28 Temmuz 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

28 Temmuz 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Küğı'i—k bir heves BEZZELELEİ Bay arifiyi Erenköyde hniu tanır, Zaten küçücük bir muhit ol. hM" için orada kim kimi tanımaz i?, Babadan kalma bir köskü vandır. Yine babadan kalma bes on ku- ruşu da bankadadır. Amma beş ©n kuruş diyin de gecmemeli! na- kit olarak şöyle yirmi bin liradan fazladır. Arifinin karısı geçen sene öldü. Çocuğu da yok. Koca köşkün için- de, evveldenbderi evde hizmet e- den bir ahçı kadınla, bir de bah- çivandan başka kımseler yok. Mekiden köşkün bulunduğu vyer, bizim bildiğimiz eski Erenköydü. Fakat simdi öyle mi va? Ta Bos- tancıya, daha ileriye kadar yeni yeni, kübik evler vapıldı. Bu semt- teki âlem birkac sene icinde çok değisti. Zarifiyi messul eden en mühim mesele, hergün caddeden — geçen gik sık otamobillerdi. Bir gün kendi kendine düşündü ve söyle bir karar verdi: Kendi- sinden daha asağı kazancı ve pa- rası olan bu kadar insan hususf otomobillerile hayatın tadını çı- karıyorlar da, kendisi ne diye ç» karmasın? Yasça o kadar ihtivar da değil- di. Kırk yedisinde bir adam! Ona sorarsanız, hatta «geneim> bile der. Bir gece kararını verdi. bususi bir otomobil alacak. Bu otomobille gönül avutmak icin. kimbilir bel- ki de sevip tekrar evlenmek için bir kadınla tanışmak da mül n olabilir. Evet, evet, mutlaka hususi bir otomobil almalı! Bay Zarifi ertesi gün, bu işlerle yakın alâkalı olan arkadaslarından birisi ile görüştü. Söyle iki kişi önde, iki kisl arkada, dört kişiyi erah ferah götürecek bir otomebil almak için, birkaç yer dolaştılar, fiatta mutabık kaldılar. Nihayet otomobil alındı. Alındı amma, buna bir de $- för lâzım! Şoförü bulmak güç bir şey olmadı. Ayda elli lira... Bay Zarifi birkaç gün, canının istediği verlere doğru — gerintiler yaptı. Soför'de hos, ivi ahlâklı bir adamdı. Yalnız Zarifinin bankıda beş on parası olduğunu öğrenince, bir gün göyle söyledi: — Bahçeniz müsait... Şuraya kü- çücük bir garaj yacsak, nekadar iyi olur. Öyle ya!. Tombul olur da, hiç almazsa küçücük bir garajı ol - maz mı? Hemen ertesi gün, yapıcı kal - falarla görüşüldü. Bahçenin mü- nasip bir köşesinde bir de garaj in- sasına başlandı. Bu vaziyet Zarifinin de hosuna gidivondu. Cünkü konuya komsuya göyle bir görünmek vok mu va? Garaj yapıldı, ctomobil içeriye neı—km. yevyeni garajla eski köş- [ kün hıh gözüne ilisti. Kendi ken- -— Su bizim köşkü bir boyatsam, her halde ivi olacak, dedi. Zaten otomobil akdıktan, garajı yaptıdıktan sonra bu işlere alış - mışti. Hemen ertesi gün ustalar ca - | #ırıldı. Köşkün baştan asağı bem- beye boyanmasına balandı. Bahçivan da bahceye veni bir taravet vendi. Bav Zarifi, kısa bir zamanda ortalıkta husule gelen bu zarafetten son derece memnundu. Komsular da bu tahavvüklen do- İşvı hlı'lîn'm metediyorlardı .Hat- ta ğ - Acuhı Za.ifi Bev evlenmek ilezere mi? diye pes perdeden bir- birlerine sorup sorusturuyorlardı. Hakikatte ortada, öyle bir evlen- mek meselesi yaktu. Fakat beliki de olabilirdi. Bav Zarifi bu husus- da o kadar istical göstermiyordu. Köşk bovandı, icerisi badala - nandı. Fakat bu sefer Zarifi, cv - lı'nmnkl düsünmekten ziyade, köş-| ter civar kösklerle bir mu- şesini yaptı. Az cok tadilâtla köşkünün de kübik olabi - leceğine karar verdi. Haydi bu eefer de mimar geldi, kalfalar geldi. Köşkün şurası, bu- rası budandı, yerine geniş pence- reler kondu, teraslar yapıldı. —« Yapıldı amma, bu sefer de Bay | Zarifi evin eski üslün mobilyasını. köskün kübik şekline vakıstıra - madı. Bütün eski bomilvaları su sattı. Yerine yine kübik lay esva aldı. Fakat bütün bunlar vapılırken, bankadan da paralar mütemadi - yen çekiliyordu. Nihayet bir gün Bay Zarifiye barkadan söyle bir mektup gekli: «Cari hesabnz elli liraya inmie- tir. Hürmetlerimizle arzı malü - mat ederiz.» Kücük bir heves yüzünden Zarifi parasız kaklı, Otamobil var, köşk var, kübik esva var amma, simdi in maası, mutflağın ihtiyacı bir mesele alunca i< değisti. 'Yine avni nizam dahilinde ev- velâ goförle otomobil. sonra kü- bik esya, daha sonra da köşk sa- tıldı. Bay Zarifi bir evvam bu para ile teçindi amma, simdi kendisini görmeyin, 1640, Ay 7, Gün 210, Hıdır $4 28 Tenımuz PAZAR Vakitler | Şus alındı. Şoför için de bir odacık va- pıldi. Âlâ! Bay Zarifinin ne za-- man canı bir gezintiye cılımak is- terse, otomabil hazır! Bir gün yine bu gezintilerden dö- TNo. 127 dolaplar çevireceğindi Papa elçiye yakında Sultan Be- elçi geleceğini söy. ledi. Papa, Türklere ehlisalip seferi hazırlamakla meşgul iken, Venc- dik hükümeti hem Papaya müzahir oluyor, hem de İstanbuldaki bal - yosu ile Sultan Beyazıda Cem Sul- tan hakkında malümat — vererek 'nıık hükümeti İle bozuşmamıya | ayordu. | Vuıwdıl hükümeti Mısıra da bir elçi göndermişti. Bu elçi, ile Cem Sultanın validesile muhabere te- sisine muvaffak olmuştu. Venedikliler, bir yandan Türk- dere jurnalcılık ediyorlar, bir yan- dan da Papayı aldatmağa ve ehli. salip işlerinde beraber olduklarını | söylüyorlardı. Fakat, Papa Venedik hükümeti- nin tuttuğu hareketten malümat- tardı. İşi idare etmi ıyordu. Papanın en ziyade ürktüğü Ma- svarlardı. Macarlar, Türklerle akdi musa. lâha ederlerse vaziyeti yüzde yüz Papa, Venedik elçisinin Mısırda bazı — | Yarzan: M. SAMİ KARAYEL en haberdar olmuştu malarından bilistifade İtalyaya fasrruz imkânlarınt elde etmiş - lurlardı. Venedik bükümetinin — Mısıra gönderdiği elçisi Cem Sultanın va- | lesile ancak iki kere konuşabil- mişti, Çünkü, Mısır Sultanı Kaytbay, Şehzadenin validesine şu yolda ricade bulunmuştu: — Venedik elçisi hainin biridir. İki yüzlüdür. Sultan Beyazıda ma- Tümat ajanlığı yapan bir adamdır. Onunla münasebatta bulunma amanızı tavsiye ederim. Tam bu sıralarda Papa da Kayt- bayla müzakerede bulunmak üze- re Musira bir elçi yolladı. Papa, Misıra elçişini, alelâcele göndermişti. Venedik elçisi Söda ü bakai' doleylür çevirdi - iginden malümattar olmustu. Ppamn elçisi, evvelâ Rodesa gidecekti. Çünkü, Musır Sultanı Kaytbay Sultan Cemi Papanın e- | tahtı hacze âlınan Galatada Kara- | sağındaki — gayri ey | cekti. Bundan başka Papanın bu Bugün İstanbul at mevsiminin Üçüncü yarısı Velielendi çayı - rında yapılacaktır. Geçen haftaki koşulardan sonra bu hafta yarış- lara girecek atların iyi hazırlanışı ve adetlerin -oğalmış bulunması busünkü müsabakaları bir kat da- ha zivade heyecanlaştıracaktır. Bugünkü koşulara şu atlar gi- recektir: BİRİNCİ KOŞU: Üç — yaşındaki balis kan Aran taylarına mahsus” Satıs koşusu olup 1400 metre mo- safede yanılacaktır. Sava, Tuna, Turhan iaminde üç at İşti- Tak edecektir, İKİNCİ KOŞU: Conk bayırı ko- susu namile yapılıp buna simdive kadar kazançları 4500 lirayı bul- mayan üç ve dsha yukarı yaştaki yerli yaram kan İnriliz tayları gi- recektir. Bunun mesfesi 1600 met- redir. Buna Poyraz, az. Mehlika, Tasvir, Nirvana, Ne- n ve Fru-Pru adında dokuz girecektir. ÜÇÜNCÜ KOŞU: Üç ve daha yukarı yasta ve bu kosuya ka - dar 2500 lira ikramiyeyi doldu - ramıyan halis kan İngiliz atları girecektir, Centilmen koşusunun mesafesi 2000 metredir. Buna Sır- kap, Parista. Martbir, Güravak, Thois, Mis ismizdeki altı at işti- rak edecektir. DÖRDÜNCÜ KOŞU; Ücç ve de- ha yukarı yaştaki halis kan İngiliz tavlarına mahsus olup 1800 metre) mmusafede yapılacaktır. Bu koşuya İstanbul ikinci icra memurluğundan: Kartal civarında Maltepe yalı boyunda 54 No. lu evde mukim iken halen ikametgâhı — meçhul Cemile Firdevs: Hazinenin zimmetinzide 37/2879 No, la dosyamızla alacağı olan 1561 Mtra 70 kuruşun temini tahsili icin baş mahallesinde $ üncü Dere so- menkulünüze 1822 lira kıyenet takdir edilmiş - tir. Bu hususta — bir diyeceğiniz versa icra merelinin kararı muci- bince 20 gün içinde usulü daire- sinde ait olduğu makama müra- caatınız tebliği muktazi zabit su- Sahibi ve neşriyatı idare eden Baş muharriri ETEM İZZET BENİCE $ Son Telgraf Matbaası mi için tam altı yüz bin lira teklif etmişti. Kaytbay ayrıca Cem Sultanın validesi tarafından itmış bin lira tediye olunacağını bildirmişti. © gün için bu para büyük bir yekündu. Hele, fıkara Papa hü - kümeti için muazzam bir yekündü. Papanın elçisi, Rodos şövalye - leri beyi Dübostona Mısır Sulta- nn vereceği paraları söylemeğe memurdu. Şövalyelerle bu verilecek mu- azzam para üzerinde konuşula - çaktı. Dübosson para meselı tinee müzakerı muvafakat ede- üni işi « altı yüz altmış bin altını şahsına hasretmiyeceğini, ehlisalip seferi- nin icrası irin donanma hazırla - mıiya ve asker toplamıya teşebbüs eyliyeceğini anlatacaktı. Papa, evvelce hıristiyan hükü- metlere yolladığı emirnamenin ce- yabını verecek, bu cevap gelinciye kadar Rodos şövalye beyi — Mısır | Sultanile müzakerata başlıyacak, bumunla beraber Papanın muva . fakatini almadan bir karar ver - miyecekti. Sayet Dübosson Papanın bu teklifine muvafakat etmezse, elçi bunu derhal Papaya haber vere - cekti. | Papa, bütün bu tedbirlerle meş- | gul iken Venedikte de çalışmak - tan geri durmuyordu. Macar kralımın teklifatı gayet Tinden almak için büyük para va- itlerinde bulunuyordu. | Kaytbay ekçizi ııııııııı Papa. X “Iııım 'Türkler, Macarların taarruzun- dan ve Bumeli üzerinde rahat dur- ya Cem Sultanın kendisine V İse 4 gizli tutuluyordu. Fakat, böyle ol- makla beraber etraftan yine ha. berler alınıyordu. — $PO Bugünkü at yarışları En iyi tanınmış atlar sahada! Beş koşu yapılacak, bugünkü bahsi müştereklerin çok hara- retli olacağına şüphe yok Komisarj, Tomru, Dandi, Yatağan, | Poyrazı arasında çetin bir müc: Berceste, Seb-| “Davamı var) Taşpınar, Abin, ismindeki a'tlar arasında yapılacaktır. BEŞİNCİ KOSU: Dört ve daha yukarı yaştaki halis kan Arap at- larına mahsus olup hendikaplıdır.| Mesafesi 2200 metro olan bu ko- şuya Yüksel, Karakus, — Vural, Can, Yaman, Ünlü adınduki atlar iştirak edecektir. Üclü bahsi müş-| terek 3 - $ - 5 inci koşularda ikili bahis beşinci koşuda cifte bahis de üçüncü ve dördüncü koşular a - rasındadır. TAHMİNLER Birinci koşuda İsmail Hakkı 'Tekçeden ümit vardır. Fakat Sa- vavı da tercih etmemek mümkün olmuyor. İkinci koşuda Lütfi Karsosma- nın Nirvanası ile Prens Hali dele olacağı anlaşılıyor. Diğer at- lar da yüksek kıymette oldukları için bu koşu zevkle seyredilecek- tir. Üçüncü koşuda, amatörler ken. dilerini göstereceklerdir. «Mart> ile «Mis> den birincilik umulur. ü koşuda, Tamru da in- kahyor. Abimpüro ile 'Taşpınar da hafif sikletleri dola- yısile kazanabilirler, BAHSİ MÜŞTEREKLER İkili bahis beşinci koşuda, çifte bahis üçüncü ve dördüncü koşu a- rasında, üçlü bahis üçüncü, dör - düncü, beşinci koşular arasında oynanacaktır. RADYO Dalga Urzunluğu: 1648m. 182 Ke/s, 120 Kw. LA.P.3LTm. 9465 Ke/s. 120 Kw. “A.G, 19.75m, 15195 Ke/s. 20 Kw 8— 1805 Proaram İspanyol musikisindene muhtelif parçalar (pl. Radyo caz orkestrası Türk müziği Ajans haberleri Halk türküleri Fasıl heyeti Konuşma Müşterek şarkılar İzahlı bir opera - Manon Ajans haberleri Spor servisi Cazbant (pl.) Yarınki program Kapanış 1845 19.30 1945 2015 20445 İl— 21.30 22.30 2245 23.— 23.25 2330 Yazan: Iskender F, SERTELLİ Cemalin muavini, Nerimandan | bu izahatı alınca, köşkü dolaşmış, her köşesini yeniden arkmış, hiç bir ize tesadül etmemişti. Sivil komiser muavini, bahçeye çıkınca, yanındaki köşkün kapısı önünde dolaşan ihtiyar bir kadın gördü.. Yanına yaklaştı: — Hanımefendi, siz bu taraflar. da mı oturuyorsunuz?. — Evet, Bu köşkün sahibiyim.. Sadi beyin annesi misiniz yok- — Evet, Niçin sordunuz? — Neriman hanımın biraz evvel birisi gitti mi diye so- racaktım da. — Hırsız falan mı arıyorsunuz? — Hayır. Herhangi bir ziyaret. çinin bu sabah Neriman hanıma gelip gelmediğini anlamak istiyo- rum. İhtiyar kadın hayretle baktı: Vallahi, yarım saat önce şair Şehsüvar beyden başka, köçkten çıkan birine raslamadım. Eğer ben içeride iken gelip gidenler ol- duysa, bilmem... Kimseyi gör - medim. Polis memuru birdenbire bey. ninden vurulmuşa döndü: — Tamam.. Tamam... Küfi, ha- | Sizi saadete götüren | PUDRA —a RENGİNİZ Hangisidir ? EN SON MODA RENKLERİ On kadında Dokuzu fena renkte pudra $ kuyllanır Fena renkte bir pud- Jra, yüzünüze «makyaj- lanmış» ve çirkin bir manzara di vafık rengi — bulma- nin yeğâne — çaresi, vyü- zülmüzün bir tarafına |bir renk ve diğer tara- fına başka renk pudra tecrübe eltmektir. Bu tecrübeyi Tokalon pud- rasınin yeni ve cazip reriklerile yapmız. Bu yeni renkler gayet mo- dern — *Chromoscope: İmakinesi sayesinde ka- lmastır. Sihrâmiz hkemen — kusur- suz bir itina ile renkleri kyatlanmış, — man- zaraya nihayot verir. Cilt ile ga- yet güzel bir tarzda imtizac edı rir, Tokâalon pudrası — husu usul dabilimde «<«Krama köpüğü: karıstırılmıştır. Bu sayede bütün gün sbit kalır ve ne- yağmur ve | rümgürdan ne de fazla terleme « den kat'iven müteössir olmaz. He- men bugünden Tokalon pudrasını tecrübe ediniz. Teninizin müzel - lestiğini göreceksiniz. Bayanlara ve Baylara Mahsus Mevsimin Kıymetli kumaşları Fincancılar Rizapaşa Yokuşu Şark Han altında 25 No. daki mağazamız — Sultan Hamam Vasıf Çınar caddesinde 123 No, ya Nakletmiştir İDEAL DAKTİLO İdeal daktilo kursunun ve- ni devresi açıklı. Dört ayda diploma vermekte devam e- diyor. Almaıındın türkçeye Aşk ve macera romanış; 75 — Evet o, arka kapıdan çıkıp itmişti.. — Elinde birşey var mıydı?. — Ufak bir çantası vardı. Ko - funda da pardesüsü. — Ne tarafa doğru gitti?. — Arka kapıda bir otomobil bek- liyordu. Ona bindi.. Bağdat cad- desine doğru gitti, Cemalin muavini derhal Neri- man hanımın yanına çıkarak, bah- çede duyduklarını anlatmış — ve telefonla meseleyi Kadıköy polis karakoluna bildirmişti. Memur, bu tedbiri aldıktan sonra Cemal be. yi de aramışsa da, Cemalin nere- ye gittiğini öğrnememişti. Acaba şair Şehsüvar Kadıköy iskelesine mi inmişti?. Yoksa Anadolu ya - kasında bir başka semte gidip saklanmış mıydı?, Bunu anlamak kabil değikli. Me- mur köşkten çıkarken, Neriman hanıma: — Aman banzmelendi, yeni bir hâdise olursa, müdiriyete hemen telefonla bildiriniz.. Zira bu iş, yüzümüzü karartacak bir safhaya girdi. Polis müdürü zaten bizi ber gün haşlayıp duruyor.. Bunu da duyarsa, vallahi koğar bizi. Diyerek GOM' len ayrıldı, namefendi! Ben de onu arıyordum. aa n lleah neden geri kaldı? Devlet Demiryolları racaatları lâzımdır. Bu ve tahliye ve nakliye işleri mur. — (6606) SİLSAGL T. İŞ. BANKASI 1940 Küçük:- Cari Hesaplar İKRAMİYE PLÂNI Sayın müşterilerimize bildiririz. ğ “Aradan bir hafta geçmişti, ADEMİ İ ve GELGEN Töbletleri hi ır—.ı—— ”!)Mhuhd Bir sabah Sadi ile Nebahat, köş- ikün bahçesinde oturuyorlardı. Badi, elindeki kahve fincanını masanın üstüne bıraktı: — Şu Şehsüvar meselesine he dersin, Nebahat? — Ne mi diyeceğim? Her za - münki dediğimi., — Şehsüvarın hırsız olduğu fik- rinde misin hâlâ?, — Şüphesiz.. Hem de bayağı, dolandırıcı. sahtekâr,.. Daha ne diyeyim? Mahir bir hırsız... — Hom bayağı dedin, hem de mahir diyorsun! Bu verdiğin hü. kümlerde bir tezat yok mu?. — Hayır. Bayağı diyorum: Çün- Kü, aşk perdesi altında hepimizi ve bilhassa annemi kandırdı. Sa- de gerdanlığı değil, annemin yü- züklerini, küpelerini de çalıp git- ti. Mahir diyorum: Çünkü, bu işi büyük bir meharetle yap&ı' O ka- dar ki, polisi bile iffal etti. — Ben hâlâ, şu senin gerdanlı- #anin onun tarafından aşırıldığına kani değilim, Elde hiçbir emare yok. — Ya annemin son calınan mü. cevherlerine ne dersin?. — İvi amma, o gündenberi Se- her de meydanda yok. Annenin tuvalet aynası önündeki mücev- herleri kimin çaldığı bence ma - Iim değil, Seher mi çaldı, Şehst- yarımma?, — Yıldırım Cemalin gözile ba- ikarsan, mücevbherleri Şehsüvar çıhnmtu' Hattâ onu zehirliyen de Annemin mücevherlerini çıhnııqdı, kendisini zehirleme- e lüzum görür U. İdaresi İlânları Muhammen bedeli (2670) lira olan 500 adet tren şofajı için lâstikten boruru (5/8/1M40) pazartesi günü (10,30) da Haydarpaşada Gar binası dahili komisyon tarafından açık eksiltme usulile satın alınacaklır. Bu işe girmek istiyenlerin (200) lira25) kuruşluk muvakkat teminat VE nunun tayin etliği vessikle birlikte ekriltme günü zaatine kadar komdsyonü âçe nit şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmak'adır. Sümer Bank Birleşik Pamuk İpliği ve Dokuma Fabrikaları Müessesesinden : 26/1/1940 perşembe günü saat 14 do birinci vakıf han birinci kattaki Gmese merkerinde ibalesi kapalı zarfla münakasaya konulan, Gümrük hakkında mezkür gün ve dan başka müracaat eden bulunmadığından talibi ühdesine ihalenin & 1940 perşembe günü sat 14 e falik olunduğu taliplerin müracaatları ilân ve Limapları İşletme atte yalnız bir f 'ı lerinde yapılır. KTİDAR Gemek lâzım, — Artık sen ne dersen de. ona, ilk gördüğüm gün hü mü vermiştim: Bayağı, mu! bıs, riyakâr bir adatn. — Arkasından atıp tutuyort” İstediğimiz hükmü veriyoruz. F? kat, ortada bir acı hakikat var. ol —'Ne olacak?!. Elde delil, PŞ re yok. Polis”takipleri neticefik kakdı. Yıldırıın Cemal, her işi Sf atle meydana çıkardığ: halde, Ü, meseleyi kağnı arabasile takiP diyor. İnsan, viedanına dan! kat'i bir hüküm vermekten çek"' doğrusüu hâlâ teveddüt ediyorsun, demti, O halde sana, onun hatırımda KŞ lan bir felsefesini tekrarlıyay' Müstehzi bir tavırla okudu: y «— İnsan, sahsi uıenııauef herşeyden üstün lulınıılıdlr di menfaatini, başkalarının m"' faatine tercih etmiyen adam, yatta muvaffak olamaz!» W“' Nasıl, beğendin mi bu felsefe'iğ * birden, ciddi bir tayırla — Böyle bir adam, dmihrln’; zara çıkarmakta, haysiyet VE refini kirletmekte tereddüt mi?, Sadi kendini tutamadı. Kati hayla gülmeğe başladı: # — Zavallı Şehsüvar.. ni FŞ na acıyorum işte, .,ı NMI kaşlarını çatarak müydüf. — Eğer'büyde ise, sadece mahir lm',,

Bu sayıdan diğer sayfalar: