F ; i j ÖOn iki altın lira Galatadaki eski Şer'iye mahke- mesi binasının önünden geçiyonduk Yanımdaki ihtiyar dostum durdu, güldü; , —imeleti © bisayı aötüyor mnusun? Eski meşhur Galata Mah- kemei Şer'iyesi burasıdır. Gençli- We bir gün bura üş - 'lı')ınr yürümeğe başladık. o da anlatıvirdu: — Bir gün Galatada işim vardı. Mevsim yaz. Buram buram terli- yoruz. Öğle sıcağında köprüden Keçmenin ne felâket okluğunu dü- günün. Simdiki gibi tramvay da yok. Eminönünden bir «Dolmuş>a atlamıştık. Bekliyoruz. Daha iki yolcu lâzım. Deniz üstünde ,bile Küneş öyle bastırıyor ki, terden testi gibi sızıyorduk. — Kalkalım artık, gelen olmaz- sa, akşama kadar bekliyecek mi- yiz? dedim. Kayıkcı inad mı inad! İki onlu- | itu feda edemiyor. Derken biri gel | di atladı, arkasından da mintanlı birisi söktü. İhtiyar dostum yüzüme baka- rak, dedi ki: — Sana bu adamı tarif edeyim. Tıknaz, bodur bir Karamanlı! F- linde koca koca paketler! Kayık bir ayak evvel kalksın da gidelim diye bu koca paketlere ehemmi - iyet vermedik, hattâ paketleri al- mak için kendisine yardım bile ettik. Karamanlı kayıkcının elini tu - tarak kavığa atladı. Kayıkta an- €ak zayıf bir adamın ilişebileceği dar bir yer vardı. Karamanlı, iri, hantal vücudünü oraya sığdıra - mnadı, kendisine rahat bir yer a« mıyordu. Elile amuguma dokundu: yle biraz sıkşiverin de, İlıkllm dedi. Çaresiz sıkıştık. Karamanlı iliş- ti. Biraz sonra bana; — İfne üstündeyim ciğerim, #öyle biraz sıkışıver, dedi. Yine arıldık, o, biraz daha yere deşti; — Asmaaltından buraya kadar soluya soluya geldim, dedi. lisine en çok yandım eden hayır sahibi yolcu, diclerinin üze- rinde tuttuğu paketleri göstere - rek: — Hemşerim, dedi. Artık al bu paketlerini! — Kusura kalma ciğerim, ver onları buraya, verl . Paketler tamamivle onun dizle- rininde değil, yarısı da benim diz- lerimin üzerinde idi, Paketlerin birinde yağ, öbüründe de et var. miş. Mevsim vaz demiştim ya! Yağlar erirse, veni yaptırdığım el- biselerimin hali ne olur, diye dü- #ünüyordum. Karamanlıyı — Arkadaş, şu paketleri çek, yağlar eriyor, üstüm, başım ber - bad olacak, dedim, Sen misin söyliyen? Birdenbi- Te kaşlarını çattı: — Nireye çekeyim, dedi, bun » ları gayetlen iyi sardırttım. Sen hiç merag etme! Ben de kızmıştım: Merak etme olur mu? Çek şu paketlerini! Bana şu cevabı vermez mi? — Bu kadar naziktin de neden bir faytona, bir gupaya binmedin? Seri mukabele ettim. Biraz sin- di. Fakat az sonra, yine söylen - meje başladı. — Ben senin başına bir iş çıka- Tayım da, o zaman gör! Av, ay! Ne oluyoruz? Şaşırmış- tım. O, durmadan — söyleniyordu. Bir de baktım: Karamanlı, kendisini haklı gös- termek için şövle konuşmağa baş- lamaz mı? — Namuyslu adamdır, diye gan- dik. kendisine senetsiz, sepetsiz para verdik. On iki altın, ciğe - Fim, tam on iki altın! Çok geçmedi, karşı tarafa çıktı- #umuz zaman, zapliye yetişti. Bizi çala yaka Galata Mahkemei Şer'i- yesine götürdüler. Hâkimin huzu- Tüna ciktık. Karamanlı hâkimin huzurunda hüngür hüngür ağlıyordu: ğınıza düştüm, diyordu, bu adam beni kül kömür etti. Za- ten şunun şurasında gaç paralık esnafım ki?.. Sermiyem ne ki? Ser- çeye değnek beredir ciğerim... Hâkim bana sordu: — Bu adamın parasını neye ver- miyirsun? Baktım, iş eiddileşiyor: — Aman efendi hazretleri, de- di adamın ben kim olduğu - nu bile bilmiyorum. Bugün kayık- ta rastladım, işte o kadar... Karamanlı bir yerine bıcak sap- lanmış gibl cıyak cıyak bağırma- Ba başladı — Dünyada ne adamlar dedi, şimdi de inkâra geliyor. Hâkimin önüne koştu, elini, ete- Hini öptü: — Ah, acımak da mı gabahat? dedi. Sözüne inandık, senetsiz ge- petsiz yirmi dört altımı verdik. İhtiyar dostum acı acı güldü: — Artık kendimi tutamadım, mahkemede bağırdım. Ön iki altın şimdi yirmi dörde mi çıktı? Kişi dilile ilzam edilirmiş. Ka - ramanlı hemen atıldı: — Gördünüz ya, dedi, on iki li- gasını itiraf etti. Hulâsa cancağızım, mahkeme o yolda karar verdi. Karamanlıya ©n iki altın lirayı bayıldım. —| var, Üsküdar ikinci sulh hukuk mah- kemesinden: Üsküdarda İcadiye mahallesin- de Avarcıbaşı sokağlında 16 No, lu hanede sakin iken 12/1/940 tari- hinde vefat — eden ve terekesine mahkememizce vaz'ıwed edilmiş bu- lunan Nikogos kızı Hayganoş Ka- ravülden alacak ve borç iddiasın- da bulunanların bir ay ve vera - set iddiasında bulunanların da üç ay İcinde vesaik ve senedatı ka- nunivelerile birlikte Üsküdar ikin-i ci sulh hukuk hâkimliğine müra- caat eylemeleri ve aksi halde ka- nunun ahkâmı tatbik — olunacağı ilân olunur. — 940/202 İLÂN Ferdiye Gazi Evrenos'a 1936 da werdiğim umum! vekâletnamenin Hükümsüz olduğunu bildiririm, A, Tevfik Rvmwıoılu Mısır Sultanının maksadı Cem Sultanı almaktı, | ;... Rodos şövalyaları Elçiler, mukabele ettir T Cem Sultan hakkında görüş- | mek üzere elimizde bir talimat Mmevcut değildir. Bu hususu Dü - bossondan talimat aldıktan sonra görüşebiliriz. Elçiler, Papayı atlatmak isti - yorlardı. Lâkin Papa Cem, mese- Tesini tamami! e dolamıştı. — Dül hakkında lâzim gelen talimatı alı- nız, ondan sonra Kiskarın kardi- mallığı hallelunur, dedi. Elçiler Papanın ısrarı karşısın- da donakalmışlardı. Elçiler, işin idare edilemiyeeeğini ıııhdılıı_ Sultan Cem'i Naj da isa teyordu. Rodos € Krala, Popaya verdikleri cevap gibi mu- kabele eylemişlerdi. Zavallı Cem Sultanın hayatında yeni maceralar — hazırlanıyordu. Türk şehzadesini menfaatleri için hıristiyaa devletler elde bulun - durmak istiyorlardı. Bir Şebzade Cem Sultan sebe - bile, otuz sene süren Fatihin fütu- hatı, haşmeti bir anda süküna er- mişti, Türklerin donanma hazır - ile görüşüyordu lan Rodos şövalyelerinin sorgusu- na tâbi kalmıştı. Müslüman Musır Sultanı da Ro- des şövalyelerile müzakerı Padişahın Mısır üzerine yürüme - sinden korkuyordu. Ö zaman Su- riye ve Mısır tehlikede kalacaktı. Misir. Sultanının da maksadı Cem Sultanı almaktı. Görülüyor ki, Cem Sultan kimin elinde olur- * Türklerden yakasını kurtara - gaktı. Rodos sövalyelerinin Cem Sul - tan dolayısile itibarları artmıştı. Haristiyanlık âleminde, müslü - manlık dünyasında nüluzlarını ge- giriyorlardı. İstanbulda Türk padişahımın ha- zırlığını duyan Avrupa derhal ha- Tekete geçiyor.. Dübosson'a elçi - kı, nııııelı-ı. mektuplar yağdırı - bübaden da, Avrupa hüküm - darlarının telâşlarından ayrı ayrı istifadeler temin ediyondu. Üste de, Sultan Bayezidi ehlisalib kor- kusile ve bilhassa Cem Sultan ha- reketile tehdit ederek bu telâşlar- dan iki kat menfaatleniyordu. lıkları bile alelâde bir hükümet o- |Kadıköy Sulh Birinci Hu-| kuk Hâkimliğinden : Kadıköyünde Kurbağahderede birinci Nabizade sokağında 4 se- | yıda iken halen nerede bulundu- * ika bilinemiyen — Yusufa harinel maliye namına İstanbul maliye | muhakemat müdürlüğü tarafı dan aleyhinizde açılan 7050 ku - | Tüş ecri mislin maa masarifi mu- | bdakeme tahsili davasından dolayı | ilânen vâki tebliga! ayyen günde mahkemeye gelme- miş olduğunuzdan hakkınızda ge- | yap kararının 15 gün — müddetle | ilânen tebliğine karar verilmiş ve muhakeme 5/1/940 cuma günü sa- 4 at 10 a talik kılınmış okduğundan © gün ve © saatte mahkemede biz- zat veya vekil göndermek suretile | hazır. bulunmadığınız — takdirde | gıyabınızda davanın intac edile - ceği ve ilân suretinin divanhane- | ye de talik edilditi tebliğ maka - mında ilân olunur. — 940/202 Haa s nni yükei l nidenmn ü Kadıköy Sulh Birinci Hu- kuk Hâkimliğinden : Kırklarelinde overatör Hayret- | tin Becer — eşi ve Karacabey mal müdürü ölü Sadettin kızı ve va- risi Veciheye: İstanbul maliye muhakemat mü-| dürlüğü tarafından Sadettinin Ka-| racabey mal müdürlüğünde müs- tabdem bulunduğu 1337 tarihin - de vazifet memuriyetine tesey « yübünden dolayı hazinenin muta- | zarrır olduğu 208 lira 62 kuruşun maa faiz ve mahkeme masrafı ve vekâlet ücretinin varislerinden tabsili talebile aleyhinizde açmış | odluğu davnın ilânen vâki tebli- gata rağmen muayyen günde mah-| kemeye gelmemiş okluğunuzdan hakkınızda 15 gün müddetle g- yap kararının ilânen tebliğine ve davacı vekili davaya ait vesaiki | tahkik edip ibraz etmesine karar | verilmiş olduğundan tavin kılınan 19/7/940 cuma günü saat 10 da mahkemede bizzat ve vekil gön- dermek suretile hazır bulunmadı- Snız takdirde muhakemenin g- —aben intaç edileceği ve ilân su- retinin de divanhaneye —asıldığı tebliğ makamında ilân olunur. RADYOĞ 18.— Program ve memleket soat ayarı, 1805 Müzik: Senfo- mik müzik (pL), 18330 — Müzik: Cazbant (pl.), 19.10 Müzik: Ça- | lanlar: Fahire Fersan, Şerif İçe H. Okuyan: Semahat Özdenses, 1935 Müzik : Zeybek — havaları, | 1945 Memleket saat ayarı, Ajans ve meteoroloji haberleri, 20 — Müzik: Fasıl heyeti, 2030 Konuş- ma, 2045 Müzik: Çalanlar; Fahi- —| re Fersan, Şerif İçli, Refik Fer- | : Melek Tokgöz, 21— - | Fıratlı ve Sarı Recep, 21.10 Konuş- ma (Bibliografya), 21,30 Küçük orkestra (Şej: Necip Aşkın), 22,30 Memleket sgat ayarı, Ajans ha- berleri; Ziraat, esham - tahvilât, kambiyo - nukut borsası (fiyat), 2250 Müzük: Cazbant (pL), 23,25/ 2330 Yarınki program ve kapa- maş, Rodo& şövalyeleri, Türkleri ez - mek için fırsat kollayordu. Bütün meselelerde Şeh: ilâ Cem Sultanın hıristiyan eline teslim olması ve geçmesi Türklük için azim bir gaile olmuştu. Şeh- zadenin bu harekâtı tarih huzu - runda affolunamazdı. Hal böyle olmakla beraber Türk torluğu son derece kavi ve ıııhııınlı idi. Karşısındaki Avru - va hiristiyan devlet! zayıftı. Bütün oynanan roller birer pa - lavradan ibaretti. Sultan Bayezid ve Vüzerası Av- rupanın oynadığı rollerden buber- dardı, hattâ, haristiyan hükümet- | lerinin zaâfiyetini biliyordu. Fakat, ortada korkulan — yalnız | bir nokta vardı, O da Şehzade Ce- | min Anadoluya ve ye geçerek Türk ikiye bölmek, fikir ayrılıkları vü- cude getirmek ve, bu suretle Türk | inde tefrika yaratmaktı. İlalva, nverişan bir halde idi, F pa, hâlâ Napoli kralı ile harbedi - | yordu, Hoş bu iki hükümet harb halin- de olmasalar bile Türk imparalor- Tuğuna karşı harbetmek için ne paraları vardı, ve ne de küvyetleri kâfi gelirdi. Dübosson da, Türk imparator- Tuğcu ile başa çıkılamıyacağını bi- liyordu. Böyle olduğu için şöval - yeler her taralı birer suretle ida- reye çalışıyorlardı. Dübosson, Mısaır Sultanına şu yolda cevab vermişti: (Devamıı var) (tılmaktadır. ) Kitmişti. Demek ki, gerdanlığımı SARAYE | D F İŞ BANKASI | ; 1940 Küçük â Cari Hesaplar İKRAMİYE PLÂNI Terinde yapılır. Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme U. İdaresi İlânları Muhasnmen bedeli 2200 lira olan 2 adet Motopomp — (Elektrikle müteharrik yağ tulumbası) 24/6/640 pazartesi günü saat (15) on hbeste Haydarpaşada Gar binası dahilindeki komisyon tarafından ka- palı zarf usülile satın ahnacaktir. Bu işe girmek istivenlerin 165 liralık muvakkat teminat, kanu- Pnun tayin ettiği vesikalarla tekliflerini mühtevi zarflarını ayni gün saat (14) on dörde kâadar komisyon reisliğine venmeleri lâzımdır. Bu işe ait şartnameler komisyondan parasız olarak dağılılmak- tadır. — (4749) »» Muhammen bedeli (38.000) Hira olan aşağlıda yazılı iki kalem döşe- melik deri 25/6/1940 salı günü saat 15 de kapalı zarf usulü ile Ankara- 'da idare binasında satın alınacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin (2475) liralık muvakkat teminat ile ka- İnunun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini aymı gün saat 14 e kadar İkomisyon reisliğine vermeleri lâzımdır. Şartnameler _4,_1”.)5) kuruşa Ankara ve Haydarpasa veznelerinde sa- « 40000 Des, 2 Döşemelik deri yeşil 200,000 Des, 2 Döşemelik de;ı' kammızı. » Mubammen bedeli (3893) lira &5 kuruş olan muhtelif cins ve leb'at 37 kalemden #baret ceman (1247) kilo (250) gram çelik (2/7/1940) İsalı günü saat (10,30) ön buçukta Havdarpaşada Gar binası İdeki komisyon tarafından açık eksiltme usulile satın alınacaktır. dahilin- Bu işe girmek istiyenlerin (292) lira (4) kuruşluk muvakkat temi- mat ve kanunun tavin ettiği vesaikle birlikte eksillme günü saatine kadar komisyona müracaatları lâzımdır. Bu işe ait şartnameler komisvondan parasız olarak dağıtılmaktadır. —. 6 Yazan: Iskender F. SERTELLİ Nebahat yattığı verden doği man !ıendınne söyleyince, Cemal kup kalktı: bey İze: — Ne diyorsun, anne.. Gerdan. | — — Adresini, nereli olduğunu öğ-| lığım Sivasta mı bulunmuş yoksa?, | rendim.. — Bvet. Gazetede kısa bir haber | — Demişti. Simdi anlamılıyor ki, var., Ben de şaştım doğrusu bu işe, | anun buradan çıkışından şüphe - Tenmiş ve Sıvasa kadar gitmiş, — Sıvasta polis yok mu? Ben | Cemal beyin oraya kadar gittiğine ihtimal veremem. — Ben iddia ederim ki, su daki- kadar Yıldırım Cemal Swvastadır. Çünkü bizi on gündür aramıyor. İşleri çoktur. Yalnız bizim işi- uğraşacak değil ya. yi amma, ben kendisini bu bafta içinde iki kere telefonla a- radım. Bana hastadır, birkaç gün- dür vazifesine gelemiyor dediler. Nariman hanım sevinçle başını salladı: - Hakkın var. Nebahat! O halde Sıvastan Yıldırımın gelmesini bek-| Nebahat gazeteyi okudu. Düşündü. — Hk de şaşılacak bir sey yok, anne! İkbal bu hâdiseden sonra bemen hastalanarak memleketine çalan © imiş.. — Gözü küralasıcaya nekadar i- | yiliğimiz vardı. Babanın zamanın- danberi hinzıra öz evlât gibi ba kardım. — Böyle nankör bir mahlüku bir| de evlendirmeğe, — chiz düzmeğe | kalkmıştın, anne! — Ne yapayım, yavrum? İnsan- lar kavun değil ki, koklıyalım da nelere istidadı olduğunu anlıya- eee liyelim, K — Malüm ya, Cemla bey sürm- Jmnil Razeteyi elinden bi * | Çizleri çok seven bir zabıta me - ri murudur. Bu işin - kısa da olsa - gazetelere aksedişini bile isteme- miştir. — Hakkı yök mu? Gerdanlığı bulmuşsa, bunun şerefi doğrudan doğruya kendisine ait olmak lâ - — On gündür Yıkdırım Cemalden| bir baber yok, değil mi? —Havır.. O da arayıp sormuyor — Bana öyle geliyor ki, bu işi moeydana çıkaran odur, Çünkü, İk- balin yanımızdan cıktığını o za- | zabıta memurları ancak bununla zımdır. Mesleğine cok bağlı olan | Okulu Mü falebe alınacaktır. gaat edeceklerdir. İstidaya sunlar bağlanacaktır: lâzımdır.) €) Gerek kendisihin tü ahlâk ve fena şöhret sahibi mak, ikinci ve üçüncü sınıflar için de zamdır. hemen evraki Jzer. (4524) saatleri hizalarında yazılıdır. bilir. V - Mimoza apartımanında piyano mualli: mechul Andre Unelvariye: Rinizi dermeyan etmiş olduğunuzdan gün zarfında Galatada Hüdavondigâr kamisvonuna tmüracaatınız olunur. — (4884) Renksiz ve 1 cansız Petrol Nizam | Saçlarınıza cağız? Sualine, heyecanlı bir tavırla | cevao verdi: — Telefona — gidiyorum, anne! Gazeteden, bu malümatı nasıl ve Limden aldıklarını soracağım, — Söylerler mi acaba?.. — Yabancı biri değilim. Çalı - nan “erdanlığın sahibi sıfatile bu- nu sormak hakkımdır. Köşke doğru koştu. den fazla malümat alacağını umu: yordu. Telefonu actı: - K denla aat Herdanbk eahibi Nö- | bahat.. Gazetenizde bugün bir ha- | ber gördüm — de... Ha, bu haberi Sıvas muhıbınmı.den “Leşokkür ederin 4 Bev hâlâ Sıyasta m acaba?.. De- mek müuhabiriniz. Cemal Beyin Sıvasa geldiğini yazıyor.. Başka tafsilât vermiyor, öyle mi? Nebahatin konuşması uzun sür- medi. “Nebahat telefonü kapayınca dü- | ftaaber vermemis. Zavallı İkbali o- a) Fotograflı nüfus cüzdanı veya noterlikce musaddak düzeltenler veya tashih ettirilmiş nüfus cüzdanı kabil b) Beş sınıflı ilk okul şehadetnemesi veya orta akul (doğrudan doğruya Sinif geçmek ve şehadetname çesa namenin üzerinden bir seneden fazla zaman g ©) Üzerinden bir sene geçmemiş çicek aşı kâğıdı. gerekse ailesinin Türk ırkından 5 — Yekarmaki şartları haiz talebelerden 1 inci sın) Mmak istiyenler 1 hazirandan itibaren ve 2 inci, 3 üncü sınılafi , hkunmak istiyenler - bu sınıfların M0 tedrisatı erken — başlıya” irlikte mektep müdürlüğüne İsteklilerin tayin olunan gün ve - saatlerde paralarile birlikte mezkür komisyona tmüracaatları. İstanbul Defterdarlığından: 'Töksimde Büyük Pangaltı mahallesinde Şe 986 mali yılı vergisi hakkında izahat vermek üzere Ki velinizi istemiş ve müddeanızı yedinizde mevcut vesaikle hk İstanbulda imiş. bu isi xıoamleu—îml’ rak köşke giriyordu: duydum, biliyor m Nebahat hayretle at ne baklı: Söyle baklım.. Deniz Gedikli Erbaş Orta durlugundell- ' 1 — Bu yal Deniz gedikli Erbaş orta okulunun her Üc #MÜŞ İstanbuldan istekliler doğruca Kası müdürlüğüne diğer mahallerde bulunanlar askerlik şubelerilt süree .p" olmadıklarına ve mât bulunmadığına dair hüsnü hal kâğıdı. 2 — Birinci sınıf için yaş 12 yi hitirmiş ve 16 yı biti irmemit birer yağ. farklı MNM 3 — Bu yaşlara ait boy ve ağırlık hadleri mektep — müdüf ve askerlik şubelerindeki askeri lise ve orta okullar ıaııını"" 4 — İsteklilerin bu şartlardan maada deniz hastanesino€ | gıhbi muayenede sağlam çıkması ve yapılacak seçme sınây maları da lâzımdır. yfa B ilân müracaatlari | inhisarlar U. Müdürlüğünde!” Muh. — Yüzde Eksilti Cinsi Miktarı Bedeli — 7,5 — Şekli temiaatı Lira Kr. Lira Kr, Bel ipi 10000 &8. — — — — Pazarlık Bileme makines Zunpara taşı 300 adet 1500 — 112 50 MJM I — Şartname ve nümuneleri macibince — yukarıda cıll'. darı yazılı iki kalem eşya hi yazılı usullerle satın & 11 — Zampara taşı; muhammen bedeli muvakkat teminatf H — Eksiltme ve pazarlık 24/VI/940 pazartesi günüu çi levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyonunda yâP IV — Sartname ve nümuneler sözü gecen şubeden parasl ç 13 çaTt0), Muhtar imliği yapmakta iken "" ııh*, ilân tarihinden — itbaftfi hanında İstanbul 2 Y“y: tebliğ makamına kaim elmak 1559 Hicri | — 136 Cemazilevvel pstr? 7 T AÇA & Gün 1 H 14 Haziran CÜĞ Vakitler | 5 “pe ; Güneş 7: 4 Ökle '5 * İkindi :, » Akşam 3 Yatsı y S İÇE İmsak, ">e Bahibi ve neşriyatı e Bıl mul Son 'hlınl_/ iftihar ederler. Bilhassa Yıldırım | rada tevkif etmis. Fı*“' Cemal gibi, İngilizlerin — Şerlok Holmestine taş cıkartan — değerli, cesur bir zabıta memurundan bu #nuvaffakiyeti bekliyebiliriz. Nebahat havuz başında fazla ka- lamadı. Annesinin: — Simdi ne yapa - | aKi ranar * .w varacak.. Bu esnada Neriman Nebahat, nerdi — Ne var, anne? T sındayam.. ğ Neriman hanım / tıkanırcasına çıktı: — Şimdi, senin ııkı»d:,f sun a nesinif , NE — Ne bileyim anne! Nebahatin Telefon odasma girdi. yandı: g..ınl"w Nebahat, gazete idarehanesin - | | — Âvol buzün kif etmiş.. Nebahat saşaladı! — Sadiyi mi tevkif a gol — Evet, Simdi a! Cok canım sakıldı. “C ,ııı gerdanlıkmış bu.. larımla darılmama Allah bu işin encamıp! gı'“’ Nariman hanım biz $ dü. Ve ilâve etti: — Sıvastan bir telii Gerdanlığın Sadi tara' d 1 bildiriyormus. ©O halde ıı.dınhî' Sadi müştereken calmi$ | ul Yıldırım Cemalin Sünmebe başladı: —— Piülmis. — Ce — Su Cemal Bey de ne garip | —— Gazete idarehâl adam! Sıvasa gittiğini bize bile | tün mü? nevaği