2-SON TELGRA F -2UMAYIS 1940 AAT AA Ş KARIŞIKLIK VE HARP Yeni harp bir başka türlü olu- yor. Bazı telgraflara göre, tank - İar, tayyareler, piyadeler, hücum arubaları birbirine karışmış. Yani bir karışıklıktır, gidiyor. Böyle karışık, muğlâk işlerde, Almanlar çabuk şaşırır. Çünkü, ka- rışıklıkta, emirleri zamanında ve muntazam alamazlar. Alamayınca da, ne yapacaklarını — bilmezler. Cünkü, malüm ya, Almanlar dai- emirle iş görmeğe alışkandır, manken halindedir, diye ma- ruftur. ŞARABA ALISAMADILARSA Fransada harbeden İngiliz as - bir türlü şaraba alışama- bira istiyorlarmış! Frat - susi bira imaline başlamışlar! Her milletin, en ziyade kullan- Gığı ve alıştığı bir içkisi var. Fakat, İngiliz askerleri simdilik fazla bira içemiyorlarsa, esef ot - mesinler, Biraz dişlerini sıksınlar. Çünkü müttefikler öyle bir zafer kazanacak ki, bunun sarhoşluğu, onlara, uzun zaman keyif vermek için kâfi gelecektir. Zafer içkisi kadar, dünyada tatlı ne vardır?. İSTANBULUN OTOBÜSLERİ Belediye makine subesı müdür- düğü İ bulda işlemekte olan atobüsleri sıkı bir fenni muayene- den geçirmiş! Bir de ne görsün”. leğer, her gün canımızı emanet #ettiğimiz bu hurda arabalardan yarısı bozukmuş! Simtii, makine subesi, bu bozuk otobüslerin iş- Metres yaşama teklifini reddedince Uzun müddettenberi ayrı yaşı- dığı karısı Hayriyenin Tophane - deki evine taarruz ve onu ölümle tehdit eden Âdem isminde biri - sinin muhakemesine asliye ikinci cezada bakılmıştır. Âdem ile Havrtve bundan 5 yıl evvel evlenmişler ve ancak 2 sene kadar beraber kaldıktan sonra ge- çinemiyerek ayrılmışlardır. Âdem bu —ayrılışı müteakıp memleketi olan Afyonkarahisarı- ba gitmiş ve 6 ay evveline kadar orada kahp bilâhare tekrar İstan- bula dönmüstür. Havriye ise bir gorap kmalât - banesine girerek orada işcilikle bayatını kazanmada koyulmuştur. Geçenlerde bir akşam; bir te - sadüf bu eski karı kocayı Köp - rüde karşılaştırmış; Âdem kar- sının kendisinden ayrıkdıktan son- ra sıklasın güzellestiğini görünce pesini takip ederek tekrar mü - nasebet tesisi teklifinde bulun « mustur, Genç kadın; bu teklifi kabul et- memiş ve: «— Ben eski kocamı yeni met- resim yapamamı!. Yazan: Iskender F. SERTELLİ lar bu derece açılıp saçılmamış - da. Bak, sen bu yaşta üç yıl Hangi devirde olursak olalım... Ben düşünmeğe mecburum. Bunun için zamana ihtiyacım var, Etra- fımdaki taliplerin hiçbirisi bana, istediğim ve beklediğim istikbali vüdedecek gibi görünmüyor. Bun- ların kimisi paramı, kimisi güzel- liğimi, kimisi de san'atımı sevi- yor. Bu sevgilerin hiçbiri beni ru- han tatmin edemez, Çünkü beo, - Almanyada biraz fazlaca mı maddileştim? Bilmem.. - sevgiyi bu manalarda anlamıyorum, Biz henüz sevmesini bilmiyen insan- larız. Bir kadına nasıl hulül edi « lir? Kadın nelerden haşlanız? Bu- nu öllen erkeğe İstanbukla henüz raslamadım.. Hepsi de ya çok cıâ- di, ya çok haval. Neriman hanım, talipleri birer birer gözünün önünden geçirdi; — Mühendis Sadi fena mı? — Henüz bir fizrun yok.. — Ya Nevzat?. — Ağzında emziği eksik. Dün - yada futbol maçından başka zevk tanımıyan bir çocuk. — Ressam?. — O da çok mültefit, Adeta can İngiliz askerleri için, hu - | | | | »|HIRSİZ KiM? KANALİZASYON TESİSATI KMND LA lemekten menedilmesini alükadar- lardan istiyecekmişi. İstiyebilir, bu, olur. Fukat, işle- mekten menedilmez. Çünkü, bu eskimis bir iddiadır. Otobüslerin soğunun bozuk olduğu veni bir haber değil ki... Şehir meelisinden İltaten 300 bin liralık kanalizasyon tesisatı Tasrafına mukabil, ancak, 15 bin lirası kabul edilmiş! Üst tarafı ve- Tilmemiş! Bu yüzden yıllardır a- çık duran kanalizasyon çukurları, bu sehe de kapatılamıyacakmış!. Bizim bildiğtmize göre, Allah se- lâmet versin, eski şehremini opo- Tatör Emin tarafından milyonlar sarfile yaptırılan kanalizasyon şe- beköst hâlen tamamen işletileme- mektedir. Yeniden 300 bin lira masraf cdip ne olacak?. Ayni âkıbet değil mi?. ALTIN FİATI Altın fiatlarının mütemadiyen yükseldiğinden bahsediliyor, 22 liraya kadar çıkmış! Bu havadi- sin, beni alâkadar eden tarafı yok: Çünkü, ne ucuz alıp pahalı sat- mak üzere hazırladığım altınım var, ne de, pahalı fiatla altın satın almağa mecburum. Şimdilik gürmüş yirmi beş, elli kuruşluklarla, haydi, çok çok gü- müş liralıklarla işimksi görüyo - ruz. Bu, kâfi geliyor. Fakat, altın fiatlarını mütems- diyen yükseltenlere karşı lâkayt değilim. Sinirleniyorum. Bu işi yapanlar elbette takip ediliyordur. Fakat, bana bir dirhem altın lâ - zım. Bir nazarlık yaptırıp hâlâ bi- taraflık iddlasında olan memleket- lere hediye edeceğim. Dive şiddetle reddetmiştir. , bir iki delfa daha bu tek- Hifi muhtelif vasıtalarla tokrar et- miş ve kat'i red cevabı alınca ni- hayet bir akşam kafayı tüssüliye- rek Havriyenin oturduğu eve ta- arruz edin onu ölümle tehdit ey- lemiştir. Muhakemede tahkikat evrakı o- kunun bu hakikat — anlaşıldıktan sonra celse şahit celbine talik ©- lummuştur. Kaçakçı eski nazır Çargıkapıda oturan Abdurra - | him Ahunbay adında bir Türkis- tanlının döviz kacakçılığı yaptığı için yakalandığını dün yazmıştık. Türkistandan Hindistana ilzica edip bir müddet orada kaldıktan sonra şehrimize gelen bu zatın es- | ki Çini Türkistan hariciye nazırı | olduğu anlaşılmıştır. Mumaileyh 2 yıl evvel Hindis - 'tana gitmis, Hindistanlı, Türkis - tanlı bazı kimselerin oralardaki alacaklarını tahsil ettikten sonra buraya çay getirmiş, çayın bede- lini de harice kaçırmıştır. Eski nazır bugün adliyeye ve- rilmiştir. () — Şimdiden ilme vermiş kendi- ni, Yüzüme karşı: «Dünyada ki- taplarımdan başka bir şey se memi!) diyen bir erkekle evleni - | lir mi?, | — Paşazadeye ne dersin? Asil. | necip.. gengin bir allenin bir tek cocuğu. — Allah anasına, babasına ba- Bışlasın, Ben evlilikte asslei — ve necabet aramıyorum. Bu züppeye, İlk konuştuğum gün iyi bir terbi- | ye dersi verdiğim için, bir daha | beni rahatsız etmiyec. çinden e- | minim, Ş "Neriman hanım kahkahayla gül- ü | — Halbuki, bir taraftan annoti, bir taraflan da Paşanm kâhyası her gün kapımızın eşiğini aşın - dırıyarlar. «Küçük hanım ne ce- vap verdi> diye soruyarlar? — Sen ne diyorsun? — Bepsine dediğim gibi, bol bol vaitlerle atlatıyorum. Fakat, bu atlatmalardan artık ben de usan- dım Nebahat! Senin bu evlenme isin - bu yaz sıcağında - benim ca- nımı sıkmağa başladı. Nebahatin de canı — sikilmi Birdenbire şezlonktan kalktı: |Bu sabah başlıyan maaş, | hğı eöğsünde gördükçe, Gumrnkte| kolaylık Fen, san'at erbabile işçi- lerin âletlerinden, cihaz, eşyasından gümrük alınmıyacak Büyük Millet Meclisince bu ke- ve kabul olunan veni gümrük ta- rifesi kanunu ile bazı güçlükler kaldırılmış ve mütenddit yeni hü- kümler konulmustur. Ezcümle hariç momleketlerden şehrimize gelecek yolcuların bera- berlerinde getirdikleri kullamıi - mnış veyabut zati eşyaları, memleketimize gelen na- kil vasıtalarında — çalışan zabit, kaptan, mürettebat, müstahdem, tayfa şoför ve yahut sürücülerin beraberlerinde getirdikleri yalnız kullanılmıs zati esvyadan hiç bir gümrük resmi alınmıyacaktır. Haricte evlenen Türk bayanla- rının yanlarında vetirecekleri ci- haz eçyası da gümrük resminden muaftır. Fen ve san'at erbabile amele - lerin san'atlarını icra için yanla- rında getirecekleri kullanılmış â- lât, edevat ve teferrüatından, ci- hazlardan feâni kolleksiyonlardan hiçbir gümrük resmi alınmıyacak- tır. Memleketimize gümrük resmi verilmeden getirilen eşya satıldığı takdirde bunların kıymetleri düş- müsse; gümrük resmi ve vergileri de tenzil olunarak resim ve vergi alınacaktır. yoklamaları Sehrimiz beledivesile hususi ida-| resinden moaş alan mütekait, ey- tam Ve eramilin 1940 yılı birinci 6 avlık yoklamalarına bu sabah- tan itibaren başlanılmıştır. Bu voklamalar 8 hazirana kâ- dar devam edecektir. Maliyeden maaş âlan mütekait, oytam ve e- ramilin yoklamaları ise devam et- mekte olup 25 mavısta nihayetle- necektir. —— Bayan Lâtife geldi İsviçrede tedavide bulunan İz- mirli Üşşakizade ailesinden Bayan Lâttfe bu sabahki ekspresle şeh - rimize gelmiştir. İKÜÇÜK HABERLER, * Dün Ağaoğlu Ahmedin ölüm yıldönümü münasebetile —mezarı başında bir ihtifal yapılmıştır. * Balıklı Rum hastanesine Milli| Şefimizin büstü konmuştur. * Denizlerde fırtına devam et- mektedir. İkbal vapuru bu yüz « den Karadenizde karaya otur - muştur, * Garbi Trakyadan 25 kişilik bir seyyah kafilesi gelmiştir. * Dolmabahçede dün akşam temeli atılan büyük şehir stadı - mnin «İnönü stadı> namile anıl - masına müsaadeleri Milli Şefimiz. den rica ve bu rica kabul olun - muştur. * Bursada başıboş bırakılan bir merkep 6 yaşında bir çocuğun ku- dağını ısırıp koparmıştır. * Sirketihayriyenin 26 numa- ralı vapuru dün Sarayburnunda bozuülmüş, diğer vapurlar tarafın- dan çekilmiştir. — © halde hepsine birden top- tan ve kestirme su cevabı veriniz: Nebahat şimdilik evlenmiyecek, Nebahat şimdilik evlenmiyecek.. İşte o kadar, Neriman hanım, biricik kızını çak #evdiği için, çabucak yumu - şamıştı: — Hiddetlenme, a kuzum! dedi. Geçen gün Sadi bey — annesine: «Nebahatin gerdanlığı, gi © kadar — parıldıyordu ki.. Adeta gözlerimi kamaştırdı!» demiş. Her- kes bu gerdanlıkla seni çok daha cazip görüyor. O halde bunu sık sık boynuna takıp da herkesin gü- zünü kamaştırma! > — Pekâlâ. Ben onu, maddi kıy- meti için değil, büyük pasa baba- mın ruhu şad olsun diye takıyo » rum, Mademki herkesin gözü ba Rerdanlıkta.. Ben de bir daha göğ- süme takmam onu. — Etrafındaki çocuklar, gerdan- ümide ka- piliyorlar. — Nevzatla Sadinin. gerdanlı - fama göz dikeceklerini ummaz - dum. Mademki onların — gözlerini kamaştırmıs. O alde anlara da ica- beden numarayı veriyorum: İki- Bi de gıfırmiş. — Niçin?.. — Niçin mi? Bana, gerdanlığım için koraplman yaptıklarını anlar dim artık. Bunu ressam için söyletey - din, inanırdım amma.. — Erkeklerin hepstinin gözü ka- dın malında. evlenecekleri zaman bile: — Nesi var? diya sorayor - Saklanan mallar Ay başında tekmil dükkâncılar beyanname vermeğe mecbur tutulacaklar Ay basından itibaren sigara, kah-| ve, içki ve cmsali gibi buzı mad - | delerin — verpileri artacağından | bunları toplıyanların - şehrimizde olduğu gibi diğer bazı yerlerde de rosaklığı görülmüştür. | Maliye Vekâleti bu münasebet- le bir kararname hazırlamağa baş- lamıştır. Bu kararname mucibin- ce vergileri artan maddeleri top - ladıkları görülen her şahıs mült korunma kanunu mucibince dere hal müddeftmumiliğe verilecektir. Bunların muhakemelerine mev - İkülfen bakılacaktır. Bu kabil vergi ve rüsumu artan maddeler satan her dikkânc lindeki mal için ay başında beyan- name vermeğle mecbur tutalacak- tır. Bilâhare de umumi bir kon- trol vapılacaklır. Evinde veyahut deposunda, ma- sında bevanname harici mal sakladık! sinde te deiumun Diğer taraftan men'i ihtikâr ko- misyonu da bugün Valinin reisli- ğinde Itıı:l;.nıwn(kclır. Sovyetler manifatura vermek istiyor Sorretlerle aramızda ticari te- maslara devam olunmaktadır. Sov-| yetler bize 10 miülyan metı aturaların cinsleri da- #mize uygun görülüre se manifaturacılar birliği tarafın- dan satın alınacaktır, ee Talebe seyahatleri Halkalı ziraat mektebi talebe - lerinden bir kafile — Karacabey, Bursa ve Yalova muhitlerinde bir tetkik sevahatine çıkmışlardır. Diğer taraftan hukuk fakültesi talebelerinden kalabalık bir grup da dün Adapazarına vidip gelmiş- lerdir. Cumhuriyet kız lisesi talebelo- rinden bir gruo da İzmire gitmek- tedirler. Gençliğin sağlamlığı Pazar günü şehir stadyomların- da memleket gençliğinin spor ha- reketlerini seyrettik. kabardı. Beden terbiyesi mükelle- fiyeti kanununun - tatbikatına da tesadülen, yeni başlanınış bulu - nuyor. Sağlam ve enerjik bünyeli vü- cutların, her memlekette ne kadar gok kıymetli bir unsur olduğunu yeni hâdiseler de göstermiyor mu? Biz de, çocuklarımızı sağlam, cesa- zetli kuvvetli, atılgan ve hare - ketli yetiştirmekle yalnız onların sılhatlerine hizmet etmiş olmu - vor, ayni zamanda, yurda, güveni- lebilir müdafiler hazırlamış olu- yorüz. BÜRHAN CEVAT — Ben bunların fevkinde bir tek insan sörüyorum, Nebahat! ©O ne bana, ne de başkasına senin Zerdanlığından veya servetinden yoksa?!,, — Nasıl da bildin.. Ta kendisi; Şair Sehsuvar. Nebahat kendini tulamadı.. Ve yüksek sesle güldü: — A anneciğim, şairler her memlekette zücürttürler. Hele bi- zim memleketimizde.. Bu kelime, 2üsürtlüklerini ifade edecek ka - dar kuvvetli bile değil. Onlar, pa- rasızlığa, voksulluğa idman et - tikleri icin, paraya kıymet ver - merzler. Hele bir ellerine para geç- sin.. O zaman dör sen onları! Sen ne dersen de, Nebahat! var cok iyi yürekli, ince ruhlu bir erkektir. Seni de delice seviyor. Bütün ömeli, sadece sana muvaffak olmak değil, avni za - ananda da seni mes'ut etmeğe ca- lısmak. — Bu, onun elinde değil ki. Ben hoşlanmadıktan sonra. onun beni mes'ut etmeğe çalışması - gülüne elmaz mı? — Sehsuvar ayni zamanda hi - maveve de lâyık bir adatıdır. Ne- bahat! Rahmetli baban onu cok sever ve onun icin: «Çok — kafalı cocuk.. Çok temiz ikalvli bir insan!'» derdi, Sehsuvarın en büyük ku - , suru, fazla mütevazi olusu ve şan- taj devrinde sasadığın: unutarak, hayatını bos yöre törpülemesidir. (Devamı var) | Almanyanın neden şimdiye kadar “Sathı müdafaa,, Ea büyük asker ve kumandan olan Atatürk, kurtuluş harbimizin €n çotin ve nazik günlerinde, her taraftan yükselen tenkit, itiraz sözleri üzerine, Büyük Millet Moc- lisi kürsüsüne çıkarak, nasıl ea mukni, Kat'i ve son sözünü söyle- diğini hatırlarsınız. O vakit, düşman orduları İler- Hiyor, Ankaranın yakınlarına gel- miş bulunuyordu. Böyle zaman - Tarda, en büyük kuvvet azim, ma- neviyal ve irade kudretidir. helerimizin geri çekilmesi- ne işaret edenlere karşı, Atatürk sövle demişti: — Etendiler, hattı müdafaa yok, gsathı müdafan vardır. Atatürk bu sözünde durmuştur. Düşmanı, vatanın harimi ismetin- de boğmuştur. Bugünkü muhare- belerde, tâbiye bir hat üzerinde kıymet ifade eden basit bir kaide- ler manzümesi değil, derinliğine kademelenmiş, icap ve şartlara göre, vatan topraklarının geniş şa- | tıhları üzerinde düşmabı mağlüp edebilmek ilmidir. Garp cephesinde di fik ordular bu bakikati Bugün devam etmekte olan mey- dan muharebeleri şüphe yok ki çetindir. Fakat, şunu da unutma- mak İâzımdır ki, bu muharebele- rin neticesi, yalnız bir iki devletin hayat memat meslesi ile değii, bü- tün bir Avrupanın, hattâ, bütün bir dünyanın istikbali ile alâka - dardı: kat'i zaleri bek- leyiniz, Yer yüzünde yalnız bir tek milletin değil, bütün millet - lerin hürriyetleri, istiklâllerile be- raber vaşaması lâzımdır ve temin edilecek şey, budur. RBESAT FEYZİ eee — Ez Belediye iki fırımı — | kapattı Belediye iktısat müdürlüğü bo- zuk ve çeşitli ekmok cıkardıkları için biri Sirkeci tramvay cadde - sinde, diğeri Üsküdarda olmak ü- zere iki fırını üçer gün müddetle kapatmıştır. Devlet damiryollarında yapıla- esik olan hububat ve un nakliyatı için yeni ve tenzilâtlı tarife tal - bik olunması kararlaştırılmıştır. Bu veni tarife 16 hazirandan iti - baren mer'i olacaktır, Sas ee - . İmtihan komisyonları son şeklini aldı Sehrimizde teskil olunan imti- han komi: bakkındaki son cetveller de bugün maarif müdür- Tüğüne verilmiştir. Şehrimizde husust mekteplerin mezuniyet imtibanları için 4, orta mektep için 39, liselerin | inci devreleri için de 12 imtihan ko - misvonu teskil olunmuştur. Ş Husust mektepler mezuniyet imtihanları resmi okullarda yapı- lacak ve bunlarda Maarif Vekâ - letinden birer müfettiş de hazır bulunacaktır. Talebelere fotograflı birer hü - vivet vesikası da verilecektir. Hatay'ın imarı 5 yıllık bir program ha- zırlandı; bununla büyük değişiklik yapılacak Halayın imari için 5 yıllık bü - wük bir imar programı hazırla - Tulmiştir. Bu plân mucibince Antakya ve İskenderun şehirleri cenup vilâ- yetlerimizin birer incisi haline ko- nulacaklardır. Bu meyanda — Antakyada Asi nehrinden dağ eteğine doğru iki büyük şose açılacak, duğın sehre bakan cephesinde — muazzam bir koruluk tesis edilecek ve turistik bir yol yapılacaktır. Taş köpcü de ikişer yandan 150 santim genişletilecektir. Birçok yorlerde et, balık, mey va ve sebze, zeytinyağ hâlivri, hayvan, odun ve kömür pazarları tesis olunacaktır. İskenderun şösesi üzerinde bü- yük bir park ve bir koşu mahalli tesis olun: Rıhtim boyun - cd da bir şose yapılıp büyük bir ötel ve gazino inşa — edilecektir. mağaza ve dükkânlar da modern bir şekle sokulacaktır. z ATATÜRKLE MİLLİ ŞEFİMİZİN HEYKELLERİ Antakya ve İskenderunün en #erefli mevkilerine Ebedi Şefimiz Atatürk ile Mülf Şefimiz İsmet İnönünün iki muhtesem heykelle- rinin rekzolunması kararlaştırıl - mıştir. gz ö aai SA l Kitapçılar Cumartesi erken kapanacak Ankara caddesindeki kitapçılar badı nlarını her cumâr - 15 te kapamağı ka- . Bu karar, ilk defa evvelki gün tatbik olunmuş- tur. l Rıhtım hamallarının eski alacakları m bamallarının eski ala - gakları olan 16 bin liranın tevzi olunmasına başlanılmıştır. Vili - yette bir kemisyon tevzi işini ida- te etmoktedir. İstihkak sahipleri #k olduöğundan herkesin hisse - «ine az bir para düşmektedir. Devlet demiryollarında hububat nakli Bu yıl şehrimiz büt- çesine kanalizasvon için 300 bin lira tahsisat konulması teklif o- lunduöğu halde, şehir meclisi an - cak 15 bin lira kabul etmiştir. Bu münasebetle şehrimizde ka- nalizasvon tesisatının bu vil ik- mal olunamıyaca ve Kadıköy, Rami, Harbiye ve Kasrmpaşa semt- lerindeki lâfımların da tamir gö- remiveceği anlaşılmıstır. aaralğğamn Emir Abdullah geliyor Şarki Erdün Emiri Abdullah 23 mayısta Türkiyeyi ziyaret edecek- tir, Bu ziyarete ait hazırlıklar için Kudüsteki Türkiye, İran ve Irak kansolosları dün Amman Başve- kilinin yemek davetine icabet e- derek bir müddet görüşmüşlerdir. I Avrupa Harbinin Yeni Meseleleri l Almanya neden bekledi ? Yalnız kış mevsimi değil, kışın şiddeli geçtikten sonra da Alman- ya harekete geçmek için bekle- Mmiş, o zaman buna muhtelif ma- nalar verilerek nihayet Danimar- kanın atınması, Norveçe taarruz şeklinde görülen hareketlerle Al- manların artık daha fazla bekle - Mmiyeceklerine Bu- gün artık A askeri müte- hassıslar bunu iyice tahlil ederek böklemiş olduğu sualine karşı et- raflı bir cevap vermek mevkiün - de bulunuyorlar. Almanyanın ba- şında bulunanlar kaç vakittenberi Almanyanın çok kuvvetli ve her- seye hazır olduğuna dünyayı inan- dırmak için varkuvvetlerile neş - riyata girişmişlerdir. Lâkin Al - manlığın haleti ruhiyesi hiçbir zaman kuvvetli olduğu vakit bek- liyecek kadar sabır ve tahammüle müsait değildir. O halde Almanya bakikaten dendiği derecede kuv - vetli olsaydı çoktan taarruza ge- çer, İngiliz ve Fransız ordularına karşı harbi kazanarak maksadına varmak isterdi. Mareşal Göring aşağı şöy- le demişti: Çok değil.. İki ay kâfi. Fransa mağlüp edilecek, Alman bayrağı Parise dikilecek.. Halbuki aylar geçti. Almanlar daha başka şeyler de bekliyorlar- dı. Fransanın içi karışacak, İngil- terede de harbi istemiyerek şöyle böyle Almanya ile «yamalı» bir sulh akdetmek istiyenler Çember- layn bükümetini buna icbar ede- ceklerdi. Bunlar da olmadı. Şu halde Almanya icin artık doğrudan doğruya askeri harekâta gecmek kalıyordu. Bu herekât da #elisi güzel değildir. Şöyle ki: 1— Hariçteki Alman diplomat- ları bir taraftan kendi sahalarında çalışmışlar, hep zemin hazırlamı- ya uğraşmışlardır; Teyhine döndüğünü görmüştü. Hal- buki bu sefer ona meydan vermi- yerek kendine taraftarlar bulma- &a uğraşmışlır; 3— Almanya hiç şüphesiz müt- tefikini de bu harbe sokarak Bal- kanlarda ve Akdenizde müttelik- ler aleyhine bir eyıpratma» müca- delesi aemak için çalışmıştır; 4— Harekâtın sahası daha Amillerin karışmasile böyle bi !“ı:':'l;.'iklu yıpranırsa o za- man kat'i ırbeyi de Zarp cephe- ginde indirmeyi düşünmüştür; 5— Buna mukabil müttefikler * aylardanberi geçen sükün dev - resinde zatca bu harbin bil bir safhası olarak saymışlar ve ha- zırlanmaktan geri durmamışlar - dır. Onun için Almanyanın Holan- da ile Belçikaya taarruzdan baş- x Edebiyattan siy: ve harbe « Vezan: Ali Kemat SUN Öldükten sonra da m:; rak kalmak kolay eke #ĞÜğ değildir. Buna muvatli leri anmak için veride Cü muhtelif vesileler bulür! / selâ geçen gün Fransız | | Alfons Dode (Alphonse nin vüzüncü yıl betile kendisinden nlır;of surette bahsediliyor. çok seneler geçti. Fakat kahramanları, meshur « cenup memleketlerine Hüf zelikle hâlâ yaşamaktadı Sirnalin İngilizleri Ceti Dode'si ile az i"*’" Biller. İngiliz maf nasebelle neşriyatı yı!:ı yat sahasında kalmıyi siyata ve harb okadar Onun için Fransii doğduğunun yüzü . nirken İngiliz — matbüt Fransa ilc İngiltere bitaları yeniden anlatrlal (| bir vesile saymışlardıir. ç de İngilterede, ım.ıukf;_. Yaştanberi en cok okuduk'! bancı muharrirlerin bİSTİ dendir. Cenubun 3bik BÜ seması altında her IGY;M cazip gören ve öyle an' gimalin sisli nwmıewln'”f,.!: sıyanları - tarafından 0;,,! lasılmıs, sevilmiştir. CETE Wi maldekiler cenubun ml"':: D;_ h hararetini arıyorlar, Tie ğ de daha ileri gitmis CeNiNini mali, eserlerinde, ayni İ imtizaçla yaşatmışlır. Frausası şimale doğrü ısık götürmüş, nihayel W . giltere ile Fransa m ü kenin tehdidi karsısında B rile mukadderatların | : meği 'en doğru yol hi Lâkin bu valnız wu"g,ıw, nin tesirile olmsanışt!r: dâr Fği * iki garp milleti aras | a farklara rağmen, bul'l_l’;r rine çekmesinde eski bir cazibe vardır. İste İnciliz genci Fransız okurken Alfons Dode'yİ “Yarsa bu ana hep o caziv” tadan geliyor. İngiliz muharriri an'ö Sökir bir adamesii Iw tü taşımış ve meri kendisine bakanlara W — Ben de onun ük! el den biri de (Tartaren! yaşattırı gibi (Napol bir eser yazarak O mmandanın cenup ile sinde birleştirmis oldll:': vir etmek imiş. Fakat Oi a) yetişmedi. O Napolyot payı avucu içine aldık İngiltereye meydan kat İngilterenin seneler'i çi sebat ile çarpışarak g mükavemet W'*:'M yi eağlöp olmustu. Bi Jarın hatırlanmasında yardif mana ve ehemmiyet