W BİR MEKT UP ı Nakleden: S İ S I Cenezeden sonra — istasyonun kahvesinde toplandık! Herkes be-| Bim kadar meyustu, benim kadar düşünceliydi ve herkes de Lem'i- nin karısının ölümünden konuşu- mordu. Hiç birimiz bu ölüme mâ- fa veremiyorduk. Lem'i ile karısı sevişiyorlardı, kavga etliklerini gören, duyan ob| mamıştı, zengindiler. Fakat gün- Jerden bir gün Lem'i ikarısını öl- dürdü. Sebebi? 'Tren vaktine daha bir saat var- dı Aklıma Mehmetle geldi. Mehmet posla mü Her hakle onun bir şeyler bilmesi| gerekti. İçimde öyde bir his vardı. | Mehmet dirseklerini dizine da- yamış, bazını avuçlarının içine al- Mmiş düşünüyordu. * Beni karşısında görünce şaşır- dı, hatta biraz bozudu, dedim ki: t — Merhaba Mehmet! Beni gö- wünce şaşındın değil mi? — Ne yalan söyliyeyim şaşır - | Gm. | Mehmedin elini sıktım: | — Şaşırmakta baklısın; cena - zeye gelmeseydim beni göreceğin iyaktu.. Ne feliiket değil mi? — Sarmayın, ne sarun ne de Dahsedin. — Eğer esrarengiz bir cinayet olmasaydı konuşmazdım. Mehmet mırıldandı: — Zavallı kadın; ne de iyi kalpli âdi. Molek gibi bir kadındı. — Kocası da iyi adamdı. — Amma çok asabi idi. Hiç yok- tan kızar, köpürürdü. — Karısını öldürecek kadar hid- — Bütün kabahat benim. — Neden! — Ben olmasaydım bu cinayet olmıyacaktı. Şüphelendim. Acaba Mehmet çıldırmış mıydı? Onun böyle bir cinayete sebep olmasına imkân yoktu. İşi şakaya bozdum: — İnsan hali dedim, insan ku- sursuz. olmaz. Mehmet devam eti | — Ömrümün sonuna kadar bu- | mu unutmiyacağım. Hiç olmazsa içimi dökeceğim biri bulunsa, der- No. 148 Akıncılar, Hipodrom ve Ayasofya meydanını| Joldurmuş,at başı saf bağlamış,vakur bekliyordu Herkes susmua, hiç kimse kıpırda- | mamış, ve yine herkes meldike bek- demek üzere kubbeye diktiği gözlerini bu sesin gekliği yere çevirmişti. Karuca; Padişahımdan aldığı emri yerine getiriyordu. Bu ses ayni za- manda Sultan Mehmedin sesi idi. — Papasların, despotların gözleri bile “gemadan çevrilerek kapılara ve Kara- Ş dükilmişti. 1 bir ses yükseldi: — Dışarı çıkınız!. Sanki, herkes manyatize — olmuştu. Yavaş, Yavaş dışarı çıkmağa başladı- | dar., Kadın, çoluk çocük sessizse ma- | bedi. boşaltıyordu. Karaca akıncıları inzdbela memur I oldukları için dışarı çıkanlara ilişmi - yorlardı. Hiçbiri ne esir almıya ve ne e yağmıya uğraşmıyordu. Akıncılar, Hipodrom ve Ayatofya meydanını doldurmuş, atbaşı saf bağ- ( duruyorlardı. liyordu. Hiç kimsede üikes seirifilmenan Kgibi ettiler. lardı. —Ayasofyadan ler, biraz evvel ev Tazeliği ve nefasetf e san'at sahasındaki mevkiini bilhassa glulen miktarının fi gelemez olmuşlar. Hasan gluten dimi söylesem, anlatsam... Allah- tan siz geldiniz. Size her şeyi söy- liyebilirim. Arımızda kalacağına da şüphe etmem. — Bundan korkma. — Size evvelâ geceleri vazite- minne olduğunu anlatayım. Saat birde istasyona gelirim. Trenden postayı atarlar. Alıp postaneye dö-| nerim, Paketi — bırakırım. Evime gider yatarım, Ertesi sabah altı- da kalkar, gidip postayı açarım. Geçen pazartesi gecesi çantayı omuzlamış yola Çıkmağtım.. Ar- kamda bir ayak sesi duydum. Bu- Tafı emindir. amma, ne olursa olsun tetikte gezerim. Geri dön- düm ve Lem'inin akrabalarından Veli ile buran buruna — geldim. Veli henüz gençti ye misafir gelir, günlerle - kalır. Bana dedi ki: — Ne paranı istiyorum, ne de ganını, çantanı İstiyorum. Bu çan- tada Lem'iye bir mektup var. Ben. yazdım, postaya ben allım. Fakat | bu mektup Lem'inin eline geç - memetidir. Eğer geçerse çok feci olur. Eğer bu mektubu bana ve- | Tirseniz bu faciavı önlemiş oluruz. Derhal reddettim: — Veremem dedim, bu mektup varsa adresine — gidecektir. Hem çanta mühürlüdür, postanede açı- hr. — Malüm. Ben de mektubu şim-| di istemiyorum, yarın ver. — Vazifemi sulistimal edemem. — Hayatta bazan öy'e hüdiseler vardır ki vazifeyi sulistima) etmek vazifenaşinaslık olur. Vicdamına | müracaat ediyorum. Düşün, | Cevap vermedim. Sinirlendi. — Eğer elimden gelseydi, üze- | rine atılır, seni gebertir, çantayı | alırdım. — Bu biraz güç, — Güç mü sanıyarsun. Bunu söylerken kolumu öyle bir. kıvırış kivirdi ki, haykırdım. — Korkma dedi, sana fenalık yapacak değilim, yalnız seninle başa çıkacağımı göstermek iste - dim. Zorlukla iş görmek istemem.| Sen razı öl. İyi düşün. — Taahhötlü mü mektup? çok kere Lem'i-! lalığı sebebile OTENİMNASIL MUHAFAZA | EDİYOR? 10 senelik izdivaçtan sonra Her kadın - hattâ 40 tan yukarı | olanlar bile - açık, taze ve kusur- suz bir tene genç kızların — bile iftihar edebileceği nermin ve yu- muşak bir cilde malik olabilir - | ler. Bunu, Tokalon ile todavi, | - günde 3 dakika - 10 günde ga | ranti edebilir. Her akşam yatmazdan — evvel | ciki unsuru olan pembe renkteki Tokalan kremini kullamınız. Ter- | kibinde Viyana / üniversitesinin | meşhur bir. profesör tarafından keşif ve *BİOCEL» tabir edilen kıymetli gençlik cevheri — vardır. tün piyasada ne kadar ecrebi glute: SEH“ Hr ve HZİ'İ; İ Teknîk Okulufsratınalmap Komisyonu Reisliğinden: cihince 21/11/939 tarihine raslıyan Pa mektebinde toplanacak olan komisyonu Siltmeye konmuştur. İlk teminat 254 Hira teminat yatırmak istiyenlerin eksiltme ve eksiltme günü de Gürmüşsuyunda YU (9375) olunur. Devlet Demiryoll işletme U. id 17650 lira mübayaa edilecektir. Bu işin muvakkat A K. komlayonu tarufından yapılacaktır, misyandan verilmektedir. | İstanbul Grupu Tapu Sicilli Müdürlüğünden : Siz uyurken — cildinizi besler ve gençleştirir. Buruşuklukları gide- rir. Her sabah da yağsız — beyaz renkteki Tokalan krenini kulia - | nınız. Siyah benleri eritir ve açık | mesameleri — sıklaştırır. ve - cildi | yumuşatıp — gençleştirir. 10 gün zarfında müsmir bir netice elde edeceksiniz. Adet — Cinsi $ — Pilânimetre 11 — Balasira 70 Tirül 20 — Prizma 1 Pandograt 8 — Pergel takımı 40 — Çelik gerit * , 20 100 10 — Alât gemaiyesi 40 — Şakul € — Müre Müfredatı yukarda göslerilen 14 xal |omuştür, 27 teşrinisani 930 Pazartesi günü aat 15 te ihalesi yapılacaktır. 'Talip | | olanların Sultanahmette tapu - ricilli mük | yecsat etmeleri ilân olunur. Cinsi Adet Tahmia Fiyatı Lira Zeisa Teodolit M. Tipi ı 728 » » HL Tpi 1 yice Zedss Nive . Tipi daireli 1 200 » > » öniresiz 1 250 Teletop 1 20 Zei Nivelman mirası 3 3 Beşiktaş Yıldısda bulunan okulumuz ihtiyacı olan yukarıda cins ve miktarı ile tahmin bedeli yazılı 6 kalemm topoğrafya aletleri ve teferrüalı şarinamesi mu- muhammen bedeli olan 585 Münakasa 1/12/0909 cuma günü saat 15 de Sirkec kapalı zarflarını komiryana vermeleri lâzımdır. n mamulâtı makarnası, şehriyesi, bisküvit, un ve sair bütün müşteriler seve seve kullanmakta ve her şeye rağmen mutlaka Hasan markasım HASAN Deposu: Yeni adresi, Bahçekapı Beyoğlu tramvay durağı karşısında rtesi günü 4 de Yüksek W muzda İalesi yapılmak Üzrere açık ek-| a 25 ki n bir gün evveline kadar sek Mühendis mektebine gelmeleri arı ve Limanları aresi ilânları de 9. İşletme — binnsmda ayni gün sant MH € kadar T parasız olarak ko- (8309) , İsteklilerin Sartn Markası Reks marka vemiye tal kapalıdır Rihter Rihter, öti camla ! , yandan açılır sapı İğneli Rihter ve kapı tahta Nesler verniyeli ve madeni | Rihter marka orta boy. 20 metrelik sapı kırmalı 1- metretik Süstander j Orta boy lem alâtı fenniye açık eksillmeye konul-. dürlüğünde müteşekkil komlsyana mü- (8422 İ — Yarın göl Bütün gece uyumadım. Gönlüm rahat değildi. Bu genç adamın söz- leri cöddiye benziyondu... Ertesi sa-| bah karşıma dikildi: | » — Mektup? | Sana iyi düşün demiştim. E- | er bu mektup Lem'inin eline ge- | çerse başka birinin hayatı tehli - | . Bu felâketin önüne — Evet. — Veremem. Yazan: M. SAMİ KARAYEL lerine sahip olan Türk askerlerile kar- gılaştılar. Bu askerler yeni gelen misa- | firlerini hürmetle karşılıyorlardı, Artık, herkes birbirinin olmuştu. Iler #ey Türkündü. Bu, orta çağ nizama hı- ristiyanlarcn da galibe karşı meşru bir | bak idi. Karaca Paşa ve maiyeti akıncıları Ayasolya kilisesini bu yolda temizle- dikten sonra, diğer kilisaleri, manas - tırları, ayazmaları da temizlemişlerdi. Koyu ve manasız bir taassup içinde yaşıyan Rüm halkı, bakikaten çok a- Cnacak bir halde idi. Çünkü zavallı halkın din kavgaları içinde benliği kalmamıştı. Mukaddes tanıdığı ortodoksluk dinine katolikler | karışmıştı. Mukaddes kilisesine kuto - lükler girmişti. Rumluğun mukaddes-tanıdığı şeyler Barbi Romatan haris insanları tarafın- Gan baltalanmıştı. Rumlüğü kurtaracağım diye, impa- | rator Köstantin, —ortodaksluk — dinini mezada çıkarmıştı. Şaşkın bir hale gelmiş olan Rum hal- kı, öyle bir hale gelmişli ki, ne impa- aai | ram haldekâri olanı | derini bulmuşlardı. Koca kavuklu, iri | askeri gibi hakkı idi. Hem bu hale çok« Boynunu büktü: — Pekâlâ, öyle ölsun dedi. Se- | munda imşallah pişman olmazsın. Mektubu Lem'iye verdim. Ya- vum saat sonra silâh patladı. Şimdi kabahatin bende olduğunu anla - dınız mı? | Başımı sahladım: * Hayır Mehmet, bunda senin W kabahatin yok. Sen vazifeni yap- mişsin — 'Teşekkür ederim. Yoda giderken düşünüyorum. | Şu Mehmet biraz daha vazifeşinas olsaydı, bu cinayet işlenmiyecekti. Çocuk Hekimi r. Ahmed Akkoyunlu Bf Taksim - Talimhane Palas No. 4 Pazardan maada her gün saat 15 den sonra. Tel: 40127 Dr. Ekrem Behçet Tezel Tıb Fakültesi Kulak Boğaz, Burun Doçenti | Taksim Cumhuriyet caddesi 19 | Müayane Pazardan maada günler 2-6 Telefon: 4249 | | larına söylediği ce parlatmakla kalmıyarak onları | mikroplurdan, muzır. salyalardan | g |Her Sabah, Öğle ve Akşam her yemekten | sonra günde 3 defa | Şeker hastalıklarına ve diyabetlere ve zayıflamak isteyenlere 360 altın madalya ve nişanlarla dünyada eşine tesadüf edilmiyen büyük mevkiler kazanan, birinciliği diplomalarla tasdik olunan HASAN GLÜUTEN MAMULAT p süpürmüştür. Meşhur Fransız ve Yunan markagluten mamulât Türkiyeye tercih etmektedirler. Kulağınıza küpe olsun Daima RADYOLİN; çünkü: — | Diş doktorlarının bütür. hasta- bi dişleri sade ve hamızlardan temizleyip çelik | sağlambk veren yegâne ik - | irdir. dişlerinizi 1839, Ay Li, Gün $84, Kasım 18 20 İkinelteşrin PAZARTESİ Sahibi ve neşriyatı idare eden Baş muharriri ETEM İZZET BENİCR Son Telrraf Matbaası | Adananın Gerdaniye paayayz — P ( ANKARA RADYOS* DALGA UZUNLUĞU ” 188 Kefa VH b 1648 m. VAPSLT m. DEĞ5 Kof Her gün yalnız kısa dalga SiT 9465 koc/s postamızla neşredilmekt, lan yabancı dillerde haberler aşağıda gösterilmiştir. İrmnca — sasi 13,00 ve 184f Arapca > 10 ve 30$ü Franmzca — > 1945 ve & . Saat 18,00 Program. — Sağt Memleket sant ayarı, Ajans tearoleji baberleri, 18.25 Müzlk YO caz örkestrası) — 19.00 (Su nimetleri) 19.15 Türk Çalanlar: Vecihe, Reşat Erer, | şen Kam, Şerif İçli. 1 — O Müzafler (İkar, 1 - Gerdüniye revi, 2 - N, Faik Bey - Göl beste: (Ey keman ebra), 3 , ik Beş - Gerdaniye ağır semali Üğ ni sermesi eder çeşminle), # * ÇD Faik Bey - Gerdaniye şarkı: AYŞ gamrenle yandı), & - Şecit İçlik ÜÇ takslmi, 6 - Tanduriain - Ce Şarkı: (Çıkalım dağlar. başıma , yarlar V Zözlüm me gezersin burada), X < € Falk Bey - Gerdaniye Yürük makt (Bülbül gibi her şamâ malelerim var) $ — Ökuyan: yen Senar: 1 - Rahmi Bey - garkı: (ĞĞL hazin sünbül ? - Lemi Bey - Bayali şarkı: ( Siz hüsnün züvenme amma), $ ” deltin Kaynak - Bayali şarkı: ( sun) 4 - Lemi - Hicazkâr (Sen aşkıma canlandıran), & - Ziya Bey - Muühayyer şarkı: (P bu kız) 6 - Mühayyer saz 2015 Konuşma (Çocuk Esirgeme rumu), 2030 Türk müriği (Fasil Müzik (Küçük Orkedif | t Neçcip Aşkın) 1 » İkleh. i berger - Şark'ta İsimii saittei mede parçası, 2 - Mosakovaki © panyol dansları, $ - Theo * Marş, 4 - Aleis Pachernezi * zin vals (Valş Triktep, & - Lehar - Tülksemburg konta finden potpuri, 6 - Becihoven - Yl aüct (Sol majör), 7 - Gustav VP L ver - Baçatelle, 8 - Josef Gül Okyanos denizinde — Hülya —( 2200 Memleket aat ayarı, haberleri, Ziraat, Esham - Kambiyo - Nukul — borsası 2120 Müzik (Küçük orkestra Kardakl programın — devamı) Müzik (Stravinsky: Cappricelo) Ü yano ve orkestra — için - PL) # Müzik (Caxband - Pi) 212 Yarınki program ve kapamız. N ratoru ve ne de zalılmış papasları 0- şlardı. Türkçe bir darbimesel gübi, iki cami | arasında kalmış beynamaza dönmüşler- | di Şaşkm halk, hulözkâr gürmeyince; melâikelerden medet ummağa ve on lardan istineye koyulmuştu. Karacanın inzıbata memur akıncı - ları koca İstanbul şehrini birkaç sant | içinde derhal disiplin altına almış - lardı. | Sökak geçitleri tutulmuş, — Hezreti Fatihin geçeceği yallar kuş uçmaz ker- van geçmez hale gelmişti. Bütün manastırlar, kiliseler, âyaz - malar böşülmiş, herkes semsiz sedasız evlerine dönmüştü. Evlerine gidenler de yeni mal sahip- bıyıklı, babayiğit olan yeni mal sahip- leri hiç de eski ma) sahipleri gibi cihz | ruhta, cıliz vücutta değillerdi. | Bu yeni mal sahipleri çok geçme - den eski mal sahiplerinin de hoşuna Hitmişti. Ne tatit ve ne âdil insanlardı. Hem de icabında zevklerini haddin- /den fazla tatmin edebilen babayiğitler- di. Herkes, ve her Gins bu yeni misafir. derden memnundu. Her evde, çok geç meden çenkçağana başladı. Bu hal, Türk aekerinin her orta çağ tanheri müştük olan eski mal sahipleri memnundu. Karaca, emri inzbatı iamamladık - 'tan sonra, derhal atına binip heyecanin otağmda bekliyen Hazreti Fatihin ya- mana gitti. | Buzreti Falih, heyecan ve helecan 1- ginde bekliyordu. Yanında kocaları Monla Hüsrev Akşem- | seddin Hazr Monlagüreni, Ti vardı. sabırsızlık içinde idi- in en Çok merak et- tiği, İtalyan kun tinyani, A- yasafya kili imparatar Korlan- tin idi. Fatih, şehir zaptalunur olunmaz Ce- neviz balyozuna şa baberi yollamıetı — Sakın ola ki; İmparatoru Gal ya kabul eylemiye", Ceneviz balyozu, Sultah Mehmedin bu iradesine harfiyen rinyet etmek için adamlarına ve kumandımlarına gu em- Ti vermişti: — Zinhar imparator Kostantini ka- bül eylemeyin!. Karacayı sabımsızlıkla bekliyen Sul- tan Mehmet, onun alelâcele ayağır tozile geldiğini gürünce sevindi. | İk sözü şu oldu. — Karasda; herşey tamam mi? | Padişahim.. erlerimiz ne halde? | — Rer biri bir ev işgal edenek be Faklarını dikmişler. — Şehirde kargaşalık olmuş mu? — | — Hayır Padisahım, yalmız, şehrin 4 aşağı taraflarında Galataya geçmek ve kaçmak üzere bulunan ecnebi askerle- File küçük bir müsademe olmuştur.. O ı kadar. — Demek ki herşey yerli yerinde.. Evet Padişahım.. — Ayasatya ne hladet 'Temizledik... Kırk bin kişi kadar toplanmışlardı. — Yarık bu halka. Fesada sevket « misler bu zavallı Rum milletini,.. vet efendimiz... (Devamı var) | Nusret durdu. — Neden soruyorsun?. Dedi. Gayet sade, — Öğrenmek için, Dedim. Kaşları çatıldı, dudakları toplandı: — BSöylemek istediğin şey zihni ds ondan. Ben, yine hiç aldırmadan: -- Canım, zihin karıştıracak filân bir şey yok. | Ser benim sorduklarıma cevap ver, Neyine lâzım! Dedim. Ve. Devam ettim. — İçki içiyor mu?. — İçiyor. —Evli mi? — Evli. — Kaç çocuğu var? — Bilmiyorum. — Her akşam evine mi gider?, — Eğlenceye gittiği de çok oluyor!. — Motresi filân var mm?. Nusret süallerimden hiç hoşlanmıyardu. Ben de öğrenmekte acele ediyorum . Ne bileyim. Ben hususi kâl Dedi, bir saniye düşündüm. — Ben bu işi yapacağım Nusret. HASTA a——— ge ÇU FAOT NU Dedim. Sordu: — Nasıl?. — Sen karışma. Görürsüni, Nüsret bu sörümden ne anladı bilmem' Genbire kıpkırmızı oldu; gözleri parladı, kısd keskin keskin: Hmi karıştırdı Dedi. Eğer, ise; — Aloo, — Aho — Rtendim? Kiminle görüşüyorum? Hayati bendeniz. — Burada görüşen Belkis, tibi miyim?, — Rica ederim. Beni büyük bir minnet da bulundurmuya kalkışma!, — Hayır, Hayır, Mimmetlik iş yok. Dedir, Ve bemen telefonun başına gittii Masamın başında bir defa yerinden — *# oturduğunu görür gibi oldum. ; Sizi evvelce yine aramıştım. «Meclisi kelâ> da olduğunuzu söylediler. Kuzum n€ tınız, Ridvan Beyle görüştünüz mü?, Kasılan bir sesle: B VA anlatmak istediği anladığım (D )