Tüsküdarda, arıların hücum etüğt mahalle halkının başından geçenleri 2 yapmış olan arılar - yuvalarının k ilr muğber - derhal bir harbi yapmışlar, bütün ma- “halle halkına birden saldırmışlar.. A- fıların sokmadığı kimse kalmanış! Bu arılara, biryey oldu. Geçen gün — bal -i İSSLTR: 3 z * eee —Ö KARŞISINDA Son Telgref- lerinden alıyorlar. Yalnız, iplidailer, resimleri yüzlerine yaplırıyortar. Me- denller, sırilarına ve bacaklarına... İşle medeni Insanların zekâ farkıt Hep aşağıdan ve arkadan vurmak! HAREKAT NEDEN AGIR GİDİYOR: Bitlmem doğru mu, İngilir gazeleleri yazıyorları Garp cephesinde, Framaz- lar, Alman tuzaklarını keşfetmek için yeni bir usul bulmuşlar.. Almanların Biçtrid müstahkem hattı önündeki tu- zaklı araziye evvelâ, öküzleri sevkedi- yorlarmış!. Öküzler, aptal aptal gider- ken, bir tuzağa saplamnıp kalıyorlar - Tabiat tetkikleri yapan ülimler, ça neticeyi bulmunlar: Dünyada, af açıldığı saman, me- selâ esnediği vakit, iki çene arasındaki mesafe, en geniş olarak Hipopokam de- men hayvanda hüsüle geliyormuş: - Bu hayvan, ağımı açlığı vakit, iki çene arasındaki açıklık bir metre yürmi san- santimi buluyormuş! Malüm ya, bu bayvana dilimizde, timsah denir. Fakat, bu âlimlerin tetkiklerinin ne- ticesi doğru olmasa gerek.. Bir de, şu Ü günlerde, insanlar Üzerinde bir. ilmi tetkik yapsınlar.. Alimallah, son zamanların siyasi hâ- diseleri karşsında, herkesin ağız o kadar açık kalıyor ki, timsahı, solda sıfır kalır.. AHMED RAUF âzeleler D , dünya efkârı umumiyesinin Avrapanın Ebürziyazade Velid Hitlerin bu de- faki nutkunu çok mühim buluyor ve a yarım tedbirlerle mukabele e- yeceğini söylüyor. Hitlerin som , diğer mutuklarından — fazla iyet izale eden, araya «Lahis- maferi» hakikatinin karışmış ol- t '. Karşı taraf artık mütalea ser- ten ve «kefalete vermeklen vaz H, Bütün cihanın demokrat dev- — Nadir Nadi, Rayişlağ matkunun bı- “Faktığı akislerin beklenildiği zibi menfi iktağını söylüyor, İngiliz ve Pramsız- O datın hemen yarın Alman şehirlerini tutacaklarını zanmetmemekle be- , Mitler tarafmdan ileri sürülen dahilinde bir sulh yapılamıya- gı da inanamayız. Sulh yapılmak ya Almanya Avrupa çerçevesi i- tabli hacmini almalı, yahut da damokrasiler «büyük devlci> unva - N ebediyen feragat etmelidirler, TAN: — M Zekeriya Serlel Hitlerin cenubu Avrupa siyaselinden bahsede - , Hitlerin son nulkunda da bu si- hakkında düşüncelerini izah et- binaenaleyh nutuktan bir sulh doğması ümitleri fakat bu. vesile ile de aral- bütün bu kısmında yaşıyan milletler hakkın- da Hitlerin nasıl fikirler beslediğini kendi ağından — dinlemiş — olduğunu | söylüyor. ALRİEE Asım Us Framsada kurulan yeni Leh hükümetinden bahsediyor. Bu hükü- metin Pransada ordusu vardır, Alman- yaya karşı mücadelesi bilmemişlir. Bü- tün dünya yeni hükümeti meşru adde- diyor. Zahiren bakılırsa, bu yolda te- gekkül eden tapraksız bir hükümeti meşru aüdetmek gülüne — zörülebilir. Fakat hakikat öyle değildir. Beynel- milel hakuk ilmi böyle bir keyfiyeti kabul elmese bile bundan sonra ede- cektir. İhlimal ki bugün — Fransada mülicel vaziyetinde bulunan Leh hü- kümeti ve ordusu yarın kendi loprak. darına dönecektir. YENİ SABAH: Hüseyin Cahit Yalçın Hitlerin nutku ile bir sulh yapılabileceğine — ihtimal vermek için pek nikbin tablatli olmak icap ettiğini söylüyor. Lehistanı yulan ve bu işe kimsemin karışma - masını istiyen Hitler, Daladye ile Çem- berlayni sulh masasında daha çok bek- der, Nasıl ki hillerin nutku radyoda dayulur duyulmaz, Londradan, Fran: zadan da derhak red ceyapları akxet- miştir, POLİS vE MAHKEMELER De;stanlı Aşık Karagümrükte cereyan eden garip vakanın mühakemesine dün Sultanah- el sulh ceza mahkemesinde bakıl - maştır. Davanın mevruu şadur: Şakir isminde bir genç, Hacıkadında oluran Muazzez isminde bir taze dula gıldırasıya üşik olmuş, Muazzez — bu adama hiç yüz vermediği halde Şakir, dildadesine karşı işi azılmış, Muazsez sokağfa çıkınca peşine takılır, devamlı fakiplerle ir'acı yetmiyormuş gibi fır- sat buldukça da söz almağa başla - | muştir. Muaazes bu sırpaşık üşıktan nelret Bülün mahalleyi ayağa kaldırmış, bu meyanda evinin — penceresine — çıkan Muazzez de şayanı hayret bir görüşle donakalmıştır. Surnaşık Aşıkı, — Şakir elinde bir desle birer kuruşluk şarkı Kâğıtları olduğu halde karşiki bahçe duvarına sırtını dayamış, âvazı çıktığı kadar haykırarak: #— Ürdün beni ey işvebaz'a Misratle başlıyan bir şarkı oku - muştur. Muarzer bu hâdiseden çok sinirlen- Kiş, yüz vermeyişi karşısında seyyar destan satıcılığı maskesi altında ma- nidar şarkıları evinin karşısında söy- liyerek harfendazlık yapan Şakiri po- Ve şikâyet etmiştir. Şakir yakalanmış, müddelumumiliğe verilmiştir. Dün yapılan muhakeme- sinde: — İşsirdim, destan satıcılığı y mayı düşündüm. Bayan Muazzez bun- dan tevehhüm etmiş, şikâyette bu - Tanmuş, ben bunu — husüsi maksaliz yapmadım!. lemek Üzere başka bir güne lalik dilmiştir. ılK ÜK HABERL lll * Avrapadaki harp vaziyeti dola « yisile turist gelmemesi yüzünden Pe- rapalas oteli de dün kapanmıştır. “k Polonyaya gönderilmiş iken Ro- firmalar taratından Türkiyeye göndes rilmiştir. * Dolmabahçe stadyomunün plâranı hazırlıyan mimar yakında gelecektir, Stadyom sahasında bulunan — hayvan hastanesi yakında tahliye edilecektir. * Ticaret müdürlüğünün kadrosu barem kanununa göre yeniden tanzim edilmiştir. Yakında tebliğ ödilecektir. ik Rumelihisarı posta ve telgraf bi. gazi yapı ve yollar kanununa levfikan | parasız belediyeye verilecektir. * Çülâlea hayvan sergisi dün açıl- mıştar, * Bolediyenin bu seneki eylül tah- silâtı geçen senekinden — 50,000- lira fazladır. * Üsküdar meydanına kalbi lâzım gelen binaların menafli umumiye na- mına istimlâkleri emri gelmiştir. * Zelzeleden yıkılan Dikili şehrinin yehiden yapılacaksa, içeride yapılması düşünülmektedir. HAâlâ — fışkirmakta olun sıcak suların, kükürtlü olduğu an- laşılırış! Volkanik arazi vekiyetine Köre zelizalelerin devam etmesi muh- temeldir, manyada kalan pek çok cczayı tibbiye | Bir cemiyet teşkil edilerek zabıtu- rabta alınacak İstanbul soyyar esnafının mun- tazam bir teşkilât altında toplan- masına çalışılmaktadır, Seyyar çalışan esnaf için ayrı bir. cemiyet teşkili de muvafık görül- moktedir. Bu s#uretle bütün sey « yar esnafın cemiyete girmeleri mecburi tutulacağı gibi bilhassa ikametgâhları ve vergi vaziyet - leri de icabında kolaylıkla tesbit | edilmiş olacaktır. Çünkü halen muhtelif madde - ler üzerine iş yapan seyyar esnar fım hemen hiç biri alâkadar cemi- yetlere kayıtlı — olmadıkdarından Beksdiye veya maliye memurları tarafından kendilerinin aranması halinde bulunmaları kolay olma - maktadır. Umumiyetle seyyar es- nafın bir cemiyet altında toplanıp her birine bir cüzdan verilmesi suretile seyyar esmnaflık zabıt ve Tabıt altına da alınmış olacak; ce- mMiyete müracaat etmeden her önü-| ne gelen seyyar esnaflık yapamı- yacaktır. Belediye reisliği; hamen bütün Avrupa şehirlerinde bulunan bu teşkilâtı şehrimizde de kuracaktır. İleride seyyar esnaf için birer de «yardım sandığı» tesis olunacaktır. 00 Fırınlarda kadınlar da çalışacak | İstanbulda açılacak ekmekçilik | mektebi"hakkmda yapılan tetkikler neticelenmek üzeredir, İsanbulda bu mektep açılınca bu-. gün fırırlarda çalışan bütün esnaf ve amele ler bu mektebe gelerek staj görmeğe mecbur tutulacak - lardir. Avrupanın muhtelif büyük şehirlerinde bu nevi birçok m tepler vardır. Avrupada yapılan lecrübeler neticesinde bu mektep- lerde kadınların daha fazla muvaf- fak oldukları ve daha temiz iş gör- dükleri anlaşıldığından — İsanbul ekmekçilike mktebine de kadın ta- lebe alınacaktır. Bu suretle firin- | larda kadınlar da çalışacaklardır. Mektep Maarif Vekâleti tara- fından örganize edilecek ve vere- | ceği diplomalar Belediye tarafın - dan esas tutulacaktır, Mektep Kitapları | Pahalı mı ? Bazı arkadaşlar, bir kısım mektep Kilaplarının pahalılığından bahsedi - yorlar, Herhalde, pahalı olduğu iddia. edilen kitaplar, Vekâletin kendi bas- tırmadığı kitaplardır. Bizce, mektep kitabı bir ticaret va- sıtası olmaktan çıkarılmalıdır. Mektep Kitabı, alıp satılan bir tkarel maddesi halinde kaldıkça, gayrivarit olsa dahi, pahalılığı yolundaki iddialar — devam edecektir. Çünkü, meklep ve mektep Kilabi ile geniş bi vatandaş kütlesi yakından alâkadardır. Bütün kitap- darı Vekkâlet kendi baslırmalı ve ma- Hyet fiatina sattırmalıdır. BURHAN CEVAD —— ——— K No. 8 — Harp varmış, askere Tuz, anacığım! Ne yazık ki, Ayşeyi ir kere olsun kollarımla sarıp ku- iyamadım. * — Diye söylenmeğe başladı. — Hüseyinin anası bu haberi alın- 'Ca şaşalamıştı. Onun hâlâ Ayşede ümidi vardı: — — Anası bana söz verdi, Ayşe /sana varacak, oğul! diyordu. Oysa ki, Hüseyin, Ayşeden ümi- dini çoktan kesmişti. — — Ondan bana hayır yok, ana - | ! dedi, O kahbe kız Mehmede| nlünü kaptırmış. — Nerden anladın bunu? — Yolda rastladık. Mehmedi ko- Hundan çekti, eve götürdü.. Beni “Ge sokakta piç gibi yalnız bıraktı- Hüseyin o gün akşama kadar ev. çıkmadı ve askere gitmemek çin çareler aradı. ÜÖyel ya, Mehmet harbe gidecek olursa, Ayşe köyde yalnız kalacak değil miydi? — İşte, Hüseyin köyde bunun için kalmak istiyordu. £ O, Ayşeye göz — koymuştu bir Ondan kolay kolay nasıl vaz| irdi? Ü İKi sümimi arkadaş afasıkda bul izden doğan gerginlik ne zamana| ır sürüp gidecekti? Yazan : MEHMETÇİK KÖYDEN GEÇERKEN.. Brtesi gün. ğ Genç, orta ve dolgün yâşta on yedi asker göyün meydanında top-) Tanmıştı. O gün köye gelen yeni bir ha- berde Çanakkale boğazının kaj dığı bildirüyorau. Balıkesirde toplanacak bir fırka askerin doğruca Çanakkaleye gi- deceği söyleniyordu. B eylül 1914 sabahi Mehmedin köyünde toplanan askerler arasın-| da Hüseyinden başka eksik bir | kimde yoktu. Erlerin alleleri, mey- dana, oğullarını ve kocalarını u - Kurlamağa gelmişlerdi. Mohmet etrafına bakındı.. — Hüseyin nerede? Diye sordu. Mehmedin arkadaşları: — O hastalanmış. Arkamız - dan, iyileşince gelecekmiş.. Dediler, Bu haber, Mehmedi müthiş Hir yıldırım vurmuş gibi sarstı: — Dün dipdiriydi.. Sapsağlamdı.! Bu gece mi hastalanmış?! Diye söylendi. Mehmet, Hüseyni köyde bırakıp nasıl gidebilirdi? Mehmet © dakikada içinde bir sızı duydu. O güne kadar, Ayşeyi sevdiğinin kendi de farkına vara- mamıştı. Gözleri birdenbire alev- Mehmetçi k Geçiyor. İskender F. SERTELLİ lendi. Bir an içinde sevgilisini Hü- seynin kolları arasında farzederel — Hayır, diye bağırdı, o da be- le birlikte yola çıkmalıdır. Hü- fena maksatlarla geci kalmak isiyor. Onu arkada bırakmıyaca » | ayrılarak, koşa koşa Hüseynin e- | vine gitti. Hüseynin annesi evin kapısı ö- nünde dolaşıyordu. Mehmedi gö- rünce titredi. — Ne işin var burada, oğul? de- di, biraz önce hepimizle vodala - Şp meydana gitmiştin. Ne diye dönüp geldin tekrar buraya? Mehmet manalı bir bakışla Hü- buraya ni- — Ne bileyim oğul? Kafanın - €Ende değilim ya. Mhmet sert bir tavırla: — Hüseyin nerede? Diye sordu. Hüseyinin anası: — Yatıyor, dedi, dün gece soğuk, almış.. Ateşler içindedir. Ayakla- rına sıcak su koydum.. Terletiyo. Tüm. — Kapıyı aç ta göreyim onu bir korecik, — İçeriye 'girme, oğul! Yorganı başına çekmiş.. Terlet içinde. A- | | K ge. | Ve hiddetle kalabalık arasından teşler içinde yatıyor. Korkarım ki hastalığı ağırlaşır da'askere Bit - mekte gecikir. | Mehm<: dinlemedi. Hüseyinin anasını göğsünden iterek kapıdan. içeriye girdi. Kapının önünde bir çığlık kop- M ti Hüseyinin anası —kudurmuş bir sırtlan gibi korkunç, boğuk sesile bağırıyordu: Evlâdımı — öldürecek misin oğul? Sen ne lâf anlamaz adam ol- İr Mehmet daha ötesini dinlemdei. İçeriye gindiği zaman, gerçek - ten, Hüseyin yonganı başına ka - dar çekmiş yatıyordu. Mhmet, yüksek sesle haykırdı: | — Hüseyin.. Uyuyor musun? Ar- kadaşlar seni bekliyor... Vatan se- | ni bekliyor... Harbe gidiyoruz. Mohmet bu sırada yatağın dibine kadar sokulmuştu. üseyinin anası Ona yalan mı söylmişti. Haniya, Hüseyin — ayaklarını sıcak suya koymuştu?! Haniya o terler, ateşler içinde yatıyordu?! Mehmet, Hüseynin nasırlı. ayak- larını yorganın altından gördü. — Bu işte bir oyun, bir kahbelik Var. Diye kendi kendine söylendi. Hüseyin bu vaziytte daha fazla yatakta kalamıyacağını anlamıştı.| Birdenbire Şorganı açarak, yattığı yerden fırladı. — Ne istiyorsun benden? Uy - kum var.. Yatağımda yatıyorum. Ben seni şimdiye kadar uykudan uyandırdım mı?- — (Devamı var) | leketin alışverişi azaldıkça azalmıştı. Eski Çağlara Doğru Kendi kabuğu İçine çekilen insan, cemiyele fuydasız, hatlâ zararlıdır. Bu-, harın, elektriğin ve tayyarenin kadın- dan sonra, yaman ve mekân telâkkileri Geğişmiş, insanlık, daha sıkı bir kar- gılıklı münasebetler — dünyasına gir - mişli. İptidal kavimlerdeki yalnızlık Kiltikçe ortadan kalkıyor, bütün be- şeriyeti alâkadar eden siyasi, içtimal, iktısadi davalar, beynelmilel görüş ve kararlarla hallodiliyordu. Büyük harp sonu, devletleri, tekrar, kabuğuna çekilen kaplumbağaya dön- dürdü. Herkes, hirbirile münasebetini asrari hadde indirdi; alışverişi kesti, Daha açıkçası, herkes, — kendi yağlle kendi kayrulmağa, daha doğrusu, kendi #kip kendi biçmeğe, kendi yemeğe sa- vaştı. Bu halin bellibaşlı sebebi, bey- nelmilel >rvanın berrak ve emniyet- verici olmayışı idi. Kendi âlemine çekilen devleller, ilk | Kaştılar, Ticarette mübadele dan biriydi. Eeki çağdaki cemiyet tipleri yavaş yavaş. gözümüzde belirmeke başladı. bunlar- hirlerin etrafına değli, memleketlerin etrafma sur çevirmeğe başladılar. Ya- kan zamana kadar, şehirlerin müdafa- asında kullanılan surlar, kale duvar- | darı, sadece, farihi kıymeti halx biner | fanleri Hd Şimdi, kalın kale duvar- arı, müdafas için enfes bir tedal kay- mağıdır. 19 uncu asrın sonunda, yirminci a4- Yın başında. memleket müdafaasında duvarı, mânta olarak düşünmek mec- zuplük alâmeti idi. 1818 den gonra, modern surlar, ka- | leler devri başladı. — Mazino, — Sizfria | bunların kodamanlarıdır. Diğer mem- | Tekellerin hudutlarında, tanka karşı, topa karşı, salr zirhla vasıta ve kit'a- lara karşı yapılan türtü betan ve pe- lk manialar tarthi İstanbul surlarını, Roma kapılarını, Viyana duvarlarını yaplıranların bulüş fikrinin muaddel kopyesi değil midir?, Tarih tekerrür ediyor. REŞAD FEVZİ Yunan balıkçı gemileri İstanbuldar balık almak üzere | Mmanımıza İtalyan ve Yunan ba- | lıkçı gemilerinin âkını devam et- sektedir. Halcn 30 kadar gemi htımında ve İlmanda ba | mektedirler, Bunlar, her- hangi bir kontrolda uzaktan ta » nınmak için bordalarının en görü- nür yerine yağlı boya ile İtalyan veya Yunan bayrakları resmet - mişlerdir. Ecnebi alıcıların çokluğu sebe- bile palaı tanesi 25 kuruşa kadar yükselmiş bulunmaktadır, S Konservatuvar imtihanları neticelendi Devlet konservatuvarı temsil, | opera ve müzik kısımlarına alına- cak talebe için yapılan imtihanlar neticelenmiştir. Bu suretle ekserisi şehrimizden olmak üzere yeniden mektebe 45 kız ve erkek talebe kabul olun - | müuştur, —— — Avrupa harbinin yeni meseleleri ı Sanayi Yerleri Ağır sanayi şehir dışına, küçük sanayi Halice .. Şehir mütehassısı Prost tarafın- dan hazırlanan imar plânına tev - fikan sanayi mıntakalarıdı kısım- lara ayırmak üzere teşkil edilen komisyon, sanayi tabirini vasıflan-| dırmak, hafif ve ağır sanayil tes- bit etmek üzere tâli bir komisyon seçilmiştir. Bu komisyon Prost plâ- nanı gözönünde tutarak hafif ve a- Bir sanayil biribirinden tefrik © - decoktir. Ağır sanayi şehir hari - cinde ve Halicin iç taraflarında, hafif sanayi ise nisbeten şehre kın olan mıntakalarda yerleştiri- lecektir. Kemisyon bu mıntaka - kara âit haritaları da hazırlıyacak- 0O— Diş tababeti okulunda yeni asistanlar — * Üniversite diş tababeti okulu- na yeniden iki asistan alınması ka- rarlaşlırılmıştır. Bunlar - «çocuk hastalıkları ve çocuk bakıcı kli - niği» ile profej asistanlığı» için alınacaklardır. LA Yeşilköy süratle güzelleştirilecek Belediye Yeşilköyün güzelleşti- rilmesi için faşliyete geçmiştir. Bu maksatla plân hazırlanmaktadır. Plân mucibince tayyare istas - yönü civarı tamamen çiçeklenip ağaçlanacak mevcut bozuk cadde- lerle brlikte Yeşilköyü mücavir köylere bağlıyar yollar tamir ve inşa olunacaktır. Bu meyanda bilhassa istasyonu denize bağlıyan büyük cadde de Asfalt olarak yeni baştan yapıla - caktır. ü gEKiz 15 çürük ev yıktırılacak Yeniden yıkılma tehlikesi gös- teren binaların tesbitine başlan - mıştır. Ezcümle Üsküdar, Kasım- paşa ve Yedikule semtlerinde bu suretle 15 den fazla bina sahtbine | tebliğat yapılmıştır. Bunlar sahipleri tarafından yık-, tırılmadığı takdirde Belediye ta- rafn'dan, paraları bilâhare sahip- lerinden tahsil olunmak üzere yık-| tırılacaktır, Köy ebelerinin maaşı Köy ebeleri ile köy sağlık koru- cularının da yeni barem kanununa tabi olacakları dün Dahiliye Vekâ- letinden vilâyete — bildirilmiştir. Bütçeleri müsait olmuyan köyle « rin ebe korucu maaşlarını Bele - diye ve idarei ceklendir. Gezici köy ebelerinin maaşları ise mütcaddit köyler tarafından Ö- denecektir, — Mes'ud bir izdiveç İstanbal Emniyet Müdürlüğü 5 inci şube müdürü Şükrü Salb Borhan ile, Bayan Behimenin evlenme merasimi, dün saat 16 da, Taksimde Dağcılık | klübünde, tarafeyn alle ve davetlileri huzurunda yapılmışlır. Genç evlileri tebrik eder ve sonsuz saadetler dileriz,| Rus - Alman karşılıklı ticareti Almanya - Rusya anlaşmasının ticart ve iktısad! olan bir cepheti de var. Lehistan iki arada taksim — edilerek İtalya da dahil olduğu halde, buşka hiçbir devletin Lehistan işlerine ka- rışmıyacağı Rusya ve Almanya tara - | Tından ilân olunurken bu iki devlet a- | rasında bir de ticaret munhedesi im- | zalanıyordu. Buna göre iki memleket | ketdi iktisodi inkişaflarını bundan son- ra öyle tanzim edeceklerdir kt Alman- yanın yaptığı mallar Rusyaya gide . bilsin, Rusyanın mevaddı Iptidslyesi de Almanyaya nakledilebilsin. Almar ya jile Rusya azusındaki ticarf müna - sebat daha Hitler idaresi Almanyada işbaşına gelmeden evvel, 931 de pek ileri gitmiş, fakat sonra her iki mem- Geçen senenin nihayetindenberi ise Rus - Alman ticari ve iktısadi müna- sebetlerinin yeniden düzelmesi için va- kit vakit müzakereler olmuyor değildi. Antük şimdidir ki iki taraf mühim bir esas Üzerinde anlaşmış bulunuyorlar, Bundan sanra Rusya - Almanya iktı- sadiyatının gireceği safha dünya mata buatınca birçok noktadan takip edile- cektir. En başlıoası harbe devam ede- bilmek üzere Almanyanın muhtaç ol- duğu mevaddı iptidaiyeyi —Rusyadan todarik edebilip edemiyeceğidir. Al - manyada vaziyetin nasıl olduğu o mem- lekete komşu bulunan bitarafların al- miş oldukları malümatı tetkik ottikten sonra anlaşılıyor. İktisadi ve ticar! an- Taşmanın notioari “olarak Almanyanın Rusyaya lüzumu olan malları yetişti- Tebilmesi bir meseledir. İki memleket urasındaki alışverişin hakikaten ehem- miyetli bir safhaya — girebilmesi için Almanyanın mal yaparak yetiştirebil- mesi iltıza ediyor. Sonra Almanyutnun Rusyaya yapılmış sanayi eşyası gön - derevek mevaddı iplidaiye alması bahım Si de ayrıca tetkik edilmektedir. Rus- ya pessen gön senelerde sanayi zahe- sında azaml fanliyet güstererek kondi ihtiyaçlarını temin için uğraşmaktadır. İki memleketin yeni itilâf üzerine bir- birlerinin ihtiyaçlarını vâsi mikyasta tatmin debilmeleri için — münskalâtır tanzimi işi, yoltarın ona göre yapıl - ması ve saire de güsterilmektedir. Bundan sonra Rusyanın Almanyaya olan ihracatının - kiymeti 180 milyon marka kadâr çıkarılmaktadır. Alman- yanın Rusyaya olan (hracatı da 340 milyoa marklık oluyor. Fakat Alman- ya daha harp çıkmadan evvel muh- telif memleketlerle olan barici ticare- tini şu dereceye kadar vardırmıştı: 5 milyar 400 milyon marklık ithafit, $ milyar 200 milyon marklık ihracat, Bitaraf Holandanın Amsterdam gibi mühim bir ticaret merkezinde tutulan hesaplara göre verilen bu rukamlara bukilirsa Almanyanın diğer bir çok memleketlerle olan ticari ve Iktissdi münasebatı harp başlamadan evvel az mühim olmadığı görülür. Harbin çık- Tmasilo bu ticaretin nasıl sekteye uğ- radığı kolayca tahmin edilebilir. Bu takdirde anlaşılar gu oluyor ki Al » manya, Rusya (le olan tiraretini artık 380 milyon marklık bir dereceye çı- karmak islemiş bulunuyor. .. İtalyanın vaziyeti ve Almanya Yazan: —ALİ KEMAL SUNMAN Pariste çikan — Ekselsyor — zazelesi Fransa ile İngillerenin — bir tarattan Almanya ite harbederken diğer taraf. fan da diplomatlık sahasındaki gay- Tet ve faaliyetlerini birkat daha arte firmiş olduklarını yazarak diyor ki: İtalya bekliyor. Cereyan eden hü- Gisat karşısında uyanık bulunuyor. İlalyan gazeleleri de artık mihvere Gen ve çelik itilfaktan, misaktan bah- setmes olmuşlardır. - Pakat Almanya Hariciye Nezaretinin de artık her tür- Vü siyasi fanliyetten çekilerek boş dur- duğunu zannetmemeli. Hotandanın bi taraflığa mugayir olarak düşman lay- | yarelerinin ucuşuna müsaade ettiği id- diasile Almanya Hariciye Nezareti te- şebbüslerde bulunuyor. Diğer taraftan 'da Roma ile konuşarak İtalyanın yarz. dimet sürette bitaraflığını temin et « mek istiyor. Alman diplomatları faponya ile İn- tilterenin anlaşmasına mâni olmağa galışıyorlar. Avruapaya karşı Amerika Amerikanın Avrupa harbi karşısın. da alacağı vaziyetin ileride ne olacağı burün en ziyade merak edilen mese- delerden birldir. Nevyork Taymis ga- zetesi bundan bahsederken diyar ki: İngillere ve Framsaya her türlü harp Mmalsemesi gönderilmek suretile A - Mmerika farafından yardım edilecektir, Rus - Alman müahedesi artık her dürlü ilirazları ortadan kaldırmışlar, Şimdiye kadar Amerikada bilaraflık kantmuma müdafaa etmekte olanlar İngültere ve Pransaya harp malzemesi gönderilmesine razı elmuyorlardı. Fa- kat artık Almanya mm bitaraflık kanunundan Rusya is- tifade edeceklir. Rusya Avrupada her hangi bir harbe girmediği cihelle bi- faraflık kanununa göre — istediği gibi Amerikadan harp malzemesi satın a- habilmektedir. Malboki — Rasya arlık Almanya ile müahede akdetmiş, onun- Ja dest olmuştur. Almanyamın böyle dostuna silâh ve cephane ve salre sa- tilırken İngiltere ve Fransaya —harp malzemesi verilmemesi doğra görül- memektodir. Nevyork Taymis gazelesi ayni za - manda Rek Rüzveltin. vaziyetini de anlatarak diyor ki: KRete Ruzveltin Frama ve İngültereye yardım etmek istediğine şüphe et « memeli. Bilâkiç mümkün olan yar - dimi her süretle yapmak istiyecektir. Japonya ile Amarika Amerika ile Japonya arasındaki mü- masebal yeni bir safhaya girmek üzere- dir. Vaşinetondan verilen malümat bu hususla şanu anlatıyor: Japon kabine- #İnin siyaseti değişmiştir. Eğer Japonlar bundan soara mihyer devletlerinden büsbütün ayrılarak İn - giltere, Fransa ve Amerikaya yaklaşa. cak olursa Amerika tarafından kendi- Tertne her türlü kolaylık gösterilecektir. Ameriha ile Japonya arasındaki mü- mazebetler de başka bir safhaya gire - cektir. Bununla beraber Japonların Çin- de hâkim bir vaziyet alarak — diğer devletleri aradan çıkarmak maksadın- da oldukları besbellidir. Eğer çıkarma- Ha müvaffak olamıyorlarsa — bile hiç olmazsa o devletlerin Çindeki imtiyaz- darını azaltmak için Japonların masıl bir maksat takip ektikleri malümdur. Lâkin Rus - Alman dostluğu üzerine Japonya bundan sonra — İngillere ve | Amerika ile Uzak şarkta iyi zeçinmeyi daha müvafık bulacaktır. Boya tüccarlarının zam ihbarı Şehrimizdeki bazı boya tüccar- larının mal güç geldiği bahanesile önümüzdeki haftadan itfbaren fi lara & 50 zam yapacaklarını pe- rakendecilere bildirdikleri alâka- darlara ihbar olunmuştur. Halbbuki gerek kumaş ve gerek inşaat ve saire boyalarından şeh- rimizde mühim miktarda stok bu- Tunduğu anlaşıklığından bu zam teşebbüsü muvafık görülmemek- tedir. Birimizin Derdi Hepimizin Derdi Fatura vermiyorlar Esnaftan bir okuyucumuz yazı- yer: «Mağazama lâzım olan şeyleri herkes gibi ben de toptancılardan fedarik ederim. Pakat evvelce ca- Yi Kicarel usullerine göre fatura Tu İsliyen esnafa ise eski fiatix bugün satlıkları fiaf arasındaki farkı mal almüş gibi göstermek su- retile ilâve ederek © suretle fatu- — TA vermeğe razı oluyorlar. Tep - tancılar, sattıkları flatlar üzerin. den fatura vermeğe mecbur tu - tulamazlar ma?'a