KIRTASİYECİLİK REKORU İNGİLTEREDE KIRILIYOR. Ângiltere bir mavi kitap neşrelmiş, — içinde, Almanya ile olan müzakereleri makiediyormuş. İngilterenin öteden - beri üdetidir. ronk renk kitap neşre - “der, Mavi kitap, kırmızı kitap, yeşil — kilap, beyaz kitap.. Bir mühim mese- sanıza, kırtasiyeciliği harp meşdanla- Tıma kadar seküyor, fayyareler bomba | Bazı büyük doktorlar, fizsiyoloji â- Hümleri tetkikat yapmışlar, insanın ağ- M ve burnu, dalma ayni kalmıyor - muş.. Yaşımız. ilerledikçe bir takım kabavvüller, tebeddüller vakua geli - | | gyarmuş!. Fakat, bize kalırsa, âlimlerin — Va buluşu yeni bir keşif değildir. İn. | Müterin mif diye soruyor, asıl dava- man, zarla tefessüli eltirilmiş olan Av- vupa medeniyetini, şu içinde bulun- — dukumuz felâketi atlattıktan sonra 18- fah çarelerine başvurmaktan ibaret ol- duğunu söylüyor. Buzünkü hüdiseyi “bazı vahim haslalıkları tedavi eden zehirli iHâçlar gibi zarari bir deva te- Tükki edelim. va biz tamamile ve şimdiye kadarkin- | 'den dalma daha üstün askeri millet o- | Jacak veçhile milli müdafaamızı bü- | Haibuki, köy kızları bize ağa diye — sarılmışlar.. Onlara kem gözle ba- kanın gözü kör olur, Hüseyia na- | sıl oldu da yolunu şaşırdı? Diye söylenerek taşın dibinden fırlayıp gitmek istedi. Fakat, göze görünmiyen bir kuv- vet ona tutmuştu. Yerinden kı- yamadı. İ — Neme gerek benim, dedi. Her koyun kendi bacağından asılır. Mehmet sindiği yerden dönüp | — gidecekti. Suyun başındaki kızlar Ayşenin — başını kır çiçeklerile süslemiş - lerdi. Mehmmet kayanın - dibinden | ayrılamıyordu. O, Ayşeyi ogünkü kadar güzel ve sevimli görmemişti. Köyün kız- ları Ayşeyi bir gelin gibi çiçeklerle donattılar. | Hüseyin, pınar başındas, hazin | gesile bir mani daha söylüyordu: Sana dedim allı gelin, has gelin, Suya gider sağ elinde las gelin. İki yıldır ben sevdana düşeli, Kerem eyle, yu sevdamı kes gelin! Hüseyin, Ayşeye hitap ediyordu: D Ayge kaşlarını çatmıştı. Hüseyine cevap vermedi.. Testlisini doldurdu.. Omzuna al- di: — Kızlar, ben gidiyorum. İstiyen! benimle in. Diyerek, Hüseyinin yüzüne bi- | |le bakmadan yürüdü. HÂDİSELER KARŞISINDA | B Luumuu DİRİLİRSE ı | Üdüştiktari vazifeleri tevsik edememiş- | Son Telgrof- Bir başka Üngiliz âliminin şu iddia- sına bakın: Masırdaki mumyalar, canlanıy muş! Şu başımıza gelenleri görüyer musunuz?. O halde, artık kayamet yak daştı, demektir. İster misiniz, eski Mi sır. hükümdarları © Firaunlar, hep ! Yani, sizin anlıyacağmız, müte- müteahhitliğin, alacaklarından bahsettiler. Sebebi de gu imişi Bu memurlar, daha evvel ça- der.. Bu içe hayret etmez misiniz? Ücretle olsun, ne olursa olsun, bu memurları | şimdi. çalıştıkları vazifelere alırken — Etendi oğlum, nereden geliyor. | sun, sen kimsin?. Nerede çalışıyor. - sun idiye sorup Sual etmemişler mi?, Bu kayıtları, sicillerine yazmamışlar muaf, AHMED RAUF terkettiğine, cenubu şarki Avrupaya Mmemiyeceğine, garpta bir taarruz ya- pamıyacağıta göre, onun için — harp hakikaten bitmiştir. Şimdi de harbin mes'aliyetini demokrasilere yüklemeğ Wlemesi gayel tablidir. Bu defa ki sulh Yaarruzunun — maksatlarından biri de budür, YENİ SABAH: HMüseyin Cahit Yalçın dünya karşi- sanda Almanyanın ne vaziyette bu - lunduğunu anlatıyor diyor «Dün et- rafındaki milletlerin Btiklâlini yulmak | isliyen Almanya bugün ne oldu da sulh Aşıkı zörünüyor; — çünkü — top, külek, tayyara, tank umuml surelte yal- mir teknik bir iç göremez. İman da Tâzımdır. Buzün Almanınlileti ne ga- ye ile harbedecek? Şimdiye kadar ken- disini ayakta tutan ideal bizsal şefleri tarafından ayak allına alımmıştar, VARİT: Asım Üs Almanyanın harici tcare- tinden bahsederek diyor ki: «Alman- yaya mal satmak istiyecek olanlar bede Hini mal şeklinde de olsa, evvelden pe- şin olarak almak istiyeceklerdir. Al - manyanın — dövizle tediye — kabiliyeli yoktur. Abluka devam citikçe Alman- yanın sikinlesi daha urlacaktır. Kızlar Ayşenin peşinden koşuş- tular. Hüseyin, Ayşenin bir cevap ver-| meyişinden müleessir — olmuştu. Boynunu büktü.. Pınar başında 0- turdu Ku r uzaklaştılar. ” Mehmet, saklandığı kayanın di- binden fırladı: — Hüseyinle konuşmak — sırası geldi. İki yıldır Ayşeyi — sevdiği halde benden saklamış. Halbuki | ben onun kalbinde böyle bir kap- lan değil, küçük bir böcek yattı- ganı bile bilmezdim. Vay şeytan | vay! b Mehmet, kızlar iyice uzaklaş - tıktan sonra pingr başına — doğrü ilerledi. Hüseyin hâlâ bir ağacın | dibinde dalgın ve düşünceli oturu-! yordü. Mehmet birdenbire seslendi: — Burada tek başına ne ya - pıyorsun, Hüseyin? Hüseyin birdenbire şaşaladı. Acaba Mehmet, onun - kızlarla oynaştığını görmüş müydü? Mehmet, Hüseyinin — kafası kıvrılan buşüpheyi çabuk sildi. — Bağlara gidiyordum dedi. U- taktan seni görünce dayanamadım. Yolumu çevirdim. Neden yalnız Mehmetçik Geçiyor. Yazan : İskender F. SERTELLİ POLİS MAHKEMELER Gençkızın hayatı Asliye beşinci ceza muhakemesinde dün ersinman bir genç kızın muha - kemesi yapılmıştır. Henüz 26 yaşında bulunmasına rağ- men beyaz zehirin vaktinden —evvel göçtürüp iptiyarlattığı —Andel ismin- deki- bu bedbahi kız ayni cürümden dolayı evvelce de iki defa yakalanmış ve dedavi allına alındığı hakle yine Bir türlü mel'un düşmanından kurtu- damamış ve bu sefer alaındaki cero- Genç kiz mühkemede demiştir. ki: *— Ne yaptımsa eroladen bir türlü | kürtulamıyorum bay rels.. Geçen xe- ferki muhakememde artık bir. daha İçmiyeceğime dair size yemin verdi- | im ve 16 ay hastanede de yattığım | halde yine haslaneden çıkınca kendimi tutamadım., Bir gün bir dostumun e- Hinde ercin paketini görünce — bütün yeminimi ve çokliğim ıtırapları u- nularak onum üzerine atıldım, Bütün paketi bir çekişle bitirdim. O vakit dünya görümde yeniden değişti. Ve büylece beyaz zehirin sevkine yeni- den kavuşmuştum artık... Lâkin ben hastanede iken mallar büsbütün paha- hkdlaşmış ve elimde hiç param kalma- mış olduğundan her gün bir parça era- in tedarik etmek için artık kötü hareketlere bile düşüyor ve bunlara da yavaş yavaş alışıyordum. Bazı gün- ler ekmek, katık gibi insana en lü- zum şeyleri bile ihmal ederek bulabil- diğim parayı hep ereine veriyordum.. Geçen gün hastalandım. Yanma sı - Şındığım — felâket arkadaşımın — oda- | sandan çıkamadım. — Cebimde lek bir | kuruşum da — yoktü. Halbuki — eroin ( yokluk dinlemez. Vücudümde mülhiş bit ırlırap, benliğimde tahammül e- | dilmez bir krix başlamışlı. O vakit Mtağım yatağın yorganını — bir paket yaparak gizlice çarçıya götürüp sat - fam, Bü süretle dlürsirlike da — elmiş ve en samimi urkadaşıma nankörlük yapmış oluyordum. Fakat şuurum, |- radem artık elimde değildi. Harekeli- min eezasını eve gelince çektim. Ar- kadaşımın metres yaşadığı erkek yor- ganı göremeyince beni Sikıştirdi. ve: «— Sizin gidi ereineileri mahvetme- ML» diyerek beni polise haber verdi. Karakolda yapılan aramada da üzerlim- de eroin bulundu. Hâükim bu hazin itiraftan sonra za- vallı ercin kurbanının tıbbuadliye gön- | derilmesini — kararlaşlırmış — ve Anjel |- hemen müşahedeye yallanmıştır. HALÜK CEMAL Çocuklar için maske Çocuklu âileler Bunlara yardım için çalışılıyor Çok çocuklu ailelere verilecek olan ikzamiyeler miktarını Ma - Üye Vekâleti ber sene arttırmağı kararlaştırmıştır. Diğer taraftan bu hususta yeni bir emir de dün vilâyete gönderilmiştir. Bu emre göre; hıfzıssıhha kanununun neş- rinden sonra 6 veya daha fazla çocuğu olup ta ikramiye talebinde bulunanlardan - taleplerini tevsik ederek ikramiyeye hak kazanmış olanlardan 1 veya bir kaç çocuğu | ölmüş olsa da yine mükâfat veri - | lecektir. Diğer taraftan yeni emre göl müracaatta bulunduktan sonra ö- len anaların mükâfatları da ka - nuni mirasçılarına verilecektir. — zi Bir meydan açılacak Galata rıhtımı üzerinde yapıl - makta olan yeni yolcu salonu ön we civarının da büyük bir mey- dan haline getirilmesi kararlaş « tırılmıştır. Bunun için yeni salonun karşı- sına tesadüf eden ambar ve bazı binalar yakında istimlâk oluna - rak yıkılacaktır. Diğer taraftan yeni — salonun bundan sonra yapılacak inşaat ve döşeme işleri de bir plân halinde hazırlanarak tasdik edilmek üzere Ankaraya gönderilmiştir. Bugünlerde tasdikten gelir gel- mez derha linşaata huz verilecek- tir. ea Yangın yerleri İstanbulun muayyen yangın yer- Terinde inşaat yapmak müsaadesi almak üzere Belediyeye yapılan müracaatlar hengün fazlalaşmak- tadır, Belediye yangın yerlerinde in- şaata müsaade etmek için arsanın yangın yerleri plânlarına nazaran Rüzergâhına tesadüf edip etme- hakkında tetkikat yapmak'a ve müracaat sahibinden arsanın çapını gösteren plânlar iatemek- tedir. Çapsız yapılacak müracsat- lar kabul edilmiyecektir. deün eli Vilâyette bir tayin — | Dahiliye Vekâletinden dün vi- lâyete bildirildiğine göre İstanbul | vilâyeti idare heyeti azasından B. Enver Payır İzmir idare heyeti azalığına naklolunmuşlur. Onun yerine de İzmir idare yeti azası B. mes'ut gektir. he- | Dinçer geçe- | HAK ©ç7 Miloviç'in tebessümü Devletin ihtikâr mevrnile olan ya- kın alâkası vatandaşları teselli ede- | vek, w verecek salâbet ve ciddi « yetledir. Şunu itiraf etmeli ki, gecen büyük harbin binbir faciasından —en | Kkorkuncu, belki de ihtikârdı. Halk, Mmühtekirden çok çekmişli. Belki de, dörl yıl süren büyük harbin ıztırabı, mühtekirin insafsız ve haln siklelin- | den dolayı çekilmez bir hale gel - | mişti. Eğer, muhtekir geniş ve müsalt fasliyet sahası — bulamamış — olsaydı, millet, büyük harbi daha az meşak - katle, daha az ıztırapla savuşlturması- ma bilecekti. Şimdi, Cumhuriyel Türkiyesinin ba- şında bulunanlar, geçen büyük harptle, tekirin azgınlıklarını yakinen gör- ztarabını. çekmişlerdir. Bina- buzün artık, ayni faelaların tekerrürüne elbette imkân yoktur. Bununla beraber, bazı soysurzlar, ih- tikâr yapmak için, dalma yesile arı - yacaklar, dumanlı havada vurgun pe- Şinde koşmak istiyecekler, memleke - tin umumi menfaatlerini değil, kendi hasis keselerini düşüneceklerdir. Bu- nun aksini düşünmek safdillik olur. Fakat, hep hatırlarız ki, 1914 - 1918 | de vagen ve vesika ilcareli yaparak | milyonları aşan çalma servetlerin ü- | zerine oturanlar, bu fakir ve muzlarip , milletin abına uğramışlar, sonra, se- | falet ve yoksulluk içinde can vermiş- | lerdir. Bu soysuzların hiçbirinin yanı- | na, çalıp çırplıkları servek, kâr kal - | mamıştir. Milaviçin bir tebesslimü için yüzlük bankmotları ateşe verip yakanlar, ken- di kara vicdanlarının, birax olsun mu- | arzep helki, o eanada hisset- memişlerdir. Fakat, kara vicdan, bir mam sşığı gibi, dalma devamsız — bir rahatlıktadır. Huzur, faziletin sükü - nundadır. REŞAD FEYZİ İKÖCÜK HABERLER| | * Bazı semtlorde zehirli gazlerden korunma / kursları açılmıştır. * Karadeniz ve Marmarada bulu- nan İtalyan vapurlarının Umanlarına avdet etmeleri hakkırda emir vuildi- | gine dair dönen şaylalar tekzip eöil- mektedi * İugiltere ile ticaret rini Londradan hareket etmiştir. * İstanbulun kurtuluş gününe te - #adüf eden tuma günü yapılacak me- Tasim için program hazırlanmaktadır. * Şehrimizde kurulmuş olan ikinci Ağırceza mahkemesi çalışmağa başla- miştir. * Beyoğlunda Aynalıçeşme caddesi metre genişletilecektir. Yol orta - müzakerele - 18 | gındaki ahegp gazino yıktırılacak, cade Zehirli gaz maskesi imali ve s- Boğaziçlilerinin ıztırabı tışlarını idare eden Kızılay umumi merkezi; şimdiye kadar yalnız 5 yaşına kadar olan çocuklar ve bü- yükler için maske yapmakta kdi, İdare bu yaştan küçük yavru - | lar için de maske imaline başladığı gibi; ayrıca yeni doğan çocukları kundakları ve sütninelerile bera- | ber içine alabilecek hususi mas - | keler de yapmağa koyulmuştur. Bunlar bittikten sonra kıymetli hayvanlar içih de maske imal olu- nacaktır. oturuyorsun burada? Hüseyin, arkadaşının bir şey | görmediğini anlayınca geniş bir neles aldı. — Su almağa gelmiştim, Meh- medim! Diye mırıldandı. | Mehmet, Hüseynin yanına otur-| du; | Sabahleyin evin önünden ge-| çerken su bakracı yoktu elinde, | | Hüseyin cevap Venmekte gecik- medi: — Hasta bir kızın suyunu taşı- yacaktım.. — Neden taşımadın? — Onu bekliyorum. Gelmedi hâ-i lâ, — Biraz önce dönen kızlarır, a- | rasında yok Mmuydu? Hüseyin birdenbire kıpkırmızı kesildi: — Sen gördün mü onları?. — Görmez olur muyum? Al: ia geçtiler biraz önce buradan, Hüseyin itidalini topladı: — O gelmedi.. Belki gelir diye bekliyorum onu. — Yalan söylüyorsun, Hüseyin? Beni aldatıyorsun.. Hem de se- olarak. Haniya, birbirimizi aldatmamağa. birbirimize yalan söylememeğe - küçükken - ant iç- Sarıyerde ba yil | çılamadı. Hâtün Bağazın bu civar a. kinleri şikâyetçi ve muztariptir. Sarı- [ yer ve havalisinin yerlileri fakir va - tandaşlardır. Bunların çocukları wzak semilere gidecek kadar masraf ede- mezler. Hele bu şene, erkenden — derilerin başlaması, Boğuzlıları daha müşkül yaziyete soktuğunu, bize gelen şikâ - yetl mektuplarından anlıyoruz. Bu İş me olacak?, Alâkadarların bimmelini bekliyor!. BURHAN CEVAD miştik, Ne çabuk unuttun andını?. Yalan söylemedim. Mehmı Onu bekliyorum ben, Mehmet hiddetlendi; — Yalan.. Yal Hâlâ yalan söylüyorsun! Ona maniler söy yen, onu buradan kaçırtan sen de| Bil misin? | Hüseyin afallamıştı. Arkada - şına verecek cevap bulamıyor, da-. kikalar geçtikçe renkten renge gi-| riyordu. | — Demek sen bizi gözetliyordun, | öyle mi? | Diye raarildanarak — oturduğu | yerden kalktı. Pınar başına doğru birkaç adım attı. Mehmet arkasından seslendi: Kaçma, Hüseyin! Seninle he-| saplaşmağa geldim. Bana haki - kati söyle Ayşeyi sviyor musun? Hüseyin kalbini açmağa mec - bur oldu: | — Sen baha: «Kalbimde vatan | sevgisinden başka bir sevgi yok- tur!, dediğin gündenberi onu se- viyorum. Bana neden kızıyorsun? Mademki onu sen sevmiyorsun... Bari bana bırak. Ben alayım Ay- şöyi. Mehmet acı acı gülerek arkada- yüzüne baktı: “Bon seni deniyorum, buda- la! Mademki onu seviyorsun... Sö- gü Ayşeye bırakalım; hangimizde Bgönlü varsa, o alsın onu. Nasil, Fazı masin bu işe?, Hüseyin itiraz etmedi; (Devamı var) | der bu sefer bir an evvel metlcere var- | Hemen söylemeli ki Almanyanın sulh de asfalta çevrilecektir. ni W İtfalye mektebi tedrisata büş - Tanıştır. v İşçi miktarı yüzden fazla olan mücsaeselerde dünden Jtbaren kuru- dar açılmıştır. ansit yolu hüküm- ler mediği anlaşıldı - iindan yeniden müzakerelere başla - Dacaktır. Almanya ile Rusya arasında yeni | bir anlaşma daha oldu. Avrupa harbi çıkalı bir ayı geçti. İlk tahminleri alt- üst eden vekayi ile karşılaşıldı. Har- bin sayısı billemiyen birçok meçhul- derle dolü bir müadele olduğunu söy- Tiyenlerin dediği doğru çıktı. Zaman geçtikçe bu meçhuller şu ve- ya bu tarıda halledilecek. 1939 harbi- min mühüm bir bususiyeti olarak öğ- reniyorur ki İngillere ile Pramsa için ba bir bekleme harbidir. Geçen harpte Aaarruz maksadile yapılan harekâtta çok kan döküldüğünü söylüyen İngiliz- ni yavıyorlar. Bu neşriyat şayanı dik- kaltir. Bu bahsin diğer bir Tuslı da buzün Lehislanın uğradığı hal üzeri- ne Almanşa ve Rusyanın we kadar kuvvetli olduklarıdır. Almanyanın ma- düm şekilde Avusturyayı ele ceçirme- sinden evvel sulh zamanındaki mev - sut askeri 1,115,000 oluyordu. -Bunun 850,000 kişisi kara, 200,000 kişisi hava ve 40000 1 de deniz için ayrılıyordu. | Avusturya alındıktan sonra Alman or- düsüna daha 304006 kişi zirmiş oldu. zamanındaki ordusuna dalr verilen bu rakamlar daha harp çıkmadan evvel arlmış bulunuyordu. Harbin baştangı- | cında ise Almanyanın 2,000.000 askeri olduğunu Üngilizler söylüyordu. Bu 0e- dü molörlü vesaitle teçhiz. edildi. Diğet taraftan Almanyanın hava ordusu çabuk bir derakki gösterniiş- tir. 937 de 2,800 tayyareden bahsedili. yordü. Bunun İki senedenberi çabucuk artlığını Avrupalı mütehasseslar ittı- fakla söylüyorlar. 25,000 işçinin çalışmasile senede 850 motör vücude getirildiği bundan evvel anlaşılıyordu. Bu mesai daha artmuylır.| Deniz kuvvellerine — gelince senede 80,000 ton artıyor. Bu gidişle 1941 se- mesinde Almanyanın 420000 fonluk bir, mffakiyetle bitiren heyetimiz | * Karakulak FELEİMEL menbal Burada fenni tesisat yapılacak Vakiflar idaresine devrolunan Karkulak memba suyu kabotaj çalışmaları bitirilmiştir. Evkaf mü ü, pek yakında bu suyu da fenni tesisat sayesinde şişe ve damacanalara doldurarak satışa çıkaracaktır. Diğer taraftan şehrimizin meş- hur bir memba suyunun daha ev- kaf tarafından satın alınarak diğer vakıf sularla beraber satılması i- çin de konuşmalar yapılmak'adır. —vo- İhtikâr yapılıyor Şehrimizde bazı inşaat madde - lerinin ve marangozluğa ait mal zeme fiatlarının sebepsiz yere yük-| seltildiği hakkında ticaret odasına yapı'âan müracsat Ve iİhbarlardan sonra dün de bazı kunduracılar o- daya mülacaat ederek bir kısım maddelerin fiatlarında ihtikâr ya- pıldığını ihbar etmişlerdir. Bu ihbara göre meselâ harp baş- langıcından evvel 19 kuruşa alı- nan bir kundura dikme yumağı bu kere 30 kuruşa; eskiden 18 kuruşa satılan lâstikler şimdi 25 kuruşa yükseltilmiştir. Kunduracılar bu mağazların i- simlerini de bildirmişlerdir. A Üsküdar iskele meydanı Üsküdar iskele meydanının ge- nişletilmesi projesi Nafıa Vekâleti tarafından tasdik olunarak Bele- diyeye gönderilmişlir. Diğer taraftan buradaki bazı bi- na'arın menafii umümiye namına | istimlâk edilmesine müsaade olun- in belediyece Dahiliye Ve- kâletine yapılan müracaatin de bu günlerde kabul ve tasdiki beklen- mektedir. Bunu takiben Üsküdar - Bey - koz yolunun başlangıcını teşkil e- decek olan meydan hızla genişle- tüleektir. Dagüse Bi Halkevi Eminönü Halkevi binası yanında pılan yeni inşaata devam olu - mesi için tahsisat bulundu - azmışlık. Binanın biran evvel tamam - lanması işi evvelki gün tekrar eski müteahhide Ihale olunduğundan hemen faaliyete geçilecektir. Müdern bir jimnastik salonunu ihtiva edecek olan yeni bina kâ- nunusaniye kadar tamamlanmış o- Tacaktır, aün ği Çamlıca prevantoryomu Çamlıcada muallimler prevan- töryomunun yeniden genişletilme- sinin kararlaştırıldığnı yazmıştık. Bu iş, ayı lira ile bir müteahhide ihale olunmuştur. Yeni inşaata hemen başlanacak ve mühim ilâveler yapılacaktır. | |AVRUPA HARBİNİN YENİ MESELELERİ | |Rusya ile Almanyanın vaziyetleri denanması olacağını yine — Ayrupalı aülehassışlar hesap ediyorlardı. Bu - cün İngilizlerce muhakkak sayılan bir ver varsa e da Almanların tahtelbahir iaşaalına daha ziyade uğraşacaklardır. dir. Bundan sonra Rusyanın küvveli et- |Alman “sulh taarr izü Birkaç gün ne kadar paganda ııııı:ı"m . | taarrüzüs, anlaşılıyor Wi resmiyet sa- | Basına inlikal etmek üzeredir. Polon- yanın işgalinden sonra Almanya, önce Sovyetlerin yardımlarını temin etmeke Çalıştı. Buna muvaffak oldu mu, el- madi mi? Moskova anlaşmasının şü- mulü henüz iylce malüm değildir. An- Taşmanın metnine — bakılacak / olurca, | Almanya ve Sövyet Kusya sulhun ia- dezi için müşterek teşebbüste buluna- caklar. Ve bu teşebbüs iyi karşılan - madığı takdirde İngilltere ve Fransa harbin devamından — dolayı «mes'ule | vaziyetine düşeceklerdir. Bu ifadeden çıkan mana şudür ki henliz bu dakikaya kadar harplen de- dayı kimln mes'al olduğu taayyün et- | Mmemiştir. Fakat sulh teklifi yapılıp da reddedilir. edilmez, derhal mumltükta duran mes'üliyet İngillerenin ve | Sanın omuzları üzerine yerleşmiş olu- caklır. Pakat berkesin merak ve alâka ile öğrenmek islediği yey, bu mes'üli- yet laayyün ektiklen sonra da İngü- fere ve Pramsa harp yapmakla devamı ettikleri takdirde Sevyetlerin vaziyeti V a nülüanat üüü şalaşanün metninde bu nokta üzerinde bir sara- hül yoktar. Yalnız denllmektedir. kiz «İki devlet ne yapmak lâzımgeldiğini fayin elmek için istişarede buluna « caklardır Sövyellerin şimdilik daha sarih bir taahhüt altına girmekten çekindikleri anlaşılmaktadır. Hem Almanya karşı- sındaki vaziyetlerini, hem de demok- rAL devletlere karşı (akip edecekleri poelitikayı böyle müphem bırakmayı, menfaatlerine daha uygun bulinakta- dırlar. Diğer taraftan İlalyanın da sulh ta- arrazuma İştiraki temin edilmek için Kont Olano Berline çağırılmıştır. İtal » yanın Almanya karşısındaki vaziyeti, | Sövyetlerin vaziyetlerine benzemez. İ- talya daba birkaç ay evvol, Almanya | âle sarih askeri ittifak muahadesi im- zalamıştır. Polonya / İstilkm sırasında Almanya, İlalyanın yardımından müs- tağal olduğu içli bu devlet bitaraf k dabilmişti. Fakat artık harbin birinci safhası bilmişlir. İngillere ve Fransa, | karbi devam ettirmek kararında iseler |* ki öyle görünlüyorlar - Almanya, iklefikinden evvelce İmzalanan mü- ede kabi, yardım. İstiyebilir. — Bu şartlar altında İlalya son derece narik vaziyete düşecektir. İlalya böyle bir yaziyele düşmek istemediği için harbin nihayetlenmesine samimi süretie ta - man - İtalyan ve Sovyet sulh teşeb- büsü yapılmasına muhakkak naxarile bakılabilir. Maattcessüf bugünkü şart- dar altında böyle bir teşebbüsün mu- vaffak olmasına ihtimal yoktur. a Billere ve Fransa, Polonyanın hayali g>menfaallerini müdafaa etmek için har- be girişmişlerdir. Harp — başlamadan Polonyanın hayati menfaallerini de - | Bü, hayatını foda ederek Almanya ile Oanlaşmaları beklenemez. Hem İngiliz- ler ve Fransıztar yapılacak olan teşeb- büste, devamlı bir sulh kurmaktanı zi | yade Almanyayı kehdi hesansız hare keli neticesinde içine düştüğü çıkmar- dan kurlarmak gibi bir hedef ezmek- tedirler. A $ ESMER OĞUM Türk Maarif Cerniyeti K: yurdu müdürü Bay Nuri lu Eyüp meliye mesrurlarından Zekâi Tolan'ın bir kızı dünyaya W miş ve Nur ay izmile adlanım Tebrik eder ve uzun öm rafında Avrupalıların yürüttükleri he- | saba da bakmak kabildir. Yalnız e velâ şunu süylemek lâzım ki Rusya- mn şimdiye kadar karada, havada ve denizde kuvvetlenmek hususundaki git- Yükçe arlan zayreti malüm olmakla be- | raber meselâ kaç tane tayyaresi ol duğü, kaç ta tahtelbahir yaplığı resmi rakamlarla neşredilmemiştir. Rüusyanın salh zamanında bulun - dürdüğü ordunun mevcudü 1 milyon 300 bim ile 1 milyon 300 bin arasın- dadır. Avrupalı mütlehassısların kabul ettiğine zöre Rusra fevkalâde bir hal- de dcap ederve yelişmiş, öğremmiş as- kerden mürekkep olarak 13 milyonluk bir ordu. çıkarabilecektir. Rusyanın hava kuvvetleri için yürütülen tahmin lete göre bir zaman evvel tayyarenin miktarı birinci derecede harp tayya- esi olarak 5 bin olarak söyleniyordu. Vasati bir hesaba göre Rusyanın se- mede 5 bin tayyare ile 15 bin de me- dör yaplığı ileri sürülmektedir. Deyli Telgraf adlı ” İngiliz gazelesi diyor ki: Şurası açikâr olarak görülü- yör ki isler Almanya ile evvelce - bir anlaşma Betloesi elsun, ister Alman- ların ilerlemesi üzerine vukua gelsin Rusya artık Hitlerin Ukranyayı müs- temleke haline gelirmek hususundaki bulyasını hakikat haline getirmek için her türlü teşebbilslerine karşı muka - vemel etmek üzere kendi kuvvetini bü- yük bir mikyasta arttırmağa muvalfak olmuştur. Hulâsa hangi faraftan olursu olsun dünya matbuatı bugünlerde hep Rus- ya ile Almanyanın karşılıklı vaziyet- Terile meşgul olmaktadır. ALİ KEMAL SUNMAN Birimizin Derdi Hepimizin Derdi Yine otobüs şoförlerine dair Daima elobüs. yölesimi bldüğü- u bildiren bir okuyucumuz ya- ziyor: «Otobüslerle işime gidip gel - meklve memnumum. Bir (ki kuruş | fazla veriyorum amma, işime de erken yetiştiğim için —bir gömül ferahlığı düyuyorum. Fakat ba- zan böyle olmuyor. Oltobüs yofür- lerinin iyi Insanlar oldukları mu- hakkak! Hem sahiplerini kazan- l dwmak istiyorlar, hem de kendi- leri kazanmak istiyorlar. — Fakat bu hevesi artık bir noktada tan- zim elmek icap ediyor. Ben he 6 kadar çok olebüs şeförü gürdüm ki, içecide boş yer ve durak yer. lerinde yolca olduğu halde aldırış etmeden zeçip gittiler de, sokak ortasında kollarını kaldıran müş- terilere otobüslerini derdurdular. taftardır. Şu halde bir müşlerek Ale r — mr