi Ak- reisliğinde kaymakamlar, iye müdürü, seyrüsefer mü- dürünün iştirakile dürt saat sü . | #ea bir tonlantı yapılmıştır. Bu toplantı. töbis mesej şoförlerin ettikle; yince: Müşterim var!. diyerek ka- bul etmedilleri belediye reis mu- avin! tarafından beyan olunarak zabtanın otoritesini keran bu hâr pazarlık 1, istedikleri ücreti verme- müşterilerle tenmiştir. Paslı tenekelerde Hamidiye su. yu sattırılmaması ve sıhhi müa - yene cüzdanı olmıyan işçileri kul- İanan müesseselerin cezalandır.! - ması, olobüslerle esnafın daha $i- kı teftiş olunutası da kaymakam- lara bildirilip içtimaa nihayet ve- rilmiştir. İ Takdir edilen iki kaymakamımız Bakırköy ve Beyoğlu kazalar.n- da yeni köy kanununa uygun bir şekilde yeni köy mektebi inşaa - fında fazla mesaisi cörülen Be « Toğlu kaymakamı Ahmet Kaya ile Bakırköy kaymakamına mesaile- rinden dolayı vilâyet tarafından *i birer takdirname ile taltif edilmiş- | ĞA Eminönünde değişen durak yerleri ü meydanındaki Beşik . taş ve Beyoğlundan geliş tramvay durak yerinin caddenin orta ye - rinden kemer hizasındaki kaldı - | Tım önüne alınmasından sonra şimdi de gidiş tramvayları tevak- kuf mahallinin değiştirilmesi ka- | rarlaştırılmıştır. Bu tevakkuf mahalli otamobil- lerin tahta köprüye saptığı asfalt şösenin başına Doktorsuz kazalar Bir gazete, sanki yepyeni ve ükim bir havadis - veriyormuş gibi, şüyle yazıyor: Sıhhiye Vekâletinin yerinde bir kararı. Her kazaya bir doktor gön- derilecek. Havadiste yalan yok, Hazin bir yanlıslık var. Evvelâ, hiç zannet- miyoruz ki, böyle bir karar henüiz yeni verilmiş olsun!. Çok eskiden verilmiş, fakat, bir türlü tatbik edilememiştir. Sıhhiye Vekâleti, maalesef hâlâ doktor hulunmuyan her kazaya bir tabip göndermeyi 1940 milâdi yı- İmda temin ederse, geç de olsa, büyük bir hizmel ve muvafiakiyet sayılır, BÜRHAN CEVAT TAVRUPA HARBİNİN Bir anketten bir ankete! Amerikanın tanınmış mecmua- larından Fortune geçenlerde Ame- rika efkârı umumiyesinde şöyle bir anket açmış ve neticelerini de neşretmişti. Amerika, «İngiltereye yardım etmeli midir, etmemeli mi- cevaplar ittifaka ya- ekseriyetle yardımın le - hinde tezahür etmişti. Çok zayıf olmakla beraber rey verenler ara- smra tereye asker ve danan- mu gönderilmesini istiyenler bile vardı. Ayni mecmua, geçen şubat için- de de böyle bir anket açmıştı. Fa- kat o zaman vaziyet başka türlü idi. Fransa bozulmamıştı. Alman- lar garp cephesinde taarruza geç- memişti. Amerikada moşhur Gallup pren. siplerine göre yapılan bu anket - lere ehemmiyet verilir, Şubat a- yında İngiltereye yardım edilme- sini istiyenler yüzde 44 dü. Hal , buki ondan evvel eylül ayında ya- pılan bir ankette bu miktar yüzde ZA ü geçmemişti. Amerikanın eskidenberi muha- riplere karşı bir sistemi vardı: «Parasını ver, malını al! Bu şisteme taraltar olanlar da mecmuanın son anketinin netice. lerine bakılırsa, azalınış bulun < maktadır. Amerika umumi efkârında İn- giltereye yardınya arttırılması i- #kamlardan is- | İzmire kaçarken| tutulan nişanlı! | Kumkapıda oturan Fatma ismin- de bir kız; Abdullah adında - bir | gençle nişanlanarak ikisi bir a- | zada oturmağa başlamışlardır. Geçenlerde Abdullah askere git- miş, bunun üzerine de Fatma; ev- de nişanlısına ait bulunan tekmil eşyaları topluyarak — İzmire git- mek üzere Galata rıhtımına indir- miştir. Abdullahın annesi Hasibenin ev- de bulunmamasından istifade e. derek yaptığı bu işi hemen polise haber vermiştir. Memurlar Hasi- benin İzmirli olduğunu ve oraya gitmesi muhtemel bulunduğunu düşünerek Galata rıhtımına git - | >misler ve filhakika genç kızı eş- | yaları vapura yüklemek üzere i- | ken bulmuşlardır. Seyahatton alıkonulan — Fatma karakola, oradan da Sultanahmmet 1 inci sulh ceza mahkemesine ve- rilmiştir, ma mahkemede evde yalnız- | Tıktan canı sıkıldığından İzmire gilmeyi kararlaştırdığını, aişanlıs ile aralarında ayrılık gayrılık gör. mediği için eşyaları da beraber al- dığını söylemişti: Hâüktm bu manlığının doğrı madığını ve kalp beraberliğini | mala ait bulunmadığını genç kıza | hatırlatınca Fatma: | , — Ben bunu bijlmiyordum”Öy- le ise yaptığım şeyin fena oldu « | Bunu kahul ediyorum. Kusurumu afiediniz. İzmire gilmeyip eve dö- neceğim» demiştir. Abdullakın annesi de müstak - bel gelinini affetmiştir, Bu vaziyet karşısında mahke. me de davayı sukut ettirmiştir. aei iRiç | Silivride yeni beş okul yapılıyor Silivride köylüler tarafından yeniden 5 köy okulu yaptırılması kararlaştırılarak bunların inşaatı müteahhitlere ihale olunmuştur. Hepsini l Cumhuriyet bavramında tamamlanacak ve o | gün vali tarafından merasimle a- çılacaktır. Kımp_i;tî-hıılın bu sabah başladı Pendikteki Üniversite askerlik kampında bu sabahtan itibaren izatihanlara başlanılmıştır. | , İmtihanlar cumartesi günü ne. ticelenecektir. O gün de kamp ni- hayet bulacaktır, 2 inci devre kam- pına da 5 ağustosta başlanılacak- tır. ği Üsküdarda yeni bir kız orta mektebi Üsküdarda Fıstıkağacında yap- | tırılan yeni orta mektep binasının inşaat ve tefrişatı önümüzdeki ay içinde Ikmal edileniş bulunacak - tır, Bu binada ders yılımda Üskü- " dar 4 üncü kız orta okulu ismile tedrisat yapılacaktır. İmha edilecek sütler Sehrimizdeki sütcülerden ban- larının süt gü n ağızla - rımı meşin ile kapamadıkları gö- rülmüstür. Mükerrer emirlere rağj- |men meşin örtü ile örtülmemiş olan' tekmil süt güğümleri İle mmüma- sili kaplarının hemen yakalanarak icindeki sütlerin imha olunması dün belediyece alâkadarlara bil- nistir. YENİ MESELELERİ çin husule gelen cereyanın kuy - vetlenmesinde birçok — sebepler | =mv ııu=ı. beraber, Ameri- | Kalının hakiki kafası değişmemiş- tir. Daha doğrusu bütün bu cere. yana rağmen Amerikanın vaziyeti, müphemiyetten, kararsızlıktan ve tezattan kurtulamamışır. Çünkü, his baskadır, ameli ıııbıhşı geç mek başkadır. İ Amerikada infiratçılar, şimdi bu çereyan önünde pek o kadar ayak- orlar, Eskiden Ruzvelte karşı, hattâ dış politikada bile mu- halefet etmek âdet olmuştu. Cum- huriyetçiler şahsi kanaaleri hilâ- fında alsa bile, Ruzveltin teklifle- rini tepelemekten hoşlanıyorlardı, ıc"==ku.ıîi kendi an'aneleri tibaril vvetli bir harici poli: ka taraftarıdırlar. at Ruzvelt demokrat — partisi şefi :ı.ı-ıı bir paradoks teşkil ediyor- . Fakat şimdi Ruzveltin kil ŞU Vı mevi sağlamdır. Müntehiplerin yüzde 70 i kendisine sadıktır, hat. ta daha fazlası.. Bundan şu netice çıkarılıyor ki, ulukta beliren her türlü bâdisele- Te karşı, Amerikayı en iyi idaro | edecek bir tek adam Ruzvelttir. Onun üçüncü defa Cumhurreis- liğinde Amerikanın İne giltereye yardımını daha geniş öl- cüde arttıracaktır. İAlmınyı ve Balkanl “ya haşlamıştır. İki | Romanya nazırları davet edildi- | Yazan: AHMET SÜKRÜ ) Almanya garbi Avrupada as * | keri harekâtı nihayetlendirdiktem sonra İngiltereyi mağlüp etmek İ* İ çin lâzım gelen tedbirleri alacaği | yerde Balkanlar ile meşgul olmu | haftadanberi, şarki Avrupa memleketlerini idar | re eden politikacılar Almanya ile kendi payıtahtları arasında mekil dokumaktadırlar. Önce Macar nar | zırları çağrıldılar. -Arkalarından Sonra da Bulgar devlet adamlari | Strasburga gittiler. Bu gidiş gelis şin arkasında gizli olan maksaf | henjiz kat'i olarak anlaşılmamış- tır. Bir rivayete göre Almanyar | Balkanlardaki toprak davasımı hak | ledecektir. Malâmdur ki Balkatt memleketleri statükocu ve reviz” yoncu olmak üzere iki kısma ayri* lur: Macaristan ve Bulgaristan re- Romanyanın Macaristan ve — Bulgaristan arasında taksimini te- min etmek suretile. Z— Macaristanı ve Bulgaristani davalarından vazgeçirerek statü” konun muhafazaxmı temin etmek —| suretile, İ Almanya yakın zamanlara kadat | revizyoncu devletlere müzahirdi. —| Binaenaleyh Almanyanın yardı * —| mile daha doğrusu tazyikile Babk kanlardaki toprak meselesi ancak bir şekilde halledilebilirdi. Ro * manya nam ve hesabma Bulgarise tanı ve Macaristanı tatmin etmek Fakat son ay içinde vaziyet değiş- miştir. Romanya «denize düşmü$ bir adam, vaziyelinde Almanyar ya sarılmıştır. Milletler Cemiye < tinden çekilmiş, İngiliz garantisini reddetmiş. devlet mekanizmasıni Alman usüllerine uygün şekilde kurmuş, memleketin istismarıni da Almanyaya terketmiştir. Böyle «kulu kurbanı. olan bir memle - keti parçalamak Almanyanın işine elvermez. Herhalde Balkanlarda bir revizyon politikası artık Al- manya için enteresan olmaktan —| çıkmıştır. Esasen Almanya — bu İ revizyon politikasını, bir takınt —— zlıkların - tamiri için değil, kendi politika manevrasını çevir- mek ve Balkanlarda nüfuzumu ko- Tumak için takip etmekte idi. Gar- bi Avrıpîı zaferi kazandıktam Sonra artık Balkanları, mücadele bile etmeden fethedilmiş telâkki etmektedir. Böyle heyeti umumi- yesile kucağına düşmüş memle * * ketlerin kendi aralarındaki hu * dutları şöyle veya böyle imiş, buy Almanyayı alâkadar eden bir me- sele değildir. Filhakika Framsa mağlüp olalı, AF manya artık Avrupanın nizamı ile ıııııııııml ııln’ı.klıdıı. Ekonomi na- Zırı doktor Funk, göçen gün gaze- telerde çıkan beyanatında — bu nizam azıcık malümat vermiştir. Doktor Funk şimdiden Eiı'ı Avrupa memleketlerinin ik” f nazırı İmiş gibi bir lisan kul- lanmak salâhiyetini kendinde gör" mektedir. Kendi tâbiri üzere Alı — manyanın <hükmü altında> bulur nan bu sahada (yani Av- Tupada) her istihsalden lüzumü kadar mevcut bulundurulmasına Sözün kısası, bu yeni nizamı öy* dikkat edilecektir. j le garbi Avrupadaki küçük mem- — leketleri ve Fransayı mağlüp ete . mekle kurulacak bir nizama ben- zemiyor. İngiltere bâlâ — dimdik — duürüyor. Alman iktısat nazırı, A merikadan gelecek mukavemeti bizzat Sonra Bal * kanlar meselesi bahix mevzuu ol- duğu zaman, Almanyanın pek he- saba katmak istemediği bir de Sov yetler Birliği vardır. Sovyetler Bit liğinin, iktısadi teşkilâttan ibaret- gibi masum bir çerçeve içinde ve «yeni nizam etiketi> altında Balkan memleketlerinin, Alman iktısadi ve binnetice siyasi hege- monyası altına girmelerine razi — olmuyacağı aşikârdır. ( Birlmizin Derdi. Hepimizin Derdi erkoş suyu istiyenle Dün idarehanemize — gelen bir kaç kisi şöyle söyledi: «Karagümrüğün altında ve Balatın üstünde Kurtağa de- nilen bir semt vardır ki şehr rin en kalabalık semtlerinden biridir. Fakat burada terkos yoktur. Yazın halk susuzluk- tan el'aman çekmektedir. Bu- radaki Dilmaç sokağının ba- şına bir terkos çeşmesi yaps | tırılması için gazeteniz va * sıtasile sular idaresinden bif dilekte bulunmaktayız.. Son Telgraf — Halkın hak* h olan bu dileğinin yerine ge| tirilmemini eyni idareden biZ de rica ederiz,