HÂDİSELER KARŞISINDA ARADAKİ diline düşürmesin! Zavallı gazi- dillerine doladır. ( çen gün, bir gazinocu ile gö- m. Bu Tardalik delil, sedece eğlenmek istiyoruz. Aradaki fark ve bütün gürültü patırtı, buradan çıkıyor. JAPONYAYA, Javon imparatorluğunun bil - mem kaçıncı yıldönümü münase- belile, merasim yapacaklarmış!. Bunun için de türlü müsabaka - ler, eğlenceler tertip edilmiş!. Şa- yanı dikkat olanları içinde, tâ, ja- ponyava kadar yapılacak seyahat. ler de var. Bedava, japonyaya ka- dar seyahat fena birşey değil!. Fa- kat, şimdi, seyahatlerin, uzun yol- »e, yerinden kamaldamıyor!. Zan- mnetmem ki, dünyanın dört bir ta- ralından kalkıp japonyaya kadar Kidecek seyyahların sayısı iazla | olsun!. DÜNYANIN DÖNÜŞÜ.. cııı ksi, japon işi, ilüh... japonya. dan sonra hatıra Çin geliyor. ja » ponlar, Çine silâh gönderilen yol- | ları kapattıktan sonra, Çinliler, ESKİ TÜRK adamcağızların 'da ee B KADİRGALARIN -FESTİYALI yeni bir usul keşfetmişler. Sil nakliyalını eski usul, katırlarla | yapıyorlarmış!. Bu havadisi veren | ajanslar, tarih tekerrürden iba - ! Söri Telgraf rettir, binlerce sene evvel de böy- le yapılırdı, diyorlar, Zaten, dünya boyuna tersine dün- müyor mu?, Eski camlar burdak oldu. Haydi, hayırlecı. İstanbulu sevenler ismile yeni bir cemiyet teşekkül etmiş!. Allah lışacakımışi, Çünkü, bir uıum züp- tesirile bizim o meşhür a- pelerin tesiri n o Ş muşlar. Herkes, bir alafrangalık sevdasına düşmüşi. Bu cemivet, sırf aleturka nefis yemeklerden mürekkeu bir ziyafet verecekmiş. Ziyafetlerin yapıla- cağı yerler de güzel.. Öyle, filân salon, falan gazino, filân otel dee Bil.. Efendim, meselâ ziyafet Ökmey- danında verilecekmiş!. Bizi de ça- iermayı unutmasalar, bari, açık havada iştiha ile bir yamek yesek! Bir gazetede, Haliçte çürümeğe yüz tul muş eski tarihi kadirgaları, eski seltanat kayıklarızı ele almaş, bunlar tamir edilecek, halka teşhir olunacak, diyor. Bize kalırsa, böy- le yapmamalı! Bu tarihi kadirgar ları, saltanat kayıklarını içine bi- nilir bir hakle tamir edip, meselâ, Boğaziçine çıkarmalı, bir iki yıl evvel yapılan gibi festival yap . mahi!. Evvelce yıpıxm festival karada a gel sri Çıkar ki sonma - t ral gibi, borç bırak- maz, kâr bırakır!. AHMET RAUF Ğ D aa y ae D ee N N ıAvrupa Harbinin IçlndenJ Bohemyaya dair bazı malümat Bohemyanın tarihi çok eskidir.| 'Ta Esatire nit efsanelere kadar dayanır. En ceki sakinleri Bolen- lerdir. Sonra Markamanlar, Kad- dar gelir. «Bohame iaml verilme- Sine sebep de budur. $ inci yüz yılın ortasında «Cek,| İslâv kabilesi ile blirkikte mem - Jeketi istilâ etli. Bu havaliye ve kabilesine kendi iamini verdi. Bi dâhare, Cek memleketini istilâ e- den kumandanlar arasında Samo- yu, Korktu zikretmek — lâzamdır. Bu sonuncusunun — kızı Libusa, Prromsyl ile övlendi. 1306 ya ka- dac Ceklerin hükümdarı olan dü- kalarının ninesi budur. Bilâhare Retolikliği kabul ettiler, Bu dü- kaların sonuncusu Kral ünvanını akdı. 2 inci Oktav, 1278 de, Mo - ravske Pole muharebesinde öldü. Bon Kral 3 üncü Venceslas 1306 da Olmutz'da katlolundu. Lüksemburg hanedanından bi- rinci Şari, dördüncü Sarl ümva - nile Alman İmparatoru okdu. Bo- hemyayı ihva etti. 1348 de meş- hur Prag üniversitesini açt Son Telgraf'ın edebi romanı : 13 —a GÖZYAŞLARİ)| ETEM İZZET BENİCE Yürürye yürüye daireye kadar gelmişim. Nasıl gellim, ne yap - tam, nereden geçtim, kimi gördüm? Hiçbir şey bilmiyordum. Gözle - rim bir sis bulutu ile kaplanmıştı. Başım ve sinirlerim isyan ve nef- Tet doluydu! Kızıyordum. Herşeyi unutarak, bütün met- Haatleri ayak altına alarak kızı - yardum!, Sevgimi saymıyarak kzıyor. - Ve, durmadan söylüyordum: — Bunlar dalgın değil, mel'un VRİ, samimiyet, aşk, hüsnü- 'niyet bunların nesine?. Onlara var mı sadece şehvet, zevk, eğlence, kucaktan kucağa dolaşmak?. th ine gelen, hoşla- Kahbeye boyun eğmiyeceğim!. O beni ıztırap içinde ökdürmek istir un Btediği gibi deli olmuya- cağım!. Kukla olmuyacağım!, | raati cok müterakkidi | mıştır. Bohemya, 1835 de Avusturya - Macaristan imparatorluğuna ilti- bak etti. Umumi barpte, bu im - poratorluğun inhilâli üzerine av- rıklı ve müstakil bir cumhuriyet idaresi ilâm etti. Bahersya, Avrupanın göbeğin- dedir. Aarazisi 51,548 kilometre murabbadır. Nüfusu 6,319,000 dir. Bunün yüzde 63 ü. yani 3,930,000 u| Cektir. yüzde 37 si de Almandır, GCeklerin isdali akında — bulunan'| yerin mesahai zathiyes: 3 ki- kanetre murakibat kadardır. Al - manlar hududa yakın — yerlerde meskündurlar. Bobanmıya — arazisi cdk mümbittir. Ziraat, meyv Mühim miktarda ha da beslenir. Gü-| müş, kürsun, kalay, demir maden- leri zengindir. Sanayi cok ilerle Cekler bira, seker, madeni| eeya, ve porselen san'alında çok mahirdirler, Bohemyanın dağları. yaylaları gok güzeldir. Bu ınheııı— her sene yüz binl n | I İ Sevgime kimseyi ortak eümiye- | ceğlmi. Onu bir daha görmiyeceğim!, —| Defolsun sürtük!. Ve.. hükmediyordum : ve yine karşısına çıkacak ilk er- ikeğe kanmak, onun da kolları ara. sına gitmek!. Bu gidiş maskesiz ve lekesiz bir oraospunun gidişi değil- dir. Aile kızı.. Adını taşıya taşıya gidiştir. Ve.. kendisi de buna inan- — Ben aile kızıyım! Ben evlenecek Ben hürmet edi k kadınım, Der, kendisini müdafaa eder. — Bir insanın ze sevişmek — ve ınlenmok manden bir kadının hakkıdır! Evleninciye kadar pekâlü geze- | Tim de, eğlenirim de, Niçin - istediklerimden geriye yım?. İMuhtelif dairelerle mü- esseselere memurlar ve | Meskür belediyeye bas vurulma- | denin nerede yapılması muvafık | | kuluyorlardı. | utandım, söylendim: Kararaşsam kanmışım, ne ola- cak, sanki?, Alınacak memurlar işçiler aranıyor Postanelere orta mektep me - zamılarından stajyer memür ması için 1 ağustosa kadar yetlerdeki posta basmüdürlük - İerine müracast alunacak Harita genel direktörlüğüne 2 memur alınacaktır. Bunlara as - kkeri barem kanununun 6 ımcı mad-. desi delâletile mülki barem ka - nuna göre ücret verileceklir. Memurin kanunundaki şartları haiz olanlar ağustosun 15 ine ka- dar Ankarada mezkür genel di - rektörlük müuamelât şefliğine mü- racaat etmelidirler. Adanada Kalağrade fabrikası fabrika usulüne Yâkıf bir muha- sebeci azamaktadır. Mektupla anezkür fabrikaya müracaat olu- nabilir, Adana — belediyesinin 400 lira ücretli den işleri müdürlüğü, 300 lira ücretli mühendis veya mimar- lağı ile 100 - 170 şec lira ücretli 3 fen memurluğu — münhaldir. lıdır. Temizlik işleri müdürlüğü ka - dan ve erkek enüteaddit çöpcüler aramaktadır. Karsbük edmir ve celik fabri- kalarına 85 - 140 lira aylık ücretle, 20 tane memur ve 140 - 210 lira ay-| hik ücretle de 8 makine ressamı &-| rTanmaktadır. En az orta tahsili bulunan ve dalrelerle mücssesatta —asgari 2 yıl caletnış olanların alınacağı bul isler için şehrimizdeki — Sümer Bank subesine 12 ağustosa ka - dar müracaat icabetmektedir. Islehiye askeri garnizonuna G0 Hra aylık ücretle motürden an - lar bir elektrikçi alın; racastlar mezkür Hariciye Vekili 20 ağustosta dönecek İzmirden Ödemişin Gükük vay- lasına giden ve orada isirahat e- mekte olan Hariciye Vekilimizin 20 ağustosta İzmir fuarının resmi v Fiorya ve civarında çirkin manzara arze harap yerlerin temizlenmesine başlanmıştır. * Samatyada bir yar dük- kânını soyan Mehmet birinci sulh veza kararile tevikif edilmişlir. * Hava kurumu şehrimizde bir| paraşüt kulesi yaptıracaktır. Ku- olacağı belediye — ile birlikte tes- bit edilccektir. * Halkın geç vakle kadar Bo- Kanzdı kalabilmeleri icin bafla a- rası sefericri yapılmasına karat verilmiştir. Yenimahalleden zaat 21 de olan sön postaya ilâyeten sa-, at 2220 de de bir posta konmustur. Bu 80n vapur Boğazın her iki sa- hilindeki başlıca iskelelere uğri- yacaktır. * Silede üç bin Hita vüöcude getirilen elektrik santralı meresimle acıkmıştır. sarfı ile Elbet beni sevccek, kabahatimi yüzüme vurmuyacak birini alırım! Hem benim kocam biraz da ta- hammüllü olmalı, Öyle kıskanç, sakıngun, hberşeyime karışacak er- keği istemem!. Ve.. bir ân yine zihnim daldı. Gözlerim başmaşka bir âlemin i- çine açıldı. Karım, onun melek çocuğum, enun altın başı, Maviş gözleri bakışlarımı doldur- du. Damarlarımda, ateşli ve ıztı. raplı bir sızı yayıldı. Beynim san- cılanıyor. Karım ve çocuğum bü- kük bovunları ile sanki yanımda ve karşımda imişler gibi bana sö- | Korktum, titcedim, | — Daha ne duruyorum? Hor fenalığa lânet olsun!, g bu küvvetli bir emir ha - daklarımda uğulduyordu: | — Haydi durma. Karına, çocu- ğuna git!, Dalgın kızlardan - sana bayır yok, İşte gördün. Sen karı- nın kocasısın, çocuğunun babasi « sın. Onlara hiyanet etme!, | Ben bütün bunları P ve mücadele içinde çır- n birdenbire odanın kapısı aktım: Karşımda Naran!, rdım. Rüya görüyorum san- dam. Fakat, öydu. Kendisi idi. İ- lN" q"! glemez uzun, tatlı değen bir bakışla beni süzdi oldu. hiddtin geçti mi?, Diye yanıma gekli. Masamın he- mmen yanında duran Âmmcrikan kol> Bız, kendimiz.. Dün çıkan yazımı okuyan Türk bayranı herkes, Türk köytüsüntün Tuh ve madde asaleti karşısında bir | | kere daha eğilmek insiyakile tit- rediler. Ben, bugün, dünki mevzuu bahsettiğim sa tahlil ve müsbet neticesini oz. taya koymağa çalşacağım. manasını, bütün idrak hassaları - mızla kavrırmalıyız. Bu memnlekette iş görmek isti- yen zirnatei, maarifçi, iktısatçı hu- âsa her kafa, hangi dünya ilim - toritelerinin rahlei tedrisinde fe. yiz almış olursa olsun, muvaffak olübümek için, berşeyden evvel geniş ve vriğinal Türk ruh derya- sını otüd etmek, kavramak mecbu- riyetindedir. Çünkü, biz, millet olarak, mem- leket olarak, zekâ, idrak, kabili - yet, hulâsa her nevi maddi — ve manevi kıymet olarak, ayrı bir hususiyet gösteren bir cemiyetin unsurlarıyız. Filân zat vardır, Bilmem hangi Kgarp Üniversiteşinde iktısat tahsil etmiştir, doktorasını vermiştir. Buraya gelip işe başladığı gün, bu zatı, meşhur tabirile, apı görürüz, Bunun se. Bizi, bizim hususi- yetlerimizi, memleketin en hakiki iktısal cephe ve organizasyonunu, aksaklıklarını henüz tanımamış, etüd etmemiştir. İstanbulu ele a- hn!. İstanbul, hayatının her cep- hesile uzun uzadıya — öğrenmeğe değer bir şehirdir. Biz, garp İlminin sistem ve me- todlarından istifade edebil kat filân memleketin maaı tatbik etmeğe kalkışmak, pe- şinen hiçbir müsbet netice ulma- mağa karar vermek demektir. Biz, kendi memloket bünyemize uy - gun bir iş yolu ve ka etmek mecburiyetindi h Bizi tanımıyan, fakat, garp ilim hamulesile gelmiş, kuru kuru tat- bikatçılık sevdasına düşmüş nice elemanların maalesef muvaffak olamadıklarını ruzmerre hayatta görmüyer muyuz?. REŞAT FEYZİ Toros ekspresindeki iki! saatlik teehhürün sebebi Suriyedeki Fransız hükümeti tarafından sıkı bir surette yapı - lan kontrol dolayısile evvelki gün- kü Toros ekspresi Suriye hudu - an 3 & umk bir Recikme ile yolda tellifi e- derek Ankaraya 2 saatlik bir te ekihürle gelmiştir. Haydarnasaya varıncıya kadar bu toohhur daha üi Moda deniz klübünde dünkü toplantı ıya cakırıl « mış ve bu toplantı dün vanığmış- tır, tuğun kenarına çapkın ve şuh bir eda ile oturdu. Yerimden fırla . mak: Ona giti. Güzel çocuğa git Bırak bönit, Benden uzak ol!. Kahbe!. Diye haykkırmak istiyordum! Pa- kat, bunu yapamadım. Şuurum birden değişti, iradem birden kı- rıldı ve eridi. Onun bağlıyan, esir eden, gevşelen ve sürüyen bakiş | ları hemencecik gözlerimin içine doğdu ve beni yerimde - oturttu. Yine ona esirdim. Yine onundum. Sanki hiçbir şey olmamış gibi o- bağlıydım. Şehvetin cinnet ge- düdak kive ara sordu: — Monşer, neydi deminki o hid. Gizli emlâk | Yeniden “iki milyor liralık gayrimenkul meydana çıkarıldı Memleketimizin her tarafırıda w yepılmasını temin için kar| | dastmo mektebine her yıl dazla ta-, lebe ahtması kararlaştırılmıştar. Yıkda 60 mezum veren kadastro mektebinden şimdiye kadar B00 addit mahiüi, mektum gayri men- kuül meydana Bunların harç ve TÜSUM mas - rafları devlet lehine 2 milyon 150| bin lira fazla menfaat temin ey - lemoktadir. Alâkadarlar tekmil yurndun kar| dastrosumun 50 yılda ikkmal olu - nabileceğini hesap etmisterdir. Şeke fıbnkınııdıkı toplantı Hali tasfiyode buluman İstanbul! ve Trakya seker fabrikaları hisee- darlarının umum! hevet toplan tsı uv—-.ı.a.u ayın 16 #ehrimideki Dilacak ve t "ülecektir. Hububat alım, satımı Toprak mahsulleri ofisi muh - telif mıntakalarda hububat müba-| yağsına devam etmektedir. Yalnız Adana mmlakasında 40 gün zarfımda yapılan mübayaatın vyekünu 8 mı!vm— kiloyu bulmnus. Lüzumsuz hareketler Sirkeci istasyonunda ve banliyö trenlerinde gazete müveszilerinin alınmadığına dair yeni bir hava. dis ortaya çıktı, Bi sinin böyle bir meselesi niz işletmesinde bu için lüzumsuz- Tuğu derhal anlaşıldı, müveszi ya- sağı kaldırıldı. Ümit ediyoruz ki, Sirkeci demiryolları idaresi de hi disenin yersiz ve lüzumsuzluğuna kani olur, gazete satan çocukları me istasyondan, ne de trenlerden kapı dışarı ettirmez. BÜRHAN CEVAT AVRUPA HARBİNİN Müstemlekecil Almanyanın meşhur iktısatçısı doktor Şart iles'de düuyaya bir mizam verileceği tasavvuru ile müstemleke meselelerine dair bir rapor hazırlamağa memur edil - miş. Almanlar müstemleke işle - rinde sonraya kaldıkları için bu- nu her cepbeden tetkik etmeyi İs> | tiyobilirler. İngilizlerin müstem- | lekelere yayılması İse çok evvel- den olmuştur. İngilizlerin müstemlekeciliği iki türlü olmuş: Her Avrupalının gi dip barmamıyacağı sıcak memle - ketlere kadar giden İngilizler ora. | ların tabil servetlerini işletmişler, yahut da mutdil iklimlere gide- rek yerleşmişler, kalmışlardır. Bu * tabil servetlerini içletmek, yahut da nüfus yerleştirmek. Sıcak | memleketlerde yaşamanın zor ol- masına rağmen oradan elde edi- len menafi büyük olmuştur. Çün- kü dünya piyasasında para eden maddeler oralardan getirilerek sa. tılmaktadır. Babarat, pamuk, tü- tün, kahve, çay kakao, şeker ka- muşı, pirinç, yağlı tohumlar, kat- çuk gibi. İngilizler şimdiye kadar müstemlekelerinden — bunları ah mış, satmış, müstemlekelerin hal- kı da İngilterede yapılan eşyayı satın almıştır. Sıcak iklimlerdeki müstemlekelere İngiltereden gön- derilen eşya bütün ficaretin 56 57 | nisbetinde imiş. İngiliz müstem. lekeciliği noktasından tetkik edi- lince Hindistan birinci gelmekte- Cevap bulüp veremiyardum. A- Teklaşmı; rgundum, ne yar miyordum. 'Budunu turduğu kenape kenarın- | n bir in- hina yaptı ve tekrar ettl: — Söylesene, niye susuyorsum? — Ne sö; lıveyvm Yauptığını ba- (Devamı var) dir. Burada 2000 yerliye karşı an- cak 1 İngiliz var diye hesap edil- mektedi ukarılan mana şu olu- yor ki İngilirler gittikleri yerleri istilâ etmek, oranın halkının elin- de ne varsa almayı değil, kendi ka. zançları için elzem olan madde - Bi şit mahsul alınmaktadır. bu da değişiyor. Eskiden Hindis- tandan baharat, ipek ihracatı ya- pılarak para kazanılırken şimdi bu cesim ülkede daha ziyade buğ- day, çay, yağiz mebatat, afyon ve saire istihsal edilmektedir. İngi- fere bu vâsi imparatorluğun yol. Tarma ise çoktanberi hâkim bulur ayor. İşle Arabistan kıt'asınm | eşiğindeki Aden, İşte Singapur, Beşiktaşın “Alkapon,,u İlhami adında birisi, suçunden bir aybk mah- kümiyetini bitirdikten sonra bir hafta evvel bapisbaneden çıkmıstı.| Yodiği cezadan uskammadan İlhar mi, bu defa da sarhoş loarak Be- şıktaşla mvvkcıimu"kııdmhum Mat!l_hu—dıuü söükerim, diye bağırmıştır. Ücüncü sulh cuzaya verilen İl- haminin müuhakemesi neticesinde Suçu #abit olmuş ve kemdisi | ay dedım' tevkif uluıın_.ur |Bir hâkim şahit olarak bit sıfatile ifadesi din Beraetle neticelenen casusluk davası İstanbul ikinci ağır ceza mah- kemesinde mevkufen ve kapalı o- larak görüler bir casusluk davası stir, Muhakemekri Erih, Otto hakla « ÇZ ga B İrend ai B » bunların Türkiye aleyhine stuk yaptıkları, gözli kalması Mezm gelen malümatı toplamada calıstıkları volundaki iddia sabit görülememis, her ücü hakkında da| beraot kararı verilmistir, ÜÇ sene sonra yakl alanan katiller | ndan üç Bene evvel Kuş - bir ceset hakkın-| €ekte olan tahkikat | nihavet cinayetin fa- illeri mevdana Gıkarılmsılır. Maktulün torbalının — Ahen köyünden Arap Mustafa oldudu ve cinavetin Hüsevin cavuşla oğul-| ları tarafından işlendiği anlaşıl - mıştır, YENİ MESELELERİ iğin istikbali... hep bu imparutorluğun bellibaşlı kapılarını teşkil etmektedir. Denizaşırı yerlerde iklimi mutes dil olan yerlere gidip yerleşmekle İngilizler oralarda y halk ile çok evlenmedikleri Anglo - Sakson ırkı mühafa: lilebilmiş. Milez bir ıahıkı uıeııılo geliril - memek istenmiştir. Halbuki İspan- yollar, Portekizler daha evvel ce. nubi Amerikada bunun aksine ha- reket etmişlerdir. Müstemleke - lerdeki boş arazi memlekelinde toprağı almıyan, çalışmak istediği hatde imkân bulamıyan, sonra bir gün zengin olmayı kuran her İn; Tize açılmıştır. İngilizlerin fikri: ©e arazi sahipsiz olamaz. İnsansız * | toprağın kiymeti yoktur, Omun Çin nristemlekelere giden her İn- gilizin gittiği yerde mutlaka bir parça araziye sahip olması lâzım gelmiştir. İngilterede bir asıl denin ulenmıyenk kılmq, arazisi olabilir. Fakat müstemle- kede bir. ııgıııııı böyle boş duran toprağı yoktur. Bu suretle müs- temlekelere giden, yerleşen, ser- vet gahibi olan lııgı'lıılı—rle şayanı dikkat bir fikir değişikliği, ister istemez oluyor. İngilterede büyük araziye sahip ! asılzadeler olduğu gibi müstemle- kelerde de küçük küçük araziye malik olmuş bir sımıf İngiliz di vardır. Bu sınıf gitgide inl mektedir. Küçük çiftçi en büyük işi, diyorlar, Yeni Zelandda yap- mıştır. Diğer dominyonlarda da bu görülmektedir. Avustralyada büyük emlâk sa. hipleri büyük roller oynamakta dır. Öyle olduğu halde küçük ara- | zi sahiplerinin ı'uıhu. İnaliyeti arttıkça artmaktadı iyle ki A- leri gülmiş bir Ülke sayıl- maktadır. İngiliz mizacındal mokratlık, en ziyade orada kon. dini gösteriyormuş. Hulâsa dün- iyanzın mütedil iklimlerinde yeni memleketler tesisine muvaffak o- lTan İngilizler bugün dünyanın dörtte birine hâkim bulunuyor - lar, Fakat onlar bu hâkimiyeti merkeze bağlanmak suretile değil, müsavi haklarla imparat zabıtaya | ıGaı'bı Akdenizin kıbll 'asan: AHMET ŞÜKRÜ ESMEĞ Cı»-ııva ve tarihin malı olafi bazı yerler — vardır ki buralatl dünyada hiç bir zaman ehemmi * fetlerini kaybetmiyorlar. Mi Cebelöttarık. Orasını İspanyollardan zaptett miş olan Tarık bin Ziyadın — ismll yerilerek Tank dağı adını - sleğ tarık milâdi T! de ve Eme” devletinin zamanında Art dara gecmiş 1309 da yine İspanv lar tarafından istirdet edilmiştif. 'Ondan sonra 1333 de yeniden A * geçtikten sonmu artik uzun z onlarda kalmıs ve tahkim wk 4 vek duba o zaananlarda bile « kabil olmayan bir yer diye :.ıı# kazanmıştır. Faket İngiliz ve H0r Janda müttefik kuvvelleri 1704 burayı zaptetmişlerdir. Cebelüt * tarıkım tarihçesinde göze çarpalk bir nokta da buranın alınıp ve * rilmesi ekaetiyya tamımuz ayla * Tmna tesadüf etmesidir. Hesaba ve Tarik Bin Ziyadın 12 bin kişi Hk ordusu burayı 7İ1 milâdi se * | nesinin temmuzunun son günül” do fototmiştir ler de 1704 8f nesi tammuzunun 24 ünde almif” lar. Ondan sonra burada muhaft” be eksik olmamıstır. İspanyollaf be Cebelüttarıkın istindadı iclif uğraşmışlar, lâkin aöıl mü 1779 dan 83 senesine kadar süreli muhsara da yine leommuz ayındi” 1779 temmuzunun 6 ıncı günü İN gilizlerle İspanyollar arasında # detli bir kavga başlarmıstır. Falatk | burada tafsilât uzun süreceği neticeye gekmek lâzın. Nü 1783 de İngilizler artık tamamil? Cebelüttarıka hâkim olmusk Yalnız 19 uncu asrın Avrupda İngiltereye karsı her fi retle şiddetli bir mücadele açalk fakat sonra mağlüp olan Nıod' yon Bonaprtın İsapnyollarla bi raber olarak Cebelüttarıkı ııml icin faliyete — girişeceği 1801 y bütün Avruvada savi olmuş ise'© İspanyol gemileri İngiliz donat.” ması tarfından hezimete uati muştır. Su son 40 senedenberi buranısi gidin görenlerin anlatlığına burası bir arslanın oturusunu Wf| tırlatan sanp bir kayadır. Cebelüttarık müstemlöke de olarak idare edilmekte, İmsilf vakisine tâbi bulunmaktadır. B meclisi ideresi vardır. Cebelüft a && gelip Baçen r vermeklir. varidatı evvelâ — müskirattan tütünden alınan resimlerle limffi reami, meybane ruhsatiyesi, p0f 14 ve tekgraf varidatı, tonrak VEİŞ gisi ve pul ile temin edılmü, Cebelüttarık bu suretle daba İ çok noktalardan İngilizlerin dfŞ Di tarthindeki an'anelerine Kf mış, ne pahsma olursa olsun 6 bırakamrvacakları bir kaledir. Birl_mi_zln Derdi Hepimizin Derdi Bu ceza pek ağır ! Bir ekuvacümuz yazıyor: «Denizyolları tüf su kısmında dört senedir c& * lışmaktayım. Üç sene ratifin Tophanedeki n de çalıştım. Bir seneyi mübü” cavizdir ki Büyükderedeki #F bi uhqqı]ı"ı-nl.ı ar) ram arasında temayüz etmti f #imdir. Dört sene url!rdl defa olarak geçen hafta D& ) zartesi günü vazifeme iki $i Rec kaldım diye beni ı—ıırâ çI Ben evli ve çocuk babesıyım. Evimiz Kİft baska biçbir venden geliriDi| yok, Biz günlük k;umım"; zor idare oluruz. Bir gün bşmadık mı, ertesi gü kalırız. Açlık sefaletı, 60 ise felâketi doğunur. !Jı Boç kaldım diye beni aksamı arasında mükemmel bir