Vali Doktor Lütfi Kırdar'la Mülâkat Belediye Reisi:“Gazetecilerin şehir meseleleri hakkındaki fahri müfettişliği hoşuma gidiyor,, diyor İstanbul'un imar edilen yerlerinden: YAZAN: REŞAD FEYZİ Vali ve Belediye reisi Lütfi Kır- Darın işlerini şehrin şurasında bu- Tasında bol bol gördükçe, kem kendime şöyle düşünüyordum: — İatanbulda bir gezeteci her geyden evvel o şehrin belediye re- ai İle görüşmeli, tanışmalı değil! midir? Fakat bu niyet ve tasavvyuruma Teğmen, iliraf edeyim ki, fırsat bulup, doktor Lütfi Kırdarı ziya- vet edememiştim. Görüşen arka- daşlara daima onu soruyorduz — Nasil adam? Cevap veriyorlardı: — Fevkalâde.. Mutevazı, kibar, nazik ve bilhassa demokrat.. Din- iyor. Konuşuyor. Makul.. Geçen gün, gazetenin vilğyetle olan bir işi için, Valimizi t etmek lâzım geldi. Kendisini evvelâ vilâyet maka- Mmanda aradım. Belediyede oldu - Gunu söylediler. Belediyenin mer- divenlerini çıkarken içimde garip bir beyecan duyuyordum. Uzun yıllardır girmediğim ve evvelce, hemen hergün vazife icabı ziyaret ettiğim bu bina, bana eski zaman- darı hatırla! Belediye reisinin oturduğu o- danın yanında intizar salonu h- cahinç dolu idi. En az oön beş kişi vardı. Bu kalabalığı görünce, ürk- tüm; kendi kendime: — Bütün bu ziyaretçilerin s0 - Valimiz ve Belediye Rebsimiz Dr. Lütfi Kırdar — Vali siz; bekliyor. | Çirağan'a bir kuş bakışı mesinden, şahsıma ait bir iş ma - nasını çıkarmayın.. Ne belediye - riyet, ne de tavsiye.. Size burada öylenmesine lüzum olmuyan ga- zetenin, okuyucularını alâkadar et- miyen bir hususi iş için valimizi görmek lâzim geğiyordu. Uzatrmyalım.. Bu işi görüştük. Kıiymetili vali ve belediye relsi- miz, derhal mevzuu şehrin ima- Tına intikal ettirdi: — Çalışıyoruz, dedi. Bu arada, bir takım imar hare- ketleri etrafında izahat verdi. İnsan, şebrin en salâhiyettar adamile görüşünce, belde işlerine daha yakından vükıf oluyor, Filân meselenin. şöyle — değil de, niçin böyle yapıldığını daha iyi Lütti Kırdarın açık, layar. samimi ve tesir yapıyor. Şehrin yakın bir is- tikbalde, nasfi bir çehreye bürü- Lütfi Kırdar da büyük bir ener- sonuna kadar götürmek kararında olan bir insan hali var, Onda ilk gördüğüm manzara bu oldu. İstanbuldan bahsederken, İstan- bulun eksiğinden, noksanlarından konuşurken büyük bir alâka ile he- yecunlanıyor. Evlâdından bahseden bir baba görüyorsunuz, karşınızda. bir aralık, gazetelerde, belediyeye den müteahhitlik istedim, ne memu-| müsbet sözleri, derhal üzerinizde | neceğini görür gibi oluyorsunuz. ! ji, azim ve tuttuğu işi, mutlaka | İ ŞEHİR HAYATI İÇİNDEN Bi « . DAKİKADA 106 KURŞUN Amerikalı jan Sarand taralından ih- tira ve Spring fabrikası tarafından i- val olunan yeni bir tüfeğin tecrübe- leri yapılmıştır. herika harbiye pezareti dakikada 100 kurşun atan bu tüfeğe, mitralyöz hizmetini göreceği için çok ehemmi- yet vermektedir. Tecrübelerde, Garand. tüfeklerinin, dakikada 20 kurşun atan Springfield tüfeklerine fnik olduğu görülmüştür. GAMALI HAÇ Alman bayraklarının üzerinde gör- | düğümüz gamalı haç, çok eski devir- | erde kullanılan bir. tezyin geklidir. | Trua gehrinde bulunan ve İslmın do - Buşundan 1,300 şene evveline alt olan toprak kaplar üzerinde gö ü gibi Misen, Kafkasya, Trakya, Sicilya, Or- ta Asyada keşfedilen kumaş pa ve sikkeler üzerinde Gemali haç Göbia darı bulunur tanda | e Hind .. aynl devirde, yani sonlarında. görülmiye sıva Vasıl olsa bür ler, doğru. Mle gelen bir mektupt. leler yazılı: | «Çok iyiyiz. Bir şeyimiz eksik | değil, yiyecek, içecek bol ve kemmel.. Size, kolleksiyonunuz | için bir pul gönderiyoruz... Kâğıdın üst köşesine büyük bir | Alman posta pulu — yapı: | Pulun arkasında şu cümle yozılı: «Açlıktan halimiz harapl. Sinemanın en güzel DOSTOİEVSKY'nin romu berabı Büyük Fransız filminde LÜK5, oynuyor. Yerlerinizi Fransız muharrirlerir kaleminden h: Fransanın en büyük bir tiyatrosı Sinema âleminin GABBY - MORLAY 1z sinemacılığının en büyük | da vardır: Ou üçüm Yarın akşam SAKAR YA Sinemasında SACHA GÜTERY - DELUBAC'in kudretlerinder KADRİiL'de . wei v v e ao rur ÖELEE| Son yüz yılda... | Yüzden fazla hükümder ve hükümet erkânı öldürülmüş Alman devlet reisi Adolf Hitler, Mü- mih ati kendi tabirile dhak- kin inayetiles kurtuldu. Fakat, son yöz yılda bu gibi sulkast- dardan — kurtulamıyan — hükümdarlar, hükümet şefleri pek çok. 1865 de, Birleşik Amerika Cumhur- reisi Lenkoln, bir tiyatroda aktör Booth tarafından katlalundu. 1868 da da Çar ikinet Aleksandr öldürüldü. Amerikada reis Garfleli ve Makkinley hançer - lendi. Franffiz cumhurreksi Karno, 1804 de Liyanda Kazero adlı bir anargistin kurbanı oldu. 1963 de Belgradda, Sırp Kralhi Aleksandrla Kraliçe Draga gece yarısı yataklarından kaldırıldı, ceset- stından, | Jeri pencereden atıldı. Portekiz Kralı Karkıs ve Vellahd 1908 de Löfbonda asiler tarafından kurşuna dizildi. A- Cenevede &- ançerile can verdi. » Bomna körus gilesi kal lun kitap vergi İT Rüs mültec Siyasi entrizalara kurbun giden hi kümet sefler Si da çuktur. Son senelerde İspanyada, Mehsiki ponyada, cenubi Amerika Cu lerinde birçok başvekil ve nazı n hükümearlar Parisi hü- ziyareti esnasında atılan bomba Ve fifçe yarslandı c €n şuh yıldızı VİVİANE ROMANCE ve PİERRE BLANCHARD ile oynadiki KUMARBAZ AŞK ve MACERA KADINI rolünü evvelden nız. len SACHA GUÜİTRY'nin at alan meşhur KADRİL tam 4 ây alkiş ve takı topladı. sönmez. yaratılan zaferi, Eransız zavkinin en ganlıbir misalidir. Bu şaheseri Yarın akşamdan itibaren Karrcı öldükten sonra evlenmemizti; #ğlu ile beraber oturuyardu. Kendisi Pas — €T Damile namile tamlırdı. Ona kimse Bay Vecdi demez, bıyıklarını tıraş et- mek şöyle dürün, kırplrmağa bile rTazı olmadığı çin Bay Pos diye çağı- ralırdı. Ollu yirmi beş yaşındandı. Bersa acenteliği ederdi. Baba oğla bakan kırk yaşlarındaki hizmetçileri artık emek- far olmuştu. Baba oğul sabahleyin karlar, Bay Pos vilâyetteki işine, Bay Şakir de Dördüncü Vakıf Hanındaki yazıhanesine zider, öğle üstü evlerine İlâhi Kız Pembe j & zelip yemeklerini yerler, gece tekrar Ça sofra başında buluşurlardı. / a Günlerden bir gün baba oğulun ara- / M dana karakedi girdi. Hizmetçilerinin — * 4 Bi yüzünden kavza eitiler. Kırklık kızan | a kösmeti çıktı, evlenmeğe kalklı, Buy ( Posz karşı bir minnettartık a AD a | Pos emektar hizmetçisinin evlenip zit- | — Bir iki gün sonra oğlundat a | mesine razı olamıyordu. Şakir ise kara | şen baba, Penbeye deri yandk gDA | hak veriyordu. Ömrünün sonuna kadar | Şakirden, Şakirin ;,,.çvıııı!" p | Mizmetçilik edecek değildi v bürlüğünden bahsetti. Oğtant Pa Baha okül arasında kavga büyüdü, | resi gekdiğini söyledi. Şakir başım uldı. çıkıp gitli, Dir daha | — © günden sonra Baş Pos Pi gelmedi. Şakirden sonra da — hizmelel | çün Penbeye Sakirden bahseltk 4Ü a Na ttade tekbaşına kölmü — Bay | L İtSe de Bakiri düşünmeli t vi çinde tekbaşına kalan gaÖ | Vos afatladı, vanı sıkılmağa başladı. f;"_'_'v'“"""' A St Ba | Gece gündür tokantada yemek yemek | K kine getmedi. Bir kere alışmamıştı. e sonra da midesi bozul Bir gün Bay Pes hazin haf Barışmağa gelince, bu ben min başına otardu. İştihası yektigil ı ai kendisi atamazdı. Barışmağa ancak | lında hep oğlu vardı. Corbari ÜyEL Ct Oğlu talip ise razı ölübilirdi. Ayağıma | Penbe küteyi efendisinin Önü h gitip yalvaramardı va duktan sonra bermutad — sal L j sarıtarak: ai | — Oklunuzu. Bay Şakiri # | Ş süme y dedi. ü | May Pox peçetesini fırtatıp MAĞİİ vi | - 2 | ös ) — Bu sabah gördüm. e | a. Mademki oğtu onun ayab0t ” | Ç | © da urlk ona gidebilirdi. İ Hanım leş koridorunda acent5i gl raretli hararetli konuyayortarik gi) 4 | Pes solük solağa aralarına Üa mu buldü, baysuma sarıldı. b Baba oğul sarmaş delaş Ki kk Bir ay büyle geclik. | Bütar Tzj | e e ;: Bay Pes hizmeiçi bulmağa karar ver- | — Bar Pes eve dündi a Üği Müslahdemin. idareterine boşvur- | Stteleşmişti. Sevineimden d60 ÜÜĞEREN du. Bekâr evinde hizmetçiliğe midecek — Oklamla barıştık Penber Nİ ) mamuslu kadın bulmak pek güçtü, yemeği burada yiyecek, beral | Nihayet bir gün müstahdemin ida- | vekir.. Güzel yemek yap. : | zehanelerinden — birinin — korldorunda |— Olurdu: A ayuklıyan bir kadın gördü. İdarekane- | — — Fakat çok İnaiçı cecak PESİĞİ . nin sahibi gülümsedi : türlü buraya geldiğini Hüraf H — Bilmem işimize yarar nü?, Doğru- | Malbuki sen önu burada gör B . suna söyliyerim, hangi kapıya verdim- | durup söylemedin vad. | se, ertesi günli yol verdiler, Sersem ka- d biri. Kaditi yirmi beş yaşlarında, al va- | gün enu yatak odanısdaki * makli, ablak suratir İi Gd üüeüümü Adı nedir? — HG eet siyalid h B "'“::' Mi aüi — Resmini zördüm yal. ie Penbe gözlerini açlı, sarıltı. Sersem | arar di saketyerle | l Tta biren erekdedı, SEĞRREE Müstahdemin idarekanesinin sahibi : rük yemik, yamrak altında büyüdüdü nuncusu olarak içeri kabul edi- deceksem, dedim, yandım.. Çünkü vakit akşam ve geçti. —| Eski dostumuz, mektupçu Bay | Necatiyi evvelâ görmek ve onun | bu ziyaret işinde tavassutunu rica etmek yerinde ve faydalı olacaktı. | Bay Necati arzumu öğrenince, | mihmandarlık yapmakta tered - | düd etmedi. İki dakika sonra, şu haberi ver- ğ İ | söyledi. Evvelâ, hem ziyaret, hem Hemen yerimden fırladıı Doktor Lütfi Kırdar, kendisinin' bir tabiati saniyesi olan meşhur | tevazuu ve nezaketi Ne beni kar- | şıladı. Yer gösterdi Karşısında, İstanbul - emniyet | müdürü Muzaffer — oturmuş, bir takım evrak üzerinde izahat ve - Triyortdu. Emtiyet m tanı ticaret için geldiği: dair çıkan tenkitleri nasıl karşı - ladığını sordum: | — Çok memnunum, dedi., Ben, | samimi ve açık tenkidden hoşla- nırım. Gazetelerimiz, gördükleri her şeyi, doğru olmak şartile yaz- malıdırlar.. Gazeteciler, şehre bü- Yük bir hizmet yapıyortar. Bu hiz- met de, şehrin işleri üzerinde fah- | vi müfettişliktir. Bu hizmete karşı | müteşekkirim. Bütün yazılanlarla; yakımdan alâkadar oluyorum.» | bende daha ziyade artmıştı. Bele | #mar meseleleri LÂLE'd Görmiye hazırlanınız. Num Belediye reisinin ) ken, bu şehre karşı duydü, dim ki, bu şehi: diye binasından uzaklaşırken hep, düşünüyordum. ah biletler şindiden satılı İlâveten; Renkli MİKY ve en son METRO JURNAL: miyecek ve mutlaka im: icin sersemliği artının! dedi. Bay Vecdi - yani Bay Pos: — Bir kere tecrübe edeylim. Ben lek başıma bir insanın. Yemekimi pinirsin | de ne elürkü olsun! dedi. Sersem kızı aldı, evime götürdü. Penbe yekâlk çalışıyordu. Söylenen kâfı güç anlıyordu amma, nihayot aa- hyordu. Hem kızın İâf anlamaması Bay | Pusün işine geliyordu: çünkü akşam - Jarı eve gelen Vecdi, Penbeyi karşısına alıyor. konuşuyar, herşeyden bahsedi- yor, Penbe de afal afal dinliyordu. An- e artık ih: edile - cektir. Yaktnda İstanbulu mamur _==' çak Hk defa olarak birinden insani kz bildirdim. Burada, ticaret keli - | — İstanbulu çok severim. Vali ve | — Şehrin imarı ve güzelleşmesi... | ve daha güzel göreceğiz. Vinüamele gördüğü için kalbinde Bar Pa z O —— — ——— M S Hiç bir şey yapama, Bu gece hayatta ve karar - | — Vallahi değil.. V: ledim.. Dedi. Rıdvan Beyin şehadetine baş vurdu. Kaç defa söyledim değil mi Rıdvan?, Sen söyle. Ve., İlâve ediyordu: oo. Bilmiyorum niçin?. manalı manalı arkadaşının ondan sonra cevap verd değil. iphe altında kalmak istemem R>dvan Bey uzun uzun, Bgözteri içine baktı. Kaç defa söy- Dedim, Size 1 rikuldde güzel ve yeni daeş l — Çok yorgunum Başka bir zaman olsun. plâklarım " * kalabi — Eğer immkân olsaydı hanımefendiciğim, onun söylemesine bile lüzum kalmadan emrinizi der - hal yerine getirirdim. İnanınız ki, imkân denilen şeyi bulamadım. Hatta, Nüsret Beyin tayini benim inham ile değil, Meclisi vükelânin kararı ile oldu. Bu tayinin ebommiyeti var. Bağdat — valiliği ile Sadrayam puşa bizzat sidkadar ve meşgul oldular, Ben, hakikal ne olursa olsun gene düşündü - gümü söylüyordum: — İsteseydiniz. behemehal Nusret İstanbulda İkisi de yalvardılar: — Ne olur biraz piyano çalın.. var, onlardan çalayım.. Dedim, dinletemedim. Isratla değil, sanki bir bardak su imişim gibi — kolaycacık beni içmek için gösterdikleri bol iştiha hoşuma gidiyordu. Bu bir kadınm ©n zayıf moktasıdır. OÖnün içindir ki, çaklım ve, Söyledim.. Bana: Allaha ısmarladık.. Dedikleri zaman ssaat yecıyi geçiyordu. İkisi de bitkindi. ikisi de damarlarmı tutuşturan şeh - slevinin hızı içinde bunalmışlardı. Birisj elimi Birakıyör, öbürü, tutuyor, ağzına götürüyor vı Görülecek kadar ellerimi öpe öpe söyleniyolardı; a ü TA VAR Yazan ; Etem İzzet BENİCE — Minnettarınızız.. - İhya ettiniz!. Hele Rıdvan Bey durmadan söyleniyordu: £ — Hayştımın bu gecesini ömrümün sonuna - Sizinle görüştüğüme çok bahtiyarım. — © kadar çok bizi kendinize ısındırdımız ve bağladınız ki, eğer sık sık sizi Tahalsız edersek affetmeli ve bunu sizi sevdiğimize bağışla - mahsınız. Düaha üeler. Ne kompl *& Onlar kapıdan çıktılar, ben de: — Ocoh.. Dedim: geniş bir nefes aldum. Ömrümün hiç bir gününde bu kadar yorulmamıştım. Nusretle uğraş, bir tayin emrini geriye aldırmı larımda ilk müvaffakiyetsiz gecem oluyordu!. Ben de şaştım ve, — Galiba Nusretin hakkı var.. e söylene doğru yatak odama yü- ih ediyorum: nya yerinden oynasa beni uyanacağım saate kadar bırakin! Dökami dişarı aklacaktı. Buna AM | her yerde, her zaman bu. BÜYit | ömuştu. 4| | yaptılar ve tekrar | koydular... "e İlk gözüme çarpan şey, Nüsretin yatağı oldu. Boştu! — Bu sabah ha,, Burada Mf Eİ — Kvet, burada göratni. — ĞA Di Bay Pes fazla dinlemedi. B sırtladı, Dördüncü Vakıf mamtf İ — Çok sersem kızsın! dedi. — f Fenbe sarardı. Ku sözün bir yumruk yiyecek, ondan Fakal bu seler böyle olmadi? GAŞ sersem Kirsin'a diyen Bay Pt 4| H göylerken Penbeye yaklaştı, güü 5. Dur İKi yanağından öptü: — İâhi kız Penbe, dedi, işe yaradı!. Mühim bir| | ameliyat bir hastanın gözünü den — çıkardılar, — «i Rİ Londranın meşhür iki gör nekitii giliz bahriyesinde telgrafçılık g gören Duttonun bir gözünü kurtf ” lardır. Bakındın. Odanm hiç bir tarafında da yok! — Acaba başka bir odaya girip te sızdı mı, ne oldu?.. Dedim. Dışatıya çıktım, seslendim: — Liflel, Life!, — Nusret Bey nerede?, © da uyku sersemi: — Bümem efendim. Odalarında yok mut Dedi. Yok. Bak bakalım — öteki odalarda — filân var mı? (Devam var) | — Dütten 23 yaşındadır. Sef | bidayetinde askere alınmıştır. BF 4 | ol macında gözünün üzerine bir H yemiş ve haslaneye ründerilmişti” muavenede, görünün IKi ' katlandığı anlaşılmış, hemen BK | kümiğine sevkolunmuytur. Kliniğin müdürü sör Arneld Mi | 'ton, muavini Misters Kavenlorüt Ü dimile gözü tamanılle yerindet mis, yırlık yerleri büyük bir Ü ve itina ile diktikten sonra yine Y” koymuştur. ö Düttenün sahhi vaziyeti y ğ Gözlü kurtulmuştur. Yakında gaıkacaktır, : ç