HADiSELER 'SATMASI NEDEN YASAK?, Heyoğlunda, bira satan bir sülçüye — ceza verilmiş! Süt satan bir mücssese- min bardak bardak bira satması meden yasaklır, anlıyamadık! Bizeç, bilâkis, | bütün sütçüleri, bundan büyle — bira Satmağa teşvik elmelidir. Çünkü, bi- Talar hayli ucuzladı. Sütçü vatandaş, SÖt az geldiği zarman, u kalacağı yerde keyli yerinde ise, bira kalar. Mahal- denin acı musluğundan çalınmış suyu İçmektense, bira ile karışık süt içmek daha sıhbi ve kârlı bir iş değil midir?, HANGİ TARAPTAN OLDUGUNU BİLİYORLARMIŞ Bir gazetede, spor havadisleri ara- Birinci lik Tokallı maçlar da me demek?, Diye | sormayınız. Çünkü, hepimirin yıllar- — dünberi edindiğimiz bir spor terbiye- Peki amma, buna anlıyabilen baba- İĞİL kim?, Dünyadş bu zamanda, si- yaset maçlarında kimtin hangi taraftan #lduğu anlaşılıyor mu yaf. Bir köre gidiyor. Pu sene sinemalarda temizlik işine BUlkü mevsuu bahsetmekte ve Alman — Gevlet reksinin çok kati - hareketleri karşısında, yeni bazı yeyler daha ya- — pabileceği manasının çıktığını söylü- yerek, demokrat cepbeye, daha faal, daka seri, daha enerjik hareket etme- Fİ tavsiye otmtktedir. — Ebüzsiyazade Welid dünyanın büyük bir itimalsızlık - ilçinde ve azim bir tehlike karşısında Bulunduğunu izah etmekle ve Hitlere karşi çok sert ve Üipki önün Kribi a« mansır. davranılması Tüzim geldiğini Gövrinin iliyasın ismile yardığı maka- dede, — İngillerenin vaktilo - Napolyon Bonaparta tatbik ettiği ablukayı mev- yun bahsederek büzünkü — ablukaya maklikelâm etmekle ve Alman deniz- | lt gemilerinin faaliyetini işarat ede- Tek bitaraf gemilere de saldırdıktarını anlatmaktadır. — Muharrir — yazısında Deynelmilel devletler hukukunun alt- Üst olduğuna işaret etmektedir. Mu - harrir yazısında, bitaraflara saldırma- Buügünkü makaleyi yazan Sağri Er- tem Polonyanın ortadan kalktığını söy- Tedikten sanra, harbin devamda oldu- buna içaret etmekte ve ablukaya nakli- “ellan ederek iktısadi ablukadan Al- amanyanın göreceği zararları saymakla we Berlinin bütün gayesinin bu ablu- No. 9 | lkhıım hileyi anlayınca bir a- Gım geriye çekildi: — Haydi, gidiyoruz. Meydanda herkes seni bekliyor, bizimle gel- Miyecek misin? Hüseyin güya derin bir uykudan! Uyanıyormuş gibi esniyerek cevap verdi: — Geleceğim.. Fakat, şimdi de- Ai — Ya ne zaman? Vatan senin keyfini bekler mi? w KS SLĞN.’KARSI YAKİT: — Birkaç gün sonra arkanızdan | gelirim. — Düğüne eğlenmeğe gitmiyo- Hüseyin! Aklım başına topla! | Çanakkalede harp var.. Düşman yurdumuzu sarmış.. Anamız, baba-| z bizleri böyle kara günler için | yetişlirdi. Gerkle kalırsan, herkes | 'sana ne demez? — Ne derse desin. Bunun hesa- | sana vrecek değilim ya, | “Mehmet yalvrmağa başladı: — Biz seninle lıı-dıı Zibi, bir a- köyde, bir | ük, Hüseyini | “-Sen benim kardeşim gibisin.. B- z harbe gidemem. İkimiz bir lu, bir yaşta çocuklarız. Dip- t - Neden arkada ak ımmııun' Neden yuddaş- darınla birlikte gelmiyorsun? Biz arkamızdan geken bile, | bulamazsın! aydi, yüsü benim-| beraber. Memleketi ateş sarmış .| ıw el birliğile söndüreceğiz. kalana Kphbe derler.. As- kaçağı derler.. Bizim köyü-- 2—SON 'I'ILGIAI'- 9 lllhld'l'wı— KARŞISINDA Sön Telgraf- çok ehemmiyet veriliyormuş. Beledi- yemiz, gönlünden kopmuş, sinema sa- Tonlarını bedava dezenfekte edecekmişi Doğrasu, bedava yapılacak ' bu . sihhi ameliyenin manasını anlıyamadık, Be- İcdiyonin alikası yayanı — şükrandır, Fakat, sinema salonu, kimin tarafı lan Kiralanmış ve parayı kim kaza- mayorsa, bizzat onun bu temizliği yap- ması Kkzim getmez mi?, Sinema, bel- deye ait amumi bir mahal değildir ki, burasını belediye temizlesin.. Sinemacılar, yıllarca müthiş para kazanmışlardır. Bir, bir koltuğun 120 kuruşa — olduğu seneleri — anutmadık! Hülâ da, matlüp ucuzluk yapılma - maştert, Belediye bütün xinemaları, bizzal temizlik yapmak için icbar etmelidir. duğü gibi bıraktı. Sormak ayıp ma bilmiyoruz?, — Ba müteahhit hakkında yapılan bir mu- âzelelei kayı kırmak olduğunu taberüz ettir- mektedir. Muharrir yazısında, Hitlerin neden Almanyanın sulh talepleri ile, — daha ziyade, bitaraflar üzerinde desir lora etmek emelinde olduğunu Uâve ek « mektedir. metlerir isimli makalesinde Romanya, Macaristan — ve Yugoslavya — arasında karşılıklı bir anlaşma — temayülünün başladığına işaret etmekte ve bunun bir ademi tecavüz paklına doğru gi- deceğini işaret ederek, son Polonya | macerasından sonra, Balkan millotle- rinin daba siyade dikkalli davranmağa başladıklarını anlatmakladır. Muühar- rir, makalesinde, Macaristanın Ro - manya ve Yugoslayyadan bazı arazi taleplerinde bulunduğunu hatırlalarak bu meselelerin de dostane sureti tes- viyesinin bizsat Macaristamın Tehine olduğunu kaydetmektedir. YENİ SABAH: Hüseyin Cahit Yalçın sAskeri — bir anlaşmaz iimli başmakalesinde Yu- Koslavya, Kemanya ve Macarislan ara- sında akti bildirilen anlaşmayı — ele alarak, bunun, pek uygun bir iş ela- mıyacağını, çdukü, ötedenderi İlalyı 've Almanyanın Balkanlarda böyle ay- Asım Üs «Balkanlarda iniibah alâ - | | VE MAHKEMELER Bir Kız Uğruna... Gençiöbir kız uğruna — «Sarkoşluk», «Reralet çıkarmaks, edMlesken masu - niyetini Mlâla, «Kadın dövmeke, «ial- kın rahatını kaçırmako, «Mücsstir flll ikate, aMemurlara hakarete ve «Biçak gekmes, eİrlnsiz silâh taşımak» cibi aytı ayrı 9 mühtelif cürüm İşliyerek adliyeye teslim olunan bir gencin mu- hakemesine dün akşam nöbetçi bulu- man asliye 7 inci cezada bakılmışlır. Hüdisenin tafsilâtı çudar: İ Şehremininde —oturan 31 yaşında Şükrü bundan bir ay evvel semi kom- şularından Fatmanın kızı Mahinev ile fanışmaş ve Bu tanışma İki genç ara- sında derin bir aşk değurmuştur. Şükrü evii bulunmasına ve hem de $ çocuk babası olmasına rağmen Mahi- nevden bunları saklıyarak kendisini bekdir ve 125 lira aylıklı bir kâtip gibi Körlermiş; eğer muvafakat ederse kısa bir nişanlılık devresinden sonra ken- disile hemen evleneceğini de vüdet - miştir. Evvelki akşam Beyazıtta yine bir tesadülle karşılaşmışlardır. Civardaki bir arkadaşının düğününden dönen ve fevkalâde sarhoş bulunan — Mahinev karşısında eski sevgilisini görünce a- yakla duramıyacak bir halde olduğu- ma, fakat annesile kavga edip ayrıldığı için bu vaziyetle evine de gidemiyece- Hini söylemiştir. Sükrü, Beyazıt meydanındaki tak- gilerden 1816 mumaralı / Süleymanın arabasını çağırmış ve genç kızı otomo- bile bindirdikten sonra şaföre: «— Çek Şehreminine..» emrini ve- Terek Mahineve Bonl evine götüreceğim. Orada bir müddet başbaşa dinleniriz'» de - miştir. Rayan Fatma sokak kapısını açlığı zaman Şükrü ile karşılaşınca — hemen kanadı. yüzlerine kapamak İstemiştir. Fakat sarhoş adam (htiyar kadının üzerine atılarak bir yandan küfür e- dip diğer taraftan de talisiz anayı yid- deile dövmeke başlamıştır. Kadının feryadına — yetişet — bekti, polis ve Jandarmalar Fatmayı sarhı sun elinden almışlar, fakat Şükrü bu #efer onlara hakaret edip biçak çek - miş: derhal karakela götürülmüşlür. Kocasının marifetlerini huber alan Şükrünün karısı da dün muhakemeye gelmiş davayı takip etmiştir. Neticede suçlunun eskiden £ aylık ve 4 güntük aytı ayrı 2 mahkümiyeti bu- dundüğu anlaşıldığından bunlar hak- Kında izahat islenmek Üzere muha - keme yarıma birakılmış ve hakkında hemen tevkif kararı verilerek tevkif- haneye gönderitmiştir. Sarhoşluğu halkı rahatsız elmiyen Mahinev de serbesi birakılmıştır. Herar ee an nn ArarARAnAme Getirtemediğimiz mallar 'Son harp vaziyeti dolayısile A- rupadan şehrimize güç gelen muh- telif maddelerle mamulâtın mem- leketimizde yapılıp yapılamıyaca- ipnın esaslı bir şekilde tetkiki için sanayi birliği ve ticaret odası ta- rafından tetkiklese girişilmiştir. Bu suretle acele bir rapor hazır- rı bir blok vücude getirmek istedikle- rini söylemektedir. Muharrir diyor kiz | Gİtalya ile Itlifakta Balkanlar — bir | ecnebi devletin nüfuzu hesabına Tna- Tiyeti taahhüt edeceklerdir. Böyle bir hareket Balkanlarda genebi entrika- Tarına kapı açacaktır.b lanarak İktisat Vekâltine gönderi- lecektir. Vekâlette, varılacak neticeye gö Te en lüzumlu şeylerin bir kısmını hemen memleketimizde yaptır - mak üzere icabeden faaliyele ge- çecekti Mehmetçik (î;iy—oşı Yazan : İskender F. SERTELLİ müzde şimdiye kadar we böyle kah-| be yaradılışlı bir erkek doğmuştur,| ne de bir asker kaçağı. Sen sütü bozuk bir adamın oğlu dğllsin, Hüseyin! Haydi yürü.. Çarıkların giy. Kaputunu al. Yiycek torbanı muzuna vur.. Meydana - gel. Bir | saat sonra kasabaya gidiyoruz. — | Hüseyin, Mehmedin safiyetle söylediği bu sözlere omuzlarını silk- kerek karşılık veriyor ve için için gülüyordu. Mhmet: — Eğer benimile beraber gel - mezsen, köy muhtarına saklan - diğini söylerim, dedi, asker ka - | çağı gibi yakalanıp cezs görürsün.. Sürünürsün! Köylüler arasında re-| zi! olursun! Sen mert ve cesur bir delikanbsın! Sana saklanmak ya- Taşmaz... Bu sırada sokaktan köyün mey-i danına doğru giden genç kızların şen sesleri duyuluyordu. Köy kızları bülbül gibi cıvılda- şarak: — Erlerimizi uğurlıyalım.. İn- şallah çok sürmeden muzaffer o- larak dönerler. Diye bağrışıyorlardı. Mehmet; — İşitiyor musun? dedi. Her gün! pinar başına giden kızlar bugün bizisuğurlamak için köy meyda- nına üşüşüyorlar, Onlardan olsun utan, Hüseyin! Kızlar seni bizim aramızda görmezlerse: «Hüseyin, askerlikten kaçmış!» diyerek, bir | daha yüzüne bile bakmazlar. — | Hüseyinin gözleri dönmüştü. Yavaş yavaş arkadaşının yanı- na sokuldu: — Bugün yüzüme bakmasalar bile, yarın peşimden koşacaklar. Köyde benden başka delikanlı kal- sevişip eğleneceğim. Budala! Ben | onu bir kerecik olsun kucaklama- , marlarındaki kanın volkanlar gibi tutuştuğunu his - setti: — Demek Ayşeyi elde etmek, o- na kavuşmak İçin kaçıyorsun, öy- le mi? Hüseyin cevap vermek isteme- di ve birdendire zankör bir kedi- nin gafil bir arslana saldırışı gibi, Mehmedin üzerine atıldı.. Gırtla- iından yakaladı.. Boynuna sarıklı:| — Seni düşmandan önce gebep- teceğim.. Onu sana kaptırmıyaca - dum, anlıyor musun? Mehmet büyük bir şaşkınlık i- ginde bocalayıp duruyordu. O, Hü-| seyinden çok daha kuvvetli ve çe- vik bir delikanlıydı, fakat arka - | Diye bağırmağa başlamıştı. Seni Yeni bir kararla hususi sanatoryomlara yatırılacaklar Emniyet umum müdürlü 8 ! kararlaştırmıştır. Her toryomlara girmek için| bunlar hemen hususi sanatoryom- lara yatırlacaklardır. Bu maksâtla şimdilik 6 bün 682 ve 11 bin Bö4 li- ralık olmak üzere iki kısım tahsi- sat ayrılmıştır. i kısım tahsisatla emniyet mensup Ââmir, ve memur!ır ikinci kısımla da | mezkür umum müdürlük teşkilâ- tına mensup olanlar hemen Büyük-| ada, Burgaz adası, Yakacık ve E renköy sanatoryomlarına yatırı - Tacaklardır. Ayrılan tahsisat 7 aylıktır. Ma- yıs sonundan itibaren bu kabil me- memurlar için daha geniş tahsisat| ayrılacaktır. —— —— — Ecnebi memleketlere | posta havalesi Posta idaresi; yabancı memle - kotlere şehrimizden ve diğer şe- hirlerden posta havalesi ile para gönderilmesi usulünün — İhdasını kararlaştırmıştı. Fakat harp vaziyeti dolayısile bu işin şimdilik tehiri beynelmi- | lel mukavelelere dahil devletlerce talep olunmuştur. Bu mürasebetle, dünya ahvali- | nin normal bir hale gelmesine in- ticaret çenebi memleketlere posta havalesi gönderilmesi işi tehir ©- lunmuştur. beğan Halkevlerinin kışlık programları İstanbul Halkevlerinin kışlık faa-| liyeti için yeni bir program hâr zırlanmasına başlanmıştır. Diğer taraftar. bütün. gençliğin Halkevleri çevresine - toplarması için — Üniversite ve mekteplerde bu kış esazlı faaliyette bulunula - sıra beklemeden kurtarmak üzere |- Minler cağı gibi muhtelif — ihtisas sahibi gençleri teşvik için Halkevleri ta-| rafından mütçaddit mükâfatlı mü- sabakalar açılacaktı Fikrete Yapılan hücumlar Bir sabah refikimlz garip bazı fi- kirlerin neşrine vasıta oluyor. Mevzuu bahsolan Şair Tevfik Fikrettir. Gazcle filvaki bitaraf kalarak, bazı fikirleri | Heşredebilir. Fakat, bitaraflığın da bir haddi, hududa vardır. Mektup yollu- yan bir okuyucu, e gazelede şunları yazıyor: Tevfik Fikret, — vatansızdır, | mülliyetsizdir, onun kitaplarını yakma- | h. Bu iddisları neşretmenin, bilmiyo- ruz, bitaraf kalmakla telif kabul ede- çek tutar yeri var muder?, Yaksa, a | retikimiz de, son siyasi hâdiselerde duğu gibi, bitaraflık ve emsali keli - melerin manalarını n . BURHAN CEVAD daşına galil avlanmıştı. Birden - bire muvazenesini kaybederek ye-, re yuvarlandı. — Hüşeyin.. Bana kıyma.. Ay- şe de, servetim de senin olsun, Be- nim hiç kimsede ve hiç bir şeyde gözüm yok, Bir tek emelim var: Harbe gitmek ve düşmanla çar - pışmak. Hele bir düşün, Hüseyin: Biz, dünyaya birbitimizi boğmak için mi geldil | Hüseyin bu sözleri duymuyordu. bile. Mehmet adeta can çekişiyordu. Gırtlağın: hasmının elıne kaptır - mışti bir kere, Hüseyin: — Seni geberteceğim, — alçak! köpekler gibi geberteceğim. Za - ten ben de buğünü bekliyordum. Bu saati bekliyordum. Seni ge - berftikten sonra hiç kimseden kor- kum kalmaz.. Kolumu sallıyarak cenge de giderim. Dünyanın öle yanına kadar da giderim ve sen olmayınca, Ayşe nasıl olsa benim olacak... Bu sırada Hüseynin anası içe - riye girmemiş olaydı, Mehmedin ya'ı tehlikeye düşecekti. Hüseyin, Mehmedin göüğsüne a- yağını dayamıştı. Mehmet bir aralık: — Teyze,.. z Diye haykırdı. Hüseyinin anası felâketin deh- getini gözlerile görür gibi olmuştu: — Hüseyin, hapise girersin! Ne yıpıyufnm' diyerek oğlunun ko- hundan çekti. (Devamı var) HALK ©e7 Sürprizler karşısında gazeteci | Bütün klâsik dünya meselelerinde, Âyi gazeteci, hâdiselerin önünden gi- den, evvelden söyliyon adamdı. — Bu- bulunuyor. Çünkü, dup hiten vak'alar üzefinde, hakikate | yakın kanuşabilmek için, isabelli tah- yapabilmek şarttır. — İsabelli tahminler de, bir takım malümlara is- tinat eder, HMalbuki yarının, bugünden ne ola- cağı belli değildir. Çünkü, sabahleyin başlıyan havanın öğleye doğru bulan- dığını, akşama doğru tamamen karar- dığını eörüyorsunuz. İşin en rüç tara- fi, bir çek diplomatların — ifade ettiği gibi. yeni bir sürprizler — dünyasma | girmiş bulunmamızdır. Belki, sürpriz kelimesi, şimdiye ka- dar, son siyasi hâdiselerde olduğu kuv- velle, iam yerinde ve doğru olarak hiç bir zaman kullanılmamıştır. | Bürpriz, beklenmiyen zamanda, bek- | denmiyen hâdielerin zuhurudur. Eski | Tügatte, belki de bu mefhumu, nageli- zuhür kabirile Hade etmek mümkün olurdu. Yukarıdanberi — izahina çalıştığımız | dünya vaziyeti karşısında, beynelmilel matbuat, muhakkak ki, şaşkın vaziyete düşmüşlür. Onun içindir ki, — sağdan soldan gelen törlü garip —haberleri, mütalea ve tahminleri, fevkalâde mi heyyiç görünen, darbe halindeki şa- | yizları, bu şaşkınlığa hamletmek icap eder, Nihayet, meslek muktezası, mutlaka birşeyler söylemek, yazmak mecburi- yetinde bulanan gareleci, — bu haleli rühiye içinde, tıpkı fal açar gihi, kuyucu önüne birşeyler sermek, bir- geyler teşhir etmek hareketlerini, ka- ranlıkta elyordamile yürümeğe calı- şan İnsanlar halinde tekrarlıyor. | u-ı £ —m’. Çocuk Bahçeleri İİnşasına talip çıkmadı- ğından Belediye kendisi yapacık bahçek başlamak ist mektedir; Fakat büğlara hiç bir mütcahhit talip ol- madığından iş Mecöüren göcik - mekti Ni bu kere nişantaşında'| Vali konağ. caddesinde ve Şişha- bin liraya yaptırılacak 0- ocuk bahçesi için de mü- | ldığı halde hiç bir mü- ünakasaya girmemiştir. nun üzerine çocuk bahçelerinin inşaat ışmın pazarlıkla yaptırıl - | ması kararlaştırılmıştır. İlk pazar- lik bügün yapılacaktır. Belediye; pszarlıkta da talip bu- lamadığı takdirde İstanbul çocuk bahçelerini kendi inşa edecektir. —D *” İr, Yeni kırlasiye: deposu Dolmabahçede yapılacak - olan yeni şehir stadyomu dolayısile o- radaki eski «Estabhi âmire» yeni «Maliye Vekâleti kırtasiye depo - Su> nun da yakılmasına yakında | boşlanaraktır. | Halbuki bütün memleket mali- ge iekilatının kırtasiye “ihtiyacı İstanbuldan temin edildiği için ye- ni bir kırtasiye İhtiyacı deposuna zeruret görülmüştür. Bu müna - sebetle Beşiktaşta Hayrettin iske- lesinde maliyeye ait bir bina yerim-, de yeni ve modern bir »kırtasiye: deposü yapılması - karatlaştırıl - mişt Bu deponun inşası için 42 bin Hra sarfolunacak ve işe hemen başlanacaktır. İşte, dünya matbunlnun Mmanzarası hilen budur. Hu manzarayı beğenmi - yenler, kabahati hâdiselerin garip sey- rinde ve zazetcetnin elinde olmıyan sebeplerde aramalıdır. Fevkatkdelik- lerin hâkim olduğu bir devirde mes'u: 1ğ, kabahatliyi arayın bulmanın da, me kadar müşkül olduğunu takdir et- miyor, değllkz. REŞAD FEYZİ (Köçük ıı,mmiıîı *& Fransa-ile aramızdaki ye: ticaret Ve seyrisefain mukâve namesine merbut olan yeni anlaş- ma Heyeti Vekile trafından tasdik edilmiştir. * Ağli tıb işleri dartmakladır. Mücssesede birçok hasta vardır. | * Bankno: basmağa mahsus rupadan büyük bir makine getir - tiliyor. Yeniden bronz metalikler de basılacaktır. * Kış geldiği için sömikok ih - iyacı mevzuu bahsolmaktadır. Fi- atların yüksek, ştokum mevcudu- nun az olduğu söylenmektedir. IAVRUPA HARBİNİN YENİ MESELELERİ I Almanya İhracat İçin Uğraşıyor Almanya bir tarattan harbe dalmış bulunurken diğer taraflan da ihraca- | yekilde alınmış olan Südel Almanların | taprakları da dahil olduğu halde Al- fna artlararak bitaraf — memleketleri Mmal salmak, senebi pacası demlu et mek vaziyetindedir. Almnayanın da- Bili ve Ikimadi haline dair alınan ha- berlerin çeğu kamşusu — Helandadan geliyor. Holandadan bildirildiğine göre Al- maayadan şu haftalarda birçok tica- ret adamları çelerek Holandalı müş- terilerile demasa girişmişler. onlara | müsalt tekliflerde bulunmak istiye - W rek alışverişi ileri gölürmeğe uğraş - mıştardır. Almanyadan bir takım mal- darar daha vcara alınabileceği söylen- mektedir. Alman hükümeli de dışarıya İhracat yapacak tüccara bir takım ko- | faylıklar göstermektedir. Bu suretle ihracat tacirleri daha weuz mal sata- | Diğer taraflan Almanyada şiddetli | bir tasarruf umumi ve bususi hayatın | her safhasında göze çarpmakladır. ğ Boi Yeni seyrüsefer talimatnamesi . Emniyet müdürlüğü İstanbulun büyük caddeleriğdeki izdihamı öz- lemek üzere yen! bazı tedbirler ab| maktadır. Gerek bu işle uğraşmak ve gerek yeni bir seyrüsefer tali - | matnamesi hazırlamak üzere em- | * müdürlüğünde bir komisyon caddeler kil vasıtalarının geçmeleri temin olunacaktır, Yeni seyrüsefer tölimstnamoleri! tetkik olunarak vücude getirile - cektir, EEEORE Plâj mevsimi geçince Florya plâjlarının kapanınası ve İstarbul - Küçükçekmöce hattın- da mevsim sile yolcularır a- | zakdığı nazar: dikkate alınarak ek-, seri banliyö trenlerinin Yeşilköy- den sonraki seferleri kaldırılmış- tır. Yari Floryaya ve Kiçükçekmö- ceye günde ancak bir iki tren Uğ- rıyacaktır. Yeni kararın tatbikine | /| bu sabahtan itibaren baştanmıştır. Geçen sene Çekoslovakyadan malâm manyadaki istihsalât 53 milyen 543 bin kental buğday, 83 milyon 807 bin ken- fkal çavdar. 42 mülyon 438 bin kemtal Arpa, 68 mülyon 268 bin kental yulaf raddesindedir. Almanyanın muhtaç olduğu pelro- Hün tedariki meselesine gelince, Al - manyanın her senekl petrol istihsalâtı 500.000 dondan aşağı düşmemektedir. | Almanya dahilinde ne kadar petrol bulumabilecek yer varsa şu son iki se- | — nedenberi hep kazılmaktadır. Şimdi- ye kadar Almanya hep harbe hazır - dandığı için pek çok da petrol birik - tirmiş, saklamıştır. Bu suretle birik- Ürilen petrelün miktları 3,600,000 tan | fahmin edilmektedir. Fakal bir. sene Hitler'in ni v Yazan: Ahmed DiR Hitler, geçen zün &w—- de alâka ile beklenen üYü Köyle- di Alman devlet reisinih bur nutku İle mükbet sülh tekliri Na inananlar, hayal muşlardır. Bir bucuk saat devam eden bu nulku ile Hiterin ileri sürdüğü tek- TiT İki kolime ile şöyle hulâsü edilebi- lir: Polonya meselesinin üzerine sün- ger çeklalş geri kalan mütalebatı - min kabulü için de bir konferans tope lanmasına muvafakal ederim. Führer, bu defa Çemberlaynin kene disini bir noktada tenkil etmesine ma- hal bırakmamıştır: Nutkuna Polonyada ölen askerlere karşı tâzim sözlerile başlamıştır. Hatırlardadır. ki Danaig nutkunda bunu ihmal etmesi, Cem - berlaynin tenkidini celbetmişti. Bun- da nsonra Polanya ile Almanya arasın- daki ihiilâfın uzun ve yorucu hikâ - yesi gelmektedir ki, Almanyanın 194 senesinden 1919 seneki martına kadar bu devletle giriştiği — münasebetlerin mahiyeti hatırlanacak olursa, bu söz- lerin hiç de ikma edici taralı yoktur, Hiller, nulkunda Polonyalıları müs- | kakil devlet kurmuya kabiliyelli olmu- yan bir millet olacak takdim etmek is- tiyor, Malbuki 1934 senesinde — işine pek <iyade elveren paktı imzaladıklan sonra, Polonya milletinden hürmetle bahsetmişti. Hitler bundan sonra Alman askeri teşkilâtanın kuvvetinden bahsetmiştir Ki bu da Polonya gibi binmisbe zayıf sayılabilecek bir devletin — ordularile değii, Fransız ve İngiliz erdularile kar- yılaşlıkları sonra belli olacaktır. Al- man ardularının Polonyayı mağlüp e- deceklerinden kimse şüphe elmiyordu. Hitler tarafından söylenen bu uzun nutkun en makul tarafı, Sövyet Rus- ya ile Almanya arasındıki münase - betlerin tanziminden bahseden kısım- dır. Altı senedenberi, sulh taraftarları Sovyet Rasyaya karşı giriştiği düş - manca politikanın — hatalarına işaret elmekte idiler. Hitler, nihayet Sovyet- derle münasehetlerini tanzim elmekle hatacını itiraf etmiş olayor. Führer, İtalya ile Almanya arasın- daki mümasobetlerin samimi olduğun- dan bahsetti. Hatlâ Frama e Alman- ya arasında bir İhÜlâf mevsuu buluns madığını bildirdi. Ve bütün hiddetini ve şiddetini İngiltere üzerinde topladı. Politika taarruzunu — bir devlet üze- rinde teksif etmek, öledenberi Mitle- Fin takip ettiği Bir tâbiyodir. Sulhu fade için ileri sürdüğü toklif- lere gelince; bunlar sarih olarak an- Taşılmıyor. Fakal İngiltere ve Fransa devlet adamları tarafından birkaç gün- denberi ileri sürülen fikirlere bakı- dacak olursa, müzakere için bir zemin olarak kabul edilebilmekten uzaktır. Evvelki zün İngiliz Harlciye Narırı Halifaks İngiltere hükümetinin yapı- dacak teklifi üç noktadan tetkik ede- gekini bildirmişti: Teklif kimin tara- fından geliyor? Şarlları nedir? — Ve Kabul edilirse, devamlı olabilecek mi? Mitlere cevap vermek, — bu toklife muhatap olanlara düşer, Öyle gürü- müyor ki Tagilizler ve Pransızlar, Ha- Mfaks tarafından ileri sürülen üç şart- tan birincisi üzerinde takılıp düra - | caklar ve bundan ileri gidilemiyecek- tir. Kaasen bu sulh taarruzu bekleni- ııı.mıııııı.ııııııııwı.mı. | fin Sövyetlerle hattâ belki de İtalya ile birlikte yapılacağı ve onların ga- ranlisine mazhar olacağı rivayet edi- uyandıracağı şüphelidir. sererererARARALALALALAERAA Yeni ekmek çeşnisi İstanbulun yeni ekmek çeşnizi dünden itibaren fırıncılara tebliğ olunmuştur. Gerek Belediye kim- yahanesince ve gerek daimi encü- mence muvalık görülen yeni çeşni ekmeğin daha nefis olacağı temin edilmektedir. Bu çeşni ile ekmek- lerde gloten miktarı yüzde 10 dan aşağı düşmiyecek fiatlar da art- mıyacaktır. Birimizin Derdi Hepimizin Derdi tuz Sanedir Tam Görmiyen Sokak