—S0 A OT A N ei DEVLET DEYİNCE ö "4 ALTIN HATIRA GELİYOR Haydi bakalım, Yahudilerin, tekrar '. yılden parladı. Gelen haberlere güre, | Folonyada bir Yahadl devleti kurula- | Çak, Habeşistana da 30 bin Yahudi mülteci yerleştirilccekmiş Polsoya - 1 daki devlet deyince, burüm, Wpraktan küvvetlen evvel altın ve para hatıra geliyor. Sağolsunlar, Yahudiler para kutmasını bilir cinsindendir. O halde, doğrudur, enların neden bir devleti omlasın? ÖNÜNE RASGELENK KÜFÜR EDEN ADAM E İ u iH j Hi İ İzi iş T İ ğ l ğ F f ığ.ş %;5 l f | İ | aile Başkası: Namuslu bir kizmetçi —anıyorum. Bört kişllik bir aile yanmda çalışacak. Bi yüzü düsgün olacak!. Anlaşılıyor, tevekketi, hizmetel buh- | Yanından bahsedilimiyor. Baksanıza öy- 'i Nadir Nadi Ankara paktından iyi | miyet sahibi olan her milletin mem- | YAKİT: Bun olması lâzım geldiğini söylüyor. | — Başmakalesi yoktur. Bu paktın Sevyet Rusyaya müleveccili | İKDAM: :uwmq—u.u—w- ğ No. 24 Hüseyini elbirliğile jandarmaya teslim edelim diyen ihtiyar köylü Momiş ağa yaralanmıştı. | Pencerelerden — İşte, dediğimiz çıktı, Felâket | yüz gösterdi. Diye söyleniyonlardı. Ayşa lâm- bayı yakınca sokağa fırladı. Bak ftayı elinden btrakmıyordu. | Yaralı köylünün yanına koştu. | Ve ilitiyarı görünce tanıdı — Vufuldun mu Memiş ağa? İhtiyar yaralı, kanlar içinde ye- | Te serilmişti. — Vuruklum kızım, dedi, fakat | merak edilecek bir şey yok. Yaram Bacağımda. Hemen bana biraz bez. getiriniz.. Yaramı sarınız. Arkadaki bahçelerden bir hışırtı! duyuldu. Köylüler: — ÂAsker kaçağı Hüseyin kaçı « or Diye bağrışıyorlardı. Memiş Ağanın yaralanması köy- hüleri telâşa düşünmüştü. Bir çok kimseler ellerine - baltalar, sopa- lar alarak tekrar sokağa fırladılar. Şafak sökünciye kadar Hüseyini| aradılar bulamadılar. Ve Memiş ağanın yarasını sara- rak evine götürdüler. O gece bu vak'a köyün altım ü tüne getirmişti. Şimdi iş muhtat LGRAF-24 AYA GİDİP AYLANMAK DA VAR | Mühterem | İncillere arasında imzalanan — Wüfak KARŞISIND Te'/gm!—] le gartlar istiyorlar ki, haddin varsa, hizmelçilik için talip ol! K Bir gazetede yeni bir roman başladı; ismi şu; Ceylân avı. Bilmiyoruz, harriri olan arkadaş. ömründe hiç av: gitmiş midir?. Buhasıa ceylân avna. Bir başkü arkadaş. bizim bu satırları- , murı görünce sordu: — Fakat, dedi. ceylânın hir'de mecasi | manasi vardır”. Acaba, hangisini kastediyor?. Ava gllmiş, zitmemiş mi saali. bu nokta, Anlaşıldıktan sonra, sorulmalıdır. Malâm ya, ava gidip avlanmak da | var. FASULYE NİMETİ VE NANKÖRI, Bir doktorun sağlık makalesini oku- dum: Dünya ne kadar değişti. Adeta, nankörlük ümumi bir salgın halinde.. döktör, kürü fasulye ile mercimek aleyhinde alıp tutuyor. E- fendim, cskiden bu iki muddk — cok kaleriye malik olduğu zannedilirmiş. fakat, bu döğru değilimiş.. Bu iki mad- de, göyle imiş, böyle imiş.. | Fakat, ben bunların hiçbirine inan- muyorum: Çünkü, birlm eski sörleri- Bir avukat, ankele verdiği cevapla diyor ki: Kolâyca ayrılmak için kena- cak hükümler iyidir. Fakat, ayrılan karı ve kecadan müayyen bir. vergi almacağına dair de, bir madde barlam- malıdır. Ayrılmaşı kalasına — koyan — insan, verriyi düşünür mü, bilmem?, Adam- cağımın yüreğine tak etmiş isa.. AHMED RAUF | YENİ SABAH: Hüseyin Cahit Yalçın Lold Cereun avamı kamarasındaki son nuikundan bahsederek diyor ki; «Versay muahe- desile kurulan çürük binanın mimar- darından biri de o oldüğu balde yine sesini dünyaya duyurmaktan zevk alı- yer. Eski Başvekii — İngiliz davasının haklı olduğundan emindir. Türkiye ile muahedesinin büyük bir siyasi mu - vaftakiyet olduğunu söylüyor. Fakat Lold Corean daha başka düşünceleri vardır. Öyle anlaşılıyor ki, eski başve- Kil bir sulh masasına olurmaktan ka- çanılmamasını istiyor. Halbuki buzün- Kü şeralt altında bir sulh konferansı- a gitmek akim kalacağı muhakkak lâ oldu. Onu senden isteriz. Diye Jışıym:m MEHMETCİĞİN CEPHEDEN GÖNDERDİĞİ İLK MEKTUP Ayge bir sabah babçede dolaşır- ken, babası teldşla geldi: — Yavram, deci, Çanakkaleden | bir mektup geldi, kahvede açlım, Mehmetçik sana yazıyormuş. Ben okuma bilmediğim için merak ek tam, Ali amcaya da - okutmadun. Hele bir bak, neler yazıyor.. Ayşe ve Mehmet küçükken köy | mektebinde beraber okumuşlardı. Ayşenin okuması — yazmasından kuvvetliydi, Bebasının — sözlerini | dikkatle dinledi, kalbi çarpmağa başladı. Mektubu sevinçle baba - | sının elinden akdı, göz gezdirdi. — Hepinize selâmı — var, baba! Büyüklerin ellerinden, küçükle - rin gözlerinden öpüyor. — Başka bir şey yazmıyor mu? Düşmanla Mehmetçik Geçiyor Yazan: İskender F. SERTELLi | sanırsın ki, mkdesi en büyük de - | POLİS ve MAHKEMELER Bir ihtilâs — Son günlerde tekrar | Milliyetçilik davâmız davası Fangaltı. postanesinde — işlenen — bir ihtilâs vak'asının mahakemesine dün 2 inci ağırcerada başlanmıştır. Hâdise şudar: Vzmn zamandaüberi mezkür postane- de mütemetlik vazifesini Ka eden Bed- vi, bir akışam; hesaplarımı tetkik ettiği vakli; yekünda 40 liralık bir fark bul- muş Ve bu açığın nereden geldiğini a- raştırmışsa da evvelâ bir meticeye va- ramamışlır. Fakat hemen havale mak- buzları üzerinde yapılan telkikat ne- ticesinde kendi imsalarından biri na- zarı dikkatini celbettiğinden imranın dikkatle zözden zeçirilmesi, — bunun başka bir el larafından atıldığını mey- dana çıkarmıştır. İşle bu süretle - bir sahtekârlik vak'asile kazşılaşıldığı an Taşılınca derhal başlanan tahkikat im- züyi faklit edem ve bu sürekle mezkür 40 Uirayı cebine indiren zatı belli et- miş, bunun havale memuru Şadi ralından yapaklığı tezahlir. etmiştir. Bunut üzerine bittabi posta idaresi hemen hüdiseyi adliyeye — bildirmiş, sorgu hükimliği tarafından tanalm e- lanan tahkikat evrakile beraber suçlu geç 2 inel ağırcecaya verilmiştir. Sadi dünkü müuhakemede cürmünü tamamile İnkâr etmiş ve böyle — bir Hadileden kat'iyyon haberdar olmadığı Bibİ imzayı da takiit elmediğini söy- lemiştir. Fakat tahkikat evrukunun ini- kikinden kendisinin buna bonmar di- hrw——u—t—ı——ı——[: edildiği ve habtâ 1 inei afırcenada mwu- hakemesine de başlanılmış olduğu an- daşılarak her iki davamıa birleştirllmesi , kararlaştırılmıştır. Buçlu genç bu karardan senra tev- kifkaneye zünderilmişlir. * Vali ve Belediye Beisi Lütfi Kar- dar dün akşam Ankaraya gitmiştir. * Yeni Bulgar kabinesi dün yine Kösetvunofun reisliğinde bazı tadilât ile kurulmuştur. $e Adaposurunda Nasrullah ipek fab- rikası dün gece yanmıştır. * Büyük Türk âlimi Bedrettin Si- Mavinin kemikleri, -Sultanahmet cu> mlinin hünkâr mahfelinde —tastiyeye devam edilirken, bir sandık içinde meydana çıkarılmıştır. Bu zemiklerin Manastırdan getirildiği ve merasimle defnedilecekken her nasılsa sonradan | burada unutulduğu zannedilmektedir. | * Ziya Gökalpın ölümünün 15 incl yıldönümü münasebetile yarın Üni - versite konferans salanunda bir ihtifal | yapılacaktır. | * Parti grupu umumi heyeti — dün | #ant 15,30 da toplanarak Moakova se- yahatinden avdet otmiş olan Hariciye Vektli Şükrü Sarasoğlunun izabatını nlemiştir. İzabat iki saat sürmüş, ve- Kü bazı hatiplerin suallerine — cevap vermüştir. * Türk - Rümen Ücaret anlaşması | müzakerelerine — Tophane — köşkünde | başlanmıştır. | * Cumhuriyet bayramında açılış re- simleri yapılacak olan müesseseler şun- | lardır: : Alatürk köprüsü, Fatih — ve | Üsküdar maliye tahail şubeleri, Nişan- | taş kız, Karsgümrük orta mektepleri, Cerrahpağa 45 inci, Cibali 63 üncü ilk mektepler. | amananARAMNMANAMARANAARAAN olan bir işe bile bile sarılmak olur ki, BU ümitsizlik ve itimatsızlık da ayrıca | bir akamel sebebi leşkil eder.> İ biler de, arslan yürekli delikanlı köyüne sağ ularak döner.. O zaman birleşir, mes'ut ve bahtiyar olur- sunuz. Ayşe mektubu göğsünün üstün- de tutarak odasına — koştu. Kaibi koparcasına çarpıyor, damarları akvler içinde yanayordu. Mehmedin nişanlısı minderin üstüne oturdu. Mektubu tekrar o- kumağa başladı: *Ayşeciğim' Cehennemi görme- dim.. Gören de yok. — Pakat, söze başlamadan haber veveyim ki, bu- rası, çimdiye kadar bize tarif et'. tikleri cehennerklen çok daha müt- hiş bir yerdir. 'Dapemizden, önü - müzden, sağımızdan, solumuzdan mütemadiyen ateş yağıyor. Burada nizlerden daha genis bir ejder var.| Boğazını açınış.. Mütemadiyen in- san yutüyor ve doşmuyor. Fakat, Tanrı beni bu müthiş ejderin ağzı- na düşmekten korudu. Birkaç kere| tepemdan f“" zağımdan 20 - | lumdan - yıldırımlar — yağdı, ateş | yağmuru içinde kaldım. Ölümle | kucak kucağa, karşı karşıya gel - | dim.. Boğuştum.. Yenilmedim.. Ha- 14 yaşıyorum. Ölümden korkmadı- am için midir, bilmem, ölmek ak- kmdan bile geçmiyor. Ordumuz Mekteplerin yemek Bir dostumuzun çocuğu, İstanbulda- | | yer. Senede 360 lira ücret verilmekte- | hesinde göğsüme kendi olile bir | Altın fiatı yükselmeğe başladı Altan fiatları son günlerde yine | mütemadiyen yükselmektedir. Üç!| Bgün evvel 15,50 Hira olan ltın tek> | Tar 15,90 a kadar yükselmiştir. Bu| sebeple altın zeynet eşyasının fiat-i İrı da artmıştır. Çarşıda altın zey-| net eşyası üzerine işler azalmıştır. Son zamanlarda en ziyade kul- lanılmakta olan altın bileziklerin flatı üçte bir nisbetinde yüksel - miştir. Bu sebeple peşin para ile bidezik satın alanların sayısı hayli azlmıştır Kadıköyün imarı Birkaç gün evvel Kadıköy ve ha- valisinde tetkikler yapan Vali ve Bolediye reisi Lütfi Kırdarın met- Tük kumluk sakşnın ağaçlandırı- | larak güzel, yeşil bir saha halöne ifrağın) emrettiğin; biklirmişlik. Esasen bu sahayı da çiçekdiye - rek umumi istiladeye — arzetmek fikrinde olan Kadıköy balediyesi, dünden İtibaren bu sahanın temiz- lik işlerine başlamıştır. Yeni kuzman tanzim ve umumun istifadesine — açılmasının; ancak mart nihayetnide kabil olacağı an- laşılmıştır. l Kanaf hastahanesi Esnaf birlikleri hastanesinin tov-| $i ve tekemmül elmesi için dezim hiyetli murahhasları önümüzcki hafta içince bir toplanlı yapacak- lardır. Hastanede bugün 90 yatak vardır. Bu kâfi gelmiyor. Hastane-| nin arka tarafındaki sahanın satın, ahnarak denhal yeni bir klinik in- şası kat'i bir #htiyaç haline gel - miştir. Mücsseseye bir de otomo - | bil akınacaktır. — Molozlar kaldırılacak Belediye, Fatih ile Çapa ara - sındaki büyük yangın mıntaka - sında evvelce istimidik edilmiş fa- kat yıktırılmamış binalar: bugün- larde kakdırmağa başlıyacklır. Bu| mantakada mevcut olan cami haru- bolerinin de yıktırılması kararlaş- tarılmıştir. Belediye buradan çıkandığı tuğ- la, mmoloz ve kereslelerden işe ya | mıyacak olanlarını bazı yeni inça- atta kullanılacaktır. Fazla kısımla- rını da müzayede suretile sala - caktır. leriW ki hüsüsi mekteplerden birinde okı dir. Çocuk leylidir. Fakat, bu zat, ço- cuğunuN yediği yemeklerden son de- rece şikâyetçi. Yemekler hem ax, hem kalitesi iyi değil... Benede 330 lira demek, dekur ayda 350 lira demektir. Çümkü, üç ay yemek yok, mektep yok. Az para değildir. Ba mekteplerin yemek lüsleleri, — acaba, alâkadarlar tarafından totkik ve tef- tiş ediliyor mu?, BURHAN CEVAD muzatfer olacak, köyüme göğsümü kabartarak döneceğim diyorum ve| bununla teselli buluyorum. Geçen gün mitralyözle bir düşman tay - yaresi düşürdüm. Mavi gözlü, sarı saçlı kumandan, Anafartalar cep- J hanp madalyası taktı ve beni al - nımdan öptü. Dün sana mektup göndermeğe hazırlanıyordum, siper-, de bir sâal istirahat almıştım. Fa- kat içim dayanamadı. Düşman tay- yareleri yine tepemizde dolaşıyor- du. Makinelitüfengin başına geç- tim, ateşe başladım.. Ve Tanrsnın yardımile ikinci düşman tavya - resini de yene düşündüm. bir yüzbaşı vardı, esir aldık. Sevine cimi idade edecek bir kelime bu- lamıyorum. Dün vrilen bir saatlik' istirahatlen ancak bugün istifade edebiklim, Ve bu saat içinde ilk işim sana mektup yazmak oldu. | Burada düşmanla çarpışırken, se- | nin hayalini görüyorum. Kulağıma| tatlı sesin geliyor. Bana: «Her şey- den önce yurdunu, vezifeni düşün | ve beni unut! diyorsun. Çok doğru| söylüyorsua, — Ayşociğim. n düşmanla çarpışırken, anasını ba- basın! ve sevgilsini, çocuklarını, Hasılı çok mukaddes tanıdığı bü- tün varlıkları unutuyor. Vatan kaygusu, memleket sevgisi bütün sevgilerden üstünmüş, Ayşeciğim. Fakat ben bu sevgiyi burada de- Ri, köyümde de duymuş ve sez - miştim. «Vatan seni çağırıyor!» de- dikleri zaman her şeyi unutmuş- | tum. Hüseyin bana: «Sen kadın | sevgisinden ne anlarsın?!» derdi. ——— (Devamı var) Alatürk. onunen yü sutkunun şa- heser cümlelerini yu vecize ile bitiriri Ne mutlu Türküm diyene! | Karacağlu, Moskeva dönüşü, trenle Ankaraya giderken, İzmil Istasyonun- da kendisini karşılıyanlara şöyle dedi: Yeryüzünde ca büyük şeref Ti almaktır. Biz, yine bu sütunlarda, bü cümleyi, birkaç dela tekrarlamışızdır. Evet, dünyada en büyük şeref Türk olmaktır. Mihletlerin, cemiyetlerin bunyesinde, bir mülrit milliyetçilik sarhoşluğu ya- ralmak için, büyle kuvvetli cümleleri bülün vatandaş safları arasında — sık Sik tekrarlamak Vâzamdır. Şuna inan- mali ve kani olmalıyız ki, yeryüzü Türkler icin yaralılmış, Türkler için meşvüneme bulmuş, Türkler için de- vam etmektedir. Atatürkün büyük tarih terinin e- henimiyetini, gelecek nesiller — ünha iyi kavrıyacaklardır. Evel, doğrüdur: | HK medeniyeti kuram Türklerdir. Yer- | yüzünde ilk yaşıyan medeni insaalar Türklerdir. Bu, böyle olmuştur. Ve- va büyle olmalıdır. Bu fikirleri yeni yelişan nesle aşı- layınca, yelecek Türk cemiyetlerinin Mi gurürü, mülli izzetinetsi, — hatlâ zallli botbinliği bir züneş kadar naza- Ti dikkati çekecektir. Dikkat nazarını çeken hetyey rü - zekdir JEğer, dünyada, bir gün ma - darlıyacak olan kelenin öbür tabağı Gzerinde ise, bülün bir dümya bel bel yer bulacaktır. Bizim davamız — bu olmalıdır. Ve mutlaka bu olucaklır. Çecuklarımıza, dalma lekrar edelim: — Bönyada en büyük şeref Türk olmaktır. REŞAD FEYZİ Başka yere götürülmüş Harp başlamadan evvel mem - leketimizden Avrupa limnanlarına yüklenen birçok ticari eşyaların gidecekleri iskelelenden büsbütün başka yerlere indirildiği anakşıl - Ezcümle Marsilya, Londra, Ham- urg Ve şimal memleketlerine sev- kedilmek üzere yüklenen Türk ticaret eşyasından bir çoğu ya - bancı izkelederde kalmışlardır. Şehrimizdeki alükadar — tücear- lar bu müşkül vaziyetin bertaraf olunması için dün bazı teşobbüs - (AVRUPA HARBİNİN YENİ MESELELER! | | Cephede İki Kuvvet Arasında İngiliz. Pransız gazelelerinin cephe- ye giden, oradan gazetelerine malü mat gönderen, yazılar yazan muha - birler var. Nitekim İlalyan gazetele- rinin —Almanya tarafıma — gönderlin?ş muhabirleri vardı. Bu muhabirlerin yazıları Fransız matbaatınca pek bi- farafane, pek vükuane elarık karşı- imayordu. İlalyan muhabirler Lehis - tandaki harekâla dsir olsun, garp cep- hezindeki vaziyele mütcallik olsun nes- Ti mümkün olabilecek yazıları yardılar. İtalyan güzetelerinde bu mevzular- da görülen şayanı dikkat mütaleaların hep o bellibaşlı muhabirlerin yazıları olduğu anlaşılıyordu. Fakat cok gec- meden İlalyan muhabirlerin Romaya avdel ettikleri öğrenlidi. Artık Alman ordusunda İlalyan ga- zelecilere iş kalmıtmış dendi. Bu harbin çıkardığı meselelerden biri de gazelecilerin cephelerde nasıl galşabilecekleri keyiyeti ise diğer mü- him bir mevzu da ba zamanki harple kumatdanların ne kadar çok bilgiye şahip olduklarıdır. Cepi sız ve İngilir muhal geyi mükemmel olduğunu, ney'esi, se- | fakeli, kuvvel maneviyesi pek yerinde bulundukunu anlatırken — bu ordulara kumanda edenlerin de ne kıbalde ye- tişmiş balunduklarını anlatıyorlar. Cephede gazetecilere en salâhiyet - lendiğine çelince: şöyle diyorlar Bu harp bir sabır ve tahammüil har- Bi olacaktır. Çok, pek çok sabirli. 6l- | tarı da 3 e çıkarılmıştır. genişliy%r Yeni bazı salon ve ko-| ğguşlar ilâve edilecek | İstanbül adli hıp binasile müee- zesatının genişletilmesi kararlaş - tırılmıştır. Yaflınız İstanbulun değil bütün | Türkiyenin adli “1p işlerini gören bu müessesenin şimdiki dar vazi- yetinde bulunması terviç olunma - dığından «Morg mizlürlüğü> bu müesseseye bağlı *:müşahede koğuşları» birinci plânda bu ge- nişleme sahasına dahil bulunmak- tadır. | Ayrıca Morg müdürlüğüne iki doktor daha ilâve olunacak ve teşhir — salonun da 2 masa daha konulacağı gibi müşahede koğuş - so—— Milli matem günü Ulu Şef Atatürkün — ebediyete | intikal ettiği 10 ikinciteşrin günü yapılacak ihtifale ait program ge- miştir. O gün şehirde eğlence yer- | lerile sinemalar kapanacak, mek- teplerde, Halkevlarinde, Cumhu - | riyet Halk partisi merkezlerinde Büyük Atanın ebedi hatırası ta - ziz olunacaktır. — Yüksek - tahsil gençliği de bir ihtifak programı hazırlıyacaktır. Wi Bira sarfiyatı farzlar Haber aldığımıza göre, Ankara bira fabrikasının istihsal kuvveti öhtiyacı karşılyamadığından Bo - monti bira fabrikasından da isti - fade çareleri düşünülmüş ve bu mesele otrafında alâkadar ma - kamlarla temosa başlanmıştır. — | Son istatistiklere göre İstaribul- daki bira srfiyatı gündengüne art-, maktardlır. Bir ay evval 4 vagon | olan sarfiyat bu ay beş vagona çılımıştır. Bödğen Gümrük muhafaza vesaiti İstanbul muhafaza teşkilâtınım deniz ve karada tamamen motöri- Be edilmesi için bir program ha - zırlanmıştır. - İdare için yeniden | sür'atli iki deniz motörü inşa et tirlmesine tar. Bundan başka karadaki teşkilüti için de yeni motörler sipariş adik mektedir. | lere göçmişlerdir. Bu kabil eşya kıymetinin 400 bin lirayı bulduğu anlaşılmaktadır. hafta boşuna geçmemiştir. Alınan me- Hicelere göre verilen zayiat pok ax e- | muştür Bu süretle ordunun itlmadı. | emhniyeli artmışlar. — Pramsiz — kıtaatı topçunun, molörlü vesaklin yardımı ile | Kuvvellenerek ilerlemiş, Almanlar ya- kıp yıkarak geri çekilmişlerdir. Bonra çekilirken öyle şeyler yapmış- dardır ki gelen Fransızlar bir eve gi- | recek olsular evde ürülhiş bir infilâk | oluyor.>bir yere basacak alsalar orası göküyor, hulâsa hatıra gelmiyen büyle | birçok tertibat alarak düşmanı helâk etmek için Almamlar varkuvvetlerile çalışmışlardır. Buna dalr ne kadar taf- SİĞL verilse azdır. Bonra yakalanmış olan Almal esir- lerinin Hudelerinden — bir kere daha #ğreniliyer ki Alman milleti sen se- melerde harp icin cok iyi hazırlanmış- kar. Okuyup yazması kat olan Alman meferleri bile etlerine verilen bir hari- fayı pekâlâ çıkarabiliyorlar. Pakat bu askerler Avrupadaki vaziyete dalr bir gev bilmiyorlar. — Hattâ — Almanyanın büzün Fransa ile harbetmekte elda- Bunu bile bilmiyorlarmış. Bundan sonra bir İngiltz irtürat za- | Kuün olarak ne verilecek?. | diğer taraftan da İngiltereden istene- Avrupa harbi ve Hindistan Yayan.ALİ KEMAL SUNMAN Lebisltan taarrusa uğrıyalı beri, bil- hassa İngilterenin de taabhüllerini ye- Fine gelirmek üsere yeni bir Avrupa harbine karışması üzerine Hindiştan- da da büyük bir hareket başlamıştır. Bu barekel İngillerenin harp xgayele- rile şiddetle alâkadar bulunuyor. d Ailletler arası ihtilâflarının yalnıı —| bir tarafın arsusile, bir taralın valndn kuvvetine güvyenerek istediğini yap « ması guretile halledilmesi tarzına kı şı Hindistan efkârı umumiyesinde bir aksülümel vardı. Onun için hep Av- rupa vekayilni tahlil etmeğe uğraşır ken iter istemet nazarı dikkati birat da Asya tarafına çevirmek lâzım geli- yor .Geçen umumi harple Hindistan her suvretle İngiltereye yardım etmiş. fabiri mahemile emalen ve bedeneni çalışmıştı. * Şimdiki mesele de şudur: Avrupada. kuvvetli bir taraf kalkmış, kendisin- den daha az kuvvetli veya büsbülün zayıf olanlara taarruza Kirişmüştür. Netlcede Avrupa sulhu bozulmuştur. — | Mu takdirde #indistanın muhahbet ve Yevcocühü Haarruza uğrıyanlaradır. Tas acraz eden Larafın bir daha büöyle sul- hu borzamıyacak hale getirilmesi lâ- aumdır. Hindistan demekral cephesin- de hizmet etmede tamamile hazırdır. Fakat demokrat cephesinin galebesi temin edildiklen sonra İngiltere lara- fından Hindisdana bu maksatlara uy- son baftalarda Hindistanın mühe tetif sümrelarini temsil edenlerle valii yor. Hindislan, İngiliz imparutorlu- Kunu teskil eden dominyonların hukuk ve İmtiyacalına Omalik olmadığı — için Hünt milli kongresi bu hukükü olda — etmeyi istemoktedir. İsteniyor ki İngillere harp zayele- rini söylerken Hindistanın mukadde- ralı için kat'i ve vazih beyanatta bu- dansan. Hindistanın kendi kendini idare e- debilecek bir hale gelebilmesi için 918 denberi İngilterenin hazırlandığı süy- lenirken şimdiye kadar bu hususla cı- kan müşkülâtm Hindistanın pek muh- delif din ve dilde olan milyonlarca hal- kuca arasındaki Mtllâftan ileri geldi- Ki kaydedilmektedir. Hindislanda faal bir rol oymuyan millk kongre var. Fakat yerli hüktimdarlar biltün Hindistanın bu kongrenin hü- küm ve nüfuzu alıma giremiyeceğini sörlüyorlar, Diğer taraftan 70 - 80 mll- yen müslüman da milli kongrenin Hia- distam temsll edemiyeceğini tekrar el- mektedir. Pençap, Benzal ve Sind Kibi müslüman memleketleri ile yerli hâ- kümdarlar, mihraceler bu hususta mülti kengreden ayrı bulunüyerlar. Bu itilâflar yeni değildir. Rels Gan- Ginin bandan on sene evvelki moşhur silâhsir, Kan dökmeden yaplığı mu- kavemel harekeli hâlâ unutulmamış- fır. Fakat şimdi Avrupada harbin çık- ması, İngilterenin bu harpte icap el Kiği kadar urun zaman dayanabilmek kararını vermesi üzerine İngiliz 3m- geralerlağenen mühlelif membelarıe- | 'dan edilecek yardımın temini meselesi —| başgüslerince — Hindistandaki vaziyet de daha ziyade dikkadle takip edile- —| | | gek bir mahiyet aldı. Rek Gandi yim- diki zamanda yenlden bir mukavemet hareketine leşebbür. edilmesini muva- fik bulmamışlır. Onun için bu seferki münakaşalardan uzak kalmaktadır. Valii umumi ile müzakenelerin s0- munda ergeç bir anlaşmıya varılacağı kolaylıkla tahmin edilmektedir. Çunkü Hindisltanda mühtelif zümrelere men- Sup Kazetelerin Heşriyatı gönleriyor ki İngilterçye karşı israrda mülli kanz- rere diğer ekalliyetlerin — müzaberel etmesi varit dağildir. MUN kongre Hin- Aistanı demsil edemez — dedikleri gibi cek me varsa bunların Avrupa harbin- — den ve demakratlar cephesinin galebe- —| sinden Sonra istenerek vekayi ve za- manla alımabileceğini müdafsa eden - ler de, vardır. Birimizin Derdi Hepimizin Derdi Bu nasıl muvakkat tarife ? Eyüpte oluran bir okuyucumuz yazıyor: «Haliç şirkeli alk aydanberi bir muvakkal tarifedir tutturmaş, gi- diyor. Bizim bildiğimiz muvakkat darile herhangi bir imtikal zama- munda ve kısa bir müddet için tat- bik edilir ve tekrar normal tarife-