20 Mayıs 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

20 Mayıs 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

H Â i _! 28 (AA.)— Askeri hare- ve idaresi hususunda Ki Yüksek kumandanlığı ile hükümeti arasında i ga Fevcut olduğuna dair Al R Jİ İ | (Virfinya) 20 (ALA.)— İ kilisesi peskoposu ja - Kanon <Hitlere ve ona ben: İpSe karşı harp İlân etmeleri cumhur ile kengre nez- nüfuzunu istimal et- 20 (ALA.)— Alman tay- evvelki gece cenubu acığında görünmesi ü- , Mısır 20 (A.A.)— Askeri vali smanı karşı kendisini muha- 50 milyon 4 - Manica (Kaliforniya 20 — *Doyglas Air Sreft Com- Bin reisi Donaki - Douglas | Düşmanın plânları mutlaka bozulacaktır 20 (ALA.) — Cörcil'in Ahilletine hitabesi sabah ga- İkelarafından tehlikeyi inkâr beraber — nikbinliğe _lın dikkati celbeden ve Çesgret veren enerjik ve Bir şefin müessir bir da - İyetinde telâkki edilmek- qımoıpr vaziyeti İrpara - l sker gozıle % tepheler G mcı sahifeden devam) hazeket emniyetini temin Ü bidirler. İkinci kol da Sen- n cenuba doğru Uaz neh- P kenarından Som neh - a alarak ilerlemek isti - t Mondmedi üstüne yap - İN Hidetli bir toarruzla o ta- U Lelebilecek muhtemel bir faarruza karşı sigortala - "ıınzmw başarmış bulu- lüyor ki, —Almanlar Uaz sağ ve solundan — aşağı kuvvetlerinin sağ ce- nehrile de emniyete “hmıı tatbik etmektedir - kuvvetlerinin sol ce- Z tta göre, Uaz nehrinin Ku kıyılarından ilerleyen koluna karşı Suasson istifade ederek muka - lara girişecek Framız - anları bir müddet durdu- Muj'? Fakat Senkanten'den U- arı boyunca akam ilcinci Merlemesine karşı son gay- maları icabeder. Cürkül söylediğimiz gibi, Vaz sağ tarafından inen ko - | leceği saha üstünde ta - V, pek mevcut değildir. vaziyette anlaşılıyor. ordularının bu sabah- A Sİristikleri kanlı mukabil li ” Parisin mukadderatı | Wcımıı. alâkası vardır. adar harekâten neti - B İi Çlmanların ilerlemeleri ba- tetkik edilirse, çok teh- Be,, Fakat umumt — vaziyet, epey faik bir düşama "'"'Nı müteaddit büyük Selere rağmen — müttefik Darçalanmamış. ve kül- Bi nni M be b —;ım edildiği takdirde l;alya dan tselen ses.. ;(Başmakaleden devam) '!Iıık tarihe malolmuş ., bi h. BU Caie ziyade yine Siyesi y Bu telâkki etmiye mec- ! manevra da Musolini- Cumburrçisi Ruz- KE'diği cevabı. beslemiye İİ!"ııİIİO I.II “İ biz İtalyadan yük - ARRARARAERAARRA NL YEEE erek ve"i B bi matlslik taliini çevirmiyı '—k...ı.ı. sahip -ıı—ay: fasılayı gözönünde koparmıya ca- 20 (Radyo)— İkinci Avustralya - zanmış olacaktır. G: Harp şuunu Son Melgrüflar Ingiltere ile Fransa arasında ihtilâf yok manlar tarafından ileri — sürülen iddinlar salâhiyettar mahfillerde tamamile bayal mahsulü olarak tavsif edilmektedir. mesi» talebi mutazammın olarak nasıri Hull'e gündermiş raflık kanununu feshederek Al - manyaya harp ilân etmesi takdi - İngiltere'ye yapılan hava zerine fasılalı top sesleri ve gid- detli infilâklar işitilmiştir. Man- faza etmesi için halka talimat ver- miştir. Emirnamede Misır veecnebi dö- vizlerinin, esham ve tahvilâtın ih- racı menedilmektedir. Hususi bir müsaadenameyi haiz olmadıkca dolarlık tayyare İngiliz - Fransız mübayaat komls- yonunün — elli torluğa bildiren Başvekili tebrik etmekte ve milleti enerjilerini ve harp istihsalâtını azami hadde gö- türerek düşmanı durdurmağa ve | müttefik kıt'alar üzerinde vaptığı tedirler. Bu — suretle plânlarını bozmak icin Abluka çok eskiden vardi Bti 18 inci yüz yalı, biri de 50 ŞA e ü . dd ilâ. Çit his bize ablukanın pek garib | sinrı .dılltmı-ıh Abluka Çindo, bilhasıa yağmur- lara karşı kullanahe. Meselâ: yağ- C'Mlu yağnur ilihce bir ep BSekdimdie — tasavvur . Yıgmıır vağmadı veya fazla yağ- de da tahribat — yapmıya ı-ııııı ma, bu ejdrin kâğıddarı mamul bâr heykelini mabede kapatırlar, #nüne bir Çok kurbanlar, adaklar koyanlar. 1710 da, kutakbk Nankin hava- Hsini kasıp kavuruyordu, Yağımur kurbunlaran bir faidesi olmamıştı. Ahali perişan bir hwbde kurlanda dolaşıyor, aclıktan karılıyondu. Vilâyet vakisi Gebir istimaf'ne mecbur kamıştı. Yağmur — Mâhi, maberle kapatıldı ve mabedin ka- paları ve pencereleri örüldü. Bu kalan Yağmur ilâhi yola — geldi. Bol yağmurlar yağmıya başladı. Nankin ahalisi do kıllılkdan kuntul- du. Bir de bunun aksi var: 1800 da Kanton civarına giddeti yağmur. dar yağıyondu. Tarlalar sular nd- tında kalmış, köyleri ve kasaba- ları süler basmıtlı. Kanton valisi ciddi tadbirjere Mmüracaaş zaruretinde kaldı. Aha- Hnin dua ve niyazına oevab vere miyen yağmur Mühaot, memliket | bap shanesinin bir hücresine hup- setti. Entesi gümün sabahr yağmur kesikli, sular çekelmeye başladı. yanın yanmda harbe girmiye ka- rar vermis bulunuyor ve bunun icin de Alman taarruzunan — bazı noktalarda tamamlanınssını bek- liyorsa ne yapılacak, ne de korku- lacak birşey olmamak lâzımdır. Nihayet İtalya da harbe girer ve © da talini denemis ve mukadder nasibini almış bulunur. İtalyanın ı.ı.ı:eı girmesi asla Z nt Kibi girmemesi de değiştirmez. ETEM İZZET BENİCE tazyiki azaltmağa davet eylemek- | Ayni mahlillerde bu iddianın İnsiliz - Fransız blokumu ayırma- Ha matuf yeni bir manevra ola « bileceği ilâve edilmektedir. Kudüse bir fırka daha geldi Zelânda fırkasının bu — sabah Filistine vasıl olduğu Kudüsten Amerika'da harp taraftarlığı çoğalıyor rinde yeryüzündeki milletlerin hattı hareketlerinin derhal deği- şeceği beyan olunmaktadır. Mektup şöyle bitiyor: «Böyle vapıldığı takdirde korku yerine ümit kaim olacaktır. hücumu sın öbür sahilinden — şiddetli top sesleri işitilmektedir. a yeni tedbirler alınıyor | yokcular 20 ökürlüğünü fazla döriz | veya esham çıkaramıyacaklardır. Musıra gelen bütün yolcular üzer- lerindeki bütün eshamı ve tahvi- lât miktarını bir beyanname ile bildireceklerdir. ısmarlandı leri — ısmarladığını irmişur. Bunlar dünyanın en sür'atli tay- yareleridir. sız kıt'alarının kahramanlığından sitayişle bahsetmektedirler. Dally Mail diyor & Fransa vo İngiltere — tarihinin en korkunç ve cen ulvi saatini ya- şıyoruz. İrklarımız müttefikan ve kurtarmak için birlikte Barutu İcateden kim ? Barırtır icad eden kim? Enlın Çinliler, diyorlar. Bar uncanlıkar. vıhııu:ıı yliyenler de Sonma mucidin fsmini ileri sürt Tet de çok: Roger Bacon, Salrwartz di bir Almacı papası... Bu ddi Barutu bir kaç asır evwil Kehneçle, kö - | *mür tozu ve kükündü karıştarmak sumd de baru! yaptıkları malüm... Fakat tarih, barut istimeline 13 üncü yüz yılda Çirliler tarafın - kullanıkdır Anci yüz yılda börutu, şarktan gar- ba getirmişlendir. Yunanlılar &i - yah bir doz yapıyorlandı. Patlemr yan, fakak yaman bir toza «Greğu- ar alkığla dsmini vendiler. <Rum a- Peşi: de dedikleri oluyordu. Borut Yunenistandan, — Venedik — yolile Avrüpaya geçtü. 19 uncu yüz yıla kadar yapılan muharebellerde baruttan çok öti fade dülmiyordu. Hattti arslan | yürckli Rişar, top değil Mancinik | kullaryondu. İşbitens di lean a e temiğilümüsleni Alman ateşesi geldi Almanyanın Ankara sefareti ti- caret ateşesi Fon Ronsone ve İtal- vada bulunan bir Türk tüccarı bu sabahki ekspresle şehrimize gel - mişlerdir. tüccar da, yolun kananması üze - rine İstanbula dönmüştür. Yugoslavvanın şehrimiz konso- losu Nikolaöviç ile bir Fransız o- tomobil teknisyeni de bu sabahki volcular arasında bulunmaktadır- lar, — 3 kilo esrar Küçükpazarda Hacıkadın ma - maralı Fatmanın evine Geyveden gelen Halil oğlu Mehmet esrar ka- ani olarak bu evde vapılan arama neticesinde üe kilo 900 gram es- 'Tar bulunmuştur, Esrar müsadere edilmiş, suçlu !ılılı—n.l yeye verilmiştir, TLondraaya gitmek üzere çehri- | mizden Fransaya geçen Halepli bir. “hallesinde Bostan sokağında 46 nu- gakçılığı vantığı haber alınmış, dün (1 inci sahifeden devam) kâmıharbiyesinin dün akşam neş- Sen - Kantenin şimali garbisinde cere- yaz elmekledir. Kı'alarımız, düş- manın şimddetli hücumlarına karşı mukavemet gösteriyor. Buradaki mubarebeler pek çetin ve kanlı olmaktadır. *Monmedi mıntakasında düş - manın akürsme hücumları püskür- tülmüştür. Düşman büyük zayiata devam ediyor. «Hava faaliyeti bütün gün ve xece bilâfasıla devam etmiştir. Bir çok düşman tayyareleri, düşürül- müştür, Sayısını şimdiden tayin etmek imkânsızdır. «Şimaldeki vaziyet: Düşman iki «cen> açmıya muvaffak olmuştur. Birincisi! Şarkta ve Majino hattı- na kadar uzanmaktadır. Bi muharebeler, dündenberi mevzli bir şekil almış ve ilk günlerdeki | şiddetini kaybetmiştir. İkincisi: Sen - Kantendekidir. En şiddetli muharebeler, bu şehrin şimali sar- kisinde devam etmektedir. Düş » | man, bütüm kuvvetlerini sarfede- rek Sen - Kanten ve Amyen hattı- nı tutmak ve Som vadisine inmek istiyor.> Fransız erkânıharbiyesinin bu teblitinden llmeılıı muharebeyi net k için insan ve mü- himmat bakımından ber türlü fe- dakârlığı göze aldırdığı ve bir an evvel Som vadisine indikten sonra Pariş üzerine yürümiye karar ver- diği anlaşılıyor. Fukat, Parise girmekle - ki çok şphelidir - harp nihayet bulacak, Hütler zaferini ilâm edebilecek mi? Bunun cevabını İngiliz ve Fran- sız Başvekilleri veriyorlar: «Ha- yır! Hitler burada muvuffak olsa bile dahi harbi kazanamıyacaklır. Cünkü müttefikler, sonuna kadar devam edeceklerdir. Nasıl ve han- | gi kuvvetlerle? Bunu ancak bir kişi biliyor. O da yeni buşkuman- dan General Veygand'dır. MUANNİDANE MUKAVEMET Paris 20 (Hususi)— Alman ta- urruz kollarının Pari af e- dip etmedikleri bu yirmi dört at isinde belli olacaktır. Gamı yerine müttolik kara ordular er- kânıharbiye reisliği ve harp saha- Tarı başkumandanı tayin — edilen General Veygand vazifesine baş - Tamıştır. Bütün gözler, yeni baş- kumandandadır. Almanların kat'i netice almak için üç bin taktan fazla bir motörlü kuvvet ve dört milyonluk hir ordu ile yaptıkları son simal taarruzu, Fransız kaynaklarından gelen ye- ni haberlere göre, muannidane bir mukavemetlen sonra durdurul - muş, taarruz islikameti şimali gar- biye doğru çevrilmiştir. Alman - Tar burada tam bir sadmeye uğra- mıslardır. Şimali Fransa, İngiliz ve Fran- sız kıt'alarile mütemadiyen tak - viye edilmektedir. Geçen cuma Künü azami şiddetini bulan Al - İtalya'da yeni kımıldanmalar (1 inci sahifeden devam) letin menafiini müdafaa kaygı - sından, hayatı için el- zem olmasına ve nisfet kaidesine muvafık bulunmasma binaen tabii olan emellerini tahakkuk ettirmek zaruretinden, büyük bir devlet ol- mak prestijini muhafaza etmek ve taahhüdatına ve mukadderatına ıâdık kalmak azminden mülhem - ir.> İtalyanın Habeşistanda ve İs - panyada yapmış olduğu muhare- beleri hatırlatan hatip demiştir ki: «İtalya, Avrupa hayatının hâdi- selerinc bigâne kalamaz, Roma - nın bu bapta sözünü söylemesi lâ- zamdır ve söyliyecektir. Duçe, pa- rolayı verir vermez derhal hare- kete geçeceğiz. Bu parolayı sulhla da, harpte de yegâne şefimiz olan | Duçe verecekliry Londra 20 (Hususi) — İtalya | Hariciye Nazırı K nt Ciyanonun yeni beyanatı bir hayli manidar telâkki edilmekle beraber, Lon - dra mehafili sükütunu bozma - maktadır. Gazeteler, — İtalyanın kuvvetli Alman tazyikine rağmen, harp dısında kalmak — siyasetine devam edeceği kanaatindedir. Va- tikanın hattı hareketi, Ruzveltin hareket tarzı ve İtalyan milletinin harbi sevmemesi bu siyaset üze - rinde bilhâtsa âmil olmaktadır. Dider cihetten, Musolini, Alman zaferine kari değildir. Duçenin şimdilik siyasetinde çezri bir de- Bisiklik yapmıyacağı kanaati var- dır. İtalyadaki bugünkü — vaziyet daha zivadc bir kısım — Fransız kuvvetlerini İtalyan — alplerinde hareketsiz bırakmak, Yakın şark- taki müttefik ordluarını tutmak v ve İngiliz filosunu Akdenizde bu- Uğramasına rağmen taarruzlarına | | | man taarruzu gittikçe yavaşla - maktadır. Londra 20 (Hususl) — Çörçilin garp cephesindeki — vaziyeti izah eden son nutku her tarafta mü - sait karşılanmıstır. Vaziyetin cid- diliği inkâr odilemez. Fakat Fran- gz ordusu sür'atle kendini t0p - lhyacak ve mukabil taarruza ge- | cecektir. Müttefikler, Alman or- | desunun flk anlardaki ilerleme - lerine rağrnen. kat'i zaferin kendi lehlerinde olacağına — kanldirler. Cörcil söyle demiştir: *#— Bizim hedefimiz, harbin yal- nız bir vak'a ve safhasını kazan- mak değil, bütün harbi kazanmak- tır, Ve bunu kazanacağız.» İRTİBAT KESİLMEDİ Paris 20 (Radyo) — Alman baş- kumandanlığının Belçikada ve şi- mali Fransadaki manevrası akim ştır. Belcika ve Fransız ör - mistir. KALELER DAYANIYOR Paris 20 (Redyo) — Düşman Liyej ve Namur kalelerini tama - mile muhasara altına almağa mu- vaffak olmuştur. Buna rajğmen bu | iki mevki mükavemette devam | ediyor. PARAŞÜTLÜ ASKERLER Almanlar; Holanda ve Belçil da yaptıkları gibi — Pran: porasütle asker indirmei mıslardır. Bu Tüleri, d mektir. Hensi de diğine göre Hitler, ordudan 5000 fedai seçmiş, bunları tle at lamaya alıştırmıstı. Puraşütle askerlerin sırtlarında ne yok ki.. Kilolarca dinmait, portatif bisik - let, telsiz cihazı... 'akat bunlar, Fransaya toplü olarak indirilmiyor. Fransız baş kumandanlığı, parasütcülerin faa- liyetini — önlemek için bu sabah radyo ile şu emri neşretmiş! sporasütle inen birini gördünüz mü hemen ates etmeyiniz. Belki Fransıx tayyarecisidir. Tayyarenin kazaya uğraması sebebile yere in- mek istivor. Paraşütçü atladıktan sonra tay- yare, normal bir sekilde — yoluna devam cderse ve inenler bir veya ikiden fazla ise her vasıtava mü- Tacaat ediniz, vere İnmesine mey- dan vermeden tepeleyiniz...> MÜTHİS ALMAN ZAYİATI Londra 20 (Hususi)— Alman - ların ilerlemek cephelerde sarfettikleri gayret sayısız Alman askerinin bayatına malolmakta ve her hücum esnasında Almanlar cok büyük zayial vermektedirler. Bazı sahalarda Alman cesetleri 15 metre yüksekliğine çıkmakta- dir . Alman tankları ileri hareketle- rinde ekseriya bu cesetleri çiğne- Yip Keçmekle ve üzerlerinden a9- maktadıri Yönlea 75 santimetrelik | topları da düşmana mütbiş zayint verdirmektedi Fransız ordusu sevkulceyşi geri çekilmelerini muvaffakiyetle ba- şarmaktadır. Parise 130 kilometre mesafeye kadar gerilemiye rağ - men, mukabil taarruz için mütte- fiklerin mukavemet kudreti git - tikçe artmaktadır. Busabah Avru- padan gelenler (1 inci sahifeden devam) bulmak için 5 - 6 gün evvelden bi- let almak icabetmektedir. Ame - rikan konsolosluğunun'emrile A - merikalılar İsviçreden çıkmakta- dırlar, İsviçrede 110 bin Alman var - dır. Ve bunların 40 bini Zürihde sakindir. Müteaddit Alman genç- lerinin ilk fırsatta İsviçrede karı- şıklık çıkarmak, — demiryollarını, meydana — çıkarılmıştır. Bunların evlerinde de İsvicre tramvay biletçileri ve postacıla - rının üniformaları bulunmuştur. Hükümet araşıtrmaları sıklaş - ftırmıştır. Tabancalar müsadere ©- lünmaktadır.. Diğer taraftan İsviçerde hükü- met namcna veyahut kendi saplarına okuyan 120 talebemiz - den hükümet hesabrna tahsil eden- y | fa etmiş değildi. O sırada Sereze | (€ A DD L D lerin avdeti için henüz emir ve - rikmemiştir. Hususi olarak oku - yanlardan 10 talebe de yarın, ö- bür gün memleketimize dönmüş olacaklardır. lundurmak gayesini gütmektedir. SOVYETLERİN FİKRİ Moskova 20 (Hususi) — Moş kova mehafili Akdeniz vaziye - tini derin bir dikketle takip edi - yor. Buradaki icanaate göre, İtal- vanın vaziyeti. garp cephesindeki harbin alacağı şekle bağlıdır. Al- | manların taarruzu müttefikler a- leyhinde bariz bir inkişal arzet - tiği takdirde İtalyanın harbe işti- raki bir emri vaki teşkil edecok- tir. Aksi takdinde İtalya gayri mu» 3—8ON TELGRAF—Z20MAYIS 1910 İu Reşit Paşanın Hatıratı AKEDONYA ATEŞLER İÇİNDE AF'ın tarihi ıdrlkııı- 68 Müttefikler mukabil | soxtnün taarruza geçmeküzere Yazanları 'ELLİ Cevdet Reşit ' YULARKIRAN, Rumeli jandarmasını tensika geler Fulon bey çok kurnazdı Binbaşı Fulon Bey, İngiliz se- | faret müsteşarı Sir Barklaya gön- derdiği bu raporda, Makedonyayı altüst eden (Karacaköy katliâmi) | hâdisesini neden ebemmiyetsiz bir zabıta vak'ası halinde aksettir - işti? Bunun sebebi meçhul olmakla berabçr, Fulon Bey çok kurnaz bir askerdi. Rumeli vilâyetleri jan - darma tensik işini üzerine alan Fransız heyetinin Avrupa efkârı umumiyesi karçısında âciz ve ha- reketsiz bir mevkie düşmesini ı.ı— o hüdiseyi basit 'ası şeklinde anlattı; ;ı anlas:lıyordu. Maamafih, İngiliz sefaret müs- | teşarı Sir Barkley, şüphe yok ki, | binbaşı Fulon Beyin raporile ikti- gelen İngiliz gazete muhabirleri, meseleyi, yakından ve mahallin- den tetkik edip gazetelerine «Yu- | | nanlılar, Makedonyayı kundaklı- | yorlar!» başlıklı makalelerle ak- | settirmeğe başlamışlardı. İngiliz ve Fransız gazetecileri.. (Kınnılmı) hâdişesi hakkında İngiliz ve Fransız gazeteleri, bir- birini mütenakız meşriyat yapı- yorlardı. Bir İvriliz gazete muhabirinin: «Yunanlılar, Makedonyayı kun - daklıyorlar mı?» başlıklı yazısına, Fransız gazetelerinden biri şöyle eevap veriyordu: «Makedonyanın son zamanlarda içinden yanan bir yanar dağ halin- de kaynastığını biliyoruz. Bu da- #ın indifalarına zaman zaman da sahit oluyoruz, Fakat, İngiliz & zetelerinin yazdığı gibi, Make - donya, hiçbir zaman şu veya bu devletin tahrikâtile alevlenmiş de- Makedonyada birbirini çe- iyen ve birbirine düşman olan iki unsur vardır: Bulgarlar — ve Yunanlılar.. Bu iki unsur bir arada yaşa dıkça, Makedonya üvey evlât gi- isin öz malı olamaz. Bi- Makedonya toprakla- rında Osımanlı hakimiyetinin de- vam etmesi pek tabil ve zaruridir. ilh...> O sırada (Taymis) gazetesinin | İstanbul muhabiri de, gazetesine şu malâmatı veriyordu: «Karacaköy katliğımı, izam edi- Jecek kadar mühim bir hâdise de- kildir. Birbirine düşman olan iki unsurün paylaşamadığı bu top - raklar, dalma, uzun yıllardanberi insan kanı emmeğe alışmıştır. Yu- | nanlılar, son günlerde yeni çete- | lerle iaaliyete geçtiler. Şüphe yok ki, bu faaliyetin ilk hedefi, Bul - garlardır. Nasıl ki, Bulgar çeteleri de fırsat buldukça Yunanlılarla mücadele etmekten geri durmu - yotlar. Geçenlerde Drama civa - Tında bir Rumun başını kesip tel- #ral direğine bağlıyan Bulgar çe- teleri, bumun mukabelebilmislini görmekte » (Karaca- köy) hâdisesi buna bir cevap teş- kil etmektedir. Ancak, jandarma işini tensike memür olan Serez Fransız beyetinin bu hususta pek Hevsek davrandığını ve Türk jan- darmalarının vaktinde faaliyete geçmelerine mâni olduğu, Kalonel (Verand) ın beyanatile de teeyyüt etmektedir.» Birbirini nakzeden bu neşri - yattan da anlaşılıyordu ki, İngiliz müdürlüğüne müracaatları. KÂĞITÇILARA Ambalajlık iade gazete kâğıtları bundan böyle vınlıuxıp dıinldıı doğruya idaremiz hıı_ıl satılığa çıkarı- Slü kilodan aşağı olmamak üzere talip bulunanların her hafta pazartesi günleri sabahleyin saat 9 - 11 arasında gazetemiz idare i, Fransız heyetinin Se- rezdeki faaliyetini tenkit için ve- sile arıyorlardı. Halbuki, bu iş ne j faaliyetini azallması meselesi idi. (Karacaköy) vak'ası, Yunan - Bulgar komitalarının gerginliği ve Makedonyayı aralarında paylaşa- mamaları işiydi. Avrupa gazeteleri, mıyan ve vekdiğerini tekzip eden Heşriyatlarma devam ediyorlardı. 4 ,Hüseyin Pılmı pasanın bir mahrem telgrafı Hüseyin Hilmi Paşanin, nihayet, Yıldızı ve Babili ci bildiği anlaşılıyordu. Uzun uzun 'e tenti edilen raporlardan sonra, (Karacaköy) | vak'asında Türk unsurunun — ve aradaki müskümanların bir alâka- sa olmadığı tahakkuk elmişti. Hü- | seyin Hilmi Paşa, bu muhavere ve muhaberelerden Reşii Paşanın biraz kırıldığını tahmin cimiş e- Tacak ki, şahışına bilaben - hâdi- seden bir hafta sonra - mahrem olarak şu telgralı yazıyor. (Ve « sika - 51). Serez mutasarrıfı Reşit Paşa hazretlerine — Mahremdir — Gece cevabeh ve çin sarfalunan dirdir. Eşkiyanın Rum olduğu ve asakirle ahalii islâmiyeden bu türlü clnayatm sudur etmiyece - gini vâkılı hakikat olan erbabı nin tezkiyesi mak- #sadına müstenit olmayıp oradan keşide olunan telgraflarda eşkiya arasında asker elbisesini lâbis ke- san bulunduğu hakkındaki lıkra- ların ne gibi müddeiyat ve istit « lâata müpteni olduğunu bilmek ve ledelicap ana göre idarci lisan et mek mülalcasından münbeis idi ı:;mdım.. Hüseyin Hümi Reşit Paşa, bu telgrafa cevap vermeğe lüzum görmedi, Serez, her an iştlal etmesi bek- lenen bir bonuba halinde, için için kaynıyordu. Hafiyeler, misyoner- ler, cenebi casuslar, komitacılar, kensoloslar... Ve daha şüpheli bir cok kimseler faaliyette bulunu - yorlardı. Bu faaliyette hedef ve #evenin ne olduğunu keşle ve u- zan boylü düşünmeğe — ihtiyaç yoktu: Makedonyayı paylaşamı- yorlardı. Reşit Paşa: l <Evimizin içinde, bizi rahatsız ediyorlar!, Demekten çekinmiyecek kadar muztaripti ve hakikati görüyordu. x Mutantan bir cinayet serisi !.. Yunan komitasının çok yakında faaliyete geçeceği ve Metroşun mühim işler göreceği dillerde do- Taşmağa başlamıstı. Reşit Paşa, Selâniğe yazdığı bir telgrij'ta: (Devamı ) . mütcahhide LORENZ ve TEFAG | RADYOLARI SAYIN — | MÜŞTERİLERİNE : Makinelerinizin — bütün yedek parcaları ve arzu ettiğiniz piya - sada mevcut bulunmıyan bilü - mum yedek lâmbaları ve makinc- | lerinizin her türlü tamiratı için 'yamız İstanbulda Sirkecide Ho - rasancıyan hanında 25 No, Saddettin Sönmez « Mihal — 1840, Ay 5, Gün 141, Hıdır 15 20 Mayıs PAZARTESİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: